Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4RALJK2000 SALJ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kurtur@cumhuriyet.com.tr 15
Arzu Başaran
y
ın GaleriApel'deki resimleri Gautier'in kafalannı andırıyor
Portrenin öznelliği: ParçaktnmalarALİAKAY
ArzuBaşaran'ın galeri Apel'de açü-
ğı kişisel sergi bize bir sanatçının ne ka-
darkendisiyle ilgıli olarak çalışmaya baş-
ladığını ve bu şekilde de kendi kendi-
sini ne kadar çoğullaştırdığını ve fark-
h perspektiflerden gelen çizgüeriu bir
yüzey ûzerine parçalı bir şekilde veril-
diği zaman, 20. yüzyıhn sanat tarihinin
perspektif üzerine onca tarnşmalannı ve
de temsiliyet meselesinin resmi hâlâ
meşgul eden bir tema olduğunu bir ke-
re daha gözlet önüne getiriyor.
Arzu Başaran'ın otoportreleri ne ken-
disini aynada gören ressamm ne başka-
sında kendi yüz çizgılerinı görerek as-
lında başkalannı kendisiymiş gıbi çizen
bir ressamm elini görmek mümkün.
Daha derinlerden gelen bir çizginin yüz
hatlannı oluştururken birdenbire bel-
lekten çıkan ve bir daha gelmeyecek-
miş gibi durmasına rağmen, aniden de-
rinlerden biryerdenyine ortayahızlaçık-
tıktan sonra sadece anında görünen bir
görüntünûn bellekte kalmasına fırsat
vermeksizin yeniden yok olmasını anım-
satan bir durum ile karşı karşıya bıra-
kıyor bizleri. Nu. Yûzün çıplaklığı sa-
dece gözûn görmedığı yerlerde kendi
konturlannı, sınırlannı arayan ve arar-
ken de katmanlann içinden çıkıp gelen
kaybolan anın çağnşımlannı öne çıka-
nrken sadece sınırlann ne kadar sınır-
sız olduğunu gören birressamınelini dü-
şûndürtüyor bize. Bir de, TheophfleGa-
utier'nin marjınal sayılan ama bir ede-
biyat ustasının elinden 20. yüzyıhn bi-
Resim kendisini bir ekran tablosu haline koyuyor. Baktiğunızda portrelerm kûnhği sadece portrderin kendisi gibi
dunıyor, ama bakûğunız portreler kendi içmde parçalamnalan verdiğinde kimlik de kendisini cözmeye başbyor.
lincdışı, hayal gücü ve gerçek kanşımı
yazın tekniklennden çok önceleri kale-
me aldığı ve on dokuzuncu yüzyılın ilk
yansını bitirmekte olduğu yıllarda Pa-
ris'ın Haşhaş Kulübü'nü tasvir ettiği
yazısını hatulamamak bana mümkün
gehniyor.
Okuyanlaranımsayacaktırlar: Saint-
Louis adasının, ki Arzu Başaran geçen
yılını bu adadaki sanatçılar evinde ge-
çirmiştir, eskı binalanndan birinin için-
de yaşadığı "yeşfl tecrübeyi" resmeder-
ken Gautier, hem Pans salonlannı bize
veriyor hem de sanat ve edebiyat ara-
sındakı o yıllarda var olan bırliktelik-
lerin örneklerini sunuyor bizlere: Gü-
nümüzûn edebiyatçısının bilemediği
kadar on dokuzuncu yüzyıl edebiyatçı-
lannın resim sanatıyla ne kadar yakın-
dan ilgilendiklerini ve yazılanmn renk-
lerini neredeyse rassamlann renk anla-
yışından yola çıkarak adebiyala geçir-
diklerini bize örnekleyen Gautier; hem
haşhaş ile ilişkinin nasıl Doğu toplum-
lanna ve Hasan Sabbah'a dayandığını
ve haşhaş kelimesi ile assassm yani ka-
til kelimesınm iç içe aynı kökenden gel-
digini bize gösteriyor; yani Doğu'dan ge-
len tecrübe Batı'ya karil kelimesini ve-
rirken aynı zamanda dünya nimetleri-
nin haşhaş sayesinde ılahilendırildiğı-
ni eşsız bir şekilde ortaya, o yıllarda, ko-
yuyor. Gautier bu tecrübesi sırasında
tavana baktığında gövdelennden kop-
muş kafalar gördüğünü yaayor. "Bu
yüzlerin bunm detikleri genişfiyor, göz-
leri kısılryor, ağızlan büyüyor. Kişflerm
sıkıntısuu kendi yûz mimiklerinde gös-
teriyoriar. Callot'nun, Goya'nın sulu-
boyalannda olduğu gibi bu başlar insa-
ni ve hayvani şekükrT yazara sunuyor.
Gautier kendisinin başmı ortada göre-
rek diğer yüzlerin bir ışık hüzmesi için-
de kendilerini, onun etrafinda döner bir
şekilde sunduklannı yazıyor. Yüzler
ona, arok hıç hatırlamadığı kelimeler fi-
sıldıyor; ama burada her şey sadece
çevreleri bir ışıkla kaplı kafalann ko-
nuşan halleri söz konusu edilebiliyor.
Arzu Başaran'ın kafalan da kendile-
rini boyanın katmanlan içinde var eder-
lerken dışandan onlan gösteren ışığın
verdiği etkiyle Gautier'nin kafalannı
andınyor bize. Bunu, aynı zamanda,
günümüzün teknolojisiyle duşündüğü-
müzde her bir tablo ışık içinde bir ek-
rana çevriliyor. Resim içinde bir tür te-
levizyon etkisi veriyor. Resmin gele-
neksellıği ile televizyon veya videonun
teknolojisı birbıriyle konuşmaya başlı-
yor. Resim kendisini bir ekran tablosu
haline koyuyor. Baktığımızda portre-
lerin kimliği sadece portrelerin kendi-
si gibi duruyor; ama baktığımız portre-
ler kendi içinde parçalanmalan verdi-
ğinde kimlik de kendisini çözmeye baş-
lıyor. Figürlerin otonomisı sadece ken-
di öznesinin otonomıstni bize sunarken
derinliğin tuval üzerindeki görünümü
otonominin içendenliğini vermekte.
Içeridenliği yüzeyde kaybolurken bu
içendenlık (aradakı boşluklar ıçeriye
doğru bakışımızı sokarken) aynı za-
manda derinliksizliğin derin giriş nok-
talartna doğru odaklanmamızı sağlıyor.
Burada içeridenlik artık kışınin sırdaş-
hğının kendisi haline geliyor. Böyle-
Iikle öznenın konusu oluyor. Özne ken-
di öznesini kendi parçalanmışlığmda
meydana getiriyor. Özdeşiliğinın ken-
disi portrenin kendisi olarak duruyor.
Kendi mevcudiyetini oluşturuyor. Bu
ışığın tuval üzerine düşmesiyle konur
kılınıyor.
Portrenin yeniden gelişimi ıçin iyi
birhamle. BötentNiknjvan'ınToplum-
bilim dergisinin ilk dört sayısındaki
portreleri anmadan geçemiyorum O
kadar aynı yere gelmişler ki. Nikrovan
bunlara "FosüTer" adını vermişti. Arzu
Başaran ise mağara resımlerinden bu
portrelere gelerek fosilleri tersiriden
okumaya kalkıyor. Ama ikisinde de bir
bellek meselesi olduğu kesin gibi du-
ruyor.
îrlandalı yazann oyunlanndan çekilen filmler ilkbaharda Dublin'de gösterime girecek
Satnuel Beckett Hoflywood'un gözdesi
KültûrSenisi -Ünlü yazar SamudBee-
kett'in oyunlan ilk kez filme çekiliyor.
Irlanda'da yaşama geçirilen proje kapsa-
rrunda yazann 19 oyunu dünyanm en iyi
yönetmenleri ve tngiliz çağdaş sanatının
hasan çocuğu Damien Hirst tarafından
beyazperdeye aktanhyor.
Sessizliğin büyük şairi Samuel Beckett,
1964 yılmda New York'ta, sessiz sinema-
nın büyük aktörii Buster Keaton'la tanış-
ü. Beckett, Buster Keaton'ın oyunculuğu-
na büyük bir hayranlık duyuyordu ve onun
'GeneraP adlı fılmini en az alti kez izle-
mışti. Öte yandan Beckett' in oyunlan Ke-
aton'ın zihnini kanştırmış ve Amerika'da
sahnelenen 'Godot'vuBeklerken'de Lucky
rolünü oynamayı reddetmışti. Yaşh aktör
muhtemelen 30 yüı aşkın bir süredir ça-
lışmadığı ve paraya ihtiyacı olduğu için
senaryosunu Beckett'in yazdığı, adı 'Fim'
olan bir kısa filmde oynamayı pek heves-
le olmasa da kabul etti. Kapalı ve bilme-
cemsi aktör ile kapah ve bilmecemsi ya-
zar arasında açık bir benzerlik bulunma-
sına karşın ilk buluşmalan oldukça kötü
gecmişti.
Beckett, Keaton'ın kaldığı otele geldi-
ğinde onu bira içip maç seyrederken bul-
du. Kendisini, konuşmayı başlatmak gibi
alışık olmadığı bir konumda bulan Bec-
kett, Keaton'ın çalışmalanna duyduğu
hayranlık konusunda bırkaç söz ortaya at-
ti. Bu sözler de tükendığınde ikisi de ses-
sizce oturdular. Beckett, aynı kendisiyle
ilk kez karşüaşanlann yaptığı gibi, birkaç
söz daha edecek ve Keaton en iyi ihtimal-
le tek sözcükle ona yanıt verecekti. Ve
yazarla aktörün kötü sonuçlanan bu gö-
rüşmelenne karşın film çekilecek ve Bec-
kett ve Keaton hayranlan için kült bir öne-
me sahip olacaktır. Tipik bir Beckett te-
ması üzerine kurulu olan film, insanlann
algılanndan kaçarak varoluşunu yitırme
noktasma ulaşmaya çabalayan bir adamın
öyküsüdür. Konusunun ağırlığı ve kısa
oluşu nedeniyle 'Fflm'in piyasaya sürül-
mesi neredeyse olanaksızdı, buna karşın
New York Film Fesüvali'nde Keaton film-
leri bölümünde göstenlmişti.
Beckett'in başta 'Godot'yu Bekferken'
olmak üzere birçok oyunu sahneden be-
yazperdeye giden yolculuğa şimdiye ka-
dar direnmişti. Bunun bir nedeni Bec-
kett'in oyunlannın filme çekilmesinin
güçlüğüyken bir nedeni de ünlü yazann
mirasçılanndan yeğeni Edward'ın bu ko-
'uster Keaton, Beckett'in
yazdığı 'Film' adlı kısa
filmde oynamıştı. Şimdi
önlü yönetmenler, oyunlannı
beyazperdeye aktanyor.
nuda oldukça titiz davranmasıydı. Bu du-
rumda Beckett'in mirasçılannın onun 19
oyununun fdme alınmasına izin vermele-
rinin oldukça şaşırticı bir gelişme olduğu
söylenebilir. Projenin yapunını bir Bec-
kett hayranı olan Dubün Gate Tıyatrosu
sanat yönetmeni Mfchael Colgan yünitü-
yor. Irlanda devlet yayın kuruluşu RTE bu
proje için 4.5 milyon sterlin tutannda bir
fon ayırmış. Proje kapsammda çekilecek
olan fîlmler, önümüzdeki ilkbaharda Dub-
lin'de yapılacak bir gala ile gösterime gı-
recek ve daha sonra Cbannei4'te yayım-
lanacak.
Colgan ve ortak yapımcı Alan Maloncy,
'Not I'ı yöneten Nefl Jordan ve 'Play'i yö-
neten Anthony Minghetta gıbı yetenekli
yönetmenlere dikkat çekiyorlar. Proje kap-
sammda merak uyandıran bir çalışma da
Harokt Pinter ve John Gielgud'un oyna-
dığı ve David Mamet'in yönettiği 'Ca-
tastrophe'. Colgan, Pınter'ın yapıtlannda-
kı Beckett etkısini ve Mamet'in yapıtla-
nndaki Pinter etkisinı vurgulayarak bu
filmin çok heyecan verici ve ilginç bir ça-
lışma olacağını vurguluyor. Proje kapsa-
mındaki yönetmenler arasında Conor
McPherson, Michae! Lindsa\-Hogg ve
Atom Egoyan da bulunuyor. Yapımcı Col-
gan, sıkı Beckett hayranlannın tepkisini •
çekebilecek cesurbirkarar alarakproje kap-
samındakı iki fıhnin yönetmenliğini ti-
yatro ve yazın alanında herhangi bir geç-
mişi olmayan Damien O'DonneU ile genç
yönetmen Enda Hughes'a vermiş. Colgan,
Beckett'in mirasçılannın kendilerine çok
destek olduğunu belirtiyor. Beckett'in ye-
ğeni, Damien O'Donnel'm yönettiği 'What
Where'i izledikten sonra bu filmin sah-
nede izlediği tüm yorumlanndan çok da-
ha çarpıcı bir yorum olduğunu söylemiş.
Yaprmcı Colgan, oyun uyarlaması de-
ğil, fîlm yaptıklannın anlaşıhnasmı isti-
yor ve projeyi yürütürken oldukça katı
kurallannın olduğunu belirtiyor. Sahne
açıklamalanna sıkı sıkıya bağlı kalındıgı-
nı, karakterleri değiştirmek ve rollerde
kesinti yapmak gibi bir şeyin söz konusu
olmadığını söylüyor. Dünyanın en titiz
yazarlanndan biri olan Beckett'in ruhu-
nu dogru yansıtmak konusunda çok özen
gösterdiklerini belirtiyor. Beckett'in im-
gelerin yazan olduğunu belirten Colgan,
bu imgeleri yorumlayacak Neil Jordan ve
David Mamet gibi yeteneklere gereksi-
nim olduğunu söylüyor.
önetmenler
arasında Anthony
Mingella, Atom
Egoyan, David
Mamet, Neil
Jordan, RJchı d
Eyre, Patncia
P^ozema
ı
e
Damierı Hirst yer
alıor.
19 oyunu beyazperdeye uycuiantyor
WhatWnere(12 JAika).
Yönetmen Damien O'Don-
nell, oyuncular, Sean McGin-
ley, Gary Lewis.
Endgame (84 dakika), yö-
netmen, Conor McPherson,
oyuncular Michael Gambon,
David Thewîis.
Breath (45 saniye) yönet-
men Damien Hirst.
Not I (14 dakika) yönetmen
Neil Jordan, oyuncular Juli-
anneMoore.
Act Without \%rds I (16
dakika) yönetmen Karel Re-
isz, oyuncu Sean Foley.
ActWrthoutWOTdsn(10
dakika) yönetmen Enda Hug-
hes, oyuncular Marcello Mag-
ni, Pat Kinevane.
Krapp's Last Tape (58 da-
kika) yönetmen Atom Ego-
yan, oyuncu John Hurt.
Catastrophe(84dakika)yo-
netmen David Mamet, oyun-
cular Harold Pinter, John Gi-
elgud, Rebecca Pidgeon.
FoodaBs (29 dakika) yönet-
men Walter Asmus, oyuncu
Susan Fitzgerald.
Play (16 dakika) yönetmen
Anthony Minghella, oyuncu-
larAlan Rickman, Kristin Scott
Thomas, Juliet Stevenson.
A Piece of Monologae (19
dakika) yönetmen Robin Le-
fevre, oyuncu Stephen Brcn-
nan.
Rockaby (14 dakika) yönet-
men Richard Eyre, oyuncu Pe-
nelope Wilton.
Happ\ Dzys (79 dakika)yö-
netmen Patricia Rozema,
oyuncular Rosaleen Linehan
ve Richard Johnson.
RoughforTheatreI(19 da-
kika) yönetmen Kieron J.
Walsh, oyuncularMiloO'Shea
ve David Keüy.
Rough for Theatre II (35
dakika) yönetmen Katie Mitc-
hell, oyuncu Timothy Spall,
Jim Norton, Hugh B. O'Bri-
en.
Ohiolınpromptu (12 daki-
ka) yönetmen Charles Stur-
ridge, oyuncu Jeremy Irons.
WaitingforGodot(132 da-
kika) yönetmen Michael Lind-
say-Hogg, oyuncular Johnny
Murphy, Barry Mc Govern,
Stephen Brennan, Alan Stan-
ford.
That11me(15 dakika)Char-
les Garrad, oyuncu Niall
Buggy.
Come&Go (6 dakika) daha
sonra belırlenecek.
1
Arzu Tramvayı nın ppömiyert
bugün gerçekieşecek
• ANKARA (ANKA) - Ankara Devlet
Tiyatrosu'nun yeni o>r
unlan arasmda yer alan
'Arzu Tramvayı'run prömiyeri, bugün Şinasi
Sahnesi'nde yapılacak. Tennessee Williams'tan
Halit Çakır'ın Türkçeye çevirdiği 'Arzu
Tramvayı'run rejisörlüğünü yapan Ferdi Merter,
oyunun 1947'de Amenka'da geçmesine karşm
güncelliğini koruduğunu, oyunda insanlann
dramının anlatıldığını söyledi. Merter, "Yaşama
başkaldıran, ama onun ağırlığı altında ezilen
Blanche'ın mücadelesini günümüz insanmın
dramıyla örtüştürdük" dedi. Dekoru Sertel
Çetiner, kostümü Funda Karasaç, ışığı Mehmet
Yaşayan, müziği ise Serkan Altınok tarafından
hazırlanan 'Arzu Tramvayı'nda Tülay Günal,
Meltem Eserol, Yavuz Köken, Hüseyin Soysalan,
Füsun Akay, Yasemin Taner, Alp Görbil ve
Serkan Altınok rol aüyor.
Cemil Agacıkoğiu'ndaıı
T>assage A Way'
• Kültür Servisi - Cemıl Ağacıkoğlu'nun
fotograf sergısı 'Passage A Way - Aralık'
15 Aralık'a dek Taksim Sanat Galerisi'nde
izlenebilecek. 1990 yılında fotoğrafa başlayan
Ağacıkoğlu, 1993 yılmda 'Hasınn Öyküsü', 1995
yılmda 'Selen'e', 1997 yılmda 'Bir Günde' ve
1999 yılmda 'Hüznün Grenleri', 'Jerusalem' ve
'Propaganda' fıhni sergisini açtı. Yurtiçinde de
çeşıtli ödüller kazanan Ağacıkoğlu, 1999 yılmda
Isviçre S/B Bienali'nde dünya birinciliği elde etti.
Üç yıh aşkın bir süredir 'Cemil Ağacıkoğlu
Atelyesi' adı altında çahşmalannı sürdüren
sanatçı, son sergisini oluşturan tavn 'Belirleyici
ohnamak, kişisel anlarda özgür olmak, özgürce
deklanşöre dokunmak, belki de yeni dokunuşlan
yaşamak' olarak belirliyor.
Alman Oda Orkestrası'nın
yeraltı konseri
• MERKERS (AFP) - Türinger Oda Orkestrası,
Doğu Almanya'daki Merkers madeninde bir
konser verecek. Seyircilerin koruyucu başlıklar ve
el fenerleri eşliğinde ulaşacaklan konser mekânı,
yerin 500 metre altında bulunuyor. Maden 1993
yıhnda kullanıma kapatıldığmdan beri kültür
merkezi olarak hizmet veriyor. Daha önce çeşitli
sergiler ve caz konserlerine ev sahiplıği yapan
madende ilk kez bir klasik müzık konseri
düzenlenecek. Bu yıl kırkmcı kuruluş
yıldönümünü kutlayacak olan orkestra, bu ilginç
konserde Mozart, Telemann ve Handel'in
yapıtlannı seslendirecek.
10 Sergi ve Sanat PanayırT
• Kühür Servisi - Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesı 6 Aralık-2 Şubat tarihleri
arasmda 10 Sergi ve Sanat Panayın ile yeni yüı
karşılıyor. Fakülte Sanat Galerisi'nde
Christoph Colomb'un 500. yıldönümünde
Ex-Libris sergisi, Heykel Bölümü Sanat
Galerisi'nde Koray Ariş, Mehmet Aksoy,
Hayri Karay ve Seyhun Topuz'un eserlerinin
sergileneceği 'Ustalardan Heykeller' sergisi,
Grafık Bölümü Sanat Galerisi'nde Gürbüz Doğan
Ekşioğlu tllüstrasyon ve Yayın Grafiği sergisi, 1.
Kat Koridoru'nda Fotograf Bölümü Ogrenci
Yapıtlan sergisi, Resim Bölümü Sanat
Galerisi'nde 'Iş Yolculuklan' sergisi, Temel Sanat
Bölümü Koridorlannda 'Temel Sanat îçerisinde
Renk' sergisi, Geleneksel Türk El Sanatlan Sanat
Galerisi'nde 'Öğrenci Yapıtlan' sergisi
Tekstil Bölümü Şanat Galerisi'nde 'Dünden
Bugüne Tekstil Urünleri' sergisi, Iç Mimarlık
Bölümü Sergi Salonlannda 'Iç Mimarlık Görsel
Anlatım Teknıkleri' sergisi, Seramik Cam
Bölümü Sanat Galerisi'nde, 'Seramik- Cam
Bölümü Öğrenci Yapulan' sergileri yer alıyor.
Bunun yani sıra bu Sergilerle aynı tarihte açılacak
olan Sanat Panayın sergisi, öğrencilerin ilginç
yapıtlannı 6-9 Aralık 2000 tarihleri arasmda
satışa sunuyor. Marnıara Oniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi, kunımu topluma açmak
amacıyla geçen yıl fakültenin Acıbadem
Kampusu'nda 11 galeri açmıştı.
BUGÜN
• BABYLON'da saat 18.30'da 'Şehir Uykuda'
adlı oyun ızlenebilir (202 73 68)
• CEMAL REŞtT REY KONSER
SALONU'nda saat )9.30'da Moreno-Capeffi
piyano ikilisi konseı verecek. (232 98 30)
• MUDO MAÇKA SANAT GALERİSt'nnde
saat 17.00'de FüsunOnur 'Prelud' sergisinin dialı
söyleşini gerçekleştrecek. (240 80 23)