17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5ARALIK2000SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13 Tasarruflara enflasyon örpanı • ANKARA (ANKA) - Tüketıci fıyat artışının yüzde 3.7'den yüksek çıktığı kasım aymda, başlıca tasarruf araçlannın getirisı enflasyonun altında kalarak yatınmcısını zarara uğrattı. Özellikle geçen ay en fazla reel kayıp borsada yaşandı. Borsanın reel olarak yüzde 28.1 kayba yol açtığı belırlendi. Euro ve mark ile Euro'ya bağlı dövizlerde yüzde 1, dolarda ise yüzde 4.1 oranında reel kayıp yaşandı. Böylelikle dolara yatınra yapanlar ocak-kasım dönemınde reel olarak yüzde 6.9, Euro grubu dövizlere yatınm yapanlar ise yüzde 19.5 kayba uğradı. Uzakdoğu'da fason üpetim • ADANA (AA)- Alman Markı'nın, Türk Lirası karşısındaki değer artışmın enflasyonun altında kalmasının, özellikle fason üretim yapan imalat sektörünü olumsuz etkilediği ve pazan Çin ve Hindistan'a kaptırdığı bildırildı. Reel kaybın yüzde 28'lere ulaştığını kaydeden Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş, "Sanayicuıin kayıplannı en aza indırmek ve sanayiciye yön vermek amacıyla, Adana yatınm araştırma geliştirme merkezı projesini geliştirdiklerini belirtti. Petkim iç talebi karşılayaımyor • IZMtR(AA)- Petrokımya Holding AŞ (PETKİM) Genel 7 1 Müdürü Turgut Bozkurt, Türk sanayisinden gelen petrokimya taleplerinin, ancak yüzde 35-40'ını karşılayabildiklerini belirtti. Bu oranjn 2005 yıhnda yüzde 25 'e gerileyeceğini kaydeden Bozkurt, iç piyasa talebinin yüzde 60'ının ithalat yoluyla temin edildiğine ışaret ederek Türkıye piyasasının plastiİc ürünlerde henüz doymadığını ve talebin büyük oranda arttığını söyledı. Hayat Standardı Yasası • ÎZMtR (AA) - Izmir Barosu Başkanı Noyan Özkan, Hayat Standardı Yasası 'nın avukatlan ve diğer serbest meslek sahiplerini olumsuz yönde etkileyeceğini ileri sürdü. Özkan, TBMM'nin Gelir Vergi Kanunu'ndabir değişiklik yaparak hayat standardı esasını yeniden yasâlaştırdığını ve bu yasanın kanun önünde eşitlik ılkesine aykın olduğunu söyledi. Anayasanın 73. maddesine göre herkesin. kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğunu hatırlatan Noyan, "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal * amacıdır" dedi. Sanayide verimlilik artışı • ANKARA (ANKA)- Imalat sanayiinde üretimde çahşanlann sayısı yılın üçüncü çeyreğinde gerileme göstenrken verimlilikte artış yaşandı. DtE verilerine göre temmuz- eylül döneminde kamuda yüzde 5.3'lük gerileme yaşanırken özel sektörde yüzde 0.7'lik artış meydana geldi. Üretimde çalışan kişi başına kısmi verimlilik kamuda yüzde 4.2, özel sektörde yüzde 13.1, toplamda ise yüzde 11.2 oranında arttı. Heyet 21 Aralık'a kadar Türkiye'yi kendi olanaklanyla bunalımı aşmaya zorlayacak IMF, lviıziinceKyor EVIF Türkiye Masası Şefi Carto Cot- tarelli dün Hazine jetküileriyle çahştL • Ek kredi ile ilgili çalışmalar Başbakan Yardımcısı Özkan ile yürütülüyor. Hazine, Merkez Bankası ve hükümet, para yokluğu nedeniyle yaşanan bunalımın aşılması için tüm umudu IMF ve Dünya Bankası'ndan gelecek krediye bağlarken bu kredinin koşullu ve maliyetinin de ağır OİdugUna dkk ÇekİlİyOF. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulus- lararası Para Fonu (IMF) heyeti, mali piya- salarda yaşanan bunalım ve verilecek ek krediyle ilgili çalışmalannı Başbakan Yar- dımcısı Hüsamettin Ozkan'la yürütüyor. Hazine, Merkez Bankası ve hükümet, para yokluğu nedeniyle yaşanan bunalımın aşıl- ması içın tüm umudu IMF ve Dünya Ban- kası'ndan gelecek krediye bağlarken bu kredinin koşullu ve maliyetinin de ağır ol- duğuna dıkkat çekiliyor. IMF'nin ek kredi koşullanntn başında, bankacıhk sistemiyle ilgili önlemler, para politikası ve yapısal reformlar olarak adlan- dırdıklan düzenlemelerden ödün verilme- mesi yer ahyor. IMF, gönderdiği heyetin 10 gün yapacağı çalışmalann ardından 21 Ara- lık'a kadarek kredi miktannı kesinleştirme- yecek. Bu süre içinde Türkiye'nin kendi olanaklanyla bunahmı aşmasını bekleye- cek olan IMF, mümkün olduğu kadar gön- derilecek ek kaynağın miktannı azaltmaya çalışacak. 'Kamuyla özelln çıkarlarının blrleçmesi, yolsuzluğu doğuruyor' Temizel toplu savaşım istedi• BDDK Başkanı: 'Naylon fatura ile uğraşılırsa ihracat durur. Kara para ve yolsuzluklarla mücadele edilirse ekonomi çöker' safsatalanna artık itibar edilmiyor. Bu tür safsatalan, etrafa korku salarak kendi pozisyonlannı korumak isteyenlerin yarattığı unutulmamalıdır. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Bankacıhk Düzenleme ve Denetle- meKurulu (BDDK) Baş- kanı Zekeriya Temizel, toplumda her alanda olu- şan kîrfiliğin' temizTen- mesi içın uzun süreli top- yekûn bif mücadele ge- rektığini belirtirken yıl- gınhğa düşülmeden sa- bırla mücadele edilmesi- ni istedi. BDDK Başkanı Temi- zel, Ankara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakülte- si'nin 141. kuruluş yıl- dönümü nedeniyle dü- zenlenen toplantıda, gündemi "hayali ihracat, hayali fatura, hayali ban- kacıhk, hayali et ithalatT gibı konulann doldur- masınm sistemdeki ak- samayı gösterdiğine dik- kat çekti. Temizel şöyle konuştu: "Ancak bu mücadeJe- rün önünde sürekli gün- demde tutulan bir söylem yer ahr. 'Naylon fatura ile uğraşılırsa ihracat durur. Kara para ve yolsuzluk- larla mücadele edilirse ekonomi çöker' safsata- lanna arûk itibaredilme- mektedir. Bu tür safsata- lan, etrafa korku salarak kendi pozisyonlannı sür- dürmek ya da korumak İsteyenlerinyanrtnğı uno- tulmamahdır." BDDK Başkanı, top- lumda her alanda meyda- na gelen kirlenmenin ter- sine çevrilmesi için uzun süreli topyekûn mücade- le gerektiğini belirtirken, mücadeleyi yılgınlık göstermeden büyük bir sabır içinde sürdürme- nin, bütün kurumların bu mücadele içinde yer al- masmın önemini vurgu- ladı. Temizel şöyle ko- nuştu: "BeUrli süre sonra sis- temli sesler duyacağız: 'Türkiye enflasyon için- de ne kadar güzel gidi- yordu.' Ama bunun ya- ratnğı gefir dağjlınu. ko- şullar ortada. Türkiye bu koşullar altında yaşama- ya layık değil. Bunlara karşı mücadele edenler yasalan uyguluyor. Yasa- lann gereğini yerine geti- riyor, aynm yapmadan. tyiyönetim isteyen insan- larûı, srvil toplum örgüt- lerinin karşı kovması ge- rrfdr" Bu mücadelenın teme- linde iyi yönetişimin yat- tığını anlatan Temizel, "Fyi yönetişim istemekle olmuyor, sahip çıkmakla ohıyor" vurgusunu yaptı. Kalkınmanın makroeko- nomik istikrar olmadan sağlanamadığını, refahın kendiliğınden düşük ge- lirlilere yansımadığmın görüldüğünü ifade eden Temizel, yolsuzluğun ya- tınmlan caydırdığı için kalkınmayı yavaşlattığı- nın, hatta tersine çevirdi- ğinin ortaya çıktığını an- lattı. lnsan odaklı sosyal kaüunmanın ancak yol- suzluklann ortadan kal- dınlmasıyla mümkün olabüeceğine dıkkat çe- ken Temizel, iyi yönetişi- min bir süreç olduğunu, akşamdan sabaha kuru- lamayacağını belirtti. Sorunun çözümünün devletin küçültühnesi söyleminde olmadığını kaydeden Temizel, "Çünkü devletin küçül- tülmesi. devletin gücsüz- leştirümesi olarak algı- lanmaktadu-. Bu, devlet reformıınun önündeki en önemli engeldir" uyan- sında bulundu. . . % Temizel fakülteden aynlırken, amfinin kullammryla il- gili fakühe yönetiminiprotesto eden öğrencilerden ba- zılan kendisine "hortum'" verdiler. Bir öğrenci, "IMF sömürgesi altında ülkeyi hortumlatırken üniversitele- ri sermayeye peşkeşte elinize kolunuza sağtık. Bu hor- tum işinizi görür" dedL Bunun üzerineTemizel, "Bun- lara kimsenin gücü yetmez'" yanıtını verdi. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin özkan, önce doğrudan Hazine Müsteşan Selçuk Demiralp ve Merkez Bankası Başkanı Ga- zi Erçd'le görüşerek bilgi aldı. Özkan da- ha sonra Hazine'den sorumlu Devlet Baka- m Recep Onal ve ekonomi bürokratlan De- miralp ve Erçel 'in de katılımıyla doğrudan Avrupa Bölüm Başkanı Mkhael Deppler'm başkanlığındakı IMF heyetiyle görüştu. Türkiye'de yaklaşık 10 gün kalacak olan Deppler'in yanı sıra IMF Türkiye Masası Şefi Cario Cottareffi'nin de yer aldığı he- yetin bir bölümü dün Hazine'de, bir bölü- mü de Merkez Bankası'nda çalıştı. Bankaohğa çekjdûzen IMF heyetinin birbölümü ise Bankacıhk Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nda gö- rüşme yapü. Avrupa Bölüm Başkanı Depp- ler başkanlığmdaki IMF heyeti, sabahtan öğlene kadar yaklaşık 3 saat BDDK'deki çalışmasını sürdürdü. Görüşmeye, IMF Bankacılık Bölüm Dırektörü Stefan Ingves de katıldı. BDDK Başka- nı Zekeriya Temizel, gö- rüşmenin bir bölümüne katıldıktan sonra Mülki- ye'deki panelde konuşma yapacağı için aynldı. IMFJçmlOgfln Heyetin, yaklaşık 10 günlük temaslannın ar- dından IMF yönetimine sunacaklan rapor ve piya- salardaki bunalıma yöne- lik düzenlemelerin de yer ahnası beklenen ek niyet mektubunun değerlendi- rihnesinin ardından gön- derüecek ek kredinin mik- tan kesinleşecek. Ek kredi beddiagır IMF, Türkiye'den 6.2 milyar dolarlık para çıkışı ohnasına karşın bu düzey- de birparayı ek rezerv im- kâm olarak vermek iste- miyor. IMF 21 Aralık'a kadar piyasalarda yaşanacak olumlu gelişmelerle veri- lecek miktann azaltıhna- sı egılimı taşıyor. Bu kre- dinin ağır maliyeti oldu- ğu belirtilerek geri öde- menin güçlüğüne dikkat çekiliyor. Hazine'den dün yapıla- na yazılı açıklamada, ka- sım ayı enflasyon rakam- lannın beklenenin üstün- de olduğu kabul edildi. TÜFE'de kasım ayında yüzde 35.7'ye ulaşılma- sına karşın Hazine, 3 yıl- lık enflasyon hedeflerin- de sapmayı gerektirecek bir boyuta ulaşılmadığını savundu. Ekonomi yetkilüeri ise 2000 yılında yüzde 20 beklenen TEFE'nin yüz- de 30.2 ve yüzde 25 bek- lenen TÜFE'nin de yüz- de 35.7'yle 10 puan gibi ciddi bir farkla aşıhnış ol- masmm, 2001 yılı enflas- yon hedeflerini de daha başında açmaza düşürdü- ğüne dikkat çekiyorlar. Tanm Bakanlığı, hastalığın görüldüğü ülkelerden yapılan ithalatı durdurmakla yetiniyor Türldye'de deli dana endîşesi AB önlemleri görüşecek Ekonomi Servisi - Avrupa Bırliği(AB) ta- nm bakanlan, kıtayı kasıp kavuran "deli da- na" hastahğını kontrol altma alacak önlemleri görüşmek üzere dün Brüksel'de bir araya geldi. AB tanm bakanlan toplantısında, hayvan kadavrasından yapılan yemlerin yasaklanması ele alınırken "deB da- na" hastahğınm yayıl- masının önlenmesi ko- nusunda çeşitli yasak- lamalann açıklanması bekleniyor. 7-8 Aralık'taki Nice Zirvesi'nin de gündem maddelerinden birini oluşturan bu yasağı, AB'nin nüfuzlu üyele- ri desteklerken hastalı- ğın rastlanmadığı diger ülkeler topyekûn yasa- ğı haksızhk olarak de- ğerlendiriyorlar. Büyük üyelerin destekledeği önlem, hem ete dayalı hayvan yemlerinin ya- saklanmasını hem de 30 aydan büyük hay- vanlann testten geçiril- meden yiyecek zinciri- ne girmesinin önlen- mesini içeriyor. Bilimsel adıyla "BSE-Bonvine Spongi- form Encephalopathy- defi" dıye bihnen \ e be- yinde ölümcül bir de- formasyona yol açan hastalığın sadece sığır etiyle sınııh kalmadı- ğından endişe ediürken bahk, tavuk etlerinde de rastlanabileceği dile getiriliyor. • Hastalığın Türkiye'yi de tehdit ettiği ve acil tarama yapılması gerektiği kaydediliyor. Veteriner Hekimleri Odası, ilgili bakanlıklara acil olarak "araşnrma ünitesi kurulması" yönünde çağn yaparak işbirliğine hazır olduklarıru açıkladı. Ekonomi Servisi-"DeK dana" telaşı Avrupa ülke- lerini sararken canh hay- van ve et ürünleri kaçakçı- lığına sahne olan Türki- ye'de bugüne kadar etkili bir çahşma yapılmadığı, riskin ise yüksek olduğu bildiriliyor. Etvc et ürünlerinin ya- nı sıracanlı hayvan kaçak- çılığuıın rrilyonlarca lira- ya ulaştığı Türkiye'de "de- li dana" riskınin ciddi an- lamda ele alınması ve bu çerçevede genel bir tara- ma yapılması gerektiği kaydediliyor. Bugüne ka- dar çahşma yapılmadığını belirten Veteriner Hekim- leri Odası, Tanm Bakanlı- ğı başta olmak üzere ilgi- li bakanlıklara acil olarak "araştirma ünitesi kurul- ması'' yönünde çağn ya- parak işbirliğine hazır ol- duklannı açıklarken Ta- nm Bakanlığı, şu anda en- dişe yaratacak birbulguya ulaşıhnadığını dile getir- di. Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Tahsin Ye- şildere, hayvan hastahkla- nna karşı mücadelede ye- terli denetimin yapılmadı- ğını savunarak şunlan söyledi: "Deli dana konusunda da bû" şey yapılmadL Oy- sa riskbüyük ve geniş çap- h çahşma yapıhnah. Tanm Bakanuğı'nda teşhisi ya- pabfleceklaboratuvaryok. Ancak bizde BSE üzerine çalışma yapacak uzman hazır. Fînansal destek sağ- lanması hattnde mikrobi- yolojikyönden tesderiyap- üktan sonra preparatian Ingfltere'ye göndererek kesü sonuçlar alabinriz. Önemli olan, acflen araş- ürma ünitesi kuruhnasL" Yeşildere, istenirse yurt çapında tarama yapılabi- leceğini ve üreticinin bil- gilendirilebileceğini dile gerirdi. İthalat durduruldu Tanm Bakanlığı ise "deBdana hastabğmm gö- rüldüğü ülkelerden" risk- li ürünlerin ıthalatmı ya- saklamakla yetiniyor. Ba- kanlık son olarak Alman- ya'dan riskli ürünlerin it- halatmın durdurulduğunu açıkladı. Hayvan ve et it- halatının yasak olduğunu anımsatanbakanhk yetki- lileri, kaçak yollardan gi- ren ürünlerin ise herhangi birkontrolden gecmediği- ni ve risk taşıdıgını belir- tiyorlar. İŞÇtNİNEVREMlVDEN ŞÜKRAN SONER Seçici Körlük Bu başlığı Erdal Atabek'in dünkü yazısından çal- dım. Bir şeyler yapmak zorunda olmamak için gör- mezlikten gelme güdümüzü anlatmak üzere kullan- mış. Sizi bilmem, ama ben genel olarak görmezlik- ten gelmeye çalıştığımız konuların durmadan çoğal- makta olduğunu düşünüyorum. Çember daralıyor. Umutsuzluk artıyor. Ekonomik çöküş, siyasal çöküşle, örgütsüzlükle buluşunca inançlanmız, değerlerimiz, umutlarımız- dan gün gün bir şeyleri yitiriyoruz. Sonuçta herkes için elbette yaşamsa) önemde isyan edilmesi gerek- li bir şeyler kalıyor. Bu kez de bizim isyan ettiğimiz noktalarda başkalannın duyarsızlığına isyan ediyor, toplumun duyarsızlığından yakınıp duruyoruz. İçinde yaşadığımız günlerde, yeri yerinden oyna- tacak ne kadar çok olayı birden ne kadar da teğet geçiştiriyoruz. Olaylann üst üste patlamasının alabo- rası var elbette. Ama galiba işin püf noktası; tepkile- rimizi, öfkemizi, çaresizliğimizi yönlendırecek örgüt- süzlük. Başta siyasi partiler, sendikal hareket ve top- lumsal örgütlenmelerin yetersizliği. Sonuçta yön- tendirici, anlamlı örgütlenmeler işin içinde olmadığın- da, en haklı, en kitlesel tepkiler, evlemler bile bekle- nen sonucu, yaran sağlayamıyor. Çaresizliğin patlamalan ise sonuç alsa da almasa daen çok patlayanlarazararveriyor. Oldum olası, ne kadar görkemli, karşı taraf olan ezen için ders veri- ci olursa olsun, en çok, patlayana zarar veren eylem türlerine tepki duyanm. Hele de açlık grevleri, ölüme yatmak, doğaya, yaşama, insana en aykın olanı. Ya- şam hakkı, insan hakkı için ölüme yatmak, yaşamın kendisi ile çelişiyor. Ne zaman bu türden bir eylem, hele de cezaevle- rinde açlık grevleri gündeme gelse, tabii gençlik yıl- lanmda daha çok olmak üzere, durumu anlatmaya gelenlere karşı çıktığımı, kendilerine zarar verecek eylemlerden vazgeçme yolunda ukalalıklar yaptığı- mı anımsanm. Ama bu türden çıkışlar, çaresizlik duy- gusu içindeki insanlar için hiçbir anlam taşımaz. İşin içinde cezaevierinde yatanlar olduğunda büs- bütün anlamsızlaşır. Içeridekinin çaresizliğinde, dışa- ndakinin duyarsızlığına tepkide tek ve en etkili yol, hep açlık grevleri olarak görülmüştür. Ülkemizde aç- lık grevleri, ölüme yatma eylemleri, hele de cezaev- lerinde neden bu kadar sık ve yaygın olarak günde- me geliyor? Elimizi vicdanımıza koyup bir düşunelım. Bu ülke- de kaç kez, özellikle de cezaevlennde ne kadar bü- yük, sonuçlan acı açlık grevleri yaşandı. Ölenlerin ya- nında birçok katı ile gencecik insan sakat kaldı. El- bette çok ağır bedeller karşılığında, o gün için ceza- evlerindeki kimi olumsuz koşullar düzeltilmek zorun- da kalındı. Kimi kazanımlar oldu belki, ama giden canlarla, yitirilen sağlıklann bedeli ile karşılaştınlabi- lir mi? Aylar önce TAYAD'lı anneler ilk geldiğinde ve bu işin olabiliriiği gündeme geldiğinde, geçmişte ya- şanmış olan acılı deneyimleri şöyle bir belleğimden geçirdim. Yenisi başlamadan bir çözüme vanlabilme- sini ummak istedim. Sıyasilerı, düşünce suçlulannı içeride bırakacak af, cezaevlerinin boşalması aşama- sında siyasilerin F tipine taşınacaklan kaygısı, kor- kusu, açlık grevlerinin bedelini düşünmenin çok Öte- sine çıkmıştı. Bu noktada nedenlerinı, haklılıkları tartışmanın da pek bir anlamı yok. Bugünün tarihi ile yüzleri tamam- layıp binleıie sayılmaya başlayan açlık grevleri ve ölüm orucuna yatmış insan söz konusu. Dün haber merkezine, cezaevlerindeki ölüme yatmış tutuklula- nn, dışandaki yakınlannın, dayanışma içın destek eylemine katılanlann listesi gelmişti. Her ismin ya- nına açlık grevi, ölüm orucunu sürdürdüğü gün sa- yısı, sağlık durumu ile ilgili edinilebilmiş bilgiler ek- lenmişti. Anımsayabildiğim kadan ile 12 Eylül süre- cinde, daha önceki açlık grevleri eylemlerindeki lis- telerden daha uzun, işin boyutu daha ürkütücü. Ciddiye alınması için yine arka arkaya birkaçının ölmüş olması mı beklenecek? Her açlık grevi sonun- da bir biçimde tibbi müdahale ile ölümden döndü- rülmüş, ama en yaşamsal organlarını yitırmiş insan sayısı, ölenlerin birkaç katına ulaşıyor. Asıl onlaria bir- likte bütün yakın çevrelerinin ödedikleri bedele, çek- tikleri acılara ne demeli? İşin en ürkütücü boyutu, siyasi irade ile, ölüme ya- tanlann gündemindeki tartışmanın, olayı daha bir çözümsüz kılması. Ne de olsa 12 Eylül sürecinde, ih- tilal ortamında toplum sesini çıkaramasa da ceza- evinde açlık grevi yapan insanın koşullanna, haklılı- ğına daha bir inanıyor, yakınlık duyuyor, destek ve- riyordu. Toplumsal duyarlılık yetersiz kalsa da sonun- da karar verenleri ödün vermeye zoriuyordu. F tipi tartışması öylestne farklı noktalara çekilebi- liyor ki... Seçici olarak kör olmak isterseniz, kendini- zi haklıdan yana sayarak bile, açlık grevlerine, ölü- me yatanlara seyirci kalmak için kendinize gerekçe- ler yaratabilirsiniz. Devletin, yaşamından sorumlu olduğu insanlar, devletin cezaevlerindeki tutuklular ölüme giderken ya da en az onun kadar kötü, bir sürü yaşamsal orga- nını yitirir, bedensel ve ruhsal anlamda sakatlanırken görmezlikten gelebilirsiniz. Bu ülkede yaşayanlann çoğunluğunun, çoğunlu- ğumuzun yaptığı bu. Siyasal, sendikal,toplumsalör- gütlenmeler, medya sonuç olarak olayın boyutuna göre, olaya karşı öylesine duyarsız ki... [email protected] ÖYK bu hafta toplanıyor Ozelleştîrınede karar haftası Ekonomi Servisi - Acil kredi başvurusu yapılan IMF heyetinin temaslan sürerken hü- kümet, devletin en çok kâr eden kuruluşlannın geleceğini belirleyecek özelleştirme kararlany- la piyasayı rahatlatma- ya çalışacak. Bu hafta toplanması beklenen Özelleştirme Yüksek Kurulu'nda (ÖYK) THY, Türk Te- lekom, Tüpraş ve Isde- mir'in karara bağlan- ması bekleniyor. THY'ninyüzde 51'inin blok satışıyla ilgji, ka- rann imzaya açıiacağ, ÖYK toplantısında, Türk Telekom'un m a - lesiyle ilgili son karar verilecek. Toplantıda aynca, Isdemir'in Er- demir'e bedelsiz devri konusunda da karar alınması bekleniyor. Hükümet, Tüpraş 'ın üçüncü halka arzım 2001' in ilk aylanna ye- tiştirmeyi planlarken piyasaya para girişini sağlamayı ve IMF ile yatuımcıya güven ver- meyi hedefliyor. THY'nin yüzde 51 'inin blok satışı için hazırlanan ilanlan in- celeyen hükümet ortak- lan, 15 Araltk'tan son- ra ilanın verihnesini ve ihaleye çıkılmasını planlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle