Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5ARALIK2000SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13
Tasarruflara
enflasyon
örpanı
• ANKARA (ANKA) -
Tüketıci fıyat artışının
yüzde 3.7'den yüksek
çıktığı kasım aymda,
başlıca tasarruf
araçlannın getirisı
enflasyonun altında
kalarak yatınmcısını
zarara uğrattı. Özellikle
geçen ay en fazla reel
kayıp borsada yaşandı.
Borsanın reel olarak
yüzde 28.1 kayba yol
açtığı belırlendi.
Euro ve mark ile Euro'ya
bağlı dövizlerde yüzde 1,
dolarda ise yüzde 4.1
oranında reel kayıp
yaşandı.
Böylelikle dolara yatınra
yapanlar ocak-kasım
dönemınde reel olarak
yüzde 6.9, Euro grubu
dövizlere yatınm
yapanlar ise yüzde 19.5
kayba uğradı.
Uzakdoğu'da
fason üpetim
• ADANA (AA)-
Alman Markı'nın, Türk
Lirası karşısındaki değer
artışmın enflasyonun
altında kalmasının,
özellikle fason üretim
yapan imalat sektörünü
olumsuz etkilediği ve
pazan Çin ve
Hindistan'a kaptırdığı
bildırildı.
Reel kaybın yüzde
28'lere ulaştığını
kaydeden Adana Sanayi
Odası Başkanı Ümit
Özgümüş, "Sanayicuıin
kayıplannı en aza
indırmek ve sanayiciye
yön vermek amacıyla,
Adana yatınm araştırma
geliştirme merkezı
projesini geliştirdiklerini
belirtti.
Petkim iç talebi
karşılayaımyor
• IZMtR(AA)-
Petrokımya Holding AŞ
(PETKİM) Genel
7
1
Müdürü Turgut Bozkurt,
Türk sanayisinden gelen
petrokimya taleplerinin,
ancak yüzde 35-40'ını
karşılayabildiklerini
belirtti. Bu oranjn 2005
yıhnda yüzde 25 'e
gerileyeceğini kaydeden
Bozkurt, iç piyasa
talebinin yüzde 60'ının
ithalat yoluyla temin
edildiğine ışaret ederek
Türkıye piyasasının
plastiİc ürünlerde henüz
doymadığını ve talebin
büyük oranda arttığını
söyledı.
Hayat Standardı
Yasası
• ÎZMtR (AA) - Izmir
Barosu Başkanı Noyan
Özkan, Hayat Standardı
Yasası 'nın avukatlan ve
diğer serbest meslek
sahiplerini olumsuz
yönde etkileyeceğini
ileri sürdü. Özkan,
TBMM'nin Gelir Vergi
Kanunu'ndabir
değişiklik yaparak hayat
standardı esasını yeniden
yasâlaştırdığını ve bu
yasanın kanun önünde
eşitlik ılkesine aykın
olduğunu söyledi.
Anayasanın 73.
maddesine göre
herkesin. kamu
giderlerini karşılamak
üzere, mali gücüne göre
vergi ödemekle yükümlü
olduğunu hatırlatan
Noyan, "Vergi yükünün
adaletli ve dengeli
dağılımı, maliye
politikasının sosyal
* amacıdır" dedi.
Sanayide
verimlilik artışı
• ANKARA (ANKA)-
Imalat sanayiinde
üretimde çahşanlann
sayısı yılın üçüncü
çeyreğinde gerileme
göstenrken verimlilikte
artış yaşandı. DtE
verilerine göre temmuz-
eylül döneminde kamuda
yüzde 5.3'lük gerileme
yaşanırken özel sektörde
yüzde 0.7'lik artış
meydana geldi.
Üretimde çalışan kişi
başına kısmi verimlilik
kamuda yüzde 4.2, özel
sektörde yüzde 13.1,
toplamda ise yüzde 11.2
oranında arttı.
Heyet 21 Aralık'a kadar Türkiye'yi kendi olanaklanyla bunalımı aşmaya zorlayacak
IMF, lviıziinceKyor
EVIF Türkiye Masası Şefi Carto Cot-
tarelli dün Hazine jetküileriyle çahştL
• Ek kredi ile ilgili
çalışmalar Başbakan
Yardımcısı Özkan ile
yürütülüyor. Hazine,
Merkez Bankası ve
hükümet, para
yokluğu nedeniyle
yaşanan bunalımın
aşılması için tüm
umudu IMF ve Dünya
Bankası'ndan gelecek
krediye bağlarken bu
kredinin koşullu ve
maliyetinin de ağır
OİdugUna dkk
ÇekİlİyOF.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulus-
lararası Para Fonu (IMF) heyeti, mali piya-
salarda yaşanan bunalım ve verilecek ek
krediyle ilgili çalışmalannı Başbakan Yar-
dımcısı Hüsamettin Ozkan'la yürütüyor.
Hazine, Merkez Bankası ve hükümet, para
yokluğu nedeniyle yaşanan bunalımın aşıl-
ması içın tüm umudu IMF ve Dünya Ban-
kası'ndan gelecek krediye bağlarken bu
kredinin koşullu ve maliyetinin de ağır ol-
duğuna dıkkat çekiliyor.
IMF'nin ek kredi koşullanntn başında,
bankacıhk sistemiyle ilgili önlemler, para
politikası ve yapısal reformlar olarak adlan-
dırdıklan düzenlemelerden ödün verilme-
mesi yer ahyor. IMF, gönderdiği heyetin 10
gün yapacağı çalışmalann ardından 21 Ara-
lık'a kadarek kredi miktannı kesinleştirme-
yecek. Bu süre içinde Türkiye'nin kendi
olanaklanyla bunahmı aşmasını bekleye-
cek olan IMF, mümkün olduğu kadar gön-
derilecek ek kaynağın miktannı azaltmaya
çalışacak.
'Kamuyla özelln çıkarlarının blrleçmesi, yolsuzluğu doğuruyor'
Temizel toplu
savaşım istedi• BDDK Başkanı: 'Naylon fatura ile
uğraşılırsa ihracat durur. Kara para ve
yolsuzluklarla mücadele edilirse ekonomi
çöker' safsatalanna artık itibar edilmiyor.
Bu tür safsatalan, etrafa korku salarak
kendi pozisyonlannı korumak isteyenlerin
yarattığı unutulmamalıdır.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Bankacıhk
Düzenleme ve Denetle-
meKurulu (BDDK) Baş-
kanı Zekeriya Temizel,
toplumda her alanda olu-
şan kîrfiliğin' temizTen-
mesi içın uzun süreli top-
yekûn bif mücadele ge-
rektığini belirtirken yıl-
gınhğa düşülmeden sa-
bırla mücadele edilmesi-
ni istedi.
BDDK Başkanı Temi-
zel, Ankara Universitesi
Siyasal Bilgiler Fakülte-
si'nin 141. kuruluş yıl-
dönümü nedeniyle dü-
zenlenen toplantıda,
gündemi "hayali ihracat,
hayali fatura, hayali ban-
kacıhk, hayali et ithalatT
gibı konulann doldur-
masınm sistemdeki ak-
samayı gösterdiğine dik-
kat çekti. Temizel şöyle
konuştu:
"Ancak bu mücadeJe-
rün önünde sürekli gün-
demde tutulan bir söylem
yer ahr. 'Naylon fatura ile
uğraşılırsa ihracat durur.
Kara para ve yolsuzluk-
larla mücadele edilirse
ekonomi çöker' safsata-
lanna arûk itibaredilme-
mektedir. Bu tür safsata-
lan, etrafa korku salarak
kendi pozisyonlannı sür-
dürmek ya da korumak
İsteyenlerinyanrtnğı uno-
tulmamahdır."
BDDK Başkanı, top-
lumda her alanda meyda-
na gelen kirlenmenin ter-
sine çevrilmesi için uzun
süreli topyekûn mücade-
le gerektiğini belirtirken,
mücadeleyi yılgınlık
göstermeden büyük bir
sabır içinde sürdürme-
nin, bütün kurumların bu
mücadele içinde yer al-
masmın önemini vurgu-
ladı. Temizel şöyle ko-
nuştu:
"BeUrli süre sonra sis-
temli sesler duyacağız:
'Türkiye enflasyon için-
de ne kadar güzel gidi-
yordu.' Ama bunun ya-
ratnğı gefir dağjlınu. ko-
şullar ortada. Türkiye bu
koşullar altında yaşama-
ya layık değil. Bunlara
karşı mücadele edenler
yasalan uyguluyor. Yasa-
lann gereğini yerine geti-
riyor, aynm yapmadan.
tyiyönetim isteyen insan-
larûı, srvil toplum örgüt-
lerinin karşı kovması ge-
rrfdr"
Bu mücadelenın teme-
linde iyi yönetişimin yat-
tığını anlatan Temizel,
"Fyi yönetişim istemekle
olmuyor, sahip çıkmakla
ohıyor" vurgusunu yaptı.
Kalkınmanın makroeko-
nomik istikrar olmadan
sağlanamadığını, refahın
kendiliğınden düşük ge-
lirlilere yansımadığmın
görüldüğünü ifade eden
Temizel, yolsuzluğun ya-
tınmlan caydırdığı için
kalkınmayı yavaşlattığı-
nın, hatta tersine çevirdi-
ğinin ortaya çıktığını an-
lattı.
lnsan odaklı sosyal
kaüunmanın ancak yol-
suzluklann ortadan kal-
dınlmasıyla mümkün
olabüeceğine dıkkat çe-
ken Temizel, iyi yönetişi-
min bir süreç olduğunu,
akşamdan sabaha kuru-
lamayacağını belirtti.
Sorunun çözümünün
devletin küçültühnesi
söyleminde olmadığını
kaydeden Temizel,
"Çünkü devletin küçül-
tülmesi. devletin gücsüz-
leştirümesi olarak algı-
lanmaktadu-. Bu, devlet
reformıınun önündeki en
önemli engeldir" uyan-
sında bulundu.
. . %
Temizel fakülteden aynlırken, amfinin kullammryla il-
gili fakühe yönetiminiprotesto eden öğrencilerden ba-
zılan kendisine "hortum'" verdiler. Bir öğrenci, "IMF
sömürgesi altında ülkeyi hortumlatırken üniversitele-
ri sermayeye peşkeşte elinize kolunuza sağtık. Bu hor-
tum işinizi görür" dedL Bunun üzerineTemizel, "Bun-
lara kimsenin gücü yetmez'" yanıtını verdi.
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin özkan,
önce doğrudan Hazine Müsteşan Selçuk
Demiralp ve Merkez Bankası Başkanı Ga-
zi Erçd'le görüşerek bilgi aldı. Özkan da-
ha sonra Hazine'den sorumlu Devlet Baka-
m Recep Onal ve ekonomi bürokratlan De-
miralp ve Erçel 'in de katılımıyla doğrudan
Avrupa Bölüm Başkanı Mkhael Deppler'm
başkanlığındakı IMF heyetiyle görüştu.
Türkiye'de yaklaşık 10 gün kalacak olan
Deppler'in yanı sıra IMF Türkiye Masası
Şefi Cario Cottareffi'nin de yer aldığı he-
yetin bir bölümü dün Hazine'de, bir bölü-
mü de Merkez Bankası'nda çalıştı.
Bankaohğa çekjdûzen
IMF heyetinin birbölümü ise Bankacıhk
Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nda gö-
rüşme yapü. Avrupa Bölüm Başkanı Depp-
ler başkanlığmdaki IMF heyeti, sabahtan
öğlene kadar yaklaşık 3 saat BDDK'deki
çalışmasını sürdürdü. Görüşmeye, IMF
Bankacılık Bölüm Dırektörü Stefan Ingves
de katıldı. BDDK Başka-
nı Zekeriya Temizel, gö-
rüşmenin bir bölümüne
katıldıktan sonra Mülki-
ye'deki panelde konuşma
yapacağı için aynldı.
IMFJçmlOgfln
Heyetin, yaklaşık 10
günlük temaslannın ar-
dından IMF yönetimine
sunacaklan rapor ve piya-
salardaki bunalıma yöne-
lik düzenlemelerin de yer
ahnası beklenen ek niyet
mektubunun değerlendi-
rihnesinin ardından gön-
derüecek ek kredinin mik-
tan kesinleşecek.
Ek kredi beddiagır
IMF, Türkiye'den 6.2
milyar dolarlık para çıkışı
ohnasına karşın bu düzey-
de birparayı ek rezerv im-
kâm olarak vermek iste-
miyor.
IMF 21 Aralık'a kadar
piyasalarda yaşanacak
olumlu gelişmelerle veri-
lecek miktann azaltıhna-
sı egılimı taşıyor. Bu kre-
dinin ağır maliyeti oldu-
ğu belirtilerek geri öde-
menin güçlüğüne dikkat
çekiliyor.
Hazine'den dün yapıla-
na yazılı açıklamada, ka-
sım ayı enflasyon rakam-
lannın beklenenin üstün-
de olduğu kabul edildi.
TÜFE'de kasım ayında
yüzde 35.7'ye ulaşılma-
sına karşın Hazine, 3 yıl-
lık enflasyon hedeflerin-
de sapmayı gerektirecek
bir boyuta ulaşılmadığını
savundu.
Ekonomi yetkilüeri ise
2000 yılında yüzde 20
beklenen TEFE'nin yüz-
de 30.2 ve yüzde 25 bek-
lenen TÜFE'nin de yüz-
de 35.7'yle 10 puan gibi
ciddi bir farkla aşıhnış ol-
masmm, 2001 yılı enflas-
yon hedeflerini de daha
başında açmaza düşürdü-
ğüne dikkat çekiyorlar.
Tanm Bakanlığı, hastalığın görüldüğü ülkelerden yapılan ithalatı durdurmakla yetiniyor
Türldye'de deli dana endîşesi
AB önlemleri
görüşecek
Ekonomi Servisi -
Avrupa Bırliği(AB) ta-
nm bakanlan, kıtayı
kasıp kavuran "deli da-
na" hastahğını kontrol
altma alacak önlemleri
görüşmek üzere dün
Brüksel'de bir araya
geldi.
AB tanm bakanlan
toplantısında, hayvan
kadavrasından yapılan
yemlerin yasaklanması
ele alınırken "deB da-
na" hastahğınm yayıl-
masının önlenmesi ko-
nusunda çeşitli yasak-
lamalann açıklanması
bekleniyor.
7-8 Aralık'taki Nice
Zirvesi'nin de gündem
maddelerinden birini
oluşturan bu yasağı,
AB'nin nüfuzlu üyele-
ri desteklerken hastalı-
ğın rastlanmadığı diger
ülkeler topyekûn yasa-
ğı haksızhk olarak de-
ğerlendiriyorlar. Büyük
üyelerin destekledeği
önlem, hem ete dayalı
hayvan yemlerinin ya-
saklanmasını hem de
30 aydan büyük hay-
vanlann testten geçiril-
meden yiyecek zinciri-
ne girmesinin önlen-
mesini içeriyor.
Bilimsel adıyla
"BSE-Bonvine Spongi-
form Encephalopathy-
defi" dıye bihnen \ e be-
yinde ölümcül bir de-
formasyona yol açan
hastalığın sadece sığır
etiyle sınııh kalmadı-
ğından endişe ediürken
bahk, tavuk etlerinde
de rastlanabileceği dile
getiriliyor.
• Hastalığın
Türkiye'yi de tehdit
ettiği ve acil tarama
yapılması gerektiği
kaydediliyor.
Veteriner Hekimleri
Odası, ilgili
bakanlıklara acil
olarak "araşnrma
ünitesi kurulması"
yönünde çağn
yaparak işbirliğine
hazır olduklarıru
açıkladı.
Ekonomi Servisi-"DeK
dana" telaşı Avrupa ülke-
lerini sararken canh hay-
van ve et ürünleri kaçakçı-
lığına sahne olan Türki-
ye'de bugüne kadar etkili
bir çahşma yapılmadığı,
riskin ise yüksek olduğu
bildiriliyor.
Etvc et ürünlerinin ya-
nı sıracanlı hayvan kaçak-
çılığuıın rrilyonlarca lira-
ya ulaştığı Türkiye'de "de-
li dana" riskınin ciddi an-
lamda ele alınması ve bu
çerçevede genel bir tara-
ma yapılması gerektiği
kaydediliyor. Bugüne ka-
dar çahşma yapılmadığını
belirten Veteriner Hekim-
leri Odası, Tanm Bakanlı-
ğı başta olmak üzere ilgi-
li bakanlıklara acil olarak
"araştirma ünitesi kurul-
ması'' yönünde çağn ya-
parak işbirliğine hazır ol-
duklannı açıklarken Ta-
nm Bakanlığı, şu anda en-
dişe yaratacak birbulguya
ulaşıhnadığını dile getir-
di. Veteriner Hekimleri
Odası Başkanı Tahsin Ye-
şildere, hayvan hastahkla-
nna karşı mücadelede ye-
terli denetimin yapılmadı-
ğını savunarak şunlan
söyledi:
"Deli dana konusunda
da bû" şey yapılmadL Oy-
sa riskbüyük ve geniş çap-
h çahşma yapıhnah. Tanm
Bakanuğı'nda teşhisi ya-
pabfleceklaboratuvaryok.
Ancak bizde BSE üzerine
çalışma yapacak uzman
hazır. Fînansal destek sağ-
lanması hattnde mikrobi-
yolojikyönden tesderiyap-
üktan sonra preparatian
Ingfltere'ye göndererek
kesü sonuçlar alabinriz.
Önemli olan, acflen araş-
ürma ünitesi kuruhnasL"
Yeşildere, istenirse yurt
çapında tarama yapılabi-
leceğini ve üreticinin bil-
gilendirilebileceğini dile
gerirdi.
İthalat durduruldu
Tanm Bakanlığı ise
"deBdana hastabğmm gö-
rüldüğü ülkelerden" risk-
li ürünlerin ıthalatmı ya-
saklamakla yetiniyor. Ba-
kanlık son olarak Alman-
ya'dan riskli ürünlerin it-
halatmın durdurulduğunu
açıkladı. Hayvan ve et it-
halatının yasak olduğunu
anımsatanbakanhk yetki-
lileri, kaçak yollardan gi-
ren ürünlerin ise herhangi
birkontrolden gecmediği-
ni ve risk taşıdıgını belir-
tiyorlar.
İŞÇtNİNEVREMlVDEN
ŞÜKRAN SONER
Seçici Körlük
Bu başlığı Erdal Atabek'in dünkü yazısından çal-
dım. Bir şeyler yapmak zorunda olmamak için gör-
mezlikten gelme güdümüzü anlatmak üzere kullan-
mış. Sizi bilmem, ama ben genel olarak görmezlik-
ten gelmeye çalıştığımız konuların durmadan çoğal-
makta olduğunu düşünüyorum. Çember daralıyor.
Umutsuzluk artıyor.
Ekonomik çöküş, siyasal çöküşle, örgütsüzlükle
buluşunca inançlanmız, değerlerimiz, umutlarımız-
dan gün gün bir şeyleri yitiriyoruz. Sonuçta herkes
için elbette yaşamsa) önemde isyan edilmesi gerek-
li bir şeyler kalıyor. Bu kez de bizim isyan ettiğimiz
noktalarda başkalannın duyarsızlığına isyan ediyor,
toplumun duyarsızlığından yakınıp duruyoruz.
İçinde yaşadığımız günlerde, yeri yerinden oyna-
tacak ne kadar çok olayı birden ne kadar da teğet
geçiştiriyoruz. Olaylann üst üste patlamasının alabo-
rası var elbette. Ama galiba işin püf noktası; tepkile-
rimizi, öfkemizi, çaresizliğimizi yönlendırecek örgüt-
süzlük. Başta siyasi partiler, sendikal hareket ve top-
lumsal örgütlenmelerin yetersizliği. Sonuçta yön-
tendirici, anlamlı örgütlenmeler işin içinde olmadığın-
da, en haklı, en kitlesel tepkiler, evlemler bile bekle-
nen sonucu, yaran sağlayamıyor.
Çaresizliğin patlamalan ise sonuç alsa da almasa
daen çok patlayanlarazararveriyor. Oldum olası, ne
kadar görkemli, karşı taraf olan ezen için ders veri-
ci olursa olsun, en çok, patlayana zarar veren eylem
türlerine tepki duyanm. Hele de açlık grevleri, ölüme
yatmak, doğaya, yaşama, insana en aykın olanı. Ya-
şam hakkı, insan hakkı için ölüme yatmak, yaşamın
kendisi ile çelişiyor.
Ne zaman bu türden bir eylem, hele de cezaevle-
rinde açlık grevleri gündeme gelse, tabii gençlik yıl-
lanmda daha çok olmak üzere, durumu anlatmaya
gelenlere karşı çıktığımı, kendilerine zarar verecek
eylemlerden vazgeçme yolunda ukalalıklar yaptığı-
mı anımsanm. Ama bu türden çıkışlar, çaresizlik duy-
gusu içindeki insanlar için hiçbir anlam taşımaz.
İşin içinde cezaevierinde yatanlar olduğunda büs-
bütün anlamsızlaşır. Içeridekinin çaresizliğinde, dışa-
ndakinin duyarsızlığına tepkide tek ve en etkili yol,
hep açlık grevleri olarak görülmüştür. Ülkemizde aç-
lık grevleri, ölüme yatma eylemleri, hele de cezaev-
lerinde neden bu kadar sık ve yaygın olarak günde-
me geliyor?
Elimizi vicdanımıza koyup bir düşunelım. Bu ülke-
de kaç kez, özellikle de cezaevlennde ne kadar bü-
yük, sonuçlan acı açlık grevleri yaşandı. Ölenlerin ya-
nında birçok katı ile gencecik insan sakat kaldı. El-
bette çok ağır bedeller karşılığında, o gün için ceza-
evlerindeki kimi olumsuz koşullar düzeltilmek zorun-
da kalındı. Kimi kazanımlar oldu belki, ama giden
canlarla, yitirilen sağlıklann bedeli ile karşılaştınlabi-
lir mi?
Aylar önce TAYAD'lı anneler ilk geldiğinde ve bu
işin olabiliriiği gündeme geldiğinde, geçmişte ya-
şanmış olan acılı deneyimleri şöyle bir belleğimden
geçirdim. Yenisi başlamadan bir çözüme vanlabilme-
sini ummak istedim. Sıyasilerı, düşünce suçlulannı
içeride bırakacak af, cezaevlerinin boşalması aşama-
sında siyasilerin F tipine taşınacaklan kaygısı, kor-
kusu, açlık grevlerinin bedelini düşünmenin çok Öte-
sine çıkmıştı.
Bu noktada nedenlerinı, haklılıkları tartışmanın da
pek bir anlamı yok. Bugünün tarihi ile yüzleri tamam-
layıp binleıie sayılmaya başlayan açlık grevleri ve
ölüm orucuna yatmış insan söz konusu. Dün haber
merkezine, cezaevlerindeki ölüme yatmış tutuklula-
nn, dışandaki yakınlannın, dayanışma içın destek
eylemine katılanlann listesi gelmişti. Her ismin ya-
nına açlık grevi, ölüm orucunu sürdürdüğü gün sa-
yısı, sağlık durumu ile ilgili edinilebilmiş bilgiler ek-
lenmişti. Anımsayabildiğim kadan ile 12 Eylül süre-
cinde, daha önceki açlık grevleri eylemlerindeki lis-
telerden daha uzun, işin boyutu daha ürkütücü.
Ciddiye alınması için yine arka arkaya birkaçının
ölmüş olması mı beklenecek? Her açlık grevi sonun-
da bir biçimde tibbi müdahale ile ölümden döndü-
rülmüş, ama en yaşamsal organlarını yitırmiş insan
sayısı, ölenlerin birkaç katına ulaşıyor. Asıl onlaria bir-
likte bütün yakın çevrelerinin ödedikleri bedele, çek-
tikleri acılara ne demeli?
İşin en ürkütücü boyutu, siyasi irade ile, ölüme ya-
tanlann gündemindeki tartışmanın, olayı daha bir
çözümsüz kılması. Ne de olsa 12 Eylül sürecinde, ih-
tilal ortamında toplum sesini çıkaramasa da ceza-
evinde açlık grevi yapan insanın koşullanna, haklılı-
ğına daha bir inanıyor, yakınlık duyuyor, destek ve-
riyordu. Toplumsal duyarlılık yetersiz kalsa da sonun-
da karar verenleri ödün vermeye zoriuyordu.
F tipi tartışması öylestne farklı noktalara çekilebi-
liyor ki... Seçici olarak kör olmak isterseniz, kendini-
zi haklıdan yana sayarak bile, açlık grevlerine, ölü-
me yatanlara seyirci kalmak için kendinize gerekçe-
ler yaratabilirsiniz.
Devletin, yaşamından sorumlu olduğu insanlar,
devletin cezaevlerindeki tutuklular ölüme giderken ya
da en az onun kadar kötü, bir sürü yaşamsal orga-
nını yitirir, bedensel ve ruhsal anlamda sakatlanırken
görmezlikten gelebilirsiniz.
Bu ülkede yaşayanlann çoğunluğunun, çoğunlu-
ğumuzun yaptığı bu. Siyasal, sendikal,toplumsalör-
gütlenmeler, medya sonuç olarak olayın boyutuna
göre, olaya karşı öylesine duyarsız ki...
sukransoner@yahoo.com
ÖYK bu hafta toplanıyor
Ozelleştîrınede
karar haftası
Ekonomi Servisi -
Acil kredi başvurusu
yapılan IMF heyetinin
temaslan sürerken hü-
kümet, devletin en çok
kâr eden kuruluşlannın
geleceğini belirleyecek
özelleştirme kararlany-
la piyasayı rahatlatma-
ya çalışacak.
Bu hafta toplanması
beklenen Özelleştirme
Yüksek Kurulu'nda
(ÖYK) THY, Türk Te-
lekom, Tüpraş ve Isde-
mir'in karara bağlan-
ması bekleniyor.
THY'ninyüzde 51'inin
blok satışıyla ilgji, ka-
rann imzaya açıiacağ,
ÖYK toplantısında,
Türk Telekom'un m a
-
lesiyle ilgili son karar
verilecek. Toplantıda
aynca, Isdemir'in Er-
demir'e bedelsiz devri
konusunda da karar
alınması bekleniyor.
Hükümet, Tüpraş 'ın
üçüncü halka arzım
2001' in ilk aylanna ye-
tiştirmeyi planlarken
piyasaya para girişini
sağlamayı ve IMF ile
yatuımcıya güven ver-
meyi hedefliyor.
THY'nin yüzde
51 'inin blok satışı için
hazırlanan ilanlan in-
celeyen hükümet ortak-
lan, 15 Araltk'tan son-
ra ilanın verihnesini ve
ihaleye çıkılmasını
planlıyor.