19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26ARALJK2000SALJ HABERLERİN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB Y Y Y Y PB 11 10 13 15 13 14 8 PB 13 Sinop PB 9 Adana PB 14 Zonguldak PB Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas B B B B B B B 7 15 10 1 0 3 -2 8 AntaJya Y 14 Kars c * " v ^ Parçalı bulutlu Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB B B B B B B 14 6 8 5 6 0 3 Marmara'nın batısı. kıyı Ege ile Batı Akdeniz kı- yilan yağmuriu, Iç ve doğu kesimler yer yer sisli, diğer yerier parça- lı az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı batı ke- smlerde artacak, diğer yerterde değişmeye- cek. Rüzgâr güney ve batı yönterden hafif, ara ara orta kuvvette, batı kesimlerde kuvvetli ola- rak esecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn HB PB PB PB K Y Y PB -4 -5 -3 5 0 6 8 7 D!S MERKEZLER Berlin PB -2 Moskova PB -7 Budapeşte PB 4 Aşkabat Madrid _ 9 Astana PB -4 Viyana K Belgrad Taşkent_2 7 Bakû PB 8 Sofya Roma _Y 6 Bişkek PB 13 Tıflis PB 7 Atina Y 16 Kahire A 19 Münih PB 3 Zürih K 1 Şam A 18 Bulutlu V Çok bulutlu Yağmuriu • « " ^ Kariı m 9 GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Iki bakanı birbirine düşüren savaşımın başlan- gıç tarihi eski. Tantan, "Cezaevlerindeki olaylann sorumlusu Adalet Bakanlığı'dır" savını ölüm oruçlan başlama- dan önce söyledi. Dış güvenliğin bakanlığına, an- cak içerinin sorumluluğunun Adalet Bakanlığı'na ait olduğunu altını çizerek yineledi. Operasyon sona erdikten sonra aynı değerien- dirme ile kamuoyunun öniine çıktı. HST ise; Tantan'ın değertendirmesine "haksız ve insafsız birsuçlama" diye karşı çıkıyor. Sorum- luluğun "ortak" olduğunu öne sürüyor. HST'nin saptamasının bir yanı gerçekler karşı- sında sıntıyor: Cezaevlerinde Içişleri'nin emrinde- ki polis ve jandarma canı pahasına görev yapar- ken Adalet Bakanı, sözünü ettiği ortak sorumluluk gereği o sırada bakanlığının neleryaptığını neden- se açıklayamıyor. Operasyonda her türden sorumluluğu üzerine alan Tantan'a bağlı polis ve jandarma operasyon- la uğraşırken Adalet Bakanı HST saat başı ekran- lann önünde konuştu. Tantan, iç ve dış güvenlik konusunda iki bakan- lık arasındaki yasal aynmı söytediği zaman HSTnin yanrtı şöyle oldu: "O halde hem dışannın hem de içerinin sonım- luluğunu bir bakanlık (Içişleri) yüklensin!" • Yanrt, sorumluluktan kaçmanın tipik bir öme- ğiydi. Adalet Bakanı, Tantan'ı "insafstzlık" ile suçluyor. Tantan'ın elinde cezaevlerindeki rezaletleri ka- nıtlayan -bir gün ortaya çıkacak- daha kim bilir ne belgeler, bilgiler var. Şimdilik karaniıkta duran bu belgeler; gün gete- cek, hükümetin geçmişi suçlayarak sorumlulukta- ki payını küçültme çabasının ne denli beyhude ol- duğunu ortaya çıkaracak! HST, Içişleri Bakanı'yla ters düştüğü öğelerin "basın önünde tartışılmasını yararsız" buluyor. Oysa halkımız cezaevlerindeki rezaletleri basın- dan öğreniyor. HST'nin irdelemesinin hazin bir tarafı da var. HST, kapalı kapılar arkasındaki görüşmelerin bir işe yaramadığını kanıtlayan davranışlannı neden- se unutuveriyor. Sorun bitmedi, sürüyor Uşak Cezaevi'nde olaylar başlayacağını günler- ce önce yazıyla bildiren Içişleri'nin uyanlannı bir türlü özümsemediğini, o cezaevindeki gelişmele- re -bir bakıma- olanak sağladığını anımsamak is- temiyor. Dikkatler iki bakan arasındaki savaşıma çevril- diği için cezaevlerindeki sorunun sona ermediği- ni içeren yeni bilgiler gözlerden kaçıyor, gerçekle- rin üstünü örtüyor. Üstelik "yeni bilgileri" HST veriyor. Kayıkçı kav- gasını ön plana alan medyada yer almayan bilgi- lere göre; "47 cezaevinde daha değişik biçimler- de benzeri eylemler sürdürülüyor. Halen süresiz açlık greviyapan hükümlü ve tu- tuklu sayısı 1.656. ölüm orucuna giden tutuklu ve hükümlü sayısı. F tipi cezaevlerindekiler dahil ol- mak üzere 353 kişi. Böylece cezaevlerinde değişik biçimde bu ey- lemleri sürdüren hükümlü ve tutuklu sayısı 2.018 kişi." 20 cezaevi operasyonundan sonra "sorunun bittiği" izlenimi dogarken; yeni bilgilerie son ger- çeği ikinci plana alan, Tantan'la savaşımı yeğleyen Adalet Bakanı HST duyuruyor. Bir bakan, bir milletvekili, bir parti, muhalefet; ka- yıkçı kavgasının dününü, bugününü ve geleceği- ni saptamak amacıyla TBMM'de araştırma açılma- sını önermeyi aklının ucundan geçirmiyor. Böylece; "cezaevleri sonınuyla uyumlu ortaklar arasındaki uyumsuz seslere" bir yenisi ekJendi. IJzuntatittn dünkii bilançosu: 12 ölü, 93yatnh • Baştarafi 1. Sayfada jı alamayarak devrildi. Kazada ilk belirleme- lere göre Emine Gönen- ti, Ömer Çakmak, Akif Atçı ile kimlikleri henüz belirlenemeyen 1 'i çocuk 3 kişi yaşamını yitirdi. Kazada yaralananlann adlan şöyle: Sürücü Ümit Rana, Rahmi Gök- tan, Oğuz Şen, Mevtüt Yücetürk, Abmet Üney, Mehrnet AkyıL Atffla Ço- ban, Ömer Turgut, Ha- san Çimen, Fırat Doğal, Kubilay Baykal, Üyas Yü- maz, Şeyda Sunca, Suttan Bağçalar, Cengiz Yüdız, Ahmet Yıktaz, Muammer Doğao, Şeyda Baykal, Özer Oztürk ve Sevim Karakışb. Izmir'den Siirt'e git- mekte olan Hûseyin Tu- gaç yönetimindeki 34 Z 3556 plakalı yolcu oto- büsü, Konya yakınlann- da bıızlanan yolda kaya- rak şarampole devrildi. Kazada, yolculardan Belkıs Marangoz yaşa- mını yitirdi, 47 yolcu ya- ralandı. Adana Hipodromu ya- kınında Salih UğureOi, bir kamyonun çarpması sonucu öldü. Kayseri ve Erzincan'da meydana gelen kazalar- da ise 22 kişi yaralandı. Kayseri-Kahraman- maraş karayolunda bir otomobille kamyonun çarpışması sonucu mey- dana gelen trafik kaza- sında 3 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Adana'daki kazada ise 1 kişi hayatını kaybetti. Dık hava geüyor ANKARA (AA) - Yur- dun batı kesimleri bugün- den itibaren ılık havanın etkisine girecek. Hava sı- caklığı bu bölgelerde 10- 12 derece artacak. 10 günlûk uzun tatılin ilk günlerini yoğun kar yağı- şı altında geçiren pek çok bolge, ŞekerBayramı'na, nispeten daha iyi hava ko- şullanyla girecek. Devlet Meteoroloji îş- leri Genel Müdürlü- ğü'nden yapılan açıkla- maya göre, arife, bayra- mın birinci ve ikinci gû- nünün Marmara'nın batı- sı, kıyı Ege ve Batı Akde- niz kıyılan lodosla birlik- te yağmurlu, yurdun iç ve doğu kesimleri sisli ge- çirecek. Hava sıcaklığı ise özellikle yurdun bafa böl- gelerinde hissedilir şekil- de (10-12 derece) artacak. Çeteler de 4 F tipi'ne• Baştarafi 1. Sayfada olduğunu söyledi. Sincan, Edir- ne ve Kocaeli'ndeki F tipi ceza- evlerinin yeni olduğunu, bu ne- denle bazı aksaklıklann buluna- bileceğini vurgulayan Ertosun, kalonferlenn yanmasına karşın yeni bina oldugu için ısınmada ilk günler sorun yaşandığını, an- cak şu anda ısınma sorununun bulunmadığını savundu. Ertosun, F tipi cezaevine ko- nulan tutuklu ve hükûmlûlerin, odalara suç vasıflanna göre yer- leştirildiklerini belirtti. Ertosun, "Yani Tûrk Ceza Yasası'nm 125. ve 146. maddesinden mahkûm oUnlaria 168/1, 168/2 ve 169. nuddelerinden tutuklu veya hü- kümlü olanlaraynlarak odalara yerleştirildr dedi. F tipinde görüşkr Sincan F Tipi Cezaevi'nde bu- lunan 336 kişi aileleriyle gruplar halinde görüşurken, hastanede bulunan tutuklu ve hükümlüler- le ailelerin görüştürülmediği bil- dirildi. Ailelere, cezaevinde sa- bah, öğle ve akşam olmak üzere 3 grup halinde görüş yaptınldı. Görüşme kısmına en fazla 9 mahkûmun getirildiği ve yanm saat görüşmelerine izin verildiği kaydedildi. Cezaevine pantolon, kaiak, gömlek, iç çamaşın ve spor ayakkabı dışında hiçbir şey almmadığı belirtildi. Cezaevi kantininde bulunan gereksinim- lerin de dışandan getirilmesine izin verilmediği bildirildi. Sincan F Tipi Cezaevi'nde ön- ceki gün ve dün ilk tahliyeler ger- çekleşti. Af yasası kapsamındaki TCY'nin '^ardnn ve yatakhk" suçunu düzenleyen 169. madde- den mahkûm olan Selçuk Akbv- yık, Akm Demird, Ersin Aydın. Bûlent GöksüMk ve Bülent Er- türk, F tipi cezaevlennden ilk tah- liye edilen hükümlüler oldu. Tu- tuklu ve hükümlü avukatlan, ken- dileri cezaevinde akşam geç saat- lerde tahliye işlemleri için giri- şimlerde bulunurlarken, müvek- killerinin habersizce cezaevinden çıkanldığını ve Ayaş Kavşağı'nda araçtan indirilerek serbest bıra- kıldıklannı savundular. Birgözaltı "Hayata Dönûş" operasyonu- nun ardından tstanbul, Bursa ve Çanakkale E Tipi Cezaevi'nden Edirne F Tipi Cezaevi'ne nakle- dilen tutuklu ve hükümlüler, ai- leleriyle göriiştürülmeye başlan- dı. Cezaevine sevk edilen tutuk- lu ve hükümlülerden 226'sı dün aileleriyle görüşurken geri ka- lanlann bugün aileleriyle görü- şecekleri öğrenildi. Çocuklany- la sadece yanm saat görüşebil- diklerini belirten aileler, idare- nin belirlediği miktarda giysi ve- rebildiklerini, kaloriferlerin yan- madığını ve sıcak suyun bulun- madığını anlattılar. Tutuklu ve hükümlülere televizyon izletil- mediğini, gazete veribnediğini belirten aijeler, çocuklanna sevk sırasında ve cezaevinde dayak atıldığım öne sürdüler. Tutuklu ve hükûmlûlerin sadece TTB doktorlanna muayene olacakla- nm belirten aileler, "Çocuklan- mız bir daha zijaretçi kabul et- meme karan akhklarmı açıkladı- tar" dediler. Bu arada tutuklu yakınlanyla gazetecilerin görüşmesi jandar- ma tarafından engellenirken bir kişi gözaltına alındı. Avukatlann görüşü Edirne F Tipi Cezaevi'ne nak- ledilen müvekkilleriyle görûşen Avukat Muharrem Çöpûr, gö- rüşmelerinin çok zor şartlar al- tında güçlûkle gerçekleşebildı- ğini belirterek "Mahkûmlann saç ve sakallan zorla üraş edil- miş. Kaloriferler de tsıtmıyor. Radyo, televizyon ve gazeteiere ulaşamıyor, dünyadan habersiz yaşıyorlar. Taiepîeri kabul edilin- ceye kadar öhlm oruçlaruu sür- düreceklerini söylüyorlar" dedi. Tutuklular arasmda hiç ileti- şim olmadığım belirten Çöpür, iki avukatın bir tutukluyla aynı anda görûşemediğini ve avukat- lann da ikiden fazla müvekkiliy- le görüştürülmediğini ifade etti. Çöpür, "Müvekkillerimle çok uzun aralaıia görüşebildim. Amaçlan, mahkûmlann kori- dorlardan geçerken bile birbirk- rini görmekrini engellemek. Mahkûmlar, kendi isimkrini ba- ğu-arak vaşadıklannı diğer mah- kûmlara duyunnaya çahşıyor- lar" dedi. Avukat Remzi Kaz- maz, müvekkilleriyle Edirne F Tipi Cezaevi'ndeki görüşmele- rinde mahkûmlara giysi verme- lerinin bile engellendiğini söyle- yerek "F tipicezaevleri insani de- ğiL Insan yaşamına uygun değiL F tipindeld rüm siyasiler ölüm orucunda. Ölüm orucu için değfl, operasyon sırasında akhklan ya- ndann tedavisi için doktor isti- yorlar" dedi. Tutuklularla görüşebilmek için vekâletnameye ihtiyaç olmama- sına karşın kendilerinden vekâ- letname istendiğini belirten Kaz- maz, "Kimnklerimiz ahndı, bize başka kartlar verildl BUgisayar- h sistemi uygulamaya caltştılar, a- ma işlemkr çok uzun sürdü. Onur kıncı ve aşağüayıa bir du- rumdu. Görüştüğümuz odada her hareketimiz ve konuşmamız kaydedildL Müvekkinm bana hasretfe sankfa. 3-4 dakika om- zuma yaslandı" diye konuştu. Bakırköy Kadın ve Çocuk Tu- tukevi'ne nakledilen müvekkil- leriyle görüşen Avukat Hüdayi Berder de Bayrampaşa Ceza- evi'nin C1 ve C2 koğuşunda ka- lan 6 kadın hükümlünün kendi- ni yakmadığını iddia etti. Mah- kûmlann kafalannda yanıklar ol- duğunu anımsatan Berder, "Mahkûmlara yukandan ateş toplan atümış. Yatakhane rasge- letaranmaya başlandıktan sonra oluşan deliklerden de biber ve si- nir gazlan atümış" dedi. Yurttaş Girişimi Sözcüsü Avu- kat Ergin Chunen de Edirne F Tipi Cezaevi'ndeki müvekkille- riyle görüştürülmediğini belirt- ti. Edirne'den gazetemizi arayan Avukat Cinmen,"Bu sabah için görüşebinrsiniz demişlerdi, Edir- neVe geldik, ancak görüştürnıe- diler. Ne zaman görüşebileceği- miz konusunda da bir şey sövie- miyorlar. Bu, savunma hakkuun doğrudan ihlalidir. Edirne F Ti- pi Cezaevi'nde çok ciddi şeyler yaşandığuu sanryorum. Avukat- lara bu muameleyi gösterenlerin, içerdekilere nasıl davrandığım tahmin etmek zor değiL Bld dev- re dışı bırakmak istiyorlar. Bu hak ihlaimi AİHM'ye kadar gö- tûreceğiz'' dedi. Aileler görüştû Cinmen, ailelerin bir bölümü- nün ise tutuklu ve hükümlülerle görüştürüldüğünü söyledi. Cin- men, ailelerin anlatımlanna gö- re, cezaevinde ölüm orucu eyle- minin sürdürüldüğünü, tutuklu ve hükûmlûlerin çoğunun elbi- sesinin bulunmadığını, kalorife- rin yandığını, ancak bınanın ye- ni olması nedeniyle etkili olama- dığını kaydetti. Uras'tan tebrik karti Özgürlûk ve Dayanışma Parti- si (ÖDP), Başbakan Bûlent Ece- vit'e bayram ve yeni yıl için 'teb- rik kartr gönderdi. ÖDP Genel Başkanı UfukUras ve diğer par- tililerin katılımıyla Galatasaray Postanesi'nden gönderilen teb- rik kartında, "Onlarca sivasi tu- tukhı ve hükümlünün hayaüna mal olan 'şefkatli 1 operasyonu- nuzla hayramımiTL, yeni yıhmızı ve kim binr daha nke yıhmızı bn ze zehir ettiniz. Bu arada bizi gi- derek daha çokyoksullaşüran ya- salan da hızia Meclis'ten geçirdi- niz. Biz debu duygularla sizin ye- ni yıhnızı ve bayranunızı kut- lanz" denildi. Operasyon sonrası cezaevlerinden tahliye edilenler yaşadıklarını anlattı '¥ tipine tekıııe tokat götürüldük9 tstanbul Haber Servisi - Nev- şehir Cezaevi'nden Sincan F Tipi Cezaevi'ne nakledilen ve 21 Arahk gecesi tahliye edilen Bülent Ertürk, F tipi cezaevle- rine nakledilenlerin açlık gre- vinde olduğunu ve bu kişilere yeteri kadar tuz ve şeker veril- mediğini ifade etti. Çağdaş Hu- kukçular Demeği'nin (ÇHD) Taksim'deki şubesinde düzen- lenentoplantiya kattlan Ertürk, Nevşehü" Cezaevi'nden asker- ler tarafından tekme tokat dö- vülerek Sincan F Tipi Ceza- evi'ne getirildiklerini anlattı. Cezaevine, üzerlerinde hiçbir şey kalmayacak şekilde soyul- duktan ve o durumda dövül- dükten sonra alındıklannı be- lirten Ertürk, Sincan F Tipi Ce- zaevi 'nde kaloriferlerin de ısıt- madığını söyledi. 'Gaz bombalan atikfa' Gebze Cezaevi'nden 23 Ara- lık gecesi tahliye edilen Firdevs Kırbıyık, operasyon sırasında ölüm orucu eylemcilerinin bu- lunduğu koğuşlara jandarma- nın gaz bombalan attığını ve in- sanlan sûrükleyerek, döve dö- ve hastanelere götürdüklerini söyledi. Kırbıyık, sah sabahı askerin kurşun sesleriyle uyandıklannı anlatarak "En insani ihtiyaçla- nmız karşdanmadL Mahkûm- lar sedyeye koOanndan kelep- cetenerekhastaneye götürükiü- ter" dedi. Gebze Cezaevi'nden hiçbir F tipi cezaevine nakil ya- pılmadığını ifade eden Kırbı- yık, "Koğuşlannuztecritedüe- rek görüşmeierimiz engeUendi , thtiyaçlarunız karşüanmadı. Dışanya çöp vermek istediği- mizde gardryanlar, koğuşlann anahtartaruun askeıierde oldu- ğunu söylediler. tçeride asker her şeyi talan etti Uzerimize gi- yecek hiçbir şe>1miz kalmadı. Gebze'de hâlâ yaratalar var. F ti- pi cezaevleri kapaülana kadar bdı" dedi. 1 kişi daha yaşamun yitirdi • Baştarafi 1. Sayfada <v olarak nitelendirdi. Ecevit, "Bundan sonra da ce- zaevleri çok sağhkh bir şekilde çahşmasını sürdürecektir. Özel- tikle yeni yddan hemen sonra ge- rekAdalet gerekse Içişleri bakan- lanmız bhiikte bir çahşma yapa- caklarve yeni bir düzen kuracak- lar" diye konuştu. "Hayata Dönüş" operasyonu- na karşnı cezaevleri ve hastane- lerde ölüm oruçlan ve açlık grev- leri sürüyor. Adalet Bakanı Hik- met Sami Türk'ün hâlâ ölüm orucunda olduğunu açıkladığı 98 tutuklu ve hükümlünün yansı ey- lemde 68. güne girdi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, "Kim- nkler değiL, kişüikler ön plana çt- kanlmalıdır. Bflmem şu örgütün elemanı değü, önce kendi kişüik- lerini ön plana koymahlar" dedi. F tipi cezaevlerine nakledilen tutuklu ve hükümlülerden bazı- lannın halen açlık grevi ve ölüm orucunu sürdürdüğünü anımsa- tan Ertosun, "Vazgeçmelerini bekttyoruz. Vazgeçmezİerse nbbi müdahale yapuacak. Bu konuyu Sağhk Bakanhğı 0e bhükte yurü- teceğiz. Insanlann öÜDemesini is- tiyoruz'' dedi. Tutuklu aileleri adına yapılan açıklamada, ölüm orucu eylem- lerinin Kocaeli, Sincan, Edirne F tipi cezaevleriyle Bakırköy Kadın ve Tutukevi ile bazı has- tanelerde sürdüğü bildirildi. Açıklamada, eylemi sürdüren tutuklu ve hükûmlûlerin tuz ve şeker almayı da kestikleri vurgu- landı. 'Ölüm oruçlan sûrecek' Çağdaş Hukukçular Derne- ği'nin Taksim'deki Istanbul şu- besinde düzenlediği basm top- lantısmda avukat Muharrem Çö- pür, tutuklu ve hükûmlûlerin, ta- lepleri kabul edilinceye kadar ölüm oruçlanna devam edecek- lerini belirtti. Çöpûr, "Hükümlüler, tabip odasmdan bir grup doktorun iş- kence gördüklerini tespit etmesi- ni istryor. Görüştüğüm kişilerin sağlık durumu rvi değü, bazılan idrannda kan olduğunu söyiü- yor. Çoğunun cezaevinden cesedi çıkacak" dedi. ÇHD îstanbul Şube Sekreteri BOgütay Durna, ölüm oruçlan sı- rasında yapılan görüşmelerde devletin çözümü olanaksız kıl- dığını belirtti. Ölümler arüyor Uşak E Tipi Cezaevi'nde gü- venlik gûçlerinin operasyonunda kendisini yakan "öhlm orucu" eylemcilerinden Berrin Bıçkılar, dün sabaha karşı tedavi gördüğû tzmir Atatürk Eğitim Hastane- si'nde yaşamını yitirdi. Ölüm orucu ve süresiz açlık grevlerinin sürdüğü cezaevleri- ne yönelik güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlar so- nucunda, Uşak E Tipi Ceza- evi'nde kendilerini yakan iki ka- dın tutuklu ve hükümlü, Izmir Atatürk Eğitim Hastanesi'ne sevk edilmişlerdi. Vücudunda birinci derece ya- nık olan Yasemin Cana. geçen hafta cuma günü yaşamını yitir- di. Cancı ile birlikte Atatürk Eği- tim Hastanesi'ne getirilen ve vü- cudunun yüzde 60'ı yanık olan Berrin Bıçkılar da dün sabaha karşı öldü. Toprağa verfldfler Cezaevlerine düzenlenen ope- rasyonlarda ölen AJp Ata Akça- yüz ve Ercan Polat {stanbul'da toprağa verildi. Akçayüz'ûn ce- nazesi Maltepe Merkez Ca- mii'nde kılınan ikindi namazı- mn ardmdan Büyükbakkalköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Ercan Polat'ın cenazesi de Gazi Cemevi'nde düzenlenen törenin ardmdan Cebeci Mezarlığı'nda toprağa verildi. Bu arada, Buca Kapalı Ceza ve Tutukevi'nden Atatürk Eği- tim Hastanesi'ne sevk edilen ve mahkûmlar koğuşunda tutulan Mesut Avcı, SerhatKaraduman- h,AbduDah Bozdağ, Celal Alpay, Ümit Kanh ve Banş Yılduim'ın ölüm orucu eylemini hastanede sürdürdükleri ve tedavija kabul etmedikleri öğrenildi. Izmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Fatih Sürenkök, hastane- deki eylemcilerle ilgili olarak sü- rekli bilgi aldıklannı belirterek "Arkadaşlanmız sürekli iztiyor- lar. Tedavi kabul etmiyorlar. An- cak ağızdan srvi alıyorlar. Şu an- da hayatj tehukeleri yok" dedi. 'Sonımlu siyasi iktidar' Cezaevlerinde ölûm oruçlan ve açlık grevlerinin sürdüğûnü belirten İHD Izmir Şube Başka- nı Günseü Kaya, "F tipi cezaev- lerine operasyon yoluyla geçişin önceden belirttiğüniz sonuçlan bunlar. Sevkyapılan cezaevlerin- deki koşıulan avukatlardan oğ- rendik. Ne yazık ki ölümlerin ar- kası gelecek gibi görünüyor. Dev- let cezaevlerindeki yaşam koşut- lannı iyüeştirmez, şiddet ortamı sürerse ölümler de sürecek ve bu- nun sorumlusu siyasi iktidar ola- cak"dedi. Kaya, Atatürk Eğitim Hasta- nesi'nde yaşamını yitiren Berrin Bıçkılar'ın cenazesinin otopsi- den sonra büyük bir olasılıkla ai- lesine verileceğini belirterek "Aile ile henüz görüşemedik. Ce- nazenin nereye ve nasıl demedi- leceği konusunda kesin bir karar yok. ÎHD olarak olayı iznyoruz" diye konuştu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada rinci derecede önem taşır, haberdir. Cezaevi operasyonunu 21 Aralık günü bu köşe- de "Hayata Dönüş Kurşunlan" başlığı altında 7 madde halinde işlerken maddelerden birini deTürk Tabipleri Birliği'ne (TTB) ayırmıştım. Birlik adına ko- nuşanlann bende çagnştırdığını düşündükçe ürper- diğimi, bu köşenin diliyle vurgulamıştım. Yazıya, farklı hekim gruplarından lehte-aleyhte karşılıklar geldi. Izmir Tabip Odası Yönetim Kurulu, açlık grevi ve ölüm oruçlannın hekimterin bilgisi dı- şında zaman zaman kullanılan bir davranış olduğu- nu vurguluyor, "TTB ve tabip odalan her zaman karşımızdaki kişinin diline, dinine, ırkına, sınrfına bakmaksızın tıp hizmetisunmayı yerine getinmenin evrensel soaımluluğu nedeniyle bunlan yaptık. ölüm oruçlan ve sonrasında gelişen şiddet orta- mından hekimler sorumlu değildirve olaylan üzün- tüyle izlemekteyiz" diyordu. Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu'nun açıkla- ması ise şöyleydi: "Bir tarafta örgüt, diğer tarafta devlet olarak iki tarafarasmda meslekleriniyerine getinveye çalışan hekimler suçlu gösterilmektedir. Bilinci açık birhas- ta müdahaleyi kabul etmediği zaman hekim müda- hale edemez. Ne yazık ki medyamız bu durumu eylemcilere destek verildiği şeklinde yorumlayıp kamuoyuna bu şekilde yansıtmaktadır. Hekimin gö- revi insanın yaşamını sağlamaktır." Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağ- lığı ve Tıbbi Etik Anabilim Dalı'ndan bir grup öğre- tim üyesi de benzer görüşü dile getiren açıklama gönderdi. Onlarca doktor da tetefon, faks, e-maille meyflle- rini ilettiler. Telefonla görüşebildiklerim başlangıçta değeriendirmemi tepkıyle karşıladıklannı söytediter, sohbetin devamında cezaevindeki kişilerin psikolo- jilerine gösterdikleri hassasiyetin toplumun psikolo- jisine de gösterilmesi gerektiğini kabul ettiler. Karşıda "tetik" de olsa, bizde "etik" diyen kişi ve kurumlan üzdüğüm için ben de üzgünüm. Ancak, pek çok yazann da konuyu ele almasıyla birlikte "tartışma zemini" oluşmasında az da olsa tuzumun olduğunu düşünüyorum. 'Haddinizi bilin, orada durun!' Ankarajabip Odası'nın eski yöneticilerinden Dr. Ali Rıza Üçer'in gönderdiği 5 paragraflık mesajtn ilk paragrafı şöyle: "Bugünkü yazınız içimdeki hüznü daha da derin- leştirdi. Ama ne yazık ki tespitleriniz doğru. Hekim örgütümün içine düştüğû durum, sıkıntımı daha da arttınyor. öylesine ağır bir kurumsalyara altyoruz ki sanıyorum bizlerde TTB 'nin dibe vuruşunun ardın- dan hekim örgütümüzü topartayamayacağız. Umutlanm giderek azalıyor." Bu mesajı "Bakın bana da hak veren var" kaygı- sıyla aktarmadım. Hekimlerin kendi içinde yoğun bir tartışma olduğunu vurgulamak istedim. Intemet si- telerine de yansıyan yoğun tartışmalannın birbirini yıpratmaya değil, ortak akıl aramaya dönük olma- sını diliyoruz. Beni eleştirenlerin arasmda ileri gidenler de oldu. örneğin TTB'nin eski yöneticilerindan Ata Soyer i- ki kanaldan gönderdiği mesajda uzun suçlamalar- dan sonra şöyle diyor - Haddinizi bilin ve orada durun! Şimdi Sayın Soyer'e, "Siz he-kimsiniz, elinizdeki Malta mı balta mı" diye sorup yazıyı sürdürmek var, ama şık olmaz. Bir kişinin degerlendirmesinden yo- la çıkıp yanm asıriık birikimi olan TTB'ye zarar ver- memek gerekir. Tıp en hıziı gelişen bilim dallannın başında geii- yor. Tıpta, her 5 yılda bir bütün bilgiler ikiye katlanı- yor. En çok "acaba" diyen bu btltmin üyeJerinin eteş- tiriye açık olması gerekir. Örneğin, biz de medyayı yeri geldiğinde acımasızca eleştiriyoruz. Medyanın silah olarak kullanıldığını düşündüğüm bir süreçte yazdığım yazının başlığı, "Medyalröz"dü. Meslek- taşlanm, "Vay bize kurşun mu demek istedin" de- mediler, katılıp katılmadıklan yönleri aktardılar. Söz çok, yer dar. Konuyu sürdürmekten yana de- ğilim. Hekimler kendi aralarında tartışıp aklın yolu- nu bulmalılar. Faturayı medyaya kesme hazıriığına gelince... Medya herkese iazım, bunu lazımlık hale getinmenin kimseye yaran olmaz! [email protected] Afyososınayerel mahkemeden itiraz Yurt Haberleri Servisi - Şartla Salıverme ve Ceza- lann Ertelenmesi Yasa- sı'nın yürürlüğe girmesi- nin ardından Türkiye'de ilk kez bir yerel mahkeme Anayasa Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Inebolu Ağır Ceza Mahkemesi, ya- sanın kapsamı dışında ka- lan Gürcan Çakır adlı bir mahkûmun itirazını yerin- de bularak Anayasa Mah- kemesi'ne yasanın geniş- letilmesi için itiraz etti. 'Korku ve panik yarata- cak şekilde etrafa ateş et- mek' suçundan 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptınlan ve Şartla Salıverme ve Ce- zalann Ertelenmesi Yasa- sı'ndan yararlanamayan Gürcan Çakır adlı mah- kûm, bu durumun anaya- saya aykın oldugu gerek- çesiyle înebolu Cumhuri- yet Başsavcılığı'na itiraz- da bulundu. înebolu Cum- huriyet Başsavcısı Adil Ozer de Çakır'ın itirazını yerinde buldu ve uygula- manın, anayasanın 2. mad- desinde yer alan 'hukuk devteti' ve 10. maddesinde yer alan 'kanun önünde eşitiik' ilkelerine aykın ol- duğunu belirterek înebolu Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. înebolu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı M. Sertaç Tesler ise savcı Özer'in başvurusunu ye- rinde bularak Şartla Salı- verme ve Cezalann Erte- lenmesine îüşkin Yasa'nın kapsamının genişletihnesi için Anayasa Mahkeme- si'ne itirazda bulundu. Înebolu Ağır Ceza Mah- kemesi'nin bu başvurusu, anayasal prosedür içinde bir yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi'ne geçerli olan ilk itirazı oldu. Öte yandan îstanbul 4 No'lu DGM'de göriilen 20 sanıkh ÎBDA-C davasında avukat Harun Yüksel, Şartla Sahverme ve Ceza- lann Ertelenmesine îlişkin Yasa'nın anayasaya aykın olduğunu savunarak dava dosyasının Anayasa Mah- kemesi'ne göndenlmesini ve yargılamanın durdurul- masını talep etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle