17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARAUK 2000 PAZARTESİ HABERLERIN DEVAMI PB 14 Kocaeü 8 Trabzon Çanakkale B 10 Giresun Izmır B î l Ankara PB 1 Manisa Aydın B 10 Eskişehtf PB 2 B Denizli Konya PB B 9 Sıvas PB Zonguldak PB 7 Antalya B 14 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB Y Y Y Y K K 14 6 7 5 5 0 1 K -5 Yurdun doğu kesımle- ri çok bulutlu, Doğu _____ Karadenız, Doğu ve Q S | Q Güneydoğu Anadolu B -5 boigelen yağışlı, dığer M e l s l n K I K -2 yerter parçalı ve az bu- StOCkholm B -3 lutlu geçecek. Yağtşlar Londra Y 5 Doğu Anadolu ile Doğu Amsterdam K 3 t^f",i z ''n ^k e s l f T 1 " Brüksel K 5tennde kar, diğer yer- lerde yağmur ve karla r a r l s Y 12 kanşık yağmur şeklın- Bonn deolacak. Münih K -2 K 0 Berlin Budapefte Madrid Vjyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K K Y Y PB PB Y PB Y 0 4 8 8 6 7 16 15 6 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K Y PB Y PB B PB PB -3 9 -9 12 0 4 8 18 Şam Y 13 Taşkent •Tahran Parçalı bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurtu Kart Sulu kar Gökgürüttülü 'Eylemler lıeııiiz bitmedTB Baştarafı 1. Sayfada sı yerine sadece Adalet Bakanhğı, cumhuriyetsavcdan ve cezaevleri per- sonetmin suçlanması yanhşor, haksız ve insafsızdır" yanıtını verdi. Türk, olaylar sırasvnda sivil toplum örgütle- rinin tutumunu 'yadırgadığını' vurgu- ladı. Adalet Bakanı Türk'ün dün düzen- lediği basın toplantısında, bakanlığı ile Içişleri Bakanlığı arasındaki krizin derinleştiği ortaya çıktı. Türk, ope- rasyona katılan birimlerin yöneticile- rine teşekkürlerini ilettiğini belirte- rek şunlan söyledi: "Buöroekişbirligisürdürülınelidir. Ne yazık ki bu anlayışla bağdaşmayan sadece Adalet Bakanlığı'ru. cumhuri- yet savcdannı ya da eezaevi personeli- ni suçlayan bazı açıklamalar yapıkh. Cezaevleri, yıllann ihmalleriyle birso- runlar yumağı haline gelnüştir. Bu du- nımun nedenleri arasında, bakanhğı- mızın yıllardan beri cezaevlerini dü- zeltmeye yeteıii kaynaklardan yoksun bırakılmasL. mevzuatın yetersizüği ve eksikUğl görevlerini \ apnıada zaman zaman yetersiz kalan bazı görevlilerin bulunmasL, terör örgütlerinin cezaev- lerinin koğuş sistemine dayabfizikiya- pısı içüıde idari zaafhetlerden de ya- raıianarakfiilibir egemenlik kurnıa- sı gösterilebflir." - - - Türk, basının önünde bir bakanhğm başka bir bakanlığı suçlamasının doğ- ru olmadığuu belirterek şu açıklama- lan yaptı: "Cezaevleri girişinde sadece Adalet Bakanhğı görevlilerince yapıkhğı öne sürülen arama ve kontroller, üç ba- kanhk tarafından iniTalaıuın protokol hükûmlerine göre incelemneye değer. Bu hükümler incelendiği zaman ara- ma ve kontrollerin jandarma ve ceza- evi personeU taraflndan, diğerinin ne- zaretinde yapıkhgını ya da büükte ya- pıldığını görürsünüz. Bu durumda ce- zaevlerine dış kapdardan geçirilerek sokulan yasak maddeterie ügüi sorum- luluğun sadece Adalet Bakanhğı per- sonenne yüklenmesi haksız ve insaCgz bir suçlamadır. Şüphesiz görevkrinde ihmal veya kötüye kuDanma görülen herkes hakkında yasal işlem yapuma- hdır, yapdmıştır da." Adalet Bakanı Türk, görevini yap- mayan ve kötüye kullanan herkesin cezalandınlması gerektigine dikkat çekerek "Tersine açıklamalar ise dev- letin bütünlüğü ve ortak sorumluluk anlayışryla bağdaşmamaktadır. Bu, daha önce başka oiayiar vesiksiyle de sergflenenbirbakanhketefnanlannın kendi görevlerini yaptiğı başka bir ba- kanhk elemanlannın ise görevlerini yapmadığı şekünde özetienebilecek suçlayıa bir tutumundevammdan baş- kabir şey degüdir" dıye konuştu. Türk, 1999- 2000 yıllan arasında 81 kişinin görevine son verildiğini, 315 kişinin başka yere tayin edildiğini, 177 kişi- nin de açıga ahndığını bildirdi. 98 kişi öliim orucunda Türk, Edirne F Tipi Cezaevi'nde 327, Kocaeli'de 337, Sincan'da 5'i hastanede olmak üzere 341 kişi bu- lunduğunu belirterek bunlardan 98'inin ölüm orucunu, 532'sinin de açlık grevini sürdürdüğünü bildirdi. Türk, tutuklu ve hükümlülerden 375'inin eyleme kaölmadığını söyle- di. Adalet Bakanı, 47 cezaevinde da- ha değişik biçimlerde benzeri eylem- leri sürdürenlerin olduğunu kaydede- rek "Süresiz açhkgrevi yapanlann sa- yısı 1656'dır. Dönüşümlü açhk grevi yapanlann sayısı ise 9'dur. Halen ce- zaevlerimizde değişik biçimlerde bu eyiemleri sürdürenlerin sayısı 2 bin 18 kJsjdtr" dedı. Türk, eylemcilere ve ya- kınlanna "Eylemcfler çıkmaz bir yol- dadır. Bunu görmeteri ve eykmlerine son vermeleri gerekir. Gençlerimiz te- rör örgütieri tarafindan etki altma ahnnuşar. Ve bunun sonucunda bazı gençlerimiz hayatiannı çağdışı bir ide- oloji uğruna harcamaktadır" diye seslendi. Bir gazetecinin, halen cezaevlerin- de açlık grevi ve ölüm oruçlannın de- vam ettiği göz önünde bulunduruldu- ğunda, yapılan operasyonun başanlı olduğunu söylemenin mümkün olup olmadığını sorması üzerine Türk, şu yanıtı verdi: "Operasyonun amacı insan hayan- nı kurtarmak, hükümlü ve tutuklula- n örgüt baskısından kurtarmak ve bu örgütün yöneticilerini kontrol altuıa almakn. Şimdi bu amaçlann bir bölü- mü tam olarak gerçekleşmiştir. Ama bazı hükümlü ve tutuklular örgüt bas- kısmdan kurtanküktan sonra da da- ha önce içine düştükleri fanatizm içe- risinde yine bu eylemlerini sürdür- mektedirler. Ben o nedenle eylemlerin sona erdirUmesi çağnsını tekrarüyo- rum. Ama durumlan ağırlaşacak otursa gerekli müdahalenin yapüabil- mesi için de biz Adalet Bakanhğı ola- rak üzerimize düşeni yapacağjz. Bi- zim yapabileceğinüz, örgüt baskısın- dan kurtarmaktı. Bundan sonra nıü- dahale yapacak olan hekimlerdir." Türk, "Içişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanhğı arasında kriz mi var" soru- suna "Bakanhklar arasında kriz ola- maz. Devlet bir bütündür. Yalnız, ba- kanlıklar arasında ortak çahşmayla çözülmesi gereken sorunlann basın önünde tartışıhnasuıda yarar görmü- yorum. O nedenle bu konuda daha fazla aynnüya girmiyorum. Ortakça- lışnıanın ve işbiıüğmin yararnu bu son operasyonda gördük. Bu her zaman sürdürülmesi gereken bir çahşma tar- zı olmandır" yanıtını verdi. 'Erteleme koşulluydu' Adalet Bakanı Türk, toplumsal uz- laşı ve altyapı oluşturulmadan F tipi- ne nakillerin yapıldığının anımsatıl- ması üzerine, erteleme açıklamasımn eylemin sona erdirilmesine bağlı bir koşul olduğunu, ancak yasal düzenle- melerin yapılması gerektiğini vurgu- ladı. Türk, "Diğer cezaevlerinde bo- şahnalar oluyor diye nakledilenlerin geriye getirihnelerinin söz konusu ol- madtğuu" vurguladı. Türk, cezaevi olayları sırasında si- vil toplum örgütlerinin tutumunu "ya- du^adığmı" kaydederek "Sürekli devletten ödün istemek yerine, eylem- cilere de eyleme son verümesi çağnsın- da buhmmalan gereldrdi" dedı. Türk, sivil toplum örgütlerinin de tehdit edildiğini ve üzerlerine baskı kurul- duğunu söyledi. Arjantin'de açhkgrevi 111. gününde 'Toplu ölümler çok yalonda' Dış Haberler Servisi - Arjantin'de 12 eylemci- nin af istemiyle başlattığı ve 111. gününe giren aç- hk grevleri ülkede tartış- ma konusu oldu. Hükü- met, bugüne kadar yal- nızca şekerli su içen Her Şey Vatan İçin (MTP) ad- lı sol görüşlü örgüt üyele- rinin 'zoria beslenmesini' görüşüyor. Arjantın Dev- let Başkanı Fernando de la Rua da, ömür boyu ha- pis cezasıyla 1989'da ce- • zaevine giren ve söz veri- len affın çıkmaması üze- rine açlık grevine başla- yan mahkûmlara af çıka- nlması için çaba göster- meyi sürdürüyor. llk kez haziran ayında açlık grevi başlatan mah- kûmlar, De la Rua'nın af sözü vermesi üzerine 46. günün sonunda eylemle- rine son vermişlerdi. An- cak Arjantin yasalan ge- reği. af Anayasa Mahke- mesi'nden dönünce 12 militan eylül ayında yeni- den açlık grevine başladı. Insan Hakları Vakfi'ndan sert tepki ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkıye în- san Haklan Vakfı Genel Başkanı Yavuz Önen, "Türkiye'de savaş ortamı halen süriiyor. Dehşet ve- rici şiddet görüntüleri ve şiddet propagandası bü- rün toplumu travmatize etmektedir" dedi. Tutuk- lu ve hükümlülerin temel haklarını koruma görevi- nin hükümete ait olduğu- na dikkat çeken Önen, "Bu operasyonla hükü- met, bir kez daha onlann yasam haklannı ihlal et- miştir1 " açıklamasını yap- tı. "Hayato Dönüş" ope- rasyonunun 26 tutuklu ve iki askerin ölümü ile so- nuçlanmasına tepkiler sü- rüyor. TlHV Genel Baş- kaiu Yavuz Önen, dün va- kıf genel merkezinde dü- zenlediği basuı toplantı- sında operasyonla ilgili bazı değerlendirmeler yaptı. TlHV'nin gelişmeler sırasında hem devletten, hem de tutuklulardan iki taraflı eleştiri bombardı- manuıa tutulduğunu an- latan Önen, "Her iki taraf da 'Ya bizim gibi düşü- nün ya da susun' dedi. Biz her üdtaraf gibide düşün- müyoruz; bizim için ön- cefildi olan yaşam hakkj- dır. Burada en önemli so- run ailelerin tutuklu ve hükümlü çocuklannın nerede olduklarmı öğre- nememesidir. Bu durum, kaybetme yasağına ayka- ndır. Eyüp Cumhuriyet Savcuığı tarafindan dağı- tüan bir Kstede Ftipiceza- evlerine sevk edildiği bil- dirilen 5 kişinin Bayram- paşa Cezaevi'ne yapılan operasyonda yaşamını kay beden ve otopsisi yapı- lan kisiler olduğu görûl- müştür. Bayrampaşa Ce- zaevi'ndesavcıhk tarafin- dan keşifyapddığı ve ölen- lerin sayısmın 12 olduğu bildirilmesine karşın sevklere iliskin resmi Ks- telerde ve hastanelerde bulunmayan 8 kişi var- dır." "Hayata Dönuş" adı al- tında yapılan operasyo- nun yalnızca cezaevlerin- de ölüm orucuna girmiş insanlara yönelik olmadı- ğını vurgulayan Yavuz Onen. operasyonun tüm topluma karşı gerçekleş- tirildiğini bildirdi. Önen, TÎHV'nin istemlerini de şu şekilde sıraladı: "Tutuklu ve hükümlü- lerin durumu konusunda gerçek bilgiler avııkatla- nna ve aflelerine derhal veritaneH, hastanelerde ve cezaevlerinde bulunan tu- tuklu ve hükümlüler, aile ve avukatlanyla derhal görüştürühnelidir. F tipi cezaevlerineyapılan sevk- ler iptal edümeBdir. Ope- rasyonlara ilişkin kap- samlı soruşturmalar ta- rafsızhk içinde ve huku- kun gereklerine uygun olarak başlaühnah ve suç işleyenler cezalandınlma- hdır. Operasyonlarda yar- gısızinfaz veözeOikle kim- yasal silah kullammına Uişkin araşürma yapmak üzere adli üp hekimleri, avukatlar ve ilgili meslek kuruluşlanna yöneük medya kampanvası ve po- lis saldınlan durdurul- mah. banşçıl gösteriler nedeni ile gözahuıa ahnan ve tutuklananlar derhal serbest bırakümahdınn • Baştarafı 1. Sayfada vekkilleriyle görüşemediklerini belirten Kozağaçlı, Sincan F ti- pındekı tutuklu ve hükümlülerin bugün ve yann aileleriyle görüş- melerine ızin verildiğini bildirdi. F tipi cezaevlerine karşı önce açlık grevi olarak başlayan daha sonra tutuklu ve hükümlülerin gruplar halınde ölüm orucuna çe- virdikleri eylem 67. gününe gi- rerken F tipine sevk edilen ölüm orucu eylemcilerinin durumunun son derece kritik olduğu bildiril- di. Müvekkilleriyle görüş yap- mak üzere 22 Aralık Cuma günü Sincan F Tipi Cezaevi'ne giren avukatlar, önceki gün yenıden zı- yaret etmek istedikleri cezaevine sokulmadılar. Avukatlar, tutuklu ve hükümlüler arasında müvek- killeri olmasına karşın dün de ce- zaevine ahnmadılar. Avukat Sel- çuk Kozağaçlı, cezaevine giriş- lerinin engellenmesine herhangı bir gerekçe gösterilmediğini be- lirtti. Ölümlerin başladığı yönün- de cıddi kaygı taşıdıklannı bildi- ren Kozağaçlı, avukatlann ceza- evine sokulmama nedenlerinden birinin de bu ölümleri gizleme çabası olabileceğini ileri sürdü. Kozağaçlı, hapishanenin fiziki koşullannın son derece olumsuz olduğunu vurguladı. Selçuk Ko- zağaçlı, tutuklu ve hükümlülerin bugün aileleriyle görüşebümesi için izin verildiğini söyledi. Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Tulan Kaan da savcılık aracüığıyla izin istediklerini ve bugün Ankara Numune Hastane- si'ndeki tutuklu ve hükümlüleri ziyaret edeceklerini bildirdi. Son bilgilere göre, Numune Hastane- si 'nde büyük bölümü darp ve ya- nık tedavisi nedeniyle getirilen 29 tutuklu ve hükümlü bulunu- yor. Açlık grevi nedeniyle getiri- lenlerden Fatma Hürya Tümgan ve Hatice Yürekn"nin durumu ağır. 22 Aralık günü Sincan F Tipi Cezaevi'ni ziyaret eden 10 avu- kat, müvekkillerinde darp izi bu- lunduğunu ve çoğunun operas- yon sırasında kullanılan gazlar- dan dolayı solunum yetmezliği çektigini belirttiler. Avukatlann tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumuna ilişkin olarak verdik- leri bilgiler şöyle: Erdal Dogan: Daha önce 35 gün açlık grevi yapmış. Şu anda 10 gündür ölüm orucunda, sade- ce su alıyor. Vücudun muhtelif yerlerinde darp izleri ve ekimoz- lar var. Banş Gönülşen, Ahmet Gün: Açlık grevinin 14. günündeler. Abbas Irmak: Açlık grevi ya- pıyor. Operasyon sırasında kulla- nılan yoğun gaz nedeniyle ciğer- lerinden rahatsız. HüseyinCanbaz: Ölüm orucu- nun 1. ekibinden. Sadece su alı- yor. Sol ayak parmaklan kınk, burun kemiği çatlak, kafasında yank, sol gözde morarma, sırtta ekimozlar var. tdranndan kan ge- liyor. Kahraman Kıbç: Ölüm oru- cunda. Enver Yanık: Operasyondan beri ölüm orucu yapıyor. Kollar- da, yüzde, kafasının muhtelif yer- lerinde darp izi var. Cem Şahin: Operasyondan be- ri ölüm orucu yapıyor. Vücudun- da darp izleri var. Mehmet Kansu Keskinkan: Ölüm orucu 2. ekibinden, ölüm orucuna devam ediyor. Temel BDir: Operasyondan be- ri ölüm orucu yapıyor. Vücudun- da belirgin darp izi yok. Cem Göçer. Ölüm orucu yapı- yor. Genel darplann yanı su^ ka- îasında ciddi yank var. Hastane- de bu yaraya dikiş atdmış. Z«ki Demirçivi: Gerek ceza- evinde, gerekse cezaevine getiri- lirken ciddi travmaya uğramış. Ölüm orucunun 50. gününde. Mehmet Kan: Ölüm orucunun 60. gününde. Vücudunda darp nedeniyle morluklar, kanlı ishal var. MuratKırsay: Ölüm orucunun 60. gününde. Ayakta duramıyor. Mehmet Şahin Işık: Vücudun- da ekimozlar var. An Akkurt: Operasyondan be- ri süresiz açlık grevi yapıyor. Şe- ker ve su almıyor. Omurga ya da bel kısmında darp nedeniyle olu- şan şiddetlı ağnlan var. Irfan Gürz: Romatizması ve kalp romatizması var. Ancak şu ana kadar hastaneye götürülme- miş. Ramazan Çiçek: Ölüm orucu- nun 56. gününde, tuz ve şeker al- mıyor. Vücudunda yaralar var. Polat Han, Cemal Yaşar: Bar- tın'daki operasyon nedeniyle vü- cutlannın değişik yerlerinde darp izleri var. Açlık grevine su alarak devam ediyorlar. Haydar Baran: Ölüm orucu- nun 59. gününde. Şeker ve tuz al- mıyor. Sol ayak ve burun kınk. Kaburga kınğı ve çatlağı var. Gürhan Hızmay: Daha önce 35 gün açlık grevi yapmış. Operas- yondan beri süresiz açlık grevin- de. Yürüme ve hareket zoriuğu çekiyor. Bülent Göksülük, tlhan Enı- rah: Operasyondan beri ölüm orucundalar. Kemal Ertürk: Daha önce 13 gün açlık grevi yapmış, operas- yon sırasında ölüm orucuna dö- nüştürmüş. AK Çolak: Ölüm orucunun 1. ekibinden. Bartın'daki operas- yonda başından aldığı tahta cop darbesinden dolayı kafasına 5 di- kiş aıılmış. 'Ölüm sının' 1. ölüm orucu ekibinde yer alan ve avukatlann "ölüm sını- rmda" olduklarmı belirttikleri tu- tuklu ve hükümlülerin isimleri ise şöyle: Resul Ayaz, Hamit Süren, Be- kir Batur, Ahmet Yümaz, Erkan Çetin, Fehim Horasan, Selahat- tin Ünyay, Yaşar Demirkan, Ati Ekber Doğan, Özgür Salak. Buca Cezaevi Av^ıkat Nedim Değirmenci Buca Cezaevi'ne gerçekleştirilen operasyondan sonra, ölüm orucu ve süresiz açlık grevi eylemini sürdüren iki tutuklu ve hükümlü ile görüştüğünü açıkladı. Değir- menci şunlan söyledi: "Ölüm orucunda bulunan Bü- lent Ersoy ve süresiz açhk grevini sürdüren Cebrail Gündoğdu ile yapnğun görüşmede, ikisinin de sağhkdurumlannın kötü olduğu- nu gördüm. Ölüm orucunda olan eylemcilerden, iki kişi bir kişilik hücrev e konulmuş. Süresiz açhk grevindekiler de 9-10 kişilik ko- ğuşlarda. Hücrelerin ve koğuşla- nn camlanmn kınk olduğunu, koğuş kapuaruun sürekli kapah olması nedeniyle hava alma ola- naklanrun ounadığuu söylediler. Gardiyanlar tarafindan sürekli taciz edildiklerini söylediler. tz- mir Tabip Odasrndan doktor is- temişler, ancak bu istemleri yeri- ne getirilrnemiş." Uşak Cezaevi İHD Izmir Şube Başkanı Gün- seü Kaya, operasyon sonrası Uşak Devlet Hastanesi'ne sevk edilen kadın eylemcilerin sağlık durumlannın da kötü olduğunu belirtti. Kaya, Uşak Devlet Has- tanesi'nde bulunanlar haklanda kendilerine ulaşan bilgüeri şöyle açıkladı: "Sevgi Erdoğan'ıhklrarçıkışı- nın olmadığı, akut böbrek yet- meztiği > aşadığı, tedavi kabul et- mediği ve su da almadığı için sağ- hk durumu ağuiaşmış. Zeliha Koyupmar'm operasyon sırasm- da koğuşta ranzaya kelepçeli ru- tulduğundan zehirti gaz soludu- ğu, tüberküloz hastası olması ne- deniyle durumdan fazlasıyla et- kilendiği ve kan kustuğu bildiriH- yor; vücudunda ikinci derece ya- nık var. Vicdan Şahin'in de baş, boyun ve göğsünde yanıklar ol- duğu, idrar çıkışuun î<yaHığı, su almadığı haberi geldL Özgür Gü- denoğlu'nun da zehirii gaz solu- maktan kaynakh solunum zoriu- ğu var, su almryor. Uşak Devlet Hastanesi"nde bulunan bu tutuk- hı ve hükümlülerin tedavi kabul etmediklerini ve ölüm orucuna devam ettiklerini öğrendik." 6 Kayıplar bir an önce bıılmımalf Haber Merkezi - Edirne F Tipi Cezaevi'ne sevk edilen müvek- killeriyle önceki gün görüşen Avukat Remzi Kazmaz, tüm tu- tuklu ve hükümlülerin ölüm oru- cu eylemini sürdürdüklerini be- lirtti. Kazmaz, Edirne F Tipi Ceza- evi listesinde görünen bazı kişi- lerin bulunamadığmı öne sürerek "Bir an önce bu kişUerin nerede okhıklan açddanmah. Aileler ka- yıp endişesi içindelerr ' dedi. Edirne F Tipi Cezaevi'ne sevk edilen 2 müvekkiliyle cumartesi günü görüşen avukat Remzi Kaz- maz, Çanakkale, Bayrampaşa ve Bursa'dan Edirne'ye sevk edilen tüm tutuklu ve hükümlülerin ölüm orucunda olduğunu anlattı. Avukat Kazmaz, tutuklu ve hü- kümlülerin dayak ve gaz nede- niyle yaralı olduğunu öne sürerek "İabipler Odası'ndan, yaralan- nın tedavi edümesi için doktor ta- lep ettiler. Ancak ölüm orucunu bırakmak nıyetinde değüler" de- di. Avukat Kazmaz, tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerindeki operasyonlar s^asuıda dayak ye- diğini, yaralı halde Edirne F Ti- pi Cezaevi'ne ulaştıklan andan itibaren de mahkûmlara toplu da- yak atıldığını anlattı. Kazmaz, cezaevi listesinde adı bulunan ba- zı kişilerin hücrelerinde bulun- madığına dikkat çekerek ailelerin endişe içinde olduğunu söyledi. Müvekkillerinden Mehmet Ku- lakstz' ın kâğıt üzerinde Edirne'de gösterildiğini, ancak jandarma- nın bu isimde birini bulamadığı- nı belirterek "Bir an önce bu ki- şilerin nerede olduklan açıklan- mah. Ailelerkaym endişesi içinde- ler" diye konuştu. Avukat Behiç Aşçı da müvekkilleri Şadi Ozpo- lat ve Ercan Kartal'm diğer tüm tutuklu \e hükümlüler gibi ölüm orucunda olduğunu açıkladı. Edirne Adliyesi'ne dün giden 5 avukatın, Istanbul Insan Hakla- n Derneği yönetıcileri ve ailele- rin, cezaevindeki tutuklu ve hü- kümlülerle görüşme istekleri de kabul edilmedi. Avukatlann ıs- rarlı tutumu üzerine Kapalı ve Açık Cezaevi Savcısı Sami Ker- piççi ile görüştüler. Savcı Kerpiç- çi, F tipi cezaevi savcısı olmadı- ğını belirterek "Bugün (dün) avu- kat görüşü yok. Pazartesi ve salı günü de F tipi cezaevinde aile gö- rüşü olacağını biliyorum. Bundan sonra avukatlann müvekkilleriy- le görüşebikceğini tahmin ediyo- nım" dedi. Gebze Özel Tip Cezaevi 'ne ya- pılan müdahale sonrasında kal- dınldıklan hastanelerde tedaviyi kabul etmeyen 7 kişinin ölüm orucunu sürdürdüğü bildirildi. Uşak Cezaevi'nde kendini yaktığı iddia edilen ve kaldınldı- ğı Izmir Atatürk Eğitim Hasta- nesi'nde ölen Yasemin Cancı. Çanakkale'nin Gelibolu ilçe- sinde toprağa verildi. Ümraniye Cezaevi'neki operasyonda ölen Ahmet tbili de Içel'in Silifke il- çesinde toprağa verildi. Çanakkale Cezaevi'nde ölen PKK üyesi Sultan San'nın ceza- nesi de Adana'da toprağa verildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada - Operasyonla ele geçirilen cezaevlerinden çıka- nlan tutuklu ve hükümlülerin durumu. Resmi adıyla şartla salıvermeden yararlanan ki- şiler elde bavul, dışarda davul tek tek cezaevinden çıkıp evlerine gidiyor. Bu konudaki haberler şimdi- lik "yaşama ve özgürlüğe dair". Memleketinin yo- lunu tutan afzadelerin ilk sözleri de bu yönde: "Kimse merak etmesin, biz ıslah olduk!" "Yaşama döndük, tekrar içeri girmeye niyetimiz yok..." Felaket tellallığı yapmayalım, ama önümüzdeki günlerde şu tür haberler okumayı hiç arzu etmiyo- ruz: "Memleketine dönünce ilkişi, kanlısını öldürmek oldu!" "Kardeşinin katilini karşısında görûnce, elini ka- na buladı!" Yıneleyelim, bu ve benzeri haberleri kesinlikle duymak istemiyoruz. Ancak, hiçbir sosyal hazırtık yapılmadan gerçekleştirilen bu girişimin sonuçlan üzerinde endişelenmız var. Affın kapsamıyla ilgili tarttşma da yeni yılda adli- yelerin çaiışmaya başlamasıyla biriikte alevtene- cek. Herhangi bir tutuklu ya da hükümlünün, affın eşrtlik ilkesine aykın olduğu gerekçesiyte yeret mah- kemede açacağı bir dava, konunun Anayasa Mah- kemesi gündemine gelmesini sağlayabilir. Geçmiş- te bunun pek çok örneğini yaşadık. Anayasa Mah- kemesi bu tür durumlarda doğal olarak işin "sos- yal" yanından çok "hukuksal" yanını öne çıkardı. Çoktan seçmeli cezaevleri Cezaevlerine ilişkin bir başka sıcak gündemse operasyonlar sonrasındaki durum. Kamuoyunda, her şey bitti; Içişleri Bakanlığı, Jandarma, Adalet Bakanlığı üçgeni işi bitirdi havası var. Evet, cezaevleri operasyonla boşalbkJı, şimdi ne- releri doldurulacak? Iş yine doldur-boşalt yöntemine kalacaksa, kor- karız ki 5-6 yıl sonra yine benzer durumlarla karşı- laşabiliriz. Kaldı ki bugün bile cezaevlerinde nasıl bir "yeni düzenin" kurulacağı konusunda görüş birliği yok. Gündemde "elde edilen başannın paylaşımı" var! İçinde bulunduğumuz durumu şöyle tanımlaya- biliriz: Yaranın bulunduğu bölgeye ulaşıtdı. Herkes, "Ya- şasın, uzun sûredir yaralı bölgeye kimse ulaşamı- yordu, biz ulaştık" diye bağınyor! Oysa asıl iş şimdi başlıyor. Yara nasıl sanlacak? Kangrene dönüşmemesi için ne yapılacak? Adalet Bakanlığı ile Içişleri Bakanlığı'nın sorun- luluk-sorumluluk kavgasına girerek, bu operasyo- nu kalıcı bir çözümle sonuçlandırması zor. Konuya biraz daha geniş açıdan baktığımızda cezaevleri kendi içinde dörde aynlıyor: 1 - Matya tipi, içeriye kebaptan supaba her türlü gerekşinimi sokmanın serbest olduğu cezaevleri. 2- Örgüt tipi, içeriye hiçbir şey sokulmaması için önlem alınan, bunun devamında infaz koruma me- muriannın da sokulmadığı cezaevleri. 3- Variıklı tipi, içeride kına gecesi dahil, her türlü düzenlemenin yapılabildiği ve koğuşa sokulan hiç- bir şeyin şaşırtıcı olmadığı cezaevleri. - Adi suçlu tipi, her şeyin kadere bırakıldığı ce- zaevleri. Sorumlulara soruyoruz: • ' •. ' Cezaevlerinin plaza ile mahzen arasında gidip geldiği bu çok standartlılığı ortadan kaldırabilecek misiniz? Suçun-suçlunun durumuna göre, cezalarda ha- fifletme-ağıriaştırma olması, hukukun ruhunda yer alan bir durum, ama bizde bunun ötesinde "Tür- kiye tipi" özellikler yaratıldı. Geçen hafta kimi tutuklu-hükümlülerin, demir ka- pılan açarak dışan çıkanlması, kimilerinin de duvar- lan yıkarak dışan kaçınlması geldiğimiz noktanm dramatik fotoğrafrydı. Dileriz bizden sonraki kuşaklar Türkiye'nin 21. yüzyıla girişinin belgeselini yaparken şu marşı yaz- mazlar Çıktık açık alınla 20. yüzyılda her koğuştan, Demir parmaklıklaria ördük anayurdu dort baş- tan! ankcum@ttnetnettr Harîtolorve süahlarelegeçti • Baştarafı 1. Sayfada rular, itfaiyenin sıktığı sular ve yağmur nede- niyle "batakhk" haline gelen bloklarda incele- meler sürerken Ümrani- ye Cezaevi'ndeki ara- malarda ele geçirilen malzemeler dün basına gösterildi. Gazeteciler, Ümrani- ye Cezaevi'ne, saat 12.00'den itibaren grup- lar halinde alınmaya başladı. Cezaevi niza- miyesinde sergilenen malzemeler şunlar: Biri Çek yapunı oto- matik tabanca olmak üzere 3 değişik çap ve markada tabanca, çok sayıda mermi, 500 el yapımı gaz maskesi, alev makinesi ve bomba olarak kullanılan 15 tüp, 100 kadar el yapımı ok atma makinesi, ranza demirleri ve binadan sö- külen demir çubuklar- dan yapılan yüzlerce ke- sici ve delici alet, bir adet el yapımı kalkan, çok sayıda ilaç şişelerin- den yapılmış molotof- kokteyh, 4 adet elektro- nik ateşlemeli el yapımı tüfek, el yapımı 10 ka- dar saatli bomba, 5 ka- dar boru tipi bomba, yangın çıkarmada kul- lanılan meşaleler, PKK'ülerin kaldığı ko- ğuşta bulunan tahtadan yapıhna 12 adet Kalaş- nikof modeli, ameliyat- hane malzemeleri, tıbbi malzeme. Aramalarda, îstanbul ile Bursa başta olmak üzere Denizli, Kocaeli, Sıvas ve Yozgat'ta em- niyet müdürlükleri, hü- kümet konaklan, kara- kollar, askeri birimlerin de yer aldığı çeşitli ka- mu kurum ve kuruluş- lanna yönelik saldın planlan ile "Düşman Kuruluşlar" başlıklı bu yerlerin tek tek belirtil- diği hantalar da ele ge- çirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle