23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JvLJJ-iJ. U-K kultur@cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Dünyada EXPO-2000, Türkiye'de ise 'deprem', mimarlıkta ahşabı güncelleştirdi Ahşabuıyeniden 'anımsandığı ydUygarlık tarihiyle birlikte, uygar- lıklara en "kaha" im22yı atan "minıar- hktarihi" de 2001 yılından itibaren "İS 3. Binvdmı" yaşamaya hazırlaruyor. Bir başka deyişle, Anadolu ve yakın coğrafyasında yaklaşık "10 bin yıDık" bir geçmişe uzanan mimari birikimle- nn yeni bır binyıla aktanlmasındaki "mttenvum süreci" bu köklü ve sü- rekli sanat eyleminin ulusal ve ulus- lararası temel gündemıni oluşturuyor... Işte böylesi bir tarihsel "durum de- ğerİendirmesi" sürecinin, geride bı- raktığımız 2000 yılında öne çıkarttı- ğı başlıca gündem maddesi ise "mi- marbğuı ahşapla yeniden buluşması" oldu... Bu söylemdeki "yeniden" söz- cüğü, ahşabın en az mimarlık tarihi ka- dar eskiye giden temel bir yapı mal- zemesi olduğu gerçeğinin 20. yüzyı- hn özellikle ikinci yansından itibaren adeta "unutuhnuş" olmasını sorgu- larken "buluşma" sözcüğü de yine binlerce yıldırbirbirlerıne sevdah ola- rak uygarlıklara imza atan iki sevgilı- rnn eski başanlannı "aıumsayarak" bir araya gelme "coşkularmı" simge- ledi... Nitekim, her yönüyle bır "çağdaş nü- marlık gösterisi" olarak gerçekleşen EXPO-2000 dünya fuanndaki, hem fu- ann kendisini hem de katılımcı ülke- lerin mimari anlayışlannı simgeleyen yapılann yaklaşık üçte birinin ve üs- telik en çok beğenilen "iz bırakıcı" ve "etkfieyid" tasanmlann "ahşaba" da- yalı olarak gerçekleştinlmiş olmalan dabu coşkunun yine 2000 yılındaki en gösterişLi uluslararası şöleni gibiydi... Pepremden çıkan 'ders1 EXPO-2000'deki buluşmayı yazı- nın diğer bölümlerine bırakarak, ön- ce bu konudaki Türkiye'de gözlenen 2000 yılı sürecini özetlemekte yarar var. Çûnkü mimarlığın ahşapla yeniden buluşmasrna yönelik bizdeki değer- lendirmeler, dünyada EXPO-2000'e yansıyan "çevresel" ya da "sürdürü- lebflirmiınarhk" vb. gibi 20. yüzyılın son çeyreğindeki evrensel arayışlann katkısıyla pek olmadı. Bizde ise ahşabı gündeme getiren, daha doğrusu ahşabın adeta "ben de vanm, gözûnûzü arük açın" dercesi- ne rriirriarlığm gündemine kendisini "zorla" kazandırmasına neden olan gelişme, ağırlıklı olarak "deprem sa- yesinde" yaşandı. Gerçı, az sayıda bile olsa yıllardır ki- mi üniversitelerde "geleneksel ve do- ğal malzemelerie çevreye ve insan sağ- hğına duyarlı çağdaş yapı kültürü" ıçın kımı çok özel duyarlılıklardan kaynaklanan bazı çalışmalar vardı, ama bu konu "mimarhkeğitiminin te- mel başuklan" arasında asla yer ala- mıyordu. Benzer şekilde, betonarmenin onca yaygın ve egemen ılişki ve olanakla- nna adeta "direnerek", yine betonar- bıraktığımız 2000 yılında mimarlığın gündemine gelen en çarpıcı konu 'ahşapla yeniden buluşmak'tı. Dünyada bunun öncülüğünü EXPO-2000'deki ahşap gösterileri üstlenirken Türkiye'de 'depreme dayanan geleneksel yapılar' aynı gündemin temel nedenini oluşturdu. ICOMOS öncülûğünde tstanbul'da düzenlenen "gekneksel yapdann depreme dayanıkhbğr konulu uluslararası konferansa ABD'den kaulan i sunuşunu bu resimlerie yapü: Solda: ahşap karkasla "çok katn" tasarianan bir yapının strüktürünü / üstte; depreme yenflmesi "olanaksız'1 ahşap çatkı ve dikme- ler / ahta; ABD'deki bu güncel tasanmlara da "ders vererT ve depremde yıkümayan, Ulaşh'daki geleneksel evler.. meyi tek seçenek kabul eden "pryasa" koşullan ve buna bağlı "mevzuat" da- yatmalanna da adeta meydan okuya- rak "ahşabı çağdaş tasanmlannda da değeriendiren" mımarlanmız hıç yok değildi. Ama bu "kahraman" mimar- lanmızın da sayısı o kadar azdı ki bir "betonarme mühendisinden" çok da- ha militanca betonarmeyi savunanla- nn "ezki çoğunluğu" İcarşısında ne toplum ne de kamuoyu onlann yete- rince farkındaydı... Işte böylesi bir süreçte, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999'daki Doğu Mar- mara- Kocaeli-Düzce-Bolu kuşağını sarsan büyük depremlerin ardından, geleneksel üsluplarda inşa edilmiş ya- pılann ve hatta son derece eskimiş durumdaki gözden çıkartılmış bu tür binalann bileu çökmediklerF\ en azın- dan kendilerine sığınan insanlan "öl- dürmedikleri" tüm çıplaklığıyla orta- ya çıkınca, "ahşabın değeri" de bir- denbire ve neredeyse yanm yüzyıl sonra Türkiye'de "yeniden" anımsa- nıverdi... Eğitimden piyasa ılişkileri- ne, mesleki bilgiden "bilgisayar ola- naklarma" kadar hemen her yönleriy- le betonarmeye "tam entegre" olmuş kimi mühendislik çevrelerinin ve bun- lann etkisindeki "resmi karar verici- lerin" her türlü engelleme, karşı söy- lem ve hatta ahşabı anımsatanlara "ha- karete varan" saldınlanna rağmen, 2000 yılı boyunca düzenlenen etkin- liklerle Türkiye mimarhğımn da gün- deminde "çağdaşhğın ahşapla da ya- kalanabfleceği" gerçeği, yerini alma- ya başladı... Bu anlamda, Mimarlar OdasTnda- ki yoğun çalışmalann dışında. özellik- le "uluslararası değerlendirmelerin" Türkiye'ye de kazandınlması bakı- mından en önemli etkinlik "ICOMOS- UNESCOveKiütürBakanhğr eşgü- dümünde 16-18 Kasım 2000 tarihle- nnde Istanbul'daki The Marmara Ote- li'nde düzenlenen "Geleneksel Yapt- lann Depreme Dayanmalan" konu- sundaki "Deprem Güverdiği-Gefcnek- sel Yapılardan Ahnacak Dersler" baş- lıklı konferanstı. Gerçi Mimarlar Odası, aynı "ders- lerin" alınması için 1997 yılındaki Adana-Ceyhan depreminden sonra da benzer konuda etkinlikler yapmış, ör- neğin Adana'da "yıkümayan" gele- neksel evlerin bulunduğu Tepebağ StT alanmdaki depremden hasar görmüş "knltürel mirasm" da kalıcı konut sta- EXPO-2000'deki 'ahşap gösterileri' Yılın son mimaruketkiıüıklerin- den bırisi olarak Mimarlar Oda- sı'nca 15 Aralık 2000'de Barnn'da gerçekleştirilen "Geleneksel ve Çağdaş Mimarhkta Ahşap" konu- lu toplantının gözde konusu biç kuşkusuz EXPO-2000 fuarrydL Konuşmacılardan Ahşap Der- neği Başkanı Yük. Mimar Ersen Gürsel ıle mesleki yaşamını ade- ta ahşaba adamış olan Yük. Mimar ÇeHkErengezgin EXPO-2000'de- ki "çağdaş ahşapmimarhğıörnek- lerini" anlatırlarken, bu tarihsel malzemeyi kullanmayı sürdürme- nin tutuculuk değil, "çokdaha 0e- ri form ve tasanmlara'' eşsiz ola- naklar sağladığını da en içten mes- leki coşkulanyla ve kendi mimar- lık uygulamalanndan da ömekler vererek izleyenlerle paylaşmaya çalıştılar. Nitekim, paneli yöneten Prof. Dr. MetinSözea bucoşkunun "ge- leDektengeieceğekfiltfirelvebiim- lşte EXPO - 2000'in ahşap çaü modülü... 20 metretik konsollar ve etkOeyici bir plastik» (Eğer bu form betonermeden yapüsaydı, en az bu kadar ahşap da - adlmak üzere - kahp için harcanacakü.) sel sürekHHk'' duygusundan kaynaklandığını vur- gularken, panelistlerden ICOMOS Ulusal .Ahşap Ko- misyonu yürütücüsü Emine Erdoğmuş da îngilte- re ve diğer yabancı ülkelerdeki "çağdaş ahşap ya- pdan" tarutn. Panelistlerden Yük. Mimar Besm Çe- çener'in koruma konusundaki geçmişten bugüne sü- ren gelişmeleri yorumlaması ve Prof. Dr. Vefa Çe- un'in de ahşabm kullanımında özen gösterilmesi ge- reken noktalan özetiemesi, toplantının adeta "yıan son dersi" gibi gerçekleşmesine neden oldu. 21. yüzyıla dönük örnelcler1 Ersen Gürsel ve Çelik Erengezgin'in özellikle al- tını çizdiklen, Arkrtekt dergisının Aralık 2000 sa- yısında da geniş bir yer verilen EXPO- 2000'in ah- şap yapılanndan bazılan özetle şöyle: EXPO Çaosı: Proje Herzog ve Partner imzası- ru taşıyor. 20 m. yüksekliğinde ahşap ayaklar, yi- ne 20 m.'lik zarif ahşap konsollan taşıyarak 40 m x 40 m'lik bir alanın örtühnesini sağlıyor. Böyle- ce 10 aynı modülün yan yana gelmesiyle, 10 ayak üzerinde 1600 m2'lîk bir alan "ahşabın plastiğine ve sjcakhğma" kavuşuyor. EXPO'nun uluslarara- sı bir "mimarhkgösterisi" olma aiteliğinı ahşapla simgeleyen bu çatı, 21. yüzyıla da yine "ahşapla yeniden buluşmanm" mesajını gönderiyor. Kolombb^a Pavyonu: Projesi Sünon Vekz'e ait. Tümüyle ahşap konstrüksiyonla gerçekleştirüme- sindeki önemli bir gerekçe de "sıfir emisyon" slo- ganıylayolaçıkılması. Çünkü, 14 m. yüksekliğin- de 1300 m2'lik bir alan geleneksel ahşap yapı sis- temlerinden esinlenilerek örtülürken ımalat sırasın- da hiçbir "zararh aök" yaratıhnamış... Fînlandi>^ SadeJgi: EXPO-2000'e Sarlotta Nar- jus ve Antti Matri Süka'nm ortak tasanmlan olan ahşap bir yapıyla katılan Finlandiya da bu büyük gösteriye "sade ve yafan kuzey mimarhğının" ras- yonelliğini taşıyor. Yapılannda ah- şabı kullamrken "onnanlannı da dunnadançoğaHan" Finlandiya'run 16 m. vüksekliğindeki 1875 m2'lik bu sımgesel binası, geleneksel mal- zemelerin çağdaşhğa ne denli bü- yük katkılarda bulunduğunun da ka- nıö. EXPO-2000'de, fuanbezeyentüm yapılann yaklaşık 1/3'ünü oluştu- ran ve bu büyük oranla mimarlığın ahşabayönelmesi konusundaki "ulus- lararası eğüimin" de göstergesini oluşturan diğer örnekler ise yine Erengezgin ve GürseFin aynı sunuş- lannda şöyle sıralandılar: - EXPOSergi Hohl: 4500 m2'lik ana yapı ve ahşap... -KolombiyaOrmanı: 13OOm2'ük yapıdaki ahşap taşıyıcüarla "orman duygusu" yaratılıyor... -KoreYapısı: Çelik karkas tümüy- le ahşapla kaplanmış... - Kızüderui Çadm: 33 m'lik tom- ruklarla kurulan, 1750 m2'lik bir dev kültür gösterisi... -Fransa Yapısı: 7500 m2'lik yapının taşıyıcıla- n ahşap kolonlar... Çelik bağlantılarla zenginleşti- rilen bir tasanm. - Isviçre'nin 'tstifi': Pazarlamaya hazff ticari bo- yutlardaki keresteler üst üste "istiflenerek" 3000 m2'lik "geçia* binayı oluşturuyor. Fuar bitince, bu istif sökülecek ve hiçbir ağaç zarar görmeden yi- ne pazarlanabilecek... - lspanya Yapısı: Dış cephe kaplaması, bütünüy- le ahşap kökenli "mantar"dan... - Macaristan "Plasöği": Fuann belleklerde yer edenyapılanndan. 20 ra yükseldikte 1788 m2 alan, çelik konstrüksiyonlu bir "plastik" formun ahşap- la kaplanmasıyla tanımlanıyor. -_veTûridye: Mimar MuratTabanlıoğlu'nun ta- sarladığı Türkiye yapısında ise dış cepheler ahşap dikme ve kafeslerle çevrilerek EXPO-2000'deki genel eğilime paralel bir tutum sergileniyoT. tüsü içinde kabul edilerek, bu yönde- ki fonlarla onanlıp yeniden kullanıma sunubnasmı özel bir panelde günde- me getirmişti. Ne var ki "deviet" içindeki egemen "betonarmeci kafa" bu uygarlık pro- jesine deprem fonlanndan destek ver- mek bır yana, örneğin Kültür Bakan- hğı'nın genel bütçe içindeki payını, üstelik "deprem giderlerini" bahane ederek "binde3'ten binde2'ye" düşür- mek yolunu seçerek, hıç değilse bu bakanlıktan "depremzede kültür mi- rasına yardun" olanağını da eskisin- den çok daha olanaksız koşullara ge- riletti... Aynı şekilde. 17 Ağustos-12 Kasım depremlerinden sonra da insanlan öl- dürmeyen geleneksel yapılardan hemen hiç "ders almayan" bir dizi sözde ona- nm ve yeni yapı tekniği üzerine yasal düzenlemeler getirilırken inşaat mev- zuatından yapı denetimi kurallanna. hatta TÜBtTAK'a bağlı "deprem kon- seyi" yapılanmasma dek her türlü do- nanrm ve kadrolaşmada da en gözde, öncelikli ve neredeyse tek seçenek ka- bul edilircesine "betonarme" ve "be- tonarme mühendisüğr hep egemen kılınarak, temelde "mimarhk" demek olan tarihsel birikimlerimız yine "mi- marhkla birlikte" dışlanıverdi... Ceçmişi ktıcaklayan çafldaşlıfc Işte, hem EXPO-2000'deki "ahşa- bı kucaklayan çağdaş mimarhk" gös- terileri hem de Istanbul'daki uluslara- rası deprem güvenliği konferansmda sunulan ve 25 kadar yabancı uzmarun da görüşlerinin yer aldığı 100'e yakın bildiri ve konuşma, geleneksel mimar- hğın binlerce yıllık kazammlann] "red- dederek" Türkiye'yi ve tüm dünyayı kimliksiz, kişilîsiz ve sadece "rant ekonomisine" hizmet veren bir yapı- laşma baskısına tutsak eden "kültür yoksunu mimari süreçlere" karşı hiç değilse 21. yüzyılda daha etkin koru- yabibnek için, 2000 yılında yoğunla- şılan "arayışjann" en önemli iki etkin- liği oldular... Nitekim Mimarlar Odası da yine 2000 yılındaki son önemli etkinliğini aym konuda yaptı. 15-17 Aralık 2000 günlerinde Barnn'da toplanan "Um- sal Danışma Kuruhı" gündemindeki "yapı denetimi ve imar mevzuaonda- ki son düzenlemeler" konusunu ırde- lemeye başlamadan önce, "Gelenek- selve Çağdaş Mimarhkta Ahşap" baş- lıklı bir biümsel tartışma forumu dü- zenledi. Böylece, Türkiye'nin tüm bölgele- rinden katılan Oda yöneticileri ve ça- hşmalar içinde yer alan mimarlar, 2001 yıhnı karşılamadan önce; "yeni yüz- yüda çağdaş mimarhğm geleneksel ka- zanımlan da kucaklayarak Ueriemesi" gerektiği yönünde bilgi ve bilmçleri- ni güçlendirmiş oldular... Luigi Pipandellonun külleri inceleniyop • ROMA(AFP)- 1934 yılmda 'Nobel Ödülü' alan, ttalya'nın en saygm yazarlanndan Luigi Pirandello'nun küllerinin gerçekte nerede olduğu araştınlıyor. Yerel müze müdürleri, yazann doğduğu ve en beğenilen eseri 'Six characters in searchof an author'u yazdığı Agrigento kasabasmda bu sırrı araştınyor. Arkeoloji Müzesi Müdürü Guiseppe Castellana ve Pirandello Müzesi Müdürü Antonio Perniciario, yazann 1867'de doğduğu evin bahçesinde gömülü olan küllerinin çıkartılması ve DNA testi yapılması yönünde resmi bir talepte bulundular. Amaçlannın, yazann küllerini, birkaç ay önce Arkeoloji Müzesi'nin raflanndan birinde bulunan ve yazara ait olduğu düşünülen bir Yunan ceset külü kabındaki küllerle karşılaştırmak olduğunu açıkladılar. Castellana'ya göre Pirandello 1936'da Roma'da öhneden önce cesedinin yakılmasını ve küllerinin de bu Yunan ceset külü kabında saklanmasım vasiyet etmişti. Castellana ve Pisa Üniversitesi'nden uzman bir paleontolog, bu kabı birkaç ay önce açmış ve içinde küllerle birlikte kafatası kemik parçalan bulmuşlardı. hgiliz şair ve ressam Adrian Henri öldü • LONDRA (AA) - 'Liverpoollu Şairler'den biri olarak 196O'lı yıllarda adını duyuran tngiliz şair ve ressam Adrian Henri, 68 yaşmda öldü. Şiirlerinde halk kültürünü betimleyerek, şiiri 6O'lı yıllann gençleri arasında yaygın hale getiren, Roger Mc Gough ve Brian Patten ile birlikte 'Liverpool Şairleri' olarak tanınan Henri, şair ve ressamlığının yanı sıra öğretmen ve oyun yazan olarak da biliniyordu. "Düşünürsen yapabilirsin. Yapmak istıyorsan yap" dıyen şair, Liverpool fahri hemşeriliği ve Liverpool Üniversitesi şeref payesinin de sahibiydi. Geleneği yaşatan karikatürler Japonya'da sergjleniyor • TOKYO (AA) - Her yıl çok sayıda yerli ve yabancı karikatür sanatçısınm eserlerinin yanştığı Aydın Doğan Vakfi Hürriyet Uluslararası Karikatür Yanşması'nda 16 yıllık süre içinde ödül kazanan karikatürlenn yer aldığı sergi, Kashiwazaki Türk Kültür Kasabası'nda açıldı. Türkiye'yi yansıtan birçok sergiye bugüne kadar ev sahipliği yapan Kashiwazaki Türk Kültür Kasabası'ndaki Yeşil Müze, bu kez de 'Aydın Doğan Vakfı Hürriyet Uluslararası Karikatür Yanşması, 16 Yıldan Seçmeler' adlı sergiyi Japon halkıyla buluşturdu. Uluslararası yanşmada 16 yıllık süre içinde ödüle layık görülen 60 dolayındaki karikatürün yer aldığı sergi, 10 Mayıs 2001 tarihine kadar açık kalacak. Türk Kültür Kasabası yöneticısi Hüseyin Bozkurt, bu süre içinde sergiyi 30 bine yakın kişinin ziyaret etmesini beklediklerini söyledi. öte yandan sergiyi ziyaret edenler arasında da bir karikatür ^ yanşması düzenlenecek. Kurugüllü ve Akoğlu için Carmina Burana • Kültür Servisi - Istanbul Deviet Opera ve Balesi, Carl OnT'un Carmina Burana'sını, tenor Cemalettin Kurugüllü ve ülkemizin ilk erkek dansçılanndan olan Engin Akoğlu'nun tedavilerine katkıda bulunmak için 4 Ocak'ta Atatürk Kültür Merkezi'nde sergıleyecek. Ünlü Alman müzik adamı Carl Orff'un 13. yüzyılm kültürel ve toplumsal yaşamını yansıtan sevda, içki, kumar şarkılanndan ve ahlak dersi veren taşlamalanndan oluşan Cannina Burana, sahneye konulduğu 1937 yılından bu yana tüm dünyada azalmayan bir ilgiyle izleniyor. Koreografısi Düsseldorf Operası Bale Direktörü Youri Vamos'a ait olan bale esin kaynağını, şarkılann içeriğinden bağımsız olarak yalnızca müzikten alıyor. Kurugüllü ve Akoğlu için düzenlenen özel gecede orkestrayı Nezih Seçkin yönetecek. İstanbul'da yeni bir sinema kompleksi açridı • Kültür Servisi - Kavacık yol aynmımn solunda Rüzgârlıbahçe mevkiinde yeni bir sinema kompleksi açıldı. Boğaziçi Sinemalan adıru taşıyan kompleks, TURyAK-Türker tnanoğlu Vakfı'nın bulunduğu TÜRVAK Sinema ve Televizyon Okulu'nun ait katlannda yer alıyor. Bu vakfa bağlı olarak işletilecek olan Boğaziçi Sinemalan'nın tüm geliri vakfa ait olacak ve bir bölümü de sinema ve televizyon okulunda okuyan öğrencilere aynlacak. Boğaziçi Sinemalan ortalama 150'şer kişilik toplam 750 seyirci kapasitesine sahip beş salondan oluşuyor. Gülep Ertan'ın fotoğraf sergisf • Kültür Servisi - Sponsorluğunu Kodak'ın üstlendiği, Marmara Üniversitesi Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi Güler Ertan'ın fotoğraf sergisi 1-16 Ocak tarihleri arasında Cemal Reşit Rey Sergi Salonu'nda yer alacak. Temasını, yaşam alanlanyla beden dili üzerinde yaptığı bir seri çalışmanın sonuçlannın oluşturduğu sergiden elde edilecek gelir Güler Ertan tarafından Marmara Üniversitesi Fotoğraf Bölümü'ne bağışlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle