25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
;25 ARALIK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLERDEN • YKM Bonus Card ile yapılacak, 50 milyonluk alışverişe 5 milyon, 100 milyon liralık alışverişe 12 milyon, 150 Milyon liralık alışverişe de 18 milyonluk hediye kuponu verecek. • SUPERONUNE, yeni yıl için özel sayfalar bazuiadL Yılbaşı kartlannın ve Noel Baba'mn tanıûldığı sayfalarda, 2000 yıhnın yhnanağı da yer alıyor. Ügilenenlerin www.supen)nline.com'a nklamalan yeteriL • CHICCO'nun Suadiye ve Nişantaşı mağazalanndan 50 milyonluk ahşveriş yapanlann hediye paketleri, 30-31 Aralık tarihlerinde Noel Baba tarafından evlerine teslim edilebilecek. • MARKA&MARKA ahşveriş merkezi, mûşterilerine yılbaşı ve bayram için özel bir promosyon sunuyor. 1-30 Aralık tarihlerin arasında 50 milyonluk ahşveriş yapan herkese 5 milyonluk hediye çeki veriyor. • AXIS'in bayanlann beğenisine sunduğu parfiim, duş jeli, vücut losyonu ve sabundan oluşan hediye seti fiyatıyla da ilgi çekiyor. İHOTtÇ, yılbaşı vitrin sûslemesini, iktidar koltuğuna yeıieştirdiği çam ağacı fotoğrafiyla yaptı. Bu uygulamayla Hotiç, doğaya verilen zaran simgesel bir dille protesto etmeye çahşıyor. • VEGA CARREFOUR SA Alışveriş Merkezi'ndeki, dev ağacı süslemek için ziyaretçiler tarafından satın alınacak süslerin tûm geliri, Umut Çocuklan Derneği'ne bağışlanacak. LAURAASHLEY, hayanlflnn kııllanımına yönetik yılbaşı hediye kutulannı piyasaya sundu. Hediye kutulan, 15 milyon 500 bin fle 57 mihon 500 bin arasında, değişen fıyatlardan saohyor. • ALTIN YATAK tarafından piyasaya sunulan Goldengoose'un yastık ve yorgandan oluşan yeni yıl hediye setleri, 1 Arahk 2000 - 10Ocak2001 tarihleri arasında yüzde 10 indımli olarak satışa sunuldu. Ara bağlantı sözleşmesinin iptali Turkcell ve Telsim'i harekete geçirdi Adü sözleşmeye direnç• Telekom'un çabalanna karşın ara bağlantı sözleşmesinin daha adil olarak düzenlenmesi sağlanamazken EMO'nun açtığı dava sonucu mahkemenin iptal karanyla 'adil bir sözleşme' yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştı. Ancaİc, Turkcell ve Telsim'in devreye girdiği öğrenildi. BANUSALMAN ANKARA-Elektrik Mûhendisleri Odası'nın (EMO) açtığı dava sonunda Telekom'u her ay trilyonlarca lira İcârdan zarar ettiren ara bağlantı anlaşmasının iptali üzerine Turkcell ve Telsim harekete geçti. Turkcell ve Telsim'in, davada taraf olan Türk Telekom'un mahkeme kararun temyiz etmesi için kulis yûrüttüğü ileri sürüldü. Bu kulislerden sonuç alamayan Turkcell ve Telsim'in temyiz süresinin dolacak olması nedeniyle müdahil olup mahkeme karannı temyize götürdüğü ortaya çıktı. Ancak, karar çıktıktan sonra müdahil olunamayacağı ve temyize götürülemeyeceğine dikkat EMO dava açmamış olsaydı Türk Telekom'un ara bağianü ficretkrindeıı zaran sürüyor olacakü. çekilerek Damştay'ın da esastan görüşmeye geçmeden ilk incelemede talebi reddetmesi gerektiği belirtildi. Telekom yapamamıştı Telekom'un bu yıl içinde gerçekleştirdiği yoğun çabalara karşın ara bağlantı sözleşmesinin daha adil olarak düzenlenmesi sağlanamazken EMO'nun açtığı dava sonucu mahkemenin ara bağlantı hükümlerini iptal karanyla "adil bir sözJeşme" yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştı. Ancak, Turkcell ve Telsim'in devreye girdiği öğrenildi. EMO'nun açtığı dava sonucu, Ankara 9. Idare Mahkemesi, 4 Ekim 2000 tarihli karanyla Türk Telekom ile GSM operatörleri arasında yapılan ara bağlantı anlaşmasını u kamu yaranna a>kın" bularak iptal etti. Ara bağlantı anlaşmasınnı yapıldığı dönemde, sabit telefondan başlayıp cep telefonunda son bulan AKAMJĞIN TEKLtFl VE BAKANLAR KURULUKARAKIİLE SÖZLEŞMELER DEĞlŞEBtLECEK Tarım kooperatiflerindeyeni uygulama ANKARA (AA) - IMF'ye verilen taah- hütler doğrultusunda, daha önce özerk- leşmelerine yöneük kanun çıkanlan ta- nm saüş kooperatifleri ve birliklerinin, bu kanuna uygun yeni ana sözleşmelen de belirlendi. Tanm Satış Kooperatifleri Birliği (TSKB) ve tanm satış kooperatifı örnek ana sözleşmelen, bakanlar kurulu karan olarak Resmi Gazete'nin dünkü sayısın- da yayımlandı. Karara göre, Sanayi ve Ticaret Bakan- lığı'nca birliklerin görüşü alınarak veya birliklerin yandan bir fazlasının yönetim kurullannın bu konudaki müşterek isteği halinde, bakanhğın teklifi ve Bakanlar Kurulu'nun karan ile birliklerin ve ko- operatiflerin ana sözleşmelerinde deği- şiklik yapılabilecek. Bakanhk mensubu denetçi Ana sözleşmelerde, birlik ve koopera- tiflerin kuruluş, çalışma, ortakhk, yönetim ve denetimine üişkin esaslar düzenleni- yor. Kooperatif vebirliklerin, bundan son- ra yeni ana sözleşmelere uygun ıntibak genel kurullannı yapmalan gerekiyor. Ana sözleşmelere eklenen geçici mad- deler uyannca, Sanayi ve Ticaret Bakan- lığı, birliklerin yeniden yapılandmlma sûresi içinde görev yapmak üzere, birlik denetim kurulunda, denetim veya koope- ratifçilik konulannda deneyimli bir ba- kanhk mensubunu denetçi olarak görev- lendirebilecek. •* x Ana sözleşmede birlik ve kooperatif yönetıcileri ve denetim kurulu üyeleri için asgari sartlar getirilirken bu şart- lara uymayan denetim kurulu üyeleri- ne ve birlik danışma kuruluna ilk ge- nel kunıla kadar görev yapma imkânı getirildi. çağnnın bir dakikası için aboneden tahsil edilen 31 sentlik ücretin 11 senti Telekom'a, 20 senti GSM işletmecisine veriliyordu. Cep telefonundan başlayıp sabit telefonda son bulan çağnnın bir dakikası için tahsil edilen 31 sentin ise 1.4-2.5 senti Telekom'a kalanı ise GSM işletmecisine bırakılıyordu. EMO, sabit telefondan cep telefonuna yapılan aramalarda, aboneden alınan 35 sentten vergiler düşüldükten sonra Telekom'a net 6 sent, GSM işletmecilerine net 7.69 sent bırakılırken cep telefonundan sabit telefona yapılan aramalarda Telekom'a 1.4-2.5 sent, Turkcell ve Telsim'e 10.6- 11.6 sent kaldığına dikkat çekti. Çoktan tahsil ertiler^ EMO, yalnızca bu asimetrik anlaşmayla Turkcell ve Telsim'in GSM işletme bedeli olarak devlete ödedikleri 1 milyar dolan çoktan tahsil ettiklerini vurguladı. EMO'nun açıklamasında, "Telekom'un yaptiğı girişimlerden sonuç alamadığı da göz önünde bulundurulursa EMO, dava açmamış, ara bağlanö anlaşması yargı tarafindan iptal edilmemiş olsaydı kamunun bu büyük zaran hâlâ devam ediyor olacakü. Hele hele bu anlaşma da tahkun kapsamına girmiş olsaj dı, zarardan geriye dönüş çok daha zor olacakn" denildi. Ancak, Turkcell ve Telsim'in davaya taraf olmamalanna karşın idare mahkememesi karannı, davaya müdahil olup temyize götürdükleri ortaya çıktı. EMO avukatı Hayati Küçük, idare mahkemesi karan çıktıktan sonra Turkcell ve Telsim'in davaya müdahil ölamayacaklan. müdahil olup temyize de götüremeyeceklerine dikkat çekerken Damştay'm da böyle bir durumda temyiz istemini esasa girmeden ilk incelemede reddetmesi gerektiğini söyledi. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizoglu@btintemet.com Geliyori Gelmez, "Yeni Ekonomi" var, artık küreselleştik! FED yine gerekeni ya- par. Derken... Geçen hafta: "lyigünlerge- ride kaldı. Kötü haber borsalan vunıyor. Işe bak!" (Wall Street Journal), "Borsa- lann üzerine kûresel karamsariık çöktü" (International Herald Tribune), "Tüke- tici kötûmserieşirken fabrika işçileri soğu- ğu iliklerinde hissediyor" (New York Ti- mes), "Ekonomideki kaymanın hızı FED'İ şaşırttı" (Washington Post), "Yavaşla- ma: Ne kadaracıtacak?" (Fortune), "Za- yıf tüketici talebi, resesyon korkusunu arttınyor" (Fınancial Times). ABD ekono- misi yeni yıla giderek artan bir resesyon olasılığıyla giriyor, hem de çok ilginç bir tarihsel momentte... Özel bir tarlhsel moment... 1990'lann 2. yansında yaşananlar, "kû- reselleşme" sürecinin, çok güçlü Ekono- mik/toplumsal (emek ve sermaye), Eko- nomik/ekolojik (girdi ve atıklann gittikçe artan maliyetleri ve hacmi); Siyasi/stra- tejik (devletlerarası hegemonya ilişkileri, pazar paylaşım mücadelesi); Siyast/kül- türel (ulusçuluk, etnik, dini kimlikler); De- mografik (yoksullaşmanın, doğal felaket- lerin, hastalıklann, etnik çatışmalann ya- rattıgı göçler) iç çelişkilerie ve dış engel- lerle karşı karşıya olduğunu göstermişti. Küreselleşme sürecinin iç çelişkılenyle dış engellerinin düzenlenmesine olanak sağlayan neo-liberal ideolojik hege- monya, üç basıncın etkisiyle çözülmeye başlamıştı. Birincisi, neo liberal uygulamalar, dev- letin ekonomi içindeki para harcama, mal- hizmet sunma, denetleme gücü, ücretin bir kısmını üstlenme olanağını ortadan kaldırdıkça kaprtalist çelişkileri uztaştırma becerileri de hızla zayıflıyor, şiddet öğele- ri öne çıkmaya, dolayısıyla satt yönetilen sınıflar üzerinde değil yönetici blok içinde de meşruiyet, hegemonya soaınlan oluş- maya başlıyordu. lkincisi, bu ideolojik hegemonya artık, doğrudan, ABD hegemonyası olarak al- gılanıyor, diğer ülkelerce sorgulanıyordu. Üçüncüsü, Seattle olaylanyla birlikte kü- reselleşme karşıtı muhalefet kitlesel bir özellik kazanmaya başlamıştı. Bu eylem- ler, hem birçok ülkede birden eşzamanlı olarak yaşanıyor, hem de salt tek tek ül- kelerin yönetimlerini değil uluslararası ka- pitalizmi hedef alıyor, üstelik, salt ekono- mik alanla sınırtı kalmıyor, sermaye ilişki- sinin dokunduğu tum alanlardaki sorun- lan gündeme getiriyordu. Kısacası, küre- 2001r e Gîperken I: Dünya Ekonomisi selleşmeye karşı muhalefet hızla evren- selleşiyordu. Ve konjonktür... Işte böyte bir momentte, 32 trilyon do- larlık dunya ekonomisi acı bir fren sesiyle yavaşlamaya başladı. Küresel ithalat bü- yüme hızı 2000'de yüzde 13'ten, 2001 'de yüzde 7.7'ye gerileyecek. Morgan Stan- ley Dean Wrtter'ın baş ekonomisti S. Ro- ach'a göre bu, 5.2 puanlık gerileme, tari- hin en sert yavaşlamalanndan biri olacak. Artık "1999 ve 2000'in 'boom' benzeri il- lüzyonlan geride kalıyor. Küresel can- lılık yerini olağan dışı sert bir yavaşla- maya btrakt. Şimdi, yavaşlama, hızlı üzere marttan bu yana yüzde 50 geriledi. 20 yıl boyunca ABD hem küreselleşme sürecinin önünü açtı, sürece liderlik etti, dünya ekonomisinin lokomotifi oldu. ABD 1990'lardaki mali teknolojik atılımını küre- selleşme sürecinin kazanımlanylafinanse etti. ABD ekonomisi üç kanaldan dünya ekonomisinin motoru olmuştu. Birincisi, ABD, özellikle Asya krizinden sonra dün- yanın geri kalanının arzına güçlü bir talep sundu. lkincisi, ABD borsası dünyanın geri kalanındaki fazla sermaye için kârlı bir yatınm alanı oldu. Avrupa ve Asya serma- yesi portföy yatınmlanyla şirket bırteşme- leriyle ABD borsasına yöneldi: Yalnızca bu yılın ilk 11 ayında 682 mil- yar dolar yabancı sennaye girdi (Fortu- büyüme döneminde üzeri örtülen ger- ginlik ve basınçlann üzerini açryor. Bir- çok açıdan fay kınklannın sanılandan daha derin olduğunu görüyoruz." En büyük fay kınğı ABD ekonomisinden geçiyor. Burada, GSMH yıllık büyüme hı- zı, I. üçaytık dönemde yüzde 5.5'ten III. üç aylık dönemde yüzde 2.7'ye geriledi; 2001 'in ilk üç aylık döneminde, 1990-91 resesyonunda bile görülmeyen çapta bir yavaşlamayla, yüzde 1.3 olması bekleni- yor. Yıllık üretkenlik büyüme hızı da II. üç aylık dönemde yüzde 6.1 'den III. üç aylık dönemde yüzde 3.3'e düştu fjhe Econo- mist, 9/12; Global Economic Forum 20/12). 'Yeni Ekonomi'nin borsadaki iz- düşümü teknoloji hisse senetlerindeki kö- pük delindi. Nasdaq, 1 Eylül'den-Aralık 15 döneminde yaklaşık yüzde 30 olmak ne); Yabancılar ABD şirketlerini satın al- mak için son üç yıida 657 milyar dolar harcadılar (Global Economic Forum). Bu etkiyle daha da tırmanan borsa, ABD tüketici talebini destekledi. Bu arada, AB- D'ye sermaye akışı, dolara talebini arttın- yor, dolann değerini yükseltiyor, böylece ithalatı destekliyordu. Üçüncüsü, ABD dışındaki uluslararası şirketler ABD ekonomisindeki güçlü ta- lepten yararlanmak için ABD'ye doğru- dan yatınmlannı arttırdılar. örneğin, MSDW analistlerinden Joseph Quin- lan'in aktardığına göre yabancı şirketle- rin ABD'de 9738 şubesi var. 3.5 milyon iş- çi çalıştıran bu şirketlerin değerierinin top- lamı 3.5 trilyon dolan, toplam yıllık üretim- leri de 420 milyar dolan geçiyor; toplam satışlan 1998'de 1.8 trilyon dolan buluyor- du. Bu, ABD'nin toplam ithalatının yüzde 70'inden büyuk bir sayıydı. Şimdi ABD ekonomisindeki sert frenin etkilen dunya- nın geri kalanına işte bu üç kanaldan ya- yılacak ve küresel ekonomide büyük bir sarsıntı yaratacak, yukanda değindiğim uzun dönemli eğilimi daha da güçlen- direcek. ABD'deki talep daralmasından, NAF- TA bölgesinde Meksika'yla Kanada'nın özellikle etkilenmesi bekleniyor. Brezil- ya'yı da katınca, yeni bir peso krizi bek- lenebilir. Asya krizinden ihracat yoluyia çıkmaya başlayan ülkeleri de zor günler bekliyor. Rekabetçi devalüasyonlartekrar gündeme gelebilir. Sermaye hereketleri- nin yön değiştirmesiyle birlikte dolann de- ğer kaybetmesi kaçınılmaz - ilk işaretleri- ni Euro ve Yen'in değerienmesinde göre- biliyoruz. Avrupa ve Japonya ise daha çok, ABD borsasındaki ve ABD pazann- da üretim yapan şirketlerinin kârianndaki gerilemelerden etkilenecekler. Topartar- sak: ABD'deki daralmanın uluslararası düzlemde, kapasite fazlası sorununu, kâr oranian gerileme egilimini güçlendirmesi, genelde borsalan vurması beklenebilir. Uzakdoğuda bankalara dikkat Bir mali kriz senaryosu için öncelikle bakılması gereken yer, başta Japonya ol- mak üzere Uzakdoğu'daki banka sistemi. ABD ekonomisine bağımlılığı göreli olarak düşük olan Avrupa ise bu sarsıntılardan göreli olarak daha az etkilenecek. Çin'in de, ıç pazanndaki hızlı gelişme ve derin- leşmenin getirdiği olanaklarla yabancı sermaye çekmeye, büyümeye devam edebileceği söylenebilir. Talep gerilemesi, kapasite fazlası soru- nu, petrol fıyatlannda başlayan gerileme- yi hızlandırdığı takdirde, Rusya'nın ekono- mik/askeri toparianması, yerini yeniden bir krize bırakabilir. Tüm dünyada işsizli- ğin, yoksulluğun, buradan hareketle de etnik gerginliklerin artması da beklenebi- lir. Eğer küresel ekonomik gerileme kor- kulduğu kadar yaygın ve derin yaşanırsa, yukanda değindiğim uzun dönemli eği- limler çok belirgin bir biçimde güçlenebi- lir, küreselleşme sürecinin istikrannı kaybetmesi hızlanabilir. Solda hâlâ yay- gın taraftar bulan, küreselleşmeye uyum sağlama, yumuşak iniş yolu bulma arayış- lan, umanm bir an evvel bir korunma ref- leksine dönüşür. Yoksa ortalık biraz daha kanştığında topluma somut, pratik seçe- nekler sunmakta çok zorianacağız. Bu açıdan 2001 çok kn'tik bir yıl olacak. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Kendine Gelmek Iki gün sonra Şeker Bayramı; bir hafta sonra da Yeni Yıl kutlanıyor. Burada geçen yılın ekonomik, si- yasal ve toplumsal açılardan bir degerlendirilmesi yapılmıyor; kimi değinmelerle bireyin toplumsal so- rumluluğu vurgulanıyor. Bugün için, ne asgari ücretin açlık sınınnın al- tında saptanmasının, nede IMF'ye bir yıl içinde ve- rilen Üçüncü Niyet Mektubu'nun içeriği üzerinde durmanın anlamı var. Bunlar, Yeni Yıl'da hep bizim- le olacak. Düşüncesi nedeniyle insanlan hapistetu- tarken hırsızı, ipsizi, kaçakçıyı, katili salıveren, eşit- lik anlayışından tümüyle uzak bir af olayı ve geçen yıl demokratikleşme yönünde hiçbir adım atama- yan bir siyasal yapı, kuşkusuz çok olumsuzdur. Ço- cuklannı ve gençlerini seyecenliğin sıcaklığıyla ve geleceğin umuduyla bağnna basamayan toplumsal yapının bayram ya da yılbaşı kutlamalanyla bir ilgi- si olabilir mi? Yine de bayramınız ve yeni yılınız kutlu olsun. • • • Geçen yıl için söylenecek çok şey varsa da asıl yapılması gereken, yaşananlann nedenlerini doğ- ru irdelemek ve bunlann üzerinde tartışmaktır. Es- kiyen yıl, artısı ve eksisiyle, birikimdir. Geçen yıl, geçmiş yıllann birikimidir. Denilebilir ki bu nedenle geçen yılın olumsuzluklannın sorgulanması bir ya- na bırakılmah, yalnızca gelecege bakılmalıdır. Böy- le bir görüş, hiçbir biçimde doğru degıldır. Eğer her yılın ekonomik ve sıyasai gelişmeleri, önceki yıllar- da olanlann sonuçlan biçiminde alınırsa bu yanlış olur. Bu anlayış doğru olsaydı toplumlann gelişme- si sağlanamazdı. O nedenle her yeni yılda yapılması gereken ve ya- pılabilecek olumlu ve ryi işler olmalı. Geçen yıl eko- nominin güvensizlik ortamına sürüklenmesi, siyase- tin daha da tıkanması ya da hükümet edenlerin ye- tersizliği nedenleriyle tartışılmalı ki çıkış yollan bu- lunabilsin; geçmişten ders alınsın ve geleceğin alt- yapısı kurulabilsin. • • • Bayramlar ve Yeni Yıl, içinde bulunulan olumsuz koşullann alt düzeyi ne olursa olsun, yeni bir baş- langıcın habercisi olmalı; bireyin de toplumun da beklentilerini yükseltmeli; daha iyi, daha güzel, da- ha mutlu bir geleceğin umutlarını yeşertmelidir. Beklentileri yükseltmenin iki yolu var; biri düşler, öbürü de gerçekler dünyası. Bu iki dünya birbiriyle çok sınırlı ölçüde kesişir. Çünkü düşler dünyası şansa; olasılıklara dayalıdın Milli Piyango gibi. Düş- lerinin büyüklüğü ne olursa olsun, toplumun çok büyük çoğunluğu gerçekler dünyasıyla yüz yüzedir. Gerçekler dünyası nasıl düzeltilecektir? Asıl sorun budur. Gerçekler dünyasında iyiyi, güzeli ve yararlıyı ya- kalama, var olan koşullann bilinçli bir uğraşla dü- zeltilmesine bağlıdır. Koşullar kendiliğinden düzel- miyor; bireyin ve toplumun, bu amaç doğrultusun- da yoğun ve sürekli bir biçimde çaba harcaması ge- rekiyor. Insanlık tarihinin kanıtladığı gibi, daha üretken ekonomik gelişme ve bununla eşzamanlı olarak sö- mürüyü azaltma savaşımı, gelişmenin ve özgürieş- menin temelidir. Daha doğrusu, yaratıcılığa ve üret- kenliğe dayah, özgüriükçü siyasal savaşım güçten-^' dikçe, gelişme ve ilerieme sağlanır. Bu dünyada ya- şamanın tadına vanlır ya da yaşamın güzelliğine ulaşılır. Düşler ve gerçekler arasında çok büyük bir fark daha var; düşler bireyseldir; buna karşılık gerçek- ler esas olarak, ekonomik, siyasaJ ortama ilişkindir; yani toplumsaldır. Bu nedenle, gelişmenin gerçeklerini yakalamanın yolu da bireysel düşlerden, kurtuluş umutlanndan değil, birlikte ya da ortaklaşa venlecek toplumsal uğraşlardan geçiyor. Aslında toplumlar geliştikçe, bireysel düşlerin yerini yaşamın gerçekleri alır. Bundan sonraki yıllann daha iyi ve mutlu bir top- lumsal ortam sağlaması isteniyorsa, Yeni Yıl'da Jş- çilerin, memuriarın, üretici örgütlerinin, meslek oda ve birliklerinin, sendika ve derneklerin, toplumu bi- linçlendirme yönünde çok daha fazla emek verme- leri gerekir. Bireyin düşlerini gerçekleştirmesi ve top- lumun kendine ğelmesi yalnız ve ancak herkesin toplumsal sorumluluğuna sahip çıkmasıyla sağ- lanır. Yeni Yıl'da, sorumluluk anlayışının yaygınlaşma- sı ve toplumu kendine getirecek çalışmalann yoğun- laştınlması gerekiyor. e-posta: yakup(a metu.edu.tr ATO Başkanı Sinan Aygün 'Asgari ücret utanç rakamı' ANKARA (ANKA)- Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün. 2001 başından itibaren net 102 milyon liraya yükseltilen asgari ücreti, 'asgari utanç rakamı' olarak nitelendirdi. Aygün, enflasyonla mücadele ederken sosyal dengelerin göz ardı edilmemesi uyansında bulunarak "Asgari ücret 200 milyon liraya yüksehUse dünyanın sonu gelmez, bunun enflas> ona da ciddi bir etkisi ohnaz" dedi. Sinan Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, enflasyonla mücadele sürecinde sosyal dengelerin göz ardı edilmesinin ülkenin başına büyük dertler açabileceği uyansında bulunarak "102 milyon liralık asgari ücretin Türkçesi, git Afrika'da yaşa demektir" diye konuştu. Bu yıl içinde toplam 79 bin kişinin kamuda işbaşı yaptığını belirten Aygün, böylece devletin yüzde 4 daha büyüdüğünü kaydederek kamu kadrolannı 'şişirmek' yerine asgari ücretin arttınlması gerektiğini ifade etti. Aygün, OECD ülkeleri içerisinde asgari ücretin Portekiz'de 353 dolar, Ispanya'da 511 dolar, Yunanistan'da 540 dolar, Almanya'da 1100 dolar olduğunu hatırlatıp Türkiye'nin ise 150 dolarla asgari ücret bakrmından en son sırada bulunduğunu belirtti. 4 kişiük bir ailenin ayda asgari 600 milyon lirayla geçinebileceğine işaret eden Aygün, "Bir ailede 4 kişi 102 milyon liraya asgari ücretie çahşıyor da olsa. o aile açhk smınnda yaşıyor demektir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle