17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARAUK 2000 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] Inönü'yü Anâpen. Tevfik\JNXYDESEmekhBuyukelçı • • lütnunde Bruksel'de gorevhy- rarfa olacağma karaı*verip ona gore ay O dım Kuru gözlü bın olma- ma karşın, haben duyunca gozyaşlanmı tutamamıştım Gozyaşlanm sadece onun, Atatûrk ûn yanında v e sonrasında ulke mız ıçın yaptıklanna duyduğum hay- ranlıktan ve mııuıet duygulannın oluş- turduğu gönül bağından değıl, bu buyük Turk ınsanına kımılerınce başına taş at- nnlacak olçülere \ aran nankorluğe kar- şı duymuş olduğum ofke ve tıksıntının o anda bılmçustune çıkışından kaynak- lanıyordu Daha yaşarken tanh olmıış tnönü hak- kmdakı duşuncelerunj duygulanmı bu sütnnlann dar çerçevesıne sığdırmak olanaksız Buna karşın Ataturk ve lno- nü'den sonra her yonuyle yozlaşan ül- kemızın bugun ıçınde b' 'unduğu du- rura nedenıyle bu yıldonumunun ben- de uyandırdığı duygu vc düşüncelen ve bır ıkı kuçuk anıy ı buraya aktarmak ıs- tedım 1946 seçımlennın hetnen oncesıydı Faddı düşüncelen olan aılemız bıreyle- n arasında seçım tartışmalan yapdıyoT, kımc oy venleceğı hususunda çeşıtlı fı- kırler yurutuluyordu Uzun yıllar Ata- turk ve Inonu'nun çok yakrnında bu- lunmuş bır aıle buyuğumuz, Ruşen Eş- ref Ünaydın, aıle bıreylennın çoğunun bır arada bulunduğu bır defasmda şoy- le demıştı "Bu demokrasidir. tyı düşü- nfip, ölçüp biçip, Idmin ûlkeye daha ya- kullanmak doğru ohır. Ancak şunu da benrteyim, ben bunlann hepsini yakın- dan tanırım. Her bakundan güvenflebı- lecek, peşınden gıdılecek tek ınsan tnö- nü'dürTO zaman o\ \ erecek y aşta olma- yan ben, aıle buyûğumûzun bıraz abart- tığı kanısına kapılmıştım Yanılmışım Zaman, onun ne kadar doğru soyledığı- nı, bızlere açık ve acı bır şekılde gös- terdı 195O'lı yıllann sonlanna doğru Bonn'da görevhydun Kabıne dışı kal- mış adı buyuk sıyasetçılerden bır ba- kan,SametAğaoğhıBonn'agelmıştı En genç memur olarak kendısıyle ılgılen- me gorevı bana venldı Almanlarlatop- lanö, göruşme ya da tedavı gıbı bu- prog- ramı olmadığı ıçın, bıraz merakla ve çe- kınerek kendısıne, Almanya'ya nıçın geldığuıı sormuştum Yanıü, yenı kurulan hukumete alınma- dığı ıçın, başbakanın kendısını hava ve çevre değışıklığı ıçın Almanya'ya gon- derdığı bıçımınde olmuştu. Gezılen- mızden bınnde Koln şehn dolaylannda dolaşırken kendısıne çok sayıdakı fab- nka bacalannı gostererek, savaşta (2 Dunya Savaşı) harabeye donen ûlkede yerle bır olan fabnkalann neredeyse ta- mamının kısa zamanda çalışmaya baş- Iadığını soyleyecek oldum Bana, "Biz de savaşa gırseydik bunlan çoktan geç- mişolunhüVdedı Şaşkınhğımı gorun- ce "Evet, Ahnanlann bütün fabrikala- n savaşta yıküdı, ama geüşmiş teknolo- jflerfe yenıkrini yapülar ve bu duruma geldiler. Biz ıse savaşa girmedik, fabri- kalanımzyıkdmadı, dolayısryla yenilen- medi ve eskınuş, köhne teknolojiyle kal- düar" dedı Ben, "Efendım, benim bfl- diğim, bızde sadece 4 şeker fabrikas, 3- 4 çimento fabrikası, birkaç şehirde va- gon fabnkalan, bır de çok ovundüğümüz Ankara'nın Çubuk barajımız vardı, ay- nca bütun bunlan yapabilmek için pa- ra, teknık bilgı ve teknikeleman gerekir, bunlar da bizde yoktu" deyınce sıya- setçımızın cevabı "Sen daha çok genç- sin" oldu înonu'yu eleştırmek ıçın bu" zaman- lar ılen surulen bu parlak (') goruşe kar- şı, 2 Dunya Savaşı'nın baş kahrâmanı tngıltere Başbakanı Churchifl, savaştan yıllar sonra, 195O'de tnonu'ye gonder- dığı mektupta şoyle dıyordu "_Tarih, general olarakkazandıgınız zaferierden başka,Türkive'yıZ Dunya Savaşı'nın va- hım tehHkeleri ıçinden nasıl sıyınp geçir- ıiigini7i1 aynı zamanda Mustafa Kemal tarafindan çetm mücadelelerle kunü- muş olanfiberal\e geuşnuş hükûmeti na- sıl konıduğunuzu hayranlıkla yazacak- tnf Aynı Churchıll, savaş sırasında, ken- dı Dışışlen Bakanı Eden'e, înonu'yu kastederek "Türk'ün peşmdeyim" dıyor, Turkıye'yı savaşa sokrnak ıçuı burun yollan denıyor, ancak bızı savaşa sok- mayı başaramıyordu Çunku ülkemnba- şında, Osmanlı'nın çokuşunden sonra olum kalım savaşı vermış olan ülkede yaşamsal gorevler ustlenmış, geçmış- ten ders almasıru bılen genış, uzak ve de- nn goruşlu Ismet Inonü vardı Ataturk'ten aldığı emanetı 2 Dunya Savaşı'nın badırelen, o donemnı geür- dığı guç koşullar ve olanaksızlar ıçen- sınde sağlıklı sıyasal ve toplumsal ya- pıyı tıtızlıkle koruyarak Ataturk Turkı- yesı'nnı saygınlığinı yukseklerde tuta- bılmeyı ancak Inonu gıbı buyuk bu- dev- let adamı sağlayabılırdı Busaygınlık, 1943 Ocakı'ndaChurc- hıll'ı Adana'ya kadar gerırebılmış, ay- nı yılın aralüc ayında yapılan Kahıre toplantısında çekılen bu- fotoğrafta Ino- nü'ye, savaşın en onemlı, guçlu lıderle- n olan ABD Başkanı RoosevK*ve Churc- hıll'ınortasındayer venlmıştı 1 Dun- ya Savaşı sonrasında, "Türkler Avru- pa'dan kovuhnahdır' 7 dıyen LJoyd Ge- orge, Ingüteresı'run ve ABD'nm, Ata- tüıkvelnöoüTûrki)«a'ne gösterdığı say- gınlıktı bu NATO'ya almmamız da bu sajgınlığın, guvenırlığın sonucuydu O donemın yoksul, çelımsız, fakat onurlu, kışılıklı ve boylesıne saygı go- ren Turkıyesı bugun AB kapısında bek- letıür duruma duşurûldu Nasıl kaygı duymayalım, nasıl umutsuzluğa kapıl- mayalım'' Turkıye'yı savaşa sokmaya uğraşan tn- gıltere'nın o zamankı Dışışlen Genel Sekreten Sir Alexander Cadogan'ın, 1942 yılında soyledığı şoyle bır sozu var u Türkkr en dehşet haydutlardır, onlan ne korkutabüiyor ne de sann ala- biByoruz" Tümcennıılkbölümülngıl- tere'de Lloyd George'a kadar uzanan yerleşmış bırzıhnıyetın, son bölumu ıse Turkıye'nın saygınlığı karşısuıda yaşa- nanduygununburuk fakat yuceltıcı bır ıfadesıydı Inonu'yu en ıyı tanıyan, değerlendı- ren ve güvenen kımse, kuşkusuz Ata- turk'tü Varolmasavaşınınherevresuî- de en çetın gorevlen Ataturk ona verdı Ancak Ataturk'e ıçtenlıkle ınanan, 0'nu en ıyı anlayan ve 0'nun yarattığı Tür- kıye yapıtuu en ıyı koruyan ve yucelten de Inonü'ydu Atatürk'un olumunde tnonu'nun soyledığı şu sozlen anımsa- yalım "Devlebmızın bânisı, milletimi- zin sadık ve fedakâr hâdımı. ınsanlık ideahnin mümtaz sıması. essız kahra- man Ataturk,vatan sana nunnettardır" Bu sozlen, Ataturk'u herkesten daha ıyı anlayan, O'na gonulden bağlı olan Ino- nü'den başka kım soyleyebılırdı 9 Atatürk'un ıdealı olan, ancak o gun- lenn koşullan ıçensınde gerçekleştıre- medığı çoğulcu demokrasıyı tnonu ger- çekleştırdı General AH Fuat Erden'ın soyleşıyle "tnönü, Atatürk'un muhte- şem eseri Türkiye Cumhun>e&'ne de- mokrasi taanı koyan kimsedir." Gınştğı tum savaşımlan kazanan Inö- nü, kendı kurduğu ve yerleştırdığı de- mokratık duzende, 1950 seçımlennı kay- bederek yaşamındakı tek yenılgıyı aldı Ama o, tanhe geçebılen buyuk ınsanla- nn olgunluğu ıçensınde, bu yenılgı ıçın, 44 Benimen büyuk venilgım,en biiyûk za- ferimdir" dıvebılıyordu Bugünlenn elem vencı ortammda senı çok anyor, ozluyonız buyuk Inonu ARADABtR Yrd. Doç. Dr. FARUK GUÇLU Abant İBUİİBF Oğr Uyesı Cumhupiyefi Koruma ve Kollama Görevi Osmanlı Devtetrnın dağıtılmasından sonra Ata- turk önderlığındekı genç cumhunyet sılahlı em- peryalıst guçlen ulke topraklanndan dışan atmış- tı Cumhunyet gazetesı de, tıpkı genç cumhunyet gıbı uzun sure ılkelennden odun vermeden yaşa- dı ve yaşamaya devam edıyor Devletı yonetenlenn gaflet ve dalaleti sonunda yurttan Atatürk'un zoria atbğı sılahlı emperyalıst guç- ler, bu kez kravat takarak ulke topraklannı ve ka- lelennı ıçten ıçe ışgal etmeye başladılar 1950'den sonra bu ışgal hızlandı, 1980 darbesınden sonra da alenıyet kazanmaya başladı Bugun Roth adlı bır bayan Alman mılletvekılı, guneydoğu bolgemı- zı denetleyebılıyor Sankı somurgeyız gıbt de kım- senın 'gık'ı çıkmıyor Bır bakıyorsunuz ABD, hal- yan, Fransız parlamentolan ulusumuz ve ulkemız aleyhınde kararlar alabılıyoriar Sankı kendılen 70 yıl oncesı Anadolu topraklanna sılahlanyla tunstık seyahate gelmışler gıbı 1 Iktıdarda, kendısını 'milliyetçi' olarak tanımla- yan partıler var Ama ulusal ne kadar değer, yatı- nm varsa bırer bırer yabancı sermayeye peşkeş çe- kılmeye çalışılıyor Devlet butçesı faıze boğulmuş ve talan edılmış durumda Tam bu ortamda, halkın sesı olması gereken 'medya' dedığımız kuruluşlarda tozpembe haber ve yazılarla halkı avutmaya buyuk ve yoğun çaba harcanıyor Sermaye gazetesı dmayan, devamlı hal- kı ve cumhunyetı savunmuş Cumhunyet gazete- sı de gorunmez eller tarafindan boğulmak ıstenı- yor örice gazetede çalışan değedı ınsanlar çok yuk- sek transfer ucretlen ve maaşlarta gazeteden ça- lınıyor, sonra da Cumhunyet'ın doğal okuyucu kıt- lesı gazeteye kusturulmeye çalışılıyor Nasıl devletı, bankalan yasal yollardan soyma ey- temının hızlandığı yıllarda hırsızlann amansız takıp- çısı Uğur Mumcu yok edılmışse, devietn adım adım ışgal edıldığı ve IMF'nın, AB'nın ve ABD'nm buy- ruğuna terk edıldığı dönemde de Cumhunyet ga- zetesı susturulmaya çalışılıyor Bu, nasıl bır do- nemse 1 ödedığımız vergılen değışık adlarla kamu hazı- nesınden aşırarak medya holdınglen oluşturan ku- ruluşlar artık farklı seslen ve halkın kulağına kar su- yu kaçıracak seslen boğmak ıstıyorlar Cumhunyet'ı yıkmanın en guzel yolu, devletı cumhunyet karşıtianna teslım etmektır Bu yapıl- mıştır Cumhunyet gazetesını yıkmanın en guzel yo- lu da, onu ekonomık anlamda guçsuz kılmak ve okuyucusunu ondan soğutmaktır Bu da gorunmez eller tarafindan yapılmaktadır Çocukluğumdan bu yana hemen hemen her gun, otuz yıldır Cumhunyet okurum Pekı ne de- ğıştı Cumhunyet'te? Sadece buyuk ınsan Uğur Mumcu'yu aldılar bızden Sonra da devletı soya- rak semıren guçler gazete adı altında çanak çom- lek, otomobıl bıle dağrtmaya başladılar Boylece bır kısım Cumhunyet okuru da çanak çomlek furya- sına kapılıp gıttı. Oysa şımdı Cumhunyet'ı yaşatmaya, Cumhun- yet'ı koruyup kollamaya her zamankınden daha faz- la gereksınım var Ataturk, cumhunyetı yeni nes- le emanet etmıştı Yenı kuşak (nesıl) futbol saha- lanna, fuhuş batağına, borsaya çekıldı Başka kı- şı ve kurumlar da kendılennı değışık gorevler ıçın- de goruyor Cumhunyet gazetesını koruma ve kollama go- revı ıse okurlara, halka, emekçılere duşuyor Ga- zeteye, yazanna, haberıne kızar, eleştırebılırsınız Ama bu sıze Cumhunyet'ı terk etrrîe hakkı ver- mez Hele hele, taklrüerini Cumhunyet'e tercıh etme hakkını htçbır zaman . înönü: înkârlar Dönemi, Üzerimde Yaşansm... Sevgili NEZİH NEYZİ', doğum gununde hasretle amyoruz. Ertuğrul KAZANO Egıtı Mayıs 1950 tan- *1 A hınde "Enbüyûk I / 1 yenilgım, en bü- I L f yûk zaferimdir" J L I dıyerek bır anlam- da mutluluğunu dıle geüren ts- met tnönü, ınsafsız saldınlarla geçmışın yok sayılması karşısın- da, sonralan şöyle konuşmak zo- runda kalacaktır "Ben ki birçok askeri ve siyasal başanlar kazan- nuşüm. Ne otdu? tki üç sene su- ren bir propaganda hepsini unut- turdu, hepsini aldı götürdu. Her şeye yeniden başLadun. 1leri ya- şımdâ: Akhmla, sinirlerimle, kal- bimleömrümün en çetin mücade- lesini yapümL" Turkıye'dekı devnmın nıtelığı- nı ve devnm önderlennuı yapıla- nnı çok ıyı kavramış bulunan sı- yaset bılımcısı Von Bischoff, "CMaylardan doğan ve yine olay- lara dayanan e\Iem adamı. duy- gu ve program si\asetı ızlemek tebJikesine asla dflşmez, rumru- rakb sözlere inanmaz" der Ken- dısını "Otaylara, gerçeklere ha- yabiz, vakhzsız,çmlçqıiakgöz dflt- mek cesaretine sahip sonımhı bir adam" olarak tanımlayan tnönü, Von Bischoff ıçın "Otaylarman- üğuu sistem manüğuui kanşür- mamış, yaşamla duygusalhğı ay- n ayn tatarak devlet yönetimin- de daima gerçekçi ofanuş bir de- ğerdir" demıştır Tanhçı Rus- tow'un gozlemı ıse şudur "EJBn- deki diktatoryal kudretten, de- mokrası adına vazgeçebflen dün- yadaki tek devlet adamı olmanm eşsizonuru tsmet tnönü'ye arttir." Demokrası aşamasında "Devrim daha orurmamıstır. çokpartih' si- yasal sısteme geçmevehm" yakla- şımmı one suren yonetım kadro- suna tnonü'nün yanıtı açık ve dü- şündürucudur "Sizlere karşın, alaşağı edilmeye karşın geçece- ğim. E1M \T1 sonra bıle geçsek, er- ken denikcektir. lyisi mi gelecek- teki bozgun veinkâriar devri üze- rimde yaşansm!J* Gerçekten de 'inkâriar devri" tsmet tnönü'nun günumüzde bıle üzennde yaşan- maktadır Ataturk'e saldirama- yanlann hedefı bu ülkede tam el- lı beş yüdır lnonu'dur Tarihselgerçekkr: Bınncı Dün- ya Savaşı'nın dehşetlı çatışmala- n sırasında Osmanlı Ordusu Baş- komutan Vekılı Enver Paşa'nın cepheden gelen kotu haberlen on- lemek ıçın Genelkurmay Başkan- lığı'na düşündüğu ısımlerden bı- n Yarbay Ismet'tır Anadolu'da mcı, Hukukçu Kurtuluş Savaşı'na gınşerek ulu- su adına yaşam kavgasım başla- tan Mustafa Kemal 'ın, ordudakı daha ust rutbelılen bır yana bıra- karak Genelkurmay Başkanlığı 'na gebrdığı kışı de Albay Mustafa ts- met'tır Rumeh'de başlayan sıya- sal bır yakınlaşma, "Yemen" ve "Bingazi'' mevzılennden Bınncı Dunya Savaşı'nın cephelenne doğru uzanan bır yaşam çızgısı, Ataturk ve tnönu'yü zaman zaman ayn bazen de yan yana ama hep aynı yurtsever amaçlı özgörev yazgısıyla bır arada tutmuştur 19 Mayıs 1919 gunu başlayan Ana- dolu îhtılah'nın tstanbul'dakı sı- yaset ve lojıstık destekçısı tnö- nü'dur 1927 yılında TBMM kursusun- de kurtuluş ve kuruluşun oykusu- nu "BüyukSöytev'de anlatan Ata- turk, bu tanhsel rolü ve gerçeğı yı- ne dıle getırmıştır Nasıl kı Ata- turk, "Dokuzuncu Ordu Mufetti- şi" sanıyla ulusal kurtuluş eylemı- nı Anadolu'da planlarken, Inonü de "Harbiye Bakanhğı Müsteşa- n" unvanıyla Istanbul'da, şanlı ıhtılalın bır başka cephesmde go- revbdır tnönü, tanhçı Sherhfli e gore u Tam bir kararhhkla Ana- dolu'yla işbirüği durumunday- ken" ne karamsar, ne mandacı ve ne de çıftlık sahıbı olma yolunu aramıştır Ama acıdır kı, Cumhunyet baş- ta oLmak uzere devnmı bu- turlu smdıremedığı yonünde hakkında kuvveth yakışûrmalar olan ve Ga- zı'yle yollan ıyıce aynlmış bulu- nan Kizmı Karabekir, tsmet tnö- nü'nün, bu" arkadaşça dertleşme nıtelığındekı özel mektubundan saptırmalar yapmıştır Oysa, 1926'dakı tzmır suıkas- tı sırasında "tsriklal Mahkeme- a"nın tutuklattığı Karabekır'ı kur- taran, sonra da cumhurbaşkanlı- ğı donemınde geçmış hızmetlen- nı göz önune alarak TBMM Baş- kanı bıle yapan tnonu'dür Rauf Orbay ve AKFuatPaşa'yı dakap- sayan yeniden "itibaıiı kdma" davranışı tnönü'ye özgü ve onda çok rastlanır bır ınsancıl tavırdır Kurtuluş savaşı başlangıcmda mılıs kuvvetlennı düzenlı bır or- du durumuna oturtan, Genelkur- may Başkanlığı \e parlamenter- hğuı yanı sıra en önemh bolgenın, yanı Batı Cephesı'nın komutan- hğına atanan Ismet Pasa, eğer tno- nu Savaşlan'nda başanlı olma- saydı ne olurdu'' Bunun yanıtını veren Gazı Paşa'dır "Bütun tarih Hfiıyagndaı <dam tnnnfı mtyrian o- vaşlannda- ki göreviniz kadar ağınnı üstJenmiş komutan- lar enderdir. Siz sadece duşmanın değıl ulusun ters dfişmüş abn ya- zısını da yendiniz_" Ama 1950 sonrasında başlayan ve günumu- ze doğru uzanan ret ve ınkârlar do- nemı once tnonu savaşlannı bel- leklerden sılmetun uğraşısını ve- nr, sonra da smı Kurtuluş done- mının tamamını küçultme aşama- sına vardınhıuştır "Mütareke" basınına eşdeğer kalemler ellı yıl- dır sahnelerden ınmezler Bu sa- tırlann yazannm babası bır za- manlar tnonu Savaşlan'mn ya- pıldığı ılçenın "ZaferOkuhı" mu- dürudür Gozlemlen capcanlıdır tnonu üçesının dağ sırtlan ıse Bo- zuyuk'e doğru sıra sıra şehıtlerle doludur Sadece tkmcı tnonu Sa- vaşı'nda 1493 şehıt ve 2740 gazı vardır Emperyalıst ordunun ıse gen- ye bıraköğı 16 000 kayıp, 200 tut- saktır tnonu meydanmdan tne- gol ovasına uzanan bır hat bu sa- vaşın ızlenyle doludur Nâzun Hikmetın mısralan bır gözlemı son derece gerçekçi şekılde anla- tır "tnönümeydanıyavnını/rüz- gâr/ soğuklar insanı an gibi haş- bvor7 Zemhenler bıttı diyetimV hamsin \a başladı, ya baştayor/ Muharebe beş gün beş gece sür- düJ Kan gövdeyi götürdüJ Ve ni- hayetinde-. kaçariarken yavnım, kövleri koprulen \akülar~/ tnö- nükarannğıseslervekrvTİcımlar- ladotuydu»" "Misak-ı MUB"nın onayı 11 Ekım 1922 tanhlı Mudanya Ateş- kes Antlaşması'dır Ataturk, Mu- danya'dakı antlaşma sürecımn TBMM adına sorumlusu tsmet Paşa'nmkonferansı "nasüyönet- tiğmi aynntılanyla incetedikten'' sonra "Lozan'da24 Temmuz 1923 tarihinde ülkeyi bağımsızüğa ka- vuşturacak be^evıimzalayan Inö- nü'yü başdelegenge Dışişleri Ba- kanı sıfauyla getirir. tnönü, On iki adalanBalkanSavaşı'ndavitirmiş Osmanlı bozgunundan tmroz ve Bozcaada'yı çeker çıkanr. Hatta iki küçük adada hak öne surer ve kabul etririr. Musul'u ıse zamana bağlar. Ama 1925 tarihfi iç ayak- lanma ve 1930 yıhndaki Serbest Fırka' kargaşası Sevr'cflerin bu iki olayı kendileri için kotarmala- ruıda bulunmaz firsat ohışturur, elden kaçu*ıhr. n 1931 -37 yıllan arasındakı "sos- yal devtet" poütıkasının mıman, "ToprakişleyenJn, su kullananın- dff" sözünun TBMM kursusun- dekı sahıbı, KlT'lenn ızlemcısı tnonu, cumhurbaşkanı olarak gel- dığı donemde karşısında tluncı Dünya Savaşı'nıbulur Cumhun- yet ve onun devnmı bu buyuk ko- ruyucunun elınde guç kazanır, sağlamlaşır Çunku artık Churc- hiB e gore, "Büyük mezivetleri olan bir kjşi" ıktıdardadır Koy Ensötulen açüır, Halkevlen çoğa- hr Toprak reformuna gınşüır De- mırağlaryurdu sarmayı surdurur Hazıne altınla dolu, enflasyon hıç denecek noktadadır Ulke, "eşit ve onur sahibi" bır statudedır tş, tnonu'nun en buyük tutkusu bu- lunan demokrasıyı yunıriuğe koy- maya gelmıştır lşte bu bolumde bıraz durmak gereklıdır Çunku, "demokrasiye geçişte dış zoria- malardan" çokça konu açılmış- tır tnönu'yü kım zorlayacaktı'? tkıncı Dünya Savaşı, Vıetnam, Cezayır, Fas ve Tunus'ta başı be- laya gırmış somurgecı Fransa mı yoksa Kenya dakı yurtseverlen "mau-mau" sanıyla katlettıkten sonra Hındıstan, Burma, Malez- ya'yı yıtırmemek ıçın ıç kargaşa- lan kundaklayan tngıltere mı' Hhkr \e Mussohni yardakçılan Franco \e Salazar'ın tspanya ve Portekız mıNATO >aalanlarmı' 1 Ya da Kars, Ardahan ve Boğaz- lar da "Sakbrmazlık Pakn" son- rası bırdenbıre hak sahıbı kesılen şaşkın kuzey komşusu mu 9 Hat- ta, somurduğu Fılıpınler'den Pa- nama Kanalı'nauzanan, oradan da ıçuıde sosyoekonomık sorunlara dalan Bırleşık Amenka mı de- mokrası havanlendır 9 Yoksa 1943 yılına kadar faşıst "Duçe" peşın- de koşup sonra da ıkı gunde bır hukumet kurmakla meşgul yenı demokrat ttalyanlar mı zoriayacak- lardı 7 Bunlann tamamı dayanak- sız soylemlerdır înonu yu demokrasıye geçıren neden, "MiffiŞef" sıfatıyla Istan- bul Ünıversıtesfnde daha ıktıda- nnm ılk yıllannda, "Bizim tek noksanımız birden çok partrve sa- nipolama>Tşımızdır"dıven ken- dısıdır' İşin özıi ve sonuç: Înonu. 1923- 1950 donemının tum hesabını ken- dısınden -ya doğrudan ya da do- layh olarak- ıstenmış bır devnm ve devlet adamıdır tnönü ıse bu hesabı onurla vermış ve ınkârcı- lan tanh önunde onursuzluğa tut- sak etmıştır tsmet tnonu'ye aramızdan ay- nlışının27 yılında saygı vemın- netlenmızı sunanz CHP'yi Eleştirenlere Şenel U Ç A R CHPPartı Meclısı Uyesı H alkımızın kadenm belırleme noktasında olan kurum ve kuru- luşlan, partılen konu alan yazı ve eylemlerde oldukça duyarh (hassas) davranmak zorunlulu- ğu vardır Aydın sorumluluğu, sevdığı bu- lı- den abartılı bır şekılde goklere çıkarmak ya da sevmedığı bu- lıden, duygulannı yeneme- den yere baörmak olmamalıdır Böyle bır yanlışlığı, aydın olmanın arkası- na sığınarak kendımıze hakmış gıbı kabul- lenmenın topluma vereceğı yıkımı gormezden gehnemehyız 30 Eylul kurultayında 544 (520 değıl) de- lege asker değıldı Bu 544 delege, CHP üye- sının yansından fazlasıru gerçekten temsıl et- mektedır, azınlık değıldır Genelde kurultay delegelen suzulerek geldıklen ıçın meslek sahıbı, okuması yazması olan ya da paröde po- htıkleşmış msanlardır Bıze doğru gehnıyor- sa bu konuda bırlıkte bır araştırma yapabılı- nz Aynca dürust, mançlı, kulturlu lıder ozel- üklerau taşıyan Sayın Baykal'ı seversınız ya da sevmezsmız, ama vereceğımız oy Ataturk devnm ve ılkelennedır, vereceğımız oy demok- ratık sosyal hukuk devletme ve de Cumhun- yet Halk Partısı'nedır CHP'ye oy veren seçmenlenmızın kafasın- da bır şablon yoktur Onlar, sandığımızdan daha praok doğruyu bulurlar Yeter kı partı ola- rak bızler onlara ulaşalun, sorunlanna çozum olacağımızın garantısını verebıleüm Şunu da ıçtenlıkle soylemek ıstıyorum Halkımız, Sa- ym Baykal'la ılgılı, onu eleştırenler kadar olumsuz duşunmüyor BızJer, yanı bu ulkenın aydınlan yıkıcı eleş- tın yenne duşunsel ve eylemsel bazda neler yapılması gerekır sorusunu yanıtlarsak. soz ure- tırken, duşünce uretırken bu- yandan da ış ya- parak parmağımızm bumı taşın altma koyar- sak görevımızı yapmış olunız Bu ülkede emek-sermaye çehşkısı, çağdaş- gencı aynmı, bılun-bılun dışı tartışması, hu- kuk devletı, mafya, Susurluk, bır yandan da halkımızı hortumlama, somurme devam ettık- çe kımsenın gucu CHP'yi yok etmeye yetme- yecekrır Çunku CHP, yonetıcıler kım olursa olsun, Ataturk Cumhunyetı'nın ve onu savu- nanlann öncusü olacaktır CUMHUBİYET'TEN OKURLARA ORHANERİNÇ Bir Bayram Yaası Hukumetın, IMF'nın tasarruf ısteğıyle ortuşen karanyla gınlen uzun tatıl surecının başlangıcında- yız Yann anfe, obur gun de Şeker Bayramı'nın ılk gunu Bır gelenek para hırsıyla yıkılmamış olsaydı, ga- zetecılenn bır bolumu bayram tatlı yaparken bır bo- lumu de gazete ayrımı olmadan bır araya gelıp 'Bayram Gazetesı'ru çıkaracaktı Cuma vecumar- tesı gunlen yurdun dort bır yanında bayram gaze- telen okunacak, bayramın uç çeyrek yuzyıllık bır geleneğı de bu sayede surdurulmuş olacaktı Bılındığı gıbı, geleneğı yıkanlar artık gazete sa- hıbı değıl Ancak yertenne gelenlenn ne duşundu- ğunu bılmıyoruz Aynı durum Uzanlar grubu ıçın de geçeriı Bay Aydın Doğan'la Bay Enver Ören'ın gele- neğı surdurme yanlısı olduklan, baştan ben bılını- yor Ama geleneğın surdurulebılmesı ıçın yazılı ıle- tışım alanınayenı gıren patronlann tercıhı onemlı. Turkıye Gazetecıler Cemıyetı'nın yenı yılda başla- tacağı gınşımlenn olumlu sonuca ulaşmasını, Kur- ban Bayramı'nın son uç gununde Bayram Gaze- tesı'nde buluşmanın ve geleneklenn yeniden ya- şama geçınlmış olmasının mutluluğunu yaşamayı dılıyoruz ••• Geçen haftayı acı yanı ağır basan duygularia ge- çırdık Kımı polıtıkacılann ve kımısı onlardan aşa- ğı kalmamaya ozen gosteren çeşıtlı meslek men- suplannın yaptıklanndan ıbret almayı becerebılır- sek benzerlen yaşamaktan kurtulma olasılığımız ağr basabılır Bayramlar, aynı zamanda mutluluk ıçınde geçı- nlmesı duşunulen, acılann anımsanmasının erte- lenebıleceğı sanılan gunlerdır Ustalanmız bu nedenle bayram gunlennde ıç karartıcı olaylan bır yana bırakmayı yeğlemışlerdır. Biz de onlan saygı ıle anarak, ülkemızın bugunku durumunu da sarakaya alan bır hıkâye anlatalım ıstedık Gencın bın fi tanhınde Şam'a dın bılımı öğren- meye gıtmış öğrenımını buyuk bır başan ıle brtı- np, memleketıne donme hazırlığı yaparken hoca- sıuyarmış "Bakevladım Herşeyıoğrendın Ama satt dın bılımı ıle dın adamlığı yapamazsın Altı ay daha kal, sana sıyaset bılımını de oğreteyım " Genç, "Bana bu bılım yeter, ben memleketıme gıdıyorum hocam" dıye kasılarak yola duzulmuş. Yol uzenndekı bırcamıyeyatsı namazını kılmak ıçın gırdığınde bakmış kı bır hoca vaaz venyor Fakat anlattıklannın ne Kuran'la ne hadısle ılgısı var Dayanamayıp, "Hoca efendı sen neler dıyor- sun Nereden uyduruyorsun bunlan, ustelık gu- naha gınyorsun" demeye kalkışmış Vay sen mı- sın bunlan dıyen. Hoca kızmış ve başlamış bağır- maya. "Kım bu zındık, kım bu kâfir? Atın bunu ca- mıden 1 " Cemaatten hocaya uyanlar gencı bır gu- zel dovup dışan atmışlar Gencın akdna hooasımn oğudu gelmış, Venıden yola duşup Şam'a varmış Rıca mınnet, hocasını . jkna edıp altı ayda sıyaset bılımını de oğrenmış. Donuş yolunda yıne aynı camıye uğramış, ama sakal bıraktığı ıçın tanıyamamışlar Hoca yıne dok- turuyormuş Bır ara lafa gınp cemaate seslenmış: "Bahn dın kardeşlenm, hocanızı rûyamda gör- düm Kendısı ermış bır kışı Hocanın sakalından bırtelı uzennde bulunduran kışı, hem gunahlann- dan annırhem de oldukten sonra cennete gıder " Sonucumalum Hocanın sakalında bır kıl bıle kal- mamış Çektığı ezıyetı de cabası • • • Gazetecılığın ne kadar zor ve kullanılmaya açık bır meslek olduğunu, durduk yerde neden oldu- ğumuz bır polemık yuzunden bır kez daha kanıt- ladık Tiyatro Yazarian Derneğı Başkanı Recep Bilgi- ner, dernek yonetım kurulunun karan uyannca Şe- hırTiyatrolan Genel Sanat Yonetmenı Kenan Işjk'a bır kınama yazısı gondenmış 14 Aralık tanhlı yazı- da Işık'ın "Ramazan Bayramı'nda Şehır Tiyatro- lan'nın sahnelemeye ara verme" karan eleştınlı- yormuş Doğal olarak yazı, basın bultenı olarak yayın organlanna da ulaştınlmış Bılgıner'ın yazısı 20 Aralık gunlu sayımızda yer aldı Ancak ne olmuşsa olmuş, "Ramazan Bayra- mı"yenne "ramazan ayı"denılmış Başlık da "Ke- nan Işık'a ramazan protestosu" şeklınde çıkmış. Bay Işık da, Bılgıner'ın yazısı elınde olmasına karşın bır açıklama yollamış ve demış kı "Bırgun- lûk arayı saptırarak ramazan ayına donüştumıek, Bılgıner'ın sıfatlanna uymayan koskoca bıryalan- dır " Bu açıklama da, 21 Aralık gunu "Kenan Işıktan Bılgıner'e yanıt" başlığıyla yayımlanmış Istemeyerek de olsa yaptığımız yanlışlık, doğru bılındığı halde Recep Bılgıner'e fatura edılıvermış. Umanm kı bu çekışme bıtmış olsun Basını kul- lanma alışkanlığının sureklı olamayacağı ve gen te- pebıleceğı de kulaklara kupe olarak kalsın • Bayramınızın ve yenı yılınızın gonlunuzce geç- mesı, acılı gunlenn gende kalmış olması dıleğı ve saygılanmızla [email protected] VEFAT Rahmetlı Ahmet Kemal Akunal ve merhume Ulfet Akunal'ın oğlu, Selçuk Akunal'ın kardeşı, meıtıum Erol Dolay'ın kayınpeden, Aslı ve Zeynep Dolay'ın dedesı, Nılgun Davran ve Gulgun Dolay'ın babası, Fıtnat Akunal'ın eşı, Avukat ÜDÜNDAR AKUNAL24 12 2000 tanhınde hayata goztennı yumdu Cenazesı 26 12 2000 Salı gunu Teşvıkıye Camıı'nde kılınacak oğle namazından sonra, Merdıvenkoy Kabnstanı'na defnedılecektır AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle