Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 ARALIK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA f
17
İ âİş âleminden seslerIşadamlanndan gelen "Ekonomi batt-
yor, Milli Güvenlik Kunılu devreye gir-
sin "gibısinden öneriler, çeşitli senaryo-
lara yol açtı. Kimilerine göre bu çıkışlar;
ıktıdarın ipleri tümüyle uluslararası ser-
mayeye, IMFveDünyaBankası'nakap-
tırması, Türkıye'nin en stratejik kuruluş-
ları Telekom'un, THY'nin, enerji sektö-
rünun, PETKlM'in, TEKEL'in yabancıla-
nn eline teslim edilmesi, ihale sistemi-
nın değiştirilerek yabancı yüklenıcılerin
de devlet ihalelerine girme olanağının
tanınması karşısında ulusal sermayenin
direncinin, bir ulusal bakış açısına ula-
şılması isteğinin simgeleriydi...
Acaba?
Araştırdtk, soruşturduk, iş dünyasını ya-
kından izleyenleri dinledik. Söylenenle-
rı özetleyelim: "İş âlemi, eskisi gibi de-
ğil. Geçmişte, sanayinin önde gidenleri
atacaklan her adımda birbiriehyle görü-
şür, tartışır; zamanı, gelişmeleh gözden
geçirirlerdi. Yapılacak bir açıklamanın o
gün, yakın ya da uzak gelecekte nelere
yol açacağını ölçer biçenerdi. En önem-
lisi, yapılacak girişim ya da verilecek de-
meç tek kişinin ağzından da çıksa, iş
dünyasının ortak görüşü olurdu." Ya bu-
gün? Büyük sanayicilerin geleneğini sür-
dürdükleri iddiasında olanlann bile eski
kılı kırk yaran titizlikten uzaklaştığı kanı-
sıyaygın: "Türkiye'yi, Türkiye'nin çevre-
sini, dünyayıyakmdan izlemiyoıiar. Çev-
relerinde gelişmeieriyorumlayacakkad-
rolardan yoksunlar. S/yasefen ufuklan
dar. Varsa yoksa kendileri ve kendi işle-
ri. Eğer kötüye gidiyorsa işleri, onlara
göre Türkiye de kötüye gidiyor demek-
tir. İşleri iyiyse tam tersi."
İş âleminden son günlerde yükselen
sesler, hiç ama hiç "yurttan sesler" gibi
algılanmamalı. Anlaşılan o ki, yalnızca da-
ra düşenlerin kişisel çığlıklan ile karşı
karşıyayız...
Türk Pariamenterler Bir-
liği, Anayasa Mahkemesi'nin
kerelerce iptal ettıği kıyak
emeklilik yasasını kerelerce parla-
mentodan çıkarma becerisi ile tanı-
nır.
Türk Parlamenterler Birliği, emekli
parlamenterlere 1 milyar liranın üze-
Kıyak rinde emeklilik maaşı ödenme-
sini sağlamakla da ünlüdür.
Aynı Türk Parlamenterler Bir-
liği, dernegin yayın organı "Partamen-
to" deıgisinin 14 yıldır yazıişleri müdür-
lüğünü yapan Sofu Tuğrul'a yasal
kıdem tazminatını ödememekle de
bilinir.
Gilrel kuşatılıyorEti Holding çalışanlan, bor ma-
deninin özelleştirilmesine izin ve-
rilmemesini isteyen açıklamalann-
da şu beliıiemelere yer verdiler:
"Bormaden rezervimiz 660 mil-
yon tondan 2.5 milyar tona çıka-
nlmıştır. Dûnya bor rezervlerinin
yûzde 60'ının Türkiye'de olduğu
tespit edilmiştir. Borihracatı mik-
tarolarak 100 bin tondan 1 mil-
yon 200 bin ton civanna, ihracat
geliri ise 2 milyon 900 bin dolar-
dan 250 milyon-300 milyon do-
laratırmandmlmıştır. 1978'debor
madenleri devletleştirilmeden ön-
ce özel firmalann kıyasıya rekabe-
ti sonucu ton başına 40-50 dolar
olan ham bor maden fiyatı ton
başına 250-300 dolar seviyesine,
rafine bor fiyatı da ortalama 400-
500 dolar seviyesine yükselmiş-
tir. 1978 yılı öncesi yüzde 10 olan
pazar payı miktar olarak yüzde
30-40'a çıkmıştır. özel sektör,
1978 yılı öncesi basit kil yıkama
tesislerinden başka tesis yatınmı
yapamamış iken Etibank bor ma-
dendliğininyapıtdığı Kırka, Emet,
Bigadiç, Kestelek ve Bandırma'da
mllyarlarca dolar yatınm gerçek-
leştirerek bor madenlerinin ham
bor ve rafine bor ürünleri olarak
zenginleştirilmesi ve katma de-
ğeri yüksek ürûnler üretilmesini,
bu vesileyle 10 bin kişinin istihda-
mını sağlamıştır. Yapılan çaltşma-
lar neticesinde Eti Holding AŞ
dünyanın en büyük 2 Hrmasından
birisi haline gelmiştir."
Eti Holding'den sorumlu Dev-
let Bakanı Şükrü Sina Gürei, bu
gerçektere de dayanarak bor ma-
denlerinin özelleştirilmesine kar-
şı çıkıyor. Bu yüzden bor maden-
lerinin özelleştirilmesini isteyen
lobiler Gürel'i hedef alıyoriar. ör-
nek mi istersiniz? TBMM tuta-
naklannı açıp geçen hafta Enerji
Bakanı Cumhur Ersümer'in yap-
tığı konuşmaya göz atalım öyley-
se:
"Madenciliksektörünün tekel-
de toplanması konusunda görüş-
bihiği bulunuyor. Inşallah 57. hü-
kümet bir ilke daha imza atar ve
madencilik bakanlığı kunılur. Ma-
dencilik bakanlığının kunılmasıy-
la sektörün sorunlannın halledil-
mesi konusunda önemli biradım
atılacak."
Ersümer'in demek istediği şu:
Madencilik bakanlığı kurulacak, Eti
Holding Şükrü Sina Gürel'in elin-
den alınarak "sektörün sorunlan
halledilecek", yani borlar özelleş-
tirilecek.
Görünen o ki, Şükrü Sina Gü-
rel kabine içinden ve dışından ku-
şatılıyor...
Babadır. Bir oda, bir sofa evin nüfus çok-
luğunda yoksulluğun ıssızlığını yaşar.
Oftlu lisededir. Kayıt yaptıracaktır, malum
"devleteyükolmak zamanı geçti"ya, kayıt pa-
rası isterler. Zorlanır...
Eşı hastadır, hastaneye götürür, bildik slo-
ganla karşılaşır. "Herşeyidevletten bekleme-
meliyiz artık." llaca, tedavi giderlerine katkı
isterler. Daralır...
Oğlan üniversite yolundadır. Dershane üc-
retleri almış yürümüştür. Bir de sınava girer,
kazanamaz garip... Eli böğründe kalır.
Baba ile oglunun oykusu"Eh, eli biriş tutsun bari" 6er, eşi dostu ara-
yasokar.yokyok.. Kurumuşturortalık. "Dev-
leti zarara uğratıyoriar, arpalıktır" diye diye
kamu kuruluşlan da kapatılmıştır bir bir ya da
özelleştirilip iş sahalan daraltılmıştır. Yüzüne
kapanır bütün kapılar. Beğenmez ne ana ne
baba sözünü, hem de bizzat kendi özünü. Adı
üstünde, delikanlı. Delişmen, başkaldıran...
Baba, kâh dededen kalma partiye verir
oyunu, kâh gençliğinde adını dağa taşa yaz-
dığına... Ne ki, kendilerine umut bağlayanla-
ra, gençlerin özlemlerine kucak açmayan sol-
culuk oynahar, sağcılığın sığ sulannda.
Kitap alınamaz, gazete okunamaz dar evin
dar gelirinde. Bir tek televizyondur dünyaya
açılan pencere. İçinden görmemişlik akan, ya-
şanana yabancı pencere... Celişkiler çelişki-
leri kovalar bin bir uçurumda.
Oğlan, adı üstünde delikanlı, delişmen,
başkaldıran. Babaya öykünmemeli, çevreye
de. Ne yapmalı ne etmeli de baba gibi olma-
malı ya da babayı kurtarmalı?
Umarsızlıkla şiddetin paçal olduğu, bilin-
cin öfke seline yenildiği arkadaş grupçukla-
n; yalnızlığın çogaltıldığı duvartar, yaşama di-
renmeter, operasyonlar, yangınlar ve belki de
ölüm... İçinden insanın geçtiği her olayda bir
öykü vardır. Bir baba ile oğlunun kurgusal, düş-
sel öyküsüdür anlattığımız. Kimbilir, belki de
gerçektir...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
2000 Yılı Devlet Memuru En
Az ve En Çok Yaşlılık Aylıklan
1 Ocak 2000'den geçerlı olarak SSK ve Bağ-Kur'da kat-
sayı ve gösterge sistemi terk edilerek, aylık artışı, 4447
sayılı yasa ile TÜFE'ye bağlandı. 4447 sayılı yasa ile TC
Emekli Sandığı'nca bağlanan emekli, adi malullük, vazife
malullüğü ile dul ve yetim aylıklannın da Ocak 2000'den
geçerli olarak, "Her ay bir önceki aya ilişkin Devlet ts-
tatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel
yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları endeksi değişim
oranınajgöre" belirlenmesi öngörüldü. Ancak bu uygula-
ma, yine 4447 saytlı yasahın 63. rnaddesi ile ertelendi.
Uygulamaya, "Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı iş-
tirakçileri ile ilgili personel kanunlarında gerekli deği-
şikliklerin yapılmasım" izleyen yıl başmda geçileceği
vurgulandı. Böylece, memur emekli aylıklan 2000 yılında
yine, katsayı ve gösterge sistemine göre belirlendi. Ocak
2000'de genel aylık katsayısı 13.810, Temmuz 2000'de
15.760, taban aylık katsayısı ise Ocak 2000 için 88.500,
Temmuz 2000 için de 101.400 olarak saptandı. Aynca, 26
Nisan 2000 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 2000/457
sayılı Kararname Eki ile 1 Şubat 2000'den geçerli olarak
da "Temsil Tazminatı" uygulaması getirildi ve Temsil
Tazminatı göstergeleri de açıklandı. 2000 yılı katsayılan-
na göre devlet memuru en az emekli aylığı:
Memur (2000 Yılı
Aytar
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Hazıran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
Ortalama
Artş
%
15.00
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
14.20
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
29.20
2.43
En Az Emekli
TL
16.379.360
0
0
0
0
0
17.639.200
0
0
0
0
0
33.818.560
2.818.213
Ayfığı)
Yeni
Aylık
124.051.360
124.051.360
124.051.360
124.051.360
124.051.360
124.051.360
141.890.560
141.890.560
141.890.560
141.890.560
141.890.560
141.890.560
1.596.651.520
133.054.293
657 sayılı Devlet Memurlan Yasası kapsamında görev
yapan ve özel statüdeki en yüksek devlet memuru, başba-
kanlık müsteşandır. Temsil Tazminatı ve Makam Tazmi-
natı ile birlikte sosyal güvenlik kurumlan kapsamındaki
çalışmaları toplamı 50 yıl olan ve TC Emekli Sandı-
ğı'ndan emekli olan bir başbakanhk müsteşarının, Aralık
2000'de alacağı emekli aylığı yüzde 100 oran üzerinden, 1
milyar 78 milyon 520 bin liradır.
Genel statüde yer alan devlet memurlanndan en yüksek
emekli aylığını, sağlık hizmetleri sınıfında görevli doktor-
lar, eczacılar ve biyologlar ile teknik hizmetler sınıfında,
mimarlar, mühendisler, şehir plancılan ve bölge plancılan
almaktadır. Bu görevlerden emekli olanların aldığı en
yüksek emekli aylıklan:
Memur (2000 Yılı En Çok Emekli Aylığı)
Doktor-Eczacı-Mühendis-Mimar (Genel statüde yer alan)
Aylar
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Hazıran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekım
Kasım
Araiık
Toplam
Ortalama
Artış
%
15.04
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
14.16
0.00
0.00
0.00
0.00
0.00
29.20
2.43
Yeni Aylık
30 Yıl (% 80)
269.111.600
269.111.600
269.111.600
269.111.600
269.111.600
269.111.600
307.433.600
307.433.600
307.433.600
307.433.600
307.433.600
307.433.600
5.400.271.200
288.355.933
40 Yıl (% 90)
302.750.550
302.750.550
302.750.550
302 750.550
302.750 550
302 750.550
345 862 800
345.862.800
345 862 800
345 862.800
345 862 800
345.862.800
3.092.005.100
324.400.425
50 Yıl (% 100)
336.389.500
336.389.500
336.389.500
336.389.500
336.389.500
336.389.500
384.292.000
384.292.000
384.292.000
384.292.000
384.292.000
384 292.000
4.025.005.000
360.444.917
HAYVANLAR İSMAIL GÜLCEÇ igulgecCayahoo.com
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(d turk.net
KEDİ LEVO APTÜÜKA
/ LKTMAMERİKA 'ûA
i YİLLAR Ö SW ŞAHSIY/Z .BO&/&? \
"BAŞARILI MAMAi^AKSA I
İMANDIRICIUKLAR! KALMA2./
YAHi BU SEFER ÎMF BAŞA-
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 25Arahk
CHRISTMAS'IN KÖKENİ
GÜUÜ OIAKAK tUmAMAKTAD/K. HO£L AMLAMINOAIÛ Su
AD, İH6İU2C€D£, 'CH&Sr'S H1Asf(İ£A İÇIkl YAP1LAH tUU-
S£ AYİUİ') 'MN G£LM£IG~Et>lg. MRiSTirAHLARtN eûYÜKi
ÇPİlMiMĞU, 2SAKAUĞI İSA PEYGAMSE&M DOĞUM GÜUÜ
OLAfAk. KABUL 67*f/fT/«. AUCAK, CHOSTtMS Gei£NEIO£-
Rİ V£ ÖZEU.İKLE D£ CHRlSnMS A&ACl OLGUSU, HIBİS-
TİYfiMLIKTAN DA ÖNC£*-i ÇAĞLARA OAYANHMtLTADIR.KD-
KENİNE imU>İ6IN0e,eS)a ROMA ZAtAANIHJA VBÖTB-
SİHE UZAMMAZTACHe. ROMA TARlM TANRISl SAriJRM
İÇıU OÛZEULEHEU «SATÜBNAUA* FESnVAj.1", &(JNE$İU
GÛCÛUÛ YEUILEMESl D'LBSİYLE YAPHJRl». A£AÇ SE-
LBNE6İ Oe BU F£SmmLLE il£lÜYOi- CjHBıSnuAS'l/J
SSMBOLÛ OLAN A/OeL BABA tSE-,ANADOLU'OA OO&OP
Ç , İyiÜICLE&YLE TTHAJtAİMlÇ BİH
AYDIN 2. ASLİYE HUKUK (TİCARET) HÂKİMLİĞl'NDEN
DosyaNo: 1998/298
Davacı vekili (Baykent Konut Yapı Koop. adına dava açmaya yetkili deneticiler Zafer ve Mehmet Erel) Av. Erdinç Tekeli tara-
fından davalılar Osman Yılmaz, M. Ümit Öktenoğlu ve Cemil Barbol aleyhlenne açılan alacak davasında;
Davalı Osman Yılmaz'ın adresi tûm araştırmalara rağmen tesbit edilemediğinden davacı vekili tarafından açılan ve daha önce
Türkiye gazetesinin 23.7.1999 tarihlı nüshası ile dava dilekçesi ilanen tebliğ edilmış olup 7.6.2000 tanhb yenıleme dilekçesi ile
davasını yenılediğınden davalı Osman Yılmaz'ın dunışmanın bırakıldığı 12.3.2001 günü saat 9'da mahkemede bizzat hazır bu-
lunması veya kendisıni bir vekılle temsil ettinnesi, hazir bulunmadığı ve kendısıni bir vekılle temsil ettırmedığı takdırde
HUMK.nun 213. maddesi gereğince yargüamanın yoklugunda devam edeceği ve hûküm vehleceği hususu teblıgat yenne geçer-
li olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 77468
GÖRÜŞ
nm
KEMAL KILIÇDAROGLU • „
Faturayı Khı Ödeyecek?
Anayasa Mahkemesi bir kararında, sosyal
güvenlikle bağlantılı olarak sosyal hukuk dev-
letini şöyletanımlar: "Sosyal hukuk devleti, güç-
süzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek
eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal den-
geyi sağlamakla yükümlü devlet demektir.
Sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisin-
de yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kav-
ramlardan birisidir..." (E. 1988/19, K. 1988/33,
KararTarihi 26.10.1988) Anayasa Mahkeme-
si'nin bu tanımı, aslında tüm çağdaş ülkeler
için geçerli olan birtanımdır. Çünkü sosyal dev-
let, bireyin onuru ve kişiliğinin geliştirilmesi içi
kaçınılmaz olan ekonomik, sosyal ve kültürel
olanakları sağlayan devlettir. Bizim anayasa-
mızın 60. maddesinde yer alan "Herkes, sos-
yal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu gü-
venliği sağlayacak gerekli tedbiheri alır ve teş-
kilatı kurar" ilkesinin temel mantığı da budur.
Kaldı ki bu çerçevede Türkiye pek çok ulus-
lararası anlaşmayı imzalamış ve parlamento-
dan geçirerek yürürlüğe koymuştur.
Ancak yasalar ne derse desin, sonuçta
önemli olan uygulamalardır. Hükümetlerin
sosyal hukuk devleti anlayışı, izledikleri eko-
nomik ve sosyal politikalarla somutlaşır.
Türkiye'de yaşanan ve maalesef gittikçe de-
rinleşen gelir dağılımı çarpıklığına baktığı-
mızda tabloyu daha net görürüz. özellikle
1980 sonrası izlenen ekonomik ve sosyal po-
litikaların, Anayasa Mahkemesi kararlarında
tanımlanan sosyal hukuk devletiyle pek de
bağdaşmadığını görürüz. Çünkü, 1980 son-
rasında ülke, birticari işletme gibi algılanmış
ve ekonomik kararlarda bu anlayış hâkim ol-
muştur. Bu anlayışın doğal sonucu olarak da
orta sınıf yok olmuştur. Oysa 1980 sonrasın-
da iktidara gelenler "orta direği" güçlendir-
meyi amaçlamışlardı. Ama geçen sürede, bı-
rakınız orta direği güçlendirmeyi, ortada di-
rek bile kalmadı.
O kadar ki, oluşturulan vergi sistemiyle,
asgari ücretli vergi verirken trilyonlarca lira ge-
lir elde eden rantiye tümüyle vergi dışı bıra-
kıldı. Böylece düşük gelirlilerden alınan ver-
gilerle yeni ve oldukça güçlü bir rantiye sını-
fı yaratıldı. örneğin 2000 yılında toplanan
vergilerin yüzde 88.1'i faiz olarak rantiyeye
ödendi. Bu rakamın 2001 yılında yüzde 52.5'e
düşürülmesi öngörülmüştür. Bu mali yapı,
sosyal devlet olgusunu ciddi biçimde yara-
lamıştır.
Bu anlayış sadece vergi politikasıyla sınır-
lı kalmamıştır. Diğer alanlarda da kendini gös-
termiştir. örneğin bugün devlet en çoktaşe-
ron işçi çalıştıran kurumdur. Binlerce işçi, gü-
vencesiz ve asgari ücretle çalıştırılmaktadır.
Özelleştirmenin sosyal boyutu hemen he-
men hiç düşünülmemiş, özelleştirme sonu-
cu binlerce işçi işinden olmuştur. İşçi emek-^
lilerinin refahtan pay almaları bile yasayla en-'
gellenmiştir.
Bu konuda verilebilecek son örnek ise hü-
kümetin yeni belirlediği asgari ücrettir. Söz-
de 4 kişilik bir aile, ele geçen net 102 milyon
lira ile geçinecek. Bunun mümkün olmadığı-
nı bu ülkede yaşayan herkes biliyor. Ama or-
tada bir gerçek var. Yıllardır izlenen yanlış po-
litikaların faturasını birileri ödeyecek. Işte o
birileri de yine sabit ücretli ve dar gelirliler ola-
cak. Çünkü IMF böyle istiyor.
•vO
•İ
im
&H
,v.t-
nffe
•*?
VAVEK Başkanı
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Suya, ya-
pının üst kat-
lanna çıkacak
basıncı veren
depo. 2/ Gü-
zel kadın...
Kızlıkzan. 3/
Türk müzi-
ğinde bir di-
zinin işleniş
biçimine ve- 8
rilenad... "—
- Gardner":
ABD'li aktris. 4/
Ağır kokulu bir 1
gaz... Kira. 5/ Ban- 2
kacılıkta, bir hesap- 3
tan diğer bir hesaba 4
para aktanlmasına
verilen ad. 6/ Gü-
ven... " — Kuyru-
ğu": Aziz Nesin'in
öykükitabı. 7/Çocu- 8
ğun eğitim ve öğre- 9
timiyle ilgili erkek bakıcı... llkel benlik. 8/ Alf-
red Hitchcock'un tanınmış bir filmi... Güney
Amerika'nın tropikal ormanlannda yaşayan,
tavuğa benzer bir kuş. 9/ Koroner damarlan ge-
nişletici ilaç.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kanın pıhtılaşmasındaki bir bozukluğa bağ-
lı kalıtımsal kanama hastahğı. 2/ Az sözle çok
şey anlatma... Parayla oynanan oyunlarda kâr ve
zarar olmadığını belirtmekte kullanılan sözcük.
3/ Küçük demiryolu. 4/ Bir parçanın canlı ça-
lmacağmı anlatan müzik terimi. 5/ Elektrik di-
renç birimi... Eski Mısır'da güneş tannsı... Vi-
layet. 6/ Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmak-
ta kullanılan deyim sözü... Kaçınma, sakınma.
7/ Asma kütüğü... Dansta erkeğe eşlik eden ka-
dın. 8/ Yumurta ve irmikle yapılan bir tatlı... Bir
soru eki. 9/ Bir meyve... Veba hastalığma veri-
len bir başka ad.
f.S'Y
Am
Romanlannız ve
ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel: 554 08 04
1974 yılında
Şanlıurfa Meslek
Lisesi'nden
aldığım diplomamı
kaybettim.
H. İBRAHtM BARLAS
f