23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13ARALIK 2000ÇARŞAMBA HABERLER yükümli taşıyor Bakû-Ceyhan'a iiçlii sigorta• Projenin güvenliği için 10 karakol kurulacak, 20 milyon dolar harcanacak. Yıllık geçiş ücretinden 35 milyon dolar kazanılacak. Kamulaştırma için 99 milyon dolar harcanacak. Firmalar 2.5 milyar dolarlık yatırmı yapacak. BÜIJENTSARIOĞLU ANKARA - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı CumhurEr- sümer, Bakû-Ceyhan protoko- lünün aynntılanna açıklık ge- tirdi. Ersümer, Meclis'te onay- lanırken protokolün sonuna ek- lenen Ev Sahibi Ülke (EÜA), Anahtar Teslün ve Hükümet Garantisi anlaşmalannın yatı- nmcüara tanınan özendirici ko- şullar için Türkiye-Azerbay- can ve Gürcistan'a ortak so- rumluluk yüklediğini bildirdi. Ersümer, projenin güvenliği için 10 karakol kurulacağım ve 20 milyon dolar harcanacağını kaydetti. DYP Ankara Milletvekili Saf- fet Ankan Bedük'ün soru öner- gesini yanıtlayan Enerji Baka- nı Ersümer, Bakû-Ceyhan pro- tokolü ve projenin geleceğiyle ilgili şu bilgileri verdi: Yatınmcı gfivencesi: Bakû- Tiflis-Ceyhan anlaşmalar pa- ketine, EUA, Anahtar Teslim ve Hükümet Garantisi anlaşmala- nnın imzasız, boş formatlan eklendi. Bu, projenin gercekleş- tirilmesi açısından üç taraf dev- let için de hayati önem taşıyor. Böylece her bir devletin yatı- nmcılara sağlayacağı imkân- lann, diğer devletlerce de mü- zakereyle kabul edilenlerden çok farklı olmaması sağlanmış bulunmaktadır. Muhtemel yatınmcılarla da- ha sonra imzalanacak anlaşma- larda yatınmcı için öngörülen cazip koşullan, her bir devle- tin diğerine karşı bir uluslara- rası yükümlülüğü olarak üst- lenmesi sağlanmaktadır. Devletlerin herhangi birinin yatınmcılara sağlamayı taah- hüt ettiği koşullan sağlamaktan daha sonra herhangi bir neden- le imtina etmesi ihtimalinde, yalnızca yatınmcı değil, diğer taraf devletler de devreye gire- bilecek ve bu devlete karşı ulus- lararası mekanizmalan işlete- bilecektir. Taraf devletlere bir de ulus- lararası hukuk yükümlülüğü yüklemek suretiyle riski as- gariye indirmek hedeflenmiş- tir. Son derece güvenli, cazip ve teşvik edici koşullar içe- ren birhukuki atmosfer yara- tılmaktadır. Vergi ve masraflar: Azerbay- can, Türkiye ve Gürcistan'dan farklı olarak "etde edflen kazanç flzerinden kâr vergisi" siste- mini sürdürmeyi tercih etti. Gürcistan ve Türkiye ise yatı- nmcı beyanına tabi olmaksızın hattan aİcan her varil petrol ba- şına sabit gelir elde etmeyi ter- cih etmiştir. (Yılda 500 bin va- ril petrol geçişi üzerinden va- ril başına 20 cent. Toplam 35 milyon dolar.) Güvenlik için ana harcama kalemleri; güven- lik yolu, karakollann yapımı, tefrişi ve bakım-onanm mas- raflandır. 20 yılda 47 milyon dolar Irak-Türkiye hattı ağırhklı olmak üzere diğer ham petrol ve doğalgaz hatlannı da içe- recek şekilde yapılan tüm har- camalann toplamı 20 yılda 47 milyon dolar civannda olmuş- tur. Bakû-Tiflis-Ceyhan'ın gü- venliği için 8-10 adet jandar- ma karakoluna 5-6 milyon do- lar, teçhizat ve donanım için 12 milyon dolar, bakım-ona- nm için 1.5 milyon dolar har- canacak. Bu masraflar kolay- lıkla taşıma gelirinden karşı- lanabilecek. Kaldı ki yatınmcı 2.5 mil- yar dolan boru hattına yatır- dıktan sonra, öncelikle kredi- lerin geri ödenebilmesi ve son- ra da kâr amacıyla boru hat- tını tam kapasite ile çalıştıra- bilmek için elinden gelen her türlü çabayı gösterecektir. Bir süre sonra da nasıl ka- pasite arttmmı yapılabileceği konusunda görüşmeler başla- yacaktır. 99 milyon dolar kamulaştır- ma bedeli, açılacak davalarda gerçekleşecek ilave fiyat artış- lan dikkate alınarak belirlendi. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETj ODUU.ERI TGC Başkanı Nail Güreti, Sedat Simavi dönemindeki özgûn basm sermayesinin yerini, utcki sektörierie entegre medya sermayesmin aldığuu söytedl (KADER TUGLA) SimcMİkliilleiisıüupleiini buldu Istanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) kurucu başkanı Sedat Simavi adına verilen ödüller sahiplerini buldu. TGC Başkanı Nafl Güreti, Sedat Simavi dönemindeki özgün basm sermayesinin yerini, öteki sektörlerle entegre medya sermayesinin aldığını, dünyadaki kaçınılmaz değışıme koşut olarak, Türkiye'de de medyanın büyüdüğünü ve güçlendiğini söyledi. TGC'nin The Marmara Oteli'nde 24'üncüsü düzenlenen "Sedat Simavi ÖdüDerT töreninde konuşan TGC Başkanı Nail Güreli, • Sedat Simavi ödüllerinde bu yıl, Gazetecilik Ödülü 'Sözün Bittiği Yer' adh eseriyle Coşkun Aral'a, Televizyon Ödülü 'Osmanlı Devleti'nin Doğuşu' adh programlanyla Neşe Sansoy Karatay ve Zafer Karatay'a verildi. Edebiyat Ödülü'nü 'Don Kişot'tan Bugüne Roman' eseriyle Prof. Dr. Jale Parla kazandı. Sedat Simavi 'nin, toplumsal yanı önde gelen bir gazeteci olduğunu belirterek özetle şunlan söyledi: "tnsan haklan kuşaktan kuşağa getişip değiştL Dün lnsan Haklan Evrensel BUdirgesi'nin kabulünün 52. yıldönümüydü. Ve Türkiye'de, temel insan haklanndan olan yaşama hakkının sınınna, ölümün eşiğjne gebniş cezaevlerindeki insanlann yaşama hakkının, vatandaşı oJduklan devlet tarafindan korunup korunamadığı tarüşıhyor.'' 9daldaödûl Bu yıl, Gazetecilik Ödülü «Sözün Bittiği Yer" adh eseriyle Coşkun Aral'a. Televizyon Ödülü "Osmanlı Devleti'nin Doğuşu" adh programlanyla Neşe Sansoy Karatay ve Zafer Karatay'a verildi. Edebiyat Ödülü'nü "Don Kişot'tan Bugüne Roman" eseriyle Prof. Dr. Jale Parla, Sosyal Bilimler ödülü'nü "Osmanlı Bankası Tarihi" adlı eseriyle Prof. Dr. Edhetn Ekiem aldı. Fen Bilimleri Ödülü de "Süpersimetrik Fazlann Nötr Higgs Sektörüne Etküeri" isimli eseriyle Doç. Dr. Durmuş AJi Demir ve "Sonsuz Boyutlu Bir Disk ve Grassmannyan Üzerinde Klasik Mekanik \e Geometrik Kuantizasyon" adlı eseriyle Doç. Dr. Osman Teoman Turgut'a verildi. Sağlık Bilimleri Ödülü'nü ise "Anadohı'da Bulunan Antik Tıp AtetierT eseriyle Prof. Dr. ÜterUzelıle a Bosentan Aminoguanidin ve L- Kanavanin'in Endotoksemik Farede Mezenterik Kan Akunı, Dalak ve Karaciğere Eddleri" adlı eserleriyle Doç. Dr. Alper B. Iskit, Doç. Dr. Ayşe Arru Sungur. Doç. Dr. Gökhan Gedikoğiu, Doç. Dr. Mustafa Oğuz Güç aldı. Görsel Sanatlar Ödülü'nü "GaleriBinyılSergisrile Prof. Dr. Devrim Erbil alırken Spor Ödülü de olimpiyatlarda halter dalında şampiyon olan Halil Mutiu ile güreş dalında şampiyon olan Hamza Yerlikaya'ya verildi-. Aylık denetimler sürecek 24 su firmasından 20'si yeniden açıldı İstanbul HaberServisi-Istan- bul'un içme suyunun önemli birkısmını karşılayan 19 litre- lik polikarbon ambalajlardaki kirlilik tartışmasıyla birlikte kapatılan fırmalar birer birer yeniden açılmaya başlandı. Böylece, ll Sağlık Müdürlü- ğü'nün denetimleri sonucu fa- aliyeti durdurulan 24 fırmadan 20'si yeniden açıldı. ll Sağlık Müdür Yardımcısı Zafer Çag- lar, kirliliğin kaynaklarda de- ğil, dolum ve ambalajlama sı- rasında çıktığı için firmalann kendini düzeltmesinin kısa sür- düğünü söyledi. tstanbul'da su numuneleri- tıin ikinci kez yapılan analizle- rinde kirlilik göstergesi ya da aktifklora rastlanmayan 20 fir- maya, yeniden faaliyete devam izni verildi. tl Sağlık Müdürü Osman Karaaslan yaptığı ya- zılı açıklamada, çevre ekiple- rince 26-29 Kasım tarihleri ara- sında kente su veren kaynaklar ve bunlann satış istasyonlan- na yönelik denetimler yapıldı- ğını anımsattı. Denetimler so- nucu 1 Aralık'ta 8,5 Aralık'ta ise 16 firmanın faaliyetlerinin durdurulduğunu belirten Ka- raaslan, bu firmalardan alınan ikinci numunelerin inceleme- lerinin bir kısmının da tamam- landığını kaydetti. Zafer Çağlar ise kirliliğin kaynaklarda değil, dolum ve ambalajlama sırasında görül- düğüne dikkat çekti. Kaynak- lann temiz olduğu kesinleşme- den ruhsat alamadıklannı be- lirten Çağlar, "Beffibir dûzene uyduklan zaman hepsi temiz çtkacakür" dedi. Çağlar ayn- ca, aylık denetimlerinin devam edeceğini vurguladı. Temize çıkan firmalar İkinci su numunelerinin ana- lizleri sonucunda, herhangi bir kirlilik göstergesi ya da aktif klora rastlanmayan 20 firmanın isimleri şöyle: "Kırkpmar,Can Pınar, Gümüş Pınar, Şadırvan, Mispak, Mercan, ErSu, Çoban Pınar, Dumlupınar, Akua, Baş- pınar, Akasya, Kuzey Kaynak, KfimerKa\Tiak,Sırmak£ş,Hün- kâr, Sırma Kaynak, Kıîm Su, HamidiyeveYalıSu" IFRC Deprem kurbanlan için bağış isteSi EMtNE KARAKTTAPOĞLU CENEVRE- Marmara ve Düzce depremlennın üze- rinden 1 yıldan fazla zaman geçmesine karşın, 38 bin ki- şinin, bir bşı daha çadırlar- da geçirmeye hazırlanması, dünya kamuoyu tarafindan endişeyle izleniyor. Ulusla- rarası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu IFRC'nin ön- ceki günyapnğı yardım çağ- nsıyla gözler, bir kez daha Türkiye'deki depremzede- lerin sefaletine çevrildi. IFRC, durumun vahametine dikkat çekerek zengin ülke- leri, depremzedelerin gerek- sinmelerinde kullanılmak üzere 21.5 milyon dolar yar- dım yapmaya çağırdı. Merkezi Cenevre'de bulu- nan örgüt, 81 ülkede sürdür- düğü insani yardım operas- yonlarında 355 milyon do- lara gereksinimi olduğunu açıklarken paranın en bü- yük kısmının, Türkiye'deki depremzedeler için ve Yu- goslavya'da kullanılacağını bildirdi. Zengin üDcelere yap- tığı bağış çağnsında, Tür- kiye'deki iki büyük depremin ardından 1 yıl geçmesine karşınhâlâ 38 bin insanm ça- dırlarda yaşadığına dikkat çeken IFRC, fıziksel ve psi- kolojik olarak sakatlanan yüz binlerce insanın da, nor- mal yaşama dönmesi için yardiına gereksinmesi oldu- ğunu vurguladı. IFRC tarafindan yapılan açıklamada, Türkiye içinay- nlan paralann, özellikle ya- pı, psikolojik destek ve ül- keninyeni bir felakete hazır- lanması programlarmdakul- lanılacağı beürtihyor. Okmeydanı'nda polisin açtığı ateş sonucu 3 gün önce öldürülmüştü Ozkan Tekin toprağa verildi İstanbul Haber Ser- visi-Okmeydam'nda 3 arkadaşı ile duvara F tı- pi cezaevlerini protesto eden yazılar yazarken kendilerine müdahale eden polisler tarafindan öldürülen Özkan Tekin (21), ÛcitelliCemevi'nde düzenlenen törenin ar- dından Kanarya Mezar- lığı'nda toprağa veril- di. Cenaze töreninde gü- venliği ise Çevik Kuv- vet Şube Müdürlüğü po- lislerinin gösteride ol- ması nedeniyle Yunus adı verilen motorsiklet- li polisler, karakol, tra- fik polisleri ve sivil po- lisler sağladı. Adli Tıp Kuru- mu'ndan ailesi tarafin- Ikitelli Cemcv i'nde düzenlenen törenin ardından Kanarya Mezzarhğı'nda topra- ğa verilen Tekin'in cenaze töreninde güvenliği Yunus adı verilen motorsikletli po- lisler, karakol, trafikpoGslerivesivil polisler sağladL(Fotoğraf: KAAN S A G A N A K ) dan alınan Özkan Tekin'in ce- nazesi, konvoy eşliğinde Iki- telli Cemevi'ne götürüldü. Ce- mevi'nde Tekin'in cenazesi kı- zıl bayrağa sanldı, daha sonra oluşturulan kortejle grup, Ka- narya Mezarlığı'na doğru ha- rekete geçti. Mezarlığa giden cenaze arabasmın önü, hızlı gitmemesi içinbir grup tarafin- dan kesilirken arabayı kulla- nan şoförün ağladığı görüldü. Cenazeye katılanlar kısa bir bekleyişin ardmdan İETT oto- büsleri ile Kanarya Mezarlı- ğı'na gittiler. Grup mezarlıkta, "lçerde,dı- şardahücreleriparçala". "Öz- kan Tekin yaşıvor, MLKP sa- vaşıyor", K Bedel ödedik, bedel ödeteceğjz", "Yaşasm siper yot daşlığı" sloganları atarak MLKP pankartı açtı. 4 kişi gözaltmda İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Mezarlıklar Müdürlü- ğü'nün görevlendirdiği imamın mezarlığa girmemesi üzerine Tekin'i ailesi ve arkadaşlan top- rağa verdi. Ailenin iste- ği üzerine getirilen baş- ka bir imam, Tekin için dua okudu. Mezarhkya- kımnda pankart açan 4 kişi ise polis tarafindan gözaltına alındı. Cenazede güvenliği ise motorize polis ekip- leri, trafik, karakol po- lisleri ve sivil polisler- den oluşturulan yakla- şık bin kişilik polis gü- cü sağladı. Çevik Kuv- vet Şube Müdürlüğü ekiplerinin cenaze tö- renine katılmaması dik- kat çekti. SlP'teıı açıklama Sosyalist Iktidar Par- tisi'nden (SİP) yapılan açıklamada, Özkan Te- kin'in Okmeydanı'nda polis kurşunu ile Cafer DereK'nin ise Hollanda'da "sivfl faşistier" tarafindan öldürüldüğü belirti- lerek "Kamuoyu nezdinde iyi- ce haksızduruma düşen devlet güçlerinin, bu durumu değiştir- mek için türlü planlar uygula- maya koyacağı anlaşümakta- dır" görüşüne yer verdi. GÖRÜŞ Prof. Dr. İBRAHİM Ö. KABOĞLU* •• Tam on yıl önce biryasa ile kurulan (5.12.1990) TBMM lnsan Haklan Inceleme Komisyonu (İHİK), 1 Mart 1991 'de faaliyete başladı. 1982 Anayasası döneminde yapılan yaşama seçim- leri arasında 1991 seçimleri, yeni bir anayasa ve kurum- sal yapılanma yönündeki arayışlan en ileri ve somut ola- rak yansıtan bir kampanya ile noktalandı. Demokratik- leşme ve liberalleşme bakımından en önde gözüken DYP ve önderi Demirel, bu bağlamda, "Insan Hakları 8a- kanlığrnın kurulması ve karakollann saydamlaşmasını slogan haline getirmişti. 21 Kasım 1991'de kurulan DYP-SHP koalisyon hü- kümet programında lnsan Haklan Bakanlığı'nın kuru- lup örgütlenmesi, bu konuda ilgili yasa yüruriüğe ko- nuncaya kadar bir devlet bakanının insan haklan ile gö- revlendirilmesi öngörülmüştü. Bu amaçla hazırlanan "insan Haklan Bakanlığı'nın Teşkilât ve Görevleri Hak- kında Kanun Tasansı", TBMM'de özellikle DYP kana- dının isteksizliği ve engellemeleri sonucu yasalaşama- dı. Bunun üzerine, 2. DYP-SHP Hükümeti, lnsan Hak- lan Bakanlığı (İHB) yerine Kanun Hükmünde Kararna- me (KHK) ile "lnsan Haklan Teşkilâtı"n\ kurdu (6 Eylül 1993). Anayasa Mahkemesi, bu kararnamenin dayana- ğını oluşturan Yetki Yasası'nı iptal ettiğinden, söz ko- nusu örgütlenme gerçekleşemedi. Bundan böyte hü- kümetler, daha çok genelge yoluyla insan haklan ala- nında dantşma niteliğinde birimler oluşturmayı yeğle- diler. Aradan 8 yıl geçtikten sonra aynı araç kullanıldı ve sontıç değişmedi: "lnsan HaklanBaşkanlığı"nm ku- rulmasına ilişkin KHK'nin dayanağını oluşturan Yetki Yasası, Anayasa Mahkemesi'nce ıptal edildi (5.10.2000). 199O'lı yıllann başında, insan haklannı korumak ama- cıyla mevcut siyasal ye idari hiyerarşık yapı dışında özerk ve uzman bir birim oluşturma yerine hükümetle- rin bakanlık kurma yönündeki tercihı, eleştiri konusu ol- du. Bakanlık biçiminde siyasal- idari örgütlenmenin ye- rinde olmadığı, etkili olamayacağı ve hatta sakıncalar yaratabiteceği vurgulandı. Tercih edilen yapılanma bi- çiminin isabetli olmayışı bir yana, anayasal düzenleme konusu olması gereken insan haklan koruma aygıtının genelgelerle kurulmaya çalışılması, hükümetterin konu- ya, "o/sa da olur, olmasa da" zihniyetiyle yaklaştıklan- nı göstermekteydi. Kısacası, 9O'lı yıllann siyasal istikrarsızlık ortamında hep ikincil konuma itilen insan haklan, evrensel bir de- ğer olarak benimsenmekten çok, "marjinalleştirme ve siyasallaştırma" aracı oldu. TBMM İHİK ise ilk yıllarda daha çok insan haklan ih- lalleriyle ilgili kendisine yapılan şikâyetleri kabul eden birim olarak çalıştı. Kuruluş Yasası doğrultusunda ça- lışması, daha çok son iki yılda özellikle karakollarda ve cezaevlerinde yaptığı denetimler ve yayımladığı rapor- laria gerçekleşti. İHB de, önceki dönemlere göre özellikle son iki yıl- dır daha gerçekçi bir yaklaşım ortaya koyarak somut çalışmalar yapmaya başladı... Doğru tanı-açık söyiem İHİK ve İHB'nin kurucu babaları ya da öncüleri baş- ta gelmek üzere devlet ve siyaset adamlannın sürege- len ortak söylemi şu oldu: "Ulkemizde insan hakları ih- lalleri var, ama başkalarında da var; insan haklanna saygıyı Batı istediği için değil, insanımız buna layık ol- duğu için sağlayacağız; işkence var, ama bunlar mün- ferit hadiselerdir; idam cezasının kaldmlmasına halkı- mız henüz hazır değil..." Söylemin anlamı şu: "hak ve özgüriükler insana içkin değerler değildir." fnsan haklan sorunlanna doğru tanı koymaktan sürek- li kaçışı ve çözüm yollannı geliştirmeyerine savunma ha- linde olmayı öne çıkaran yaklaşım, Türkiye'de insan hak- lan politikası oluşturuimasını da engellemiş bulunuyor. Bir yandan, İHlK'nin değinilen raporlan ve İHİK Baş- kanı Sayın Pişkinsüt'ün söylemi; öte yandan, İHB'den sorumlu önceki bakan Sayın Irtemçelik'in 14 Ekim 1999'da sivil toplum örgütleriyle toplantı bağlamında oluşturduğu söylem, isabetli çözüm yollan için doğru ta- nı anlamına geliyordu. Çünkü Türkiye'de insan haklan ih- lâllerini ve sorunlannı, azımsamadan, birilerini ürkütme endişesi taşımadan ve örtbas etmeden açık bir dille or- taya koymakta idiler. Yaşama ve Yürütme düzleminde bu şeklide açık bir iradenin ortaya çıkması önemli bir baş- langıç oluşturabilirdi, hatta bir dönüm noktası. Değinilenler, yürüriükteki mevzuat çerçevesinde bi- le pariamento üyelerinin kararlı tavıriannın olumlu so- nuçlar doğurabileceğini ortaya koymuş bulunuyor. Bu yöndekı çabalar, ulkemizde insan haklanna saygı yo- luyla devletin variık nedenini sorgulama konusu olmak- tan çıkarmayayönelikti aynı zamanda. Zira, kişi güven- liğini sağlamak ve yaptınm uygulamak, devletin variık nedeni ise cezaevi olaylan ve işkence, devlet otoritesi- nin sona erme eşiğini ifade eder. Bu nedenle, söz konusu cezaevi raportan, gereği için başta hükümeti, düzenleme için pariamentoyu hareke- te geçirmeltydi. Yargı karartan için de kanrt olarak önem- li dayanaklardı. Gerçekten, hukukun öneminin (Cum- hurbaşkanı öncülüğünde) yeniden kavranmaya baş- landığı 2000 yılında, doğru tanı ve içten söylem, insan haklannı iyileştirme politikasına ivme kazandırabilirdi. Zi- ra, Türkiye'de insan haklan, ne bir anda ne de belli mevzuat değişiklikleriyle değil, ancak belli bir evrim sü- recinde iyileştirilebilir. Konuya duyariı siyasetçilerin, ay- dınlann, uzmanlann, sivil toplum örgütlerinin, emekçi- lerin ve işverenlerin bir ortak değer olarak insan hakla- n küttürü oluşturma yönündeki sürekli çabalanyla. Insan haklan ihlâllerinin en aza indirilmesinde içten- lik şu sorularda ve yanrtlannda saklı: - On yıl önce hükümetler niçin uzman ve özerk bi- rimlerie değil de siyasal ve idari nitelikte kuruluşlaria işe koyuldular? Insan haklan sorununa gerçekçi tanı ve çözüm yolları karşısında, merkezi otorite müdahale edemeyeceği için mi? - Yine aradan uzun bir zaman geçmiş olmasına kar- ştn neden yasa yerine KHK yolu kullanıldı? Konu "Jvedi" idiyse neden sekiz yıl beklendi? Yoksa milletvekillerinin çoğunluğu insan haklannı ivedi sorun olarak görmedi mi? Türi<iye'de insan haklanna saygı, bu yönde irade sa- hibi siyasetçilerin çoğalması ile sağlanabilir, yoksa so- runu çözmek için kararlı bir tuturm sergileyenleri harca- makja değil. Bütün sorun, en temel insan haklan ihlâl- lerini ortadan kaldırma konusunda içten olup olmama noktasında toplanmaktadır. * Marmara Üniversitesı Hukuk Fakültesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Personel taşıma ihalesi yine Albayraklar'ın İstanbul Haber Servisi - Fazilet Parti'li (FP) is- tanbul Büyükşehir Bele- diyesi'nin "kadrolu fir- ması" niteliğindekı Al- bayraklar, bu yıl da bele- diyenin personel taşıma ihalesini aldı. FP'li İstanbul Büyük- şehir Belediyesi'nin per- sonel taşıma ihalesini yi- ne Albayraklar Turizm AŞ aldı. Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde al- dığı ihalelerle büyüyen Albayraklar şirketi, dün belediye encümeninde 3 parça halinde yapılan personel taşıma ihalesi- ni yüzde 7.5 indirimle yeniden kazandı. Albay- raklar, 63 hattan oluşan bölüm için 1 trilyon 60 milyar liralık, 77 hattan oluşan bölüm için 1 tril- yon 30 milyar liralık, 87 hattan oluşan bölüm için 910 milyar liralık olmak üzere toplam 3 trilyon li- ralık ihaleleri aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle