Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ARALJK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Af için gözler Sezer'deANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eşit-
lik ve nesnelliğe aykınlık gerekçesiyle
önemli açmazlar içeren şartlı salıverme ya-
sası için gözler Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e çevrildi. Anayasa Mahke-
mesi'nüı daha önce şartlı salıverme konu-
sunda iptal karan verdiği ve Sezer'in de im-
zasıru taşıyan 1991 tarihli kararda belirti-
len eşıtsızlık gerekçelerinin, bu yasada da-
ha geniş ve belırgin olduğu savunuldu.
DYP Grup Başkanvekili Turhan Gûven,
yasanın Cumhurbaşkanı 'ndan dönmesine
büyük olasılık tanıdıklannı belirterek "Za-
ten kendisi hukukçu. Enine boyuna incele-
meden bırakmaz. Hukukçu olmanın ver-
miş olduğu hassasiyet var" dedi.
23 Nisan 1999 tarihine kadar ışlenen ba-
zı suçlara 10 yıllık ceza indirimi getiren ya-
sanın taruşma yaratan başlıca "açmadan"
ve bazı değerlendirmeler şöyle:
• Anayasa Mahkemesi, Terörle Mücade-
le Yasasf ndan verilen bazı cezalara 1991
• Yasanın 'açmazlan' tartışılıyor. Sezer'in imzasım da taşıyan 1991
tarihli Anayasa Mahkemesi kararında dikkat çekilen eşitsizlik
noktalannın son yasada daha belirgin olduğu savunuluyor.
yılında şartlı salıverme getiren yasanın ba-
zı maddelerini iptal etmişti. Sezer'in de im-
zasını taşıyan iptal karannda, suç türleri
arasında farklı af süreleri getirilemeyece-
ği, aym suçu işleyen 2 mahkûm arasında
eşitsizlik yaratılamayacağı, aynı durumda
olanlar arasında farklı sonuçlaroluşturula-
mayacağı vurgulandı. Son düzenlemeye
göre ise erteleme kapsamına giren suçu iş-
leyen iki kişiden birisi hemen yakalanıp
hüküm aldıysa cezasında 10 yıl indirim ya-
pılıyor. Ancak aynı suçu işleyen diğer kişi
hakkında soruşturma aşamasına geçilmiş
olmakla birlikte dava açılmamış veya he-
nüz hüküm verilmemişse dosya ertelene-
rek tutukluluk hali kaldınlıyor.
• Görevi kötüye kullanma eylemini ce-
zalandıran Türk Ceza Yasası'nın 240. mad-
desi af kapsamı dışında tutuldu, ancak kü-
çük bir aynm taşıyan ve çoğu zaman bir-
likte kullanılan "göreviihmaT ile ilgili 230.
madde af kapsamına alındı. 240. maddenin
temelini oluşturan "memuriyete ait vazife-
yisııjktimal, kevfimuamele" hükmünü dü-
zenleyen 228. maddenin ise kapsama alın-
ması en somut çelişkiler arasında gösteri-
liyor. .
• Benzer şekilde işkence suçunu düzen-
leyen 243. madde af kapsamı dışında tutu-
lurken daha ağır yaptınm içeren "canavar-
ca bir his veya işkence ile adam öldûrme"
eylemini cezalandıran 450 3. madde ceza
indirimine alındı. Tecavüz sanıklannın ce-
za indiriminden yararlanmaması hükme
bağlanırken ırza geçme kastıyla insan öl-
düren kişiye verilecek cezayı düzenleyen
450/7. madde kapsam içine alındı.
• Tutuklandıktan sonra kaçan zanhnm 2
aydan 6 aya kadar hapsedilmesini öngören
298. madde gibi düşük mahkûmiyetli bir
ceza af kapsamı dışında tutulurken "yag-
ma, vol kesme, adam kakürma'1
eylemle-
rine 10 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ge-
tiren 495. madde gibi ağır hükümle ceza-
landınlanlann salıverihnesi öngörüldü.
• "TehnkeKnk hafi" birbırinden farklı
olanlann da aynı indirimden yararlanması
benzer çelişkiler arasında sayıldı.
DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven,
çelişkileri eski iptal karanna göre yorum-
larken "Anayasa Mahkemesi, eşit süreh ce-
zalarda şarth tahliyenin bir kısmına uygu-
larup bir ktsmma uygulanmaması noktasın-
da iptal etmişti. Bu anayasanm 10. madde-
sinetipikaykmnk. Bu yasada daha da aca-
yiplik var. Daha az ceza alanı kovmuyor, a-
ma daha üst dereceü olan cezayı koyuyor.
Eşhsiziik bııradan kaynaklanryor'7
dedi.
Kapatma
davası
yann
başlıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Anayasa Mahkemesi,
Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cısı VuralSavaş'ın FP'nin "ka-
patüan RP' nin devamı okluğu "
ve "laiklik karşıtı eylemkrin
odağı haline geküğT gerekçe-
siyle kapatılması istemiyle aç-
tığı davayı yann görüşmeye
başlayacak.
Yüksek mahkeme, öncelikle
başsavcınm Siyasi Partiler Ya-
sası'nın (SPY) "odak ohna-
nın" ölçütlerini düzenleyen
103. maddesinin ikinci fıkrası-
run anayasaya aykmlığı iddi-
asmı ele alacak. Anayasa Mah-
kemesi, FP'nin kapatılıp kapa-
tılmayacağını ve kapatma kara-
n verirse hangi milletvekılleri-
nin parlamenterliğinin düşece-
ğini de kararlaştıracak. Af Ya-
sası ile kapatılan RP'nin lideri
Erbakan'ı hapisten kurtaran
hükümet ortaklarunn, erken se-
çim olasılığını dikkate alarak
FP'yi de kapatılmaktan kurta-
rabilmek için anayasanm 69.
maddesinin değiştirilmesini de
içeren 4 maddelik anayasa de-
ğişikliği önerisini bu hafta için-
de TBMM Başkanlığı'na sun-
malan bekleniyor.
FP'den yasa önerisi
Öte yandan FP de "kurul-
duktan bir ay sonra siyasi par-
tiler hakkında devam savıyla
kapatma davası açılrnamasını"
öngören yasa önerisi hazırladı.
FP'nin önerisinde, Siyasi Par-
tiler Yasası'nın 95. maddesin-
dekj "Kapatılan siyasi parti bir
başka ad ahmda kurulamaz"
tümcesinin ardına eklenmesi
istenilen hüküm şöyle: "Kapa-
ülan partinin devamı okluğu kt-
dia edikn bir parti için bu ka-
nunun 104. maddesine göre iş-
lem yapdır. Ancak bu parti hak-
kında kuruluş belgelerinin İçiş-
leri Bakanhğı'na tesuminden30
gün geçtikten sonra devarru ol-
duğu iddiasryla iştem yapılmaz,
kapatma davası açılamaz."
Ecevit'i suçlayan milletvekiline 'göstermelik' ihraç istemi
MHP Güngör'e sahip çıkb
• MHP Grup
Başkanvekili Mehmet
Şandır: Bu, Güngör'ün
her zamanki üslubu. Ama
onun ülkücülüğünden,
MHP'liliğinden
kuşkumuz yok. Bu sözler
Ali Beyi MHP'den
koparmaz.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - MHP yönetimi, Başba-
kan Bülent Ecevit'i, "vatan ha-
inlerini affetmekle" suçlayan
Içel Millervekili An" Güngör'ün
"haddini aş&ğnu, ancak, bu söz-
lerin MHP'den dışlanmasma y-
ol açmayacağT görüşünü dile
getirdi. MHP Grup Başkanveki-
li Mehmet Şandır, Güngör'ün
üslubunu doğru buhnadıklannı,
ancak şaşırmadıklannı da belir-
terek "Bu, Güngör'ün her za-
manki üslubu. Ama onun ülkü-
cülüğünden, MHP'liliğinden
kuşkumuz yok. O nedenle bu
sözler,AB Be> i MHP'den kopar-
maz" diyerek disipline sevk is-
temınin "göstermelik" olduğu-
nu ortaya koydu.
Af Yasası'mn TBMM Genel
Kurulu'ndaki görüşmeleri sıra-
Parti tabanında güçKi isinı
Başbakan Bülent Ecevit'i 'vatan hainlerini af-
fetmekle' suçlayan sözleri nedeniyle,MHP Ge-
nel Başkam ve Başbakan Yardmıcısı Deviet Bah-
çeti'nin, "ihraç" istemiyle disipline sevküıi iste-
diği AB Güngör hakkındaki karann "gösterme-
lik'' olduğuna dikkat çekildi. Parti tabanında
güçhî okluğu belirtilen Güngör'e grup yönetici-
leri de sahip çıkü.
Güçlü ailesinden Güngör'eiepU
tstanbul Haber Servisi- Başbakan Bülent
Ecevit'i, vatan hainlerini affetmekle suçla-
yan MHP Içel Milletvekili AK Güngör,
1970 yılında kendisinin de aralannda bu-
lunduğu ülkücü katillerce öldürülen Dr.
Necdet Güçtü'nün yakınlannm acılanm ta-
zeledi.
Gazetemizi arayan Güçlü'nün kardeşi
Necla Güzel, ağabeyi Necdet Güçlü'yü öl-
dünnekten mahkûm olan Ali Güngör'ün
MHP'den milletvekili seçilerek Meclis'e
gırdiğini, tbrahim Doğan'ın ise Meclis'e
doktor olarak atandığını, belirterek "Ağa-
beyimin katülerinin hepsi MecUs'te. Bu du-
nım bizi kahrediyor" dedi. Necla Güzel
şunlan söyledi:
"Başbakan Sayın Bülent Ecevit onlarla bir-
Hkte Meclis'te oturmaktan rahatsıriıkduymu-
yormu? Ağabeyim NecdetGüçlü,Türkiye için
bir değerdi, bir katilin kurşunuyia öldürüldü.
Ben hakkuru nerde arayacağım, kime gidece-
ğim? Buna bir çarebulsunlar; bu ne biçim ada-
let! Ali Güngör bir de utanmadan affa karşı çt-
kryor. Güngör, '30 yıl oldu, neden irdeliyorsu-
nuz' diyor. ıbrahim Doğan 'aradan 30 yıl geç-
ti, unuttum bile' diyor. İnsan bir bayvanı öklür-
se 30 yıl sonra yine vicdanı sızlar. Bunlar ne bi-
çim insan. Türk mttleti bunlan hak ermiyor."
sında Başbakan Ecevit'i hedef
alan sözleri nedeniyle, MHP
Genel Başkam ve Başbakan
Yardımcısı Deviet Bahçeh'nin,
"ihraç" istemiyle disipline sev-
kini ıstediği Ali Güngör hak-
kmdaki karann "göstennenk"
olduğuna dikkat çekildi.
Parti tabanında güçlü olduğu
belirtilen Güngör'e grup yöne-
ticileri de sahip çıktı. Daha ön-
ce Aksaray Milletvekili Sadi
Somuncuoğhı ve Ordu Millet-
vekili Cemal Engmyurt'un da
disipline sevkedildiği, ancak
daha sonra ihraç isteminin
"dondurukhığu" vurgulanarak
Güngör için de benzer yönte-
min izleneceğine dikkat çekil-
di. Bazı MHP kurmaylan, Gün-
gör'ün uyan alabileceğini ya da
en fazla "geçki'' olarak ihraç
edilebileceğini vurguladılar.
'TerbıyesizceydT
MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Ercüment Konukman,
Güngör'ün durumunun önce-
likle Grup Disiplin Kurulu'nda
görüşüleceğini vurguladı. Af
Yasası'nı hiçbir partinin tam
olarak içine sindiremediğini,
MHP kadar ANAP'm da karşı
çıktığını belirten Konukman,
"Ama tabii Güngör'ün konus-
ması terfoiyesizceydi, böyle ko-
nuşması doğru değjku'" dedi.
'Şaşırmadık'
Mehmet Şandrr ise Güngör'e
sahip çıktı. Grup yönetimi ola-
rak Güngör'ün durumunu ince-
leyeceklerini, ona göre disipline
sevkedilip edihTieyeceğinin ka-
rarlaştınlacağım bildiren Şan-
dır, "An Bey'i tanryan herkes, o-
nun konuşma üshıbunun böyle
okluğunu btnr. Yani sadece af ko-
nusunda değfl, gerektiğinde, hü-
kümeti de. partiyi de aynı üslup-
la savunur. Ben de grup adına
konuştum, afla ilgili rahatsızük-
lanmı dile getirdim. Baştan be-
ri,bu affin bize danışümadan na-
zuiandığını, o nedenle de olum-
suzluklann sorumlusunun da
biz ounayacağımızı söyledim.A-
ma Ali Bey üslubu gereği sert bir
konuşma yapn. Şık değUdL A-
ma üslubunu bildiğimiz için biz,
doğru bulmadık ama şaşınna-
dıkda" dedi.
\mIRMIKI AYDIN ENGtN aenginCa doruk.nettr
Bu yazı pazar günü yazılıyor.
Kulaklann Bayrampaşa Ceza-
evi'nden gelecek bir habere ki-
litlendiği saatlerdeyiz. Dünden
bu güne kulaklanmıza çalınan-
lar, Bayrampaşa'dan bir haber
gelmeyecegini gösteriyor.
Haberin gelmemesinin anla-
mı açık: Ölüm!
"Uzlaşmazlık"\n hüner bel-
lendiği bir ortamda, ölümün
kutsandığı bir ruh halinde tek
satır bile yazmak istemiyorum.
Dileyen dilediği gibi yorum-
lasın. Bugün tek satır yazma-
yacağım.
Buna karşılık bilgisayann ek-
ranından, iki hekim okurumun
yazdığı elektronik mektuplar
bana bakıyor. "Bugün için" tek
satır yazmamaya karariı oldu-
ğum "konu"yu hekim gözüyle
tartışıyorlar. Tırmık okuru ol-
duklannı bilmekten öte her iki
hekimi de tanımıyorum. Ama
tartıştıklan konuya yaklaşımla-
mı ve "tıp etiği" üstüne görüş-
lerini -zorunlu kısaltmalarla da
dsa- sizlerle paylaşacağım.
Buyrun:
• • •
Kütahya'dan doktor Zeliha
" Aksaz yazıyor:
Iki Hekim Mektubu ve Tıp Etiği
"...Hekimlik, yaşam ve sağ-
lıklı yaşam hakkı üzerine inşa
edilmiş bir bilim ve bilgi biriki-
midir, bir felsefe ve zenaattir.
Mesleğe başlamadan önce
din, dil, ırk aynmı yapmadan,
bilgi ve enerjimizi insanlığın
hizmetine sunacağımıza dair
yemin ediyoruz. Hekimlikölüm
için değil, yaşam için vardır,
sadece yaşatmak için
Burada ölüm orvcu kavra-
mının da tartıştlmaşı gerektiği-
nidüşünüyorum. Ölüm orucu-
nun kutsanması bir yana, bu
bir eylem tarzı olmalı mıdır?
Aslolan yaşamdır.
ölüm geri dönüşsüz, her ne
amaçla olursa olsun karşı
olunması gereken birolay. Na-
sıl ki devletin ceza olarak kişi-
leri öldürmesi suç ise ve karşı
olunan bir olaysa, kişinin baş-
kalanna ceza olarak ve kendi
hayatınıpazahıkkonusü yapa-
rak hayatına son vermek iste-
mesi suç olmasa bile karşı
olunması gereken bir olaydır.
Ortada bircan pazan var. Bir
hekim bu olayda suç ortağı
olamaz. Bir insanı gözleh
önünde hiçbir şey yapmadan
ölüme terk edemez. Bu ağırbir
suçtur. Hastanın karanna
saygı göstermek gerekir, iste-
mi dışında müdahale eden he-
kimler cezalandınlmalıdır, di-
yen Türk Tabipleri Bihiğiya da
kişiler, söz konusu kendi evlat-
lan olsaydı aynı şekilde davra-
nabileceklermiydi acaba? Ya-
sa ya da genelge değil, insan
vicdanının devreye girmesige-
rekiyor herhalde.
Ben bir hekim olarak vicda-
nıma söz dinletemiyorum. Rü-
yamda aç susuz unuttuğum
kuşuma ulaşamamanın vicdan
azabı ile sabahı zor ediyorum.
Ya ölüme terkettiğimız kardeş-
lerimizin acısı. Bu gecede sa-
bah nasıl edilir?.."
• • •
Doktor Ahmet Haki Türk-
demir ise "Yaşamın Karmaşık-
lığı Içinde Hekimlik ve Ölüm
Oruçlan" başlığını koyduğu e-
mektubunda daha radikal yar-
gılar ileri sürüyor: "...Birhekim
olarak ölüm oruçlan beni ne-
den rahatsız ediyor, diye ken-
di kendime sorduğumda, he-
kimlik yapılan süre içinde hep
hayat kurtarmaya yönelindiği
için kurtanlan hayatlann biraz
da emeğimiz olduğu için eme-
ğin ortadan kaldınlmasına du-
yulan kızgınlığı da içerdiğini
gördüm. Evetbu biresehn, ya-
pıtın yok edilmesidir. Bunun
değişik zamanlarda, özellikle
baskıcı yönetimler altında uy-
gulanan biryöntem olduğunu
biliyorum.
Şimdi de aynıyöntem uygu-
lanıyor. Ama bu sefer yapıtın
kendisi bunu uygulamaya kal-
kıyor. ve bunu insanlann
geri kalanı için bir tehdit unsu-
ru olaraksunmaktadır. Yani ça-
resizlik karşısında ortaya çıkan
bir ötenazi değildir. Yaşamda
kalanlariçin suçlama ve tehdit
içermektedir. Bu anda da he-
kim olarak felaketten kurtara-
bildiğim kadar çok insanı kur-
tarmak isterim.
Peki ama bu nasıl olabilir?
Kamuoyunda tartışıldığı gibi
'Al eline kaşığı boğazından
aşağı yiyecekleri dök ya da
zorla damardan besle' yönte-
mi birhekimlik önerisi olamaz.
Bunu büyücüler uygulayabilir,
ama birhekim asla uygulamaz.
Bebekken, çaresiz iken bile
kimseye uygulanmamaktadır.
Bebeğe zorla yiyecek vemne-
ye kalkışırsanız, yüzünüzepüs-
kürtür. Istemeden yemek ye-
mez.....
Ne yazık ki toplum tarafın-
dan ölüm düşüncesi yüceltil-
mekte, bir tür din yaratılarak,
ayine dönüştürülmektedir.
ölüm orucuna katılanlann des-
teklendiği açıklanmaktadır.
Şimdiye kadarduymaya alışkm
olmadığımız bir şey bu... Yani
hiç kızamık hastalığının yücel-
tildiğini gördünüz mü? Ya da
kanserin ?
Böyle giderse daha birçok
ölüm orucu ile karşılaşmaktan
bir hekim olarak korkmakta-
yım.
Yıne deyaşamın heraşama-
sında ölüm karşısında yaşamı
savunmak gerektiğini, bunun
da olanaklı olduğunu düşünü-
yorum. Birçok hekimin de
benzer şekilde düşündüğünü
sanıyorum..."
MHP'lilerden af incileri...
Cemal Enginyurt
TBMM geçen haftayı
af tartışmalanyla
geçirdi. Bu
tartışmaJann baş
aktörteri de
MHP'lilerdi. MHP Içel
Milletvekili Cahit
Tekelioğlu, Adalet
Bakanı Hikmet Sami
Türk'e "Anayasa
Mahkemesi iptal
karan verip 125.
maddeyi af
kapsamına alırsa
teröristbaşı 8-10 yıl
sonra milletvekili
olarak Meclis'e girebilecek.
Hatta Adalet Komisyonu ûyesi
olabilecek. Sayın bakan, buna
karşı bir tedbir alıyor musunuz"
diye sordu. Birçok MHP
milletvekili de, benzer içerikli
sorulan gündeme getirdi. TBMM
çatısı altında katillerin,
uyuşturucu kaçakçılığıyla
suçlananlann, banka batıranlann,
bankacılık yapma yasağı
bulunanlann, uçak kaçırmakla
suçlananlann, yolu cezaevine
düşenlerin az olmadığını
biliyonduk. MHP'li Orhan
Bıçakçıoglu'nun açıklamalanyla
cezaevifirarilerininde
bulunduğunu oğrenmiş olduk.
Adalet Komisyonu üyesi
Bıçakçıoglu "Ben cezaevi firahsi
bir arkadaşınız olarak
yanınızdayım. Nasıl kaçtığımızı
sayın bakan özel
sohbetlerimizden biliyor. Askerie
birlikte kaçtık, infaz koruma
memurian yandı" diye firar
anılarını komisyonda
anlatmaktan
kaçınmadı...
MHP'liler "büyük
vatansever!" Haluk
Kırcı'nın da bir gün
TBMM sıralannda
oturmasının düşünü
kuruyor. Bıçakçıoğlu,
"Kırcı'ya telgraf
çekiliyor; oğlum sen
yat, bu vatanı, milleti
sevdin diye, Apo'ya
da taahhütlü mektup
gönderiliyor, senin
idamın kalkar diye"
sözleriyle Türk'ü hedef aldı.
Komisyon üyelerinden hiç kimse
"7 genci telle boğup
kurşunlamanın" vatanı sevmekle
nasıl bir bağlantısı olduğunu
sormadı. MHP'li Cemal
Enginyurt da, işkencecilerin af
kapsamına alınması gereği
üzerinde dururken "Bundan
sonra işkence yapan polis
bulamayacaksınız. Çünkü polis
görevini yapamayacak" dedi.
Böylece, polisin görevinin
"işkence yapmak" olduğunu da
oğrenmiş olduk...
Elbette, tüm MHP milletvekilleri
benzer üslup kullanmıyondu.
MHP Afyon Milletvekili Müjdat
Kayayerli. af tasansına daha
bilimsel gerekçelerle karşı çıktı:
"Tasan, 23 Nisan 1999 tarihine
kadar işlenen suçlara afgetiriyor.
23 Nisan çocuk bayramı.
Pedagojik antropoloji açısından
23 Nisan çocuklara kötü ömek
olur. Bu tarih değiştiıilmelidir."
Önal 2 günde kendini
yalanladı
Bankalaria ilgili gensoru
önergesinin görüşmeferinde,
ekonomiden sorumlu DSP'li
Deviet Bakanı Recep Önal,
sistemin bu hale gelmesinden,
ağıriıklı olarak ANAYOL ve
REFAHYOL hükümetlerini
sorumlu tuttu. önal, 5 Nisan
karartanndan sonra, banka
mevduatlanna sınırsız güvence
getirilmesini eleştirirken
hükümetinin aldığı kararia 2001
yıiı ortalannda bu güvence
sınınnın 100 milyardan 50
milyara indirilerek yanlıştn
düzeltiteceğini söyledi.
önal'ın bu açıklamalannın
üzerinden 2 gün geçmişti kj,
IMF "müdahalesiyle" hükümet
yeni ekonomik önlemler almak
zorunda kaldı. Bunlann
arasında mevduata
güvencenin 2001 yılında da
devam etmesi karan vardı.
önal böylece, "oVünerefc" ilan
ettiği uygulama hazıriığından iki
gün sonra geri adım atmak
zorunda kaldı...
'Hangimiz daha kirli'
hesaplaşması
TBMM Genel
Kurulu'nda batık
bankalaria ilgili
gensoru önergesinin
öngörüşmesi, siyasi
partilerin "kirli icraat"
hesaplaşmasına
dönüştü. Genel
kurulun 5 Aralık Salı
günkü görüşme
tutanaklannı
yorumsuz
aktanyoruz:
Abdüllatrf Şener
(FP): Tüm bu pislikler UrakSöylemez.
iktidar yıllannızda.
Banka batıran patronun yanında
görev alan eski bakan yine sizde.
Mehmet Şandır (MHP): Bu
ülkeyi yönetmediniz mi,
başbakanlık, maliye bakanlıklan,
deviet bakanlıklan yapmadınız
mı? Bugünler yalnız bugünün
eseri mi?
Mustafa Örs (DYP): Son 4
senedir neredeydiniz? 1994'ü
bırak.
Şandır önce kendinizin hesabını
vereceksiniz.
Oğuz Tezmen (DYP): Ciddi
biçimde içleri boşaltılan bankalar
hangi bankalardır?
Zeki Eker (DSP): Istanbul
Bankası. Oradan başlayabilirsiniz.
Bunu en son
anlatması gereken
sizler değil misiniz?
Tezmen: Ha, getir
dedik, niye oy verdin,
niye elini kaldırdın?
Eker O aile
fotoğrafındaki.
Tezmen: Doğrudur.
Aile fotoğrafında yer
alan kişiler bugünkü
hükümeti kuranlar
değil mi?
Ismail Aydınlı
(DSP): Banka
boşaltmakta sizin
sabıkanız var.
Tezmen: O aile fotoğrafının
sahibi kişinin 5 artı 5'le tekrar
devamına siz oy veımediniz mi,
siz desteklemediniz mi?
Aydın Tümen (DSP): 1994
yılında TYT Bank, Marmarabank
ve lmpexbank iflas etti. Asıl
sorumlular bugün burada
haksızca ve insafsızca
eleştirenlerdir.
Ufuk Söyiemez (DYP):
10 tane bankanın hesabını ver.
Tümen: Bankalar konusunda en
son konuşacak olan sizsiniz.
Sizi üzecek başka şeyler de
söylerim. Lütfen bir daha da
konuşmayın. Çok rahatsız
olacağınız ve üzüleceğiniz şeyler
söylerim.
Haftanın özeleştirisi
DYP Batman Milletvekili Faris
Özdemir, içtüzük değişikliği
görüsmeterinde iğneyi
vekillere batırdı:
"Ceytan derisi koltuklara
baktıkça Kurtuluş Savaşı
kahramanlanndan özür
diliyorum. Affedin ne olur bizi,
emanetinizi hoyratça harcadıkl
Çöplükte ekmek arayanlann
ülkesi olduk. Paparazzi
programlannda vahşi, çılgınca
geceleri sadece seyrettik.
Dokunulmazlık zırhının
arkasına gizlendik."
özdemir, önerisini eklemeyi
unutmadı:
"Milfetten saygı bekliyorsak
liderin önünde ayn, kuliste ayn
tavır takınmamalıyız."
Batman milletvekili, partili
arkadaşlarının alkışlanyla
kürsüden indi ve toplantı yeter
sayısını bulamayan genel kurul
yeniden kapandı. Zaten
gündem de özeleştiri değildi.
Türey Köse, Ayse Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu
tbmm@cumhuriyetcom.tr