25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ARALJK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Af için gözler Sezer'deANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eşit- lik ve nesnelliğe aykınlık gerekçesiyle önemli açmazlar içeren şartlı salıverme ya- sası için gözler Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e çevrildi. Anayasa Mahke- mesi'nüı daha önce şartlı salıverme konu- sunda iptal karan verdiği ve Sezer'in de im- zasıru taşıyan 1991 tarihli kararda belirti- len eşıtsızlık gerekçelerinin, bu yasada da- ha geniş ve belırgin olduğu savunuldu. DYP Grup Başkanvekili Turhan Gûven, yasanın Cumhurbaşkanı 'ndan dönmesine büyük olasılık tanıdıklannı belirterek "Za- ten kendisi hukukçu. Enine boyuna incele- meden bırakmaz. Hukukçu olmanın ver- miş olduğu hassasiyet var" dedi. 23 Nisan 1999 tarihine kadar ışlenen ba- zı suçlara 10 yıllık ceza indirimi getiren ya- sanın taruşma yaratan başlıca "açmadan" ve bazı değerlendirmeler şöyle: • Anayasa Mahkemesi, Terörle Mücade- le Yasasf ndan verilen bazı cezalara 1991 • Yasanın 'açmazlan' tartışılıyor. Sezer'in imzasım da taşıyan 1991 tarihli Anayasa Mahkemesi kararında dikkat çekilen eşitsizlik noktalannın son yasada daha belirgin olduğu savunuluyor. yılında şartlı salıverme getiren yasanın ba- zı maddelerini iptal etmişti. Sezer'in de im- zasını taşıyan iptal karannda, suç türleri arasında farklı af süreleri getirilemeyece- ği, aym suçu işleyen 2 mahkûm arasında eşitsizlik yaratılamayacağı, aynı durumda olanlar arasında farklı sonuçlaroluşturula- mayacağı vurgulandı. Son düzenlemeye göre ise erteleme kapsamına giren suçu iş- leyen iki kişiden birisi hemen yakalanıp hüküm aldıysa cezasında 10 yıl indirim ya- pılıyor. Ancak aynı suçu işleyen diğer kişi hakkında soruşturma aşamasına geçilmiş olmakla birlikte dava açılmamış veya he- nüz hüküm verilmemişse dosya ertelene- rek tutukluluk hali kaldınlıyor. • Görevi kötüye kullanma eylemini ce- zalandıran Türk Ceza Yasası'nın 240. mad- desi af kapsamı dışında tutuldu, ancak kü- çük bir aynm taşıyan ve çoğu zaman bir- likte kullanılan "göreviihmaT ile ilgili 230. madde af kapsamına alındı. 240. maddenin temelini oluşturan "memuriyete ait vazife- yisııjktimal, kevfimuamele" hükmünü dü- zenleyen 228. maddenin ise kapsama alın- ması en somut çelişkiler arasında gösteri- liyor. . • Benzer şekilde işkence suçunu düzen- leyen 243. madde af kapsamı dışında tutu- lurken daha ağır yaptınm içeren "canavar- ca bir his veya işkence ile adam öldûrme" eylemini cezalandıran 450 3. madde ceza indirimine alındı. Tecavüz sanıklannın ce- za indiriminden yararlanmaması hükme bağlanırken ırza geçme kastıyla insan öl- düren kişiye verilecek cezayı düzenleyen 450/7. madde kapsam içine alındı. • Tutuklandıktan sonra kaçan zanhnm 2 aydan 6 aya kadar hapsedilmesini öngören 298. madde gibi düşük mahkûmiyetli bir ceza af kapsamı dışında tutulurken "yag- ma, vol kesme, adam kakürma'1 eylemle- rine 10 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ge- tiren 495. madde gibi ağır hükümle ceza- landınlanlann salıverihnesi öngörüldü. • "TehnkeKnk hafi" birbırinden farklı olanlann da aynı indirimden yararlanması benzer çelişkiler arasında sayıldı. DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, çelişkileri eski iptal karanna göre yorum- larken "Anayasa Mahkemesi, eşit süreh ce- zalarda şarth tahliyenin bir kısmına uygu- larup bir ktsmma uygulanmaması noktasın- da iptal etmişti. Bu anayasanm 10. madde- sinetipikaykmnk. Bu yasada daha da aca- yiplik var. Daha az ceza alanı kovmuyor, a- ma daha üst dereceü olan cezayı koyuyor. Eşhsiziik bııradan kaynaklanryor'7 dedi. Kapatma davası yann başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cısı VuralSavaş'ın FP'nin "ka- patüan RP' nin devamı okluğu " ve "laiklik karşıtı eylemkrin odağı haline geküğT gerekçe- siyle kapatılması istemiyle aç- tığı davayı yann görüşmeye başlayacak. Yüksek mahkeme, öncelikle başsavcınm Siyasi Partiler Ya- sası'nın (SPY) "odak ohna- nın" ölçütlerini düzenleyen 103. maddesinin ikinci fıkrası- run anayasaya aykmlığı iddi- asmı ele alacak. Anayasa Mah- kemesi, FP'nin kapatılıp kapa- tılmayacağını ve kapatma kara- n verirse hangi milletvekılleri- nin parlamenterliğinin düşece- ğini de kararlaştıracak. Af Ya- sası ile kapatılan RP'nin lideri Erbakan'ı hapisten kurtaran hükümet ortaklarunn, erken se- çim olasılığını dikkate alarak FP'yi de kapatılmaktan kurta- rabilmek için anayasanm 69. maddesinin değiştirilmesini de içeren 4 maddelik anayasa de- ğişikliği önerisini bu hafta için- de TBMM Başkanlığı'na sun- malan bekleniyor. FP'den yasa önerisi Öte yandan FP de "kurul- duktan bir ay sonra siyasi par- tiler hakkında devam savıyla kapatma davası açılrnamasını" öngören yasa önerisi hazırladı. FP'nin önerisinde, Siyasi Par- tiler Yasası'nın 95. maddesin- dekj "Kapatılan siyasi parti bir başka ad ahmda kurulamaz" tümcesinin ardına eklenmesi istenilen hüküm şöyle: "Kapa- ülan partinin devamı okluğu kt- dia edikn bir parti için bu ka- nunun 104. maddesine göre iş- lem yapdır. Ancak bu parti hak- kında kuruluş belgelerinin İçiş- leri Bakanhğı'na tesuminden30 gün geçtikten sonra devarru ol- duğu iddiasryla iştem yapılmaz, kapatma davası açılamaz." Ecevit'i suçlayan milletvekiline 'göstermelik' ihraç istemi MHP Güngör'e sahip çıkb • MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır: Bu, Güngör'ün her zamanki üslubu. Ama onun ülkücülüğünden, MHP'liliğinden kuşkumuz yok. Bu sözler Ali Beyi MHP'den koparmaz. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP yönetimi, Başba- kan Bülent Ecevit'i, "vatan ha- inlerini affetmekle" suçlayan Içel Millervekili An" Güngör'ün "haddini aş&ğnu, ancak, bu söz- lerin MHP'den dışlanmasma y- ol açmayacağT görüşünü dile getirdi. MHP Grup Başkanveki- li Mehmet Şandır, Güngör'ün üslubunu doğru buhnadıklannı, ancak şaşırmadıklannı da belir- terek "Bu, Güngör'ün her za- manki üslubu. Ama onun ülkü- cülüğünden, MHP'liliğinden kuşkumuz yok. O nedenle bu sözler,AB Be> i MHP'den kopar- maz" diyerek disipline sevk is- temınin "göstermelik" olduğu- nu ortaya koydu. Af Yasası'mn TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri sıra- Parti tabanında güçKi isinı Başbakan Bülent Ecevit'i 'vatan hainlerini af- fetmekle' suçlayan sözleri nedeniyle,MHP Ge- nel Başkam ve Başbakan Yardmıcısı Deviet Bah- çeti'nin, "ihraç" istemiyle disipline sevküıi iste- diği AB Güngör hakkındaki karann "gösterme- lik'' olduğuna dikkat çekildi. Parti tabanında güçhî okluğu belirtilen Güngör'e grup yönetici- leri de sahip çıkü. Güçlü ailesinden Güngör'eiepU tstanbul Haber Servisi- Başbakan Bülent Ecevit'i, vatan hainlerini affetmekle suçla- yan MHP Içel Milletvekili AK Güngör, 1970 yılında kendisinin de aralannda bu- lunduğu ülkücü katillerce öldürülen Dr. Necdet Güçtü'nün yakınlannm acılanm ta- zeledi. Gazetemizi arayan Güçlü'nün kardeşi Necla Güzel, ağabeyi Necdet Güçlü'yü öl- dünnekten mahkûm olan Ali Güngör'ün MHP'den milletvekili seçilerek Meclis'e gırdiğini, tbrahim Doğan'ın ise Meclis'e doktor olarak atandığını, belirterek "Ağa- beyimin katülerinin hepsi MecUs'te. Bu du- nım bizi kahrediyor" dedi. Necla Güzel şunlan söyledi: "Başbakan Sayın Bülent Ecevit onlarla bir- Hkte Meclis'te oturmaktan rahatsıriıkduymu- yormu? Ağabeyim NecdetGüçlü,Türkiye için bir değerdi, bir katilin kurşunuyia öldürüldü. Ben hakkuru nerde arayacağım, kime gidece- ğim? Buna bir çarebulsunlar; bu ne biçim ada- let! Ali Güngör bir de utanmadan affa karşı çt- kryor. Güngör, '30 yıl oldu, neden irdeliyorsu- nuz' diyor. ıbrahim Doğan 'aradan 30 yıl geç- ti, unuttum bile' diyor. İnsan bir bayvanı öklür- se 30 yıl sonra yine vicdanı sızlar. Bunlar ne bi- çim insan. Türk mttleti bunlan hak ermiyor." sında Başbakan Ecevit'i hedef alan sözleri nedeniyle, MHP Genel Başkam ve Başbakan Yardımcısı Deviet Bahçeh'nin, "ihraç" istemiyle disipline sev- kini ıstediği Ali Güngör hak- kmdaki karann "göstennenk" olduğuna dikkat çekildi. Parti tabanında güçlü olduğu belirtilen Güngör'e grup yöne- ticileri de sahip çıktı. Daha ön- ce Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğhı ve Ordu Millet- vekili Cemal Engmyurt'un da disipline sevkedildiği, ancak daha sonra ihraç isteminin "dondurukhığu" vurgulanarak Güngör için de benzer yönte- min izleneceğine dikkat çekil- di. Bazı MHP kurmaylan, Gün- gör'ün uyan alabileceğini ya da en fazla "geçki'' olarak ihraç edilebileceğini vurguladılar. 'TerbıyesizceydT MHP Genel Başkan Yardım- cısı Ercüment Konukman, Güngör'ün durumunun önce- likle Grup Disiplin Kurulu'nda görüşüleceğini vurguladı. Af Yasası'nı hiçbir partinin tam olarak içine sindiremediğini, MHP kadar ANAP'm da karşı çıktığını belirten Konukman, "Ama tabii Güngör'ün konus- ması terfoiyesizceydi, böyle ko- nuşması doğru değjku'" dedi. 'Şaşırmadık' Mehmet Şandrr ise Güngör'e sahip çıktı. Grup yönetimi ola- rak Güngör'ün durumunu ince- leyeceklerini, ona göre disipline sevkedilip edihTieyeceğinin ka- rarlaştınlacağım bildiren Şan- dır, "An Bey'i tanryan herkes, o- nun konuşma üshıbunun böyle okluğunu btnr. Yani sadece af ko- nusunda değfl, gerektiğinde, hü- kümeti de. partiyi de aynı üslup- la savunur. Ben de grup adına konuştum, afla ilgili rahatsızük- lanmı dile getirdim. Baştan be- ri,bu affin bize danışümadan na- zuiandığını, o nedenle de olum- suzluklann sorumlusunun da biz ounayacağımızı söyledim.A- ma Ali Bey üslubu gereği sert bir konuşma yapn. Şık değUdL A- ma üslubunu bildiğimiz için biz, doğru bulmadık ama şaşınna- dıkda" dedi. \mIRMIKI AYDIN ENGtN aenginCa doruk.nettr Bu yazı pazar günü yazılıyor. Kulaklann Bayrampaşa Ceza- evi'nden gelecek bir habere ki- litlendiği saatlerdeyiz. Dünden bu güne kulaklanmıza çalınan- lar, Bayrampaşa'dan bir haber gelmeyecegini gösteriyor. Haberin gelmemesinin anla- mı açık: Ölüm! "Uzlaşmazlık"\n hüner bel- lendiği bir ortamda, ölümün kutsandığı bir ruh halinde tek satır bile yazmak istemiyorum. Dileyen dilediği gibi yorum- lasın. Bugün tek satır yazma- yacağım. Buna karşılık bilgisayann ek- ranından, iki hekim okurumun yazdığı elektronik mektuplar bana bakıyor. "Bugün için" tek satır yazmamaya karariı oldu- ğum "konu"yu hekim gözüyle tartışıyorlar. Tırmık okuru ol- duklannı bilmekten öte her iki hekimi de tanımıyorum. Ama tartıştıklan konuya yaklaşımla- mı ve "tıp etiği" üstüne görüş- lerini -zorunlu kısaltmalarla da dsa- sizlerle paylaşacağım. Buyrun: • • • Kütahya'dan doktor Zeliha " Aksaz yazıyor: Iki Hekim Mektubu ve Tıp Etiği "...Hekimlik, yaşam ve sağ- lıklı yaşam hakkı üzerine inşa edilmiş bir bilim ve bilgi biriki- midir, bir felsefe ve zenaattir. Mesleğe başlamadan önce din, dil, ırk aynmı yapmadan, bilgi ve enerjimizi insanlığın hizmetine sunacağımıza dair yemin ediyoruz. Hekimlikölüm için değil, yaşam için vardır, sadece yaşatmak için Burada ölüm orvcu kavra- mının da tartıştlmaşı gerektiği- nidüşünüyorum. Ölüm orucu- nun kutsanması bir yana, bu bir eylem tarzı olmalı mıdır? Aslolan yaşamdır. ölüm geri dönüşsüz, her ne amaçla olursa olsun karşı olunması gereken birolay. Na- sıl ki devletin ceza olarak kişi- leri öldürmesi suç ise ve karşı olunan bir olaysa, kişinin baş- kalanna ceza olarak ve kendi hayatınıpazahıkkonusü yapa- rak hayatına son vermek iste- mesi suç olmasa bile karşı olunması gereken bir olaydır. Ortada bircan pazan var. Bir hekim bu olayda suç ortağı olamaz. Bir insanı gözleh önünde hiçbir şey yapmadan ölüme terk edemez. Bu ağırbir suçtur. Hastanın karanna saygı göstermek gerekir, iste- mi dışında müdahale eden he- kimler cezalandınlmalıdır, di- yen Türk Tabipleri Bihiğiya da kişiler, söz konusu kendi evlat- lan olsaydı aynı şekilde davra- nabileceklermiydi acaba? Ya- sa ya da genelge değil, insan vicdanının devreye girmesige- rekiyor herhalde. Ben bir hekim olarak vicda- nıma söz dinletemiyorum. Rü- yamda aç susuz unuttuğum kuşuma ulaşamamanın vicdan azabı ile sabahı zor ediyorum. Ya ölüme terkettiğimız kardeş- lerimizin acısı. Bu gecede sa- bah nasıl edilir?.." • • • Doktor Ahmet Haki Türk- demir ise "Yaşamın Karmaşık- lığı Içinde Hekimlik ve Ölüm Oruçlan" başlığını koyduğu e- mektubunda daha radikal yar- gılar ileri sürüyor: "...Birhekim olarak ölüm oruçlan beni ne- den rahatsız ediyor, diye ken- di kendime sorduğumda, he- kimlik yapılan süre içinde hep hayat kurtarmaya yönelindiği için kurtanlan hayatlann biraz da emeğimiz olduğu için eme- ğin ortadan kaldınlmasına du- yulan kızgınlığı da içerdiğini gördüm. Evetbu biresehn, ya- pıtın yok edilmesidir. Bunun değişik zamanlarda, özellikle baskıcı yönetimler altında uy- gulanan biryöntem olduğunu biliyorum. Şimdi de aynıyöntem uygu- lanıyor. Ama bu sefer yapıtın kendisi bunu uygulamaya kal- kıyor. ve bunu insanlann geri kalanı için bir tehdit unsu- ru olaraksunmaktadır. Yani ça- resizlik karşısında ortaya çıkan bir ötenazi değildir. Yaşamda kalanlariçin suçlama ve tehdit içermektedir. Bu anda da he- kim olarak felaketten kurtara- bildiğim kadar çok insanı kur- tarmak isterim. Peki ama bu nasıl olabilir? Kamuoyunda tartışıldığı gibi 'Al eline kaşığı boğazından aşağı yiyecekleri dök ya da zorla damardan besle' yönte- mi birhekimlik önerisi olamaz. Bunu büyücüler uygulayabilir, ama birhekim asla uygulamaz. Bebekken, çaresiz iken bile kimseye uygulanmamaktadır. Bebeğe zorla yiyecek vemne- ye kalkışırsanız, yüzünüzepüs- kürtür. Istemeden yemek ye- mez..... Ne yazık ki toplum tarafın- dan ölüm düşüncesi yüceltil- mekte, bir tür din yaratılarak, ayine dönüştürülmektedir. ölüm orucuna katılanlann des- teklendiği açıklanmaktadır. Şimdiye kadarduymaya alışkm olmadığımız bir şey bu... Yani hiç kızamık hastalığının yücel- tildiğini gördünüz mü? Ya da kanserin ? Böyle giderse daha birçok ölüm orucu ile karşılaşmaktan bir hekim olarak korkmakta- yım. Yıne deyaşamın heraşama- sında ölüm karşısında yaşamı savunmak gerektiğini, bunun da olanaklı olduğunu düşünü- yorum. Birçok hekimin de benzer şekilde düşündüğünü sanıyorum..." MHP'lilerden af incileri... Cemal Enginyurt TBMM geçen haftayı af tartışmalanyla geçirdi. Bu tartışmaJann baş aktörteri de MHP'lilerdi. MHP Içel Milletvekili Cahit Tekelioğlu, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e "Anayasa Mahkemesi iptal karan verip 125. maddeyi af kapsamına alırsa teröristbaşı 8-10 yıl sonra milletvekili olarak Meclis'e girebilecek. Hatta Adalet Komisyonu ûyesi olabilecek. Sayın bakan, buna karşı bir tedbir alıyor musunuz" diye sordu. Birçok MHP milletvekili de, benzer içerikli sorulan gündeme getirdi. TBMM çatısı altında katillerin, uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlananlann, banka batıranlann, bankacılık yapma yasağı bulunanlann, uçak kaçırmakla suçlananlann, yolu cezaevine düşenlerin az olmadığını biliyonduk. MHP'li Orhan Bıçakçıoglu'nun açıklamalanyla cezaevifirarilerininde bulunduğunu oğrenmiş olduk. Adalet Komisyonu üyesi Bıçakçıoglu "Ben cezaevi firahsi bir arkadaşınız olarak yanınızdayım. Nasıl kaçtığımızı sayın bakan özel sohbetlerimizden biliyor. Askerie birlikte kaçtık, infaz koruma memurian yandı" diye firar anılarını komisyonda anlatmaktan kaçınmadı... MHP'liler "büyük vatansever!" Haluk Kırcı'nın da bir gün TBMM sıralannda oturmasının düşünü kuruyor. Bıçakçıoğlu, "Kırcı'ya telgraf çekiliyor; oğlum sen yat, bu vatanı, milleti sevdin diye, Apo'ya da taahhütlü mektup gönderiliyor, senin idamın kalkar diye" sözleriyle Türk'ü hedef aldı. Komisyon üyelerinden hiç kimse "7 genci telle boğup kurşunlamanın" vatanı sevmekle nasıl bir bağlantısı olduğunu sormadı. MHP'li Cemal Enginyurt da, işkencecilerin af kapsamına alınması gereği üzerinde dururken "Bundan sonra işkence yapan polis bulamayacaksınız. Çünkü polis görevini yapamayacak" dedi. Böylece, polisin görevinin "işkence yapmak" olduğunu da oğrenmiş olduk... Elbette, tüm MHP milletvekilleri benzer üslup kullanmıyondu. MHP Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli. af tasansına daha bilimsel gerekçelerle karşı çıktı: "Tasan, 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlara afgetiriyor. 23 Nisan çocuk bayramı. Pedagojik antropoloji açısından 23 Nisan çocuklara kötü ömek olur. Bu tarih değiştiıilmelidir." Önal 2 günde kendini yalanladı Bankalaria ilgili gensoru önergesinin görüşmeferinde, ekonomiden sorumlu DSP'li Deviet Bakanı Recep Önal, sistemin bu hale gelmesinden, ağıriıklı olarak ANAYOL ve REFAHYOL hükümetlerini sorumlu tuttu. önal, 5 Nisan karartanndan sonra, banka mevduatlanna sınırsız güvence getirilmesini eleştirirken hükümetinin aldığı kararia 2001 yıiı ortalannda bu güvence sınınnın 100 milyardan 50 milyara indirilerek yanlıştn düzeltiteceğini söyledi. önal'ın bu açıklamalannın üzerinden 2 gün geçmişti kj, IMF "müdahalesiyle" hükümet yeni ekonomik önlemler almak zorunda kaldı. Bunlann arasında mevduata güvencenin 2001 yılında da devam etmesi karan vardı. önal böylece, "oVünerefc" ilan ettiği uygulama hazıriığından iki gün sonra geri adım atmak zorunda kaldı... 'Hangimiz daha kirli' hesaplaşması TBMM Genel Kurulu'nda batık bankalaria ilgili gensoru önergesinin öngörüşmesi, siyasi partilerin "kirli icraat" hesaplaşmasına dönüştü. Genel kurulun 5 Aralık Salı günkü görüşme tutanaklannı yorumsuz aktanyoruz: Abdüllatrf Şener (FP): Tüm bu pislikler UrakSöylemez. iktidar yıllannızda. Banka batıran patronun yanında görev alan eski bakan yine sizde. Mehmet Şandır (MHP): Bu ülkeyi yönetmediniz mi, başbakanlık, maliye bakanlıklan, deviet bakanlıklan yapmadınız mı? Bugünler yalnız bugünün eseri mi? Mustafa Örs (DYP): Son 4 senedir neredeydiniz? 1994'ü bırak. Şandır önce kendinizin hesabını vereceksiniz. Oğuz Tezmen (DYP): Ciddi biçimde içleri boşaltılan bankalar hangi bankalardır? Zeki Eker (DSP): Istanbul Bankası. Oradan başlayabilirsiniz. Bunu en son anlatması gereken sizler değil misiniz? Tezmen: Ha, getir dedik, niye oy verdin, niye elini kaldırdın? Eker O aile fotoğrafındaki. Tezmen: Doğrudur. Aile fotoğrafında yer alan kişiler bugünkü hükümeti kuranlar değil mi? Ismail Aydınlı (DSP): Banka boşaltmakta sizin sabıkanız var. Tezmen: O aile fotoğrafının sahibi kişinin 5 artı 5'le tekrar devamına siz oy veımediniz mi, siz desteklemediniz mi? Aydın Tümen (DSP): 1994 yılında TYT Bank, Marmarabank ve lmpexbank iflas etti. Asıl sorumlular bugün burada haksızca ve insafsızca eleştirenlerdir. Ufuk Söyiemez (DYP): 10 tane bankanın hesabını ver. Tümen: Bankalar konusunda en son konuşacak olan sizsiniz. Sizi üzecek başka şeyler de söylerim. Lütfen bir daha da konuşmayın. Çok rahatsız olacağınız ve üzüleceğiniz şeyler söylerim. Haftanın özeleştirisi DYP Batman Milletvekili Faris Özdemir, içtüzük değişikliği görüsmeterinde iğneyi vekillere batırdı: "Ceytan derisi koltuklara baktıkça Kurtuluş Savaşı kahramanlanndan özür diliyorum. Affedin ne olur bizi, emanetinizi hoyratça harcadıkl Çöplükte ekmek arayanlann ülkesi olduk. Paparazzi programlannda vahşi, çılgınca geceleri sadece seyrettik. Dokunulmazlık zırhının arkasına gizlendik." özdemir, önerisini eklemeyi unutmadı: "Milfetten saygı bekliyorsak liderin önünde ayn, kuliste ayn tavır takınmamalıyız." Batman milletvekili, partili arkadaşlarının alkışlanyla kürsüden indi ve toplantı yeter sayısını bulamayan genel kurul yeniden kapandı. Zaten gündem de özeleştiri değildi. Türey Köse, Ayse Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu tbmm@cumhuriyetcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle