Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2000 PAZARTESİ
HABERLER
Genç, affı
• ANKARA (AA)-
Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün, Orman
Bakanhğı'nın
desteğiyle düzenlediği
"Senin'de Dıkili Bir
Ağacın Olsun"
kampanyası
kapsanunda, Polis
Akademisi Gölbaşı
Tesislen'ndeki boş
arazilere 58 bin fidan
dikildi. Emniyet Genel
Müdürü Turan Genç,
dikim sırasında af
yasasıyla ilgili sorulan
yanıtladı. Genç,
"tşkence suçu işleyenler
affedildi. Sadece
güvenlik görevlileri,
polis, jandarma
affedilmedi" dedi.
'Al, Notre
Dame'ın
kamburu1
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
FP Grup Başkanvekili
Yasin Hatıboğlu, şartlı
sahverme yasasını
Notre Dame'ın
kamburuna benzetti.
Hatiboğlu dün
düzenledığı basın
toplantısında, "Tasanyı
adama benzetmeye
gücümüz yetmedi"
dedi. Hatiboğlu, "Bir
kısmı şartlı sahverme,
bir kısmı da cezaların ve
yargılamanın
ertelenmesi oldu. 50-60
af yasası gelmiş geçmiş,
hiçbinnde böyle
zümrüdüanka türü bir
ısim yok. Bu, tabiri
caizse Notre Dame'ın
kamburuna benziyor"
görûşünü dile getirdi.
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hasan
Ekinci de yasayı
"hükümetin en büyûk
kara lekesi" olarak
niteledı.
Papti
litierlerine
hortum
• tstanbul Haber
Servisi - Bir sivil toplum
kuruluşu olan 'Liberal
Hareket', yolsuzluklar
nedenıyle son 5 yılda
iktidarda bulunan siyasi
partı genel başkanlanna
hortum gönderdi.
Sirkeci'deki Büyük
Postane'ye gelen bir
grup yurttaş, hortumlan
koli içınde liderlere
gönderdi. Grubun basın
açıklamast yapmasma
polis izin vermedi.
Liberal Hareket Genel
BişVanı Bilhan Öz'ûn,
gazetecılere dağıttığı
basın açıklamasında,
"Seçimlerde, bizleri
yönetsin diye
Ankara'ya
gönderdiğimiz
siyasetçiler maalesef
bizleri hüsrana uğrattı.
Hırsızlar, bürokratlar ve
siyasiler oluşturduklan
üçgende ülkemiz
vatandaşlannı
soymuşlardır" denildi.
Bülent Tanla'nm
acı günii
H Haber Merkezi - Eski
CHP Genel Başkan
Yardımcısı ve eski
Merkez Yönetim
Kurulu (MYK) üyesi
Bülent Tanla'nın babası
îbrahim Ethem Tanla,
dün tstanbul'da vefat
etti. 83 yaşında hayatını
kaybeden Îbrahim
Ethem Tanla'nın şeker
hastalığı ve kalp
rahatsızlığı bulunduğu
öğrenıldi. Tanla, yann
Ataköy Camii'nde
kıhnacak öğlen
namazının ardından
Zincirlikuyu
Mezarlığf nda toprağa
verilecek.
Cumhurbaşkanı Sezer'in, İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin 52. yıl mesajı
4
Türldye temel özgürlülderi
genişletecek'
• Sezer, mesajında devletin ve toplumun geçirdiği evrelerin
umut verici olduğunu vurgulayarak "Yasalar önünde eşitlik,
saydam yönetim ve hukukun üstünlüğü çağımızın temel
öçütlerini oluşturmaktadır" diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer,
"Türkiye'nin önûmüzdeki
yıllardald en öaemb' ereği,
bireyin yaraücıhğını ve
üretkenliğini artüracak temel
özgürlülderi daha da
geliştinnek ve güvence altına
almak olacaknr" dedi.
Ikıncı Dünya Savaşı'nın
ardından kabul edilen Insan
Haklan Günü ve İnsan
Haklan Evrensel
Bildirgesi'nin 52.
yıldönümü nedeniyle bir
mesaj yayımlayan
Cumhurbaşkanı Sezer,
devletin ve toplumlann
geçirdikleri evrimin umut
verici olduğunu vurguladı.
"lnsan Haklan Evrensel
Bildirgesi'nin kabulü.
uluslaranısı toplumun
uygariık yolunda Uerleme
sürecinin önemli bir dönüm
noktasuıı oluşturmaktadır"
diyen Sezer, bireysel haklann
özgür demokratik toplumlann
vazgeçilmez temelini
oluşturduğunu söyledi. Sezer,
"yasalar Önünde eşhük",
"saydam yönetim ve hukukun
üstünlüğü"nün çağın temel
ölçütlerini oluşturduğuna
işaret etti. Bir hukuk devleti
olan Türkiye Cumhuriyeti'nin
en önemli ereğinin bireyin
yaratıcılığını arttıran özgürlük
alanlannı genişletmek
olacağını vurgulayan Sezer,
"Ülkemiz, bunu sağiarken,
doğal olarak devletin tekngini,
ulus ve ülkenin rümlüğünü.
güvenliğini ve bağımsahğını,
tophımumuzun biriiğini ve
göneneini de dikkate
alacakür" dedi.
Yeni yüzyıldaki büyük
ilerleme yanşmda
Türkiye'nin esin kaynağınm
yine Atatürk olacağını
kaydeden Sezer. "Onun
ilkeleri ve gösterdiği aydınhk
yol, Türkiye'nin bu yanşı
İnsan Haklan Günü kutlamalan TRT Çoksesti Müzik korosunun konserleri ik başladı. Koro, 10. Yıl
Marşı'nın da bulunduğu çok sayıda eseri seslendirdL (Fotoğraf: AA)
Ifnyanmngınıı «ı sağlam
güvencesidir'' dedi.
Dışişleri Bakanı tsmail Cem,
Türkiye'nin însan Haklan
Evrensel Bildirgesi'ni tanıyan
ilk ülkelerden biri olduğuna
işaret ederek "Türldye,
demokrasler «ımiagnin
mensubu olarak tkinci Dünya
Savaşı sonrasında,
uhıslararası insan haklan
hukukunun gefişmesine
katkıda bulunmuştur" dedi.
Avrupa Konseyi sözleşmeleri
ve AGİT tarafından kabul
edilen belgeleri de onaylayan
Türkiye'nin insan haklanna
ve demokrasıye verdiği önemi
ortaya koyduğunu söyleyen
Cem, "İnsan haklan abuunda
ber ileri admun yeni bir
başlangıç noktası olarak
görülmesi gerektiğine inanan
ve uluslararası denetim
mekanizmalanna
başlangKUtdan itibaren taraf
olan Türkiye, bu doğrultuda
anayasal denıokrasüer
^lanınriaki ılayanışınamıı
güçlendirilmesi için sarf edilen
çabalara etkin katkıda
bulunmaya önûmüzdeki
dönemde de devam edecektir"
görüşlennı açıkladı.
'insan Haklan Cünü1
'Ekonomi, insan
haklanyla gelişir'
Haber Merkezi - Birleşmiş Milletler Insan
Haklan Evrensel Bildirgesi'nin kabulünün 52.
yıldönümü ve Insan Haklan Günü nedeniyle
yapılan açıklamalarda, Türkiye'de yaşanan in-
san haklan ihlallenne dikkat çekildi.
Ankara Yüksel Caddesi'ndeki tnsan Hakla-
n Anıtı önünde, "tnsan haklan herkes içindir"
anlayışı çerçevesinde bir araya gelen İHD ve
TÎHV üyeleri, ilk olarak anıtı çiçeklerle donat-
tılar.
tHD Genel Başkanı Hüsnü ÖndüL burada
yaptığı basın açıklamasında, tkinci Dünya Sa-
vaşı'nın, insanlann yaşadığı en büyük felaket
' olduğunu anlatarak evrensel bıldırgenm bu sa-
vaşın ardından "Bir daha savaşlaryaşanmasm"
anlayışı çerçevesinde yayımlandığını söyledi.
Öndül, geçen 52 yıl boyunca bildirgeye kat-
kı sunulmadığı gibi, bırçok ınsan haklan ihla-
linin de yaşandığını vurgulayarak "Bu 52 yıl bo-
yunca yaşanan savaşlann ardından birçok in-
san öldü. Dünyanın yoksul kesimi, dünya nimet-
lerinden daha çok pav alabtlmek amacıyla da-
ha yoğun çahşmalar içine girdi. 1960 yıknda
zengin ve yoksul arasındaki fark 30 kat iken 40
yıl sonra bu fark 74 kata çıknuştu*" dedi.
TİHV Başkanı Yavuz Onen de açıklamasın-
da, 52 yıl boyunca bırçok şeyin değışmediğını
anlattı. Önen, ekonominin gelişıminin insan
haklan alanındaki ilerlemelere bağh olduğunu
anlatarak Türkiye'de son günlerde tartışılan F
tipi cezaevi konusuna değindı. Önen F tıpleri-
nin tecrit amaçlı ve insanlan imha etmeye yö-
nelik olarak yapıldıklannı savundu.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (CY-
DD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan ise şu
açıklamayı yaptı:
"ÇYDD Genel Merkezi ve tüm şubeleri ola-
rak. İnsan Haklan Günü'nde F tipi cezaevleri-
nin, mahkûmîann insan haklanna uygun ev-
rensel kıstaslan yeterince taşınıadığı ve bunla-
nn, hukuk ve büimsellik ölçütierine uygun ha-
le getirilmesi görüşündeyiz."
CHP Kadıköy Ilçe Örgütü 'İnsan Haklan ve Türkiye' paneli düzenledi
'Türkiye'nin sicili temiz değiF
• Türkiye'de yaşanan insan
haklan ihlallerinin
tartışıldığı panelde yapılan
konuşmalarda, Meclis'te
kabul edilen şartlı sahverme
yasasının eksikliklerine
vurgu yapıldı.
• Istanbul Haber Servisi - CHP
Parti Meclısi Üyesi ve eski Adalet
Bakanı Mehmet Moğuhay, söz ve
anlatım özgürlüğünün insan hak-
lannın temeli olduğunu belirterek
Türkiye'de sayılan 10 bini bulan
düşünce suçlusuna dikkat çekti.
Eski DtSK Genel Başkanı Kemal
Nebioğlu ıse "ugruna gözyaşı ve
kan akralan" insan haklannın ya-
şama geçmesi için sendikal örgüt-
lenmenin şart olduğunu ıfade etti.
CHP Kadıköy Ilçe Başkanlığı
ve Kadıköy Belediye Başkanlı-
ğı'nca 10-17 Arahk İnsan Hakla-
n Haftası kapsanunda düzenlenen
"İnsan Haklan ve Türkiye'' konu-
lu panelde konuşan CHP Parti
Meclisi Üyesi ve Eski Adalet Ba-
kanı Mehmet Moğultay, insan hak-
lan ihlallerini değerlendirdi. Mo-
ğultay, düşünce ve ınançlanndan
dolayı insanlann demir parmak-
lıklann arkasına atıldığı ve işken-
ce gördüğü çağımızda Türkiye'nin
insan haklan sicilinin temiz olma-
dığını belirtti. Insan haklannın en
çok ihlal edildiği yerlerin cezaev-
leri olduğunu savunan Moğultay,
581 cezaevinin bu ihlalin büyük-
lüğünü kanıtladığını söyledi.
Eski DtSK Genel Başkanı Ke-
mal Nebioğlu, Insan Haklan Ev-
rensel Bildırgesi'nde belirtilen hü-
kümlerin Türkiye tarafından kabul
C H P »MSAH HAKUARI MASASI
TÜRKİYE ve İNSAN MAKLARI
-17 ARAUK İNSAN HAKLARI HAFTASi
Panefe konuşmacı olarak Mehmet .Moğultay, Kemal Nebioğlu, Süheyl Ba-
tum ve Algan Hacaloğhı kanku. (Fotoğraf: GAMZE DEMİRDAĞ)
edildiğıni, ancak uygulanmadığı- suçlannı kapsayıp düşünce ve si-
nı ifade etti. Nebioğlu, insan hak-
lannın yaşama geçmesi için sendi-
kal örgütlenmenin gerekliliğine
işaret etti.
Devlet - toplum iüşkileri
Bahçeşehır Üruversitesi Hukuk
Fakültesi Dekanı Süheyl Batum ise
Türkiye'nin devletle toplum ara-
sındaki iüşkileri düzenleyemediği
için yıllardır insan haklan açısm-
dan sancılı dönemleryaşadığını di-
le getirdi. Batum, devletin insan
haklanna bakış açısının "asmaya-
hm da besleyefim mi" ya da "Gü-
venKk güçlerini soğutmayahm"
söyleminde ortaya çıktığını belirtti.
CHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı ve tnsan Haklanndan Sorumlu
eski Devlet Bakanı Algan Haca-
toğju, Şartla Sahverme ve Ertele-
me Yasası'nın hırsızlık ile cinayet,
yasi suçlulan kapsamamasımn
adil olmadığını vurguladı. Haca-
loğlu, " F " tipi cezaevleri ne-
deniyle başlatılan ölüm oruçlan
için bir an önce çözüm üretilmesi
gerektiğini söyledi.
'Taşeronlaria yönetiüyoruz'
Kültürel çoğulculugun da sağ-
lanamadığını anlatan Hacaloğhı,
demokrasi çıtasmın yükseltilebü-
mesi için herkesin anadilinde ko-
nuşması, şarkı söylemesi ya da te-
levizyon kurması taraftan olduğu-
nu ifade etti. Türkiye'nin taşeron-
laria yönetilen bir ülke haline gel-
diğini belirten Hacaloğlu, sözleri-
ne şöyle devam etti: "Ekonomimiz
IMF'nm,dış üişkilerimiz BeyazSa-
ray ve Pentagon'un, insan haklan
ise ırkçüar ve rantçılar ile kuşatü-
mış hükümetin etinde."
SlFIR AOtfTMSZ/ORALÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Başına ölüm bandı bağla-
mış, sanşın mavi gözlü genç,
beni görünce 'Oral Ağabey'
diye elime sanldı. Ayağa kalka-
mıyordu. Ölümün hemen yanı-
başımda olduğunu hissettim.
Yüzü sararmıştı, cildinde hafif
yaralar oluşmuş gibiydi.
önceki gün süren 8 saatlik
maraton boyunca, hep biriikte
ölüme dur demeye çalıştık.
Adalet Bakanı'nın 'F Tipi Erte-
lenmiştir' açıklamasını Bay-
rampaşa Cezaevi Savcısı'nın
odasında Meclis Insan Hakla-
n Komisyonunun Att Komisyo-
nu olarak kurulan Cezaevi Ko-
misyonu üyeleri ile biriikte izle-
dik. Dışanda umut yaratan bu
açıklama bizlerde hiç umut ya-
ratmamıştı. Çünkü, ölüm oru-
cundaki siyasi tutuklu ve mah-
kûmlar, 'Erteleme' sözü duy-
mak istemiyorlardı.
1996 ölüm orucu bitirilirken
birçok önemli talep, daha son-
ra yerine getirileceği sözü ve-
rilerek 'ertelenmişti.' Bu ne-
denle onlar, erteleme değil, çö-
züm istiyoriardı. Yaşadıkları
deneyler onlann böyle davran-
masınıanlaşılırkılıyordu Çün-
kü verilen sözlerin hemen hiç-
Ölüme Konuşmak, Ölümüne
Konuşmak
biri yerine getirilmemişti. Aile-
lere cezaevi kapılannda kötü
muamele sürüyordu. Mah-
kûmlann en temel sağlıktalep-
leri karşılanmıyordu. Birçok
ölümcül hastanın tahliyesi ya
adli tıp tarafindan anlaşılmaz
gerekçelerte reddediliyorya da
bu talepler bürokrasi çarklan
içinde yok olup gidiyordu.
En önemlisi, cezaevlerinde
büyük olaylaryaşanmıştı. Ulu-
canlar'da 10 kişinin öldürül-
mesi, Burdur'da kol koparan
operasyonlar tazeliğini koru-
yor. Meclis insan Haklan Ko-
misyonu'nun bu toplu öldür-
meyi belgeleriyle kanıtlayan
raporuna rağmen doğru dü-
rüst bir soruşturma bile açıla-
madı. Yaralı mahkûmlar yargı-
lanıyor. Kolu kopan Veli Saçı-
lık, kol protezi bakan tarafin-
dan söz verildiği halde yapıl-
madığı gibi hücrelere atılıyor.
Işte böyle bir güvensizlik or-
tamında ölüm orucundakiler
somut çözümler istiyoriar. F Ti-
pi cezaevlerinin, hücretipi ce-
zaevi olmasından çıkarılması
için bakanlığın açıklama yap-
masını bekliyorlar. Gün boyu
böyle bir açıklama bakanlıktan
gelmedi. Aslında bakanın ön-
ceki akşam 'erteleme'y\ dile
getirirken adlannı belirttiği ku-
rumlar Türkiye Barolar Birliği,
Türk Tabipıeri Odası ve Türk
Mühendis ve Mimarlar Odası
temsilcileri Sincan'da yapımı
tamamlanan F tipi cezaevine
gidip burasının bakanın belirt-
tiği gibi 'insan haklan' ve 'ulus-
lararası standartlar' açısından
nasıl bir şekle dönüştürülmesi
gerektiğı konusunda bir rapor
verebilirler. Yani ertelenen çö-
züm, daha erkene alınabilir.
Bu yazıyı yazdığım sırada
henüz bu konuda bir gelişme
olmamıştı. Sonuç olarak şu
andaki durum, bir çözüm du-
rumu değil. Btz dün 8 saatlik
görüşme sonunda gördük ki
ıçeridekiler çok ciddi bir gü-
vensizlik tutumu içindeler. Bi-
ze saydıklan örnekler hepsi
son yılların Türkiye gerçeği.
Sakin bir dille taleplerini anlat-
tılar.
Koğuşları dolaştık. Henüz
bir çözüm üretilememiş olma-
sının sıkıntısı içindeyiz. Ölüm
orucundakilere 'bitirin' diye-
medik. Halbuki onlann bitir-
mesini istiyoruz. Onlar, güve-
necekleri bir çözüm ortaya
çıkmadan vazgeçmek niyetin-
de değiller.
Önceki gün çıkan Af Kanu-
nu bile siyasi iradenin hâlâ çö-
züm üretmeye niyeti olmadığı-
nı gösteren bir içerik taşıyor-
du. Iktidarpartilerinden birinin
milletvekili 'Gebersinler' diye-
biliyordu. "Onlar böyle bir or-
tamda güven duymuyoruz"
dedikleri zaman, onlara, 'Ha-
yırgüvenin' diyemiyorduk.
Orneğin Adalet Bakanı, içe-
ride sağlık durumu elverişli ol-
mayanlann tahliye edilecekle-
rini söyledi. Bu zaten yasal bir
zorunluluk değil mi? Bugüne
kadar benim tanık olduğum,
onlarca olayda bakanlık bü-
rokrasisi hiç de çözücü birtu-
tum içine girmedi. Her sefe-
rinde bizlerin özel çabaları ge-
rekti. Birçok insan, ancak biz-
lerin gayretiyle ölümlerinden
birkaç gün önce tahliye edildi-
ler.
Yıllardır, unuttuğum ceza-
evinin karanlık koridorlanna
yeniden daldım. Daha önceki
cezaevi ziyaretlerinden tanıdı-
ğım insanlara merhaba de-
dim. Nilüfer'in soyadını bilmi-
yorum. Daha önceki ziyaret-
lerimde görüş yerinde konu-
şuyorduk. Çağırdım, iyice za-
yıflamıştı. Kucaklaştık... Yann
onlann bir kısmıntn yaşamını
yitirmelerini düşünmek bile
çok acı verici. Bu ülke acılar-
dan bir türtü kurtulamıyordu.
Onlar ölümün yanı başın-
daydılar. ölüm onlann hemen
yanındaydı. Cezaevinden çı-
karken ayaklanmız geri geri gi-
diyordu. Orada onları ölüme
terk ediyorduk. Dün 10 Ara-
lık'tı. Insan Haklan Günü'ydü.
Türkiye ölümü soluyordu. Bir
çözüm üretememenin sıkın-
tısını yaşıyorduk.
2000TİYILLARDA
ERDAL ATABEK
Bırakınız Ölsünler...
Bırakınız geçsinler...
Bırakınız yapsınlar... *
Liberal ekonominin kurallan bu sözlerie anlatılır.
Piyasa ekonomisi, 'daha çok ıstenen'i, 'daha çok
beğenilen X 'daha çok tanınan 'ı öne çıkanp daha çok
üretirken rekabet de fiyatlan düzenleyecek, kaliteyi
yükseltecektir.
Bu arada dile getirilmeyen kurallardan birisi de;
'parası olan alacak, parası olmayan bakacak'lır.
Liberal ekonominin uluslararası şirketler kapitaliz-
mine dönüşmesiyle de yeni bir 'tüketim dünyası'ya-
ratıldı. Artık 'geride kalanlar'a bakacak bir dünya gö-
rüşü kalmayacaktı. Hep 'daha ilerde olanlar görûle-
cek, onlara yetişmek için çaba harcanacakt\.
Peki, 'geride kalanlar' ne olacaktı?
Onun yanrtı ise açıkça dile getirilmeyen başka bir
kural oluyordu: 'Bırakmız ölsünler'.
Onlar, yeni dünya düzenine ayak uyduramayanlar-
dır.
Nasıl ki doğadaki değişimlere ayak uyduramayan
canlılar birer ikişer tüıieri yok olarak ortadan kalkıyor-
sa, bu yeni dünya düzeninın sosyal değışımine ayak
uyduramayanlar da bir biçimde 'ölecekti'.
Artık sesleri çıkmayarak 'öleceklerdi'.
Artık, etkin olmayarak 'öleceklerdi'.
Artık, iktidara gelemeyerek 'öleceklerdi'.
Artık, vartıklan hissedilmeyerek 'öleceklerdi'.
Sonunda da çoğalamayarak, türierini koruyama-
yarak hayat sahnesınden silineceklerdi.
Liberal ekonominin iktidar biçimi olan liberal poli-
tikanın kitlelere söylediği buydu. 'Ayak uydurama-
yanlar yaşayamaz'.
Bu, 'bırakıntz ölsünler' ekonomisidir.
Bu, 'bırakınız ölsünler' politikasıdır. .
• • •
ölüm orucuna yatan insanlann karşısında sessiz
kalmak, oralı olmamak, 'Madem oyle karar vermiş-
ler, yapsınlar bakalım' demek de ınsancıl duyariılığı
hiç kalmamış bir tutumu sergılemektedir.
Böyle bir olaya duyartılık göstermek için onlann
düşüncelerini paylaşmak, kararlannı onaylamak, on-
lar gibi olmak gerekmez. Tersine, düşüncelerini pay-
laşmadığınız zaman, kararlannı onaylamadığınız za-
man, onlardan birisi olmadığınız zaman, duyarlılık
göstermeniz daha çok önem taşır.
Çünkü, aslolan yaşamaktır, her koşulda insanın
(büfün canlılann da) mücadelesi yaşamak içindir.
Devleti yönetenlerin tutumunu da desteklemiyo-
rum, ölüm orucu karan verenlerin tutumunu da des-
teklemıyorum. Insan yaşamını tehlıkeye atan, ortadan
kaldıran hiçbir karan, hiçbir tutumu desteklemem.
Türk Tabipleri Birliği'nin 'Onlar öyle karar vernıiş-
se bizim yapacağımız bir şey yoktur' biçimindeki tu-
tumunu dayanlış buluyorum. Kim nasıl karar vermiş-
se versin, hekimlenn görevi, insanları hayattatutmak
için çalışmaktır. Bu noktayı da burada belirteyim.
F tipi cezaevleri çatışmanın görünür noktasıdır, a-
ma çatışma bu olaydan çok daha derin bir çatışma-
dır.
Ftipi cezaevi, içerde yatanı yalnızlaştırmanın, gru-
bunun dışında bırakarak hareket etmesinin aracıdır.
Yapılmasının amacı da budur, karşı çıkılmasının ama-
cıda.
ölüm oruçlan elberte durdurulmalıdır.
ölüm oruçlannı durdurmak için yapılması gereken-
ter ödün vermek, örgütlere boyun eğmek sayılmama-
lıdır.
Soğukkanlılıkla, mantıkla çözüm aranmalıdır.
önemli olan, bunca insanın, bunca gencin neden
düzene uymak yerine, sisteme uymak yerine bu ça-
ttşmalan göze aldığını, hayatlannı bile niçe saydığını
anlayabilmektir.
Onlann neden 'tüketim dünyasının hırslı bireyi' ol-
mayı reddettiklerini anlamak çok önemlidir.
Birbirini anlamak elbette önce niyet sorunudur. An-
lama niyetiniz yoksa anlamanız olanaklı değildir.
Bütün bunlan anlamayı reddederseniz, bu genç
insanlann temelde nelerie çatıştığını görmezden ge-
lirseniz, kendi variığınızı asıl sayıp herkesin ona uy-
masını beklerseniz, yaptıklannız şu anlama gelir 'Bt-
rakınız ölsünler*.
Bırakınız, eğitimsızlikle ölsünler.
Bırakınız, işsizlikle ölsünler.
Bırakınız, parasızlıkla ölsünler. '
Bırakınız, haksızlıklarla ölsünler.
Bırakınız, yalnızlıkla ölsünler.
Belki de F tipi, bir hapishane değildir de, insanla-
nn yalnızlığa, anlayışsızlığa mahkûm edildiği bir ya-
şama biçimidir.
Ama, bütün buntara karşı çıkmak için, bütün bun-
lan ortadan kaldırmak için ölmek değil, yaşamak ve
mücadete etmek gereklidir.
Hayatın içinde ve hayatın yanında olalım...
e-mail:erdalataksuperonline.com
Faks:0212 513 90 98
Belediyeyi protesto etmişlerdi
Gazetecilere eylem
soruşturması
BOLU (Cumhuriyet)
- Bolu Belediye Başka-
nı Yüksel Ceylan'la ilgi-
li eleştirel haberler ya-
pan Ekspres gazetesinin
bürosunun ve matbaası-
nın kapatılmasını pro-
testo eden gazetecıler-
dan bazılan hakkında
soruşturma başlatıldı.
Soruşturma açılanlar
arasında Bolu Gazete-
cıler Cemiyeti Başkanı
Gökhan Aydm ve gaze-
temiz muhabiri Rujhat
Avşar da bulunuyor.
DSP'li Belediye Baş-
kanı Yüksel Ceylan'ın
yolsuzluk yaptığına
ilişkin haberlere yer ve-
ren günlük yerel Bolu
Ekspres gazetesininbü-
rosu ve matbaası, ruh-
satsız olduğu gerekçe-
siyle belediye tarafin-
dan kapatılmıştı. Bunun
üzenne kentteki gazete-
ciler 1 Aralık'ta beledi-
ye binası önüne fotoğ-
raf makinelerini ve ka-
meralânnı bırakarak
olayı protesto etmişler-
di.
Hiçbir sloganın atıl-
madığı ve sadece 2 da-
kika süren tepki eylemı-
ne katılan gazeteciler
hakkında Bolu Cumhu-
riyet Savcılığı'nca 2911
sayılı toplantı ve gösteri
yürüyüşleri kanununa
muhalefet ettikleri ge-
rekçesiyle soruşturma
başlatıldı.
KAYIP KOPEK
Beyaz uzun tüylü 8 aylık Terrier cinsi
(adı da Beyaz) erkek bir köpek,
Mecidiyeköy Atakan Sokak civannda
kaybolmuştur. Bulan ödüllendırilecektir.
Tel. Cep: 0535 730 95 03
O535 414 65 OO
0533 262 58 32