25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Karagümrük Çetesi'nin Uşak'ta çıkardığı olaylar cezaevleri güvenliğini tartışmaya açtı Sorıın çok başlı yönetimANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Uşak'ta «Nuriş kardeşler''in neden olduğu olaylar cezaevlerindeki güvenlik sorununu yeniden gündeme getirdi. Adalet, Içışleri ve Sağlık bakanlıklan arasında iç güvenliğin sağlanması ve sorunların giderilmesi amacıyla imzalanan protokolün geçersizliği bir kez daha ortaya çıktı. Cezaevlerinde iç güvenliğin jandarma, infaz koruma memurlan, dış güvenliğin de polis taranndan sağlanması • Cezaevlerinde iç güvenliğin jandarma, infaz koruma memurlan, dış güvenliğin de polis tarafmdan sağlanması nedeniyle yaşanan çok başlılık sorun yaratmayı sürdürüyor. nedeniyle yaşanan çok başlılık sorun yaratmayı sürdürüyor. Her ısyanda infaz koruma memurlan ve diğer cezaevi görevlüerinin gruplar halinde rehin alınması, tutuklu- hükümlü ile görevliler arasındaki ılişkilerin sorgulanması gereğini ortaya koydu. Uşak'ta yaşanan olaylann ardından Adalet ve Içişleri bakanlıklan arasında başlayan tartışmalar sürerken Içişleri Bakanı Sadetân Tantan, "çete suçlulan için özel cezaevi" önerisini gündeme getirdi. Uşak'ta 5 kişi öldürüldû Vedat-Nuri Ergin kardeşlenn Istanbul Kartal Cezaevi'nde Alaattin Çakıa ile başlayan çete hesaplaşmasL, Uşak Cezaevi'nde 5 kişinin ölümü ve sevk edildikJen cezaevlerinde çıkardıklan olaylarla sürdü. Ergin kardeşlenn neden olduğu olaylar, cezaevlerindeki güvenlik konulannı yeniden tartışma gündemıne taşıdı. Mevcut düzenlemeler gereğince cezaevlerinin iç güvenliği Içişleri Bakanlığı'na bağlı jandarma ve Adalet Bakanlığı'na bağlı infaz koruma memurlan ile sağlanıyor. Cezaevlerinin dış güvenliği ise yine Içişleri Fikri Sağlar 'Ergin kardeşler korunuyor' • Eski CHP PM üyesi Fikri Sağlar, "Susurluk düzenini devam ettiren hükümetin istifasını" istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Susurluk Araştırma Komısyonu'nda gÖrev yapan, eski CHP PM üyesi Fikri Sağlar, Ergin kar- deşlenn "birileri tarafindan konınduğunu" söyledi. Sağ- lar, "Bu korumanın, Selçuk Parsadan w Sabancı cinayeti- nin sanığı Mustafa Duyar'ın vurdurulmasryla hgğlantısı olabüır mi? Devktin kme sız- mışgûçfer, kuDandıklankişüe- ri koOuyor mu" diye sordu. Sağlar, "Susurluk düzenini de- vamettiren hükümetin istifası- nı" istedi. Fikri Sağlar, Ergin kardeşle- nn cezaevi eylemlennin ardm- dan bir dizi soru işaretinin gündeme geldiğine dikkat çektı: u Birşeyierin bedeKmir *Ergin kardeşkr birileri ta- ranndan korunuyor mu" di- ye soran Sağlar, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Bu korumanın, Parsa- dan'ın ve Sabancı cinayetinin samğı Mustafa Duyar'ın vur- durulmasıyla bir ilg&i olabiür mi? Acaba baa insanlara gö- revler verffip sonra da bu in- satüarkorumryormu?Bazıki- şSerindeviettaranndankuDa- nıidığı açık. Devietin içine sz- nuşgüçierkullandjklarıkişOe- ri koDoyor mu? ÇaktcTda da tefcfon buiunuyor. Bu, bir şey- ferinbedeJiıni?ErolEvci] ay- m şekilde yaşıyor. Ergin kar- deşiersondereceayncahkh ko- şuBardayaşm>rlar.Çetedlerin efinde cep teiefonu ne anyor? îşin çığnndan çıkoğı açık. Ko- nınduktan için gemi azıya al- dılar. Susurhık düzeni devam ediyor. Bunlann dışanda da yansımalan var. Birçok sözde faffimechulcinayetinfaili dışa- nda geziyor. Siyasetçüer, bü- rokratiar sorgulanmah. Top- lum bunu çok ckkfi talep edi- yor.Bu hükûmet Susurluk dü- zenini devam ettiriyor. Bu ne- denle istifa etmefidnf ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART m.kart@superonline.com.tr Bakanlığı'na bağlı polis tarafindan sağlanıyor. Bu hükümet döneminde, cezaevlerindeki güvenlik ve diğer konularda yaşanan sorunlann çözümü amacıyla Adalet, Içişleri ve Sağlık bakanlıklan arasında protokol imzalandı. Protokol ile cezaevindeki güvenlik sorunlannın giderilmesi için görevliler arasında eşgüdüm sağlanması amaçlandı. Içeriye yasak malzemeyi soktuklan gerekçesiyle avukatlann giriş ve çıkışta sıkı şekilde aranmasına başlandı. Aranmaya tepki gösteren avukatlar, müvekkilleriyle görüşmeye gitmeme eylemı başlattı. Ergin kardeşlenn gerçekleştirdikleri eylemler üç bakanlık arasında imzalanan ve sorunlan gidereceği açıklanan protokolün işlevsizliğıni ortaya koydu. Tüm cezaevi isyanlannda infaz koruma memurlan ve diğer cezaevi görevlüerinin gruplar halinde rehin alınması, bu görevliler ile tutuklu- hükümlü arasındaki ilişkilerin sorgulanmasını gündeme getirdi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk, cezaevlerinde yaşanan olaylann F tipi cezaevleriyle çözümleneceğini savunurken Bakan Tantan, çete suçlulan için özel cezaevi önerisinde bulundu. Tantan, bir adada inşa edılecek cezaevine çete suçlulannın konulması yönündeki önerisini Başbakanlık'a sunacağını kaydetti. Tantan, "Alkatraz'' tipi cezaevinin devlete bir maliyeti olmayacagını, tüm giderierin özel ıdareden karşılanabileceğini belirtti. Ergin kardeşlerin sevki sırasındaki olaylann gündeme getirdiği sorular Devlet, çeteye nasıl teslim oldu? ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Ergin kardeşlenn "Uşak Cezaevi'nde ve sflahlanyla, cep telefonlanyla sevkleri sırasuıda gerçekleştirdikleri e> lemler" bır dizi soruyu gündeme getirdi. Devietin cezaevindeki çeteye teslimiyetini ortaya koyan olay- lar, kamu görevlüerinin yanı sı- ra siyasetçileri de zan altında bı- raktı. Uşak Cezaevi'nde aranıp ring aracıyla Bilecik'e sevk e- dilen Vedat Ergin, burada sila- hı kafasma dayayarak eylem yaptı. Çakıcı'nın adamlannm bulunduğu cezaevlerine gön- derilmesine karşı çıkan ve ağa- beyi ile aynı cezaevine konul- mak isteyen Ergin, 9.5 saat son- ra gerçekleştirilen operasyon sonucunda ele geçirildi. Vedat Ergin Ödemiş Cezaevi'ne, Nu- ri Ergin ise Bergama Ceza- evi'ne kondu. Ergin kardeşle- rin Uşak'ta gerçekleştirdiği ve sevki sırasında yaşanan olaylar şu sorulan akla getiriyor: • Cezaevi yönetimine isyan e- den bir çete lideri katü, nasıl si- lah ve cep telefonuna sahip ola- biliyor? • Sevk sırasuıda arandıklan ileri sürülüyor. Arama sırasında görevlilenn bir suiistimalı mi söz konusu? Yoksa, görevlilere üst düzey yetkılilerden cep tele- rarak gazetecikre açıklamalar yapıyor. Askerler bu hareketçok olagannus gibi araçta otururken Ergin'in slogan atmasma nasıl izin veriliyor? • Bu görüntü, cezaevini kan gölüne çeviren, tutuklulan öl- dürüp, gözlerini oyan, alınlan- na imzasını atan Nuri Ergin'in • Uşak Cezaevi'nde aranıp ring aracıyla Bilecik'e sevk edilen Vedat Ergin, burada silahı kafasına dayayarak eylem yaptı. Çakıcı'nın adamlannın bulunduğu cezaevlerine gönderilmesine karşı çıktı. fonu ve silahlan yanlannda gö- tünnelerine izin verilmesine ilişkin bir talimat mı venldi? • Ring araonda, jandarma- lardan ayn olarak iç bölümde bulunması gereken Nuri Ergin, neden araçtajandarmalariavan yana._ Araç hareket hanndey- ken bir komutan edasıyla kapı- yı açtinp, kafasuu dışanya çıka- ıstese elini kolunu sallayarak kaçabileceğinin de bir kanıtı de- ğilmi? * Ö jandarma jlay komutan- hğjnda isyancmın ailesiyle gö- rüşmesine izin verümesi mevzu- ata uygun bir işkm mi? • Nuri Ergin, Kartal Özel Tip Cezaevi'nden daha rahat hare- ket etsin diye mi Uşak'a sevk e- dildi? Ergin kardeşlerin ceza- evine hâkim oLmalanna neden ve nasıl izin verildi? Kusurlu ol- duklan alenen ortada olan ceza- evi yöneticileri ve güvenlik gö- revlileri hakkında işlem yap- mak için neden bekleniliyor? • Cezaevindetutuklu değfl de adeta yönetki gibi hareket eden Ergin kardeşlerin Uşak esnafinı haraca bağladıklan iddiası doğ- ru mu? Devtet, vannin deyimry- le "Bu sapıklann, canilerin" karstsında acz içinde mi? • Ulucanlar Cezaevi'nde sa- yım verilmediği gerekçesiyle 11 siyasi mahkûmun ölümüyle sonuçlanan operasyonu düzen- lemekte tereddüt etmeyen dev- let cezaevinde 'Nuriş'lere ne- den bu kadar müsamahah dav- randı? • Cezaevinde devietin güven- cesinde bulunan 5 yurttaş Ergin kardeşler tarafindan öldürüldû. Cezaevinde gözetimindeki mah- kûmu koruyamayanlar, bunun hesabını nasıl verecek? IRMIKIAYDIN ENGİN aenginCg doruk.net.tr Aslında Devtet Bahçeti'nin i- ki saatlik konuşmasının ardın- dan kuruttay bitmedi tabii. Da- ha tüzük, program değişiklikle- ri oylanacak, sonra seçim san- dıklan kurulacak ve MHP dele- geteri Devlet Bahçeli ve daracık ekibi tarafindan saptanmış lis- teye oy verecekler; ister iste- mez oylar sayılacak, falan filan. Yani kurultay akşamın, hatta gecenin geç saatlerine kadar "resmen" sürecek. Ama yazının başlığı yine de doğaı: Devlet Bahçeli konuştu, kurultay bitti. Uzun bir konuşmaydı ve önemli bir konuşmaydı ve iddi- alı bir konuşmaydı. Zaten baş- kent duvarianna asılan kurultay afişlerinin en göze batanı da bir tddiayı apaçık yansıtıyordu: Yüzyılla sözleşme. Iki saati bulan uzun bir ko- nuşmaydı. Trtizce hazırlandığı, üstünde düşünüldüğü, belli bir sistematiğe kavuşturulduğu daha ilk bölümlerinde belli oldu. Ancaaak... Salonu dolduran delege, mil- Bahçeli Konuştu, Kurultay Bitti letvekili ve Ülkü Ocaklı gençle- rin çoğunun dinlemediği, dinle- yenlerin çoğunun anlamadığı konuşma bittiğinde hemen bir değerlendirme yapmakta zor- landık, en azından duraksadık. Önemi günlerdir vurgulanan konuşma için "Dağ fare doğur- du" denebilir; ama "Bahçeli ve ekibi MHP'ye çok uzun erimli, çok geniş bir coğrafyayı kap- sayan birmisyon biçiyor; onun ideolojik ve siyasal temellerini atıyor" da denebilir. Değerlendirme ne olursa ol- sun, bu konuşmanın üstünde durulması gerektiği açık. MHP'nin "önder"\ küresel- leşme olgusunun çözümlen- mesine konuşmasının başında uzun bir bölüm ayırdı. Küresel- leşmenin kendisine göre olum- lu ve olumsuz yanlarını irdeledi. Çok belirgin olmasa da küre- selleşmenin "olumlu" yanlan- nı daha çok vurguladı. MHP'nin geleceğini (ya da misyonunu) küreselleşmeye karşı çıkan bir eksende değil, küreselleşme ol- gusunu "veri kabul eden" bir düzlemde yürütmesi gerektiği- ni belirtti. Ardından da bu düzlemde "milliyetçilik"e yer aradı. Işte i- ki üç paragraf yukanda değin- diğimiz, "Dağ fare doğurdu"ya da "Bahçeli MHP'yi, Türkiye'yi aşan bir misyonla donatıyor" gibi iki çelişik yargı burada or- taya çıkıyor. Küreselleşmenin, ulusal (mil- li) olanı hızla erittiği, ulusal de- ğerleri silikleştirdiği saptaması- nı yapıp ve bu olguya karşı çık- mak yerine onu "veri" kabul edip, sonra da "Milliyetçiliğin ve demokrasinin stratejik öne- mi ve değeri özellikle bu nokta- da kendini iyice hissettirmek- tedir. 21. yüzyılda beşeri çoğul- culuğun ve dayanışmanın anahtar kavramı demokrasi ve milliyetçilikolacaktır" dendiğin- de kaçınılmaz bir çelişki doğu- yor. Küreselleşme toprağında milliyetçilik fidesi ağaca dönüş- mez, kurur. Böyle bakılırsa Bah- çeli'nin, bizce MHP Kurulta- yı'nın özü özeti olan konuşma- sı için "Dağ fare doğurdu" de- mek haksız değil. Ancaaaak... Bahçeli'nin konuşmasının başka yerferinde iki önemli vur- gusu var. "...güçlüyerelleşme ve aynş- ma eğilimleri küreselleşmenin önünü açan bir ufalanmayı ve korumasızlığı ifade etmektedir" dedi. Bahçeli, "yerelleşme" te- rimini "mikro milliyetçilik" an- lamında kullanıyor ve yukanda- ki ahntıda açıkça görüldüğü üzere böyle bir milliyetçiliği red- dediyor; mikro milliyetçiliğin, küreselleşmenin önünü açan bir ufalanmaya ve korumasızlı- ğa hizmet ettiğini duraksama- dan belirtiyor. Balkanlar'da ve Kafkaslar'daki milliyetçi hare- ketleri bu bağlamda değerlen- diriyor. Ardından sözü "Avrasya je- opolitiği'ne getiriyor ve Türki- ye'ye "Balkanlar-Kafkasya-Or- tadoğu-Orta Asya"y\ kapsayan bir coğrafyada can alıcı bir mis- yon biçiyor. Uzun paragraflarla bu misyonu tanımlıyor. Yani "mikro milliyetçiliği" reddeden Bahçeli, Türkiye'nin önüne "makro milliyetçi" bir misyon getiriyor. ideolojik geçmişi "Turancı- lık"\a, "Pan-Türkizm"\e temel- lenmiş bir partide bu misyon ta- nımını, laf ola beri gele yapılmış bir vurgu olarak göremeyiz. MHP'nin "öncter"inin kurul- tay konuşması kanımızca üs- tünde durulması, iyi irdelenme- si gereken bir belge. Çünkü bu sözler marjinal bir partinin ge- nel başkanının ağzından değil, iktidardaki bir partinin ve ilk se- çimde tek başına iktidar hesap- lan yapan bir partinin "ön- der"inin ağzından çıktı... 'Vekil'e holdingcilik serbest, sendikacılık yasak Milletin "vekiline", holdinglerde yönetim kurulu üyeliği yapmak serbest. Bu nedenle, özellikle ANAP'lı bazı milletvekilleri holding, şirket yönetimlerinde görev yapmakta sakınca görmüyor. Etibank'ın 1998'de Cavit Çağlar ve Bilgin Grubu'na satışına onay veren bakanlar arasında yer alan ANAP Istanbul Milletvekili Güneş Taner, daha sonra Dinç Bilgin'e ait Medya Holding Yönetim Kurulu'nda 15 ay görev yaptı. Etibank'a el konulmadan hemen önce de yönetim kurulu üyeliğinden "özel nedenlerle" istifa ediverdi. ANAP izmir Milletvekili Işın Çelebi, geçen dönem Sabancı Holding Yönetim Kurulu'na girdi. Ancak, yoğun tepkiler üzerine bu görevden istifa etmek zorunda kaldı. Şu anda milletvekili olmasa da eski ANAP'lı bakanlardan Rüşdü Saracoğlu'nun Egebank ile ılışkilerı de ortada... öyle anlaşılıyor ki bazı milletvekıllen TBMM çatısı altında holdinglerin çıkariannı savunmakta sakınca görmüyor. Taner'e göre, "konunun etikle falan ilgisiyok". Peki, bu milletvekilleri "milletin mi, yoksa holdinglerin mi vekıli?" Milletvekillerinin holdinglerin yönetim kurulunda görev yapmasına anayasal bir engel yok, ama "etik", "kamu vicdanı" açısından olaya yaklaşıldığında bu tavırlann pek onay gördüğü söylenemez... Çarpıklık anayasadan kaynaklanıyor. Anayasanın 82. maddesınde "üyelikle bağdaşmayan işler" sayılıri<en "...kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunlann üst kuruluşlannın ve katıldıklan teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullannda görev alamazlar" deniyor. Yanı, patron temsılciliğinı yapmak serbest, emekçiyi temsil yasak... Antalya'da uçakbenzini yüklü tankerin \aptığıkaza karayol- lanndaki trafîk terörünü bir kez daha gözler önüne serdL Canavarın alkol karnesi TBMM Trafik Araştırma Komisyonu'nun raporunda, bir dizi istatistik yer alıyor. Rapora göre, ilkokul mezunlannın kazalara kanşma oranı yüzde 40'lan aşıyor. Yüksekokul mezunlannın kazalara karışma oranı ise yüzde 7'lerde kalıyor. Bu, pek şaşırtıcı bir sonuç değil. Ancak iş alkollü araç kullanmaya gelince, oranlar hemen birbirine yaklaşıveriyor. 5 bini aşkın sürücü üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlanna göre, TIR ve kamyon sürücülerı alkol tüketmekte birinci. Aynı araştırmaya göre, alkollü araç kullanmak öğrenim düzeyi falan da tanımıyor. İlkokul mezunlannın yüzde 43.3'ü, ortaokul mezunlannın yüzde 43.2'si, üniversite mezunlannın yüzde 40.1 'i alkollü araç kulllanıyor. Ne içtiklerıne gelince; bira yüzde 38 ile ilk sırada yer alıyor, bunu yüzde 27 ile rakı, yüzde 17 ile şarap izliyor... Gazeteci-milletvekili kol kola... Başkentte gazeteci-politikacı ilişkileri sık sık tartışma konusu olur. Genel olarak politikacılar gazetecilerden şikâyetçidir, gazeteciler de birbirterinden... TBMM'de parlamento muhabiri kartı almak için beş yıl basın karn taşıma zorunluluğu buiunuyor. Ancak, partamento muhabiri kartı taşımayan bazı gazeteciler de kulislerden eksik olmuyor. Kimi tanıdığı bir miHetvekilinin, kimi bir bakanın kolunda kulislere süzülüveriyor. Uygun koşullan taşımamalanna karşın, bazı politikacılann himayesinde kimlik alma yolunu zoriuyonar. Hatta, bazılarının işi gazetecilik bile değil. Basın kartı kimliğinin arkasında iş takipçiliği yaptıklan, kimse için sır değil. Buna karşın, TBMM yönetimleri değişiyor, bu kişilerin kulislere girmesi engellenemiyor... TBMM'de gazeteci-politikacı ilişkilerinin tartışılması gereken diğer bir yönü de ölçüsüz yakınlıklar ve kullanılan üslup. Bir gazetecinin bir milletvekili ve bakanla kol kola dolaşması hangi etik kurala uyar? Ya da bir politikacıya "abi", "sen" diye seslenmek mesleğin hangi temel ölçüsüne uyar? Çuvaldızı biraz da meslektaşlanmıza batıralım dedik... 'Aklını kullanma cesaretini göster!' DYP'nin "muhalif" safta yer alan milletvekilleri, kasım ayındaki kongreden beri "Parti içi platformlarda niçin eleştırel bir zemin oluşturulamıyor" sorusunu gündeme getinyortar. "Parti içi demokrasi" çağnsında bulunan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de sankı Meclis kulislerindeki bu yakınmalara kulak kabartmış gibiydi. Vekiller zirveden gelen desteği yorumlarken Ordu Milletvekili Yener Yıldınm'ın DYP'den ihraç süreciyle ilgili karar çıkageldi. Yıldınm, disiplin kuruluna gönderilmesine neden olan grup konuşmasında neler söylemişti anımsatalım: - Teşkilat fesihlerinden sonra oturup ikincı demokrasi söylemimizin neresinde olduğumuzu düşünmemiz gerekmiyor mu? Peynîr promosyonlu yarış TBMM Başkanlığı için yürütülen pazarlıklan, başkanlık divanı üyelikleri için partilenn kendi içindeki yanş izledi. Kâtip üyeliğini sürdürmek isteyen DYP'li Sebahattin Karakelle, rakip çıkma olasılığını dıkkate alarak önceden hazıriık yürüttü. Karakelle'nin promosyonu memleketi Erzincan'dan getırttiğı tulum peynirieriydi. DYP'liler, "Sebahattin Bey divanda kalmayı hak etti. Peynirleri hakikatli peynirdi" diye "hakkınr verdi. Ama masraflar biraz da boşa gitti, Karakelle tek aday olarak girdiği yanşta zaten zorlanmayacaktı. - Kendi içerisinde tutarsız ve güvensiz hale gelmekte olan bır partinin, halkın güvenini kazanması nasıl olacak? - Bu şartlar altında biz kime nasıl güveneceğiz? Bizim güven bunalımı yaşadığımız bir parti Meclis grubunda, vatandaş bize nasıl güvenecek. Çıkışına genel bir destek bekleyen Yener Yıldınm soruyordu: "Bu partinin duayenleri nerede?" Tansu Çiller'i belki de en çok kızdıran sözlerini en sona saklamıştı: "Aklını kullanma cesaretini göster!" Başına dert açan sözlerini "Bu, aydınlanma çağının sloganı" diye savunan Yıldınm'ı ne "aydın Cumhurbaşkanı" kurtarabilecek görünüyor, ne de aradığı "duayenleri" Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyıın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu tbmm@cumhuriyetcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle