Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Karagümrük Çetesi'nin Uşak'ta çıkardığı olaylar cezaevleri güvenliğini tartışmaya açtı
Sorıın çok başlı yönetimANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Uşak'ta «Nuriş
kardeşler''in neden olduğu
olaylar cezaevlerindeki
güvenlik sorununu yeniden
gündeme getirdi.
Adalet, Içışleri ve Sağlık
bakanlıklan arasında iç
güvenliğin sağlanması ve
sorunların giderilmesi
amacıyla imzalanan
protokolün geçersizliği bir kez
daha ortaya çıktı.
Cezaevlerinde iç güvenliğin
jandarma, infaz koruma
memurlan, dış güvenliğin de
polis taranndan sağlanması
• Cezaevlerinde iç güvenliğin jandarma, infaz koruma memurlan, dış
güvenliğin de polis tarafmdan sağlanması nedeniyle yaşanan çok
başlılık sorun yaratmayı sürdürüyor.
nedeniyle yaşanan çok başlılık
sorun yaratmayı sürdürüyor.
Her ısyanda infaz koruma
memurlan ve diğer cezaevi
görevlüerinin gruplar halinde
rehin alınması, tutuklu-
hükümlü ile görevliler
arasındaki ılişkilerin
sorgulanması gereğini ortaya
koydu. Uşak'ta yaşanan
olaylann ardından Adalet ve
Içişleri bakanlıklan arasında
başlayan tartışmalar sürerken
Içişleri Bakanı Sadetân
Tantan, "çete suçlulan için özel
cezaevi" önerisini gündeme
getirdi.
Uşak'ta 5 kişi öldürüldû
Vedat-Nuri Ergin kardeşlenn
Istanbul Kartal Cezaevi'nde
Alaattin Çakıa ile başlayan
çete hesaplaşmasL, Uşak
Cezaevi'nde 5 kişinin ölümü
ve sevk edildikJen
cezaevlerinde çıkardıklan
olaylarla sürdü. Ergin
kardeşlenn neden olduğu
olaylar, cezaevlerindeki
güvenlik konulannı yeniden
tartışma gündemıne taşıdı.
Mevcut düzenlemeler
gereğince cezaevlerinin iç
güvenliği Içişleri Bakanlığı'na
bağlı jandarma ve Adalet
Bakanlığı'na bağlı infaz
koruma memurlan ile
sağlanıyor. Cezaevlerinin dış
güvenliği ise yine Içişleri
Fikri Sağlar
'Ergin
kardeşler
korunuyor'
• Eski CHP PM üyesi
Fikri Sağlar, "Susurluk
düzenini devam ettiren
hükümetin istifasını"
istedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Susurluk
Araştırma Komısyonu'nda
gÖrev yapan, eski CHP PM
üyesi Fikri Sağlar, Ergin kar-
deşlenn "birileri tarafindan
konınduğunu" söyledi. Sağ-
lar, "Bu korumanın, Selçuk
Parsadan w Sabancı cinayeti-
nin sanığı Mustafa Duyar'ın
vurdurulmasryla hgğlantısı
olabüır mi? Devktin kme sız-
mışgûçfer, kuDandıklankişüe-
ri koOuyor mu" diye sordu.
Sağlar, "Susurluk düzenini de-
vamettiren hükümetin istifası-
nı" istedi.
Fikri Sağlar, Ergin kardeşle-
nn cezaevi eylemlennin ardm-
dan bir dizi soru işaretinin
gündeme geldiğine dikkat
çektı:
u
Birşeyierin
bedeKmir
*Ergin kardeşkr birileri ta-
ranndan korunuyor mu" di-
ye soran Sağlar, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Bu korumanın, Parsa-
dan'ın ve Sabancı cinayetinin
samğı Mustafa Duyar'ın vur-
durulmasıyla bir ilg&i olabiür
mi? Acaba baa insanlara gö-
revler verffip sonra da bu in-
satüarkorumryormu?Bazıki-
şSerindeviettaranndankuDa-
nıidığı açık. Devietin içine sz-
nuşgüçierkullandjklarıkişOe-
ri koDoyor mu? ÇaktcTda da
tefcfon buiunuyor. Bu, bir şey-
ferinbedeJiıni?ErolEvci] ay-
m şekilde yaşıyor. Ergin kar-
deşiersondereceayncahkh ko-
şuBardayaşm>rlar.Çetedlerin
efinde cep teiefonu ne anyor?
îşin çığnndan çıkoğı açık. Ko-
nınduktan için gemi azıya al-
dılar. Susurhık düzeni devam
ediyor. Bunlann dışanda da
yansımalan var. Birçok sözde
faffimechulcinayetinfaili dışa-
nda geziyor. Siyasetçüer, bü-
rokratiar sorgulanmah. Top-
lum bunu çok ckkfi talep edi-
yor.Bu hükûmet Susurluk dü-
zenini devam ettiriyor. Bu ne-
denle istifa etmefidnf
ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART
m.kart@superonline.com.tr
Bakanlığı'na bağlı polis
tarafindan sağlanıyor.
Bu hükümet döneminde,
cezaevlerindeki güvenlik ve
diğer konularda yaşanan
sorunlann çözümü amacıyla
Adalet, Içişleri ve Sağlık
bakanlıklan arasında protokol
imzalandı. Protokol ile
cezaevindeki güvenlik
sorunlannın giderilmesi için
görevliler arasında eşgüdüm
sağlanması amaçlandı. Içeriye
yasak malzemeyi soktuklan
gerekçesiyle avukatlann giriş
ve çıkışta sıkı şekilde
aranmasına başlandı.
Aranmaya tepki gösteren
avukatlar, müvekkilleriyle
görüşmeye gitmeme
eylemı başlattı.
Ergin kardeşlenn
gerçekleştirdikleri
eylemler üç bakanlık
arasında imzalanan ve
sorunlan gidereceği
açıklanan protokolün
işlevsizliğıni ortaya
koydu. Tüm cezaevi
isyanlannda infaz koruma
memurlan ve diğer
cezaevi görevlüerinin
gruplar halinde rehin
alınması, bu görevliler ile
tutuklu- hükümlü
arasındaki ilişkilerin
sorgulanmasını gündeme
getirdi. Adalet Bakanı
Hikmet Sami Tûrk,
cezaevlerinde yaşanan
olaylann F tipi
cezaevleriyle
çözümleneceğini
savunurken Bakan
Tantan, çete suçlulan için
özel cezaevi önerisinde
bulundu. Tantan, bir
adada inşa edılecek
cezaevine çete
suçlulannın konulması
yönündeki önerisini
Başbakanlık'a sunacağını
kaydetti. Tantan,
"Alkatraz'' tipi
cezaevinin devlete bir
maliyeti olmayacagını,
tüm giderierin özel
ıdareden
karşılanabileceğini
belirtti.
Ergin kardeşlerin sevki sırasındaki olaylann gündeme getirdiği sorular
Devlet, çeteye nasıl teslim oldu?
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Ergin kardeşlenn "Uşak
Cezaevi'nde ve sflahlanyla, cep
telefonlanyla sevkleri sırasuıda
gerçekleştirdikleri e> lemler" bır
dizi soruyu gündeme getirdi.
Devietin cezaevindeki çeteye
teslimiyetini ortaya koyan olay-
lar, kamu görevlüerinin yanı sı-
ra siyasetçileri de zan altında bı-
raktı.
Uşak Cezaevi'nde aranıp
ring aracıyla Bilecik'e sevk e-
dilen Vedat Ergin, burada sila-
hı kafasma dayayarak eylem
yaptı. Çakıcı'nın adamlannm
bulunduğu cezaevlerine gön-
derilmesine karşı çıkan ve ağa-
beyi ile aynı cezaevine konul-
mak isteyen Ergin, 9.5 saat son-
ra gerçekleştirilen operasyon
sonucunda ele geçirildi. Vedat
Ergin Ödemiş Cezaevi'ne, Nu-
ri Ergin ise Bergama Ceza-
evi'ne kondu. Ergin kardeşle-
rin Uşak'ta gerçekleştirdiği ve
sevki sırasında yaşanan olaylar
şu sorulan akla getiriyor:
• Cezaevi yönetimine isyan e-
den bir çete lideri katü, nasıl si-
lah ve cep telefonuna sahip ola-
biliyor?
• Sevk sırasuıda arandıklan
ileri sürülüyor. Arama sırasında
görevlilenn bir suiistimalı mi
söz konusu? Yoksa, görevlilere
üst düzey yetkılilerden cep tele-
rarak gazetecikre açıklamalar
yapıyor. Askerler bu hareketçok
olagannus gibi araçta otururken
Ergin'in slogan atmasma nasıl
izin veriliyor?
• Bu görüntü, cezaevini kan
gölüne çeviren, tutuklulan öl-
dürüp, gözlerini oyan, alınlan-
na imzasını atan Nuri Ergin'in
• Uşak Cezaevi'nde aranıp ring aracıyla
Bilecik'e sevk edilen Vedat Ergin, burada silahı
kafasına dayayarak eylem yaptı. Çakıcı'nın
adamlannın bulunduğu cezaevlerine
gönderilmesine karşı çıktı.
fonu ve silahlan yanlannda gö-
tünnelerine izin verilmesine
ilişkin bir talimat mı venldi?
• Ring araonda, jandarma-
lardan ayn olarak iç bölümde
bulunması gereken Nuri Ergin,
neden araçtajandarmalariavan
yana._ Araç hareket hanndey-
ken bir komutan edasıyla kapı-
yı açtinp, kafasuu dışanya çıka-
ıstese elini kolunu sallayarak
kaçabileceğinin de bir kanıtı de-
ğilmi?
* Ö jandarma jlay komutan-
hğjnda isyancmın ailesiyle gö-
rüşmesine izin verümesi mevzu-
ata uygun bir işkm mi?
• Nuri Ergin, Kartal Özel Tip
Cezaevi'nden daha rahat hare-
ket etsin diye mi Uşak'a sevk e-
dildi? Ergin kardeşlerin ceza-
evine hâkim oLmalanna neden
ve nasıl izin verildi? Kusurlu ol-
duklan alenen ortada olan ceza-
evi yöneticileri ve güvenlik gö-
revlileri hakkında işlem yap-
mak için neden bekleniliyor?
• Cezaevindetutuklu değfl de
adeta yönetki gibi hareket eden
Ergin kardeşlerin Uşak esnafinı
haraca bağladıklan iddiası doğ-
ru mu? Devtet, vannin deyimry-
le "Bu sapıklann, canilerin"
karstsında acz içinde mi?
• Ulucanlar Cezaevi'nde sa-
yım verilmediği gerekçesiyle
11 siyasi mahkûmun ölümüyle
sonuçlanan operasyonu düzen-
lemekte tereddüt etmeyen dev-
let cezaevinde 'Nuriş'lere ne-
den bu kadar müsamahah dav-
randı?
• Cezaevinde devietin güven-
cesinde bulunan 5 yurttaş Ergin
kardeşler tarafindan öldürüldû.
Cezaevinde gözetimindeki mah-
kûmu koruyamayanlar, bunun
hesabını nasıl verecek?
IRMIKIAYDIN ENGİN aenginCg doruk.net.tr
Aslında Devtet Bahçeti'nin i-
ki saatlik konuşmasının ardın-
dan kuruttay bitmedi tabii. Da-
ha tüzük, program değişiklikle-
ri oylanacak, sonra seçim san-
dıklan kurulacak ve MHP dele-
geteri Devlet Bahçeli ve daracık
ekibi tarafindan saptanmış lis-
teye oy verecekler; ister iste-
mez oylar sayılacak, falan filan.
Yani kurultay akşamın, hatta
gecenin geç saatlerine kadar
"resmen" sürecek.
Ama yazının başlığı yine de
doğaı: Devlet Bahçeli konuştu,
kurultay bitti.
Uzun bir konuşmaydı ve
önemli bir konuşmaydı ve iddi-
alı bir konuşmaydı. Zaten baş-
kent duvarianna asılan kurultay
afişlerinin en göze batanı da bir
tddiayı apaçık yansıtıyordu:
Yüzyılla sözleşme.
Iki saati bulan uzun bir ko-
nuşmaydı. Trtizce hazırlandığı,
üstünde düşünüldüğü, belli bir
sistematiğe kavuşturulduğu
daha ilk bölümlerinde belli oldu.
Ancaaak...
Salonu dolduran delege, mil-
Bahçeli Konuştu, Kurultay Bitti
letvekili ve Ülkü Ocaklı gençle-
rin çoğunun dinlemediği, dinle-
yenlerin çoğunun anlamadığı
konuşma bittiğinde hemen bir
değerlendirme yapmakta zor-
landık, en azından duraksadık.
Önemi günlerdir vurgulanan
konuşma için "Dağ fare doğur-
du" denebilir; ama "Bahçeli ve
ekibi MHP'ye çok uzun erimli,
çok geniş bir coğrafyayı kap-
sayan birmisyon biçiyor; onun
ideolojik ve siyasal temellerini
atıyor" da denebilir.
Değerlendirme ne olursa ol-
sun, bu konuşmanın üstünde
durulması gerektiği açık.
MHP'nin "önder"\ küresel-
leşme olgusunun çözümlen-
mesine konuşmasının başında
uzun bir bölüm ayırdı. Küresel-
leşmenin kendisine göre olum-
lu ve olumsuz yanlarını irdeledi.
Çok belirgin olmasa da küre-
selleşmenin "olumlu" yanlan-
nı daha çok vurguladı. MHP'nin
geleceğini (ya da misyonunu)
küreselleşmeye karşı çıkan bir
eksende değil, küreselleşme ol-
gusunu "veri kabul eden" bir
düzlemde yürütmesi gerektiği-
ni belirtti.
Ardından da bu düzlemde
"milliyetçilik"e yer aradı. Işte i-
ki üç paragraf yukanda değin-
diğimiz, "Dağ fare doğurdu"ya
da "Bahçeli MHP'yi, Türkiye'yi
aşan bir misyonla donatıyor"
gibi iki çelişik yargı burada or-
taya çıkıyor.
Küreselleşmenin, ulusal (mil-
li) olanı hızla erittiği, ulusal de-
ğerleri silikleştirdiği saptaması-
nı yapıp ve bu olguya karşı çık-
mak yerine onu "veri" kabul
edip, sonra da "Milliyetçiliğin
ve demokrasinin stratejik öne-
mi ve değeri özellikle bu nokta-
da kendini iyice hissettirmek-
tedir. 21. yüzyılda beşeri çoğul-
culuğun ve dayanışmanın
anahtar kavramı demokrasi ve
milliyetçilikolacaktır" dendiğin-
de kaçınılmaz bir çelişki doğu-
yor. Küreselleşme toprağında
milliyetçilik fidesi ağaca dönüş-
mez, kurur. Böyle bakılırsa Bah-
çeli'nin, bizce MHP Kurulta-
yı'nın özü özeti olan konuşma-
sı için "Dağ fare doğurdu" de-
mek haksız değil. Ancaaaak...
Bahçeli'nin konuşmasının
başka yerferinde iki önemli vur-
gusu var.
"...güçlüyerelleşme ve aynş-
ma eğilimleri küreselleşmenin
önünü açan bir ufalanmayı ve
korumasızlığı ifade etmektedir"
dedi. Bahçeli, "yerelleşme" te-
rimini "mikro milliyetçilik" an-
lamında kullanıyor ve yukanda-
ki ahntıda açıkça görüldüğü
üzere böyle bir milliyetçiliği red-
dediyor; mikro milliyetçiliğin,
küreselleşmenin önünü açan
bir ufalanmaya ve korumasızlı-
ğa hizmet ettiğini duraksama-
dan belirtiyor. Balkanlar'da ve
Kafkaslar'daki milliyetçi hare-
ketleri bu bağlamda değerlen-
diriyor.
Ardından sözü "Avrasya je-
opolitiği'ne getiriyor ve Türki-
ye'ye "Balkanlar-Kafkasya-Or-
tadoğu-Orta Asya"y\ kapsayan
bir coğrafyada can alıcı bir mis-
yon biçiyor. Uzun paragraflarla
bu misyonu tanımlıyor.
Yani "mikro milliyetçiliği"
reddeden Bahçeli, Türkiye'nin
önüne "makro milliyetçi" bir
misyon getiriyor.
ideolojik geçmişi "Turancı-
lık"\a, "Pan-Türkizm"\e temel-
lenmiş bir partide bu misyon ta-
nımını, laf ola beri gele yapılmış
bir vurgu olarak göremeyiz.
MHP'nin "öncter"inin kurul-
tay konuşması kanımızca üs-
tünde durulması, iyi irdelenme-
si gereken bir belge. Çünkü bu
sözler marjinal bir partinin ge-
nel başkanının ağzından değil,
iktidardaki bir partinin ve ilk se-
çimde tek başına iktidar hesap-
lan yapan bir partinin "ön-
der"inin ağzından çıktı...
'Vekil'e holdingcilik serbest,
sendikacılık yasak
Milletin "vekiline", holdinglerde
yönetim kurulu üyeliği yapmak
serbest. Bu nedenle, özellikle
ANAP'lı bazı milletvekilleri holding,
şirket yönetimlerinde görev
yapmakta sakınca görmüyor.
Etibank'ın 1998'de Cavit Çağlar ve
Bilgin Grubu'na satışına onay veren
bakanlar arasında yer alan ANAP
Istanbul Milletvekili Güneş Taner,
daha sonra Dinç Bilgin'e ait
Medya Holding Yönetim
Kurulu'nda 15 ay görev yaptı.
Etibank'a el konulmadan hemen
önce de yönetim kurulu üyeliğinden
"özel nedenlerle" istifa ediverdi.
ANAP izmir Milletvekili Işın Çelebi,
geçen dönem Sabancı Holding
Yönetim Kurulu'na girdi. Ancak,
yoğun tepkiler üzerine bu görevden
istifa etmek zorunda kaldı. Şu anda
milletvekili olmasa da eski ANAP'lı
bakanlardan Rüşdü
Saracoğlu'nun Egebank ile ılışkilerı
de ortada... öyle anlaşılıyor ki bazı
milletvekıllen TBMM çatısı altında
holdinglerin çıkariannı savunmakta
sakınca görmüyor. Taner'e göre,
"konunun etikle falan ilgisiyok".
Peki, bu milletvekilleri "milletin mi,
yoksa holdinglerin mi vekıli?"
Milletvekillerinin holdinglerin
yönetim kurulunda görev
yapmasına anayasal bir engel yok,
ama "etik", "kamu vicdanı"
açısından olaya yaklaşıldığında bu
tavırlann pek onay gördüğü
söylenemez... Çarpıklık
anayasadan kaynaklanıyor.
Anayasanın 82. maddesınde
"üyelikle bağdaşmayan işler"
sayılıri<en "...kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ile
sendikalar ve bunlann üst
kuruluşlannın ve katıldıklan
teşebbüs veya ortaklıkların yönetim
ve denetim kurullannda görev
alamazlar" deniyor. Yanı, patron
temsılciliğinı yapmak serbest,
emekçiyi temsil yasak...
Antalya'da
uçakbenzini
yüklü
tankerin
\aptığıkaza
karayol-
lanndaki
trafîk
terörünü bir
kez daha
gözler önüne
serdL
Canavarın alkol karnesi
TBMM Trafik Araştırma
Komisyonu'nun raporunda, bir dizi
istatistik yer alıyor. Rapora göre,
ilkokul mezunlannın kazalara
kanşma oranı yüzde 40'lan aşıyor.
Yüksekokul mezunlannın kazalara
karışma oranı ise yüzde 7'lerde
kalıyor. Bu, pek şaşırtıcı bir sonuç
değil. Ancak iş alkollü araç
kullanmaya gelince, oranlar hemen
birbirine yaklaşıveriyor. 5 bini aşkın
sürücü üzerinde yapılan bir
araştırmanın sonuçlanna göre,
TIR ve kamyon sürücülerı alkol
tüketmekte birinci. Aynı
araştırmaya göre, alkollü araç
kullanmak öğrenim düzeyi
falan da tanımıyor. İlkokul
mezunlannın yüzde 43.3'ü,
ortaokul mezunlannın yüzde
43.2'si, üniversite mezunlannın
yüzde 40.1 'i alkollü araç
kulllanıyor. Ne içtiklerıne gelince;
bira yüzde 38 ile ilk sırada yer
alıyor, bunu yüzde 27 ile rakı,
yüzde 17 ile şarap izliyor...
Gazeteci-milletvekili kol kola...
Başkentte gazeteci-politikacı
ilişkileri sık sık tartışma konusu
olur. Genel olarak politikacılar
gazetecilerden şikâyetçidir,
gazeteciler de birbirterinden...
TBMM'de parlamento muhabiri
kartı almak için beş yıl basın
karn taşıma zorunluluğu
buiunuyor. Ancak, partamento
muhabiri kartı taşımayan bazı
gazeteciler de kulislerden eksik
olmuyor. Kimi tanıdığı bir
miHetvekilinin, kimi bir bakanın
kolunda kulislere süzülüveriyor.
Uygun koşullan taşımamalanna
karşın, bazı politikacılann
himayesinde kimlik alma yolunu
zoriuyonar. Hatta, bazılarının işi
gazetecilik bile değil. Basın
kartı kimliğinin arkasında iş
takipçiliği yaptıklan, kimse için
sır değil. Buna karşın, TBMM
yönetimleri değişiyor, bu
kişilerin kulislere girmesi
engellenemiyor...
TBMM'de gazeteci-politikacı
ilişkilerinin tartışılması gereken
diğer bir yönü de ölçüsüz
yakınlıklar ve kullanılan üslup.
Bir gazetecinin bir milletvekili
ve bakanla kol kola dolaşması
hangi etik kurala uyar? Ya da
bir politikacıya "abi", "sen"
diye seslenmek mesleğin hangi
temel ölçüsüne uyar?
Çuvaldızı biraz da
meslektaşlanmıza batıralım
dedik...
'Aklını kullanma cesaretini
göster!'
DYP'nin "muhalif" safta yer alan
milletvekilleri, kasım ayındaki
kongreden beri "Parti içi
platformlarda niçin eleştırel bir
zemin oluşturulamıyor" sorusunu
gündeme getinyortar. "Parti içi
demokrasi" çağnsında bulunan
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer de sankı
Meclis
kulislerindeki bu
yakınmalara kulak
kabartmış gibiydi.
Vekiller zirveden
gelen desteği
yorumlarken Ordu
Milletvekili Yener
Yıldınm'ın
DYP'den ihraç
süreciyle ilgili
karar çıkageldi.
Yıldınm, disiplin
kuruluna
gönderilmesine
neden olan grup
konuşmasında
neler söylemişti
anımsatalım:
- Teşkilat
fesihlerinden
sonra oturup
ikincı demokrasi
söylemimizin
neresinde
olduğumuzu
düşünmemiz
gerekmiyor mu?
Peynîr
promosyonlu
yarış
TBMM Başkanlığı için
yürütülen pazarlıklan,
başkanlık divanı üyelikleri
için partilenn kendi içindeki
yanş izledi. Kâtip üyeliğini
sürdürmek isteyen DYP'li
Sebahattin Karakelle, rakip
çıkma olasılığını dıkkate
alarak önceden hazıriık
yürüttü. Karakelle'nin
promosyonu memleketi
Erzincan'dan getırttiğı tulum
peynirieriydi. DYP'liler,
"Sebahattin Bey divanda
kalmayı hak etti. Peynirleri
hakikatli peynirdi" diye
"hakkınr verdi. Ama
masraflar biraz da boşa gitti,
Karakelle tek aday olarak
girdiği yanşta zaten
zorlanmayacaktı.
- Kendi içerisinde tutarsız ve
güvensiz hale gelmekte olan bır
partinin, halkın güvenini kazanması
nasıl olacak?
- Bu şartlar altında biz kime nasıl
güveneceğiz? Bizim güven
bunalımı yaşadığımız bir parti
Meclis grubunda, vatandaş bize
nasıl güvenecek.
Çıkışına genel
bir destek
bekleyen Yener
Yıldınm
soruyordu: "Bu
partinin
duayenleri
nerede?"
Tansu Çiller'i
belki de en çok
kızdıran sözlerini
en sona
saklamıştı:
"Aklını kullanma
cesaretini
göster!"
Başına dert açan
sözlerini "Bu,
aydınlanma
çağının sloganı"
diye savunan
Yıldınm'ı ne
"aydın
Cumhurbaşkanı"
kurtarabilecek
görünüyor, ne de
aradığı
"duayenleri"
Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyıın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu
tbmm@cumhuriyetcom.tr