Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 2000 PAZARTESİ
HABERLER
MHP lideri, türban ve AB'ye değinirken Öcalan konusuna girmedi, partisinin 8 hedefini açıkladı
Bahçeli: Değişim değü gelişim
SEKTAÇEŞ
ANKARA - MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli kongrede yaptığı ko-
nuşmada, partisine yönelik eleştiri ko-
nulanndan sadece türban ve Avrupa
Birliği'ne değinirken Abdullah Öca-
lan ve idam konusuna girmedi. Tür-
ban konusunda net bir tavır ortaya ko-
yamayan Bahçeli, AB ülkeleri ile
"onurhı bir işbiriiğT yapılması gerek-
tiğini söyledi. Bahçeli, MHP'nin de-
ğişmediğini, ancak "geüştiğiıü"" savu-
nurken "Tarihi kökleri ve iddialan
ofauı harekeüer, ortaya çıkan yeni ihti-
yaç ve geiişmelere yeni cevaplar ve çö-
zûm arayışlan içinde olurlar" dedi.
MHP'nin gelecek dönemde 8 hedefi-
nin olacağını vurgulayan Bahçeli, 21.
yüzyıhn iki anahtannın demokrasi ve
milliyetçilik olacagını kaydetti.
MHP hderi Devlet Bahçeli, "yüzyü-
la sözteşme" olarak nitelendirilen 6.
olağan kongrede, 20. yüzyüın genel
bir değerlendirmesini yaptıktan sonra
hükümetin kuruluşundaki nedenleri
anlattı ve MHP'nin yeni hedeflerini
açıkladı. Bahçeli'nin iki saatlik ko-
nuşmasında verdiği mesajlar ana baş-
lıklanyla şöyle:
HükûmeÖn kuruluşu: Partımizin
iktidar sorumluluğunu paylaşması, si-
yasi ve ekonomik belirsizliğin ve
ümitsizliğin doruk noktasına ulaştığı
bir dönemle örtüşmektedir. Siyasi ve
ekonomik istikrann önemli ölçüde te-
sis edilmiş olmasında, MHP'nin var-
lığı ve gayretleri çok önemli bir paya
sahiptir. Mevcut ülke şartlan ve üçlü
koalisyon yapısı dikkate alındığında
arzulanan her şeyi gerçekleştirmenin
mümkün olamayacağı aşikârdır. Bu-
gün için önemli olan ülkemizin ve
milletimizin önceliklerinde sağlanan
gelişmelerdir. atılan adımlardır.
MHP'nin 8 hedefı: Türk siyasetçi-
sinin ve aydınmın dünyaya bir bakış
açısı olmalı, alternatif fıkir ve politi-
kalar gehştirilmelidir. Tarihimizle ve
kültüriimüzle hesaplaşma ya da kav-
ga etme saplantısından bir an önce
kurtulmak lazımdır. Demokrasi ve in-
san haklan politikalan el birliği ile ge-
liştirilmelidır. Sıyasette seviyesiz, tu-
tarsız, günübırlık söylem ve davranış-
lardan ısrarla uzak durulmahdır. Türk-
çe yaşahlmahdır. Ülkemizin birliği ve
dirliği için siyasi ve ekonomik istik-
rann toplumsal istikrar ile birlikte
oluşturacağı ahenkli bir üçgenin var-
lığına ihtiyaç vardır. Stratejik öncelik
verilecek yatmm alanlan ile teknolo-
ji branşlannm çok iyı tespit edilmesi
zorunludur.
Avrupa Birtiği: Ülkemizin Avrupa
Birliği'ne girişi, herhangi bir Avrupa
ülkesinin üyeliğinden daha derin bir
anlam ve öneme sahiptir. MHP,
AB'ye tam üyelik meselesini önem-
semekte ve ciddiye almaktadır. Birlik
yönetiminin Türkiye ile ilişkilerinde
Yunanistan'ın arkasına sığınmaktan,
Kıbns ve Ege sorunlanna tek taraflı
yaklaşmaktan vazgeçmesi gerekmek-
tedir.
Türban: YÖK'ün, eğitimin kalite-
sinden daha çok kıhk kıyafete zaman
ve enerji harcaması, sorunun kronik
bir mahiyet kazanmasına zemin ha-
zırlamıştır. MHP, milletimizi inciten
başörtüsü meselesinin, yeni gerilim
ve çözümsüzlüklere yol açmadan, en
hakkaniyetli şekilde ve mutlaka halle-
dilmesini savunmaktadır.
MHP'nin degişimi: MHP'nin deği-
şip değişmediğini, milliyetçüiğin mis-
yonunu tamamlayıp tamamlayamadı-
ğını çok merak edenlere hatırlatmak
isterim ki, tarihi kökleri ve iddialan
güçlü olan hareketler, varhğını ve ay-
ncalığını sûrekli korurlar. Yani deği-
şip başkalaşmazlar, ama gelişirler. Or-
taya çıkan yeni ihtiyaç ve geiişmelere
yeni yanıtlar ve çözûm arayışlan için-
de olurlar. : .
Ucuzluğu tercih edildi
Termîk
santndlar
halkın
kâbusıı
OLCAYAKDENtZ
MİLAS - Türkiye'nin en yoğun
enerji bunakmını yaşadığı 1970'li
yıllarda ucuz enerji kaynağı olarak
yöneldiği termık santrallar, yöre
halklan için kâbus oldu. Çevresine
kûl ve zehir yağdıran santrallar, ta-
nm üretimini düşürdü, ormanlan
kuruttu, insanlarda solunum yolla-
n hastahklannın artmasına yol aç-
ü. Santrallar çevresine saçtığı rad-
yasyonla da tepki gördü.
Türkiye'ye termik santrallar,
1970'li yıllarda yaşanan enerji sı-
kıntısı ve dönemin yöneticilerinin
Doğu Bloku ülkelerindan alacaklı
konumuna gelmesiyle girdi. Yaşa-
dıklan ekonomik sıkıntılar nedeniy-
le zor durumda olan Doğu Bloİcu
ülkelerinden Polonya, enerji yoklu-
ğu içindeki Türkiye'ye termik sant-
ral önensı sundu. Termik santralla-
rın başka amaçla kullanılamayacak
kadar kötü kaliteli linyit kömürle-
rinden enerji elde edecek olması,
kısa sürede kurulabilmeleri ve ya-
şanan enerji darboğazı Polonya'nm
teküfinın hemen kabul edilmesine
neden oldu. Polonya'yla yapılan an-
laşma sonucunda Muğla'dâ üç üni-
teli Yatağan, beş üniteli Yeniköy ter-
miksantrallarının kurulması kesin-
leşti. Yatağan Termik Santralı, dün-
yada çevre bilincinin yeni yeni fi-
lizlenmeye başlamış olmasına kar-
ştn Türkiye'nin bu bilinçten henüz
yoksun olduğu bir dönemdeyapıldı.
Santral, 1982 yılında 12 Eylül dö-
neminin Başbakanı Bülent ülusu ta-
rafından hizmete açıldı.
Yatağan Termik Santralı çalışma-
yabaşlarbaşlamaz 150metrelikba-
cası ve bu bacaya çok yakın olan
soğutma suyu havuzlan ile zehir
yağdırmaya başladı. Santraldan ilk
etkilenen tütün üretıcıleri oldu. Tü-
tün kalitelerinın düşmesi sonucu
ürününü satamaz duruma gelen üre-
ticiler, Türkiye Elektrik Kurumu'nu
(TEK) mahkemeye vererek milyar-
larca liralık tazminat almaya hak
kazandılar. Yatağan çevresindeki
kızılçam ormanlan da kurumaya
başlaymca, bu kezTEK, Orman Ba-
kanlığı'yla da mahkemelik oldu ve
tazminat ödemek zorunda kaldı.
Termik santrallann bir ünitesi yak-
laşık 300miryon dolaramalolurken
her ünite için yaklaşık 85 milyon
dolara malolacak baca gazı antma
tesisleri yaptınlmadı.
6. olağan kongrede Devlet Bahçeli, yeniden genel başkanlığa seçildi
Iktidarda liderliğini pekiştirdi
EMİNE KAPLAN
ANKARA - MHP Genel Başkanı,
Başbakan Yardımcısı DevJet Bahçe-
li, iktidarda ve rakipsiz olarak girdi-
ği 6. olağan büyük kongrede parti
içindeki egemenliğini pekiştirdi.
Bahçeli, kongreye katılan 1301 dele-
geden 1283'ününoyunualarak3. kez
genel başkanlığa seçildi. Bahçeli'ye
ağır eleştiriler yönelten eski merkez
karar kurulu üyesi Şerafettin Toperi,
baskılar nedeniyle aday olamadı. To-
peri, başvuru dilekçesi ve yönetim
kurullan listesinin basın danışmanın-
da olduğunu, danışmanmın gözleri
bağlanarak bir araba ile kaçınldığım
ilen sürdü.
MHP, merkez karar ve merkez yü-
rütme kurullannı feshederek "Mer-
kez Yönetim Kurnlu" (MYK) adıy-
la 70 kişilik yönetim oluşumuna git-
ti. Tek listeyle gidilen seçimlerde,
Bahçeli parti içinde küskünlükleri
önlemek için "Danışma Kurulu'
1
for-
mülünü devreye soktu. Bayındırlık
ve tskân Bakanı Koray Aydın'ın
MYK'de etkinlik kurma girişimleri-
ne karşıhk, MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Şevkat Çetin yönetimde ağır-
lığını korudu. Eski yönetimin 5 fî-
reyle yerini korudugu MYK listesin-
de yeni olarak 21 milletvekiline yer
verildi.
MHP'nin 6. olağan kongresi, dün
Atatürk Spor Salonu'nda yapıldı. Sa-
lona girenlerin en az 4 kez arandığı,
genel başkanlık ve yönetim için hiç-
bir yanş yaşanmayan kongre sakin
bir havada geçti. Genel merkezin de-
MHP'nin kongresinde ilginç görüntüler varth. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSÖY)
netimı altında yapılan kongrenın dı-
van başkanlığına eski Devlet Bakanı
Ercüment Konukman seçildi. Kong-
re, MYK listesı konusunda Bayındır-
lık ve Iskân Bakanı Koray Aydın ile
çekişen MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Çetin'in konuşmasıyla açıldı.
"Devletin başına Devlet gelecek"
sloganlan altında salona gelen Dev-
let Bahçeli, kongreye tek aday olarak
katıldı. Toperi 'nin adaylık başvuru-
sunda bulunması engellendi. Toperi,
başvuru dilekçesi ve yönetim kurul-
lan listesinin basın danışmanında ol-
duğunu, danışmanının gözleri bağla-
narak bir araba ile kaçınldığmı ileri
sürdü.
Bahçeli'nin konuşmasının ardın-
dan kongre salonunun dışına çıkan
Toperi, yeniden salona girmek iste-
yince partililerin engellemesiyle kar-
şılaştı. Toperi, salona giremeyince
kongreyi terk etti. Kongre, tüzük ve
program değişikliklerini jet hızıyla
onayladı. 185 üyeli Merkez Karar ve
Merkez Yürütme Kurulu feshedile-
rek yerine 70 üyeli merkez yönetim
kurulu oluşturuldu. Grup başkanve-
killiği sayısı 3'e çıkanlırken 60 üye-
li danışma kurulu da oluşturuldu. Da-
nışma kurulunun oluşturulması,
kongre sonrasında yeni küskünlerin
çıkmaması için Bahçeli'nin bir tak-
tiği olarak değerlendirildi. Oylama
sonucunda, kongreye katılan 1301
delegeden 1283'ünün oyunu alan
Bahçeli, 3. kez genel başkanlığa se-
çildi. Tek listeyle gidilen seçimlerde
merkez yönetim kurulunun oluştu-
rulmasında MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Şefkat Çetin etkili oldu. 5 ki-
şi dışında eski başkanlık divanı üye-
leri yerlerini korurken yeni olarak 21
milletvekili de MYK'ye girdi.
Sadi Somuncuoğlu'nun cumhur-
başkanlığma başvuru sırasında yaşa-
nan olaylara kanşan eski Genel Sek-
reter Yardımcısı Ahmet Erol Ersoy
liste dışında kalırken ihracı gündem-
de olan Somuncuoğlu da listeye alın-
madı. Gazeteci Abdi tpekçi cinayeti
sanıklanndan Yavuz Ceylan da liste
dışında kalırken MYK'ye yalnızca i-
ki kadın üye almdı.
ONGREDEN NOTLAR
Geçmişin gölgesinde sözde
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - MHP'nin 6. büyük
kongresinde partinin siyasi kimliğı-
ne damgasını vuran 1980 öncesi çiz-
gisinden kopamayacağı vurgulanır-
ken "değişiın'' kavramlarla sınırlı
göstermelik bir düzeyde kaldı. Sağ-
sol çatışmalannda öldürülen ülkücü
militanlann "kahramanlaştınkiığı''
kongrede, "Tekbir ve Türkeş sloganı
yasağı" dikkati çektı. Partililer ve de-
legelerin sürekli olarak '^epeden" ta-
limatlarla yönlendirilmesi gözlerden
kaçmadı.
MHP'nin iktidardaki ilk kongre-
sinden bazı ilginç notlar şöyle:
• Kongre salonunda genel merke-
zin belirlediği "Bilge lider-dürüst
kadro-ilkeli sh aset Yüzyıllar sözleş-
me". "Türkmilliyetçiliğininvazgeçil-
mez sevdası Türkrye'dir", "Sen doğ-
mana bak güzel gün", u
Biz bu ülke-
yi karşüıksız sevdik" pankartlan dı-
şında hiçbır pankart ve döviz kulla-
nılmadı. Protokol bölümü takım el-
biseleriyle lacivert renge bürünürken.
delegeler ile izleyıciler de kravat tak-
ma koşuluna uydu.
• Neredeyse her sıraya bir görev-
linin düştüğü salona Devlet Bahçe-
H'nin girmesinden önce tekbir sesle-
ri yükseldi ve "Başbuğ Tûrkeş" slo-
ganlan atıldı.
• Bahçeli'nin kongreden bir gün
önce il başkanlan toplantısında dıle
getirdiği "Gürûltü paürn istemiyo-
rum. AdamlaruuH uyann, yakanm"
talimatı, cep telefonlu uyanlarla sa-
lona yansıdı.
• Abdullah Çadının 1980 öncesi
saklandığı ve o dönem ülkücü mili-
tanlann karargâhı olan Site Yur-
du'ndan gelen öğrenciler, "Site'depo-
Bsbstemrv-oruz" diye slogan atınca gö-
revliler devreye girdi.
• "Çankaya yolunda. Asya'nın
bozkurtlan. Tann korusun Türk'ü.
Tûrkçüyüzyaşadıkça'" dizelenni içe-
ren "ÇankayaMarşı" ile başlayan si-
nevizyon gösterisı "Devlet Bahçeli"
damgasının izlerini taşıyordu.
• Sinevizyonda "Cesurdu, ülkü-
cüydü. ocaklrydU. Zamana parantez
açb. O parantez hiç kapanmayacak"
diye söz edüen ve sesı verilmeden,
fotoğraflanyla yetinilen Türkeş'in
son yansıması öhnüş bir kurt görün-
tüsüyle yan yana verildi. Sinevizyon
kareleri Türkeş'in Bahçeli'yi öptüğü
fotoğrafla noktalanırken MHP lide-
rinin "Türk miiliyetçileri ölümü büe
göz ahıiar" sözleri en çok alkışlanan
bölüm oldu. Yeni yönetimin, Alpars-
lan Türkeş'i 'silikanılarla' sınırlayan
yaklaşımını Türkeş ailesinin kongre-
ye davet edilmemesi perçinledi...
• MHP, diğer "değişim'' mesajını
güneydoğuya dönük vermeye çalıştı.
"Bidis'te beş minare" türküsünün ens-
rümantal yorumuna Diyarbakır ve Si-
irt'ten manzaralar ile folklorik giysi-
li Kürt kadının görüntüsü eşük etti.
• Bahçeli bu tür davramşlara gele-
cekte de izin vermeyeceğını ıma et-
ti. Bahçeli, "Emaneti, günlük hesap-
lar içinde çarcur etmeyecegiz. Siyasi
hesabın anhk çekicinğine kapümaya-
cağjz" gibi iddialı sözler kullandı.
• Genel merkezin partililere
"kongreye silahla getaneyin" uyanla-
nna karşın salon girişinde 5 kişinin
silahma makbuz karşılığı el konul-
du.
•Genel başkanlık ve iki yönetim
organı için çıkanlan listelerin delin-
mesi tüzük gereği olanaksız olduğun-
dan, bazı adlann çizilmesi de anlam-
sız kaldı ve oylama süreci bir saati aş-
madı. Delegelerin çoğunlukla para-
vam kullanma gereği duymadan san-
dığa attıklan listeler 10'ar dakikada
sayılarak "seçim'' sonuçlandınldı.
Böylece MHP'li delegeler, "Uderi-
min yanlışı benim doğrumdan üstün-
dür" ılkesıne sadakatten aynlmadı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
ROMA - Gözümüz italya'nın JDaş-
kentinde, kulağımızTürkiye'de. Özel-
likle bir dönem Genelkurmay Başkan-
lığı'nda hazırlandığı söylenen ve bazı
gazetecileri hedefalan belge, burada-
ki Türk gazetecileri ve Türk delegas-
yonu içinde hemen öne çıktı.
Roma'da toplanan 41 ülkenin ba-
kanlan, çokçeşitli sorunlarlayüzyü-
ze bulunan aday ülkelerin getirece-
ği yükleri nasıl aşacaklarını konuştu-
lar. Türkiye'nin Avrupa Konseyi insaVı
Haklan Mahkemesi'ndekı yargıcı Rı-
za Türmen bu konudaki kaygılan
şöyle özetledi.
"Şimdi Azerbaycan ve Ermenis-
tan'ın üyelik için başvurmasıyla, ola-
ğanüstü bir başvuru olacak. Kara-
bağ yüzünden, her iki taraf Avrupa
Insan Haklan Mahkemesi'ne başvu-
racak. Avrupa Insan Haklan Mahke-
mesi'nin kapasitesi ile başvurular
arasında büyük bir dengesizlik var.
Aslında ülkeler mahkemeye daha
Imza Atmakla îş Bitmiyor../
fazla maddi kaynak sağlasalar, bu
sorun bu kadar büyümez."
Avrupa insan Haklan Mahkeme-
si'nin önüne gelen dosyaların üçte
birine yakınının Türi<iye hakkında ol-
ması da bir başka dramatik durum.
Türkiye'nin iç hukukunu Avrupa
standartlanna çıkaramaması, yargı
sisteminin hâlâ eski baskıcı anlayış-
larla çalışması işleri daha içinden çı-
kılmaz hale getiriyor.
Burada dosyalann Türkiye aley-
hinde yığılmasında tartışılacak ko-
nulardan birisi de yargıçlann sorum-
luluğu. Türkiye, birçok belgeyi bura-
lardaki toplantılarda imzalıyor. Iş im-
zaya gelince pek sorun olmuyor.
Bundan 50 yıl önce bildirgeyi imza-
layan 10 ülkeden birisi Türkiye.
Gelin görün ki, Türkiye'de yargı
sistemi; var olan yasalan ne yazık ki
hep hukuk devleti ve demokratik
devtet anlayışına ters bir mantıkla uy-
guluyor, atılan bunca imzaya rağmen
uygulamaya devam ediyor. Yargıç-
larla mahkemelerde ve kişisel soh-
betlerde hep, lyi kanun, kötü ka-
nun, biraz da yargıçlann eseridir"
dediğimde evet cevabını veriyorlar.
Iş uygulamaya gelince tersi bir
mantıkla karar veriyorlar. Yüksek
yargı da aynı yönde davranınca, or-
taya can alıcı bir durum çıkıyor.
Pek çok kez verdiğim bir örnegi
burada tekrar etmek istiyorum. Mec-
iis'te pankart asan genci, Manisa'da
duvara yazı yazan liseli öğrenciyi "te-
rör örgütü üyesi" olarak yargılayıp
mahkûm etmek kanun emri miydi?
Sırf duvara yazı yazdığı için bir genç
15-20 yıla mahkûm edilince, adalet
mi gerçekleştirilmiş oluyor?
Böyle durumlarda yargıçlar, "On-
lar demokratik eleştiri haklannı kul-
landılar" diye karar verip hukuk dev-
letinin gelişmesine katkıda buluna-
mazlar mı? Arada bir böyle davranan
yargıçlar olmuyor mu? Avrupa Birli-
ği toplantılan sırasında, bizdeki ka-
nunlann ötesinde bürokrasiye ve
yargıya egemen olan despotik man-
tık, daha öne çıkıyor.
Türkiye'nin yasal alanda çok
adımlar atması şart; ama bundan
önce ya da bununla birlikte, yargıya
ve bürokrasiye egemen olan bu kav-
rayışla mücadele etmesi daha önem
kazanıyor. Insan Haklanndan So-
rumlu Devlet Bakanı Rüştü Kazım
Yücelen'le, Avrupa Konseyi'nde ça-
lışan Türk yargıç ve diplomatlarla
bunlan konuştuk.
Siyasi iradenin; baskıcı, anti-de-
mokratik karar vermeye yatkın bürok-
ratı ve yargıcı değil, hukuk devletin-
den yana olanını teşvik etmesi gere-
kiyor. Şimdiye kadar hep tersi yapıl-
dı. Yükselen değer baskıcı olanlardı.
Bu ne zaman tersine dönecek?
örneğin, gazeteciler aleyhine ba-
sına düzmece Şemdin Sakık ifade-
si hazırtatan anlayışın üzeri örtülme-
ye ve bunu yapanlar korunmaya de-
vam edecek mi?
Türkiye, 12 No'lu protokolü bu
toplantıda imzalamadı. Yakında im-
zalayabilir. ImzaJarsa ne olacak?
Komplocu, baskıcı mantığın Tür-
kiye'de güçlü bir birikimi var. Temel
sorun bu.. önce kafanın değişmesi..
yasalar daha kolay degişir.
Roma'da Cumhurbaşkanlığının ih-
tişam dolu sarayının merdivenlerin-
den inerken, kafam Türkiye'de...
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Modelle Öğrenmek...
'Modelle öğrenmek' bir öğrenme biçimidir. Eği-
tim psikolojisi genel olarak üç öğrenme yöntemi ol-
duğunu fark etmiş, bu yollarla öğrenmenin nasıl
gerçekleştığıni araştırmıştır. Bu yollar:
- Modelle öğrenme: Bir modele bakarak onun
gibi olmak istemeye dayanır. Erken çocukluk dö-
neminde anneye bakarak, babaya bakarak onlar
gibi olmak istemenin bir öğrenme yöntemi olduğu
anlaşılmıştır. Ergenlikdönemindede 'toplumsal bir
model', gençler için benzemek istenen bir örnek,
bir idol olur. Genç insanlar kimi zaman bir politik
lidere, kimi zaman zırvedeki bir sanatçıya, bir iş in-
sanına, kimi zaman da bir bilim insanına, bir sivil
toplum liderine benzemek ister, o modelle özdeş-
leşim kurarlar. özellikle kimlik arayışı döneminde-
ki erken ve orta ergenlik döneminde bu özdeşle-
şim (identrfikasyon) büyük bir rol oynar.
- Davranışla öğrenme: Çevresinde geçerti olan,
kabul gören davramşlara bakarak öğrenme de bir
öğrenme yöntemidır. insanlar çevrelerinde olup bi-
tenlere bakarak 'başkalannın nasıl davrandığını'
öğrenirler. Eğer kabul gören, saygınlık yaratan, ba-
şarrya ulaşan davranışlar onlarsa, kendilen de ay-
nı davranışlan benimseyip uygulayarak başan ka-
zanmaya çalışırtar. Hele de söylenenler başka ya-
pılanlar başka ise bunu hemen fark ederek 'söy-
lenene değil, yapılana önem vermeyi' öğrenirler.
- Bilişsel öğrenme: Bu yöntem insantn kendi bi-
linciyle öğrenmesidır. Insan çevresindeki modelle-
re, değerlendirme yaparak bakmayı öğrenir. Onla-
ra benzeşmek yerine onlann iyi ve kötü yanlarını
görerek değerlendirir. Davramşlara baktığı zaman,
sergilenen davranışlann doğru ve yanlış olanlannı
görerek değerlendirir. Böylece kendi kişiliğiyle,
kendi değeriendtrmesiyle hareketlerini düzenler.
Hemen bütün toplumlar benzer doğrulan dile
getirir, benzer doğruları öneririer. örneğin, 'ya/an
söylemek' bütün toplumlarda kınanan, olumsuz
kabul edilen bir davranıştır. Ama bir politikacı 'ya-
lan söytemenin elbette yanlış olduğunu, ama kimi
durumlarda gerçeğin açıklanamayacağını' söyler-
se 'yalanı olumlayan bir model' oluşturur. Bir işa-
damının yalan söyleyerek başan kazandığı görü-
lürse 'yalanın başan için gerekli bir davranış oldu-
ğu' öğrenilmiş olur. Artık 'yalan söylemek yanlıştır
3
sözleri geçersiz kalır.
Şimdi bu toplumda 'kım başanlı sayılıyor?'
Başan ile ilgili toplumsal değer boyutu neleri sim-
geliyor?
Bu soru yaşamsal önem taşımaktadır. Çünkü
yetişen milyonlarca çocuğumuz için, milyonlarca
gencimiz için 'öğrenme modeli' bu sorunun yanı-
tıyla oluşmaktadır.
Hayatını kendi çabası üzerine kurmuş, dürüst
çalışarak iyi bir yaşam kurmayı hedefleyen, onu-
runu her koşulda koruyan, elde ettıklenni hak etti-
ği için onlarla yetinmeyi ilke edinen birisi 'yaşama
modeli' olmakta mıdır?
Yoksa, hayatını her yolla hızlı biçimde zengin ol-
ma hedefine yöneltmiş, dürüst olmanın ayakbağı
olduğuna inanmış, onuru eskimiş bir başan enge-
li sayan, elde ettiklerinin başkalanndan çok olma-
sıyla rahat edebilen, sürekli daha büyük hedefler
bulan, bunun için de kimsenin gözünün yaşına
bakmayan birisi mi günümüzün 'yaşama modeli'
olmaktadır?
Ülkenin gündemine bakınız. 'Politika-ticaret-
mafya' üçgeninin her gün bir kanadının yarattığı
olaylann sergilendiğini görüyorsunuz. Televizyon-
daki yerii dizilerin hemen hepsi de kaçınılmaz ola-
rak bu üçgeni, elbette içine aşk temasını da yer-
leştirerek işlemektedir. Entrika, patlayan sılahlar, al-
datılan, kazıklanan birileri sürekli olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Kadınlar için 'model', kendisini kabul edilebilir bi-
çimde teşhir ederek zengin olmaktadır.
Erkekler için 'model', her türiü dalavere ile ve si-
lah gücüyle zengin olmaktır.
Toplumda bir bilim insanının 'model' olabildiği-
ni göremiyorsunuz.
Toplumda bir sanatçının 'model' olabildiğini gö-
remiyorsunuz.
Toplumun 'modelleri', her türiü evrensel değeri
bir yana bırakmış sahtekârlar, rüşvetçiler, kara pa-
racılar, her yolla her biçimde zengin olanlar, servet
yapanlar, magazin dünyasının basınında, televiz-
yonlannda boy gösterenlerdir.
Bir ülkeye ancak bu kadar kötülük edilebilir.
Büyük Atatürk'ün emanetine ancak bu kadar
ihanet edilebilir.
Yeni bir aydınlanma hamlesi 1923'lerden çok
daha zorunlu.
2000 yılındayaşadığımız en büyük sorun budur...
E-mail: erdal.atabek(a mynet.com.tr
Fax: 0212 513 90 98
DYP'li Nefvel Sahin
konulaeak başka
bankalarda var'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Muhalefet,
batık bankalarla ilgili
tepkisini sürdürüyor. FP,
Devlet Bakam Recep Ö-
nal hakkında gensoru
önergesi vermeye hazır-
lanırken DYP Genel
Başkanı Nefvel Şahin, el
konulması gereken baş-
ka bankalar da olduğunu
savundu.
FP Genel îdare Kuru-
lu (GÎK), Genel Başkan
Recai Kutan başkanlı-
ğında toplandı. Toplan-
tı sürerken gazetecilere
açıklama yapan FP Ge-
nel Başkan Yardımcısı
Ertan Yülek, bankalar
konusunu ele aldıklannı
kaydetti. Konunun üze-
rine gidilmesine karar
verildiğini vurgulayan
Yülek, "Üketapta,yann
yapılacak görüşmeden
sonraortaya çıkacak du-
ruma göre, ilgüikr hak-
kmda gerekiyorsa genso-
ru ve soruşturma öner-
gesi verilmesine karar
verildi'' diye konuştu.
Yülek, konuyu ince-
leyecek bir komisyon
oluşturulması karan
alındığını da söyledi.
Yülek, iptal ettirdikleri
KHK'lerin bazılarmı
yasa önerisi olarak sun-
malan konusunda da
"Hukukun gereğini ye-
rine getireüm ama Mec-
Hs'i atlayarak çıkanlmış
KHK'leri Meclis'in de-
netiminden geçirip ka-
nun haline getirerek, ta-
lep edilen doğrulruda ta-
san>ı kanurüaştıraüm
dedik" diye konuştu.
DYP Genel Başkanı
Nefvel Şahin, el konul-
ması gereken başka ban-
kalar olduğunu söyledi.
Şahin, Vakıfbank, Em-
lakbank ve Halkbank'ın
da içinin boşaltıldığı
söylentilerinin bulundu-
ğuna işaret etti.