18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 8 KASIM 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Yetkj tasarısı anayasaya aykırı' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa K.omısyonu üyesi Ahmet îyimaya, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in atama ve tayin yetkilerini tırpanlayan yasa tasansında anayasanın 6 maddesine aykınlık öne sürdü. Tasanya karşı oy yazan tyimaya, "Cumhurbaşkanlığı süzgeci kaldınlıyor. Bürokrasi teminatı yok ediliyor. Ehliyet ve liyakat kötû siyasetin kılıcına terk ediliyor" dedi. Barış Aımeleri DİYARBAK1R (Cumhuriyet Bürosu) - Kuzey Irak'ta Irak Kürdistan Yurtseverler Birlığı (IKYB) liden Celal Talabani güçleri ile PKK'lıler arasında devam eden çatışmalann durdurulması ıçın bır süre önce bölgeye giden ve haklannda "PKK'ye yardım-yataklık ettikJeri" iddıasıyla dava açılan Banş Anneleri tnisiyatifi üyesi 5 kadın ile tercümanlannın yargılanmalanna başlandı.Hazırlanan soruşturma dosyasının Diyarbakır DGM'ye gönderilmesinin ardından avukatlar Fırat Anlı, Metin Kılavuz ve Muharrem Erbey, Diyarbakır 4 No'lu DGM Başkanhğı'na tutuklamaya itırazda bulundular. 4 No'lu DGM heyeti itirazı yerinde bularak tutuklu sanıklann tahlivelerine karar verdi. Meclis'te ramazan mesaisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM, bu haftadan ıtibaren mesaisini ramazan ayına göre ayarladı. TBMM Danışma Kurulu'nda hükümet ortaklan, Meclis Genel Kurulu'nun, ramazan ayı boyunca 16.00-18.00 saatlerini iftar arası olarak önerdi. Bütçe görüşmelerinin de 11 Arahk'tan itibaren başlaması benimsendi. Hükümet ortaklan. bütçe görüşmeleri öncesinde TBMM Içtüzüğü değışikliğinin genel kurul gündemine alınmasıru önerirken Başbakan Bülent Ecevit"in, Meclis açılmadan önce "acil çıkanlacak yasa" diye nitelendirdiği "irticacı memura ihraç" düzenlemesini bu hafta da genel kurul gündemine aldırmadı. Savcı Yüksel'in itirazına ret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, Yahya Murat Demirel'in avukatı Suat Çelebi, Berdan Tekstil'in sahibi Muhteşem Ekenler ile Egebank'ın yöneticisi Özcan Tangu"nun yedek hakimlikçe serbest bırakılmasına itiraz ederek, gıyaben tutuklanmalannı istedi. Yüksel'in itirazıru inceleyen 1 No'lu DGM, yedek hâkimliğin serbest bırakmasının yerinde olduğunu belirterek istemi reddetti. fam'da medya yolsuzluğu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Iran'da muhafazakâr gazetelerin devlet tarafından sübvansiyonlu fiyatla satılan gazete kâğıdından • usulsüz kazanç elde ettikleri bıldirildi. Muhafazakâr gazetelerin tirajlannı olduğundan daha yüksek göstererek aldıklan kâğıtlan piyasaya sattıklan belirtildi. Partinin geleceğine karar verecek Anayasa Mahkemesi'nin gündemi belli oldu FP davası 12 Arahk'taBaşsavcı Savaş'ın FP'nin kapatılması istemiyle açtığı davanın görüşülmesine 12 Aralık'ta başlanacak. Anayasa Mahkemesi, yapacağı görûşmede kapatma karan verirse hangi milletvekillerinin milletvekilliğinin düşeceğini de kararlaştıracak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı- sı VuralSavaş'ın FP'nin "kapa- tdan RP'nin devamı okluğu'1 ve "laikiik karşıtı eylemlerin oda- ğı haline geldiği" gerekçesiyle kapatıhnası istemiyle açtığı da- vayı 12 Aralık Salı günü görüş- meye başlayacak. Yüksek mah- keme, öncelikle Başsavcı'mn Siyasi Partiler Yasası'ıun (SPY) "odakounanuT ölçütle- rini düzenleyen 103. maddesi- nin ikinci fikrasının anayasaya aykınlığı iddiasını ele alarak karara bağlayacak. Anayasa Mahkemesi Başka- nı Mustafa Bumin, heyetin gündemini dün belirledi. Buna göre, FP kapatma davası 12 Aralık Sah günü saat 10.00'dan itibaren görüşülmeye başlana- cak. Anayasa Mahkemesi, SPY'nin 103. maddesinin ikin- ci fikrasının anayasaya aykın- lık ıddıasıru ciddi bulursa, bu istemi karara bağlayacak. Bu karar, 103. maddenin ikinci fık- rasuıın iptali yönünde olursa, önce bu karann gerekçesi yazı- lacak ve Resmi Gazete'de ya- yımlandıktan sonra kapatma davası görüşülmeye devam edi- lecek. Anayasaya aykınlık cid- di bulunmazsa yüksek mahke- me, kapatma davasıru ara ver- meden görüşecek. Anayasa Mahkemesi, yapa- cağı görûşmede FP'nin kapatı- lıp kapatılmayacağını ve kapat- ma karan verirse hangi millet- vekillerinin milletvekilliğinin düşeceğini de kararlaştıracak. Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Savaş'ın anayasaya ay- kınhğını ileri sürdüğü SPY'nin 103. maddesinin üst başlığı, tt bir siyasi partinin yasak ey- lemlereodakolması hali"ni dü- zenliyor. Maddenin bırinci fık- rası, "Bir siyasi partinin anaya- sanın68. maddesinin dördüncü fikrası hükmüne aykın eylem- lerin odakhaüniohışturup oluş- turmadığı hususu Anayasa Mahkemesi'nce betirtenir" hükmünü içeriyor. "Odak ol- manın" ölçütlerini düzenleyen ikinci fıkra da şöyle: "Bir siyasi parti; birinci fik- radayazıh fıiller o partinin üye- lerince yoğun bir şeküde işlen- diği ve bu durum o partinin bü- yük kongre, merkez karar ve yönetim kurulu veya Türkiye Büyük Mület Meclisi'ndeki grup genel kurulu veya gnıpyö- netim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiOer doğrudan doğruya anılan parti organlannca karariıhk içinde işlendiği takdirde, söz ko- nusu fıillerin odağj haline gel- mis sayıur." Erdoğan ve Kutanın eski danışmanı îslamcıyamr HADEPyöneticisi • Belediye başkanlığı sırasında Tayyip Erdoğan'a, genel başkanhğının ilk döneminde de Recai Kutan'a danışmanlık yapan îslamcı yazar Mehmet Metiner, HADEP Parti Meclisi'ne seçildi. ANKARA (ANKA)- Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasında Tayyip Erdoğan a, ardından da FP Genel Başkanlığı'nın ilk döneminde Recai Kutan'a danışmanlık yapan Îslamcı yazar Mehmet Metiner, HADEP Parti Meclisi'ne (PM) seçildi. PKK liden Abdullah Ocalan lehine sloganlann atıldığı 4. HADEP Kongresi'nde yeni seçilen PM içinde en dikkati çeken isim önce Tayyip Erdoğan'a daha sonra da Recai Kutan'a danışmanlık yapan îslamcı yazar Mehmet Metiner oldu. Îslamcı yazar Mehmet Metiner, ıstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasında Recep Tayyip Erdoğan'a siyasi konularda danışmanlık yaptı. Mehmet Metiner. uzun bir süre yürüttüğü danışmanlığı Recep Tayyip Erdoğan'la anlaşmazlığa düştüğü için bıraktı. Mehmet Metiner. Erdoğan'dan aynlmasının ardından partiden kopmak yerine RP'nin kapatılıp FP'nin kurulmasıyla birlikte en üst düzeyde çahşmaya başladı. Metiner, FP'de genel başkanlığının ilk döneminde bu kez Kutan'a damşman oldu. Metiner, Kutan'ın konuşmalanm da hazırladığı damşmanlığmdan, görüşleri nedeniyle parti içinden kendisine yönelen tepkiler üzerine aynlmak zorunda kaldı. Metiner, Kutan'ın damşmanlığmdan aynlmasıyla birlikte FP'den de koptu. Bir süredir HADEP'lilerle birlikte hareket eden ve Yeni Gündem gazetesinde de köşe yazarlığı yapan Metiner, kongrede 60 kişilik PM'ye seçildi. HADEP'e, RP ve FP çevrelerinden katılan ikinci isim ise AJtan Tan oldu. 1991 seçimlerinde MHP ile yapılan ittifakı protesto ederek RP'den aynlan Altan Tan da Metiner ile birlikte HADEP'in 60 kişilik PM'sinde yer aldı. Eski Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın genel başkanlığı sırasında ANAP'tan Mardin milletvekili olan Nurettin Yıbnaz da kongrede HADEP PM'ye seçildi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART •N uüd-iu!.. NBÇOK Ü m.kart(5 superonline.com.tr Belediye Başkanı Korkmaz, sorunlarını MGK'ye götürdüğünü açıkladı 'Tuncelili ölüm orucuna başlayacak' TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli Belediye Başkanı Ha- san Korkmaz, kentin sorunlan- ru Milli Güvenlik Kurulu'na gö- türdüğünü söyledi. Korkmaz, " Devletya bizesahip çıksınya da Tunceii halkı olarak ölüm oru- cuna başlayacağız" dedi. SSK'ye olan borçlan nedeniy- le maaşına haciz konulan CHP'li Tunceli Belediye Başkanı Hasan Korkmaz, ekonomik sorvmlarla başa çıkmaya çahşıyor. Aylık ge- liri 35 milyar üra olan belediye- nin toplam borcu 1.7 trilyon lira- ya ulaştı. Kişi başına belediyeden 2.5 milyar lira alacağı olan 155 işçi, 5 4 k i ş i t u t u k l a n d ı Şmuık'ta sahtefatımıcıUmıdarbe DİYARBAKIR (AA) - Şır- nak'ta güvenlik kuvvetlerince sürdüriilen operasyonlarda, sahte fatura düzenleyerek tril- yonlarca lira haksız kazanç el- de ettikleri belirlenen 54 kişi yakalandı. Kuzey Irak'tan suur ticareti yoluyla getirilen mazotu, Tür- kish Petrolium International Commercial'e (TPÎC) saüp bir kısmını da satmış gibi göstere- rek iç piyasaya süren 54 kişi yakalandı. Gözaltınaalınanla- rın TPÎC'e satmış gibi göster- dikleri mazot karşıhğında sah- te fatura topladıklan ve bunu masraf gösterip vergiden dü- şürerek haksız kazanç elde et- tikleri öğrenildi. Şırnak Valisi Hüseyin Baş- kaya 54kişiden33'ününsor- gulamalannın tamamlandığı- nı belütti. Başkaya, dün Şır- nak Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'na çıkanlan 33 kişiden 30'unun tutuklanarak cezaevi- ne konuldugunu söyledi. Başkaya, gözaltına alıhanlar- dan birinin evindeyapılan ara- mada 2 adet uzun namlulu si- lahın da ele geçirildiğini ifade etti. dün iş bırakma eylemi başlattı. Belediye Genel-Iş Sendikası Şube Başkanı Hasan Çiçek, yaptığı açıklamada, iş bırakma eylemine haklannı alıncaya ka- dar devam edeceklerini belirtti. Hükümetin kentin sorunlany- la ilgilenmediğinden yakınan Korkmaz şöyle konuştu: "Son olarak geçen hafta Baş- bakan Bülent Ecevit'e, Başba- kan Yardımcılan Mesut Yıl- maz, Devlet Bahçeli ve Hüsa- mettin Özkan'a sorunlanmızı içerenbirdosyasundum. Ancak hiçbir çözüm buhnadıklan gibi da haciz kovdular." Son çare olarak sorunlannı MGK'ye aktardıklannı anlatan Korkmaz şöyle devam etti: "Aynca bir başka çözüm yolu olsun diye sorunlarla ilgili bir dosyamızı da MGK Genel Sek- reteri'ne sunduk ve sonınlan- mızm ele ahnmasmı istedik." IRMIKI AYDIN ENGİN aenginfadoruk.net.tr. Başlığı annemin sık kullandı- ğı bir halk deyişinden uydur- dum: Ölüm geldi cihane, ba- şağnsı bahane .'.. Laf aramızda, iyi uydurdum. Bugünlerde gazetelere dik- katle bakarsanız ipuçlannı gö- receksiniz. Uyandılar ve şimdi "Biz ne yaptık" dercesine ken- dilerini çimdikliyorlar. Kıbrıs konulu "devlet do- ruk"ündan söz ediyorum. Doruk toplantısı daha yeni bitmiş, toplantıda vanlan kara- nn açıklanması -nedense- Ra- uf Denktaş'a bırakılmış; o da merdivenlerde gazetecilere ka- sım kasım kasılarak "Görüş- melerin oyalamadan başka an- lama gelmediğinde görûş bir- liğine vardık ve görüşmelerden çekilme karan aldık" derken, yani "doruk"un dumanı tüter- ken bir Tırmık yazılmış ve "Çö- züm, yani banşçıl çözüm, gö- rüşmelerden geçer" denmişti. Medyanın tepesindekilerden kimileri satır aralannda, kimile- ri yakın çevre dedikodulannda "Ulusal bir davada bozguncu sesler" diye laf çarptırmışlardı. AB Geldi Cihane, Kıbns Filan Bahane (mi?) Şimdi uyandılar. Görüşmelerden çekilme ka- rarının, bir banşçıl çözümün önünü tıkamakla kalmadığının, Türkiye'yi koyu bir yalıtılmışlık çemberinin içine ittiğinin ayırdı- na yeni vanyoriar. "Acaba da- ha yumuşak bir karar alınamaz mıydı" yollu, mızıldanmayla ak- lını başına toplama arası bir ek- sende volta atıyoriar. Kıbns'ta "çözümsüzlüğü çö- züm belleme"n\n AB ile ilişkıle- ri kopma noktasına sürükleye- bileceği gitgide daha belirgin- leşiyor. Bu, Avrupa Birliği'ne "gö- bekten bağlı" olanlan ürkütü- yor. Avrupa Birliği'ne üye bir Türkiye'yi, Avrupa'da vizesiz gezi, cepte "kırmızı kapaklı" Avrupa pasaportu taşımak ve "iş"te Avrupa merkezli çoku- luslu şirketterle daha yoğun iş- birliklerine girmek, ortaklıklar kurmak olarak kavrayanlann ürkmesi doğal. ••• Ama ok yaydan çıktı; böyle bir karar alındı. Gerçi KKTC adına görüşmeleri yürüten Ra- uf Denktaş'ın bu "ilk çekilme- si' değil; Denktaş'ın nezle ol- madan önce Ankara'ya danış- tığı da kimse için sır değil; ama gene de görüşmelerden çekil- me karan alındı ve bu diploma- si dilinde alışılmışın epey öte- sinde bir sertlikle açıklandı. Acaba niye? Bu duyarlık salt Kıbns'la mı il- gili ve Kıbns'la mı sınırlı; yoksa "katılım için ortaklık belge- s/'nin içeriğinden duyulan şid- detli endişeden mi? Yani... Yani aslında Kıbns bahane mi? AB üyeliği için yol haritası önlerine konunca hükümetin "milliyetçi" kanatlan, yol yakın- ken dönme eğilimine mi girdi? Bu biryargı değit. Şimdilik bir sezgi; bir olasılık. Ama somut ipuçlan olan bir sezgi ve ciddi bir olasılık. Bu yazının başlığı, epey katı bir halk deyişini biraz değiştirip oraya boşuna oturtulmadı. Avrupa Birliği, Avrupa'nın ulusal devletleri arasındaki sı- nırlan çoktan sildi. Ortak para birimi "Euro"ya geçildi ve önümüzdeki dönem- de, Frankfurt'taki teyzeler şe- keralırken "Kaçmark", Milano- lu birveletçikoîataalırken "Kaç liret", Fransız delikanlı sinema- ya girerken "Kaç frank" diye sormayacak; "KaçEuro" diye soracaklar. Ulusal pasaportlar çoktan eskidi. "Avrupa yurttaşlan" tüm Avrupa'da pasaportsuz dolanıyor; Avrupa dışına gider- ken de ceplerinde "Avrupa pa- saportu" taşıyortar. Avrupa Sözleşmesi'nin belir- lediği Avrupa hukuku, ulusal hukuk mevzuatlannın yerini bü- yük ölçüde aldı. Yani "tek Avrupa düşü"nün ekonomik engelleri büyük öl- çüde aşıldı. Şimdi "tek Avru- pa "nın siyasal birliği örülmek- te. Bu, "ulusal" olanın bir üst kimlikte, "Avrupalı" kimliğinde erimesi demek. Bu ise kendini "milliyet- ç/"olarak tanımlayan iki büyük parti, DSP ve MHP için ölüm- cül bir karabasan. Gümrük Birliği, AB kotalan gibi görece "sakıncasız" adım- lann ardından AB hukuku ve AB'nin benimsediği demokra- si, insan haklan ve özgürlük de- ğerleri kapıya dayanınca "mil- liyetçi başağrılan"n\r\ tutma- ması mümkün değil. O yüzden "AB geldi cihane, Kıbns filan bahane" dedik. "Katılım için ortaklık belge- s/"neTürkiye'nin yanıtı anlamı- na gelecek "AB için ulusal program"m açıklanacağı bu- günlerde besbelli biz, AB ve Türkiye konulu daha çooook Tırmık yazacağız. Yazmak çooook da keyifli olacak... POLTIİKA GU1NLUGU HtKMET ÇETİNKAYA Çiçekçi Kız... Onu Beşiktaş'tagörüyorum sabahlan. Gözlerin- de yağmur bulutu saklı. Çiçek satıyor. Karanfiller, güller, bahar geldiğinde sarı papatyalar... Gecenin kaçıydı bilmiyorum uyandığımda. Yağ- mur camlara vuruyordu. Uykum kaçmıştı. Kalkıp salona geçtim... Işte o an çiçekçi kız çocuğunu hatırfadım... Bir düş denizinde gibiydim... Günlüğüme bir şeyler yazdım... Yağmur hızlanmıştı... Beşiktaş'taki o çiçekçi kız, beni bir lyonya ge- cesine taşıdı. Düşlerle örülü yaşamımızın kendi sessizliği, birden hüzün yumağına dönüştü... Gece televizyonlarda haberleri izliyordum. Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yılmaz Güneydo- ğu'daydı. Batman'dan Cizre'ye uzanmış olmalıy- dı... Filmin karelerindeki insan manzaraları hiç de- ğişmiyordu. Yıne çocuklar vardı, gençler.kadınlar, çaresiz insanlar... Bir ara kameraman yakın planı ekrana yansıttı. Üç-dört peçeli kadın. Galiba burası Batman'dı. Ama bu karelerde sanki Afganistan'daydık. Bel- ki de olup bitenlerin hiç farkında değildik... Karmakarışık duygular içindeydim... Divanın üzerinde uyuyup kalmıştım... Sabah olmuştu... Beşiktaş'taki çiçekçi kız aynı köşede yerini al- mıştı. Çarşıya ilk girenler ondan kırmızı, beyaz, siyah karanfiller alıyordu... Sarı saçlan herzamanki gibi darmadağınık, ma- vi gözleri hüzün yüklüydü... Onu görürgibi oldum!... Sonra bir kahve yaptım kendime... Pencereden dışarıya baktım... Bir çırpıda Batman'a, Cizre'ye indim; alaca şa- fakta Malabadi Köprüsü'nden geçtim; Lice'de 25 yıl önce fotoğraflarını çektiğim sarı saçlı, mavi gözlü kız çocuklannı anımsadım... Kapıcı gazeteleri getirdi... önce haberlere şöyle bir göz attım... Ünlü Ingiliz şarkıcı Cat Stevens yani Yusuf Is- lam, Urfa'da güzel sesiyle Kuran okumuş, son- ra da aba giyip Balıklı Göl'ü gezmiş... Yusuf Islam şöyle demiş: "Batı toplumu Islamın en küçük kurallanndan bile haberdar değil..." ••• Beşiktaş'taki çiçekçi kız çocuğunu yağmuriu bir günde görmüştüm ilk kez... Minnacık ellerinde tuttuğu karanfilleri uzatır- ken bir kış türküsü söylüyor gibiydi... Günlerden pazardı... Beşiktaş iskelesi insan yumağına dönüşmüş- tü... Uzattığı çiçeklere dokunurken sormuştum: "Nerelisin sen?" Gözlerini kısmış, ellerini ovuşturmuştu: "Diyarbakırlıyım!.." Vapuria Eminönü'ne geçerken kendi kendime sormuştum: Çiçekçi kız çocuğu mu, yoksa çiçekler mi üşü- yordu? Dün de hava yağmurluydu... Böyle havalarda ne düşünür insan? Mesut Yılmaz'dan sonra, Alman milletvekilleri şöyle konuşmuşlar: "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer!.." Yusuf Islam, yani Cat Stevens Ankara, Konya, Urfa arasında gidip geledursun Alman Yeşiller Partisi miiletvekili Claudia Roth ve diğer milletve- killeri ne diyor: "Sadece Lozan'da belirlenen resmi azınlıklar değil, resmi olmayan azınlıklara da kültürel hak- larverilmeli..." Claudia Roth ve arkadaşları ne demek istiyor: "Bırakın şu Lozan'ı mozanı; AB'ye girmek isti- yorsanız biz ne istersek onu yapmak zorundası- nız!" Elbet Kürt kimliği tanınmalı, insanlar istediği di- li konuşmalı, bana kalırsa Kürt işadamlan, sana- yiciler 'özel Kürt televizyonu', 'Kürtçe eğitim ya- pan özel okullar' açmalı... 'Kürtçe yayın yapan gazeteler' çıkarmalıdır... Her şey devletten beklenir mi? Bırakın herkes kendi dilini, kültürünü (eğer var- sa) konuşsun, öğrensin!.. Bundan korkmayalım!.. ••• Claudia Roth, 'Lozan-Mozan' dese, kendi devletinin 'Alman Islamı Pro/es/'ni ırkçılık olarak görmese de biz 'demokratik hukuk devleti'rit üni- ter yapı içinde yaşama geçirelimL. işkence olmasın, faili meçhul cinayetler dur- sun!.. Ama Batman'da, Cizre'de kadınlann giydiği 'pe- çe', giyim kuşam özgürlüğü de olmasın!.. Ceza- evlerinde ölüm oruçlan bitsin; Ftipi cezaevleri ya- şama geçirilmesinL Biz buna varız, diyelim!.. Demek zorundayız!.. Eğer demez, yasal düzenlemeleri yapmaz- sak, sorunlar daha da büyüyecek!.. Yusuf Islam, ingirtere'den kalkıp Konya'da, An- kara'da, Urfa'da demokrasi, Claudia Roth insan hakları dersi verecek!.. Beşiktaş'taki Diyarbakırlı kız, Lice'deki çocuk- lar, Hakkâri'deki gençler bizim çocuklarımız!.. Biz yaşamı onlarla çoğaltmadık mı bugüne değin? Oğle saatlerinde yağmur dindi, gökyüzü mavi perdelerini açtı... Beşiktaş'taki çiçekçi kız çocuğundan üç sap karanfil aldım... Aklıma geldi adını sordum... Dedi ki: "Berivan!.." Berivan ve çiçekleri üşüyordu... Cezaevlerinde "ölüm oruçlan" ise dalga dalga yayılıyordu... hikmetcetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke sorunlarına ilışkın raporianyla, araştırmalanyla, kbşe yazılarıyla, tarafsız haberieriyle sivil topiumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.511 08 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle