18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 KASIM 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 İmamın nikâhlısı Geçenlerde, televizyon kanallanndan birinin magazin programına çıktı, bir zamanlar kocası Engin Noyan'la biriikte şarkı söyleyen Eser Noyan... Aldatılmış bir kadın olarak üzüntüsü yüzünden okunuyordu... O da duymuş, bir yıldır eve uğramayan kocasının başka bir kadınla imam nikâhı kıyıp evtendiğini... Kimsenin özel hayatı kimseyi ilgilendirmese de magazin diinyasında sıradan bir ilişki gibi görünse de sıntan bir durum vardı ortada... Çünkü Engin Noyan, Fethullahçılann televizyonunda program yapmaya başladıktan sonra baştan çıkmış ya da yoldan... Engin Noyan, kendini bir yandan dine vermiş, bir yandan da dinin uygun gördüğü şekilde haremini kurmaya başlamış... Hak verilmez alınırken, verilmiş hakkını niye kullanmasın! Ikinci zevcesinin başı açıkken kapatrnış da... Hayrını görsün; millet de cemaatin gerçek yüzünü . • görsün! Etektronık posta: denizsomdcumtHmyet.com.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Iklim doruğu başansız olmuş... "Yükseklere kar vağtvor üsümedin mi!" emlekette demokrasi var... Halkın De- mokrasi Partisi'nin kongresi, ulusal marş okunmadan açılmış... Ne var bunda? Si- yasi parti kongrelerinin ulusal marşla açı- lacağına ilişkin bir kural mı var? Siyasi parti kongrelerinde salonun nasıl süsle- neceğine ilişkin kural da olmadığına göre, salona Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenliğini temsil eden bayraktan bir tane asılması niye dikkat çekiyor, il- ginç geliyor... Aslında salonda bir tane bayrağa da gerek yok- tu... Yeter ki demokrasi olsun... Kaldı ki Türk bayrağı hiç asılmasa, demokrasi da- ha da pekişirdi... Katmerli demokrasi olurdu... Memlekette demokrasi var... Kongrede demokra- si adına hayatını kaybedenler için bir dakikalık say- gı duruşu yapılmış... Kongrelerde saygı duruşu ya- pılacağına ilişkin kural da yok ama demokrasi için hayatını kaybedenler var; demokrasi var; demokra- Bir kongre siye saygı var... Memlekette demokrasi var... Halkın Demokrasi Partisi'nin kongresinde "Imralı'ya bin selam" gön- derilmiş... Imralı birada... Imralı'nıntaşıtoprağı "se- lam"dan ne anlar... Ama memlekette demokrasi var taşa toprağa bile saygı sunmak var... Memlekette demokrasi var... Halkın Demokrasi Partisi'nin kongresine Almanya'dan gelen Avrupa Par- lamentosu üyesi bir milletvekili anasının diliyle Kürt- çe konuşmak istemiş... Hükümet komiseri izin ver- memiş;Almancakonuşmakdurumundakalmış... lyi ki Almanca biliyormuş.... Türkiye'de Almanca konuş- muş... Yoksa, düşüncelerini ifade edemeyecekmiş... Herkes Türkçe konuşmak zorunda mı; anası var, anasının dili var... Ne demek "Almanca öğrenmiş ama Türkçe öğrenememiş", öğrenin artık; Almanya baş- ka Türkiye başka, Türkiye'de isteyen istediğini öğ- renir, istediğini öğrenmez, memlekette demokrasi var... Halkın Demokrasi Partisi'nin kongresine, Kıbrıs'ta Türktere düşman Rumlann partisi kutlama mesajı gön- dermiş... Gönderecek tabii ki, demokrasilerde "düş- manımın düşmanı dostumdur" ilkesi var... Memle- kette demokrasi var. Kongrede, silahlı güçlerin, demokratik güçlere ka- tılması istenmiş... Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mi? Ha- yır, esirdüşen teröristlerin ayrımsız affedilip siyase- te kazandınlması önerilmiş... Demokrasi var ya... Peki... Halkın Demokrasi Partisi'nde demokrasi var mı? Kongre salonunun tek tip renklere bürünmesi, parti delegelerinin önüne tek bir adayın konması, Hal- kın Demokrasi Partisi'nde genel başkanın geçerli oy- lann tümünü alarak seçilmesi ne kadar demokratik? Memlekette demokrasi var! SESSİZSEDASIZ(Î) NURfKURfCĞBE Yüksek Yerilim Hattı erdincutku'u ytrtwo.com Vergide hayat standardı esası yetmez. Türk Hayat Standartlan Enstitüsü de kurulsun! Haberin 'özel'i ve magazinin 'gazi'si Gazetecilerin gazete okumadığına ilişkin bir iddia vardır... Iddianın asılsız olduğu ortaya çık- tı... Üstümüzden büyük bir yük kalktı! Aslı astan olmayan bu iddiayı çü- rüttüğü için Sabah gazetesini hazır- layan gazetecileri kutlanz... Bizim bu küçük köşede geçen cu- ma günü verdiğimiz "Bulgaristan'da diplomatik kaza" başlıklı haberi aynen almışlar, biraz süsleyip pazar günü birinci sayfalanna kocaman manşet yapmışlar... Başlığın yanına "özel Haber" diye güzel bir damga da vurmuşlar... Fakat, haberi kimeyazdırdıklan bel- li değil, "özel haber"e imza koymamış- lar... Her ne kadar haberin içinde Bulga- ristan'da saldırıya uğrayan konsolos yardımcısını, konsolos sanmışlarsa da, artık olacak o kadar! Kardeş ve yan kuruluşları Eti- bank'tan gönderilen krediîerin geri dönmemesi üzerine para musluğu kesilen Sabah'ın birkaç gazete daha çıkarmaya yeten "haber havuzu"nun da musluğu kısılmışa benziyor; baş- ka havuzlara dalıyorlar! Sabah'tan sonra birsözümüz ^ de atv'ye... Yurtdışında yapan atv'ye... V ^ ^ Ekrana yeni bir spor magazin JL programı getırmişler... By-kuş adın- da birinin sunduğu programın adını "Gazi" koymuşlar... Bir kuş beyinlinin eseri olmalı... Küreselleşmenin Neresindeyiz? TÜRKSEN BAŞER KAFAOĞLU Prof. Dr. Gerard Ghersi, 17- 18 Kasım tarihleri arasında S.O.S Çevre Gönüllüleri Plat- formu'nun düzenlediği "Kü- reselleşme, Tarıma Etkileri ve •Attemattfter" sempozyumun- da, "Küreselleşmenin Akdeniz Ülkeleri Tanmına Etkileri"n\ or- taya koydu. Konuşmasında en çok ilgi çeken husus: Küreselleşmenin, kuzey ve güney ülkeleri arasında açtı- ğı uçurumlaşmanın neden ve sonuçlarıydı. Küreselleşme nedeniyle bozulan yerel be- sin sistemlerinin kurtuluşu, sağlıklı yaşamı fark edip araş- tırmalar yapabilen ülkelerin yeniden ekolojik tanma ve kü- çük aile tanmına dönme mo- dası yaratması ile mümkün olabilir, Fransa'nın, Güney Af- rika ülkelerındeki küçük, orta ölçekli tarım işletmelerini ye- niden gündeme getirmesi gi- bi, sözleriydi. Ghersi'nin, sos- yokultürel globalizasyonun ve dünya ekonomilerinin enter- nasyonalleşmesi aslında ye- ni başlamıştır; bu nedenle çe- şitli yollar bulunabilir diye söz- lerini noktalaması, küreselleş- menin bu olumsuz yanlanyla gidişinin karşısında başka ko- rumacılık anlayışlannın da ola- cağı ipuçlarını vermişti. Ayrıca aynı toplantıda, An- kara, Izmir, istanbul, Tekirdağ, Bursa gibi çeşitli illerden ka- Man, perspektifi gelişmiş de- ğerli ve gönüllü yaklaşık 260 akademisyen ve uzman katı- lımcı; küreselleşmenin önü- nü, arkasını bilimsel donele- riyle açık açık ortaya koydu. Bu niteliksel tartışma ve de- ğertendirme ortamının bir özel- liği de bilimin o salonda kala- mayacağı gerçeği idi. Kon- ya/Karapınar'dan; Tekir- dağ'dan, Bergama'dan katılan köylü konuşmacılar, yaşadık- lan tanm topraklan ve yaşam- sal sorunlanyla değerlendir- melerin yerel somut gerçek- lere indirgenmesini sağladı- lar. Orada açıkça "Işte küre- selleşme, işte köylülerimizin yaşadıklan" denebildi. Katılımcılar arasında güven- siz ve denetimsiz gıdalaria do- natılmış, küreselleşmiş dün- yanın gelişmekte sayılan ülke yurttaşlan da bilim insanlarıy- la değerlendirmelere katıldı- ğında aklımdan hiç gitmeye- cek olan şu paragrafı satırla- rımda yinelemek gereğini du- yuyorum. 18 Eylül 1920, TBMM bile- şimi bildirisi, madde 2: Halk- çılık ilkesi: "TBMM hükümeti, milletin hayat ve istiklalini kurtanvayı yegâne maksadı ve gaye bil- diği halkı, emperyalizm ve ka- pitalizm tahakküm vezulmun- dan tahlis ederek (kurtararak); idare ve hâkimiyetinin, hakiki sahibi kılmakla gayesine vasıl olacağı itikadındadır (ulaşa- cağı inancındadır.)" Mustafa Kemal Atatürk. HAYVANLAR İSMAÎL GÜLGEÇ igulgec(« yahoo.com ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI HARBt SEMtH POROY semihporoy(â yahoo.com BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇÎ bulutbebekûı hotmail.com VAKFIKEBİR İCRA MÜDÜRLÜGÜ'NDEN Örnek 49 No'lu Ödeme Emrinin İlanen Tebliği DosyaNo. 2000,389 Alacaklı Ismet Zaman - Vakfikebır Borçlu: Rabıye Özdemir - Kemaliye Mah. Lise yanı - Vakfikebir Borç Miktaıî: 618.000 000 TUnin 26.10.2000"den itibaren yûzde 60 faız ve ıcra takip masraflan ile birlikte tahsili. Takibin Mesnedi: Elektrikli ev aletleri ve halı bedelinden doğan alacak. Yukanda adı ve adresi yazıh borçlu hakkında yapılan icra takibinde borçlunun bilınen adresine çıkanlan ömek: 49 No'lu ödeme emri, ad- resten taşındığından, ismen tanınmadığından bahisle bila teblığ iade edilmiş, yapılan adres araştırmasından da netıce alınamadığından, öde- me emrinin borçluya 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 29-30 ve 31. maddelen gereğınce ilanen tebliğıne karar verilmiştir. Kanunı sürelere 7 gün ilavesiyle yukandaki yazıh borç ve masrafla- nnı ılanın gazetede yayuu tanhinden itibaren 14 gün içinde ödemeniz, borcun tamamnıa veya bir kısnuna veya alacaklının takibat ıcrası hak- kında bir itirazınız varsa. yine bu 14 gün içinde aynca ve açıkça bildir- menız, borca karşı itirazınızı yazıh ve sözlü olarak bu süre içinde icra müdürlüğüne bıldirmedığiniz takdırde. aynı müddet içinde ÎÜC'nin 74. maddesi gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi halde hapısle taz- yik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmazsanız veya hakikate ay- kın beyanda bulunursanız, hapısle cezalandınlacağınız, borç ödenmez veya ıtıraz edılmezse cebri icraya devam edileceği ihtar ve ilanen teb- lığ olunur. Basın: 69507 TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Kasım UZUNBOYLULM/NSPORU.1939'OA SUGÜN, BASKETSOU'Ü tCAT BPeti KA- mPALI JAMES NA/SMITh, 78 YApNDA ÖLOÜ. ABD'OE ÖĞHETMEN OLARAK qALIŞr/Z)C£N, 1%91'De, 8U OYUNU OBTAYA ClKARMIŞ kff ILK KURAUAG/M KDYMUŞTU. BU AKADA, ARKADAÇI LUTneti GUUCK DS K£NDİ£i- m DesTEKLeuişr/. GULICK, ÖZ£LU/CL£, BASKSr&OLÜM KIÇ AYLARfNDA KAPAU SALONUIRPA OYA/AAJMASI İÇİN ÇALfÇ- Mişrı. JAMES NAiSMirn, iuc ZAMAULA/ZK YÜKSE6E ASTIĞl &İR ŞEFTAÜ SEPETİKI- PEN YARARLANMIŞ, BASk£TBOL ADI DA B DĞMŞ(SePETTOPU)Ş ( ) O SIRALAR,H£R TAKJM,9'AR. KIŞİDEN OLU- ÇUYOZDU. ÇMODeiiH< BASZeTBOLPA FeftlOp') Türkiye Gazeteciler Cemıyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke soruntanna ilişkin raporlarıyla, araştırmalanyta, köşe yazılarıyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 TERME KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1999/72 Davacı Hazınei Maliye tarafından davalı Yaşar Bozyel aleyhine açılan tespite itiraz davasının yapılan duruşması sonunda verilen ka- rar gereğınce; Tüm aramalara rağmen kendisine dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilemeyen Yaşar Bozyel' in dava konusu olan Terme'nin Sakarlı kasabası Cumhuriyet mahallesi ada 111, parsel 2 No'lu taşınmaza işbu ilan tanhinden itibaren 15 gün içensinde iti- razlanru bildirmesi hususu ilanen tebliğ olunur. D.Günü: 19.1.2001 Basın: 68943 ARAYI^ TOKTAMIŞ ATEŞ IçertJen Yükseten Çighk Haftalardırsüren "açlıkgrevleri", artık (en azın- dan bazıları için) "ölüm orucu"na dönüştu. Ve çe- tecilerin ve mafya uzantılannın başlannın ağnma- sı ya da tansiyonlarının yükselmesini "haber olarak gören medyamız, böyle bir konudan, "bı- haber"... Bu konuda; şu anda Ümraniye E Tıpi Ceza- evi'nde yatmakta olan ve eski bir öğrencim ol- duğunu ifade eden Ayhan Tunçel'den, acı yük- lü bir mektup aldım. Ayhan Tunçel'i maalesef anımsayamadım. Fakat yazdıkları hiç yabancım olmadığı gibi, üslubunu da çok beğendim. Ve bu nedenle bugünkü köşemi bu mektubun özetine ayırdım Birlikte yattıklanndan bir diğerinin, ge- ne aynı sınıftan Çetin Aydemir olduğunu söyle- yen Ayhan Tunçel, mektubuna şöyle başlıyor: "...Bu ülkede cezaevine girmek için 'suç ışle- mek' gerekmediğinden, davanın 'hukukı' yanla- nna girmeyeceğim. Fakat şunu belirtmekte fay- da görüyorum; biz ne adam öldürdük, ne halkın parasını çaldık, ne mafya çeteleri kurduk, ne de ülkeyiemperyalistlerepeşkeş çektik... Bizim 'su- çumuz' YÖK'e karşı çıkmak, demokrasi ve özgür- lük için mücadele etmek; antiemperyalist, anti- militarist olmaktır. Ben ülke sevgisini bu şekilde kavradım..." Mektup şöyle devam ediyor: "...Bu mektup elinize ulaştığında, açlık grevi 'ölüm orucuna' dönüşmüş olacak. Çünkü çok iyi biliyoruz ki; F tipi denilen hücreler esasta, siya- sal tutuklulan tecrit etmek, izolasyona tabi tutmak, kişiliksizleştirmek ve boyun eğdirmek amaçlı ya- pılmaktadır. Yıllarca daracık hücrelerde duvariar- la 'konuşacaksın'. Güneşi görmeyeceksin. Aynı davadan yargılandığın arkadaşlannı göremeyecek- sin. En tabii hakkını dahi arayamayacaksın, ara- dığında ise her türlü riski göze alacaksın. Heranın gözlem altında olacak. Duygulannı kimseyle pay- laşamayacaksın. Hastalandığındayanında kimse bulunmayacak... ...Cezaevleri Genel Müdürü F tipi cezaevleri için, 'Bu bir statüdür, bunlar teröristtir; masum değiller, elbette bu statüye uyacaklar' şeklinde, çeşitli TVprogramlannda açıklama yaptı. Bu cüm- le bile F tipi hücrelerle amaçlananlan net ortaya koymaktadır... ...Bugün hırsızlan, katilleri, işkencecileri, maf- ya çetecilerini affetmek için çırpınanlar, biz siya- si tutuklular içinse hanl hanl F tipi (hücre) ceza- evi inşa ediyorlar. Demokratik birgösteriye katıl- maktan bize, on yıllarca 'ceza' verildiği gibi, biz bunun yüzde 75'ini yatarken adli ceza alanlar, yüzde 40 'ını yatmaktalar. Yani en ağır cezalan ve- rerek bizleri dört duvar arasında tutmalan yetmi- yormuş gibi, bir de hücrelere (F tipi) koyarak can- lı canlı öldürmek istiyorlar... ...Bugünkü koğuş sisteminde birçok sorunu yaşasak da, en azından kolektif bir dayanışmay- la bazılannın üstesinden gelebiliyoruz. Haklan- mızı arayabiiiyoruz. Her türlü yasal kitap, gazete ve dergileri takip edebiliyoruz. Kültürel faaliyet- ler gerçekleştirebiliyor, sorunlanmızı paylaşabili- yoruz. Her şey gönüllülüğe' dayanır. Mesela is- teyen açlık grevine katılır, isteyen katılmaz. Bun- lan şunun için anlatıyorum. Bugün F tipi hücre- leri savunan devlet yetkilileri diyoriar ki; 'Bunlar komün yaşamı sürdürüyorlar, örgüt zoruyla aç- lık grevine gidiyorlar.' Yukarda saydığım faaliyet- ler 'komün yaşamı' oluyorsa kötü mü?.. ...Bu insani ve haklı çığlığımıza; yüreği ve bilin- ci insanlıktan, demokratlıktan, özgürtükten ve ger- çek adaletten yana olan hiçbir insan kayıtsız kal- mamalı. Gerçek demokratlık, yanı başında yaşa- mın hücreleştirilmesine kayıtsız kalıp, Nazi top- lama kamplarına lanet okumak değildir... ...Bu ülkenin cezaevlerinde neleroluyor, neya- pılmak isteniyor? Ulucanlar'da neleroldu? Uşak'ın amacı neydi? Yirmili yaşlardaki gencecik insan- larniçin bedenlehni ölüme yatırır?.. ...Zindandaki çığlık en güçlü çığlıktır. Bu çığlı- ğa kulağını tıkayan bir aydın, toplumun vicdanı- nı da temsil edemez. ...Ülkedeki genci faşist uygulamalara; ülkenin emperyalist ve yerli işbihikçileri tarafından yağ- malanmasına (engel olmak), bilimsel çalışmala- nn önündeki engellerin kaldınlması, özgür ve de- mokratik bir ülke için, gerçek yurtsever, ilerici, demokrat ve dürüst insanlann yapacaklan çok şey var. Işte bundandır ki; biz F tipi ölüm hücre- lerine karşı bedenlerimizi ölüme yatırmışız. Sanı- nm ölümden daha büyük birbedel de yok..." Içerden yükselen bu çığlığa, bu yakıcı satırla- ra hiçbir şey eklemek istemiyorum. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Halk edebi- yatında naka- rata verilen ad. 2/ Süslü tavan lambası... Gö- ğüs. 3/Yapınm 4 ya da arsanın boyutlarını ve sınırlannı gös- teren harıta... Bir yapının ko- nut olarak kul- lanılan bölüm- 9 lerındenherbı- n. 4/ Şarkı, türkü... Bır tarikat ya da sanatın ılk kurucusu... Ilaç. 5/Tek 2 bir sanatçının tek bır 3 çalgı ile verdiği kon- 4 ser. 6/ Yön göstermek 5 içinbelliyerlerekotıu- lan işaret... Muştu, müj- de. II Kanca, kopça... Alanyayakınlanndabir ° çay. 8/Dudakboyası... 9 Manavgat ılçesıne bağlı, turistık ve arkeolojık bır bel- de. 9/ "Sana ıbret gerek ise 1 Gel göresın bu 'le- n" (Yunus Emre).. En tız erkek sesi. YUKARIDAN A Ş A Ğ I Y A : 1/ lşe yaramaz yaşlı hay\ an. 2/ "Başını taştan taşa urup gezer - - - su" (Fuzuh). . Bir renk 3/ "Çok önemli ki- şi" anlamında uluslararası kısaltma... Sıkıntı veren du- rum. 4/ lyı, güzel.. Bılgısayarda dızilen yazılan kar- tona yapıştınp düzenleme ışi. 5/ Şıddetli, yeğin. 6/ Do- ğu Anadolu'da bır ırmak... Tavlada "üç" sayısı. II Bayağı, sıradan... Kerestesı ve reçinesı beğenilenbir orman ağacı. 8/ Kannca yuvası.. Oyunda ortaya ko- nan parayı ıkı mıslıne çıkarma. 9/ Halk dılinde ay- çiçeğıne verilen ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle