27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 7 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tasan genel kurula indi, ancak hükümet 2 haftadır görüşmeyi erteliyor ANAP, irtica yasasına direniyor AYŞE SAYIN ANKARA - Hükümet ortaklan, önce ICHK olarak hazırlanan, ancak Çankaya Köşkü'nden dönünce, TBMM'ye getiri- len irticacı memurlara meslekten ihraç yolunu açan yasa tasansı için "uyutma" taktiği izliyor. Başbakan Bülent Ecevit'in, "Mecbs açılır açıbnaz, ilk çıkanlacak ya- sa" olarak açıkladığı tasan yaklaşık 2 haf- tadır genel kurul gündeminde bulunma- sına karşın iktidar milletvekillerinin di- renci nedenıyle görüşülemiyor. Hükümet ortaklannm pazartesı günü yapılması planlanan danışma kurulu toplantısında da TBMM Içtüzük değişikliğini gündeme getireceği ıçin tasannm ancak bütçe gö- rüşmelennden sonra gündeme geleceği- ne işaret edıliyor. Düzenlemeye karşı çı- kan ANAP yönetimi ise "pasif direniş" karan aldı. • trticacı memurlara meslekten ihracı öngören yasa tasansına tepkili olan ANAP, tasarmın görüşmelerini mümkün olduğunca erteleme ve pasif direniş yapma karan aldı. ANAP tasan konusunda grup karan almayarak milletvekillerini serbest bırakacak. Hükümetin, Köşk engelıni aşamayınca, yasa olarak çıkarma karan aldığı irticai, bölücü faaliyetlere kanşan memur, söz- leşmeli personel, yargı mensuplan ile da- hiliye memurlannın meslekten çıkanlma- sını öngören yasa tasansı, bu kez de TB- MM dırenciyle karşılaştı. Tasanya, MHP ve ANAP milletvekıllerinin tepkisini dik- kate alan hükümet ortaklan, "aceleddav- nuunama" karan aldı. Pazartesi günü toplanması beklenen TBMM Danışma Kunılu'nda da hükümet ortaklannın, TB- MM îçtüzük değişikliğini gündeme al- malan ve bütçe tasansının takvimini be- lirlemeleri bekleniyor. Gelecek hafta da genel kurulda görüşülemezse, tasannm görüşmeleri bütçe sonrasına kalacak. An- cak hükümet Şeker Bayramı'ndan önce af yasasını çıkarmak istediği için, tasannm yılbaşına kadar gündeme gelemeyebile- ceği ifade edilıyor. Pasif direniş Tasanya baştan beri tepkili olan ve suçlanan kamu görevlisine "savunma hakkT tanınmasını isteyen ANAP ise bu istemini ortaklanna kabul ettiremedi. ANAP, bunun üzerine tasannın görüş- melerini mümkün olduğunca geciktir- me, genel kunıldaki görüşmeler sırasın- da da "pasif direniş" karan aldı. Bu çer- çevede ANAP, "grup karan" almayarak milletvekillerini serbest bırakacak. Hükümet ortaklannın tepkisini çek- memek için de ANAP milletvekillerinin, doğrudan "ret" oyu kullanmak yerine, "oylamalara kaülmama" taktiği izleye- ceği ifade edildi. ANAP'h bir grup yönetici, başlangıç- ta, suçlanan memura savunma hakkı ve- rilmesi için önerge hazırlamayı düşün- düklerini belirterek "Ancak, DSP, 'eğer değişiklik olursa, bunu hükümet mese- lesi yapanz' diyor. O nedetüe de önerge vermektenvazgeçtik. Ancak,tasanya biz- denolumluoyçıkmaz" görüşünü dile ge- tirdi. Kurultay hazırlığı Baykal karşıtlan azledildi • Zonguldak'ın ardından Batman, Çankın ve Kastamonu yönetimleri de görevden düşürüldü. ANKARA (Curo- huriyet Bûrosu) - CHP yönetimi, 30 Mayıs 2001 tarihin- de yapılması tasarla- nan olağan kurulta- ym hazırlığına örgütten başladı. 30 Eylül kunıltayından beri görevden düşürülen il örgütlerinin sayısı 12'e yükseldi. Görevden düşürülen ör- gütlere dönük "15günlûkdönemsel toplannlann aksaükhğT gerekçesi- ni "zorlama" olarak nıteleyen muha- lifler ise Deniz Baykal'ı "tepedenyö- netme" anlayışıyla aynlıklan derin- leştirmekle suçladılar. Geçen dönem AttanÖymen'e ya- kınlaşan Zonguldak örgütünün ar- dından Batman, Çankın ve Kasta- monu ıl yönetimleri de görevden dü- şürüldü. CHP örgütünde son dönemde ya- şanan istifa, görevden düşürme ve atamalar parti tabanmda; bu geliş- melerin basma "tasfiye" biçiminde yansıması da parti yönetimınde ra- hatsızlık yarattı. Istanbul ve Bursa il başkanlan görevlennden istifa ederken Izmir, Konya, Kütahya, Şanlıurfa, Erzunım, Karabük ve Zonguldak'ta il yönetimleri, yapı- lan incelemeler sonucu "çahşma- dıklan" gerekçesiyle düşürüldü. MYK'nin son toplantısında da Batman, Çankın ve Kastamonu il yönetimleri aynı gerekçeyle görev- den düşürüldü. Kırşehir'de de ince- lemelerini sürdüren genel merkezin, olağan kurultayı güvenceye almaya çalıştığı ileri sürüldü. Parti kulisle- rinde sonbahara ertelenebileceğı be- lirtılen olağan kurultayın tanhi ko- nusunda genel başkan Deniz Bay- kal'ın mayıs ayını yeğlediğı öğrenil- di. CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem. örgüt birimlerindeki işîemlere "görevden alma" değil "görevin boşalmasT denebileceğini savunarak "Biziın yapüğınuz du- rum tesprtidir. Toplannlann düzen- li yapıhp yapümadığuu tespit ediyo- ruz" dedi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu da örgütlerin son 6 ayhk başan durumlannın değerlen- dirildiğini, toplantılan 15 günde bir gerçekleştirmeyen yönetimin görev- den düşürüldüğünü anlattı. tstiklal Marşı okunmadı. Kürtçe konuşan Alman parlamenteri hükümet Komısennın u\ansı üzerine dKan başkanı susturdu. Genel başkanhğa yeniden adav olmayan Ahmet Turan Demir. "PKK'li silahlı güçlerin demokratik sürece kaülmalan" için genel afistedi. HADEP'te Apo lehine sloganlar 535 oyun tamamını alarak partinin başma yeniden geçen Bozlak, bölücü ve aynhkçı olmadıklannı belirterek "HADEP birliğin sembolüdür" dedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Halkın Demokrası Par- tisi'nin (HADEP) 4. Olağan Kongresi 50 bin dolayında par- tilinin katılımıyla gövde göste- risine dönüştü. tstiklal Mar- şı'nın okunmadığı kongrede AbduDah Öcalan lehine slogan- lar atılırken geçerli 535 oyun tamamını alarak genel başkan- lığa seçılen Murat Bozlak, HA- DEP'in "bölücü ve aynhkçı ol- madığuu" savundu. Alman par- lamenter Feleknas Uca'nın Kürtçe konuşması hükümet ko- misen tarafından engellendi. Kongre öncesi genel başkanlık için hazırlanan 5 aday, Murat Bozlak'ın liderliği için birleşe- rek yanştan çekildi. Genel baş- kanlığı sona eren Ahmet Turan Demir Kürt sorunu için 21 maddelik "demokratik, banş- çıl çözûm projesini" açıkladı. Demir, "Genel ve aynmsız af yasasryla PKK'li silahh güçle- rin de demokratik sürece kan- hmlan sağlanmahdır" dedi. HADEP 4. Olağan Büyük Kongresi dün Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda ger- çekleştirildi. Anadolu'nun bir- çok yennden gelen partıliler sa- lon etrafında izdiham yaratır- ken çoğunluğu san, kınruzı, ye- şil afişler taşındı. Avrupa Bırlı- ği-Katılun Ortaklığı Belgesi ile gündeme gelen anadilde yayın, idamın kaldmlması, demokra- tikleşme gibi konular Kürtçe- Türkçe taşınan dövızlerde yer buldu. Kongrenin güvenliği için 2 bini aşkın polis görev ya- parken salon içinde ve dışmda da yaklaşık 3 bin partıli görev- lendirildi. Kongre salonu dışın- da ve içinde sık sık Kürtçe tür- küler çalındı. Partüilerin istem- leri, salona asılan "Demokra- tik cumhuriyet, Kürt sonınuna demokratik çözüm, idama ha- yır, idam cezası kaldınlsın, kö- ye dönüş sağlansın, anadilde Kongre divanının arkasına büyük boy Türk bayrağı ile HADEP yazılı birer bayrak asıldı. HADEP yönetiminın tartıştığı "Atatürk posteri asü- ması" uygulamasına yer veril- medi. Ancak Atatürk'ün Mayıs 1920 tarihinde Meclis kürsü- sünde yaptığı not düşülen "Efendiler, Meclis-i alimizi teş- kil eden yalnız Türk değildir. Yalnız Çerkez, yalnız Kürt, yal- nız Laz değüdir" sözlerinın yer aldığı afiş dikkat çekti. "Yaşasın başkan Apo", "Se- Yönetimin uyanlanna karşılık Apo lehine sloganlann atıldığı kongrenin güvenliği için 2 bini aşkın polis görev yaparken, salon içi ve dışında da yaklaşık 3 bin partili görevlendirildi. eğitim hakkı, hücre tipi tecrit uygulamalanna hayır, Türki- ye'de demokrasi. kültüriere öz- gûriük" pankartlanyla ifade edildi. Kongre salonuna giremeyen kalabalığm ellerinde, Kürtçe yazılı şu dövizler dikkat çekti: "Ben insanım, benim dilim vardır. Ben televizyonumu isti- yorum. Anamın ak sürü gibi he- lal dili vardır. Aynmsız genel af istiyoruz." lam sana, tmralı'ya bin selam, Apo'ya özgürlük" şeklınde Kürtçe sloganlara karşı divan başkanlığınca "Partimizin be- lirlemiş olduğu sloganlar dışın- da slogan atmayalım" uyansı yapıldı. Büyük kongrede, il kongrelerinde olduğu gibi Is- tiklal Marşı okunmadı. 6 adayın yanşması beklenen kongre, bir gün önce vanlan uzlaşma gere- ğı Murat Bozlak'ın tek adaylı- ğmda gerçekleştirildi. Ahmet Turan Demir, Osman Özçetik, Bahattin Günel, Kemal Peköz ve Ahmet Türk adaylıktan vaz- geçti. Parti Meclısi'ne kongre- den önce yayılan haberlerde, Öcalan'ın Imralı'dan avukatla- n aracılığıyla mesaj gönderdi- ği ve Ahmet Türk'ün genel baş- kanlığa seçilmesini istediği id- dıa edihnıştı. Istihbarat kaynak- lanna dayanılarak verilen ha- berde, Öcalan'ın "Ahmet Türk'ü devtete daha yakın gör- dûğü" savı yer ahnıştı. Demir, genel başkanlığı bı- raktığı kongrede "Kürt soru- nuna çözüm projesini" anlattı. Demokratıkleşmenın kaçınıl- maz bir süreç dururnunda oldu- ğunu bildiren Demir, Türki- ye'nın en can ahcı sorununun Kürt sorunu olduğunu, bunu çözmeden ne iç banşı sağlama- nın ne de demokrasiye geçme- nin olanaklı olduğunu savundu. Yapılan oylamada 567 dele- ge oy kullandı. 32 oyun geçer- siz sayıldığı oylama sonucunda 535 geçerli oyun tamamını alan Murat Bozlak genel başkanlığa seçildı. Genel başkanlığa seçi- len Bozlak konuşmasında, HA- DEP'in bölücü ve aynhkçı bir parti olmadığını belirterek, "HADEP, birtiğin ve beraberli- ğin sembolüdür" dedi. Bozlak, partısının af istemini de yi- neledi. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin@donik.net.tr Kimi inatçı Tırmık okurlan var. Bir söz verip de tutmadınız mı saniye sektirmez yakanıza yapı- şır. Hiç acımaz, gözünün yaşına bakmaz. Birkaç kez "Bu pazartesi ve her pazartesi elektronik mek- tup, faks, PTT-mektubu olup bana ulaşan okur tepkilerinden, yargılanndan, eleştirilerinden, katkılanndan birseçkiyapıp su- nacağım" dedim. llkinde unuttum, her günkü gibi bir Tırmık yazdım ve tabii fırçayı yedim. Sonra bir kez da- ha anımsayıp ve anımsatıp söz verdim. Gel gör ki açlık grevle- ri, ölüm oruçları içimi kararttı, hele okur tepkisi, katkısı bu hafta beklesin" dedim ve... Ve tabii gene fırçayı yedim. Bu üçüncü duyuru. Ama yo- ğurdu üfleyerek üçüncü: Bun- dan böyle her pazartesi eğer olağanüstü bir konu bindirme- si çıkmazsa okurtepkilerini, kat- kılarını, eleştirilerini öteki okur- Bu Pazartesi de, Her Pazartesi de mi? larla bölüşeceğim. Buyrun. **• Borsayı konu alan bir Tırmık yazıldı; borsanın düşüp dibe vu- rur gibi olduğu, kimilerinin "Tür- kiye ekonomisi ipten döndü" diye içimize korkular saldığı günlerde yayımlandı. Sonra da okur tepkisi-katkısı yağdı. Işte birkaçı: "...borsa konusunda başka bir şey de bilmenize gerek yok zaten. Bu dûşüşü en büyük fı- nans âlimlerimiz(!) bile açıkla- yamazken, bir köşe yazısıyta işi bitirdiniz. Saygılar." Devrim Burçak "... Ben ODTÜ işletme 3. sı- nıföğrencisı birgencım Bu maili 23 Kasım 2000 Perşemoe tarihli 'Bu borsa niye düşer?' ya- zısı ile ilgili olarakyazıyorum Yazıyı dün akşam okudum. Ne- den bilmiyorum kahkahalaria güldüm kendi kendime. Herhal- de sizin yazdıklarınızı okurken kendimi gördüm de ondan. Evet, bir işletme öğrencisi ol- mama rağmen, bölümdeki bazı arkadaşlanmın aksine borsadan hiç mi hiç anlamıyorum. Sizin yazdıklannız inanın benim de hislerim. 'Dar bir bant', 'tepki alımları', 'ulusal 100 endeksi' benim de pek anlamadığım kav- ramlar. Bir de siz söz etmemiş- siniz ama 'direnç seviyesi' var! Kim kime direniyor ben de an- lamıyorum vallahi. Ama finans dersım için bunlan daha iyi an- lamam icap ediyor... Yazınız için tekrar teşekkürler... Gerçekten çokhoştu..." ÖzgeGünay "... Merhaba. Hayatımda ilk kez bir borsa haberi okudum. Ve çok mükemmel buldum. Bundan böyle hep okuyaca- ğım. Ama borsa ile ilgili bölü- münden ben yine hiçbirşey an- lamayacağım. İyi ki varsınız..." Sema Güleçyüz Bu seçkileri "bakın okurlar beni ne biçim övüyor" demek için aktarmadım. Kendimi Mo- iiere'in Kibarlık Budalası'na benzettim de ondan. Hani o ölümsüz Moliere karakteri, gör- gü öğretmenine "Vay canına.. ben meğer yıllardır nesir konu- şuyormuşum da haberim yok- muş" der ya. Benimki de o he- sap. Bunlan okudum ve "Vay be, ben meğer borsa konusun- da birinci sınıf uzmanmışım da haberim yokmuş" dedim. Hani yani, sizin de gözünüz- den kaçmasın... • • • Tabii okurdan hep övgü der- leyemezsiniz. Hele bu ben isem... Kısacık bir e-mektup geldi. Şöyle yazıyor: "... Ben, Iskenderun'daki Tayfur Sökmenoğlu ile görüş- tüm. Ne kendisinin ne de eş adı taşıyan kuzenlerinin MHP'nin önde geleni olma- dığını, aynca yaztnızdaki söz- leri söylemediklerini bildirdi. İyi çalışmalar." M. Aydın Akça. İçinde Tayfur Sökmenoğ- lu adı geçen Tırmık'ları tara- dım ve kıpkırmızı kesildim. 16 Kasım günü yayımlanan "Ka- palı Kapılar Ardındaki Ge/e- ceğimiz" başlıklı Avrupa Bir- liği'ni konu alan Tırmık'ta, MHP'den milletvekili seçilip Meclise giren Murat Sökme- noğlu'nun adını çalakalem Tayfur Sökmenoğlu yazmı- şım. Ve tabii hak ettiğim fırçayı da yemişim. Oh olsun bana... Safranbolu, RTÜK kararını bekliyor özel televizyonlardaki yarışma programlan, hükümetin "ekonomik istikrar programı" dayatması altında ezim ezim ezilen yurttaşlara "can simidi" oldu. Devletten, patrondan umudunu kesen yurttaş, zenginleşme hayallerini "kişisel sermayesi" olan "bilgi birikimine" bağlamış durumda. Ancak program yapımcılan "bilgi bankalanndaki" bilgileri yenilemiyor olacak ki, kimi zaman vahim hatalar yapılıyor. Işte bunlardan biri geçen ay atv'deki "Ağıhığınca Altın" adlı yanşma programında yaşandı. 13 Ekim tarihli programda, yanşmacıya Safranbolu'nun hangi ilin ilçesi olduğu soruldu. Seçenekler arasında Zonguldak, Sinop ve Amasya illeri yer alırken doğru yanrtın Zonguldak olduğu açıklandı. Oysa Safranbolu, 1995 yılında il olan Karabük'e bağlanmıştı. DYP Karabük Milletvekili Mustafa Eren de bu yanlışı "mesele" yaptı ve Başbakan Bülent Ecevit tarafından yanıtlanması istemiyle bir soru önergesi vererek "Reyting uğruna, yanlış bilgilerie halkımızı yanlış bilgilendiren bu medya kunıluşuna RTÜK aracılığıyla bir cezai müeyyide uygulamayı düşünüyor musunuz" diye sordu. Yanıt, Ecevit adına Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'den geldi. Ancak bu yanıt da yanlış soru kadar düşündürücüydü: "Bilindiği gibi radyo ve televizyonlardaki yayınlar dolayısıyla müeyyide uygulama yetkisi RTÜK'ündür. Radyo ve Televizyonlann Kuruluş ve Yayınlan Hakkmda Kanunun 4. maddesinin 'h' bendinde yer alan 'Türk milli eğitiminin genel amaçlanna, temel ilkelerine ve milli kültürünün geliştirilmesi' ve V bendinde yer alan 'Haber ve olaylann çabuk ve doğru bir şekilde sunulması' ilkeleh doğnıltusunda 13 Ekim 2000 tarihinde yayınlanan yanşma programı değeriendirilerek rapor halinde üst kunıla sunulacaktır." Şımdı Safranbolu, "RTÜK karanyla" Karabük'ün ilçesi olmayı bekliyor... 'Aman liderler duymasın' Diyalog Grubu'nun son toplantısına, gazetemizin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sedat Ergin ile Sabah gazetesi yazan Yavuz Donat katıldı. Gazeteciler çeşitli konulardaki görüşlerini aktardıktan sonra, politikacılar konuşmaya başladı. Söz döndü dolaştı, parti içi demokrasi ve Itder sultasına geldi. Parti yönetimine aykırı düşünceleri nedeniyle Anayasa Komisyonu Başkanlığı görevinden uzaklaştınlan ANAP'lı Ertuğrul Yalçınbayır, "iki dudak arası demo/cras;s/"nden yakındı. Onay sözcükleri yükselirken Diyalog Grubu Başkanı ANAP Van Milletvekili Kamran inan araya girdi: "Bu konuda sözcükleri dikkatli kullanmak /az/m..." Gülüşmeler yükselirken Mehmet Ağar, "Benim eteğimde taş yok. Sizi düşünüyorum, aman dikkatli olun" diye arkadaşlannı uyardı. Toplantıda uzun uzun memleket meseleleri ve çıkış yolları konuşuldu. En radikal çıkış önerisı de DYP'li Doğan Güreş'ten geldi: "Heryol devrim, demek gerekiyor. Daha aktif olalım..." Erbakan olmasa... FP'nin son grup toplantısında yenilikçilerden Mustafa Baş ile gelenekçi Ahmet Cemil Tunç yan yana oturuyorlardı. Mustafa Baş, yan sırada oturan gazetecilere, "Niye bu kadar az gazeteci var? Arkadaşlannız nerede" diye sordu. Düşünceye Özgürlük Platformu adına bir grubun aynı saatlerde, kapatılan RP'nin lideri Necmettin Erbakan'ı ziyaret ettiğini aktaran gazeteciler, orada görevli olanların toplantıya katılamadığını söyledi. Ahmet Cemil Tunç'un "Gördün mü bak, Hoca'yı tercih ediyoriar" demesi üzerine Mustafa Baş, "Ne seviniyorsun? Parti senin de partin. Partiyi değil Hoca'yı tercih ediyorlarsa buna üzülmen lazım" diye çıkıştı. Ahmet Cemil Tunç, "Parti çok, ama Hoca bir tane" karşılığını verince Mustafa Baş altta kalmadı: - Hoca olmasa ne yapacaksınız? Anayasacının aşkı Cumhurbaşkanının yetkiterini sınırlayan tasan Anayasa Komisyonu'nda görüşülûrken muhalefet milletvekilleri kendi aralannda çelişkiye düştü. DYP'li Ayvaz Gökdemir, bir madde konusunda kendisiyle farklı düşünen aynı partiden arkadaşi Ahmet lyimaya'ya takılmadan geçemedi: "lyimaya'nın aşkını da saygıyla karşılıyorum. Ahmet Necdet Sezer seçilirken oy vermedi ama sonradan onun yetkilerini savunun\en gösterdiği aşk dikkatimi çekiyor. Herhalde bu, meslektaş olmasından geliyor." Kazıkların bileşkesL Hükümet, "son dakika" operasyonuyla, 2 yıl önce kaldırdığı "hayat standardı"na göre vergilendirme sistemini geri getirdi. Ek vergi yasasına eklenen bir önergeyle muhalefetin itirazlanna karşın tasan yasalaştı. Ancak hükümet, bu düzenlemeyi getirirken iktidar milletvekillerini bile ikna etmekte zorlandı. İktidar milletvekilleri, bir sonraki seçimlerde "listeye konulmama", "partiden dışlanma" tehdidi nedeniyle bu yasaya kertıen destek vermek zorunda kaldılar. Müteahhit kökenli ANAP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Güneşde, "hayat standardı" düzenlemesine "zorunlu" olarak destek verdiğini gizlemedi: "Ben şimdiye kadar bile bile, bana kazık niteliğindeki çok yasaya destek için el kaldırdım. Genel başkana da bunu söyledim. Onun için artık alıştım, şimdi yine bana bir kazık geliyor, ama ona da el kaldıracağım..." Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu tbmm@cumhuriyetcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle