Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 7 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
İyi niyet
RTÜK Başkanı Nuri Kayış, haf-
talık Müdafaa-i Hukuk gazetesi-
nin sorulannı yanıtlarken medya
dünyasını tanımlamış: Türkiye'de
bakıyoruz medya sahipleri ban-
kacılık, ithaiat, ihracat işi yapıyor.
Müteahhitlik, borsacıhk, madenci-
lik, otelcilikyapıyor ve medyayı di-
ğer işlerini daha iyi yürütmek için
bir silah olarak kullanıyor. Devlet-
ten kredi, teşvikalmak için eiinde-
ki radyoyu, televizyonu, gazeteyi
bazen iktidarian övme, bazen şan-
taj, tehditamacıylakullanıyor."
Medyanın gerçek işlevine dön-
dürülmesi için sermayenin yapı-
sının değiştirilmesi gerektiğine de-
ğinmiş Kayış: "Meclis çıkaracağı
kanunlarta medyayı, medyapatron-
lannı bu yönde adımlar atmaya
zorlamalıdır."
Kayış, çok iyi niyetli... Meclis'teki
milletvekili çoğunluğunun bugün-
kü yapısıyla medyanın sermaye
yapısı çatışmıyor ki, tam tersine ör-
tüşüyor.
ISIK KANSU
fcHBu9camhuriyetcan.tr.
Santralın yanında verilenlerDaha önce elektrik dağıtım
şirketlerinin özelleştirilmesine
ilişkin sözleşmelere, yurttaşların
ve kamunun zaranna ne gibi
hükümler konulduğunu dile
getirmiştik. Bu kez de termik
santralların özelleştirilmesinde
göz önüne alınacak satış
anlaşması ve uygulama
sözleşmelerindeki hükümleri
irdeleyelim:
- Elektrik satış anlaşması
uyannca, TEAŞ'ın başlattığı
yatınmlardan santralı alan şirket
sorumlu olmayacak. Inşaatı
sürmekte olan ve sürekli geciken
baca gazı antma tesisi
tamamlanıncaya değin çevresel
nedenlerie gelecek tüm cezalar
devirden sonra bile TEAŞ'a ait
olacak.
- Tarrfeye kömür madeninin
işletilmesiyle ilgili yatınm ve
giderier de dahil edilecek. Bu
nedenle santralı alan özel şirket,
tüm giderierini tarifeye
yansıtacak ve devlete, dolasıyla
tüketiciye fatura edecek,
santrallan alacak şirketlerin
hiçbir riski olmayacak.
- TEAŞ, aldığı elektrik için
şirketlere aylık ödeme yapacak.
Santrallan devralan özel
şirketlerin, vaat ettikleri aylık
elektriği üretmemeleri
dunımunda ödeyecekleri ceza
ise aylık değil yıllık kesilecek.
Riskten dolayı TEAŞ'a
verilemeyen ya da çevresel
nedenlerden dolayı üretilemeyen
elektrik de üretilmiş sayılacak ve
cezadan indirilecek. TEAŞ'ın
keseceği cezalar Türk Lirası
üzerinden, TEAŞ'ın şirkete
yapacağı ödemeler ise dolar
üzerinden hesaplanacak.
- Santrallar, TEAŞ tarafından
yılda en çok dört kez devre dışı
bırakılabilecek. Dörtten fazla
devre dışı bırakmalarda, her biri
için özel şirkete 10 bin dolar
ödenecek.
Nasıl ama? Santral özelleştirmesi
değil, adeta ballı börek...
Devlet hastanesinde olan ve
yaklaşık 380 milyon lira alan do-
çentler de, yaklaşık 300 milyon li-
ra alan pratisyenler de geçen haf-
ta hekimlerin içinde bulunduklan
olumsuz koşulların düzeltilmesini
istediler ve yarım gün üretimden
gelen güçlerini kullandılar. Hasta-
lara, hasta yakınlarına da bildiri
dağıttılar:
"Yoksulluğun artmasına, sosyal
güvenlik sistemlerinin yetersizliği-
ne, tedavi edici sağlık hizmetleri-
nin giderek daha pahalı hale gel-
mesine ve koruyucu sağlık hizmet-
lerinin ihmal edilmesine bağlı ola-
rak halkımızın sağlığı giderek kö-
tüleşiyor.
Hekimlerin beyaz uyarısıAşıtamayia, iyi beslenmeyle, dü-
zenli olarak sağlık muayenelerinin
yapılmasıyla, iyi yaşam koşullan-
nın sağlanmasıyla önlenebilecek
birçok hastalık biz hekimlerin kar-
şısına, üstelik geç ve ilerlemiş ev-
relerde çıkıyor. Böylece kamu hiz-
meti veren biz ücretli hekimlerin ça-
lışma koşullan da giderek ağıria-
şıyor."
Hekimler, hastaların ve hasta
yakınlannın, sorunlann nedenini
çok iyi sorgulamalannı istiyorlar:
"Halkın değil IMF'nin isteklerine
göre bütçe yapılıyor. Toplumun
sağlığına değil, batık bankalara,
rantiye aile şirketlerine ve çetele-
re milyarca dolar kaynak aktanlı-
yor."
Hekimler, sonucu şöyte özetliyor-
lar: "Sizler daha çok hastalanıp
hastane kapılannda daha çok sıra
bekliyorsunuz. Sosyal güvenceniz
yoksa verilen hizmetin, ilacın, ame-
liyatın parasını ödemekte zorianı-
yorsunuz. Yorgun ve geçim sıkın-
tısı çeken hekimlerie karşılaşıyor-
sunuz.
Hastalanmız tarafından bilin-
mesini istiyoruz ki, bizler iyi he-
kimlik yapıp sizlere en iyi hizmeti
vermeye çalışıyoruz.
Çünkü toplumun sağlığı, insa-
nımızın sağlığı bizim için en yûce
değeroldu ve olmaya devam ede-
cek."
Hekimler, "toeyaz uyan'lannıöz-
lük hakları ve toplum sağlığı için
yaptılar ve başarılı oldular. Anka-
ra Tabip Odası Başkanı Ümit Er-
kol, yürüyüşleri sırasında sade
yurttaşların doktoriann pankart-
lannı taşıdıklannı, onlarta birlikte
slogan attıklarını anlattı. Halkın
desteğiyle hekim eyleminin ma-
yası tuttu galiba.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞÎPAL
SSK Emeklisi ve Yetim Aylığı
Soru: Babam, bir KİT'te 24 yıl şube müdürü olarak çalış-
tıktan sonra vefat etti. Anneme ve bana, 4. derece-
nin 1. kademesinden dul ve yetim aylığı bağlandı.
Daha sonra ben evlendim ve Emekli Sandığı'ndan
aldığım yetim maaşı kesildi. Şimdi annem de vefat
etti. Ben SSK emeldisiyim ve dulum.
1) Bana SSK'den aylık almam nedeniyle yeniden ye-
tim aylığı bağlanabilir mi? Ben bağlanacağını sanı-
: yorum. Emekli Sandığf nca ödenen yetim aylıkları-
i%Uk-j.. uın kesilmesini gerektirecek nedenier neferdir?
2) Bağianabilirse ne tutarda aylık bağlanır. (Babam
Genel İdare Hizmetleri Sınfında, lise mezunu ola-
rak görev yapmaktaydı).
3) Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'un aynı çatı al-
tında toplanacağı söyleniyor. Bu durumda maaşlar-
dan biri kesilecek demektir. Benim seçme hakkım
olabilir mi? (A.A.)
YANIT: 1) T.C. Emekli Sandığı'ndan yetim aylığı alan evli
olmayan kız çocuklann aylıklan, ancak yine T.C. Emekli Sandı-
ğı kapsamında bir göreve başladıklannda ya da Emekli Sandı-
ğı'ndan kendi çalışması nedeniyle emekli aylığı almaya hak ka-
zandıklannda kesilir. Emekli Sandığı dışındaki bir başka sosyal
güvenlik kurumundan (SSK, Bağ-Kur ve yasayla kurulmuş özel
emekli sandıklan) aylık almalan, T.C. Emekli Sandığı'ndan al-
dıklan yetim ayhğının kesilmesini gerektirmez.
Kısaca, SSK'den yaşlılık aylığı almanız yetim aylığınızı alma-
nızı engellemez.
2) Genel İdare Hizmetleri Sınıfi'nda 4. derecede 1. kademede-
ki lise çıkışh bir memurun, 24 yıl karşılığı alacağı emekli aylığı;
Genel Gösterge Aylığı
Ek Gösterge Aylığı
Kıdem Aylık
Taban Aylık
Ozel Tazminat
Toplam Emekli Aylığı
1 Yetimin Payı
1 Yetimin Aylığı ÇYL)
10.671.096
7.580.560
5.597.952
75.036.000
44.317.120
143.202.728
%50
71.601.364
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasf nın 68. maddesine göre,
ölene bağlanması gereken aylığın yetim bir kişi ise yüzde 50'si, iki
kişi ise yüzde 80'i, yetim üç kişi ise yüzde 100'ü yetim aylığı ola-
rak bağlanır. Buna göre bir yetim olmanız nedeniyle, size bağlan-
ması gereken yetim aylığı babanızın hak kazandığı 143 milyon 202
bin 728 lira emekli ayhğının yüzde 50'si olan 71 milyon 601 bin
364 liradır.
3) T.C. Emekli Sandığı. SSK ve Bağ-Kur, ayn yasalan olan sos-
yal güvenlik kunımlandır. Bu kurumlann aylık bağlama koşulla-
n, prim oranlan. prim tutarlan, aylık birimleri ve tutarlan çok de-
ğişiktir. Hepsinin aynı çatı altında toplanacağı söylentileri sık sık
duyulmaktadır. Görüşümüze göre bu üç kurumun kısa dönemde
aynı çatı altında toplanması olanaksızdır.
Birköyvar
uzakta
işçi Partisi Ankara ll Başkanı
Dursun Karadağ, İP'nin
geçenlerde Polatlı'da düzenlediği
Köylü Kurultayı öncesi 200 köyü
dolaşmış; köylülerle, muhtarlarla
görüşmüş. Karadağ'ın izlenimlerini
öğrenmek istedik:
- Köylüler IMF ve Dünya Bankası
politikalanndan haberdar mı?
- Uhuuu, hem de nasıl! IMF şefi
Cottarelli'ye "Götûrelli" adını bile
takmışlar.
- Iktidardaki siyasetçilerden
memnunlar mı?
- Dolaştığım köylerin çoğunluğu
son seçimlerde ağırlıklı olarak DSP
ve MHP'ye oy vermişler. Şimdilerde
ise pek pişman gözüküyorlar.
ANAP ve DYP silinmişler. Dikkat
çekici bir nokta daha: Köylüler,
siyasetçiye kızıyor ve güvenmiyor.
- Köylü, genel durumu kendi
yaşantısından ömeklerle açıklar. Hiç
böyle bir örnekle karşılaştınız mı?
- Haymana'nın Esenköy Muhtan
llyas Alp, "Son iki senede öyle bir
borçlandık ki, tarihte görülmedi bu"
diye yakındı hayattan. Muhtarın
geçenlerde eşi vefat etmiş. Aslında
hastaymış eşi, doktorlar da bir-iki
yıl daha yaşar demişler ama, ne
zaman muhtar traktörü satmaya
kalkışmış, üzüntüsünden bir ay
içinde toparlanıp gitmiş.
- 8e/// ki, köylüler zor durumda.
- Hem de nasıl! Banka
borçlanndan, icra işlemlerinden
dolayı köylüler Haymana
Cezaevi'ni komşu kapısı yapmışlar.
Birbirlerine "Sıra kimde? Bu hafta
hangimiz damı ziyaret edecek?"
diye takılıyortar.
HAYVAJVLAR ISMAÎL GÜLCEÇ igulgec(hyahoo.com
KlM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakCg turk.net
BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI bulutbebekta hotmail.com
*İ, *>* y
Me*»Ia papfcta
bi
hıyai huriyr* bari.
apfcta kapefnni
HARBÎ SEMtH POROY semihporoyı yahoo.com
KABADÜZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Esas No: 1999/75
Davacı Abdullah oğlu Mehmet Gûzelkaya tarafından davalı Nüfiıs
Müdürlüğü aleyhıne açılan kayıt iptali davasının yapılan açık yargıla-
masında, dahili davalılar Serpil Dirimsun (Dirimsu) ve ölü Hüseyin oğ-
lu Mehmet Gûzelkaya mirasçılarının adresleri tespit edilememiş, dunış-
ma günü ve dahili dava dilekçesi tebliğ edilememiş olduğundan ilanen
tebliğ yapıhnasına karar verilmiştir. Dahili davalılar Raif Salih kıa
1954 doğûmlu Serpil Dirimsun (Dirimsu) ve ölü Hüseyin oğlu Mehmet
Gûzelkaya mirasçılan Güray, Gûrbüz ve Gürsel Güzelkaya'ya
14.12.2000 günü saat 10.00'da, Ordu ili Kabadüz Adliyesi'ndekı durus-
tnada bizzat hazır olmalan ya da bir vekille temsil edilmeleri, aksi tak-
dirde yargılamaya yokluklannda devam edileceği, duruşma günü ve da-
hili dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilandan itibaren 15 gün son-
ra tebliğ yapılmış sayılacağı ilanen tebliğ olunur. Basuı: 65727
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Kasım
ANKARA 5. AŞLİYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN
1999/441 Esas
Davacı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından
davalı M. Nihat Öztorun aleyhine mahkememize açılan tescil davası-
nın yapılan açık yargılaması su*asında verilen ara karan gereğince;
BilLnen en son adresi "lvedik Köyü Yenimahalle/Ankara" olan da-
valı M. Nihat Öztorun'a dava dilekçesi tebliğ edilememiş, emniyet
araşnrması sonucunda adresi tespit edilememiş olmakla, adı geçen da-
valının duruşma günü olan 5.2.2001 günü saat 09.30'da mahkememiz-
de hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, hazu"
bulunmadığı veya kendisini bir vekille temsil ettinnediği takdirde yar-
gılamaya yokluğunda devam olunacağı ve gerektiğinde hüküm verile-
ceği ilanen tebliğ olunur. 15.11.2000. Basuı: 67627
BA60AT OSMİRrOLUALMANIAR'A..
»99'DA BÜ6ÜN, KOAjy* "OAkJ SAĞ&Arb ve
KÖe.F£zfUE UZANACAK. O£Mİg.YOLUMUN i
PeUTSCHB StfJK'A VEEiLtoıŞri.1898'O£,OSMAHU
NAFIA NEZABerr, BAĞPATH &£ O£MiHyoUJ
Û2EGE Sİ&ÇOK &AÇWRU ALMIÇT1.
VE RUS ŞmZETlE/Zt, FRAMSIZ VE
İH6İÜZ 8AMK£tiLEe>
:
, gUNLA&N SAŞLICALAÜ/YDİ.
SAZILAe.1, SULTANA OEĞERLI ARMAĞANLAG. VE-
Reeetc isreKLERiNe ULAŞMAYA ÇAUÇM/ŞTT..
KAYZEfZ IT. WİLHEtA/l, YUkAUÇAK TAVlfUARIYLA
SüLTAtJ lL.A8OÜLHAtoir'İN ICUÇKULA&tNI DA-
&TMAYI BAÇABMI-fTt. 4AJCAK, 8A6DAT YE
U4NACAK BU OeMİRrOL
eMPE&YALİSr AMAÇM&tUA
GÖRÜŞ
DEMZ BANOGLU
Kalite Kongresi, Milli Eğitim
Bakanlığı ve Öğretmenler
Gunu nun Duşundurduklerı
Kalite Kongresi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Öğret-
menler Günü arasında ne gibi bir bağlantı var, di-
ye düşünebilirsiniz. Evet önemli bir bağlantı var, hem
de rastlantısal değil, doğrudan ve son derece de
anlamlı ve önemli.
Geçen günlerde sona eren 9. Kalite Kongresi'nin
konusu "Toplam Kalite Yönetimi ve Kamu Sektö-
rü"ydü. KalDer'in (Kalite Derneği) "Yaşamın Her
Alanında Kalite İçin Toplam Kalite Seferberliği"
adıyla 1998 yılında başlatmış olduğu "ulusal kali-
te hareketi"ne bakanlık düzeyinde ilk destek veren,
Milli Eğitim Bakanlığı oldu. Bakanlık, 25 Kasım
1999 tarihinde İyi Niyet Bildirgesi'ni imzalayarak ulu-
sal kalite hareketine katıldı. 24 Kasım öğretmen-
ler Günü'ne gelince... Kutlama günü gazetelerde
çıkan haberler yıllardır değişmeyen aynı nakaratı;
kalitenin nereden başlaması gerektiğini vurgulu-
yordu: "Öğretmen zam istiyor", "65 yıldır ev sahi-
bi olamadım", "Eğitim sistemi gözden geçirilme-
li", "Öğretmenlerin bir günü daha buruk geçecek"...
Ve daha niceleri...
Evet, KalDer'in, Avrupa'nın en büyük, dünyanın
da ikinci büyük kalite kongresi olarak her yıl yine-
lediği, yararına inandığımız ve gönülden katıldığı-
mız kalite kongrelerinin, kaliteyi "toplumun herke-
simine" yayma veyaygınlaştırma bağlamındader-
neğin ve TÜSlAD'ın gösterdiği tüm iyi niyet çaba-
lanna karşın, başladığı günden bu yana geçen 10
yıl içinde toplumumuzda nasıl bir "kalite" anlayı-
şını yerleştirmiş olduğu düşündürücüdür.
Demeğin bugüne kadar düzenlemiş olduğu kong-
relerin ana temalarını şöyle bir gözden geçirelim.
KalDer, 1995 Kasımı'nda "Toplam Kalite Yöne-
timi ve Eğitimde Kalite" konulu 4. kongresini dü-
zenlediğinde, devlet eğitim kurumlarındaki eğitimin
A'dan Z'ye kalitesizliği bir yana, Kuran kurslan, ta-
rikat ve hacı hocaların elindeki eğitim kurumlannın
etkinliği, dinci-tarikatçı öğretmen ve eğitimci kad-
rolaşmalan doruk noktadaydı. 1996 yılı kongresi-
nin ana konusu, "Siyasette Kalite" olarak belirlen-
mişti. 1950'lerden sonra birtürlü "kalite yörünge-
sine" giremeyen siyasetimizin 1996 yılındaki man-
zara-i umumiyesinde en ufak bir değişiklik olma-
masına şaşmamalı. Bugüne taşınan siyasetteki kir-
liliğin tohumlan o günlerde çoktan atılmıştı bile...
Ne ilginçtir ki, o kongreye Italya'daki temiz toplum
projesinin mimarlarından Savcı Antonio di Pietro
da davetliydi. (Aslında tam şu günlerde ülkemize
gelmeliydi ya...)
Nitekim KalDer, 1993 yılından bu yana, örnek bir
örgütlenme ve düzenleme ile 10 yıldır ülkemiz ku-
rumlanna ve toplumun her kademesine "kalite ol-
gusunu" yerleştirmeye çalışadursun, toplumu-
muzda kalitesizlik sürgitmektedir. Hukukta, siyaset-
te, medyada, sağlıkta, eğitimde, iş dünyasında kir-
lenmenin ve kalitesizliğin bugün geldiği boyutlarür-
kütücüdür. Gerçi KalDer'in "ulusalkalitehareketi"r\WY
başladığı yıldan bu yana gerçekleştirdiği olumlu
çalışmalan, kongre boyunca dağıtılan dernek ta-
nıtım broşürlerinden öğrenmekteyiz. Ancak 65 mil-
yon nüfuslu Türkiye'de, yerleşik ve sürgit alışkan-
lıklan, kemikleşmiş siyasal zihniyetleri kınp geçmek
sanıldığı kadar kolay değildir. Aynca toplum kalkın-
masının temel direği olan eğitime bütçeden layık
ve gerekli olan pay ayrılmazken nüfusun neredey-
se yüzde 80'i, ortanın da altında bir yaşama koşul-
landırılmış yoksulluk sınırında boğuşurken kaliteyi
yerleştirmek pek olası ve kolay değildir. Nasıl ki de-
mokrasi, eğitim düzeyi yüksek, ekonomisi sağlam
ve siyaseti dengeli toplumlarda daha sağlıklı ve
hızlı yerleşebiliyorsa "kalite"de, eğitimde eşit, ge-
lir dağılımında adaletli, ekonomtk kalkınmasını ta-
mamlamış toplumlarda yerine oturur. Eşit eğitim,
orta sınıfı güçlendirilmiş ve adil gelir dağılımlı sağ-
lıklı bir ekonomi, bu nedenle Türkiye'nin toplum-
sal kalkınmasında ilk ve öncelikli hedefi olmalıdır.
Yine de, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, biraz da ka-
ramsar olan bu tabloya karşın, bakanlık düzeyin-
de bir ilke imzasını atarak "kalite olgusuna" sıcak
bakması, başlangıç için olumlu bir gelişmedir. Ka-
litesizliğin, eğitim sistemi bir yana, daha sınıfların
ve okuma mekânlannın donanımsızlığından baş-
ladığı; bir değil, binlerce, on binlerce eğitimsizlik so-
rununun yaşandığı ülkemizde, "eğitimdekalitenin"
hızla yerleşmesi, hiç kuşkusuz yurdunu ve insan-
lannı seven herkesin en büyük dileği olmalıdır. Ye-
ter ki, değişen hükümetlerle eğitim politikalanmız
değişmesin ve atılan olumlu adımlar sekteye uğ-
ratılmasın. Başan, iyi başlangıçların sürekliliğinde-
dir çünkü.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Taş kırmak
için kullanılan
büyük çekiç...
Derviş selamı.
2/ Bir göz ren-
gi... Kolyos, us- 4
kumru, sardalye
gibi balıkların
ufağı. 3/ Hiçbir 6
üretici çalışma- y
dabulunmadan.
yahıızcamülkü- 8
nün geliriyle ya- o
şayan kimse. 4/
Bir meyve... Eski Mı-
sır'da güneş tannsı. 5/
Doğalgazm önemli bir o
bileşeni olan gaz...
Aras'ın kolu olan bir
akarsu. 6/ Çıplak vücut 4
resmi... Yurdumuzun en 5
önemli kayak merkez- 6
lerinden biri. II Bir adın
ya da sözcüğün baş har- ğ
fi. 8/"Yaşadığım dünya-
yı seviyorum ; tut-
mak benim harcım değil" (N. Cumalı)... Başlıca içeçe-
ğimiz... Şarkı, türkü. 9/ Tahıl ölçmede kullamlan bir öl-
çek... Tecrübeli, usta.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Doğu Karadeniz Bölgesi'nde ünlü bir yayla. II Kan-
şık renkli... Pantolon ya da etek üzerine giyilen, düz ka-
duı giysisi. 3/ Gerrulenn mizana direğmin gerisindeki yel-
ken... Kayınbirader. 4/ Afrika'da bir ülke. 5/ Rize-Erzu-
rum karayolunda bir dağ ve geçit... Bir öğretim kurumu.
6/ Irk. . "Mehlikâ'nın kara sevdalılan ' Vardılar çıknğı
yok bir - - -'ya" (Yahya Kemal). 7/ "Pablo - - -": Ünlü
Şilili şair 8/ Holmiyum elementinin simgesi... Biray adı.
9/ Yunan rakısı . Balık tutma aracı... Bir nota.