Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Yatağan'dasıcak giinlep
Yatağan, Yeniköy ve
Kemerköy santrallann-
da çalışan işçiler bir haf-
tadır sıcak günler yaşı-
yorlar. Özelleştirilmeye
karşı çıkan işçiler, sant-
rallan devralacak şirket-
lerin temsilcilerini işyer-
lerine almamak için di-
" reniyorlar.
Olaylar nedeniyle gö-
zaltına alınıp daha son-
ra serbest bırakılan Tes-
Iş Yatağan Şube Baş-
kanı ve Türk-lş Muğla
Temsilcisi Erol Soğan-
cı, hafta başında Anka-
ra'daydı.
TBMM'de bölge mil-
letvekilleri ile görüştü,
onlara termik santrallar-
la ilgili elektrik satış an-
laşması ve uygulama
sözleşmelerinin içeriği
hakkında bilgiler verdi.
Bir örnek:
"Santrallan alan şir-
ketlere 'kapasite bede-
li' ve 'üretim bedeli' ola-
rak ikiödemeyapılacak-
tr. Yatağan Termik Sant-
ralı için yıllık kapasite
bedeli 85 milyon dolar-
dır. Yaklaşıkyıllık üretim
bedeli de yaklaşık 20
milyon dolardır. Santral
20 yıllığına 160 milyon
dolar bedelle devredil-
miştir. Bu durumda 2yıl-
dan az sürede devlete
ödenen para geri alına-
cak, geri kalan yıllarda
şirkete fazladan para
ödenecektir."
Milletvekilleri dinle-
mekle yetinmişler. Yüz-
lerinde konuya ilgi duy-
duklanna ilişkin bir kı-
pırtı, bir hayret ifadesi
olmamış. Erol Soğancı,
tüm olumsuz koşullara
karşın karariı oldukları-
nı söylüyor. Birçok der-
nek, sendika ile biriikte
düzenledikleri "Yata-
ğan'a sahip çıkalım, çev-
re kihiliğine, özelleştir-
meye, soyguna hayır"
mitinginin yann Yata-
ğan'da yapılacağını du-
yuruyor
"Yatağan ve Milas ile
burada yaşayanlan yok
sayanlara karşı durun di-
yehaykırmakiçin; Yata-
ğan'a, ülkemize, çocuk-
lanmtza, insarnmtza, çev-
remize sahip çıkmak,
vatana ihanet demek
olan termik santrallann
ve maden ocaklarmın
özelleştirilmesine hayır
demek için herkesi mi-
tingimize çağınyomz."
Muhalefet
DSP'nin 7 Aralık 2000 tarihinde yapılacak olan
kurultayı Nisan 2001 'e ertelenmiş. Gerekçesi be\-
li:
"Hava muhalefeti..."
DSP'de de "muhalefet" ancak böyle olur.
fcansuocurnbunyet.coni.tr.
ISIKKANSU
SSK hastanelerinin resmiÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
SSK hizmetlerini piyasalaştırmayı hedef-
leyen kanun hükmünde karamamenin Ana-
yasa Mahkemesi'nce bir gün sonra iptal
edileceğini bile bile karamameye dayana-
rak hazırlanan "Sağlık Işletmeleri Yönetme-
liği"r\i 31 Ekim'de devreye soktu. Amaç,
fiili durum yaratmak.
Kanun hükmünde kararname iptal edil-
diğine göre yok hükmünde sayılması ge-
reken yönetmeliğin, Paşabahçe, Denizli
ve Mersin SSK hastanelerinde uygulanma-
sına da karar verildi. Hukuk yerine guguk
yürürlüğe sokuldu anlayacagınız.
YönetmeJiğin ne gibi hükümler içerdiği-
ne gelince...
Bir SSK hastaneleri işletmeye dönüştü-
rülüyor. İki: Iştetme hizmetlerinin fiyatlan ma-
liyetlere dayalı ve piyasa şartlan dikkate alı-
narak belirieniyor.
Sıralamayı sürdürmeye gerek var mı?
Bir ve iki yetmez mi? Yetmediyse devam
edelim: Üç: İşletmeye bağlı kurulacak bi-
rimler arasında "Tıbbi Hizmet Pazariama
Birimi" de bulunuyor.
Dört: SSK hastanelerinde çalışanlar, za-
man içinde "sözleşmeli personel" statüsü-
ne aktanlıyor.
Beş: KaMımcılık, sivHcilik adina SSK has-
tanelerinin yönetimine, SSK'ye prim borç-
lan trilyonlan bulan belediye başkanlan or-
tak ediliyor.
Türk Tabipleri Birliği de, yakın gelecek-
te başlanna gelecekler konusunda SSK
üyelerini uyanyor: "Bu yönetmeliğe göre
kurulacak sağlık işletmelehnin öncelikli
amacı, SSK'lilerin sağlık hizmetlerini kar-
şılamak değil, tıbbi hizmet pazarlamak ola-
caktır. Sağlık işletmelehnin SSK'Iİ nüfusun
gerçek sağlık ihtiyaçlan yerine pazariana-
bilir ve kâriı tıbbi Cırün üretimine yönelme-
leri kaçınılmazdır. Sağlık hizmetleri, buyol-
la bir metaya dönüştürülmektedir. Bu dû-
zenlemelerin sonucunda SSK hastaneleri
ticari birer işletmeye dönüşecektir. Sağlık
işletmeleri yöneticileri SSK'lilerin sağlığın-
dan önce işletmenin kânnı düşünmek zo-
runda bırakılmaktadır. Bu zorunluluk, sağ-
lık kurumlanndaki servislerin belirienme-
sinden verilecek sağlık hizmetinin çeşidi-
ne kadar bütün idari ve tıbbi yapının de-
ğiştirilmesine yol açacaktır."
Hukuk tepelenerek SSK hastaneleri ve
hizmetlerinin altüst edildiğinin resmidir...
Af yine gündemin baş sırala-
nnatrmandı. Hukukçu Hatft Çe-
tenk, af konusunda baştan be-
ri yanlışlıklar yapıldığı kanısın-
da. Ama, sonuçta dönüşü ol-
mayan bir yota girildtğine de ina-
nıyor:
'Artık af çtkanlacaktır."
Çelenk'in, "Nasılbirafsonı-
suna verdiği yanıt şöyle: "Af ge-
niş kapsamlı olmalıdır. Dar kap-
samlı bir af cezaevlerinin ve ka-
muoyunun beklentilerini karşı-
lamayacak huzursuzluklara ne-
den olacaktır.
Oysa suçlar bilimine göre af,
toplumlann bunalımlı ve çalkan-
tılı dönemlerinden sonra banşı
Affın kapsamı
sağlamak amacıyla çıkanlır ve
öncelikle göreliyani dönemden
döneme değişen siyasal suçlar
affedilir. Ohaldesiyasal-adlisuç
aynmı yapmadan düşûnce suç-
lannı da Içine alan geniş kap-
samlı birafzorunlu hale gelmiş-
tir."
Kapsamlı ve adaletti bir af için
ön koşulun baskıcı ve insan hak-
lannı ikinci plana iten anayasa-
nın ilgili maddelerinde değişik-
lik gerektiğine de değiniyor Çe-
lenk:
"Olağanüstü koşullarda ve
baskılı bir ortamda büyük hak-
sızlıklara uğrayanların, duvara
yazıyazdığı, bildiridağıttığı, teh-
dit ve baskı attında kimi kişilere
yryecek verdiği gerekçesiyle hü-
küm giyenlerin ağırcezalara çarp-
tınldıklanna tanık olmuşuzdur.
Bu adaletsizliklergiderilmelidir."
Peki, af kapsamına girecekler
konusunda bir sınırlama olmaJı
mı? Çelenk'in çekinceleri var:
"Afyasasına kimi kişileri kurtar-
mak için hükümler konulmama-
lı. Bu eşitsizlik doğurabileceği
gibi, toplumda da huzursuzluk-
lara neden olur. Yasa koyucu,
çelişkilere düşmekten kurtulma-
lı, biryandan irtica olaylannı ön-
lemek için yasa hazıriarken öte
yandan laiklik karşıtı irtica ey-
lemleriniaf kapsamına almama-
lıdır. Birdüşünce suçu olmayan,
laiklik ilkesini koruyucu bir inkı-
lap hükmü olan TCK'nin 163.
maddesinin büyük bir hata so-
nucu kaldınlmasından sonra ar-
tan gerici eylemleri cesaretlen-
diricihükümlerden kaçınılmalıdır.
Kamuoyunun çok duyartı oldu-
ğu Hizbullah ve benzeri örgüt
suçlan, çeteler, banka soygun-
lan, ekonomik suçlar ve işkence
suçlan af dışı bırakılmalıdır."
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Ahmet Kaya İçin Yazamamak
Bu haftaki köşemi, önceki
gün Paris'te geçirdiği kaJp kri-
zi sonucu vefat eden Ahmet
Kaya'ya ayırmak istedim.
Onun bendeki (ve bizdeki) iniş-
li çıkışlı tarihini, önce kalbi-
mizde yer edip sonra o yeri na-
sıl yitirdiğini, fakat yine de he-
pimize içli şarkılar bırakmış
bir sanatçıyı genç yaşta yitir-
menin üzüntüsünü anlatmaya
çalışacaktım. Olmadı. Sayfa-
lar dolusu denememe rağ-
men, hissiyatımı aktarmayı
başaramadım. Doğrusu, Ah-
met Kaya'nın ölüm haberini
değil, Türk halkından özür di-
leyip hayran kitlesiyle tekrar
birieşme niyetini duymak is-
terdim. Ahmet Kaya, her şe-
yini Türkiye'ye borçluydu. Bu
topraklara küs, gurbette can
verecek bir sanatçı olmama-
lıydı. Bizde anısı olan o şarkı-
lann, onda da bir hatın olma-
lıydı.
Bu yazıyı yazamadım. Oy-
sa yazılacak çok şey vardı.
Ahmet Kaya, kendi yarattığı
duygu uçurumlanyla bu yazı-
yı yazdımnadı bana. Biz onun
özgün, protest ya da altema-
tif halk müziği, adı her neyse,
şarkılartnı severek dinledik.
Onun da bizi incitmemesi ge-
rekirdi. Her şeye rağmen, bir
başka konu yazmak yerine,
Ahmet Kaya hakkında aynn-
tılı bir yazı yazamamış olarak
kalmak istiyorum. Yazamadı-
ğım bu yazı, Ahmet Kaya'nın
anısınadır.
'Bu incecik bir veda hava-
sıdır.'
İSTANBUL 2. İFLAS DAİRESt
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo: 1999/19
tflas tasfîyesi maksadıyla müflis masası malvarlığına dahil ve
kaydına tstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdür-
lüğü'nce iflas şerhi konularak bilirkişi marifeti ile yaptınlan kıy-
met takdirinde 34.000.000.000- TL. değerbiçilen XJ8 4.0 Exe-
cutive tipinde BC9707092230 Motor, SAJJJALD4CR814277 şa-
si seri numaıah MT Bej renginde 34 LH 889 plaka sayılı Jaguar
marka 1998 model aracın açık arttırma suretiyle satışına iflas ida-
resince karar verilmiştir.
Satışın ilk açık arttınnasının 23.11.2000 Perşembe gûnû saat
10.00-10.15 arasında Mehmet Akif Caddesi 2. Sokak, No: 20/A
Şirinevler-lstanbul adresinde yapılacak olup, ilk açık arttırmada
muhammen bedelin yüzde 75'ini bulmaması balinde aracın ikin-
ci açık arttırmasının 24.11.2000 gûnü aynı yer ve saatler arasında
muhammen bedelin yüzde 4O'ı ile satış ve paylaştrma masrafla-
nnı karşılaması halinde satış yapılacak, aksi takdirde satış dûşürü-
lecektir.
Satışa iştirak etmek ısteyenlenn muhammen bedelin yüzde
20'si oranında nakit teminatlanm satış amnda iflas idaresine ver-
meleri gerektiği. ihale karar pulu, tellaliye resmi, KDV ve Eğitime
Katkı Payı ile satıştan sonra doğacak her türlü masraflann ahcıya
ait olacağı, satışa iştirak edeceklerin belırtılen gün ve saatte satış
mahallinde hazır bulunmalan hususu tebliğ ve ilan olunur.
10.11.2000 Basın: 66079
KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE
HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2000/1272
Davacı: Nail Eren
Vekili: Av. Ersin Dere
Davalı: Hacer Eren
Dava: Boşanma
Davalının yukandaki adresine çıkartüan davetiye bila tebliğ ia-
de edilmiş, emniyetçe yapılan tahkikat neticesi sarih adresi tespit
edılemediğınden dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar venlmiş
olup dunışması 14.2.2001 günü saat 09.30'a bırakılmıştır. Mez-
kûr gün ve saatte duruşmaya gelmeniz, geleraediğinizde kendini-
zı bir vekille temsil ettirmenız hususu dava dilekçesinin tebliğı
yerine kaım olmak üzere ilan olunur
Basm: 62740
ANKARA 22. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLÎĞİ'NDEN
DosyaNo: 2000/539
Mahkememizden verilen 10.11.2000 tarih 2000/539-484 sayılı
ilamla, Istanbul, Pendik, Yayalar, hane no: 268'de kayıtlı Alı Rauf
ve Emine'den ohna 1978 D.lu davacı Vahdettin Bircan'm ismi ip-
tal edilerek Kemal Erdem olarak düzeltilmiştır.
İlan olunur.
Basm: 65456
Bağ-Kur îstanbul tl
Müdürlüğü nden aldığım
sağlık karnemi kaybettim.
Hükümsüzdür.
ÜLKER ÜNSAL
Bağ-Kur Îstanbul ll
Müdürlüğü'nden aldığım
sağlık karnemi kaybettim.
Hükümsüzdür.
SUAT ÜNSAL
HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ igulgec@yahoo.com
mm\
KİM KtME DUM DUMA BEBIÇAK behic3k@turk.net
ÇtZGtLlK KÂMİL MASARACI
HARBt SEMİH POROY semihporoy@yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18Kasım
18H VIYANA KONGRESf
W*'ÎE BueÜN, VİYAUA KOU6RESİ BAflAD/. M4K>t£OU 8O-
MlftVlTE'lH AMOJPAVl ALTÜST BO£V SAVAÇLfiKI SONUN-
PA yEHiuuesiyLe, GAÜP DevL£n£R ' û
Hİ SAGIAMA ÇA8/*SfHA 6İO>İ, AVRUPA'Nlfi GÜÇUj
LSTISRJ oiAKi AvusnjeyA, PRUSYA, RUSYA ve İ
ÜE'NİN rEMSİLUL£gİ VİYANA'OA TOPLAHOl. Y£Nl< FBfiH
SA'yA £<X fiAUci VERAAEK İ£TSHAİYO£lAe0l. BUAgA0A~
MÜÇÜK pevcenee oe &V2AI>LAIİÛA enuü ouwtty/t-
2 CAtcrr. NAPOLEONÜAJ EL&E ADASI'NCHN ZAÇARAZ.
? YÜ2. GÜNLJÜK. YENt &R AtACeSAYA SiRfÇMeSİ KCAI-
* I 6REYÎ AKSATMYACAK, SOUUÇ7A AVHUPA VE DÜN-
N Y4AJIN OİĞER 8AZI YEIZlSRİNbeKJ TDPBAHLAB
\5'\PAYLAÇtLAKAK, 4O YtLUK BİR PĞMEM İÇlN DU-
=yi| KUM SAPTAMACAKTf. ANTLAŞMA BİÜ. ylL SÜ£€ceK,
? 1| laiS' İ A A A B i İ
GÖRÜŞ
EMİN GURSES
ABAşkl
Avusturyalı ırkçı lider Haider'in, sokaklarında neo-
Nazilerin cirtt attığı ülkeler olarak eleştirdiği Alman-
ya ve Fransa, AB'de Türk düşmanlarının en yoğun
faaliyet gösterdiği ülkeler. Bizdeki bazı AB âşıklan için
ise Britanyalı sosyalist yazar Tank Ali'nin Açık Rad-
yo'da yayımlanan mülakatında söylediği gibi, AB
üyeliği bir saplantı haline gelmiş. Bu âşıklar, AB'ye
çeşitli nedenlerle karşı çıkanları, globalleşme treni-
ne yetişemeyenler olarak tanımlıyorlar. Fakat AB'ye
karşı çıkanların adil bir ilişkiye karşı çıkmadıklarından
ise nedense söz etmiyorlar. Bu karamsartar-umutsuz-
tar açısından Türkiye'yi kurtaracak en önemli adım
AB üyeliğıdır ve bunun için öne sürülen koşullar ye-
rine getirilmelidir.
Katılım ortaklığı belgesiyle Ankara'nın önüne ko-
nulan yol haritasının arkasında yatan, AB'nin kendi
yoğun iç sorunlanyla uğraşırken Türkiye'yi orta dö-
nemde dışarıda tutma hesaplandır. Çünkü bu talep-
lerin kabul edilmesinin mümkün ölmadığı biliniyor.
ABD'de Ermeni tasansı gündemde iken Fransız par-
lamenter P. Morillon, "ABD'nin aptallığını izlemeye
gerek yok" demışti (Hürriyet, 11 Ekim 2000). Aynı
Morillon, böyle bir tasarının Avrupa Parlamento-
su'ndan (AP) geçmesinin, her ne kadar karşı çıktığı-
nı iddia etse de, yolunu açmıştır.
Yeşiller'den D. Cohn Bendit ise "Türkiye'de bir
soykınm olmuştur, ancak şimdi bunu karara eklemek
uygun değildir" diyor, CNN-Türk'te M. A. Birand'la
söyleşisinde. En büyük siyasi ahlaksızlık budur. ön-
ce işimızi görelim, sonra defterini düreriz demektir bu.
Sonra Bendit, "Demokraside böyle şeyler olabilir,
parlamenterlerikontrol edemezsiniz" diye ekliyor. Ya-
ni kapitalist-emperyalist düzenlemelerinizi merkezi ül-
kelere dayatamayacağınıza göre ancak Türkiye gibi
sıkıntılı dönemlerden geçen ülkelere bunlan kabul
ettirmek ıçın yalan üzerine inşa edilmiş siyasi senar-
yolar yazabilirsiniz. Irak'ta ve Yugoslavya'da merke-
zi gelişmiş Batılı ülkelerin kendi aralanndaki güç ya-
nşını insani çabalar olarak sunmalannda olduğu gi-
bi. Bendit Türkiye'yi tam köşeye sıkıştınrken soykı-
rım ifadesini kullanmanın çabalan boşa çıkarabilece-
ğini vurgulayarak bunun başka birzamana bırakılma-
sının daha uygun olacağını düşünüyor. Eski sosya-
list, koltuğunu çok sevdi. Gelecek seçimde kimin
oylanna göz dikti acaba?
AP sosyalist grup milletvekili Ozan Ceyhun, bu ka-
rann başka amaçlairla alındığını ve Almanya Partamen-
tosu'na da geleceğini belirtiyor. Anlaşılan, bazı Alman-
lar Musevı çocukları fırınlara atan atalarının Nazi mi-
rasının altında eziliyor olacaklar ki bu yükü paylaş-
mak için ortak anyorlar.
Katılım ortaklığında Türkiye'nin Kıbrıs'ta işgalci
olarak ilan edilmesi, bu parlamenterlerin yakın tarih
konusunda da ne kadar bilgisiz olduklarının bir ka-
nıtıdır. Ya da bu çaba, Türk düşmanlığının bazı müt-
tefiklerimizin gözlerini nasıl kör ettiğini gösterir. Oy-
le birdüşmanlık ki KamerGenç'le biriikte Paris'egi-
den Türk parlamenterlerin görüşme talebini bile ge-
ri çevirmişler grup başkanları. Bizim Dışişleri ne ya-
par? Türk karşıtlığıyla Avrupa'nın hemen hemen her
resmi kurumunda karşılaşan sıradan insanlanmız bu
muameleyi iyi bilirler. Bir Avrupalı parlamento heye-
tinin bizim grup başkanlannca geri çevrildiği olmuş
mu? Kıbns'ı içine alıp Doğu Akdeniz'e kadar uzan-
mak istiyorAB, fakat ABD ile sorunlar yaşayacağı açık.
Bu yarışta Ankara'yı siyasi baskılarla yanına çekme-
ye çalışması ise geri tepecek.
AB'nin Türkiye'yi içine almaya hazır olmadığını,
AB Işlerinden Sorumlu olan Mesut Yılmaz açıkladı.
Bunu büyük oranda Almanya'nın tutumu belirleye-
cek. Prof. Hüseyin Bağcı'nın aktardığına göre Kohl,
Almanya'nın ıstemediğı bir şeyin AB'de olmasının
çok zor olduğunu ifade etmiş. Almanya'nın hem
AB'nin eski üyeleriyle ilişkileri geliştırmek hem de
Doğu'ya doğru açılarak pazannı ve hegemonya ala-
nını genişletmek çabası sürüyor. Dr. Henri Kissinger,
bunun ABD çıkarları açısından önemli bir rısk oluş-
turduğunu Aralık 1989'da yazmıştı. VVashington ça-
reler aramakta bu gelişmelere.
AB'nin bugün ulaştığı düzeye bu uluşlararası sis-
temin yapısında ulaşmak haylı zor. Prof. Ömür Ş. Ba-
baoğlu, "AB'nin önde gelen ülkeleri, emperyal birya-
pılanma sonucu bugünkü düzeylerine geldiler" di-
yor. Bizde ise böyle bir sürecin yaşanmadığını vur-
guluyor. Bizim gibi ülkeler kurumlarını verimlı duru-
ma getirme ve kendi ayakları üzerinde durma çaba-
larını sürdürmelidir. Umutsuzluğa kapılıp Batı'da kur-
tancı arayanlar, AB'nin ayak oyunlanna boyun eğme-
yi göze alanlar olacaktır. Fakat bu çabanın olumlu bir
sonuç vermeyeceğini ve çıkış yolunun en önemli un-
surunun iç dinamikler olduğunu kanrtlayacak millici
çabalara destek verilmelidir.
E-mail: emingurses@yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Müzikte ya-
nm tonlardan
oluşan ses dizı- 2
si. 2/ Özellikle 3
"Bolero" adh
yapıtıyla ünlü
Fransız beste- 5
cisi... Duvar
içinde bırakılan
oyukbölüm. 3/
Ege Bölge- 8
si'ndeantikbir g
kent... Birmü-
zik yapıtını oluşturan
notalan sese çevirme. 4/ 1
tzmir'in Selçuk ilçesi- 2
ne bağlı turistik bir köy. 3
5/Hayvanlara vurulan 4
damga... Küba köken-
li bir dans ve müzik. 6/
Yapısına girdiği sözcü-
ğe "yeni" anlamı katan
yabancıönek...Finha-
mamı. II Polonya hal- 9
kından olan kimse... Oy. 8/ Ince ve düzgün dokunmuş
pamuklu kumaş... Geleneksel Hawaii dansı. 9/ "Şim-
di — bir serv-i simindir suda" (F.N. Çamlıbel)... Üze-
rinde deney yapılan kimse ya da şey.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Seslerin gittikçe en yüksek bir noktaya doğru kiıv-
vetleneceğini anlatan müzik terimi. 2/ tnceltilmiş, an-
tılmış... Eski dilde ayak. 3/ Yumurtalık... Önemli ta-
rihsel olgu. 4/ Manisa'da her yıl düzenlenen gelenek-
sel şenliğe ve bu şenlikte dağıtılan macuna verilen ad...
Yabancı. 5/ Bir renk... " — ile yola gelmeyeni etmeli
tekdir/ Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" (Ziya
Paşa). 6/ tslam müçtehitlerinin hukuki bir soruna iliş-
kin olarak aynı yargı üzerinde birleşmeleri... Helyum
elementinin simgesi. 7/ Yurdumuzun kuzeydekı en uç
noktası olan burun. 8/ Pasak... Gemilerde türlü işler-
de kuHanılan bir tür demir halka. 9/ Şöhret.. Halk ede-
biyatmda uyağa verilen ad.