25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12KASIM 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER "foaiye teşkiJatı utoaibir konuma gelmelî' • ktanbul Haber Servisi - îçışlen Bakanı Sadettın Tanıan "Tûm Itfaiye Teşfcillen Birlıği 2. Ulusal Kongresi"nde yapağı konuşmada, itfaiye teşkılatının sadece bölgesel değil, ulusal bir konuma gelmesı ıçin bakanlık olarak çalışmalar başlattıklannı bildirdi. Tantan, itfaiye teşküaünın kıırumsallaşması, bilunle, teknolojiyle kucaklaşması ıçin ûlke çapına yayüan bir hareketüliğin sûratle başlaölması gerektiğıni belirtti. Bergaıtıa köylûlepine destek çağrısı • Istanbul Haber Servisi - Gizlı örgüt üyesı olduklan gerekçesiyle haklannda Izmir DGM'ce soruşturma yürütülen Bergama köylülenne destek amacıyla başlatılan "O halde ben de örgüt üyesiyun" kampanyası devam edıyor. "Sıyanürsüz Bergama Hareketi" adına lstanbul DGM önûnde açıklama yapan Ender Eren, kampanya kapsamında suç duyurusunda buiunanların sayısının yetmışı aştığını behrttı. Atatürk'ün adıyta dolamtarıcılık • lstanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda kurduklan "Kemalizm Araştırma Merkezi" adlı dernekle, Kûltûr Bakanlığı'ndan tetnin ettikleri kıtaplan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki çocuklara yardım bahanesiyle yûklü mıktarda bağış alarak satan, elde ettikleri paralarla lüks hayat yaşayan Gündûz Şensin Sual, Mehmet Erkin Sual, Esine Başıgüzel ve Fadime Ertaş yakalanarak gözaltına alındı. Karikatüp yanşması • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Aydın Doğan VakfVnca düzenlenen 17. Uluslararası Karikatür Yanşması'nda dereceye girenlere ödûlleri törenle verildi. Yanşmada birinci olan Rusya Federasyonu'ndan Garif Basyrov 8 bin dolarlık para ödûlü aldı. tkınciliğe Hırvatistanlı Zeljko Cericie, üçüncülûğe ise yine Hırvatıstanlı Oton Anton Reisinger değer görüldü. 89 ülkeden 1233 sanatçının 3 bin 577 eserle katıldığı yanşmada 12 kişi de başan ödûlü aldı. Ödül töreninin ardından 210 karikatûr, Resim Heykel Müzesi Sergi Salonu'nda izlenime sunuldu. Kuftür freni • Haber Merkezi- 'Kûltûr Treni' ile Makedonya, Bulganstan ve Yunanistan'ın bazı kentlerini ziyaret etmek amacıyla Türkiye'den aynlan heyet, dûn Yunanistan'ın Iskeçe, Gûmûlcine ve Drama kentlerini ziyaret etti. Iskeçe'den Gümülcine'ye hareket eden 'Kûltûr Treni'ndeki 'Atatürk Vagonu', yöre halkının ziyaret etmesi için îskeçe'de bırakıldı. MHP ve ANAP, Adalet Bakanı Türk'ün üzerinde çalıştığı taslağı bekliyor Affin yazgisi neileşiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet ortaklan- nın affın Şeker Bayramı'na kadar Meclis'ten çıkanlması konusunda uzlaşmaya varma- lannın ardından gözler Ada- let Bakanı Hikmet Sami Tûrk'e çevrildi. Affın şartlı salıverilme ve ceza indinmi yoluyla gerçek- leştinlmesi eğilimi öne çıkar- ken MHP ve ANAP, Türk'ün bu uzlaşma çerçevesınde ha- zırlayacağı metnı bekliyor. MHP Grup Başkanvekilı Mehmet Şandır, yanndan ıti- baren affın hangi yöntemle ve ne zaman getinleceğinın netle- şeceğini söyledi. Hükûmetin ANAP kanadında ise affın bayrama kadar yetışmeyebile- ceği kaygısı dile getirildi. Eski Cumhurbaşkanı SüJey- man Demirel'in veto etmesinin ardından Bahçelievlerkatliamı sanığı HalukKıra ûzennde ya- şanan anlaşmazlık nedeniyle rafa kaldınlan Af Yasası'nın kaderi bu hafta bellı olacak. Adalet Bakanı Hikmet Samı Türk'ün, hûkümet ortaklannın uzlaşmaya varmalannın ardın- dan taslak metin üzennde ça- lışmalara başladığı kaydedildi. Koalısyon ortaklannın, affın şartlı salıverilme ve ceza ındi- rimi yöntemıyle gerçekleştiril- mesi eğilımınde olduklan be- lirtildi. Hûkümetın MHP ve ANAP kanadı, Türk'ün hazır- layacağı metnı bekliyor. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, afla ilgili du- rumun yann netleşeceğini be- lirterek hükûmetin yeni bir ya- sa tasansı getırebileceğini ya da Adalet Komisyonu'nda bekleyen yasa üzerinde deği- şiklikler yapılabıleceğini söy- ledi. Affın Ramazan Bayra- mı'na kadar çıkanlması gerek- tiğıni anlatan Şandır, "Bunun için 20 günJük bir zaman var. En geçkasnn ayı konımakadar yasarun çıkanlması gerekiyor'' dedi. Şandır, af çıkmadan ada- let reformunun da gerçekleştı- rilemeyeceğını kaydettı. Çete, banka soygunculan, yardım ve yataklık suçlulan- mn af kapsamı içine alınıp alınmayacağının sorulması üzerine Şandır, "Henuz metni görmedik. Ancak toplumun hassasiyetleri bizim de hassasi- yetlerimizdir. Tavnmızı buna göre belirleriz" dıye konuştu. ANAP kurmaylan ise lider- ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART m.kart@superonline.com.tr ler arasında affın 2001 yılına kalmadan çıkanlması konu- sunda uzlaşma sağlandığını kaydederek Ramazan Bayra- mı'na kadar yasarun yetışme- yebileceği kaygısını dile getir- diler. ANAP'lılar. "Saym Türk'ün çauşmasını bekliyo- ruz. Ramazan Bayramı'na ye- tişmese bileyübaşından önce ç>- kânlacak" dediler. DSP'nin'lOyıl'koşuIu DSP Genel Başkan Yardım- cısı Rahşan Ecevit, affın ülke bütünlüğü ve cumhuriyetın te- mel nıteliklerinı ortadan kal- dırmaya dönük suç işleyenler başta olmak üzere terörist, çe- te elemanı, katil ve banka so- yanlann dışan çıkmalannı sağ- layacak bir sonuç doğurmama- sı gerektığım söyledi. Bu nedenle indirim uygula- nacak ceza süresınin çok iyi hesaplanması gerektığı üzerin- de duran Ecevit, bu sürenın 10 yıl ve daha üstü olması duru- munda birey ve kamu vıcdanı- nı rahatsız edecek suçlulann dışan çıkacağını, böyle bir so- nucu istemedıklerini bildirdı. DYP Genel Başkan Yardım- cısı Mehmet Sağlam, hüküme- tın getireceğı af tasansını "es- kisi gibi olmaması, haksızhkla- nn giderilnıesi ve ıslah konu- sunda >eni hükümier içerme- a" koşuluyla destekleyecekle- rim söyledi. Sağlam, basın yo- luyla işlenen suçlann affına ılışkın yasamn Anayasa Mah- kemesi'nın görüşü doğrultu- sunda düzenlenmesı duru- munda Necmettin Erbakan'ın da bundan yararlanacağının anımsatılması üzenne, "Dü- zenleme yapıhrken eşhsizlik ol- mamalı. Erbakan olurmuş oJ- mazmış ayn konu" dıye ko- nuştu. Bu arada Gazıantep muhabi- rimizin haberine göre Gazian- tep E Tipi Cezaevf nde kalan 10 tutuklu ve hûkümlü toplu halde ilaç ıçerek affın gecik- mesini protesto ettı. Yücelen, TRT'den, Kürtçe yayına gereksinim olup olmadığının araştınlmasını istedi Rürtçe TV için yasa zonııılıı BAHAR TANRISEVER ANKARA - Avrupa Bırliği'ne (AB) uyum sürecinde gündeme gelen Kûrtçe yayın tartışması büyüyor. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Ydmaz'ın TRT'de Kûrtçe özel programlar yapılabıleceğıne yönelık açıklamasına karşın Radyo ve İelevızyon Ost Kurulu (RTÜK), mevcut yasa değişmedikçe Kûrtçe yayına izin verilemeyeceğini bildirdi. Devlet Bakanı Rüştü Kaznn Yücelen, TRT'den Kürtçe yayına gereksinim olup olmadığı yönünde araştırma yapmasını istedığını belırtırken "Yasa önemM değil, değiştiririz" dedi. MHP'li Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, Yılmaz'ın Kürtçe TV önerisine "MiBetieşme yolunda bir havn var mı diye sormak lazun" diyerek tepki gösterdı. Abdullah Ocalan'ın yakalanması ve PKK'nin etkinliğim yitirmesi, Helsinki Zirvesı'nde Türkiye'ye AB adayhğının verilmesiyle başlayan Kûrtçe TV tarüşması, AB Komisyonu'nun geçen hafta açıkladığı katılım ortaklığı belgesiyle güncelleşti. AB belgesinde 2001 yılının sonuna kadar gerçekleştınlmesi beklenen reformlar arasında anadılde yayın hakkının sağlanması da yer aldı. Başbakan Yardımcısı Yılinaz, *Biz kendi vatandaşlanmızın ihtiyaçlarmı gözeterek gerekiyorsa şu andaki yasada bazı düzenlemeler yapabiliriz engelle ilgili sorusu üzenne. "Oraya gelinceye kadar daha çok şey var. Yasa önemM bir şey değU, değiştiririz" dedi. Bu yönde henüz bir çalışmalan olmadığını belirten Yücelen, "Bir ihtiyaç ortaya çıksın. bir karar verUsin- ondan sonra biz hazuianz TRT ile ilgili olacak kısnunı" dıye konuştu. RTÜK Başkanı Nuri Kayış, • RTÜK'e göre, Kürtçe yayımn önündeki engel yasalar. Devlet Bakanı Yücelen'e göre ise "Yasa önemü değil. değiştirilir." DYP Kürtçe yayına sıcak bakmıyor, dahası TRT'de Kürtçe yayını sakmcalı buluyor. ya da resmi devlet televizvonunda bazı özel programlar \apilabinr" diyerek Kürtçe TV konusunun yenıden tartışılmasına neden oldu. tnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Yücelen, geçen günlerde TRT'den bölgeler bazında Kûrtçe yayına gereksinım olup ohnadığı ve kurumun kanallanndan kısa sürelerle de olsa Kûrtçe yayın yapılıp yapılamayacağının araştınlmasuıı istedi. Yücelen, Cumhuriyet'ın yasal Radyo ve Televızyonlann Kuruluş ve Yayınlan Hakkmdakı Yasarun "yayınlann Türkçe yapılması ancak, evrensel kûltûr ve bifim eserlerinin oluşmasmda katkısı olan yabancı diDerin öğretflmesi vey»bu dilkrde haber iletilmesi amacryla bu dillerin kuflamlmasıru" hükme bağladıguu anunsattı. Bu yasaya göre Kürtçe yayuı yapılmasının olanaklı olmadığuıı belirten Kayış, "Bu maddenin değişmesi gereklL ondan sonra yayın yapılabflir. Biz şu anda 'Bu tür yayuılara izin veremeyiz' dKonız. Hükümet içinde bir anlaşma oîursa bu hükmün değişmesi kolay" dıye konuştu. DYPveMHPkarşı Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, Izmir'de gazetecılerin Yılmaz'ın önerisiyle ılgılı sorulan üzerine "TV'de Kürtçe program önerisini Mesut Ydmaz'a sormak lazım. Milletin kültürel buüğini, düşünce, ifade birüğini sağlavacak milktleşme yolunda bir hayn var mı diye sormak lazun" yanıtını verdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet AK Yavuz da, Konya'da gazetecılenn sorulan üzenne, AB katılun ortaklığı belgesinde Türkıye'nin önüne kötü ve zor koşullar konulduğunu belirterek şunlan söyledi: "Biz AB'ye onurumuzla girmek istiyoruz. Mifli onurumuzu zedeleyecek dayatmalan kabul edeme\ iz. Bu kapsamda, Kürtçe televizyon konusuna sıcak bakmı\oruz. TRT'de Kürtçe program yayımlanması da sakmcah ohır." IRMIKIAYDEV ENGtN aenginra doruk.neLtr Olacak iş mi, Haliç'in diple- rinden Maslak'a gitmek için kestirme yol arayayım derken kayboldum. Kendimi Ayazağa köyünün arkalannda, Istan- buf'un bumunun dibinde hâlâ buğday, arpa, yonca ekilen tar- lalann; nar, ayva ağaçlannın süslediği bahçelerin arasında buldum. Bir görüşmeye yetişmem ge- rek ve artık ne yapsam yetişe- mem. Birden rahatladım. Kay- bolduğuma sevinmeye başla- dım. Bunu daha önce niye akıl etmediğime, niye sık sık kay- boimayı huy edinmediğime ha- ytflandım. Uygarlıklason iki ilış- kimi aynı anda kopardım: Ara- bayı park edip terk ettim ve cep telefonumu kapattım. Son yağmurun ne zaman yagdığını anımsamıyorum bile. Yoksa yağmadı mı? Ama üs- tünde yürüdüğüm toprak yol, son yağmurun nemini özenle saklıyor. Yol kıyısındaki otlar da öyle. Biraz ıslak, sonbahara rağmen diri. Biçilmiş Ot Kokusu, Ayva ve Nar Az ötede, yapraktan, sonba- hann şiırler çagnştıran renkle- rine bürünmüş bir atkestanesi- nin altında, selanik örgüsü be- yaz kazağının üstüne attığı ce- ketiyle çökmüş cigara tellendi- ren köylüyle sessizce selam- laştık. Kimbilir kaç yıldır duy- madığım bir Trakya ağzıyla bi- rini arayıp aramadığımı sordu. "Evet, kendimi anyorum" de- sem, deti mi ne diye yüzüme bakacak. "Yok, sağol" deyip yürüdüm. Içimden, arkestanesinin al- tında o oturmasaydı, oraya ben çöküp şöyle bir. diye geçirir- ken bir atkestanesı daha belir- di uzakta. Hızlanmadan "öe- nim atkestanem"e yürüdüm. Dibine oturdum. Pipom arabada kaldı, yedek- te cigara da yok. İyi ki yok. Yon- ca tariası yeni biçilmiş. Dağ taş biçilmiş ot kokuyor. Çocukluğunun ilkbahan, ya- zı ve güzü uçsuz bucaksız ova- larda geçmiş bir Ege çocuğu, biçilmiş ot kokusuyla buluşun- ca ne olur? işte o oldu. "One" diye sormayın. Bilmi- yorum. MuÖuluk gibi bir şey ya- ni. Bir an için yakalanmış ve sa- dece bir an sürecegini bildiği- niz, uçucu, kaçıcı bir mutluluk dilimciğı. Üstünde düşünmek- tense, elden kayıp gitmeden doyasıya yaşanması gereken bir dilimcik, bir kıpı. Kentin uğultusunun bile u- laşmadığı ıssız ve alabildiğine sessiz bir doğanın ortasında her yanı sarmış bir biçilmiş ot kokusu... Tam karşımda üç ayva, bir de nar ağacı. Dallar yere değ- mecesine bereket yüklenmiş. Ege çocuğudur.. bilir. Ayvanın ve nann zamanıdır. Birkaç haf- ta daha geçerse naıiar çatlar, yanlır, nartaneleri karanr. Ayva- lar ağacın dibine düşer, çürür. Ancak çocuklukta yaşanan o belli belirsiz yürek çarpıntısı da eklense ne iyi olurdu. Gel gör ki "çocuk ayva hırsızı" çok gerilerde kaldı; artık gözlük ta- şıyan, çamurlara basmamak için paçalannı yukan çekecek kadar kent tarafından eğltilmiş, koca adam olmuş kaşarlı bir "ayva hırsızı" var şimdi. Olsun. Baharda erik çalma- mış; yaz olmuş da incir çalma- mış, güz gelmiş de ayva çal- mamış Ege çocuğu mu olur? Ayvanın havını, koluma sür- terek aldım. Sonra da koca bir ısınk. Ağızayayılan "birgıdım- cık" ayva özsuyu ve damakta, diş etlerinde yayılan ayva sert- liği... Ben size "mutluluk gibi bir şey işte" dememiş miydim!.. • • • Geç oldu. Ayaklanmı sürü- yerek arabaya döndüm. Su- ratımı buruşturarak arabayı çalıştırdım. Içimi basan sıkın- tıyı daha yoğun duyarak ga- za bastım. -Önce Ayazağa köyü, ardından kentin o bitip tükenmeyen homurtusu, sonra gökdelen iş merkezle- rinin sıralandığı, betona kes- miş Levent - Maslak yolu. Egzoz gazı, kent hayvanlan- nın trafik ıtış kakışı, bir yerle- re yetişmek için koşuşturan, yüzleci kasılmış, çeneleri kı- sılmış, gözleri yorgun, yüzle- rinde yaşam sevincinin izi kalmamış kent insanlan... Mutsuzluk böyle bir şey ol- sa gerek... Bu pazar sabahı Ayazağa köyünün arkalannda, Bo- ğaz'ın ucunda Anadolu Fe- neri'nde, Rumelı Feneri'nde, Poyraz Köy'de, Şile yolunda filan kaybolmaya ne dersi- niz? Belki siz de biçilmiş ot ko- kan tariaların arasında bulur- sunuz kendinızi... Kaybolmaya bakın... POLİTİKA GtONLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Prag'da Sonbahar... Karanlık saatler neyi anımsatır size; neyi anımsa- tır fısıldanan yanm sözler, iterken gün ışığına otlan ,çi- çekleri? Robert Graves'in 'Sevdalann Kışı' uzun bir acıyı mı getirir düşlerinize; yoksa zamansız bir kaçışı mı büyütür gözlerinızde?.. Şimdi sonbahar yağmurlu kapıların altında sarkı söylüyor, mevsımler yanarken yüreklerimizde... Suskunuz artık, mevsimler vız geliyor hepimize... Uykudan uyanan bir kız çocuğunun gülümseme- leri avutuyor bizi, zamanın açık penceresinden... Sevginin çoğalması ne anlam taşıyor, haydi baka- lım bu kez sen anlat!.. Deki: "Umutsuz bir umutla ölmek, ama düşersen elleri- ne Savaş çapulculannın, kurtulmak için pençelerin- den Boy göstermek yeniden bir tören alanında, Yaralı ve göğsü madalyalaha dolu, kaldınp kılıcını Kahraman bir bölüğe yenıden kumanda etmek" Artık kalmamalı ne öfke ne pişmanlık ne de suçu paylaşma!.. Ne ölen aşkımıza yas, ne uluyan fırtına! Sen mutlaka bu gece Prag'da olmalısın ve Kaf- ka'yı okumalısın... Sabaha karşı gökyüzünde yıldızlar oynaşırken mutlaka Tuna Nehri'ne bakıyor olmalısın... Charies Köprüsü'nde şafak sökerken yürümeli- sin... Bir öğle vakti Franz Kafka'nın doğduğu evi görme- lisin; Mozart'ın Don Giovanni'yi ılk kez sahneye koy- duğu Estates Tiyatrosu'nun önünde san saçlı, ma- vi gözlü kızdan bohemya knstal bebekler almalısın, sonra da Antonin Dvorak Müzesi'ni gezmelisin... Eğer o saatlerde VVenceslas Meydanı'nda IMF karşıtı gösteriler yapılmıyorsa, müzisyen ve soytan- ları seyretmelisın... * • • Çocuksu düşler kurmalısın bir sabah Prag'da Tü- na Nehri'ne bakarken... Bir ara, geçmişe dönmeiisin, gri gölgelerle kaplı 1968 Ağustosu'nda, Prag'da tanklann paletlennde ezilen çocuklan, yıllar sonra da sosyalızmin çöküşü- nü düşünmelisin... Sormalısın kendi kendine: "Ve bu mudur mutluluk? Çifte intihardan sonra Yürek yüreğe karşı yeniden hayata dönmek, Dûzeltmek saçlannı, silmek dökülen kanı, Gencecik bir kız bulup kulağına gecede 'Sonsuza kadar' diye yeminler fısıldamak." Ne tartışma, ne öfke, ne pişmanlık ne de suçu pay- laşma... Ağu vardı kadehte, getiren kim bize ne! Ne ölen aşkımıza yas, ne uluyan fırtına... Karanlıklardaesen,hüznüngülüşüyalnız!..Birso- luk kış manzarası, çitlen kar örterken!... Başını hafifçe göğe kaldır istersen, bak yağmur yağıyor mu? Kafka'nın evini gezerken bir tuhaf yalnızlık yaşa- yacaksın!.. Eğer noktalı virgülleri, ünlemleri, sorulan yerii yerk ne koyabifiyorsan inan mutlu olacaksmL ' - ^' ) B T l ı Prag'da bu pazar ne düşünüyorsun bilmiyorum!.. Bilirim Prag'a sonbahar yakışır!.. ' SendePrag'a... Peki sen Miroslav Holup'u tanır mısın: "Git aç kapıyı Belki bir ağaç Birkoru Belki bir bahçe Ya da sihirii bir kent vardır dışarda. Git aç kapıyı. Sis olsa bile dışarda Dağılır Git aç kapıyı Işlek karanlıktan başka, Oyuk öızgârdan başka Hiçbır şey olmasa bile dışarda. Git aç kapıyı. ' +.. . Hiç olmazsa -:- - Esinti olur Birparça." ••• Kafka'nın evinden çıktığında ıhlamur ağaçlannın üstünde kuleler göreceksin Prag'da... Uzaklarda ağır bulutlar ve hafrf yol vardır... Sonra yum gözlerini ve düşün... Ne savaşlardan konuş ne zindanlardan... dentz fırtınasından konuş... Herbert'ın dünyasının eksenının gıcırdayıp gıcır- damadığına bak, çürümenin paramparça hecele- rinden söz et... Adsız çocuklanmızı düşün!.. Yaşamın kahreden o acı bahçeJerinde gezin; inat- çılığın, bencilliğin, ikiyüzlülüğün karşısında diren!.. Çünkü direnmek sana yakışır!.. hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet kKap kulûbü SaatmOO-17.30 Tüyap Sergi Sarayı Tepebaşı- lstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle