25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gazetemize ziyaret • HaberMerkezi- Yunanistan Başkonsolosu Panos Kalogheropulos, dün gazetetnizi ziyaret ederek Genel Yayın Müdürümüz Orhan Erinç ve Cumhuriyet yazarlanndan Leyla Tavşanoğlu ile görüştü. Bır ay önce fstanbul 'dakı görevtne başlayan Başkonsolos, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkılerin gelişmesine katkıda bulunma dileğini dile getirdi. Yunanistan Başkonsolosluğu Basın Bölürnü Sorumlusu Sokrat Tragodsis'le bırlıkte gazetemize gelen Başkonsolos Kaîognhropulos, Türk- Yunan ılişkılerinde medya ve basının çok önemlı sorumluluğu olduğuna da dikkat çekti. AIESEC sınavı yann • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- AIESEC, uluslararası öğrencı değişim programı kapsamında, gençlere yurtdışında staj olanağı sağlıyor. Yann yapılacak dil sınavı, Adana, Ankara, Bursa, KKTC, Eskişehir, Gaziantep, Istanbul, Izmir, Kocaeli, Denizli ve Antalya illerinde gerçeİcleştirilecek. Sırada gensora var • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-DYP, cezaevlerindeki olayları bir genel görûşme önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, "Gensoru da verecek misiniz" sorusuna, "Her türlü denetim yolunu denemeye kararlıyız" yanıtını verdi. DYP Grup Başkanvekillen Turhan Güven, Nevzat Ercan ve Ali Rıza Gönül, dün düzenledikleri basın toplantısında TBMM Başkanhğı'na verdikleri genel görüşme önergesi hakkında bilgi verdiler. Dükkânlar teslim ediliyop • Istanbul Haber Servisi - Açılışı yıllar önce yapılmasına karşın tamamlanması sorun olan Galata Köprüsü'nün altındaki dükkânlann bu ay içinde Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesi bekleniyor. Köprünün teslim edilmemesınden kaynaklanan sorunlann dükkânlann teslimini de geciktirdiğini belirten Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü yetkilileri, köprünün, temmuz ayında başlatılan bakım-onanm çalışmalan kapsamında, dükkânlann da tekrar elden geçırildiğini söylediler. Atatürk'ün vasiyeûne aldığı TDKve TTKamacuıdan saptınlıp işlevsiz halegetirildi SAHTE ATATÜRKÇÜLER ATATÜRK'ÜN VASİYETİNE İHANET tlginç olan; Atatürk'e, ilke ve devrim- lerine ihartet edenlenn genelükle "sahteAta- tûrkçülerr> olmalandır. Bunun tipik ör- neklerinden biri de, 12 Eylül Askeri Dar- besi'nin lideri Kenan Evren'dır. Ağzından "Atatûrk" kekmesını düşürmeyen, kendı- sini "Atatürk W gibi göstermeye yelte- nen, hatta zaman zaman Atatürk'ün kılık ve kıyafetlerine benzer giysiler giyen Ev- ren, hem Atatürk ilke ve devrimlerine hem de vasıyetıne ıhanet etmıştir. Evren, kürsülere çıkıp din ağırlıklı ko- nuşmalar yapıp vaazlar vermiş; imam ha- tiplerle Kuran kurslanna ve tankatlara ye- şil ışık yakmıştır. Atatürk'ün, vasiyetinin altıncı maddesiyle güvenceye alıp, son- suza kadar sürmesiru amaçladığı Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu'nu ama- cmdan saptınp işlevsiz dunıma getıren de Kenan Evren'dir. Neden tarih ve dil kurumları? Türk Ocaklan'nın 23 Nisan 1930'da toplanan, 6. Kurultayı'nın son oturumun- da, Atatürk 'ün dırektifıyle verilen bir öner- ge kabul edıldı. Böylece, "Türk tarihini Türk uygarhğını bilinı- sel olarakincelemekamacryla Türk Tarih Heyeti" oluşturuldu. 1931 'de Türk Ocak- lan'nın kapanlmasından sonra da; Türk Ta- rih Heyeti'nin yenne 'TürkTarihi Tetkik Cemiyeti'kurulduvecemıyetinadı 1931'de 'Türk Tarih Kurumu'na dönüştürüldü. Türk Tarih Kurumu, evrensel bir kuru- luştu... Çünkü, Atatürk'ün tüzüğe koydur- duğu bir maddeyle, hangi mılliyet ve ku- rumdan olursa olsun, isteyen herkes ku- ruma üye olabıliyordu. 1928'de 'DflDevrimi'ni gerçekleştiren Atatürk, dil sorunlanna çözüm getırilme- si için 'AtfabeEncümeni'ni kurdurdu. Bir yıl sonra, bu kuruluş 'Dfl EncümenTne dö- nüştürüldü. Atatürk'ün direktifleriyle, Birinci Türk Tarih Kongresi'nin sona erdiği 12 Temmuz 1932'de de Türk Dil Kurumu kuruldu. tki ay sonra yapılan ılk kurultaya katılanlann tümü, Türk Dil Kurumu'nun asil üyeleri sayıldılar. önemnereden kaynakianıyor? Tuzüğünde amacı, "Türkdflinhıözgû- zeüiğini vezenginfiğini mevdana çıkarmak, onu yeryüzü diDeri arasında değerine ya- raşır yüksekliğeeristirmek"' biçiminde be- lirlenen Türk Dil Kurumu'na Atatürk çok büyük önem vermıştir. Atatürk, bunu Türk Dil Kurumu Tüzüğü'ne şu maddeyi koy- duraıakla göstermıştır Türkiye Kanmıtayınm Başkanı(TBMM Başkanı)fleTürkiye Cumhuriyeti Başba- kanıveGendkurmay Başkanı TürkDfl Ku- rumu'nun onursal başkanlandırlar. 1 " Atatürk bu önemi sık sık vurgulamış ve 1 Kasım 1935'te şunlan söylemiştir: "Kül- türümüzü, yenivemodernesaslaragöre teş- kilatiandırrnaya durmadan devam ediyo- ruz.Türktarihvedfl çahşmalan büyük inan- la, beklenilen ışıkh verimlerini şimdkten göstermektedirf İhanetin en son perdesi Atatürk'ün vasiyetini yok sayarak Türk Tarih ve Dil Kurumlan'nın ödeneklerini kesip, birer kapalı derneğe dönüştürmek- le yetinmeyerek Türkiye Cumhuriyeti Ana- yasası'nı eski dile çeviren 1950-60 döne- minin hain ve haramzade zihniyeti 12 Ey- lül 1980'den sonra hortlamıştır. Atatürk'ün ölümünden 50 yıl sonra ori- jinal metni Türk ulusuna açıklanmak üze- re kaleme aldığı vasiyeti, 12 Eylül den sonra yeniden gizlice açıldı. Atatürk'ün va- • Atatürk'ün vasiyetini yok sayarak Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlannın ödeneklerini kesip, birer kapalı derneğe dönüştürmekle yetinmeyerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'm eski dile çeviren 1950-60 döneminin zihniyeti 12 Eylül 1980'den sonra hortladı. Atatürk'ün, ölümünden 50 yıl sonra orijinal metni Türk ulusuna açıklanmak üzere kalerrfe aldığı vasiyeti, 12 Eylül'den sonra yeniden gizlice açıldı. • Atatürk'ün vasiyetname metni; eski yazıdan Türkçeye çevrildi ve tereke hâkimliği tarafından dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'e teslim edildi. Atatürk'ün vasiyetinin orijinal metninin açıklanmasını sakıncalı bulan Evren, orijinal metni "gizli tutulmak" üzere "Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi ve Stratejik Ekipler Dairesi Başkanlığı"na gönderdi. • Mustafa Kemal Atatürk'ün soyağaci: • Mustafa Kemal Atatürk'ün soyağacı (şecere) ile ilgili aynntılı bilgi ve belge yoktur. Atatürk'ün, baba tarafindan dedesinin 14 ve 15'inci yüzyılda Osmanlı Devleti tarafından, Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilen "Kocacık YörükkrPnden "Kınnızı Hafiz" adıyla tanınan Hafız Ahmet Efendi olduğu sanılıyor. Ahmet Efendi, bir kız (Hatke) ile iki oğul babasıdır. SaHh adlı oğlu önce Faika, sonra Müberra ile evlenmiştir. Ahmet Efendi'nin daha sonra dünyaya gelen üçüncü oğlu AB Rıza; Atatürk'ün babasıdır. 1839'da doğduğu sanılan, milis subaylığı, gümrük memurluğu ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1893'teölmüştür. Atatürk'ün ana tarafından dedesinin, Anadolu'dan gelip Selanik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşen Türk ailelerinden "Varyemezoğhı" lardan Ibrahim olduğu sanılıyor. Ibrahım Efendi'nin, Hasan ile Höseyin adlı iki oğluyla Zübeyde adlı bir kızı olmuştur. Oğlunun başanlannı gördükten sonra, 14 Ocak 1923"te Izmir'de ölen Zübeyde Hanım'ın 1857 doğumlu olduğu sanılıyor. Atatürk'ün beş kardeşi olmuş; 1871'dedoğanFatma 1857'de, 1874 ve 1875-tarihlerinde doğduklan sanılan Ahmet ile Ömer 1883'te difteriye (kuşpalazı) yakalanıp aynı günlerde öhnüşlerdir. Mustafa (Atatürk) 1881'de, bz kardeşi Makbuk de 1885'te doğmuşlar. 1889'dadoğan Naciye 1901 "de ölmüştür. Atatürk'ün tek mirasçısı olarak kız kardeşi Makbule Atadan kalmıştır. Evlendığı Mustafa Mectti Boysandan bir süre sonra aynlan Makbule Hanım; Mustafa Kemal'e "Atatûrk" soyadı yasayla verildiğinden, "Atadan" soyadını almıştır. Makbule Atadan 1956'da ölmüştür. Mustafa Kemal Atatürk'ün, 29 Ocak 1923 günü evlendiği Latife Hanım'dan. 5 Ağustos 1925'te sona eren evliliğinden çocuğu olmamıştır. siyetname metni; eski yazıdan Türkçeye çevrildi ve tereke hâkimliği tarafından dö- nemin Genelkurmay Başkanı Kenan Ev- ren'e teslim edildi (1988). Atatürk'ün va- siyetinin orijinal metnınin açıklanmasını sakıncalı bulan Evren, orijinal metni "gjz- li turulmak" üzere "Genelkurmay Baş- kanhğıHarpTarihiveStratejik EkipİerDa- iresiBaşkanbğTna gönderdi. Marmans/Ar- mutalan'dakı yazlık köşkünde kendisını ziyaret edenlerin (20 Ocak 1992) konuy- la ilgili sorulanna Kenan Evren, "Ata- türk'ün vasiyetini açüdamaya.o günün or- tamı müsait değüdj"* cevabuıı verdi. Evren doğruyu söylemiyordu; üstüne üstlük Atatürk düşmanlan ile yobazlann ellerine bir büyük koz vermiştı. Nitekim, laik cumhuriyet ve Atatürk düşmanlan o günden bu yana; kendi aralanndaki top- lantılarda ve kontrollerindeki yayın organ- lannda sürekli şu iddiayı ışliyorlar:"-'Ata- türk'ün vasiyet metni Allah'ın emirierini ihtrva ettiği için açıklanmrvor." 28 Kasım 1938 de Ankara 3. Sulh Hu- kuk Mahkemesi'nde, duruşmayı izleyen- lerin huzurunda Hâkim Osman Selçuk ta- rafindan okunup mahkeme tutanaklanna geçirilen, Atatürk'ün bizzat kaleme aldı- ğı vasiyet metnini; vasiyete ihanet eden- lerin, haramzadelerin, yalancılann ve sah- te Atatürkçülerin suraüna bir şamar gibi çarpıyonız... (*) Yakında kitap olarak çıkacak, Ata- türkçü Düşünce Derneği Aliağa Şubesi için yapılan araştırmadan. BHtİ Cumhuriyet Ajandası Cumhuriyet Kitap Kulübü Sefgi Salonlannda ve Temsilciliklerinde 4.000.000 TL (Üyelere % 25 özel ındırım) T Cumhurryet ^ kitap kulübû Çağ Pa2artama A.Ş. Turkocağı Caddesı No:39/41 (34334) Cagaloğlu/lstanbul Tel' (0212)514 01 96Faks(0212)514 01 95 AHMET CAN AKYOL İMZA GÜNÜ O Şairler Erken Ölür O Ölü Sürgün ve Dersim O Gülvatan O Şafağı Kirletilmemış Ufuklar MAVİ ADA STANDI'NDA! TÜYAP A Salon NO: 78 11 Kasım (Cumartesi) Saat: 13.00-16.00 Selim lleri Solmaz Hanım, Yalnız Okurlar İçin "Den çekenlerin Kıçkınklan bazan kakahcdandır" Rotnan sanatına bağlılığını eserleriyle kanıtlamiî Selim İlen, Sohnaz Hanım, Kimsesiz Okurlar îçm'de, her şeyin, anlatımın ve üslubun bile paıamparça olduğu bir dünyada, roman kişisı Solmaz Baylavtong'un aıdı sıra, 1920'lerden 1980'lere, yakın tarihimizin sergilendiği bir yolculuğa çıkıyor; soluk soluğa okunan, gonül sızılarıyla yüklü, birbirinden görkemli sahneler canlandınyor. Uçsuz bucaksu şizofreniye dolu dizgin açılan, ama bu şizofreninin yaşadığımız hayatlardan, toplumsal düzenden mı kaynaklandığını şiddetle sorgulayan bir roman; gerçekten de KİMSESİZ okurlar için! Oğlak Yayınları CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Ophan Veli Öleli... Orhan Veli öleli elli yıl olmuş... Ölüler de yaşlanır mı? Anna Seghers tersıni söylese de, galiba ve ne yazık ki evet... Neden? Çünkü her insan yaşadığı çev- renin, yaşadığı dönemin ürünüdür. O dönem, o ya- şantılar gerilerde kaldıkça, o dönemlerde yaşayıp ölenlerin imgeleri de giderek silikleşiyor... • • • Orhan Veli 1950'de ökJügünde 36 yaşffKteych... Doğ- duğumuz ay ve günün aynı olmasından (13 Nisan) her zaman övünç duydum. Prof. Dr. Cemal Kurnaz ve Yard. Doç. Dr. Mustafa Tatcı'nın hazırlayıp ya- yımlamak üzere oldukları "Belaelerie Orhan VeliKa- nık" adlı çalışmadan alınmış "Olümünün 50. Yılında Belgeleıie Orhan Veli Kronolojisi"nde (Türk Dili, S: 586, Ekim 2000, s.407-414). Orhan Veli'nin doğum yeri ve tarihi konusunda daha aynntılı olarak şöyle deniyor "13 Nisan 1914 (1 Nisan 1330-18 Cema- zie'l-evvel 1332) Pazartesigünü Istanbul'un Beykoz semtinebağlı Yalıköy'delshakAğa Yokuşu'ndakıÇa- yır Sokağı'nda 9 numaralı konakta doğmuştur..." Ölümü ise, bildiğimiz gibi, tam da ülkemıze yaraşır biçimde, Ankara Beledıyesi'nin kazıp sonradan ka- pamayı unuttuğu bir çukura düşme sonucundaki beyin sarsıntısından oldu. Aynı zamandizimsel not- larda bu konuda şöyle deniyor "10 Kasım 1950 tarihinde bazı işleri için Ankara 'ya gelen Otfıan Veli, bir gece karanlık sokakta yürür- ken çukura düşer ve başından yaralanır. ikigün son- ra Istanbul'a döner. 14 Kasım gecesi Şişli, Hasat So- kak, 36 numaralı evde oturan bir arkadaşını ziyare- te gider. Rahatsızlanarak hastaneye kaldınlan şair, komaya girer. O gece 23.20 'de vefateder. Ölüm se- bebı, onu tedavı eden doktoharca alkolzehirlenme- si olarak gösterilmışse de, Adlı Tıp raporuna göre beyin kanamasından öldüğü anlaşılmıştır. Herhalde, Ankara 'da çukura düştüğü sırada beyin damahann- dan birisi çatlamış ve ihmal sonucunda iki gün son- ra beyin kanamasından dolayı hayata gözlerini yum- muştur." • • • Orhan Veli öldüğünde ben sekiz yaşında bir ilko- kul öğrencisjydim. Gerçı şıırler karalamaya başlamış- tım, ama Orhan Velı adını duymuşluğum yoktu. Fa- kat bu ölümden en çok sekiz yıl sonra, bu kez yaşı on yediye ya değmış ya degmemış bir lise ögrenci- si olarak, Kastamonu'ya ziyaretine gittiğim arkada- şım Abdullah Nefes'le, lisenin yatakhanesinde ya da resim işliği gibi bir yerde, mum ışığında, "Garip Orhan Veli" adlı bir kitabın başında sabahladığımızı bugünmüş gibi anımsıyorum... Bu, Orhan Veli'yte, da- ha çok da ölümüyle ılgılı anılann ve fotograflannın der- lendığı bır kıtapçıktı. Belleğımde en çok yer eden fo- toğrafı, sigarasını yakarken, kıbrıtın aydınlığındaki yüzünü gösterendir... Bır de, Oktay Rrfat'ın ıkı dıze- si aklımda kalmış: "Çileli dostum çileli I Garip Or- han Veli..." Bu dizelerin aklımda kalışı güzel olduk- lanndan değil, akılda kalışlannın kolaylıgından... On- lan, ilk okuduğumda, liseli ergen duyariılığımla da be- ğenmemiştim. Bu dizelerde, Orhan Veli'nin şiirini sanki "tekeheme "ye indirgeme eğilimı var ya da ba- naöyiegeliyor... Arkadaşlan, helebirlikte yaşayıp üret- tikleri dönemde, Orhan Veli şiinni (ve onun kışıliğini) nasıl, ne ölçüde anladılar? Bu soruyu yanıttayabıl- mek kolay değil. Bildiğim, yakın arkadaşlıklann, ya- kınlık ve sevgı kadar zalimlik ya da daha ınsaflı bir deyişle, birçeşit kolaya indirgeyicilik de içerdigidir... • • • Şiirieriyle ilk kez tanıştığımız ergenlik çağımızda bi- zi Orhan Veli'nin hangi yönü daha çok etkiliyordu? Apansız ve saçma bir ölümle sona eren kısa yaşa- mının uyandırdığı, bizlerin genç yaşamlanna da denk düşen hüzünlü duygular ve şairin bohem yaşantıla- n mı, yoksa şiırleri mı? Her ıkısı de... Oman Veli ter- sini göstermeye ve kanıtlamaya çalısmışsa da, onun şiiri, bütün gerçek saırierde olduğu gibi, yaşamının, yaşantılannın, zihinsel ve duygusal serüvenlerinin iz- düşümüdür... Belki daha doğrvı bir deyişle, şiiri ve ya- şamı birbirinin içindedir. Zamansız, mekânsız, tanh- siz bir şiir değildir Orhan Veli şiiri. O, cansız, ruhsuz sözcüklerle oynayan bir söz cambazı değil, sözcük- leri yaşamın enerjisiyle dolduran büyük bir söz us- tasıdır... ••• "Büyük" nitelemesi Orhan Veli'ye yakışıyor. 36 yıl- lıkömrünesığdırdıklan başdöndürücüdür. "Bütün Şi- /rteri"nin birinci bölümünde yer alan koşuklu-uyaklı şiirterinden, daha önce Orhan Veli'ye ılışkin başka ya- zılanmda da söz etmiştim. 1936-38 yıllannda (yani şair 22-24 yaşlanndayken) Variık dergisinde takma bir adla yayımladığı bu şiirlerdekı biçimsel yetkinlik, kavram ve imge zenginliği şaşırtıcıdır... Orhan Veli bu şiirier dışında başka hiçbir şey yazmamış da olsay- dı, toplam 22 şiirden oluşan bu küçük kitapçıkla bi- le, Dıranas ın, iki yıl sonra (1940ta) "Çocuk veAI- lah"\ yayımlayacak olan yaşıtı Dağlarca'nın yanın- da rahatlıkla yerini alırdı... Koşuklu-uyaklı bu ilk şiir- lerini izleyen, belH bir koşuk-uyak dizgesi gözetil- meksizin yazılmış yine başkaca ilk şiirlerinden, "Ga- rip" hareketi ve sonrasındaki şiirterinden aynntılı ola- rak söz etmek bu yazının sınırlannı aşar. Birkaç say- falık (tamamlanamamış) "Destan Gibi" apayn bir in- celemenin konusudur. Ben bu yazıda, çağdaş Türk şiirinde belki ilk kez ve en büyük ölçüde Orhan Veli şiiri için söz konusu olan ve şiirimizin modemleşme- sinde bınncil önem taşıyan bir özellığin altını çızmek- leyetineceğim: Orhan Veli şiirinin etkilemegücü, bü- yüsü, çoğu kez, anlatılan öyküde değil, dildedir... Öyle ki, kimi kez öyküden dile değil dilden öyküye gidilir... Başka bir söyleyişle, dili oluşturan öykü de- ğil, öyküyü oluşturan dildir... Böylece, dilin kendisi, başka hiçbir etkileme öğesine gereksinmeden şiire dönüşmektedir... Bu şiiri, Türk şiirinde modemleş- menin ana kaynağına yerleştiren başlıca ve benzer- siz özellik sanıyorum ki budur... • • • Orhan Veli öleli elli yıl olmuş... Yanm yüzyıl insan- lann da, toplumlann da yaşamında azımsanamaya- cak bir zaman dilimidir. Yaşasaydı şiirini hangi yön- lerde sürdürecekti? Bambaşka bir konu... Fakat bu şair, şiirimizde modemleşmenin büyük bir öncüsü ola- rak, şiiriyte de yaşamıyla da, her zaman ilgi odağı, esin kaynağı olmayı sürdürecektir... Tüyap 19. îstanbul Kitap Fuan Nedeniyle Cağaloğlu Sergi Salonumuzun 11 Kasım Cumartesi Günü kapalı olacağını saygıyla duyururuz. •• Cumhuriyet ^ kitap kulübü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle