Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sezer Urdün
yofcusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Alunet Necdet Sezer Islam
Konferansı Örgütü (İKÖ)
doruk toplantısına katılmak
üzere bugün Katar'a
gidiyor. Sezer, donığun
ardından resrnı temaslarda
bulunacağı Ürdün'e
geçecek. Dün düzenlenen
basın toplantısında
Cumhurbaşkanı'nın
ziyaretlen hakkında bilgi
yeren Cumhurbaşkanlığı
Özel Kalem Müdürü Tacan
Ildem, Ortadoğu banş
sürecındeki gelışmeler ve
Kudüs'te yaşanan acı
olaylann 12-14 Kasım
tanhlen arasında yapılacak
IKÖ toplantısırun
gündemıne damgasını
vurabilecek nitelikte
oldugunu kaydetti.Ildem'in
verdıği bılgıye göre Sezer,
dorugun sona ereceği 14
Kasım günü akşam
saatlerinde Ürdün'e
geçerek, Amman'da resmi
görüşmelerde bulunacak.
Düzce depreminin
I.yıldönümü
• DÜZCE (Cumhuriyet) -
17 Ağustos depreminin
ardından ıkınci bir
yıkıntıyı 12 Kasım'da
yenıden yaşayan
Düzceliler, depremin
üzerinden bır yıl
geçmesine karşın
çadırlarda yaşıyorlar.
Kalıcı konutlann aralık ayı
başında
tamamlanabılmesinın hava
koşullanna bağlı olduğu
belirtildi. 7.2
büyüklüğündeki Dûzce
depreminin birinci
yıldönümü nedenıyle yann
kentte bir dızi anma
etkmliği düzenlenecek.
ÇUKOBhÜKte
kıyvn
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) -
ÇUKOBİRLlK'te kendi
isteğı ile 250 iplik dokuma
işçisi ve 35 boya basma
işçisinın aynlmasının
ardından, dün sabahtan
itıbaren de 175 kışının iş
akitleri feshedıldi. DİSK'e
bağlı Tekstil Sendıkası
ÇUKOBÎRLÎK Şube
Başkanı Ali Caymaz,
"Çıkışlan bekJemiyorduk.
Protokole uyulmadı. Yasal
haklanmızı arayacağız"
dedi. Sendikacüar, Genel
Müdür Yakup Şahin ile
görüşmek istediler.
Şahin'in yerinde olmaması
üzerine sendikacılar, vekili
Ömer Ersinadım ile
görüştüler. Ersinadım,
"Ben talimatlan
uyguluyorum" dedi.
15kiloeroin
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep tl Jandarma
Komutanlığı tstıhbarat ve
Kaçakçılık şubeleri
timlerince gerçekleştirilen
operasyonda, Kuzey Irak
üzerinden Türkiye'ye
getınlen Iran menşeli 15
kılo eroin ele geçirildi.
Olayla ilgili olarak
aralannda UNSAN AŞ
ısimli un fabrikasının
sahibi Ali Çiçek'in de
bulunduğu 5 kişi yakalandı
ve yine aralannda
uyuşturucu şebekesinin
elebaşısı olan bir un
fabrikası sahibinin de
bulunduğu 8 kişi aranıyor.
Çiçek'in, muhasebe
kayıtlarının incelenmesi
sonrasında trilyonlarca
liralık hayali ihracat
yaptığı behrlendi.
Eski Etibank
müdüpü iıtüıap
etti
• VAN (AA) - Toprakbank
ve Etibank Van şubelerinde
bir dönem müdürlük yapan
Erkan Yamaç'ın intihar
ettiği ileri sürüldü.
Yamaç'ın cesedinin
Köşebaşı köyü yakınmdakı
bir otomobilde bulunduğu
belirtildi.
Af yasa tasansınm, önümüzdeki hafta Meclis'e sunulması bekleniyor
Ortaldar afta uzlaştıYöntem, şartlı
salıverme
Liderier zirvesinde RP Genel
Başkanı Erbakan'ın nasıl
kurtanlacağı da tartışıldı.
Affın, şartlı salıverilme
yöntemiyle çıkanlması
üzerinde görüş birliğine
vanldı. MHP Grup
Başkanyekili Ismail Köse,
tasannın önümüzdeki hafta
Meclis'e geleceğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümet
ortaklan, affın ceza indirimi
ve şartlı salıverilme
yöntemiyle
gerçekleştirilmesi, ancak
çetelerin ve terör suçlannın
af kapsamı dışında kalması
konusunda uzlaştı. Liderier
zirvesinde, kapatılan RP'nin
yasaklı lideri Necmettin
Erbakan'ı hapisten
kurtaracak formül arayışı da
gündeme geldi. MHP Grup
Başkanvekili Ismail Köse,
tasarının önümüzdeki hafta
Meclis'e geleceğinı söyledi.
Koalisyon ortaklan, önceki
gün gerçekleştirilen liderier
zirvesinde affı masaya
yatırdı. Adalet Bakanı
Hikmet Sami Tûrk'ün
hazırladıgı tasanlar
değerlendirilirken affın,
şartlı salıverilme
yöntemiyle çıkanlması
üzerinde görüş birliğine
vanldı. Liderler, çetelerin af
kapsamı dışında kalması
konusunda da uzlaşmaya
vanrken yeni bir düzenleme
yapılmaması durumunda 14
Ocak2001 tarihinde
cezaevine girecek olan
Erbakan'ı kurtaracak
formüller üzerinde duruldu.
Hükümet ortaklan, bunun
için özel bir çalışma
yapılmasmı kararlaştırdı.
MHP Grup Başkanvekili
Ismail Köse, dün
düzenlediği basın
toplantısında, af yasa
tasansınm bir hafta içinde
Meclis'e geleceğini ve
Ramazan Bayramı'ndan
önce de yasalaşacağını
söyledi.
Köse, Erbakan'ın
durumunun anımsatılması
üzerine, MHP'nin partilerin
kapatılmasmdan ve
başbakanlık yapmış
kişilerin cezaevine
düşmesinden mutluluk
duymadığım, ancak anayasa
ve yasalara aykın hareket
edenlenn sonucuna
katlanması gerektiğini
belirtti.
Kîtap Fuarı
LJ4-12Kasm
Panele gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya 0e yazarianmız Tanilli, Sirmen ve yazar Sevgi Özel kaükh.
um:ag'ın düzenlediği 'Çağdaşımız Uğur Mumcu' paneli yapıldı
'Mumcu sosyaldevletisavunurdu9
tstanbul HaberServisi -Ay-
dınlanmanın, bağımsızlığın,
cumhuriyetin ve Atatürkçülü-
ğün ödünsüz savunucusu, ga-
zetemiz yazan Uğur Mum-
cu'nun, çağına tanıklık eden,
sorgulayan ve aydınlanma ge-
leneğini korkusuzca sürdüren
gözüpek bir gazeteci olduğu
behrtılerek "Uğur Mum-
cu'nun neden öklürüklüğünü
anlamak için, onun ölümün-
den önceki ve sonraki cinayet-
lere bakmak gerektiği, devlet
ve siyasi erkin de bu cinayetie-
rin içinde bulunduğu, önemli
otanın. tetikçflerin arkasında-
ki büyük patronu bulmak ol-
duğu" vurgulandı.
19. TÜYAP Kitap Fuanet-
kınlikleri kapsamında düzen-
lenen ve Uğur Mumcu Araş-
tırmacı Gazetecilik Vakfi
(um:ag) yetkililerinden Sevgi
Ozel'in yönettıği "Çağdaşı-
mız Uğur Mumcu" konulu
panel önceki gün yapıldı. Pa-
nele konuşmacı olarak gazete-
miz Genel Yayın Koordinatö-
rü Hikmet Çetinkaya ile ya-
zarianmız Prof. Dr. Server Ta-
niDive AnSirmen katıldı. Hik-
met Çetinkaya, Mumcu ile
1969 yılında, Yapı-Iş Sendi-
kası Başkanı Necmettin Girit-
tioğhı'nun öldürülmesinden
hemen sonra tanıştıklannı
anrmsatarak şöyle devam etti:
"1971,72,73 yıDanııda bir
yandan Nur, diğer yandan ko-
mando kamplan kuruhıyor-
du. 1975-76'da komando
kamplannda silahh eğram de
verilmeye başJandL Bu kamp-
larda eğfâm atan ve o dönem-
de, emekli bir paşayı yürüyüş
yaparken kamp ararisine gjr-
diği için dövfip hastanelik e-
den Mehmet Ali Ağca, Haluk
Kırcı, Abdullah Çatlı, Oral
Çelik gibi isimler daha sonra
karşunıza farkh eylemlerde
çıkübr."
70'li yıllarda aydınlara,
emekçilere, memurlara, öğ-
rencilere yönelik cinayetle-
rin faillerinin hâlâ buluna-
madığına dikkat çeken Çe-
tinkaya, "UğurMumcu, Kut-
lu Savaş'ın 1998'de yazdığı
Susurhık raponııra, 1979'da
yazmışür" dedi. Çetinkaya,
24 Ocak 1993 tarihinde,
Mumcu'nun öldürülmesin-
den 6 saat sonra, gazetemızin
o dönem Ankara Temsilcili-
ği'ni yürüten yazanrmz Cû-
neyt Arcayürek'le birlikte
dönemin Içişleri Bakanı,
Müsteşan ve Emniyet Genel
Müdürü ile görüştüklerini
ifade ederek şöyle konuştu:
"lçqferi Bakanı tsmet Sez-
gin, 'Mumcu'yu öldürenler,
ülke içinde illegal bır örgütse,
24 saat içinde elimizdeler' de-
mişti. Ama daha sonra bizi ça-
ğnıp 'Bulgular bızi Iran Bü-
yükelçiliği'nin önüne getiri-
yor, içeri giremeyiz, sorun
olur' dedüer. Yıllar sonra ya-
kalananlann Mumcu'nun,
Aksoy'uo, Üçok'un, Kjşla-
h'nın katüleri olduğu söyieni-
yor. Bu kişiler belki tetikçi ola-
büir.peki büyükpatron kan?"
KüreseDeşme
Server Tanilli de günümü-
zün en önemli olayı olan kü-
reselleşmenin, adı konulma-
dan, laf kalabalığı yapılarak
geçiştirildiğini belirterek
"KureseOeşme, büyük serma-
yenin kendi arasmda birleşip
arkasmafletişnnteknolojisini
de alarak yeni bir fetbe yönel-
mesknr. Sermaye arük devleti
de biryana hip dûnyayı yönet-
mek istiyor. Siyasi iktidar da
medyada bunlarm ehnde. Ser-
maye bu olanaklaria insanh-
ğın karşısına çıkryor" dedi.
Türkiye'den de bu durumun
açıklıkla görüldüğüne ve ne
yazık ki övgüler yağduıldığı-
na dikkat çeken Tanilli, Avru-
pa Birliği'nın (AB), büyük
sermayenin küreselleşme
merkezlerinden, yumaklann-
dan biri oldugunu vurguladı.
"AB'ye giretim ama önce dü-
şünenm. AB'nin bir kurtiar
sofrası oldugunu unutmaya-
hm" diyen Tanilli, asgari ah-
lakuıı da yitıren medyanın,
genel kirlenmeden payuıı al-
dığının altını çizdi.
FP'li Ertan Yulek
'Atatiirk
yaşasaydi
Erbakan hapse
girmeztti'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
FP Genel Başkan Yardımcısı Ertan
Yülek, Atatürk'ün ölümünün 62.,
cumhuriyetin 77. yılında,
cumhuriyetin içinin demokrasi ile
doldurulamadığmı söyledi. Yülek,
"Atatürk yaşasaydi millete baskı
yapdmazdı, demokrasi sorumı
olmazdı, Erbakan herhalde hapse
ginnezdi'' dedi.
Ertan Yülek, ölümünün 62. yılında
Atatürk'ü ve silah arkadaşlannı
saygıyla andıklarmı belirtti.
Atatürk'ün hedeflediğı çağdaş
devletler düzeyine ulaşılamadığını
savunan Yülek, "Cumhuriyetin içini
hâlâ demokrasi ile dolduramadık.
AB'nin Kaülım Ortakhğı
Belgesi'nde de demokrasideki
eksiktiğimiz önümûze konmaktadır.
Atatürkçülüğü istismar edenler
buna dikkat etmelidir" dıye
konuştu.
'Türkiye böyle olmazdı'
Atatürk'ün milletiyle banşık ^ ^
oldugunu, bugün ise devletin
milletle küskün oldugunu kaydeden
Yülek, bir gazetecinin, "Atatürk
yaşasaydi Erbakan'm tavn nasıl
ohırdu" sorusuna şöyle yamt verdi:
"Erbakan'm kendisi 'gerçek
Atatürkçü biz olurduk" diyor.
Atatürk'ün gösterdiği çağdaş
uygariığı hedefleyen kişinin kendisi
ve partinin de kendi partisi
oldugunu söylemiştir. Atatürk
yaşasaydi Türkiye bugünkü gibi
olmazdı, millete baskı yapdmazdı.''
Hükümet, yeni KHK yerine, Meclis'teki tasarıyı öncelikler' arasına aldı
'İrticacı memura ihraç' tasansı komisyonda
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'den dönen "irticaa
memura ihraç" düzenlemesi için yeni
bir tasan hazırlamak yerine,
TBMM'de bekleyen aym konudaki
tasanlann, "yasalaşma" sürecini
hızlandırma karan aldı. tlk olarak 1998
yılında dönemin başbakanı Mesut
Yılmaz tarafından TBMM'ye sunulan,
geçen yıl da Başbakan Ecevit'in
"yenilenıe'' yazısıyla sevk ettiği 2 ayn
tasan, pazartesi günü TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda, birleştiriierek
görüşülmeye başlanılacak.
Koalisyon ortaklan arasında da tartışma
yaratan "irtkaa memura ihraç"
düzenlemesi için hükümet, 657 sayılı
yasaya tabi devlet memurlan ile
sözleşmeli personele ilişkin düzenleme
için yeni tasan hazırlamak yerine
TBMM'de bekleyen tasanlan
öncelikle görüştürme karan aldı.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
görüşülecek olan ve 657 sayılı
Devlet Memurlan Yasası'nın 125.
maddesınde değişiklik öngören
tasan "Yıkıa veya bölücü veya
cumhuriyetin mtelOderinden herhangi
birisini değiştinneye veya ortadan
kaknnnaya yönetik veya bunlara aykırı
eylem ve diğer faaliyeöerde bulunan
veya bu suretfc kurumlann huzur,
sükûn ve çalışma düzenmi bozmak veya
boykot, işgaL, engelkme, işi yavaşlatma
ve grev g^bi eviemlere kaûlan, veya bu
amaclarla tophı otarak göreve
getanemek, bunlan tahrik ve teşvik
etmek veya yardımda bulunanlarm
w
meslekten çıkanlmasmı hükme
bağlıyor. Düzenleme,
devlet memurluğundan çıkanlma
cezası alanlann, kamu kurum ve
kuruluşlan, yerel yönetimler ile
bunlann sermayesinin yüzde
50'sınden fazlasına sahip olan
kurum ve kuruluşlarda hiçbir şekiide
istihdam edilemeyeceğini de hükme
bağhyor. 399 sayılı KHK'de değişiklik
yapan yasa tasansı, benzer suçlan
isleyen sözleşmeli personelin
sozleşmelerinin fesh edilmesini ve
kamu kurumlannda
çahştınlamayacağını hükme bağhyor.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doruk.net.tr
Gün yoğun geçecek. Epey
erken yollara düştük. Ata-
türk'ü ölümünün 62. yıldönü-
münde anmak için çocukla-
nyla birlikte okullara akan ana
babalarla dolu yollarda, yürü-
meyen bir trafiği adım adım
aşıp gazeteye geldik.
İstanbul Lisesi tam karşı-
mızda, komşuyuz. Öğrenci
servislerinden inen küçücük
kızlann ve oğlanların çoğu ku-
caklannda çiçek demetleri ta-
şıyorlar. llkokuldan lise sona
kuşak kuşak, kucak kucak ço-
cuklar Mustafa Kemal'i anma-
ya hazırlanıyor...
ölümünün 62. yılında Mus-
tafa Kemal'i bir kez daha dü-
şünmekdendiğinde bellek, bi-
linci ille de 1923'e sürüklüyor.
Yollan toza toprağa bulanmış,
çamura kesmiş bir bozkır ka-
sabasında, Ankara'da derme
çatma bir binada, "Efendiler,
yann sabah Cumhuriyet'i ilan
edeceğiz" diyen adamın, bu
yalın cümle ile Küçük Asya'nın
kaderinde yarattığı o büyük
10 Kasım 9'u 5 Geçe ve 10'u 5 Geçe
dönüşümü kavramaya çalışı-
yorsunuz.
Artık "geçen "diyeadlandır-
dığınız yüzyılın başında, yer-
yüzünde esen o umut dolu
rüzgâriarı anımsıyorsunuz.
Halklann kendi kaderierini el-
lerine almak için ayağa kalk-
tıklan, insanın daha esen, da-
ha haklı, daha adil bir dünya-
yı kendi elleriyle kurabileceği-
ne inandığı o büyük günleri
anımsamak bile coşkulandın-
yorsizi. Kul bilinci iliğine kemi-
ğine sinmiş, devlet tapıncın-
dan kopmayı günahla eşde-
ğer saymış bir toplumda, bir
gecede "özgüryurttaşlar"ya-
ratacak bir yolun önündeki en-
gelleri gözünü kırpmadan yık-
mış bir "ctevrimcrnin, çok de-
ğil on yıl sonra "...azzamanda
büyük işler başardık" diyece-
ğini düşünüyorsunuz; kulağı-
nızda demir ağlarla örülmüş
bir anayurdu anlatan marşlar
çınlıyor...
Sonra saat 9'u 5 geçe oldu.
Cağaloğlu'nun her zaman gü-
rültülü sokağında sessizlik
patladı. Hep birlikte sustuk ve
düşündük.
• • • * •
Yazık, komşumuzun irili
ufaklı çocuklanndan aynlmak
gerek. Saat 10'u 5 geçe, İs-
tanbul 2. Ağır Ceza Mahke-
mesi yargıçlannın karşısına di-
kilecek ve "Ulucanlar cankın-
mı" üstüne yazdığınız iki yazı-
nın hesabını vereceksiniz.
İstanbul Lisesi kapı kom-
şuysa, İstanbul Adliyesi de ya-
kın komşu. Üstelik otuz yıllık
sadık ve düzenli "müşteri-
s/"yim. Otuz yılda nice stajyer
savcıyı dolaylı yoldan eğitmiş,
nice ünlü yargıca emekliliğine
kadar eşlik etmişiz.
Türk Ceza Yasası'nın 159.
maddesi kapsamında "devle-
tin manevi şahsiyetini tahkir
ve tezyif ve terzir ettiğim için
iki yazıdan ayn ayn 6 yıla ka-
dar hapsim isteniyor. Adalet
Bakanlığı'nın zoriadığı savcı-
nın satıriar arasında dolanıp
cımbızlayarak bulabildiği
"suç" da Ulucanlar cankınmı
üstüne söylenenler.
Adalet Bakanlığı, Ulucan-
lar"da hukukun bittiği ve zor-
balığın başladığı o günün anıl-
masından bile ürküyor. "Can-
kınm" nitelemesine alabildiği-
ne öfkeleniyor. 10 yurttaşımı-
zın şışlenerek, yakılarak, ezile-
rek boğularak yok edildiği, hu-
kukun ırzına geçildiği o gün
üstüne yazan gazeteciyi düş-
man belliyor; ne pahasına
olursa olsun cezalandmlması-
nı istiyor, diretiyor.
Savunmamı, avukatlanmın
söylediklerini aktarmanın hiç
gereği yok. Zorbalığın ege-
men kılındığı yerde, Ulucan-
lar'da yok olan hukukun yar-
dımına yine hukuk koştu. Is-
tanbul'daki dört hukukçu (üç
yargıç ve bir savcı) elbiriiği ile,
oybiriiği ile hukuka sahip çık-
tılar; sanık Aydın Engin'i her
iki davadan da tek celsede
beraat ettirdiler. "Ulucanlar'da
on yurttaşın bilerek, önceden
planlanarak yok edildikleri"
gerçeği Adalet Bakanlığı'nda-
ki sorumlulann üstünde kaldı.
Adliye binasından çıktım.
Sultanahmet'te yüzyillık ağaç-
lardan sonbahar yapraklan
düşüyor. Içimde bir serinlik.
Savunmada ettiğim bir lafı ke-
yifle kafamda ve dilimde evi-
rip çeviriyorum:
Ben savcılann, Ulucanlar
gibi bir cankınmda duyartılık
gösteren gazeteciler hakkın-
da değil, göstermeyen gaze-
teciler hakkında iddianame
düzenleyeceği bir Türkiye'nin
düşünü kurmakta karartı-
yım..."
Güzel söylemişim. 10 Ka-
sım'a yakışmış. Cumhuriyet
yurttaşına yakışmış...
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
•••Mavi Yeşil Bir Ada
Bir sıkıntı büyüyordu içimizde, yoksa yaşam
gri kentlerin gölgesinde belirsizliğin içine mi sü-
rüklüyor bizi?..
Karmakanşık duygular içindeydim...
TÜYAP Kitap Fuan'nda 'Çağdaşımız Uğur
Mumcu' panelinde Sevgi Özel, Server Tanilli
ve Ali Sirmen'le birfikteydik...
Izleyicilerin çoğunluğu gençlerdi, dikkatle ko-
nuşmacılan izliyorlardı...
Server Tanilli'nin güzel ve anlamlı konuşması-
nı dinlerken gözlerimi kapadım bir süre...
Sonra, Edmond Jabes'in 'kelimenin içinde-
ki hayat ile ölüm arasında söyleşi's\n\ anımsa-
dım...
Şafak, yukel, çiylerle kaplı, dünyanın bütün
sorunlannın açmak üzere olduğu bir tomurcuk
muydu?
Jabes şöyle diyordu:
"Şafak, yukel, çiylerle kaplı, dünyanın bütün
sorunlannın açmak üzere olduğu tomurcuktur.
Evrenin önceden var oluşu. Yakında, üzerinde
gölgelerin kıpırdamadığı bir gül görürüz yalnız-
ca, bürüneceği renkler öğleye kadar teklik ve
duraklamanın renkleri olacaktır. Sonu geldiğin-
de, sayılar içinde ölmek için çoğalacaktır.
Dünya bizim gibisaf. Dün veyarın bir aym ba-
sit cümle."
Panelden üç-dört saat önce, giderek grileşen
gökyüzüne bakarken elimde Ustün Akmen'in
'Yarim Nereyi Mesken Tuttun' (Aksoy Yayıncı-
lık), Ve Perde' (Cumhuriyet Yayınlan) kitapla-
n vardı...
Karmakanşık duygular içindeydim...
Büyük hayıflanmalann doludizgin olduğu bir
sonbahar öğlesinde sevecenliğin o titrek ku-
maşını arayan gençlerle konuştum...
Kentler kirlenince insanlar da mı kirleniyordu?
Neden duyarsızdı insanlar bu kadar?
Üstün Akmen Cezayir'i anlatırken soruyordu:
"Geri kalmış bir sömürgeyi modern bir sos-
yalist topluma dönüştürmek kolay mı? Kolay mı
kurtulmak? Kolay mı şeriatla baş etmek? Hani
bağımsızlığın diyeti? Zaten şu özgürlük ve dü-
zen, hiçbir yerde biriikte varolmuyor. Ge/ge/e-
lim ikisinden de vazgeçilmiyor. Ne tuhaf..."
Sonra bir çırpıda Akropolis'ten Moskova'ya
gidiyorduk, Akmen'in 'Yarim NereyiMesken Tut-
tun' kitabını okurken...
• • •
Server Tanilli'yi dinlerken 1980 öncesinin fo-
toğraflannı görüyordum...
Vızıldayan bir kurşun, kahpece hazırlanmış bir
tuzakAbdi Ipekçi'nin, Necdet Güçlü'nün, Ce-
vatYurdakul'un, Orhan CavitTütengM'in, Do-
ğan Öz'ün; Balgat'ta, Bahçelievler'de, İstanbul
Universitesi'nde öldürülen gençlerin mezaria-
nnda kıımızı karanfilleri büyütüyordu...
Server Tanilli de o kahpece hazırtanmış tuzak-
lardan payını almıştı...
Gözlerimi yumdum...
ı l j
->>--» .J3
Birsesle irkildim: " ' "
"Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirte-
mezsiniz!"
Panel bir saatte bitti...
Eve geldim...
Server Tanilli'nin 'Strasbourg Yazılan'nı (Adam
Yayınlan) okumayı sürdürdüm...
"Türkiye'de devlet, yıllar var ki, eğitim siste-
mini böylesi bir kısıriığın dar sokaklanna getirip
sokmuştur; çünkü gençlerine saygısı yoktur dü-
zenin; düşünmeyen, eleştirmeyen insanlar is-
tenmektedir; biryanda molla eğitimini körükle-
menin altında yatan da budur.
Gençlerarasından kazara düşünenleri ve sor-
gulayanlan çıkmışsa, haklan coptur, kurşunlan-
maktırya da hapishanelerin karanlığına tıkılmak!
Gazeteler 'Cezaevleri ölüm sınırında' diye yazı-
yor ve neredeyse iki ayını dolduracakaçlık grev-
lerinden kaygılandıncı haberier veriyorlar.
Neyin mi cezasını çekiyor o gençler?
Başta düşünmenin, eleştirmenin, gerekiyor-
sa 'hayır' demenin!
Utanmalıyız onlara yapılanlardan!.."
• • •
Umutlarımız belki de mavi yeşil adalarda
saklı...
O umutlan gençler yakalayabilecekler mi?
Kaçak düşleri kovalayan bizler, karanlığın
içinden sıynlmak için çabalarken keyfl gıcır bey-
ler çelişkiler yumağı içinde geleceklerini düşü-
nüyoriardı...
Biliyorum ki yüreğimiz eski vardiya yalnızlı-
ğı içinde!..
Siyasetin kirliliğine yenik düşmüş, medyanın
aymazlığına şaşıran küçük bir kesim zamanın
akvaryumu içinde öfkeli!..
Bir masal ülkesindeyiz sanki!..
Server Tanilli'yle umudun kilidini açmaya, Üs-
tûn Akmen'le kentleri dolaşmaya ne dersiniz?
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
ALACA BİR ÖFKE
Ey benım aydınlık gunlen beUeveu Turkıyem!..
Ey benım ölüme alkış tutan halkım!..
Ey benım şafağın yolunu açan suskun akşamların hüznünü
yaşam bıçımı sanan ınsanım1
Ey benım özgürlükleri Erbakan Hoca'nın takkesınde arayan
romantik aydınım1
p' CumhuriYBt Çağ Pazarlama A Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulübü (34334)Cağa!o^!u-lstanbul Tel (212)514 0196