25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2000 CUMARTESİ • • • • 8 HABERLERİN DEVAMI fUlRİYİ Istanbu! Edirne Y 20 Sinop Y 19 Adana Y 21 Samsun PB 22 Mersin Kocaeli Y 22 Trabzon PB 20 Diyarbakır A Çanakkale B 19 Gıresun PB 22 Şanlıurfa Izmir A 24 Ankara B 20 Mardin Manisa A 21 Eskişehır B 17 Siirt Aydırt Denizli A 25 Konya B 19 Hakkâri A 22 Sıvas B 16 Van B 11 Zonguldak Y 21 Antalya A 27 Kars Yurdun kuzey kesımle- n çok bulutlu, Marma- ra'nın kuzeyı ile Bat Ka- radenız kıyılan yağmur- lu. dığer yerief az bulut- lu ve açık geçecek. Yurdun ıç ve doğu ke- stmlennde sabah saat- (ennde sıs gorulecek Hava sıcaklığı yağış alan yerterde tnraz aza- lacak, dığer yerlerde değışmeyecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y PB PB / 7 9 13 10 10 12 12 Münih PB 10 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB B PB PB PB PB PB 10 11 13 10 15 19 20 22 PB 10 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Trflis Kahire PB PB B Y PB Y PB A 3 12 -7 11 17 7 13 28 A 23 f**\ Parçalı buluUu Bulutlu k Çok bulutlu «•fc Yağmurtu Kariı Sukikar . GöK güriittülû • • GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ABTürkiyeTemsilcisi Karen Fogg kısavade- li işler arasına alınan Kıbrıs konusundaki ifade- nin "koşul değil, süre" olduğunu ifade ediyor. Temsilciye göre; bu bir "dayatma" değil... Ma- sum bir süre ifadesi! Fakat, bayan temsilci dolaylı görüşmelerde - üstelik büyük bir olasılıkla- 2001 sonunda 50 yıl- lık "müzmin" Kıbns sorununa çözüm buluna- mazsa AB'nin nasıl bir davranış göstereceğini nedense söylemiyor? Gerçi bilinen kimi gerçekler Bayan Fogg'un ni- çin suspus olduğunu betimliyor. Çözümsüzlüğün varacağı zorunlu durak bugünden belli: Ekonomik ve demokratik açıdan AP ölçütleri- ne uygun durumda olan; yaklaşık 700 bin dola- yında nütuslu Güney Kıbrıs'la 380 bin nüfuslu Matta, 2001 'de tam üye olarak birliğe alınacak. Büyükelçi Karen Fogg, yatıştırtcılığa soyuna- cağı yerde bir yıl sonrayı daha belirgin çizgilerie anlatmayı yeğleseydi, görevini daha sevimli ko- numa getirmiş olmaz mıydı? Avaıpa ülketerinden yıllardır dinlediğimiz "azın- lık saydıklan Kürtlerle ilgili" türküleri ortaklık bel- gesine alan AB'ye karşı hükümette kimi kuşku- lann yeşerdiğinden söz ediliyor. Hükümet üyelerinin basına yaptığı açıklama- lar; "TC'nin 'eşit vatandaşlık ve hak bireyselliği- ne dayandığının' ve 'ancak, grup veya azınlık hakkı yaklaşımının kabul edilemeyeceğinin" altı- nı çiziyor". AB belgesi -Ismail Cem'e söz vermiş ya- "azınlık ve Kürt" sözcüklerini kullanmadan, ne ki yadsınması olanaksız ifadelerle Güneydoğu ile Kürtlere azınlık içerikli kimi haklann -üstelik bir yıl gibi kısa sürede- tanınmasını istiyor. Sıntan gerçekler Türkiye, hükümet açıklamasında değinildiği gi- bi, AP'yi "kendi vatandaşlan arasında ayınmyap- madığına" inandırdıysa; ortaklık belgesinde bir yıllık kısa süreye bağlı, yaptınm nitelikli şu rfade- ler neden yer alıyor? "Türk vatandaşlannın anadillerinde TVve rad- yo yayınlan yapmalannı engelleyen yasal düzen- lemeler kaldınlmalıdır. Bölgesel farklılıklannın giderilmesi, tüm vatan- daşlara yönelik ekonomik, sosyal ve kültürel im- kânlann genişletilmesi ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki dunjmun iyileştirilmesi için geniş kapsamlı biryaklaşımın benimsenme- si gerekmektedir". "Tüm vatandaşlar" diye başlayarak özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayanlara ekonomik, sosyal ve kültürel haklann benimsen- mesini istemek, adını anmadan azınlık haklarının tanınmasını dolaylı rfadeyle öne sürmek değil de nedir? Hükümetimiz "Türkiye'de vatandaşlann temel hak ve özgûhüklerinin anayasa ve yasalarile gü- vence altına alındığını" Bakanlar Kurulu açıkla- masında özenle belirtiyor. Kuşku yok; gelen giden AB yetkililerine de "bu dunvmı/"ayrıntılanylaanlattı. Anlatmasınaanlat- tı; ancak, ortaklık belgesinde, orta vadede (2004 yılına değin) gerçekleştirmemiz istenilen "hedef şöyle yer alıyor: "Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasigörüş, felsefiina- nış ve din farkı gözetilmeksizin, tüm vatandaş- lann temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınmalıdır". Tam üyeliğe ulaşmak için "gereken uğraşıyı" göstereceğini açıklayan hükümet, AB'nin gele- ceğe yönelik kimi niyetlerinin ayırdında olmalı ki... "... ülkenin bölünmezliği ve cumhuriyetin te- mel nitelikleri çerçevesinde (uğraşı göstermeye) karartı" olduğunu vurgulamaya gereksiniyor. Hükümetin AB'ye vereceği Ulusal Program'da kaygı, kuşku uyandıran temel öğelere nasıl vaziyetalacağını... Bekleyip göreceğiz! Gözler Ulusal Program'daANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Avrupa Bırliği (AB) Komisyonu'nun ka- tılım ortaklığı belgesini açıklamasının ardından gözler, Türkiye'nin tam üyelik görüşmelerine ge- çebilmesi için yerine ge- tırmesı gereken öncelikle- ri ve takvimini içeren Ulu- sal Program'a çevrildi. AB Genel Sekreterli- ği'nce hazırlanan ve yıl so- nuna kadar tamamlanmak zorunda olan Ulusal Prog- ram'ın temelini, Başba- kanlık tnsan Haklan Ko- ordinatör Üst Kurulu'nun hazırladığı rapor oluştura- cak. Genelkurmay ve MGK'nin temsücilerinin de hazırlama sürecıne ka- tıldıklan Ulusal Prog- ram'da yer alacak "MGK'nin rolü, Kûrtçe yayın ve eğhim, kültürel haklar, ölûm cezası, 312. madde" gibi duyarlı siya- si konulann hükümet or- taklannca belirleneceği kaydediliyor. Türkiye, AB'ye taah- hütlerini bildireceği Ulu- sal PTOgTam'ı hazırlama çahşmalanna hız verdi. Programın hazırlanmasın- dan sorumlu AB Genel Sekreterliği Siyasi Işler Alt Komitesi, kablım or- taklığı belgesi ve ilerleme raporunu değerlendırmek üzere pazartesi günü top- lanacak. Aynı toplantıda, Ulusal ProgTam'ın hazırlanması konusunda da çahşmalar yapılacak. Türkiye'nin her yıl yi- neleyeceği Ulusal Prog- ram, G-örsel Demirok'un hazırladığı, ancak askerle- rin girişimlen sonucu bazı maddeleri değiştirilen Başbakanlık Inşan Hakla- n Koordinatör Üst Kurulu raporuna dayanacak. Hükümetin eylül ayında yaptığı toplantıda "De- mokratikkşmedeÖncelik- ler" başlığıyla "calışma belgesi'1 olarak kabul etti- ği düzenlemede, ana hatla- nyla kısa ve orta vadede şu reformlar yer alıyor: • Düşünce ve ifade öz- gürlüğünü kısıtlayıcı ve uygulamada idarenin es- nek yorumıma olanak tanı- yan maddeler, Türk Ceza Yasası'nda(TCK)2001ve Terörle Mücedele Yasası (TMY) ile Sıyasai Partiler Yasası'nda 2002 sonuna kadar yapılacak değişik- liklerle yeniden düzenle- necek. • Düşünsel özgürlükler çerçevesinde din ve vic- dan, bilim ve sanat, kitle- sel iletişim özgürlükleri alanındaki yasal mevzuat, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda (PVSK) 2002, Sinema Video ve Müzik Eserleri Kanu- nu'nda 2002 sonuna kadar yapılacak değişikliklerle oluşturulacak. • Kişi dokunulmazlığı, özgürlüğü ve güvenliğin en az düzeyde kısıtlanma- sını hedefleyecek şekilde ölüm cezası, yaşama hak- kı ile ilgili yasalar, PVSK'de 2002, TCK'de 2001 ve Ceza Muhakeme- leri Usulü Kanunu'nda (C- MUK) 2001 sonuna kadar AB mevzuatıyla uyumlaş- tınlacak. • Kolektif özgürlükler kapsamında özellikle der- nek kurma özgürlüğü, top- lantı ve gösteri yürüyüşle- ri gibi sendikal özgürlük- lere ilişkin mevzuat 2002 sonuna kadar değiştirile- cek. • Sendika, toplu iş söz- leşmesi ve grev haklannın geliştirihnesi, çalışma ya- şamında daha demokratik bir ortam oluştunılması, sendika içi demokrasinin sağlanması amacıyla ilgi- li yasalarda gerekli düzen- lenme 2001 sonuna kadar gerçekleşecek. • Cezaevi personelinin ve hükümlülerin görev, yetki, sorumluluklannı bir esasa bağlayacak Cezaev- leri Teşkilat Kanunu, 2001 sonuna kadar çıkartılacak. • Adil yargılama hakkı- nın bir parçası olarak, yar- gmın yükünü azaltıcı ve yargılama sürecini kısal- tandüzenlemeler2001 so- nuna kadar yapılacak. • Askeri Ceza Kanunu ve Askeri Mahkeme Ku- ruluşu ve Yargılama Usu- lü Kanunu'nda değişikhk- ler yapılarak, sınırh da ol- sa askeri tnahkemelenn si- villeri yargılamasına 2002 sonuna kadar son verecek düzenlemeler yapılacak. • Toplum vicdamnı ra- hatsız eden yolsuzluklarla etkili şekilde mücadele edilmesi için 2002 sonuna kadar Siyasi Ahlak Yasası çıkarhlacak. • tnsan haklan açısın- MHP: Ousal Program'da çıkarlarnııız dikkate ahıııııalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vu- nri, katılım ortaklığı belgesinın (KOB) Türkiye'nin ulusal kültürü, bütünlüğü, üniter yapısı ve cumhuri- yetin temel niteliklerine bağlıhk çer- çevesinde değerlendirilmesi gerekti- ğini söyledi. Vural, Ulusal Program'ın ülkenin çıkarlan dikkate alınarak hazırlanma- sı gerektiğini bildirdi. Vural, MHP Grup Başkanvekilleri İsmail Köse ve MehoKt Şandbr iie dün düzenlediği basın toplantısmda, MHP'nin KOB'ye ilişkin görüşlerini açıkladı. AB'nin KOB ile Türkiye'nin biriik üyesi olabihnesi için stratejisini orta- ya koyduğunu anlatan Vural, AB'ye üye olma hedefınin devlet politikası olarak benimsendiğine dikkat çekti. Belgeye ilişkin hükümetin yaptığı değeriendirmelere kaoldıklarmı kay- deden Vural, "KıbnskonusuABÖea- gili bir konu değildir. Bu çerçevede, Kıbns meselesuıin, Helsmki sonrası hükümetin orta>a koyduğu tavnr, gö- rüş ve değeriendinneler çerçevesinde ek »hnmiıo gerekir.'' dedı. dan kadınm durumu ve so- runları incelenerek bu so- runlann çözümüne ilişkin önlemlerin alınmasını sağ- layacak düzenleme 2001 sonuna kadar yapılacak. • Insan Haklannın ve Temel Özgürlüklerin Ko- runmasına İlişkin Sözleş- meye Ek Ölüm Cezası'nın kaldınhnasına dair 6 No'- lu protokolün 2001 sonu- na kadar imzalanması sağ- lanacak. • BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile BM Ekonomik, Sosyal ve Kül- türel Haklar Sözleşmesi, BM Irk Aynmcıhğı'nın Önlenmesı Sözleşmesi 2001 sonuna kadar TB- MM'de onaylanacak. • MGK ile ilgili olarak yapılacak anayasal deği- şikliklere paralel değişik- likler, 2495 sayılı MGK ve MGK Genel Sekreterliği Yasası'nda 2002 sonuna kadar yapılacak. Duyarh konular hûkümete AB Genel Sekreterli- ği'nin taslağını oluşturaca- ğı Ulusal Program, kesin şeklini hükümeti oluşturan 3 siyasi partinin yapacak- lan görüşmeler sonunda alacak. Genel sekreterlikte tüm ilgili bakanlıklar, MGK ve Genelkurmay temsücileri- nin katıhmıyla yapılacak toplantılarda ağırhklı ola- rak mevzuat uyumu ile il- gili teknik bölümünün ta- mamlanacağı, "kültürel haklar, ölüm cezası, MGK'nin statüsü, 312. maddenin değiştirilmesi'' gibi siyasi konulann ise hükümet düzeyinde karar- laştınlacağı kaydedildi. Kıbrıs'ta çifte kıskaç SERKANDEMtRTAŞ ANKARA - Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun kaülım or- taklığı belgesini açıklamasından sadece bir gün sonra BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Rum yanlısı çözüm planmı Cenevre'de taraflara sunması, Türkiye ve KKTC'yi Kıbns konusunda sı- kışüracak bir gelışme olarak de- ğerlendirüiyor. Kıbns konusunda yaşanan olumsuz gelişmelerin te- melini, katılım ortaklığı belge- sinde yer alan 2001 tarihi, önem- li unsurunu da Annan'ın 11 say- falık çözüm planı oluşturuyor. Yu- nanistan'ın amacının, Kıbns Türk ve Rum taraflan arasında yapılan görüşmelerin ardmdan gelecek yıl ortalanndabirçözümpaketinin su- nulması ve AB baskısı albndaki Türkiye'nin bunukabul etmesinin sağlanması olduğu kaydediliyor. Türkiye ise hukuki olarak elinin güçlü olduğunu belirterek "AB adayhğı ile Kıbns sorununun bir aradaeleahnamayacağı'' tezım ka- bul ettirmeye çalışacak. AB Ko- misyonu'nun Türkiye için hazırla- dığı katılım ortaklığı belgesinde Kıbns'ı 2001 yılının sonuna kadar çözülmesi gereken siyasi kriterler arasına koyması, bir gün sonra da BM Genel Sekreteri Annan'ın ha- zırlayarak Kıbns Türk ve Rum ta- raflanna sunduğu çözüm planı, Ankara ve Lefkoşa açısından olumsuz iki önemli gelişme ola- rak değerlendirildi. Ileride Türki- ye açısından sıkıntı yaratabilecek unsurlar ise şöyle sıralanıyor: BM süreci geüşivor: Annan'ın hazırladığı "non-paper'' nitelikli belgenin genel sekreterin gelecek yıl ortalannda taraflara sunacağı çözüm planmm temelini oluştur- duğu kaydediliyor. Türkiye ve KKTC, Annan'ın belgesinin Rum yanlısı olduğunu ve kabul edile- meyecek ifadelerle dolu olduğunu açıkladılar. Gelecek yıl başlannda Cenevre'de yapılacak aracılı gö- rüşmelerin daha sonra yüzyüze gö- rüşmelere çevrilmesi ve sonunda çözüm paketinin tamamlanması bekleniyor. Yunanistan'ın amacı: Yunanis- tan'ın amacının bu süreçte, çözüm paketinin Rum yanlısı niteliğinin korunması olduğu kaydediliyor. Katılım ortaklığı belgesinde Kıb- ns ile ilgili olumlu gelişme için ve- rilen tarihin 2001 sonu olması, Yu- nanistan açısmdan Türkiye'yi kö- şeye sıkışnrabilecek bir unsur ola- rak görülüyor. Yunanistan, Türki- ye'nin çözüm paketını kabul etme- mesi durumunda BM ve AB'ye Buffalo operasyonu gümrük bürokratlanna uzandı ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - "Buffalo operasyonu" çerçevesinde ortaya çıkanlan kaçakçılığın etle sınıriı olma- dığı, tereyağı, bağırsak ve do- muz etinin de kaçak yollarla yurda sokulup piyasaya sürül- düğü ortaya çıktı. Yasadışı yol- larla Türkiye'ye sokulan 1309 ton etten, 511 tonunun iç piya- sada satıldığı saptamalan güm- rük raporlannda yer alırken operasyonlar, aralannda Mar- din Gümrük Müdür Vekili Mahmut Arsian, gümrük me- murlanABCanKoço^uveYsk- vuz Yıkhnm'm da bulunduğu kamu görevlilerim kapsayacak şekilde genişletildi. "BufEalooperasyonu" Türki- ye'ye yönelik et kâçakçıhğının insan sağlığını tehdit eden bo- yutunu gözler önüne serdi. 2000 yıluım son 8 ayma iliş- kin gümrük kayıtlanna göre, et ithalatı konusunda 287 izin bel- gesi verildi, bunlardan 16'sı ül- ke sınırlannı terk etmedi, tran'dan 13 ton bağırsak, Al- manya'dan 21 ton domuz eti Türkiye'ye girdi. 17 firmamn kayıtlan inceieniyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçüık ve Organize Suçlar- la Mücadele Daire Başkanlı- ğVnın Istanbul, Ankara, Içel, Antalya, Bursa ve Mardin'de yürüttüğü BufTalo operasyo- nunda gözaltına alınan 23 kişi Ankara Emniyet Müdürlü- ğü'ne getırilerek, sorgulanma- yabaşlandı. Demokrat Türkiye Partisi (DTP) GlK üyesi Or- han KeçeiTnın oğlu En^n Ke- çefi'nin yapılan incelemede or- tağı olduğu şirketi bir süre ön- ce devrettiğinin belirlenmesi nedeniyle akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Türkiye'ye kaçak et soktugu iddiasıyla gö- zaltına alınan Dörtler firması- nın ortaklanndan Şeuer Özay- dın da ad benzerliğı nedeniyle gözaitına ahndığmın ortaya çıkması nedeniyle serbest bıra- kıldı. Diğer 21 sanığm pazarte- si günü Ankara DGM'ye çıka- nlmalan beklenirken 2 kişi de olayla ilgili olarak aranıyor. 35çuvalbeige El konulan 35 cuval belge maliye ve emniyetin uzman ekiplerince incelemeye alındı. Şirketlerin ithalat rejiminden yararlanarak serbest bölgeler- den üçüncû bir üflceye gönder- mek üzere ithal ettikleri etleri iç piyasaya sürdükleri belirlendi. EÜerin yaklaşık 1 milyon lira- ya alındığını, iç piyasaya 3 mil- yon liraya saüldığınm belirlen- diğıni kaydeden ıızmanlar, bu işlem sırasında sahte belgele- rin kullamldığım tespit etti. In- celeme yapan uzmanlar,$unla- n söyledi: "Bu day Paraşüt operasy»- mraa benzivor. Evrakbrm ia- cetemesöRsi bfarkaç ayı buhnf îran, Suriye, Pakistan, Hin- distan, Bulgaristan gibi ülke- lerden sokulan kaçak et olayı- nı soruşturan DGM Savcısı Ta- M Şalk, kaçakçılığın mali bo- yutunun henüzortayaçıkmadı- ğım söyledi. Gümrük müfettişlerince ha- znianan raporlar, şebekenin li- deri olduğu belirtilen Inter Gı- da ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şir- keti sahipleri ishakRomano ile ÖmerFarnkKaınaç ın Buffa- lo operasyonuyla ortaya çıkan- lan kaçakçıhklannın ilk olma- dığım ortaya koydu. Serbest bölgelerdeki et tran- sitine ilişkin 1998 yılmda yapı- lan ihbarlar doğrultusunda Gümrük Başmüfettişi Cemil Emre inceleme başlattı. Em- re'nin hazırladığı 15 Eylül 2000 tarihli rapor, Mardin Cumhuriyet Başsavcıhğı'na iletildi. Raporda, Mersin Serbest Bölge, Mersin Transit, Cilve- gözu, Kapıkule T1R, Derince Çıkış ve Ceşme Gümrük mü- dürlüklerince Mardin Serbest Bölgesi'ne sevk edilen, MAR- NAK Şirketi'nin deposuna ko- nulan 1300 ton sığır etinin 511 tonunun yurtiçınde satıldığına işaret edildi. Raporda, şirket sa- hibi Özkan Ergün, Sedat Ta- nm, işlemleri takip eden Şabas Çetik Mardin Gümrük Müdür Vekili MahmutArsian, gümrük memurlan Ali Can Koçoğlu, Yavuz Yıldınm, refakat görev- lisi Mustafa Gükn hakkında "evrakta sahtecfflk" suçlann- dan işlem yapılması istendi. Müfettişlerin 5 Ekim 1999 tarihli soruşturma raporunda, tshak Romano'un sahibi oldu- ğu înter Gıda ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şirketi'nce tabela şir- keti olarak kurulan Burçak Su Orünleri Ltd. Şirketi üzerinden 1998 yılmda ton balığı adı al- tında Türkiye'ye 16 konteyner içınde 892 ton dondurulmuş et sokulduğu vurgulandı. Inter Gıda ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şirketi sahipleri tshak Romano ile Ömer Faruk Kamaç, Burçak Su Orünleri Ltd. Şirketi'nin sa- hipleri olarak gözüken LatifTo- kay ve Ali Öztürk ile gümrük görevlilerinin de aralanndabu- lunduğu 29 kişi hakkında ev- rakta sahtecilik suçlamasıyla soruşturma istendi. Çahşma arahkta başladı tçişleri Bakanlığı akşam sa- atlerinde yazılı açıklama yapa- rak operasyonun, bakanlık mü- fettişlerinin eşgüdümünde,jan- darma ve emniyet temsilcile- rinden oluşan bir komisyonun çahşmalan sonucu Başbakanlı- ğm onayıyla 3 Arahk 1999 ta- rihinde başlatıldığı kaydedildi. Komisyonun çahşmalan sonu- cunda ulaştığı belge ve bilgiler üzerine operasyonlann başla- tıldığı kaydedildi. "anlaşmak istemeyen tantfin Türkkr oktuğu tezmi" işleyebile- cek. Güney Kıbns'ın ûyeüği: AB adayı Güney Kıbns Rum Yöneti- mi (GKRY), Helsinki doruğu ve sonuçlanna göre 2003 yüından iti- baren birliğe katılabilir. Helsin- ki'de yayımlanan bildirgenin 9/b maddesinde "adada bir çözüm ol- mamasıdurumunda bile Kıbns'ın ûye olabfleceği'' görüşü yer almış- n. Aym bıldirgenin 5. maddesinde de üyelik müzakerelerini başany- la tamamlayan üyelerin 2002 so- nundan itibaren birliğe kanlabile- ceği kaydedilmişti. AB'nin kendi iç yapısındaki de- ğişıklikleri yapmasından kaynak- lanan birkaç yıllık bir gecikme ya- şanabüecek olsa bile GKRY, birli- ğe ilk kabul edilecek ülkeler ara- sında görülüyor. GKRY, diğer adaylar arasında ekonomik, siyasi ve mevzuat olarak AB'ye en yakm ülke olarak büiniyor. Türkive'nin tezteri: Tür- kiye'nin AB ve BM'nin gi- rişimlerine yönelik tezleri, daha çok huİcuki temele da- yamyor. Kıbns'ı önkoşul gibi koymanın Kopenhag kriterlerinin dışına çıkılma- sı ve Türkiye'ye diğer adaylardan farklı davranıl- ması anlamına geldiğini belirten Türkiye, Helsinki doruğu sonuçlanna göre de Kıbns'm bir koşul olama- yacağını behrtiyor. Bu kap- samda, geçen yılın ikinci yansının dönem başkam Finlandiya Başbakam Pa- avo lipponen'ın Başbakan Bülent Ecevit'e yazdığı mektupta, a Bahsedflen4.\c 9/a maddeler, üyeliğe kaö- hm ölçütü değil, politik di- yalog amaçbdn-'' görüşleri- ni ön plana çıkanyor. Annan'm yeödleri: Tür- kiye, Annan'm çözüm pla- nı ile ilgili olarak da BM Genel Sekreteri'nin suna- cağı biranlaşmanın BM ya- salanna göre, "her ikitara- fin da kabul edeceği ve 3gH li halklann referandum araahğrvla onaYİamasT ge- rektiğini öne sürüyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada £.. -Bazıoylarişlemekonulmadı... • "Adaylar kafa kafaya gelince iki taraftan da rtf- razgeldi..." *• - Sonuçlann kesinleşmesi günler alabiliri ~ Bunlar bizim her seçimde karşılaştığımız, sıra- dan haberler. ABD'de de yaşanmasını nasıl yo- . rumlasak? Türkiye, küçük Amerika oluyor derken; yoksa ABD, büyük Türkiye mi oldu? ••• Bakanlar Kurulu, Önceki gün uzun uzun AB'nin açıkladığı Katılım Ortaklığı Belgesi'ni (KOB) tartış- tı. Hükümetten sızan haberler, AB politikamızın sağlam olmadığını, sızıntı olduğunu gösteriyordu. Oyle anlaşılıyor ki, hükümet KOB'un içinde ne olursa ne olur, hangi durumda nasıl tepki gösteri- lir diye bir çalışma yapmamış. Gelecek rapora gö- re tepkı gösterme karan almış. Yani bir planımız yok, gelen plana göre tepki veriyoruz. Bu gidişle bizim hükümet, yıl sonunda hazır ol- ması gereken ulusal planı, 31 Arahk günü görüşür. ••• KOB'daki Kıbns konusu, önümüzdeki dönem çok tartışılacak. Belgeye son anda eklenen mad- deye göre, 50 yıldır tartışılan sorunun bir yıl içinde çözümlenmesi gerekiyor. 8 Kasım öncesınde Türkiye'ye verilen taslaklar- da olmayan bu tümce, Yunanistan'ı mutlu etmek için son anda ekleniyor. Bunu da kimse yadırga- mıyor! Böylece Yunanistan, kâr elde etmiş oluyor! Buna "sahte kâr" denmez de ne denir! • • • Içeri girelim, ama kaçak yollardan değil! Son operasyonla birlikte hayvanat bahçesinde hayvan bırakmadık; Kartal, Yarasa, Balina, Ahta- pot! Şimdi de Bufalo... Memleketin içine bu kadar et- tikleri yetmiyormuş gibi, bir de kaçak et ithal et- mişler... Anlaşılan nesli tükenmek üzere olan canlılar da, - Türkiye'deki operasyonlaria birlikte yaşamaya de- vam edecek. • • • • ; - • " • • Çeşitlemeye Yahya Murat Demirel'den çok katkı van birini aktaralım. Arkadaş ifade verirken açık seçik konuştu: "Her şeyi unuttum, hatıhamıyorum!" Çıkışta karşısında gazetecileri görünce seslen- di: "İzin alın, gelin, her şeyi anlatacağım!" Ne kadar güzel. Demokrasi diye buna denir. Adam, yeri geliyor unutuyor, yeri geiiyor her şeyi açıklayacağını söylüyor. ' Bınaenaleyh Türkiye'de konuşma hürriyeti var. Bırakın adam istediği zaman konussun, istediği zaman sussun! Vaa mı başka izah tarzı! : . ••• Af bir kez daha gündemde. Üç partinin dün öğ- le saatlerinde vardığı anlaşmaya göre af; ceza in- dirimi ve şartlı salıverme şeklinde olacak. Ancak bundan hangi kesimlerin yararianacağı konusun- da kesin bir anlaşmaya varıldığı görünmüyor. Hükümet, affın biçimini, içeriğini tartışırken ce- zaevlerindeki karmaşa da devam ediyor. Aydın, Buca, Uşak, Çanakkale, Bayrampaşa, Ümraniye, Bursa, Bartın, Ulucanlar, Cankın, Malarya, Sıvas, Ceyhan, Nevşehir, Niğde, Enmenek, Gebze ceza- evlerinde tutuklu ve hükümlüler, F tipi cezaevleri- ne ginmemek için 20 Ekim'den bu yana açlık gre- vini sürdürürken, gazetelerin birinci safyalannı Nu- riş kardeşlerin cezaevi plazada çekilmiş fotoğraf- lan süslüyordu... Demokrasimiz cezaevlerine de girdi. Her çeşrt var. Kimine F tipi, kimine Hilton tipi... ••• llaçla noktayı koyalım. Soğuk algınlığı ve diyet için kullanılan ilaçlann beyin kanamasından kalp krizine kadar varan birdizi etkisinin olduğu iddiası ortalığı kanştırdı. Bakan Durmuş hemen tanıyı koydu: : "Su, çokuluslu şirketlerin oyunudur, kanma- yın!" Sağlık tümden hapı yuttuktan sonra, yan etki bi- ze vız gelir... Zaten adı üzerinde; yan etki! > [email protected] GüneyKıbns AB iiyeliğine hazır AYHANŞtMŞEK ANKARA - AB Ko- misyonu'nun Kıbns adı altında Güney Kıbns Rum Yönetimi (GKRY) için hazırladığı 2000 yıh ilerleme Raporu'nda, AB'ye üyelik sürecinde önemli üerleme kaydetti- ği bildirildi. AB'ye göre GKRY, Kopenhag siyasi kriterlerini tam olarak karşılamaya devam eder- ken AB hukukuna uyum konusunda da önemli adımlar attı. AB, en önemli siyasal sorunu "adanın bölünmüşlûğü- nün" oluşturduğunu be- mtirken GKRY'nin katı- lım ortaklığı çerçevesin- de "siyasal bir çözüm" için önemli çaba gösterdi- ğini açıkladı. AB Komisyonu, Türki- ye ve GKRY'nin üyelik sürecinde son bir yılda katettikleri üerlemeyi a- day ülkeler için hazırladı- ğı düzenli raporlarda in- celedi. Türkiye için hazu"- lanan raporda, son bir yıl- da Kopenhag kriterlerini karşılamak için ciddi hıç- bir adım atılmadığı belir- tilirken, GKKY içinhazır- lanan raporda, Rum yö- netiminin AB üyeliğine büyük ölçüde hazır oldu- ğuna işaret edildi. Güney Kıbns'm AB'ye uyum sürecinde 2000 yı- lmda katettiği üerlemeyi inceleyen Komisyon'un "Kıbns için Düzenh Ra- por 2000^" yer verdiği tespitler ise özetle şöyle: • Kıbns, AB müktese- batına uyum konusunda çok ciddi ilerleme katet- miştir. • Kıbns, Kopenhag si- yasi kriterlerini tam ola- rak karşılamayı sürdür- mektedir. • En önemli siyasal so- run adada süren bölün- müşlük durumudur. > • Kıbns ekonomisi bû- yümeye devam etmek- tedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle