18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Dakikalık iş Istanbul'daki oto- mobil fuarının açıl- dığı gün iki Ferrari, bir Jaguar ilk "10 dakika "da satılıver- miş. Bir Ferrari'nin fi- yatı 155 milyar, Ja- guar'ın fiyatı da 38 milyarmış.. ne gam, 10 dakikada işlem tamam... Türk-lş, geçen ekim ayında bir as- gari ücretlinin bazı gıda maddelerini satın alabilmek için çalışması gereken süreleri açıklamıştı: Ekmek: 1 saat16 dakika. Et: 8 saat 56 dakika. Süt: 1 sa- at 22 dakika. Peynir 6 saat 50 dakika. Kuru fasulye: 4 sa- at 1 dakika. Zeytin: 5 saat 59 dakika. Ayçiçek yağı: 2 sa- at 36 dakika. Mar- garin: 3 saat 18 da- kika. Şeker: 1 saat 29 dakika. Pirinç: 3 saat 11 dakika. Ma- karna:1 saat 19 da- kika. ISIK KANSU •et.com.tr. KOB'un ekonomik dayatmaları Avrupa Birliği'nin "Katılım Ortaklığı Bel- ges/"ndeki (KOB) siyasi konulartartışıhyor, öne çıkanlıyor: Kıbns gibi, MGK'nin işlevi- nin sınırlanması gibi, insan hakları gibi... Sanırsınız belgede, siyasi yön, çerçeve be- lirieniyor. "ekonomik" alanda ise bir öne- riye, isteme, belki de dayatmayadeğinilmi- yor. Oysa bal gibi de değiniliyor. KOB'da, kısa vadede, hemencecik yapılması buyu- rulan ilk konulardan biri şöyle: "IMFve Dûn- ya Bankası ile anlaşması yapılan ve uygu- lama süreci devam eden yapısal reform ve enflasyonla mücadele programını sağlayın ve kamu harcamalannı kontrol aftına alın." Gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüz- de 45'ini kamu harcamalarına ayırdığı biii- nen Avrupa ülkeleri bize diyor ki, "AB ülke- lerinin ayırdığı oranın yansını bile bulma- yan kamu harcamalannızı daha da kısın; iş- çinize az ücret, memurunuzun maaşına an- cakyüzde 10 'luk birzam verin; IMF ve Dün- ya Bankası'nın toplumsal kesimler ve böl- geler arasındaki dengesizliği arttıran reçe- telerine boyun eğin; kamu yatınmlanndan vazgeçin." Aynı KOB, yine kısa vadede Türkiye'ye yapması gerekeni de söylüyor ama: "Böl- gesel farklılıklann azaltılması için kapsamlı biryaklaşım geliştirin ve özellikle Güneydo- ğu Anadolu'daki koşulian bütün vatandaş- lann ekonomik, sosyal ve kültürel olanak- lardan yarahanabilecekleri biçime sokun." Emriniz başımız gözümüz üstüne de, hangi parayla, hangi araçlayapacağım bu- nu? Kamusal olanaklara başvuramam, izin verilmiyor. Diğeryandan Avrupa Birliği, şim- diye değin vaat ettiği hibe ya da kredi ni- teliğindeki yardım yükümlülüklerini yerine getirdi mi? Hayır... Peki, nereden bulaca- ğım bu kaynağı? KOB'a göre kaynak bel- li: "Devletin sahip olduğu mülkleri özelleş- tirin." Sonra? KOB, kısa ve orta vadedeki is- temleri sıralıyor "Mallann ve sermayenin ser- bestdolaşımını.serbestbölgelerie ilgiliya- saiara uyumu sağlayın, yabancıyatınmcılar- la ilgili sınıriamalan kaldınn." Hem uluslararası kuruluşların dayatma- larını kabullenecegiz, hem uluslararası ser- mayenin önündeki tüm engelleri kaldıra- cağız, hem de KOB'un orta vadede öngör- düğü şu "ulusal ödevi" yerine getireceğiz: "Ekonomik ve siyasi istikrar için gelir ada- letsizliğini ortadan kaldıracak bir ulusal si- yaset geliştirin." Çelişki mi desek, bizimle kafa buluyor- lar mı desek, ne desek?.. Yok yok.. şaka etmiyorlar. Gayet ciddi ve bilinçliler: "Tanm alanında reformlan uygu- lamaya devam edin." Tarım reformu dedikleri, "Türkiye'nin en güçlü olduğu tanm sektörünü dünya piya- salan ile ilişkilendirin, çiftçinize verdiğiniz desteklen kaldınn, köylünüzü çökertin de öy- le gelin..." Anladık, biz tarımımızdan vaz- geçeceğiz vazgeçmesine de.. AB ülkeleri ne yapıyor? Uzmanların hesaplanna göre Avrupa fonlarının yaklaşık yüzde 65-70'i tanm sektörünün desteklenmesine ve böl- gesel kalkınmaya ayrılıyor elbette... Ben sana hayran, sen cama tırman durumu gi- bi bir şey. Bir başka istek: "Merkez Banka- sı'nın hükümetten bağımsız olma sûrecini tamamlayın." Tamamlarsak ne olacak? KOB, onu da saptıyor "Merkez Bankası ile ilgiliyasayı Av- rupa Merkez Bankalan sistemine katılacak şekilde değiştirin." Yani? Merkez Bankamızı biz bağımsızlaş- tıracağız, onlar bağımlılaştıracaklar... KOB'un öne çıkanlmayan, görmezden gelinen kimi maddelerine yaptığımız yol- culuk sonrası "demokratikleşeceğimize" olan inancımızı sürdürsek mi acaba!.. Banka boşaltmalar konusunda Meclis'te genel görüşme istemi red- dedildi. Çok doğal... Sümerbank'ın, bugün bankayı hor- tumlamaktan tutuklu bulunan Hay- yam Garipoğlu'na satılması karan- na 1995'te imza atanlan anımsaya- lım: Dönemin başbakanı DYP Genel Sorgulayacak parti kalmamışki. Başkanı Tansu Çiller, DYP'li bakan- lar Bekir Sami Daçe, Aykon Dogan ve Ismet Atilla ile CHP'li Sanayi Ba- kanı Hasan Akyol (Parti, 1999 se- çimlerinde yüzde 10'un altına düş- tüğünde Hasan Akyol CHP Parti Meclisi üyesiydi). Aradan beş yıl geçti. Hayyam Garipoğlu yavaş yavaş Sümerbank'ı sömürürken, ANAP- DYP, DYP-RP iktidan geçti, ardından DSP-ANAP koalisyonu ve DSP azın- lık hükümeti geçti. Son DSP-ANAP- MHP koalisyonunda da Sümerbank battı, borçlan kamunun sırtına bin- dirildi. Parlamento içinde ve dışın- da olup da Sümerbank olayına bulaş- mamış parti kalmamış ki... ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMtROCLU Bush Başkan Olursa... • Türkiye, ABD'nin Ortado- ğu'daki en sadık müttefiki ol- mayı sürdürecek... • Türkiye ekonomisini IMF ve Dünya Bankası belirfeme- ye devam edecek... • Yoksul Irak halkı ilaç ve gıda ambargosu nedeniyle kı- nlırken, Türkiye, ABD'nin pet- rol çıkarlannın bekçiliğini yap- mayı sürdürecek... • Küreselleşme ve çokulus- lu holding sermayesinin glo- bal sömürüsü devam edecek... • ABD, Türkiye'ye silah sat- mayı sürdürecek... • Amerikan Dolan, Türk Li- rası karşısında son hızla de- ğer kazanmaya devam ede- cek... •Amerikan üsleri, bağımsız- lığımızı savaşarak kazandığı- mız yurdumuzun 'legal işgal bölgeleri' olarak kalmayı sür- dürecek... • Ağzı açık Amerikan hay- ranlığımız ve yaranma çaba- lanmız devam edecek... Gore Başkan Olursa • Türkiye, ABD'nin Ortado- ğu'daki en sadık müttefiki ol- mayı sürdürecek... • Türkiye ekonomisini IMF ve Dünya Bankası belirieme- ye devam edecek... • Yoksul Irak halkı ilaç ve gıda ambargosu nedeniyle kı- nlırken, Türkiye, ABD'nin pet- rol çıkariannın bekçiliğini yap- mayı sürdürecek... • Küreselleşme ve çokulus- lu holding sermayesinin glo- bal sömürüsü devam edecek... • ABD, Türkiye'ye silah sat- mayı sürdürecek... • Amerikan Doları, Türk Li- rası karşısında son hızla de- ğer kazanmaya devam ede- cek... • Amerikan üsleri, bağım- sızlığımızı savaşarak kazan- dığımız yurdumuzun 'legaliş- gal bölgeleri' olarak kalmayı sürdürecek... • Ağzı açık Amerikan hay- ranlığımız ve yaranma çaba- larımız devam edecek... Demek ki... Bir şeyleri değiştirmek için, başkaiannın değişmesini ya da bâşkalanndan bize gele- cek değişiklik önerilerini bek- lemek değil, öncelikle bizim değişmemiz ve değiştinnemiz gerekiyor!.. Ukde... Meral Akşener, politikacı kimliğinden sıkılmış olsa ge- rek, "Kuzu otlatmak içimde bir ukdedir" şeklinde demeç ver- miş! Akşener'i bağlayan ne? Kuzu orda, otlak orda. Aktif politikacılığı boyun- ca, "aplası" ve eniştesi ve muhterem koalisyon ortak- lanyla beraber, hepimizi ku- zu gibi yönetmeye çalışma- dılar mı? Tüm beceriksizlik ve yok- sunluklannı, dibe vuran görgü- süzlüklerini ve doruğa tırma- nan hırslarını iktidar için kul- lanmadılar mı? Siyaseti kirietmediler mi? "Apo, Ermeni dölüdür" gibi ne inceliğe ne de siyasete uyan, dünyanın en tuhaf de- meci, Akşener'in ağzından çık- madı mı? Sayın Akşener, siyasetten sizin ne beklentileriniz var bil- miyoruz ama. sizin siyasete bir katkınız olamayacağı açık. Buyrun, kuzu otlatın. Hep beraber rahatlayalım. Siz de rahatlayın, biz de. Kuzular da rahatlasın. Vakıfbank'a mektup Sevgili Vakıfbank, Özelleştiriliyormuşsun. Ha- di bakalım, hayıriı uğuriu olsun. "Kısa dönem özel hayatında" sana mutluluklar dilerim! Nasıl olsa bir süre için bo- şaltılacak, olay patlayacak ve devlet yeniden sana el koya- cak. Şimdiden bir sürü talibin ve yakın çevrelerin el oğuşturup bekliyordur seni. Bakalım hangi sermaye gru- buna nasip olacaksın? Baka- lım senin krediterini kimter hor- tumlayacak? Bakalım senin için kimlerin evlerine kimler ne kadar para yollayacak? Devlete ne zaman geri dö- neceksin bakalım? Devlet, bu konuda çok ha- talı. Bıraksın spor lotoyu, sa- yısal lotoyu.. halka "Banka Lo- to" oynatsın. Iç boşaltılma, hortumlanma miktartannı ve yeniden devletleştirmetarihi- ni bilenlere kara paradan ko- misyon dağıtsın! Madem ki olan halka olu- yor, halk da biraz zevk alsın!.. Sevgili Vakıfbank, Yeniden görüşmek üzere... Ofsayt taktiği Türkiye, kendilerini "proje mühendisi" olarak tanımlayanlarca paldır küldür gümrük biıiiğine sokulurken gelişmelere soğukkanlı bakanlar uyarmıştı: "Aman dikkat, ileride Kıbns sorunu masaya getirilir!" Bir kulaktan girdi, öbüründen çıktı. Geldik bugüne. Dışişleri Bakanı Ismail Cem, Katılım Ortaklığı Belgesi'nin Kıbrıs'a ilişkih bölümünün tartışmalı olduğunu belirterek dedi ki: "Kıbns ile ilgili kısım bazılannın dediği gibi gol değil, ofsayttır ve dolayısıyla bizim için hükümsüzdür." Futbolda antrenörler takımlarının savunmasına "ofsayt taktiği" uygulatırlar zaman zaman. Bu taktik çok tehlikelidir. Hakem ofsaytı bir görür, iki görür, üç görür. Görmedi mi de, gol oluverir. Istediğin kadar "İki gözüm önüme aksın ki ofsayttı, gol hükümsüzdür" filan diye tepin, karar değişmez. Hakem golü vermiştir bir kez. Hakemde de hata vardır elbette.. amaasıl sorumluluk, takıma ısrarla "ofsayt taktiği" uygulatanların üzerindedir. HAYVANLAR ISMAÎL GVLGEÇ igulgecuı yahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(q turk.net cvntSl <*'ir//mA oiız ı HARBİ SEMİH POROY semihporoy(3yahoo.com I I ftlftUfıİjUİA Wı I "BAHrV\ OfÇ?A9foNLWCH q/M /4lTı Ki$i îl i K orı32r<î'(üiuı SMWU" I ü/M(JT/^Wtl K o o ırra BULUT BEBEK NVRAYçtFTçl bulutbebek6ihotmail.com a • Vallahi 6«n doruştzn boyleyim l. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Kasım Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke sorunlanna ilişkin raporianyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 ilk saysmm jtft*şA& \ TAKVİM-İ VEKAYl \ 18Sf'P£ SüGÛA/, TÜIiKÇS YAYrMLANAN İLK GA- \zere OLAN "TAWIM-İ ı/EKAYi'çttcn. O&MAN- \ Ll PADİŞAHl IT.MAHMUT 2AMANINOA, P€VL£ - , I rİN ReSMÎ 6AZET£Sİ Nİ7EUĞİNOB yAY/M- İT*M/!7 t j ty^ \LANAi ^ "TKKVİM-İ VEKAYİ *, İLK GÜN,5 gİAJ RW»Sr '**" \AP£T BAStLM/ŞTf. T- | ı ı IUAFTAUK OLARAK YAY/MLANMASI KAHAg- m \LAŞTtRILMA£tMA KARŞIUK, ÇOĞU K£Z X " ffyj^^f^ \ AlcSAMI ?ı ? *'i- İÇİNOG ANCAK 3O SAyi ,^'&^*>*\UICL *(İL * °^MANU YÖNBTİMİMİN S0- GÖRÜŞ EMtN GÜRSES AB'den Sevgllerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anarken, Türki- ye'nin direnme noktalanna içeriden ve dışandan gü- ler yüzlü maskeyle saldınlar sürüyor. AB'de Türkiye aley- hine her ne karar alınırsa, arkasından sözcüleri aracı- lığıyla Türkiye'yi aramızda görmek için bu koşulian öne sürüyoruz türünden açıklamalar geliyor. Bunlann ba- zı yerli sözcüleri de Türkiye'nin kurtuluşu için Avrupa'nın yönlendirmesinin zorunlu olduğundan dem vururlar. As- lında bütün hesaplar ABD'nin Meksika'ya yaptığı gi- •bi, AB'nin önde gelen üyelerinin Türkiye'yi sınır koru- ma görevi yapan bir pazar olarak görmeleriyle ilgilidir. Karşılığında Ankara'dan egemenlik haklannın önem- li bir kısmını Brüksel'e devretmesi isteniyor. Prof. Ha- san Koni'nin de belirttiği gibi Türkiye gibi gelişmek- te olan ülkelerin sorunlannın farklılığı ve fazlalığı bu de- vir işlemini son derece zoriaştırmakta ve milli birlik içinde tehdit oluşturmaktadır. AB'nin 8 Kasım tarihli Türkiye ile ilgili katılım belge- sinde öncelik insan haklan konusuna verilmiş. Bu ko- nuya öncelik veren katılım belgesi hazıriayıcılan yok- sulluğun olduğu yerde insan hakları ihlallerinin kaçı- nılmaz olduğunu görmezden gelmiş ve siyasi düzen- lemelerie sorunlann aşılacağını düşünmüşler. Bunun ekonomik boyutunun son derece önemli olduğu göz- den kaçınlmaya çalışılmakta. Aksi takdirde kapitaliz- min baş yağmacıiannın bu ihlallerdeki sorumluluk pa- yının yüksekliği meydana çıkacaktır. Bunu gizlemeyi başaranlar Türkiye gibi ülkelerin bağımlılık nedeniyle azgelişmişlikten kurtulmasının zor olduğunu düşüne- rek oyalamanın uzun bir zaman alacağı ve bunun Av- rupa'nın gelişmiş ülkelerinin lehine işleyeceğini de bi- lirler. Bu hesaplara eskiden sahtekâriık derierdi.. fa- kat özellikle globalleşmenin siyasi literatüründe buna menfaat ilişkisi diyoriar. AB'deki birçok müttefik ülke temsilcisinin, güven- lik kavramının artık ekonomik alanlan da içerdiğini ifa- de etmesine rağmen MGK'nin sadece askeri güven- lik konulanyla ilgilenmesini önermesi ilginç. Çünkü, Tür- kiye'de ülkeyi yağma alanına çevirmiş bazı siyasetçi- bürokrat-işadamı ittitakının iç-dış bağlantılanylayarat- tığı sorunlann ulusal güvenlıkle doğrudan ilişkili oldu- ğunu görmek istemiyoriar. Tek başına siyasi otorite- nin yapması gerektiği bir girişime MGK öncelik etmiş- se buna millicilerin şapka çıkarması gerekir. Katılım belgesine Kıbns konusunda düşülen not ko- nusunda Prof. Haluk Günuğur Yunanistan'a bir sus payı verilmesinin amaçlandığını, onaya sunulacak bel- geye Yunanistan'ın engel çıkarmaması için bunun ya- pıldığını ifade etmektedir. KKTC Cumhurbaşkanı Ra- uf Denktaş ise bunun Türkiye'ye karşı bir oyun oldu- ğunu, Yunanistan'a kimsenin bir şey söylemediğini ve Türkiye'nin sorumlu tutulmaya çalışıldığını belirtiyor. Batı'nın Denktaş düşmanlığının nedeni yeterince açık. Direnen bir Denktaş'tan rahatsızlar. Prof. Mümtaz Soysal ise Rum tarafının görüşlerine uygun olan AB görüşlerinin Ankara'da Bakanlar Kurulu'nda görüşü- lerek AB'ye girmek için Kıbns konusunda bir bedel öden- meyeceğinin açıklanması gerektiğini belirtmişti. Bir gün sonra toplanan kurul, Kıbns sorunuyla AB ortak- lığının ayn konular olduğunu, adadaki iki tarafı ilgilen- dirdiğini ve Ankara'nın ödün vermesinin söz konusu olmadığını açıkladı. Bütün bunlar arasında yine bizi aralannda görmek isteyen müttefiklerimizden Fransa Pariamentosu'nda Ermeni soykmmı sohbeti vardı. Türkiye suçlandı yine. Radikal'den Mine Kınkkanat'ın da belirttiği gibi Pa- ris, Ankara'dan silah satışlan konusunda bir yeşil ışık alamayınca çark etti. Ermeni sonjnu konusunda bil- gisiz bazı Fransız milletvekilleri ülkelerinin menfaatle- rini (Türkçede sahtekâriık) koruma karan aldılar. Ermeni sorunuyla ilgili özel bir sayı hazırlayan Teori Dergisi'nde (Kasım 2000) Dr. Doğu Perinçek'in ak- tardığı Sovyet Arşivleri'ndeki belgeler önemli birer kaynak. Mehmet Ulusoy'un ve Ersen Bayhan'ın Er- meni sonjnunda Avrupalı müttefiklerimizin yerli işbir- likçiliğine soyunan, Türk düşmanlığından para kaza- nan Taner Akçam gibilerinin serüveni dile getinliyor. Günümüz mandacılannın yabancı istihbarat birimle- riyle doğrudan-dolaylı içli-dışhlığını görnıek açısından önemli çalışmalar bunlar. Kendisini Türk düşmanlığı konusunda Almanya'da uzmanlar listesine aldırmayı başaran Akçam'a, soykınm konusunda kendilerine ortak arayan Alman dostları, Daşnak hareketinin na- sıl silahlı çeteler oluşturarak Türk askerlerine saldır- dıklannı yazan Rosa Luxemburg'un notlannı göster- meyi unutmuşlar. Avrupa'dan medet uman mandacı Sinop mutas- sarnflannın sayısı arttı. "Kan üzerine kurulan uygariı- ğın' temsilcileri (llhan Selçuk'un sözü) güler yüzlü maskeyle kendilerini kamufle etmekte başanlılar. Zor- landıklannda işbirlikçilerini devreye sokuyoriar. MGK'nin, ülkemizin sorunlarını iç dinamiklen harekete geçirerek çözme çabalanndan kanlı uygartığın bazı temsilcileri ve yerli işbirlikçileri görevlen gereği çok rahatsız olmak- tadıriar. Bu rahatsızlık MGK'nin, Kıvrıkoğlu'nun, Tan- tan ve Genç ekibinin, Temizel ve ekibinin doğru yol- da olduğunu gösterir. E-mail: emingurses") yahoo.com Fax: 0212 513 85 95 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/ Nevşehir ilindeki ünlü yeraltı kenti. 2/ îzmir'inbiril- çesi... Lüb- nan'ın plaka işareti. 3/ Kö- 5 tü dıkış nede- g niyle kumaşta oluşan büzül- me ya da kıv- 8 nm...Karakter. g 4/NamıkKe- mal'in bir romanı. 5/ Okyanusya halkları- 1 nın erkeklik ve bere- 2 kettannsı...Danshve 3 resmi giyimli gece 4 toplantısı.6/Satranç- 5 tabirtaş...Muğla'nın g Köyceğizilçesi yakın- 7 lanndaki ünlü antik „ kent. 7/Avusturya'nın . para birimi... Kimya- I da basit şekerlere verilen ortak ad. 8/ Kısa yazı... Ağır kokulu bir gaz. 9/ Umumi bir mağazaya bıra- kılan bir malı temsil eden ve onun üzerinde rehin hakkı kuran emre yazılı senet... Kuzu sesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kaş-Kalkan arasında, Mavi Mağara'sı ve doğal güzelliğiyle tanınmış plaj. 2/ Telefon sözü... Özen. 3/"— adreslere benzer ölüm / Yanık ot kokuları gi- bi" (Behçet Aysan)... Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. 4/ Eski dilde su... Luc Besson'un bir filmi. 5/ Genellikle bir ölünün ardından söylenen halk türküsü... En kısa zaman süresi. 6/ Kuzey Ameri- ka ve Sibirya'da yaşayan bir geyik... Bilgisiz. kül- türsüz kimse. 7/ Sert. siyah ve ağır bir tahta. 8/ Şar- kı, türkü... Erkekliğin ve dişiliğin belirlenmesinde rol oynayan kromozom. 9/ Eti lezzetli bir balık... Bir soru sözü. 1 A N G A J M A N • 2 L A T K •A Y A N 3 T U z A K | V I p 4 I R | E K A P • 5 N U R •S A Z • 6 K | E S A S •B ü 7 U S T U F A T 0 • 8 M E R S E R T z _E_ 9 • 0 | İT A P A N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle