Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A-T'
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2000 PAZAR
HABERLERIN DEVAMI
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafi 1. Sayfada
Fazilet Partisi'ni kapatma dosyasını Anayasa
Mahkemesi'nin hafta sonunda ele alması güçlü
bir olasılık.
Oysa, gündemde öylesine konular var ki; bize,
pazar gününü keyifle geçirme şansı tanıyor.
Sağolsun; dinsel konulardaki açjklamalarıyla
ünlü Prof. Hüseyin Hatemi'nin hayvan hakları
günlerindeki son çıkışlan gerçekten sinirleri gev-
şetici, rahatlatıcı öğeler içeriyor.
Profesöre göre, örneğin tavuk baş aşağı sallan-
dınlarak kesilmemeli.
Ya balık? Prof.'un öğretilerine uyarsanız balık
satan esnafa önce "Şu uskumru oltayla mı yaka-
landı, yoksa ağla mı?" diye soracaksınız ve... An-
cak "ağla" yanıtını alırsanız -pahalılığın kol gez-
diği şu sıralarda- ancak bir iki tane uskumnjyu sa-
tın alacaksınız.
Ya da balıkçı dükkânında "Burada olta ile ya-
kalanan balık satılmaz" diye büyük bir döviz gör-
meyi yeğleyeceksiniz.
Bunca titizliğe neden gereksiniyoruz? Elham-
düllillah Müslüman olduğumuz için. Dinen olta ile
avlanan balığı yemenin büyük günah sayılma ola-
sılığından çekindiğimiz, korktuğumuz için...
Bunca duyarlılık; balık ve tavuk yiyebilmek için
bu denli özenli yaşamayı öneren hocamız Hate-
mi Beyefendi'nin dinsel irşaatlarından kaynakla-
nıyor.
Zira demiş ki; olta ile avlamak, balığa işkence
yapmaktır.
Ağla yakalananı yemek "caizdir".
Hatemi Beyefendi'nin öne sürdüğü oğelere bi-
limsellikle karşı çıkmak isteyen, "deniz avcıla-
n"ndan kimilerinin, "Yahu balık soğukkanlı hay-
vandır. Oltaya geldiğinde ıstırap çekmez, bu öğ-
retJlerle öneriler nafile" demesi de Hatemi'yi bo-
şa düşürmedi.
Kuran'ı hatmetmiş bir Hoca'nın dinsel yorum-
larına mutlaka dinsel bir yanıt bulunmalıydı, bu-
lundu:
Diyanet Işleri Başkanlığı Din Işferi Yüksek Ku-
rulu yaptığı açıklamada:
"Kuran 'daki Maide Sûresi 96. ayet, deniz avı-
na müsaade etmektedir. Bu ve benzeri diğer
ayetlerde ve Hazret-i Peygamber'in sünnetinde,
deniz avı olan balığın nasıl tutulacağı belirtilme-
miş, konu insanların inisiyatifine bırakılmıştır.
Bunlar (Hatemi'ninkiler) kışisel görüşleridir" de-
dL
Latifenin dışında
Bu açıklamadan sonra, olayın gelişmelerini iz-
leyenlerin neler düşündüğünü elbette bilemem a-
ma, bendeniz onca yıldır yediği balığın olta ile mi
yoksa ağla mı avlandığını hiç ama hiç merak et-
mediğim (tabii 'öteki dünyada' hesabını vereme-
yeceğim günahlardan kurtulduğum) için derin bir
nefes aldım.
Bir ohhh çekerek "dünyevi olaylardaki" geliş-
meleri izlemeye aldım.
örneğin; başkentteki Türk ve Amerikan kay-
naklan, yüksek bir olasılıkla salı günü Temsilciler
Meclisi'nde Ermeni soykırımı tasansının kabul
edileceğini söylüyorlar.
Gözler, kuşkusuz Türkiye'nin uygulamaya ala-
cağı "karşı önlemlere" çevrildi.
Türkiye, iki önemli karşı koza sahip. llki, Erme-
nistan'a karşı somut yaptırımlar. Erivan'ın deniz,
kara ve hava bağlantısını kesmek. Ikincisi ABD'ye
karşı yaptınmlar.
Gözde önlem incirlik'in kullanımı. ABD uçakla-
nnın Kuzey Irak'ı "denetiminigüçleştirmek". Hü-
kümet Incirlik konusunda "sır vermiyor". Ada-
na'daki alanı kapatma anlaşmalar gereği zor mu,
yoksa olanaksız mı? Açıklamıyor.
Fakat, Amerika için Incirlik kadar değerli Diyar-
bakır'daki Pirinçlik Üssü'nün kapatılma olasılı-
ğından acaba niçin söz edilmiyor?
Ve... Soykınm tasarısına gerekçe olan:
Eski başkanlar Ronald Reagan, George Bush
ve bugünkü Başkan Clinton'un "heryıl24 Nisan
tahhinde yayımladığı soykınmı anma mesajlan-
nın ne anlama geldiğini" ABD'ye sormak, Türk
hükümetlerinin aklına bugüne kadar neden gel-
medi?
ABD'ye karşı pek çok yaptınm olanağı elimiz-
de.
Içeride pek çok soru belleğimizde.
Demireller'e verilen kredilerle ilgili DSP ve MHP'nin yer almadığı hükümetleri suçladı
Raporlar Ozkan'ı yalanhyorANKARA (CumhuriyetBürosu)-
Halk Bankası'ndan sorumlu olan
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Ba-
kanı Hüsamettin Özkan, bankadan
ŞevketDemirel ve oğlu Yahya Murat
DemireJ'e ait şirketlere kredi kullan-
dınlmasıyla ilgili geçmiş dönem hü-
kümetlerini suçladı. Ancak Yüksek
Denetleme Kurulu'nun raporlannda
Halkbank'tan kullandınlan krediler-
le ilgili usulsüzlük saptamalanna
karşın, Özkan döneminde de bu ko-
nuda girişimlerin yapılmadığı görü-
lüyor. Başbakan Yardımcısı Özkan.
Hürriyet gazetesi yazan Emin Çöla-
şan'a gönderdiği mektupta, kredile-
rin Şevket Demirel Holding bünye-
sindeki firmalar ve ERA Finansal
Kiralama ile Universal Yatınm Hol-
ding A.Ş.'ye açıldığını belirtti.
Özkan. holding bünyesindeki fir-
malara kredilerin, 1994, 1995.1996
ve 1997 yıllannda açıldığını ve açı-
lan kredilerin 88.2 milyon dolar ol-
duğunu bildirdi. Bu kredilerin 12.7
milyon dolannın Çiller-CHP/SHP,
30 milyon dolannın Çiller-CHP, 10
milyon dolannın ANAYOL, 35.5
milyon dolannın da REFAHYOL dö-
neminde açıldığını belırten Özkan,
"55. hükümet döneminde bu firma-
lara herhangi bir kredi açıimamışbr.
45 trüyon tutanndaTürk Lirası kre-
dilerinin tamamı 54. hükümet döne-
minde acıünışUr" diyor. Ancak Öz-
kan'ın. 56 ve 57. hükümet dönemin-
de bu firmalara kredi kullandınlıp
kullandınlmadığı konusunda açıkla-
ma yapmaması dikkat çekiyor.
Özkan. "Teffiş Kuruiu'nca Halk
Bankası'nca verilen kredilere ilişkin
oiarak yapüan incelemede. yukanda
belirtiJen kredilerie ilgili oiarak bir
usulsüziük ve yolsuzluk tespitediune-
miş,BankaGenel Müdürü Yenal An-
sen için bir suç duyunısunda da bu-
lunulmamıştır. Bu kredikre ilişkin
olarak savaüklardan gelen va da gel-
diğj haide işlem yapılnıadan bekteti-
lenbirsuçduyurusu dayoktur" diyor.
YDK'nin raporuna göre ise Öz-
kan'ın açıkladığı gibi Demirel gru-
bu şırketlerine verilen kredıler "so-
runsuz" görünmediği gibi, Hazi-
ne'den sorumludevlet bakanlığından
soruşturma yapılması isteniyor.
Raporda 1997 yılsonu itibanyla
Demirel grubunun 4 şirketi için
onaylı kredilerin tutan, 31 Arahk
1997 tarihli kurlar üzerinden hesap-
landığmda toplamda 113 milyon do-
lan geçiyor. Raporda, 30 Eylül 1999
tarihi itibanyla da 4 firmanın Halk
Bankası'na olan borcunun 120 mil-
yon dolar olduğu ifade ediliyor.
Halk Bankası. Özkan'a baglı ol-
duğu dönemde, kullandınlan kredi-
lerle ilgili sorun bulunmasına karşın
Demirel grubu şirketlerle ilgili gere-
ken işlemleri yapmıyor. Özkan açık-
lamasında, "Firmaiara proje bazın-
da açılan S yıl \adeli kredilerin 1998
ve 1999 yıllannda yenilenmemesi ne-
deniyle krediler nakde dönüşmüş-
tür" demesine karşın, YDK raporun-
FP: Egebank buzdağının ııcıı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - FP Genel Başkanı Recai
Kutan, Tûrkiye'deki yolsuzluk
olaylannı Egebank'la sımrh gör-
memek gerektiğini belirterek
"Egebank buzdağının suyun fize-
rindeki lasnudır.AsılönemlioJan
suyun alündaki lasmmortayaçt-
kanlmasıdır" dedi. Şu ana kadar
Egebank olayının üzerine ciddi-
yetle gidildiğini belirten Kutan,
bürokratlann da işin içinde oldu-
ğu iddialanna dikkat çekti. Ku-
tan, "CHayın başmda bankadan
pis kokular geürken müdahale
edilmemiştir. Bu nedenle Mec-
fete verecegiıniz araşnrmaöner-
geleriyle sorumlulardan hesap
sonılâcakür" diye konuştu. Ku-
tan, partisinin tanıtma başkanlı-
ğı bölge toplantısımn açılışmda
yaptığı konuşmada, FP'nin iyi
muhalefet yapmadığı konusun-
da spekülasyonlar bulunduğunu
belirterek "FP'nin halklayüzyü-
ze yaptıg? muhalefeti incefediği-
mizde görüyoruz ki FPenetkin
muhalefeti yapmaktadır" dedi.
daki şu bölüm dikkat çekiyor "Ban-
ka Yönetim Kurulu'nun 9 Kasım
1998 tarih ve 38/64 sayılı karan ile
banka kavnağına yansımış bulunan
14 mihvn 991 bin 750 dolar ile 8 mil-
yon 250 bin markın dolar tutan 19
milyon 680 bin dolarborcun 9 milyon
680bin dolannın 1998 yıisonuna,ka-
lanının ise31 Mart 1999'a kadaröde-
mek suretiyte tasfîye edilmesi karar-
laşnrunuşor.AyTicavadesigeiecek di-
ğer kredilerin bankadan sağlanacak
5 yıl vadeli dış garanti ile yenilenme-
si \ç her yıl 1999-2000 yilında sona
erecek »al ve garantüerin 3'te 1 dü-
şürülmesine karar verilmiştir."
YDK raporlannın KİT Komisyo-
nu'nda görüşülmesi de engelleniyor.
Kamu kurumlanna ilişkin 1997 yılı-
na ait raporlann yüzde 95'inin göriiş-
mesi tamamlanmış olmasına karşın,
Halk Bankası 'nın 1997 raporu hâlâ
görüşülmedi. TBMM kulislerinde,
Ağustos 1999'da kurulan altkomis-
yona gönderilen Halk Bankası 1997
hesaplanna ilişkin rapor hazırlanma-
sına karşın 1 yıldır Demirel grubu
şırketlerine kullandınlan krediler ne-
denıyle bekletildiği konuşuluyor.
Başbakan Bûlent Ecevit, devlet
bankalan tarafından Egebank'a kre-
di verilmesine ilişkin soru üzerine
"Basında çıkanlann ötesinde aynno
bilmiyorum" dedi. Ecevit, bu konu-
da Ozkan'la görüşüp görüşmediğine
ilişkin soru üzerine de "Hayır"
yanıtını verdi.
ABD'ye karşı yeni yapümıılar
• Baştarafi 1. Sayfada
lar.Ankara'da yapılan de-
ğerlendirmelerde, karar
tasansının çıkmasının ön-
lenmesi için eylem planı-
nın salı gününden önce
açıklanması, böylece
"caydmcı" bir unsur oia-
rak kullanılması da var.
Ancak bu konudaki kesin
karann hükümet ortakla-
n tarafından verileceği
kaydediliyor.
Dışişleri Bakanlıgı'ndan
biryetkili, Ermenistan devle-
tinin, soykınmı ile ilgili iddi-
alann başta ABD olmak üze-
re tüm dünyada kabul gör-
mesi için çabalannı 7-8 aydır
yoğuniaştırdığını belirterek
"Ermenistan'uı izlediği bu
poütika düşmanhk politikası-
du*. Bu girişimlerde Erme-
nistan devletinin ciddi karJa-
sını görüyoruz. Biz Ermenis-
tan'a bu süreçte düşmaniık-
la yanıt vermedik. ilişkileri
urmandırma yolunu seçme-
dik. Ama bundan sonra Tür-
kiye kendi çıkarlannı koru-
yacak girişimlerde buluna-
caknr" dedi. Aynı yetkili,
Türkiye'nin elinde bazı koz-
lar bulunduğunu, bunlann
kullanılacağını kaydettı.
Ennenistan'a karşı alına-
cak önlemler arasında "hava
koridorunun kapaûlması,
charter seferlerinin durdu-
ruunası,ekonomikambargo-
nun ağırlaşnnlması" ön pla-
na çıkıyor.
Dışişleri, ABD'ye yönelik
almacak önlemlerin ise "öl-
çüsüzşekflde auaşmayacak"
şekilde olacağını açıkladı.
Washington yönetiminin
tasannın geçmemesi için en
üst düzeyde çabalarda bulun-
duğunu ve iki ülke arasında-
kı -stratejikortakuk" düze-
yindeki ilişkilere dikkat çe-
ken bir yetkili, "Buna karşın
ABD yönetimi de bu tasan-
nın çıkmasının sonuçlanna
katlanmak dunununda ola-
caknr" dedi.
Genelkurmay Başkanı Or-
general Hüseyin Kıvnkoğ-
lu'nun ABD'ye resmi ziya-
retini ertelediğini açıklama-
sıyla başlayan tepkilerin da-
ha çok lrak üzerinden ger-
çekleştirileceği kaydediliyor.
ABD'nin Incirlik Ossü'nü
NATO görevleri dışında kul-
lanmasınj kısıtlamayı öngö-
ren Türkiye'nin. bu kapsam-
da KeşifGüç'ün faalıyetleri-
ni durdurabileceği belirtili-
yor. Keşif Güç'ün durdurul-
ması için TBMM'nin izni
Yunanpilotlar çiçeklerie karşüandı
"Destined Glon-2000 (lfukta zafer >ar) Tatbikao
Yunanistan Hava Kuvvederi'ne ait 6 F-16
Askeri Hava Üssü'ne indi Piste inis'
ekibin komutanı Kurmav \ı
çerçevesinde,
Bahkesir
jmutanı KurmayYaiDav viass
Gtorgos'u, M.THoKomutanı
Gökhan Ozyannve
gerekiyor. Türkiye, bu süreç-
te lrak ile siyasi ve ekonomik
ilişkilerini de geliştirmeyi
öngörüyor. Bağdat'a büyü-
kelçi göndermeyi kararlaştı-
ran Türkiye, hbbi malzeme
taşıyan sivil uçaklann pazar-
tesiden itıbaren Bağdat'a uç-
maya başlayacağuu da bildir-
di. Ancak Bakan Cem, gaze-
tecilere yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin lrak ile ilişkile-
rinin ABD'ye endekslenme-
yeceğini belirterek "Irak'a
karşı uygulanan yapunmlar
ABD'ye endeksli değüdir.
BunlarBMwGüvenKkKon-
se>iikrja3anüİKhr.Buitibar-
la, ABD ile ilişidkrimizde
mcydana geiebilecek oia\1ar-
la Irak'ı bağlanulandırmak
doğru değildir. tki iüşkimizin
de kendi dinamikieri ve bo-
yudan vardır" dedi.
Başbakan Yardımcısı De\
r
-
let EiahçelL Ermenistan dev-
letiyle dirsek teması içindeki
bazı Ermeni çevrelerin çeşit-
lı fırsatlardan yararlanarak
Türkiye'yi köşeye sıkıştırma
girişiminin son zamanlarda
aşama kat ettiğıni anımsata-
rak sorunun en vahim tarafi-
nın kendini evrensel banş ve
istikrann, adalet ve demok-
rasinin beşiği oiarak gören ül-
kelenn düştüğü durum oldu-
ğunu söyledi. Bahçeli, Tür-
kiye'nin dün olduğu gibi bu-
gün de kendisine yönelik her
türlü kuşatmayı bertaraf ede-
cek güce ve bilince sahip ol-
duğunu kaydetti.
ABD fîrmalannın toplam \atmııu 3 ıııilyar dolarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Sözde Ermeni soykınmı tasansının
Temsilciler Meclisi Uluslararası Ait
Komisyonu'ndan geçmesi, ABD ile
Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri
gündeme getirdi. ABD'li firmalann
Türkiye'de yaklaşık 15 milyar dolar tu-
tanndaki savunma ihaleleriyle ilgilen-
dikleri belirlendi. ABD firmalannın
Tûrkiye'deki toplam yatınm tutannın
3 milyar dolar olduğu kaydedildi.
" Sözde Ermeni soykınmı yasa tasan-
Stnın ABD Temsilciler Meclisi günde-
mine aJınma çabalan sürerken, crikkat-
lerTürkiye'nin alacağını açıkladığı ya-
tınmlara çevrildi. ABD'li firmalann
Türkiye'de ilgilendikleri savunma iha-
lelerinden dikkat çekenler şöyle:
Hehkopterthalesi: Ihale toplam 145
saldın ve keşif helikopterini kapsıyor.
ABD'li Bell Textron ile Ankara'da baş-
layan müzakereler sürüyor. Projenin
toplam bedeli yaklaşık 5 milyar dolar.
Ana yüklenicisi TAI olan proje kapsa-
mında Türkiye'ye motor, yazılım ve
gövde yapımında teknoloji transferi ön-
görülüyor. ABD'li Bell Textron ile an-
laşılamaması durumunda diğerkonsor-
siyumla görüşmelere geçilecek.
3. Kuşak Tank Üretimi: TSK'nin
2000'li yıllardaki tank gereksinmesini
karşılamak amacıyla düşünülen proje
kapsamında toplam bin tank üretimi
planlanıyor. Alman. ABD, Fransa ve
Ukrayna fırmalannm yanştığı üretim
programınm yaklaşık bedeli 4 milyar
dblar. ABD Abrams tanklan ile şansı-
nı zorluyor.
32 Adet (3. ÖnceO F-l 6 Üretim Prog-
raını: Toplam bedeli 700 milyon dolar.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI)
yetkilileri, olumsuz gelişmelerin yeni
parti üretim programını da etkileyebi-
leceğini ifade ediyorlar. Bu alandaki li-
sansör firma grubu, ABD seımayeli
General Dynamics-General Motors.
Sikorsky HeBkopterleri (Genel Mak-
sat): Sözleşmesi yapılmış ve teslimat-
lanna başlanmış olan 50 adet Sikorsky
helikopteri var. Toplam yatınm bedeli
500 milyon dolar. llk 25 adet helikop-
terin teslimi yapıldı. TAI, getirilen he-
likopterlerin hangar operasyonlan ile
boya işlemlerini yaparak, ilgili kuvvet
komutanlığına tesiimini yapıyor.
4 Adet Erken Haberalma Uçağı ve
Uyan Sistemleri: Projenin tutan 1.5
milyar dolan buluyor. ABD'li Boeing
fırması kendi uçağı ile, Raytheon fir-
ması ise Airbus platformu ile yanşıyor.
Değerlendirme Savunma Sanayii Müs-
teşarlığı (SSM) tarafından devam edi-
yor.
C-130 Askeri Nakliye Uçaklannın
Modernizasyonu: Hava Ku\^etleri Ko-
mutanlığı'nın elinde bulunan 7 adet C-
130 askeri nakliye uçağınm, günün tek-
nolojilerinin kullanımı ile daha modem
bir kapasiteye kavuşturulmalan hedef-
leniyor. Projenin bugünkü tutan 25 mil-
yon dolar.
C-130 askeri nakliye uçaklan üze-
rinde yapıiacak yeni düzenlemelerle,
bu uçaklara en son sıstemlerle donatı-
larak kıtalararası uçuş kapasitesi ka-
zandmlacak.
Yapıiacak olan dönüşüm çalışmalan
kapsamında aynca, bu uçaklann motor-
lanna Türkiye'de de depo seviyesi ba-
kım yeteneği kazandınlacak. Moderni-
zasyon için gerekli 25 milyon dolar
SSM kaynaklanndan karşılanacak.
ABD'li Lockheed Martin fırması iha-
le ile ilgileniyor.
Denizaltı Savunma Harbi \e Keşif
Karakol Gemisi Tedarik Projesi (MİL-
GEM): 8 adet denizaltıya yönelik ça-
lışma, yurtdışı ihale aşamasında. MİL-
GEM projesi için, bazı ABD'li firma-
'Asü soykınmı Ermenüeryaptı'\VASHINGTON (AA)-Azerbay-
can, ABD Temsilcüer Meclisi'nin
gündeminde bulunan sözde "Erme-
ni soykmnu" tasansına karşı Tür-
kiye'ye destek vererek tarihte bir-
çok örnekleri görûldüğu gibi soykı-
nmı suçunu asıl işleyenin Ermeni-
ler olduğunu bildirdi.
Azerbaycan'ın Washington Bü-
yükelçiliğı Maslahatgüzan Elmar
Mamediyarav, yaptığı yazıh açıkla-
mada. Birinci Dünya Savaşı sırası
ve sonrasında Türkler tarafından
katledildiği ileri sürülen Ermenüe-
rin, o dönemde eline hem Türk hem
de Azsri kanı bulaştığını belirtti.
Mamediyarov, sözde soykınmınm
gerçekleştiği iddia edilen dönemin
tam ortasında 1918'de. Bolşevikle-
rin desteğindeki Ermeni Daşnak çe-
telerinin 20 bini Bakû'da olmak
üzere 50 bin Azeri Türk'ünü katlet-
tiğini kaydetti. Mamediyarov, Aze-
rilerin bu şekilde soykinmına uğra-
tılmasınm ardından Ermeni çetele-
rinin Azerbaycan topraklarının
önemli bölümünü etnik temizliğe
uğrattığını, yüzlerce yerleşim mer-
kezini yakıp yıktığmı söyledi.
Mamediyarov, bu olaylardan yak-
laşık 75 yıl sonra da yeniden Azer-
baycan'a karşı taarruza geçen Er-
menilerin, Yukan Karabağ'm yaru
sıra Azerbaycan'ın geri kalan top-
raklarının yüzde yirmisini ellerine
geçirdiğini ve bugün halen 1 milyon
Azerinin evinden edildiğini anlattı.
Mamediyarov, "Ancak hiçbir Er-
meni saldınsı 1992'de Hocâlı kasa-
basının yeryüzünden silinerek bin-
fcrce srvil Azerinin soykinmına ug-
ranMığı olay kadar dünyanın gözû
önünde gerçekleşmedi" dedi.
Mamediyarov yazıh açıklamasm-
da, ABD Temsilciler Meclisi'nde
her iki yılda bir gündeme getirilen
sözde soykınmı tasanlannın küçük
iç poütika hesaplanna dayandığını
belirterek "Bu defa da uluslararası
topluluk ikiyüzlü bir tasanya daha
taıuk oluyor. Bu ikryüzlü tasan,
Azerfoa>can örneğindeki gibi gerçek
sojkınmlan tanımıyor" görüşüne
yer verdi. Maslahatgüzar, tasannın
Temsilciler Meclisi Genel Kuru-
lu'ndan geçmesi halinde, Azerbay-
can ile Ermenistan arasmda zaten
çok gergin koşullarda sûrdürülme-
sine çalışılan banş sürecinin mutla-
ka olumsuz yönde etkileneceğini
vurguJadı. ABD Temsilciler Mecli-
si'ndeki sözde "Ermenisoykırımı"
tasansına, ABD'deki Azeri gazete-
ciler de çok yoğun ilgi gösteriyor-
lar. Azeri gazeteciler, sözde soykı-
nmı tasansına ilişkin gelişmelerin,
Azerbaycan'da birinci haber oldu-
ğunu ve Azeriler için büyük hassa-
siyet taşıdığını belirtiyorlar.
lann ilgilendiği bildiriliyor. Ancak tek-
lif aşamasında olunduğu için, firma
gruplan henüz belli değil. Toplam ya-
tınm tutan yaklaşık 1.5 milyar dolar.
M60 Tanklannuı Modernizasyonu:
ABD'li firmalann ilgilendiği bu proje-
nin toplamı da yaklaşık 1 milyar dola-
n buluyor.
Aynca Makine ve Kimya Endüstrisi
Kurumu'nun (MKEK) yıllık 50 milyon
dolarlık tabanca ithalinin 20milyon do-
larlık kısmı, ABD'li fırmalan ilgilen-
diriyor.
Türkiye'deki toplam yabancı serma-
ye miktan 26.7 milyar dolan bulurken,
ABD'nin 1980 yıhndan bugüne kadar
Türkiye'ye yaptığı yatınm toplamı, 3
milyar 41.2 milyon dolar seviyesinde
gerçekleşti. Burakamlarabakıldığında,
ABD'nin, Türkiye'ye gelen toplam ya-
bancı sermaye içindeki payırun yüzde
11.3 seviyesinde bulunduğû görülüyor.
Bu yılın altı ayı itibariyle Türkiye'ye
gelen yabancı sermayenin ülkelere gö-
re dağılımına bakıldığında da ABD ser-
mayesinin payı yüzde 9.2 oranında ger-
çekleşti. Bu dönemde, Türkiye'ye ge-
len ABD sermayesi 26.2 milyon dolar
oldu. Söz konusu dönemde, Türkiye'ye
gelen toplam yabancı sermaye miktan
ise 351.1 milyon dolar düzeyinde idi.
Türkiye'nin ABD'lifirmalara,bu yı-
lın ocak-haziran dönemi itibariyle ver-
diği yatınm izin belgeleri miktan da 2
milyon 301 bin dolar seviyesinde bulu-
nuyor. Söz konusu dönemde izin veri-
len toplam yatınm izin belgesi tutan
711.4 milyon dolar oiarak gerçekleşti.
ABD'nin bu rakam içindeki payı ise
binde3.2'dekaldı.
ABD firmalan bu dönemde toplam
10 adet yatınm izin belgesi aldı. ABD,
bu sayı ile yatınm izin belgesi verilen
26 ülke içinde 4. sırada bulunuyor.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Yazıyı yerel yönetim yazdırmış. Merkezin devamın--
da, çoğu Türkçe adlı işyerleri vardı. En çok kullanılan
ad, Anadolu'ydu. Üç yerde rastladım.
Kreuzberg caddelerinde Tûrkiye'deki büyük kent-
lerin ana caddelerinden daha çok Türkçe işyeri adı
okudum!
•••
Kreuzberg'i Almanya'daki dostlar Güray Öz ve Ah-
met lyidlrii'yle birlikte dolaştım. Türkler burada her
türlü işyerinin tutmasını sağlamışlar. Dönerciler başı
çekiyor. Bunu, ithal ürünlerin satıldığı işyerieri, barlar
izliyor.
Türkterin deneyip de tutturamadığı tek girişim şu ol-
muş:
KJtabevi! >î»-w
•••
Ali Yıldınm küçük yaşta Berlin'e gelmiş. 10-12 yaş-
lannda en büyük arzusu Istanbul'u görmekmiş. Kre-
uzberg'de bir sinema hafta sonlan Türk filmi gösterir-
miş. Ali'nin derdi film değil, Istanbul'u görmek. Her
hafta sonu soluğu burada alırmış.
O yıllarda bir an önce büyüyüp, "kötü adam" Erol
Taş'ı öldürmeyi çok istemiş!
•••
Rastgele dolaşırken farklı bir tabelaya rastladık:
VVedding Atıcılar Kulübü.
Girdik içeri. İki Türk. Biri kulüpte görevli, öteki kim-
ya öğretmeni Cemal Bozat. Kahve ikram ettiler. Ku-
lüp üyeleri Türkmüş. Hiç Alman yok mu, diye sordum.
Görevli genç doğal bir davranışla yanıt verdi:
- Yabancılar girmez buraya!
Cemal Bazot bana dönüp güldü:
- Gördün mü, delikanlı Berlin'de Almanlara yaban-
cılar diyor!
• • •
Konu Almanlardan, yabancılardan açılmışken, bir
anlatımı aktaralım. İki kardeş Berlin'de pideci dükkâ-
nı açmış. IştutuncaTürkiye'den üçüncü kardeş de ge-
tirilmiş. Son gelen hiç Almanca bilmiyor. Onu mutfa-
ğa vermişler. Müşterilerin çoğu Türk olduğu için ara-
da kasaya da bakıyormuş. Bir gün iki Alman pide ye-
meye gelmiş. Bizimki içeri bağırmış:
- Abi turistler geldi, bakın!
• • •
Yine Türkçe, tanıdık bir tabela: ;
Bolkepçe Lokantası! *"''
Başlıca özelliği hiç kapanmamaa. Açıldığından be-
ri 24 saat hizmet veriyormuş. Bu yüzden kapıda kilit
yokmuş. Sahıbi Ahmet Yeter, Türkiye'den gelenlerin
de buraya uğramadan geçmediğini söyledi. Cam ke-
nanndaki masayı gösterip seslendi:
- Şu masa Uğur Mumcu'nun. Gelince burada ye-
mek yerdi!
• • •
Beriin'in iki parça olduğu dönemden kalma bir ge-
cekondu öyküsü var ki; roman olur. Berlin duvannın
Kreuzberg Marelannenplatz'daki bölümünde bir kili-
se var. Klisenin hemen yanındaki duvann Batı yaka-
sındaki birkaç yüz metrekarelik yeşil alan Doğu Ber-
lin'e ait. Bu yüzden kimse yaklaşamıyor.
Osman Kalın adlı Yozgatlı yurttaşımız burayı gö-
züne kestırip gecekondu ınşa etmeye girisince Doğu-
lu askerler hemen müdahale etmışler; "Dur... vuru-
ruz..."
Bizimki dinlemeyince yanına gelmişler, durumu an-
latmışlar. Osman Kalın, "A/e derseniz deyin burası
boş, ben gecekondumu yapacağım" demiş, yapmış.
Görevli yüzbaşı pes etmiş, "Tamam, demiş, burantn
mülkiyeti senin".
Gel zaman grt zaman, duvar yıkılınca Batılı polisler
gelmişler... Onlan da pes ettirmiş. Duvann yerinde
yeller esiyor, ama Osman Dayı'nın önü meyve ağaç-
lı, fasulyeli, domatesli, yan duvan soba borulu gece-
kondusu dimdik ayakta. Kapısını çaldık, evde yoktu.
öyküsünü Beriin'deki yerel bir dergiden aldım.
• • •
Gecekondunun karşısında Henry Schütz adlı Al-
manla sohbet ettik. Schütz, Türkiye'de 18 ay ceza-
evinde kalmış. llk saydığı isim, Kürt Idris oldu. Onun
şoförü Ahmet'le aynı cezaevinde yatmış. "Elektrik
verdiler, konuşmadı" diyor. Gecekondu için yorumu
şu:
-Zekicebirdavranış!
b
, '•*' ' '
balbay@cumhuriyet.com.tr
Itıgüiz hııkıık
sîsteminde devrim
REŞATAKAR
LONDRA-lngiltere,
3 asırlık hukuk siste-
minde "devTİm" denile-
bilecek değişiklik yapa-
rak, vatandaşlannın, uğ-
radıklan haksızlıklar
karşısmda Avrupa tnsan
Haklan Mahkemesi'ne
gitmemesini sağladı.
Yapılan yeni yasal dü-
zenlemeler sonrasında 2
Ekim tarihinde yürürlü-
ğe giren ve Avrupa In-
san Haklan Konvansi-
yonu'nda (AÎHK) uyu-
mu öngören yasal degi-
şiklikler, Birleşik Kral-
lığa bağlı tüm mahke-
meleri ciddi bir sonımlu-
lukla karşı karşıya bıra-
kıyor.
tngiliz hukukçular.
geçmişte insan haklan şi-
kâyetlerini Avrupa İnsan
Haklan Mahkemesi'ne
götüren Ingiliz vatandaş-
lannın, sonuç için 5 yıl
gibi uzun bir süre bekle-
tildiklerine dikkat çeke-
rek Ingiliz hukuk siste-
mindeki değişiklikler so-
nunda Strasbourg'a git-
me zorunluluğunun orta-
dan kalktığını, ancak uy-
gulamanın ne gibi zor-
luklar getireceğinin za-
man içinde belli olacağı-
nı belirtiyorlar. Yasal de-
ğişikliklerin yürürlüğe
girmesinden sonra Ingi-
liz mahkemelerine çok
sayıda başvuru yapıldığı,
bunlardan ikisinin ön sı-
raya alındığı bildirildi.
"Yaşam hakkı" ile ilgili i-
ki davadan ilki bitkisel
hayat yaşayan ve gerek
aile, gerekse doktorlar ta-
rafından, suni beslenme
cihazından çıkanlarak
ölüme terk edilmeleri is-
tenen iki çocukla ilgili.
Ölüme bu şekilde terk
edilmeleri, iki hastanın
AlHK 2. maddesi ile ga-
rantiye alınan yaşama ha-
kını ellerinden aldığı ge-
rekçesiyle devlet tarafin-
dan hem aileye hem de
doktorlara karşı çıkıhyor.
Karşı çıkma nedeni, yeni
yasa altında AlHK uygu-
lanmasını sağlama görev
ve sorumluluğunun dev-
lete verilmiş olmasından
kaynaklanıyor. Bu ilginç
dava sonunda, isimlen
açıklanmayan ve bitkisel
hayat yaşayan iki çocu-
gun geleceği belirlenmiş
olacak. tngiliz mahkeme-
lerinin gündemine alınan
ikinci bir başvurunun sa-
hipleri de, suni döllenme
yoluyla hayata gelen
Adam ve Joanna Rose
isımli kardeşlere ait. İki
kardeş, sperm bagışmda
bulunan biyolojık baba-
lannın kimliğini öğren-
mek için yeni yasanın bir
fırsat oluşturduğunu dü-
şünerek mahkemeye baş-
vurdu.
tngiliz hukuk çevreleri,
1688 yılından bu yana
yürürlüğe giren yeni tn-
san Haklan Yasası'nın,
insan haklanyla ilgili tüm
geçmiş mahkeme karar-
lannın yeniden gözden
geçirilmesine olanak sağ-
ladığını belirterek bu şe-
kilde yargıçlara "yeni ka-
rar" hakkı doğduğuna
dikkat çekıyoriar.