18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2000 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Yunanistan 'ın Makedonya ve Trakya dan sorumlu bakanının danışmanı Paulina Lampsa Türkiye ile sorunlarını değerlendi 'İLİŞKİLEROLUMLUGELİSİYOR' -A- -ns nsr ne -sk iy's "6 -cb m Ortak cıkarlar icin zemın - Ortak ekonomik yatınmlar ikili ilişkilerin gelişmesinde yardımcı olur mu? - Hiç kuşkusuz olur. Şimdilerde her iki ülkeden işadamlannın sıkı temaslan sürüyor. Pek çok ekonomik girişim de sürüyor. Bütün bunlar ortak cıkarlar için sağlam bir zemin hazırhyor. Bu sağlam zemin sadece iki ülke için değil, daha geniş anlamda oluşuyor. - Bu noktada sormak istediğîm bir soru var. Fener Rum Patriği Vartholomeos 'un sort aylarda durumunun iyice sağlamlaştığı gibi izlenimler var. Bunlar doğru mu? Öyleyse Patrik Vartholomeos, Türk-Yünan ilişkileri bağlamında nasıl bir rol oynayabüir? - Patrik Vartholomeos'un çok olumlu ve yapıcı bir rolü olduğunu düşünüyorum. Aynca Patrik Vartholomeos'un Ortodoks Kilisesi'ni, çevre koruması gibi çağdaş konularla yakınlaştırması, bütün dünyada kendisine büyük prestij kazandırdı. Ömerli Belediyesinîn basarısı - Siz İstanbuVda bulunduğunuz süre içinde, bir sivil toplum uzmanı olarakyerel yönetimlerle de ilgilendiniz. Özellikle de çevre korunmasuta, arazi ve orman talanınm engellenmesine ö'zen gösteren, bununla mücadele eden Ömerli Belediyesi'ni ziyaret ettiniz. Orada tanık olduğunuz gelişmeleri anlatar mısımz? - Sayın Erdal Yılraaz beni nazik biçimde davet etti. Ömerli Belediye Başkanı Sayın Erdal Yılmaz'ın mükemmel bir iş yaptığını söyleyebUirim. Ömerli Belediyesi, kentsel gelişme konusunda bir pilot proje geliştirmiş durumda. Ama kentsel gelişme derken burada çevre korunmasına ne kadar özen gösterildiğine tanık olunca takdirlerimi gizlemedim. Bu projede, belediye sınırlan içinde çalışan halkın da eğitimine özen gösteriliyor. Bence bu belediye ve halkı, Türkiye'nin AB üyeliği geleceğine büyük katkılarda bulunacaktır. LEYLA TAVŞANOGLUTürkiye 'yle Yunanistan arasındaki ilişkiler gözle görünür biçimde yumuşuyor. Biryandan sivil toplum \ kuruluşları iki ülkede de yakınlaşmaya çaba harcarken Dışişleri bakanları Ismail Cem ve Yorgo Papandreu, tarihsel sorunlara kendilerini kaptırmadan Ankara ve Atina 'nın önünü açmaya çalışıyorlar. Öbüryandan iki ülke genelkurmay başkanlan da bu yumuşama çabalarına katkıda '• bulunuyorlar. Ne var ki iki ülkede de bazı sivil toplum kuruluşları, "dostluk " kisvesi altında birilerinin çıkarlarına oynarken ilişkilere zarar verdiklerini anlamazdan geliyor, sadece kendi ceplerinin ihtiyaçlarına odaklanıyorlar. îkili ilişkilerde gelinen noktaları, beklentileri ve geleceğin Türk ve Yunan halklarına neler getirebileceğini, Yunanistan 'ın Makedonya ve Trakya 'dan sorumlu bakanı Yorgo Paskalidis 'in Başdanışmanı Paulina Lampsa 'yla konuştuk PORTRE/PAVÜNA LAMPSA Fransa'da Sorbonne Üniversitesi'nde siyasal bilgiler vefelsefe bölümlerindeyükseköğrenimini tamamladu 10yü Fransa 'da gazetecilikyaptu 1990'lıyıUarın başında Avrupa Komisyonu 'nda Balkan işleri uzmanı ve sivil toplum konulannda uzman olarak çaUşmaya başüuü. Helsinki Yurttaşlar Cemiyeti'nin kurucu üyeleri arasındayer aldu Yunanistan Eğitim Bakanlığı 'nda uluslararasıprojelerle ilgili çalışmalaryaptu Dörtyü Yunanistan Başbakan Yardımcısı Yorgo Paskalidis'e danışmanhkyaptu Yunanistan 'daki nisan seçimlerinin ardından Paskalidis'in Makedonya ve Trakya 'dan sorumlu bakan olarak atanması üzerine başdanışmanlığını yürütüyor. Ulusal ve uluslararasıpek çok sivil toplum kuruluşu üyesL ü- Geçenydki depremlerden sonra Türkiye ile Yunanistan ara- sında birden oluşan ilkbahar havasıyla bugün ikili ilişkilerin geldiği noktayı kıyasladığınız zaman nasıl bir değerlendirmeya- piyorsunuz? - Bence Türkiye'yle Yunanistan arasındaki iklim hâlâ çok iyi. Hiç kuşkusuz ki ikili ilişkilerin her düzeyde çok çok iyi gitmesi beklenemez. Ama genelde baktığunız zaman, ilişkilerin gelişme sûrecinin olumlu olduğunu söyleyebiliriz. En önemli olan bir nokta da daha alt düzeyde ve sivil toplum kuruluşları tarafından başlatılan ilişkilerin gelişmekte ve ilerle- mekte olduğudur. - Türkiye'yle Yunanistan arasındaki iklimin yumuşaması ve ilişkilerin iyiye doğru gitmesinde sivil toplum kuruluşları ne gi- bi rol oynadılar? - Bana kalırsa, sivil toplum kuruluşlan bu konuda çok önemli bir rol oynadılar. Dönemin Yunanistan Başbakanı Andreas Pa- pandreu ve Türkiye Başbakanı lurgut Özal'ın Davos'ta başlat- tıklan iki ülkenin birbirlerine yaklaşma süreciyle bugünkü süreç arasındaki en önemli fark bu. O dönemde sivil toplum harekctı bugünkü kadar gelişmemiştı. Dolayısıyla Davos sürecinde temas- lar sadece resmi düzeyle sınırlı kalmıştı. Sivil toplum ya da tt Udn- d yol dipiomasia'' dediğimiz çalışmalar o dönemde yoktu. Bugün sivil toplum kuruluşlannın çalışmalan pek çok alanda iki ülkenin birbirlerine yaklaşmalan ve birbirlerini daha iyi anlamalannı sağ- ladı. - Hmngi alanlarda? • örneğin medyayla ilgili sivil toplum kuruluşlannın çalışmalan. Bu çalışmalar gazetecüenn iki ülke ilişkileriyle ilgili bil- gi toplar ve haberlerini oluştururken çok daha dikkatli davranmalannj sağladı. Blllnçli yafclaşım Türkiye ve Yunanistan 'da depremler ol- duğu zaman birden iki taraf arasında bir yakınlaşma doğmasının nedeni, iki taraf arasında ortaya çıkan olumlu duygular- dan çok haberleri veren gazetecilerin ko- nuya çok daha dikkatli ve bilinçli yaklaş- malan ve her iki taraftan gazetecilerin i- ki ülkenin gerçeklerini çok daha iyi kav- ramış olmalanydı. Sivil toplum kuruluş- lan başka alanlarda da olumlu ve önemli roller oynadılar, etkiler yaptılar. Örneğin yerel yönetimler düzeyinde, kadm kuru- luşlan alanında, üniversitelerdeki araştır- ma gnıplan çok olumlu ve etkili çalışma- lar yaptılar. Bu sivil toplum gruplannın aylar süren çalışmalan, Yunanistan Dışiş- leri Bakanı YorgoPapandreu'yla Türkiye Dışişleri Bakanı Ismail Cem'in önayak olmalanyla ortaya çıkan resmi politikayı destekleyen bir ortam yarattı. - İki taraftaki ders kitaplanndan karşüıklı düşmanhk ibarele- rinin kaldırüması için sürdürülen çalışmalarsizce negibisonuç- lar verebilir? - Bence bu çok olumlu bir girişimdir. Ama ben okul kitaplan- nın yazımının, bunlardaki düşmanlık ibarelerinin bir anda değiş- tirilmesinin zor bir iş olduğunu düşünüyorum. Öncelikle, ilk adım olarak ders kitaplan her iki tarafta da dik- katli bir incelemeden geçirilir ve karşı taraf için rencide edici ni- telikteki ifadeler saptarur. Ondan sonra da gerekli irade oluşursa bu ders kitaplannda değişiklik yapma yoluna gıdılır. - Yalnız biliyorsunuz, karşı tarafiçin rencide edicipek çok ko- nu var. Ben Türkiye için söyleyebüirim kiİzmir'debirDokuzEy- lûl Üntversitesi (9 Eylül, ızmir'den Yunan kuvvetlerinin boşal- tûdığı tarih) var. Heryü, örneğin tzmir'in ve öbür kentlerin Yu- nan işgatinden kurtanlışınınyıldönümleri törenlerle kutlamyor. Eminim sizin ülkenizde de Osmanlı 'dan kurtuluş törenlerle kut- lantyordur ve daha buna benzer etkinlikleryapılıyordur. Bütün bunlar ikili ilişkileri ktsmen de.olsa zehirleyici unsurlar olarak kabuledilebUirmi? - Bence bu da uzun vadeli bir süreç. Iklim düzeldi diye her şe- yin bir anda, bırkaç ay içinde değişmesını beklemek abes olur. Kar- şılıklı olarak birbirleri hakkında olumsuz düşünen, birbirlerine olumsuz bakan çevreler, bir anda düşünceleri ve bakış açılannı değiştiremezler ki... Var olan olumsuzluklann değişmesinin yıl- lar alacağmı söylemek yanlış olmaz. Ama iki tarafta da yeni ye- tişen kuşağuı tarih, iki ülke ilişkileri ve gelecek perspektiflerini çok daha degışık bir biçimde algüayacağuıı düşünüyorum. - Türkiye 'nin Avrupa Birliği 'ne (AB) üye adaylığını nasd de- ğerlendiriyorsunuz? Türkiye 'nin gelecekte AB 'ye üye olmast, i- ki ülke ilişkilerini nasıl etkiler? - Ben bunun çok olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Yunanistan, Türkiye'nin AB'ye gerçek üyeliğinden çıkan olan tek AB üyesi ülkedir. Türkiye'nin üyeliğini Avrupa içinde bazı çev- reler istememektedir. Yunanistan bu düşüncesinde çok samimi- dir. AB üyesi öbür ülkelerin hepsinde, etkili ve yetkili çevreler Tür- kiye'nin AB'yle gevşek ilişkiler içinde olmasını, Avrupalı ülke- lerin Türkiye'ye yatırun koİaylıklanru sağlayacak sadece ekono- mik bağlan bulunmasını tercih etmektedirler. Gerçekte, Türki- ye'nin Avrupa ailesinin bir parçası olmasını istememektedirler. Türfclye nin AB üyelifll - Peki, Yunanistan 'ın, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinden çı- karlan nedir? - Pek çok... Bir kere AB'nm genişlemesı sadece doğudan de- ğil, aynı zamanda güneyden de olmaktadır. Aynca Yunanistan, kendi kültürü ve gelenekleri nedeniyle öbür Avrupa ülkelerinin kültürleri ve geleneklerinden aynlmaktadır. Türkiye gibi ülkeler, Avrupa'nm kültürel zenginlik farklılığına da katkıda bulunacak- tır. Türkiye AB'ye üye olduğu takdirde, bölgede refah ve istikrar daha olumlu biçimde sağlanacaktır ve sağlanacak işbirliğiyle Yu- nanistan, gelenekleri ve tarihı mirasını koruma olanağını bulacak- tır. Bu nedenle Türkiye'nin adaylığıyla ilgili bütün gerekli prose- dürlerin hızla geliştirilmesini diliyorum. Türk toplumunda pek çok kişinin de Avrupa perspektifine yardımcı olmak için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklanndan hiç kuşkum yok. Yunanistan'ın gflvenlllc duygusu - Yakın geçmişte Yunanistan, Türkiye'den, belki tarih boyun- ca yaşanan olaylar, belki de Türkiye 'nin Yunanistan 'dan daha büyük bir ülke olması nedeniyle korkuyordu. Oysa bugün Yuna- nistan, Türkiye 'yle ilgili korkulannı yenmiş görünüyor. Sizce bunun nedeni nedir? - Şunu hiç akıldan çıkarmamak lazım: Yunanistan artık Avrupa Para Birliği nin (EMU) bir üyesidir. Bu, Yunanistan'a hem bir güvenlik duygusu vermiştir hem de si- yaset sahnesinde pek çok öncelik sağlamıştır. Önceliklerimizden birisi EMU'ya ayak uydurabilmek için dev- letimizi ve toplumumuzu çağdaşlaştırmaktu". Bu zor bir iştir ve epeyce çaba gerektirmektedir. Öte yandan her iki ülke de adım adım, Soğuk Savaş sonrası or- taya çıkan gerçekleri algılamaya başlamıştır. Dolayısıyla dünya- da ortaya çıkan bu yeni duruma uyum sağlamamız zorunludur. So- ğuk Savaş'tan sonra bütün Batı dünyası için tehdit unsurlan kav- ramı değişmiştir. Gerek Yunanistan, gerekse de Türkiye için hem Akdeniz hem de Balkanlar bölgelerinde istikrann sağlanması bir gerekliliktir. Çünkü tehditler Batı'dan gelmemektedir. Bu da Yu- nanistan ve Türkiye için ortak bir zemin, ortak bir çıkar oluştur- maktadır. O da Akdeniz, Batı Avrupa ve Güneydoğu Avrupa'nın çıkandır. - Türkiye 'yle Yunanistan arasındaki olumlu iklimiher zaman bozmaya devam eden Kıbns sorunu var... - Doğru. Bu çok önemli ve büyük birsorun. Bu hem Türkiye'yle Yunanistan arasındaki ilişkileri hem de bütün bölgenin istikran- nı etküiyor. Bu soruna bir an önce çözüm bulunması en doğru yol- dur. - Her iki ülkenin de, Kıbns sorunutun elinde hâlâ rehine ol- malan ne kadar doğru? - iki ülkenin de bu sorunun elinde reıine olmalan meselesi de- ğil de, bütün taraflarda çözüm bulmayı yönelik iyi niyet bulun- ması önemli. Bunun Türk tarafı için daıa zor olduğunu düşünü- yorum. Ama Türk tarafinın yapıcı bir yailaşım göstermesine cid- di biçimde ihtiyaç var. Bence bugün bunun gerçekleşebilmesi için durum çok uygundur. - Bu konuda biraz daha aynnu verebilr misiniz? Sizce Kıbns sorununun çözümünü koiaylaştırmak içn Türkiye neler yapa- bilir? - Öncelikle çok belirli noktalardan söz etnek istiyorum. Bir ke- re taraflann konulara çok tepeden bakması v; bütün taraflann kar- şılıklı olarak birbirlerinin duygulannı daha H anlayabilmeleri la- zun. -örneğin? - Örneğin, tanınma konusunda çok fazla ısnrlı ohnamak lazun. Çünkü bu pek de önemli değil. New York'ta grüşmeler oldu. Bu görüşmelerin bazılan çok sağlam bir zemin üzeinde ilerledi. Tür- kiye dahil, sorunla ilgili bütün taraflann bu gçüşmelerin önko- şulsuz sürmesini sağlmalan gerekiyor. Çünkü önkoşullar, görtşmelerin sürme- sini engelleyebilir. Kıvrılcoglu'nun rl^aretl - Türkiye Genelkurmy Başkanı Or- generalHüseyinKtvnkdflu'nun Yuna- nistan 'ı ziyareüninasddğerlendiriyor- sunuz? - Bana göre bu, son derce olumlu bir ziyaretti. Aynca, Yunan hsım da ziya- retin haberlerini gayet olunlu bir biçim- de verdi. Bu da, ilişkilerin olumlı yönde iler- lediğinin birgerçek olduğutm kanıtıdır Bu gerçeğin, pek çok taraf -e aynca da askeri çevreler tarafından didesteklen- diğinın göstergesidir. r - tşin başında, Türkiye ilt Yunanis- tan arasındaki bu yakınlaşna havası- nın sadece Dışişleri bakanları hmail Cem ve Yorgo Papandreu 'nut başan- lan olduğu gibi bir izlenim upndu Siz buna kaühyor musunuz? - Geçen yazın başında Çem ve Papandreu, birbirlerinekarşılık- lı olarak mektuplar gönderdiler. Bu girişim de sivil tophm kuru- luşlannın yakınlaşma çalısmalannı cesaretlendirdi. Bu üi politi- kacı böylece, sadece olumlu bir iklimin yaratılmasına de>il, aynı zamanda daha somut adımlara yönelinmesine katkıda bîlundu- lar. Bir kere bizim bu gerçeği görmemiz lazım. Bu yakınlaşma havasına, öncehkle sivil toplumdan olan »azı ki- şiler de katkıda bulunmuşlanur. Bu kişiler hiçbir zaman öıplana çıkmadıklan için kim olduklan da bilinmemektedir. Bsın ve medya, Türkiye ve Yunanistan'da pek çok kentte ve alanca sür- mekte olan küçük küçük sivil toplum çalısmalannı pek de «nem- sememektedir. -Hepimizindeçok iyibildiğigibi, Türkiye'yle Yunanistanara- sındaİd bu yakınlaşmadan hoşnut olmayan çevreler, güçlet var. Sizce bu yakınlaşma havası engeUenebüir mi, yoksa sürer ni? - Demin de söylediğim gibi bu, uzun zaman alacak bir süre;tir. Bunu böyle kabul etmeli ve mucizeler beklememeliyiz. Önümüzde zor zamanlarla karşılaşmayacağunızı düşünmene- liyiz. Bunlar elbette ki olacaktır. Bakarsınız hükümetler deği^n- ce siyasi söylemler de değişebilir. Hiç kimse gelecekte neler obp bitebileceğini kontrol edemez. Ama artık bütün bu olanlarduı sonra iki ülke arasında yeniden çok kötü bir atmosfer yaratılab- leceğini hiç sanmıyorum. Üstelik Türkiye'nin Avnıpahlık yolunda üerlemesi ve çalışnu- lar yapması burada kilit unsurdur. Bence Türkiye için de AB'ye tam üye olabilmek yolunda gerekli değişimleri gerçekleştirmek önceük taşımaktadır. AB sürecı içinde Türkiye'yle Yunanistan'ın pek çok ortak işi olacaktır. Bırkaç yı) içinde iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüleşmesini kışkırtmakta pek az çevrenin çıkan ola- caktır. : GEBZE İŞMAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN Esas No: 2000/201 **' Da\acı S S Kurumu Genel Müdürlüğü tarafindan davalılar Ömer Kaptan, AKdeniz Sıgorta A.Ş., Haydar Demirtaş ve Comner Cialo- nion Sıgorta A Ş. aleyhine açılan rucuen ta7minat davasında: Davacı kurum, sigortalılanndan Selahattın Karagütmez'in 17 10 1998 tan- ıde geçırdığı trafık kazası sonucu yaralandığını, Irayanm davahlardan Ömer Kaptan ve Haydar Demırtaş'ın kusurlu eylemlen sonucu [uştuğunu, diğer davalılar sıgorta şirketlerinin de poliçe limitleri ile sorumlu olduklannı, kaza nedeniyle sıgortalı Selahattın Karagüt- .'e 400 052.100 TL. geçıcı işgöremezlik ödeneği verildığini, 304.600.691 TL. tedavi masran yapıldığını, toplam 704.652.791 TL tu- davacı kurumun zararlannın oluştuğunu beyanla bu miktann ödeme tarihlerinden ıtıbaren yasal faızlen ile bırlıkte davahlardan rken \e müteselsilen (Sıgorta şirketleri yönünden poliçe limitleri ile) tahsiline karar verümesini talep ve dava etmış, davahlardan Î^İJazetecıler Sıtesı Keskin Kalem Sokak No: 25 Esentepe, Kartal/IstanbuJ adresınde olduğu büdınien davalı Ömer Kaptan adına çıkartılan I^ftblıgatın tade edıldığı anlaşıhnış olup yaptınlan zabıta arastırması sonucu dahı davalı Ömer Kaptan'ın adresı meçhul kalmış olduğundan • duruşma tanhı olan 9 11.2000 günü saat 11.10'da davalı Ömer Kaptan ın bızzat mahkememızde hazır bulunması veya kendısını bir vekıl ife temsıl ettumesı aksı takdirde duruşmalara yokluğunda devam edilerek karar verilebileceğının bılınmesı davetiye yerine kaim olmak üze- & ilanen teblığ olunur 22 9 2000 Basın 55746 GEBZE İŞMAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN ; EsasNo. 2000,160 Davacı S.S. Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından da\alılar Mehmet Reşit Yıldız, Ayhan Çehk ve Körfez Elektnk Dağıtım A.Ş. aleyhine açı- lan tazminat davasında Davacı Kurum, sıgortalısı Öner lşık'ın 8.11.1996 tanhınde geçırmiş olduğu ış kazası sonucu malui kaldığmı, bu olaya dayalı olarak mahkememıze davacı kurumca aynca 1999/18 esas sayılı davanın açıldığını, olay nedeni ile Gebze 1. Ashye Ceza Mahkemesı'nın 1996 2164 esas sayılı kamu davasında davahlardan Mehmet Ra^ıt Yıldız ile Ayhan Çelik'in bu olayın oluşmasında kusurlu olduklaruun belirlen- dığını, sıgortalı Öner Işık tarafindan mahkememizin 1997/95 esas sayılı dosyasmda yaptınlan kusur biliıkişi ıncelemesınde olayda Mehmet Ra- şıt Yıldız'm % 30, Ayhan Çelik'in % 10 ve Kedas'ın % 60 oranında kusurlu olduklaruun bemiendiğini, S.S. Kurumu Göztepe Hastancsı'nce ka- zalıya 263 984 000 TL tedavi giden ödendiğıni, beyanla 263 984.000 TL.'nin davahlardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar venlme- sı davacı kunun tarafindan talep edılmis. olup mahkememızuı 1999/18 esas sayılı dava dosyasmda ve bu dava dosyasında davalı Ayha» Çelik'in adresı adına çıkartılan tebligatın iade edıldığı ve yaptınlan zabıta araştırması sonucunda da davalı Ayhan Çelik'in adresı meçhul kalmış olduğun- dan duruşma tarihi olan 23.11.2000 günü saat 09.30'da davalı Ayhan Çelik'in mahkememızde hazır bulunması veya kendısını bir vekil ile tem- sıl ettirmesı, aksı takdirde yokluğunda duruşmalara devam edilerek karar verilebileceğrrun bılınmesı davetiye yerine kaim olmaküzere ılaıen teb- lığ olunur 22 9 2000 Basur 55745
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle