25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
e EKİM 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER TfipMye'de • ANKARA (AA)- Sağlık Bakanlığı 'nın " 10 Ekım Dünya Ruh Sağlığı Günü" dolayısıyla hazırladığı çalışmada ruh sağlığı tıızmeti alanında bir hizmet açığı olduğu •vurgulandı. Bakanlığm çalışmasında yer alan Dünya Sağlık Örgurii'nün (WHO) verilerine göre, Türkıye'de her yıl 6 binden fazla şizofren hasta ortaya çıkıyor ve 1 5-54 yaş grubu içinde en az 300 bin dolayında şizofrenik hasta bulunuyor. Bakanlığm araştırma sonuçlanna göre, Türkıye'de rııhsal rahatsızlık sıklığı yüzde 17.2 olurken tanı alan kişilehn ruh sağlığı hizmetine başvuru oranı yüzde 4.7. Öğretmenler fiUINI • ANKARA (AA)- Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, 5 Ekim Uluslararası Öğretmenler Günü nedeniyle yayımladığı mesajda uluslann gelişmişlik dûzeylerinin eğitime verdikleri önemle ölçüldüğünü belirtti. Bostancıoğlu, büyük önder Atatürk'ün "Öğretmenler, ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordulannızın zaferi için sadece zemin hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve mutlaka başanlı olacaksınız" sözleriyle ögretmenlere verdiği önemi ve duyduğu güveni dile getirdiğini kaydetti. Global telefon numarası • ANKARA (AA)- Türk Telekom'un başlatacağı global telefon numarası uygulaması ile sabit telefon aboneleri, sahip olduklan telefon numaralarmı. bulunduklan semt veya ilin değişmesi durumunda bile aynı kodla kullanma olanağına kavuşacaklar. Ahnan bilgiye göre, halen sadece telefon hatları üzerinden, bazı yerlerde ise kablolu TV aracılığıyla ınternete erişimi sağlayan Türk Telekom, önümüzdeki günlerde, kablosuz sistemler, geniş bantlı ve yüksek hızlı bakır devreler aracılığıyla internete enşilmesine yönelik uygulama başlatacak. Polis memuru, liseli kızı taciz etmek, arkadaşının cebine esrar koymakla suçlandı Gerekçesi bimahm• Liseli bir kızla bir erkek öğrenciyi hedef alan polis memuru görevden alındı. Görevden uzaklaştınlan tbrahim Yılmaz isimli polis hakkındaki soruşturma sürüyor. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da liseli bir kızı aşk mektuplan yazarak taciz ettiği, bir erkek öğrencinin de ce- bine esrarkoyduğu Öne sürülen po- lis memuru tbrahim Yılmaz gö- revden uzaklaştınldı. "Bunahmda olduğu için bu şekflde davrandığı- nı" öne süren polis memuru hak- kında adli soruşturma sürüyor. Diyarbakır'daki Burhanettin Yıldız Endüstri Meslek Lisesi'nin güvenliğinde görevli polis memu- ru tbrahim Yılmaz'ın, öğrenciler- den N.G'ye (16) aşk mektuplan yazdığı gerekçesiyle görevden alınmasıyla son bulan olay şöyle gelişti: Okulun güvenliğinde görevli evli ve bir çocuk babası tbrahim Yılmaz, okul girişindeki danışma odasından sürekli kız öğrenciler N.G. ve Ö'ye mektuplar yazdı, ar- kadaşlık teklif etti. Bir süre bu mektuplan kimseye göstermeyen kız öğrenciler sonunda durumdan rahatsız oldular. Kız ögrencilerden N. son olarak polis memuru Ibra- him Yılmaz'ın kendi el yazısıyla yazdığı, telefon numaralannın da bulunduğu mektubu okul yönetici- lerine iletti. Yöneticiler, mektubun emniyet kantininde alışveriş yap- makta kullanılan ve Yılmaz'ın si- cıl numarasırun yazılı olduğu özel kâğıda yazıldıgını belirledi. Bunun üzerine yöneticiler polis memuru- nu bir daha böyle bir davranışta bulunmaması yönünde uyardılar. Yılmaz ise "bunabmda olduğu içm" böyle davrandığını, bir daha yapmayacağını söyledi. Okulun ilk günlerinde kız öğ- renci N, aynı sınıfta okuduğu arka- daşı 17 yaşındaki M. B. ile tenef- fiislerde okul bahçesinde gezmeye başladı. Danışma odasından sü- rekli öğrenciler N. ile M. B'yi göz- leyen polis memuru tbrahim Yıl- maz, ilk önce M. B'yi nelerkonuş- tuklan yönünde sorguladı. Daha sonralan bununla yefinmeyerek M. B'yi N. ile gezmemesi yönün- de uyardı. Robot köpeğe^ büyuk ugi CNR Dünya Ticaret Mer- kezi'nde düzenlenen Ev Elektroniği Fuan dün açıl- dı. Başbakan Yarduncısı Mesut Yılmaz'ın açılışını yapüğı ftıarda en büyük U- gryi robot köpek çekti. Tu- rizm Bakanı Erkan Mum- cu'nun da kaükhğı açınşta Yılmaz, gazetecilerin Erme- ni soykınmı karar tasansry- la Ugüı sorulannı yanıüadı. Yılmaz, tasaruun henüz ABD TemsiIcOer Mecli- a'nden geçmediğmL, yahuz- ca komisyonlardan geçtiği- ni belirterek "Tasan, Tem- silcüer Meclisi Genel Kuru- hı'nda kabulgörürse Türid- ye'nin ne gibi yapünmlara başMiracağı daha önce açıklandL Bunlar yürüriüğe konulacak" dedL (Fotoğraf: KADER TUĞLA) YÖK'ten gostermelik yenilik Universite öğrenci konseylerine izin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğretim mevzuatındaki eksikleri kabul eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, tüm üniversite- lerde öğrenci konseyleri kur- mak ve öğrencilerin üniversi- te yönetimlerine katılımını sağlamak üzere Öğrenci Tem- silciliği Yönetmeli- ği hazırhyor. Gürüz, bahar aymda öğren- ci konseylerinin ku- ruluş sürecinin ta- mamlanacağını be- lirterek "Öğrendler böylece eğitim süre- cininbirparcasıola- cak" dedi. Hazırlanan taslak, en kısa sürede Üniversitelerarası Ku- rul ve Rektörler Komitesi gün- demine gelerek yeniden tartış- maya açılacak. Buradaki degi- şikliklerden sonra son şekJini alacak olan yönetmelik, gele- /Vurulacak konseydeki öğrencilerin oy hakkı olmayacak. cek öğretim yılmda uygulan- maya başlanacak. Öğrenci Temsilciliği admı alacak yö- netmelik çerçevesınde bahar ayında tüm üniversitelerde öğ- renci konseylerinin oluşumu tamamlanacak. Taslak hazır- lıklanna başladıklanm kayde- den YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz. "An- cak öğrencilerin oy hakkı olamayacak. Çûnkû bunun için yasaldeğişiklikgere- Idyor" dedi.Taslağa göre. öğrenci kon- seyleri her fakülte ve yüksekokulda yapı- lan secimler sonucu belirlenen 1 'er temsilciden oluşuyor. Öğ- renci konseyi, ilk toplantısın- da kendi başkan ve yardımcı- lanm belirleyecek. Konsey, yapacağı toplantılar sonucun- da aldığı kararlan universite yönetim kuruluna iletecek. Ankara'ya yürüyecekler IYO-DER YOK'süz universite istiyor tstanbul Haber Servisi - Kı- sa adı lYO-DER olan tstanbul Yükseköğrenim Gençliğıyie Yardımlaşma Derneği, YÖK'- ün kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım'da tüm demokratik kit- le örgütleriyle birlikte Anka- ra'ya yürüyecek, YÖK aley- hinde topladığı imzalan yetki- lılere verecek. DtSK, Eğitım-Sen, Öğretim Elemanlan Sendikası, Araşür- ma Görevlileri Der- neği gibi sendika ve demokratik kitle ör- gütleri başta olmak üzere, ilerici, solcu, emekten yana, çağdaş değer- leri savunan tüm kurumlann •desteğini almaya çahşacakla- nnı belirten lYÖ-DER'li öğ- renciler, YÖK'e karşı neler yapabileceklerini, yalnızca öğ- renciler arasında değil, tüm ile- rici güçlerle birlikte tartışmak YÖ-DER kitle örgütleriyle çalışmak istiyor. istediklerini vurguladılar. "YÖK'sûz Universite tstiyo- ruz" sloganıyla çalışmalannı yürüten İYÖ-DER, YÖK anla- yışma karşı neler yapılabilece- ği konusunda tüm demokratik kitle örgütleri arasında ortak bir çalışma yapılması gerekti- ğini açıkladı. tYÖ-DER'-liler, bu çerçevede her tür- lü öneriye de açık ol- duklanm belirttiler. YÖK'ün getirdiği akademik yaklaşım, özel üniversiteler, baskıcı yönetim, Türk-tslam Sentezi modeli başta olmak üzere tüm uygulamalara karşı olduklannı açıklayan İYÖ- DER'liler, YÖK'ün savundu- ğu Öğrenci Derneği Yasası'nın da, ideolojik gıdasını Hitler Al- manyası'ndaki Nazi dernekle- rinin örgütlenme modelinden aldığını söylediler. Son olarak tbrahim Yılmaz, ge- çen perşembe günü saat 10.30 sı- ralannda, okul bahçesinde arka- daşlanyla birlikte gezinen M. B'yi, "Sen sryahh buraya geU hakkmda ihbarvar* diyerek durdurdu ve da- nışma odasına götürdü. Bu sırada M. B'nin yarundaki arkadaşlan G. ile H. de içeri girmek istediler, an- cak tbrahim Yılmaz onlara izin vermedi. Danışma odasına götürülen M. B'nin elbiselerini arayan Yılmaz, önceden hazırladığı esran M. B'nin ceketine koydu. Dışandan arkadaşı M. B'yi gözleyen G, po- lis memunmun bu hareketını gör- dü. Yılmaz, esrann daha kâğıdını bile açmadan "Esrar taşı- yorsun'' diyerek M. B'yi dövmeye başladı. Kısa süre sonra okul yö- neticilerinin ve M. B'nin ailesinin olaydan haberi ol- du. tbrahim Yılmaz, esrar koyarken görülmesi nede- niyle olayı kapatmaya ça- lıştı. Bir süre yöneticiler, Yılmaz ve M. B'nin ailesi arasında tartışmalaryaşan- dı. Bu su^da M. B. dersi boş olduğu için ağabeyinin evine gitti. Daha sonra okuldan çağnhnası üzeri- ne yeniden okula geldi. Aynı gün tsmail adlı bir başka polis yaşananlan tu- tanağa geçirdi. Rr başka poBs M. B okula yeniden gel- diğinde, tbrahim Yıl- maz'ın arkadaşı olduğu ifade edilen, ancak adı öğ- renilemeyen dalgalı saçh, hafif sakalli, siyah deri ye- lekli, kaçakçılık şube mü- dürlüğünde görev yapüğı belirtilen bir başka polis de okula geldi. M. B, Ibrahim Yılmaz ve adı behrlene- meyen ,bu polis tarafından okuldan almarak, olayın görgü tanıgı arkadaşı G. ile birlikte evine götürüldü. Ev, aranırken dağıtıldı. Aramadan sonra öğrenci- lerarabayabindirilerekka- çakçılık şubesine götürül- dü. Ögrencilerden G, araç- ta da,"O_ çocuğu, neden gördüğünü sövtedm" diye- rek dövüldü. M. B ifadesi alındıkian sonra uyuşturucu kullan- dıgı ve taşıdığı gerekçesiy- le sanık, dayak yediği ve cebine esrar konulduğu id- diası nedeniyle de şikâyet- çi olarak savcılığa sevk edüdi. Savcıhk, M. B'nin bir- çok okul arkadaşının ve okul yöneticilerinin ifade- lerini aldı. Sahveribnesine karar verilen M. B'nin ce- keti ve tırnaklan laboratu- var incelemesinden geçi- rildi. Ancak esrar yahıızca ceketin cebinin içinde bu- lundu, Urnaklannda ise rastlanmadı. Savcılık polis memunmun yazdığı mek- tubun kendi el yazısından çıktığını da belirleyerek açılacak dosyaya delil ol- ması için kaydetti. l|IEczacıbaşı Topluluğumuzun kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'm dünyamızdan ayrılışının 7. plında saygıyla anıyoruz. Dr. Nejat F. Eczacıbaşı 1913-1993 Eczacıbaşı Topluluğu Kurucusu DUZYAZI ORHAN BİRGİT Sevr Paranoyasından Söz Edenler Okusunlar Amerikan Temsılciler Meclisi Uluslararası llişkilet Komitest'nin kabul ettığı sözde Ermeni "soykınmı" id-' dialannı yansrtan karar tasansı şu cümlelerle başlıyor: "Ermenilenn 2500 yıllık tarihi anayurtlanndan ve kendi evlehnden tasfîye edilmeleriyle sonuçlanan ve 2 milyon Ermeniden 1.5 milyon kadın, erkek ve ço-, cuğun ökKJnJlerek, 500 bininin muhtelifyerlere sürûl- mesiyle sonuçlanan Ermeni katliamı.." Bizım kamU- oyumuz. Amerıkan Temsılciler Meclısi'nin gündemin), tam bir seçim öncesınin oy hesaplarıyla ışgal eden bu tasannın sadece şu "sözde" soykınm ıddıasıyla meş- gul olduğu için, haklı olarak bu sorunun polıtıka are- nalarmda değıl: tarıhçılenn bılımsel araştırmalarında ele alınmasnı savunuyor. Oysa, Uluslararası ilişkıler Komıtesi'nin kabul ede- rek onay için Temsılciler Meclisi Genel Kurulu'na gön- derdiğı tasarı metnı, daha bırincı cumlesinde söze "Er- menilerin 2500yıllık tarihi anayurtlanndan ve kendiev- ierinden tasfiye edilmelen"n\ kayıt altına alarak başlı- yor. Yani 1916'nın Wilson llkelerini yineliyor. Ve bu ilke- lerin Amerika Birleşik Devtetleri sınırlarını da taşarak, uluslararası boyutta yer almasını sağlayan Sevr Ant- laşması'nı yok sayan Lozan'ı göz ardı ederek, yenideu gündeme getirmek için güçlü adımlar atmaktan geo kalmıyor , Lozan ın altına zaten ımza atmamış olan ABD hü^ kümetine, 33 maddelik bu karar tasarısının öteki hu- kümlerinde kimi gorevler yüklerken, başlangıç cürrt- lesinı de öyle görülüyor ki bir başka zaman yorumlat- mak için bekleme uyansı yapıyor. Adeta, bir tur "salam polıtikası" ızleyerek VVilson Prensıplennın ve Sevr Antlaşması'nın Türkiye'yi par- çalayan hııkümleri içinde "özey" bir yeri olan "Erme* nistan Devleti" sözcüğünü, bugünkü uluslararası res- mi söytemlerının kayıt altında tuttuğu belgelerin öta- sıne çekmek istiyor. 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanan o anlaşmada denildiği bıçimde "Doğuda birErmenistan Devletiku- rulacak. Bunun sınıriannın tayiniABDCumhurbaşka- nı VVilson 'a bırakılacak" hükümlennı horüatacak bıçim- de 2500 yıllık tanhı anayurtlanndan, "kendi evlerinden' tasfiye edılme iddıalannı, yeniden ve resmen ayağa kaldırmış oluyor. Bugüne kadar en yakmlarıma, hatta sanınm kendi eşime bile soyleme gereği duymadığım bir aile sımnı açıklamalıyım. Babam, Erzurumun Pasinler ilçesınde doğmuş. Ba- bası imparatorluk ordusunda subay olarak Ruslarla gi- rişilen savaşlarda şehrt düşmüş. Babaannem, ben doğmadan yaşama gözlerını yummuş. Ben baba ta- rafından ailemden hıç kimseyı tanımadığım için çocuk yaşlanmda kendısınden bu merakımı gıdermesini is- temiştim. Bana. Bırinci Dünya Savaşı'nda Çar ordu- sunun saldınlarını kolaylaştırmak isteyen Taşnak miH- tanlannın, Pasinler Telgrafhane binasına doldurdukla- n yüzierce kadın ve erkeği önce makineli tufek ateşi altında tuttuklannı. daha sonra da binayı kundaklaya- rak yaktıklannı söylemıştı. Ailesinin hemen bütün bi- reyleri o binada öldürülmüş. Bundan dolayı da hiç kimseye düşmanca duygular beslemememi öğütler- ken, benı bylesine koşullandırmış olmalıydı ki, o öğüf- ten şaşmadım. Arna başka birçok öğretının yanı sıra o öğüt beni de Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhurıyetımizın ödünsüz yandaşlanndan binsı yaptı. Özellikle "UlusalMisakın" yaşamsal değerıni, başka hıçbir şeyle takas etmeme- yi vazgeçılmez hale getırdı. Şayet ABD Temsılciler Meclisi de Ermeni tasansını onaylayacaksa Türkıye "dost ve müttefıklerinin" sa- dece bir sözde soykınm iddiasını tartışma amacıyla a- nırlı kalmak istemeyeceğini görmelidir. Yıllar önce Marsılya'da bu olayla ılgili bir anıtın aç<- ması yüzünden dönemın Türkıye Büyükelçisi merhum Hasan Esat Işık, Paris'i terk edıp Ankara'ya dönmüş, ama ne Dışişlerı Bakanlığı'na. hatta ne de bazılan bu- gün bile köşe yazarlığı yapmakta olan meslektaşlan- mıza meramını anlatamamıştı. Fransa ile dostluk ılişkılerımıze zarar vermemeyi, her kuralın ustünde tutan kimi çevrelerin "Canım bir taş parçasının dikilmesine karşı bu kadar hıddete ge- rek varmı" biçimınde özetlenebilecek du/arsızlığı da- ha sonraki yıllarda birlikte sıyaset arkadaşlığı yaptığım Hasan Esat Bey'i yordu, ama haklı ve onurlu savaşı- mından alakoyamadı. Dışişlerı Bakanlığı'nın bu sözde Ermeni tasarısı için bence de gecikmiş ve dozaji az girişimleri sırasında, ABD Temsılciler Meclisi Genel Kurulu'na onay için ge- tirilen şu taslak parçasının ilk cümlesinin hesabını Wû- şington'dan niçin sormadığinı öğrenmek ıstemez mi- sinız? ABD Temsilciler Meclısı'nde giderek büyüyen lobi karşısındaki resmi tereddüt, dün AB ye de sıçrayarak Emnenilerle ilgili ıddiaların Avrupa Pariamentosu'nün gündemine taşınmasına dönüşıjyor. AB'dekı sosyalist ve komünist gruplarda başiayan lobı çalışmalarının bir iki gün içerısinde suyüzüne çıkacağı söyleniliyor. AB ye gırmeye elbette "evet". Ama bu "evef"i ka- yrtsız koşulsuz kabul ettırmek ısteyenler varsa, fena halde yanılırlar. _ j _ Faks:0212-677 07 62 j E-mail: obirgitie-kolay net. ı Bakanlar Kurulu toplandı Konuıya 'eneıjV mesııisibaşhyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Bakanlar Kurulu, enerjı darboğa- zının aşılabilmesi için kamu kurumlannda me- sai saatlerinındeğiştınl- mesinikararlaştırdı. Bu- na göre, sabah çalışma saati 15 dakika öne çeki- lirken öğle arası yarım saate indirildi. Bakanlar Kurulu, dün Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında toplandı. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ın katıl- madığı toplantı, yakla- şık 3 saat sürdü. Toplan- tınrn ardından açıklama yâpan Hükümet Sözcii- sü Rüştü Kâzun Yüce- len, enerji sıkıntısının giderilmesi için kamu kunım vc k.urukı^kıruı- da mesaı saatlerinde de- ğışiklik yapıldığını açık- ladı. 3 grup ışe başlama saatırun olduğunu belir- ten Yücelen. sabah me- saisının 15'er dakika ge- riye çekildiğini. öğle ye- meği arasının bir saatten yanm saate indirildiği- ni. böylelikle çalışanla- nn 45 dakika önce nıe- sailerinı bitireceğini söyledi. Yücelen, karar- nameniıı imzalanarak Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer'e gönderil- dığını bildirdi. Yücelen. deprem ko- nutu yardımının da 3.5 milyar liradan 6 milyar liraya çıkarıldığım ve süresi sona eren bann- ma yardımının 31 Ara- lık "»000 tarihine kadar bıldııdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle