Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 EKİM 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFÂ
17
Çoğunluk
ve doğru
Milli Eğitim
Bakanlığı'nın okul
yönetici adayian için
açtığı sınavda 100
sorudan 25'inin
yanrtının yanlış
olmastyla ilgili
yazımıza bakanlıktan
yanrt geldi. Eğitim
bilimcilerin yanrtlanm
yanlış bulduğu
sorulann üniversite
öğretim üyelerince
hazırtandığı
açıklanryor...
Açıklamada,
yazımızdaki yanıtiann
tümü doğru olan
örnek soruda
adaylann yüzde
2'sinin a, yüzde
9'unun b, yüzde
7'sinin c şıkkını
işaretlediği belirtiliyor
ve doğru şıkkın d
olduğu vurgulanıp
"Bu soru adaylann
yüzde 80'i
tarafından
doğru
cevaplandınldığı
için 'kolay bir
soru' olarak
değeriendirilmiştir"
deniyor. Parmak
hesabryla 2 arb 9 artı
7eşittir18eder.
Geriye yüzde 80 değil,
82 kalırl Kaldı ki,
insanlann yüzde 80 ya
da 82'sinin aynı yanlış
üzerinde birleşmesi
yanlışı doğru yapmaz.
Çoğunluğun görüşü
doğrudur derseniz
yakanızı yanlıştan
kurtaramazsınızi
Etektrontk posta: somOposta.cttfnhurfy0tcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Sosyal güvenliğe son
darbe vuruluyormuş...
"Ûzerimize sos döküp
vivecekler!"
ugün Istanbul'un kurtuluş günü... II. Meh-
met'e karşı suriarda dövüşerek ölen Bi-
zans Imparatoru Constantin Dragozes
kadar olamayan "Fatih'in torurtlan" tara-
fından düşman kuvvetlerine teslim edilen kentin 4
yıl 10 ay 23 gün sonra Mustafa Kemal'in askerieri
tarafından geri alındığı gün...
Kuvayı Milliyeciler'in oluşturduğu istihbaratörgü-
tü, işgal altındaki Istanbul'dafaaliyettedir. M.M. Gru-
bu'nun amete, dilenci, hamaJ kılığına giren üyeleri
bir matbaada çok önemli bir belgeye ulaşır. Savaş
bitmiş, Lozan Antlaşması imzaJanmış, Istanbul'un
kurtuluş günü yaklaşmıştır. İşgal kuvvetleri komu-
tanı Ingiliz General Harrington, Ingiltere Harbiye
Nezareti'ne gönderilmek üzere Kasım 1920'den
Ekim 1923'e dek süren çalışmalara ilişkin bir rapor
hazırlamıştır. Ele geçirilen rapordan bir bölüm:
"Paris Konferansı'nın, Yunan ordusunun Anado-
lu'yu tahliyesi ve Türk idaresinin teessüsü hakkın-
M.M. Grubu
daki projeleri tahakkuk edemediğine herzaman mü-
teessif olacağım. Eğer projeleri taahhuk etseydi,
Anadolu ve Izmir bugünkü harap hale gelmezdi.
O sıralarda Haci Anesti, Yunan ordusunun baş-
kumandanlığına tayin edildi. Anesti, cepheyi teftiş
ettiği zaman, ordunun Izmir'in etrafındaki müstah-
kem hat yakınına çekileceğini askerlere ihsas ve
ima etti. Aynı zamanda, Istanbul'u bir darbe ile iş-
gal etmek üzers, Anadolu'daki ordunun bir kısmını
Doğu Trakya'ya naklediyordu. Fikrime göre, bu, fe-
na fikrin mahsulü bir proje idi ve hiçbir başan ümi-
di taşımıyordu.
Haci Anesti'nin bu fikri hakkında kesin bilgi alın-
ca, bir beyanname neşrederek, Istanbul hakkında
herhangi bir hareketin Müttefik krtalan tarafından mu-
kabeleye maruz kalacağını, Yunanlılara bildirdim.
Aynı zamanda, Izmit Körfezi'ndeki Ingiliz kıtalarını
Çatalca'ya sevk ederek, General Charpi'nin emri-
ne verdim. Fransızlar da o zaman üç piyade tabu-
rundan ve bir süvari alayından mürekkep bir takvi-
ye aldılar. Bu tedbirler meyvesini verdi. Yunanlılar,
tasarladıkları taarruzu icra etmediler.
Türkler ise, Yunanlılann Anadolu'dan Trakya'ya
kuvvet göndermelerinden istifade ettiler, planlannı
pek parlak bir şekilde tatbik ettiler.
Türklerin bu harekâtı ne dereceye kadar evvelden
karar altına almış oldukları şüphelidir. Yunan ordu-
sunun güney grubu yarıldı, savunmaya muktedir
olamadı ve tarihin en büyük çöküntülerinden biri
olarak Anadolu'dan denize döküldü.
Bununla beraber, Yunan ordusunun kuzey grubun-
dan Trakya'ya salimen geçmeye muvaffak olanlara
da doğrusu takdirname vermek gerekir."
Hey gidi günler hey! •• • < •
SESSÎZSEDASIZ0 NVRÎKURTCİİB
Yûksek Yerilim Hatta
erdinciJtku@yahoo.com
Birbırimize düşmeyelim, birlikte düşleyelim!
Cep telefonunu dolaba kapatmak!
öğretmen... Gaziantep'te Türkçe
oğretmeni... Internete giriş için yıllık
abonelik paketi aiırken yanında cep te-
lefonu vermişler...
Turkcell'den hattıyla bedava...
llk ay 7 milyon liralık konuşmayla bir-
likte vergiler, sabit ücretler derken 27
milyon lira fatura gelmiş.
öğretmen, "ilkaydadır, 'hoşgeldin'i
böyle diyorlar" düşüncesiyle ikinci ay
hiç ama hiç konuşma yapmamış ama
ikinci fatura:
15 milyon lira...
Bunun 8 milyon lirası da konuşma
ücreti... Sonra:
"O sinirle önce postaneye sordum,
ilgilenmiyoriarmış. Bayiye gittim. Ay-
nntılı fatura veremeyeceklerini, 444 0
533 numaralı telefonu aramamı söy-
ledi. Aradım, telefonu iptal etmek
istediğimi bildirdim. Bu konu
kendilerini ilgilendirmiyormuş;
iptal işlemi için Adana'ya gitme-
liymişim. Bedava telefon başıma
bela oldu. Telefonu kapattım, kutu-
suna yerleştirdim, dolaba kaldırdım.
Bir de mektup yazıp gönderdim; te-
lefonu kapattım, bundan böyle fatu-
ralannızı ödemiyorum, dedim."
Turkcell'in müşteri hizmetleri tem-
silciliğini arayıp, abonenin telefon nu-
marasını da vererek durumu öğrene-
lim istedik...
Aboneler hakkında bilgi vermiyor-
larmış, "Başka nasıl yardımcı olabili-
riz" dediler...
Bize de, yardımcı olmadınız ki baş-
kası olsun demek kaldı!
Her zevke gore
cumhurbaşkanı mı?
DENÎZ BANOĞLU
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in, onayına su-
nulan iki kanun hükmündeki
kararnameyi imzalamadan ia-
de etmesi, ardından ülke yö-
netimi ve sorunlarına ilişkin
yaptığı iki buçuk saat süren
konuşması, bazı saygın med-
ya çevreleri ile siyasetçlleri-
miz arasında, Türk insanıntn ki-
şiliğini ayan beyan ortaya ko-
yan ilginç yorumlara yol açtı.
Kadın-erkek ilişkilerinden tu-
tun da Avrupa Birliği, enflas-
yon, küreselleşme, tahkim ya-
sası gibi yüksek içerikli toplum-
sal, siyasal ve ekonomik so-
runlara kadar aklınıza gelebi-
lecek küçük-büyük hersorun-
salda, "benim de bu konuda
görüşüm var" diyerek kaleme
sanlan yazarlanmız eksik ol-
masınlar. Cumhurbaşkanı'nın
"hukukçu" kişiliğini de didik
didik ederek tartışmaya aç-
makta gecikmediler. Sayın
Necdet Sezer'in, bir gazete-
cinin ürettiği ve kimilerince de
pek bir tutulan benzetmesiy-
le "öteki", ama aslında °asıl ve
esas" olan "Türkiye" için bir
cumhurbaşkanı tarafından ilk
kez dile getirilen, çok gerçek-
çi ve isabetli saptamalannı,
kimi siyasilerimizin "sankimu-
halefetgibi konuştu" diye eteş-
tirmesi, a la Turca politikanın
tipik örneğiydi desek bile...
Aslında bu eleştiri de pekâlâ
eleştirilebilirdi... Acaba Sayın
Cumhurbaşkanımız "muhale-
fet" değil de "iktidar" gibi ko-
nuşsaydı, yani hükümetin yap-
tıklarını bir güzel övseydi, o
zaman "tarafsızlık" ilkesini çiğ-
nemiş olmaz mıydı?.. Ve de o
zaman "iktidar" gibi konuştu,
denmez miydi? Doğaldır ki,
bugüne kadar cumhurbaşka-
nını hep kendi icraatlannın ya-
nında görmeye alışık olan ik-
tidar, pek de işine gelen bu
duruma, hiç kuşkusuz, sesini
çıkarmazdı...
Siyasilerimizin, bir tüıiü alı-
şamayacaklan anlaşılan Cum-
hurbaşkanımızın "farklı kişili-
ğine" tavır almalannı, Türk si-
yasetinin kötü bir geleneği ola-
rak kabul etsek bile, halkın se-
si ve gözü olması gereken
medyaya ne demeli? O med-
ya ki, içinden bir köşe yazan
çıkıyor ve kendrsini köşesin-
de, koca "birülkenin" sözcü-
sü ilan ederek diyor ki, "Bu
ülkenin yeni bir ufka ve yeni bir
heyecana ihtiyacı var"... Daha-
sı "Kuru, kaskatı ve sadece
başkalanna yönelik bir hukuk
yorumu görünce içim daralı-
yor"... Kaleminden dökülen
bu incilerin hangi birini eleş-
tirmeli ki? Hemalde sayın kö-
şe yazanmız, Cumhurbaşkan-
lığı makamı ile kendilerine sa-
natçı diyen ve sahnedeki ak-
robasileri ile izleyicileri heye-
canın doruklanna tırmandıran
birtakım sahne stariannı birbir-
lerine kanştınyor. Ya da "ku-
ral-disiplin" tanımamakla övü-
nen ve Cumhurbaşkanlığı ma-
kamına yenilikler (!) getirdiği
söylenen merhum Ozal gibi,
şortla askere selam veren bir
vizyonun peşinde olmalı.. Ya-
hut, biryandan "benim memu-
rum, benim emeklim, benim
öğretmenim" uyutmaları ile
Türkiye'nin hemen her eko-
nomik, toplumsal sorununa
"sanal' göndermeler yaparak
"böyyük Türkiye" imgesinin
"sanal" coşkusunu halkın bel-
leğine kazıyan, sanal bir viz-
yonun sahibi Sayın DemireTi
özlemiş olmalı.
Ya, başkalanna yönelik bir
hukukyorumu" ne anlama ge-
liyor ki? Kim bu başkalan? Hu-
kuk birine başka, bir diğerine
bir başka mı uygulanıyor? As-
lında pek de yalan sayılmaz,
bizim ülkemizde kimi zaman
ve kimi durumlarda "hukukun"
birine başka, bir diğerine "bir
başka" uygulanıyor olması...
Ama... Cumhurbaşkanımız,
Sayın Necdet Sezer olduğu
sürece "hayır", alışacağız so-
nunda... Daha doğrusu alışa-
caklar sonunda... Her ne ka-
dar kötüye alışmak "iyiye ve
doğnjya" alışmaktan daha ko-
lay olsa da... Sonunda alışa-
caklar... Zamanla ve sabırla...
Eğer, Türkiye'de her zevke
göre bir cumhurbaşkanı isti-
yorsak ve ille de vizyonlusu,
hukuksuzu olsun diyorsak.. bir
an önce, Amerika'dan "klon-
lama" teknolojisini ithal ede-
lim, olsun bitsin.. Işte size her
zevke göre cumhurbaşkanı!
Konunun ciddiyetine gelin-
ce... Kıssadan hisse... "Neza-
man adam oluruz..?"
"Vizyonun, bir adamın gös-
terişinde değil de, yaratmak
istediği hedeflerde olduğunu
anladığımız zaman..." Bir ke-
re şu gerçeği ulus olarak iyi-
ce görmeliyiz... Ahmet Necdet
Sezer "öteki" değil, "asıl Tür-
kiye'nin", "gerçek Türkiye'nin'
cumhurbaşkanıdır... Ve yarat-
mak istediği de, alışagetdiği-
miz bir cumhurbaşkanı vizyo-
nu değil, bir Türkiye vizyonu-
dur. Halkımızın istediği de
budur...
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakfaturk.net
h ~ r
•
Jb* C**t-j.,* v.AfjLt*HS rfıl
ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 6 Ekim
İSMNBUL'UN KURTULUŞUL
1923'TESUSÜN, TÜRXA
66STEftİLE£i İÇİNPe İ
16 MAKT132O 'DB KENTİ İ$GAL ETMİÇ OLAN
İ İ ÜeVL,4AOUJ
PEVLETİNİH BA$A&LA/VSONUCU, U
Y/L SONKA OÖNÜŞHVaeLflOJVİ/UA &AŞL4MIŞ.
V. MUOAN** SkAHBWIK/ÇtUA£
CAN 2EMİM 1323'TE '6EUMKL&?/ G/BÎ Sİ\
Legl'BÎRKAÇ 6ÜH SONKA, $Uf
(&C*£E£k) PAŞA KOMUTAStNMJCİ 7Ü6K &*•
LİtCLSKİ K£NTE 6ieiVt>/lOtJ. fS EJC/MDC P€,
4 Ü İ l Î}Ş,
rU KOMİSERİ
SUL'A C£LBC£fC VE SÜyÛK OOŞ&JYİ*
AHKÇILAAACAtTT/
• \
ONLAR ERDİ MURADINA
NESRtN YILDIRIM
ile
ALTAN YENER
e v I e n d i 1 e r.
BlZ ÇIKALIM KEREVETfNE
D O Ğ A N KATIRCIOĞLU
BAŞBAKANLIKGÜMRÜKMÜSTEŞARLIĞI . . . .
1
GÜMRÜKMÜFETTİŞYARDIMCILIĞIGtRİŞSINAVI
Başbakanlık Gümıük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca 11.11.2000 günü başlamak üzere Ankara'da Gümriik Müfettış Yardımcılığı Gıriş Sı-
navı yapılacaktır. I- SINAVA KATH.MAK İSTEYENLERIN: 1. 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'nun 48"incı maddesinde behrtılen nıteliklen ta-
şımalan; 2.01.01.2000 günü otuz yaşmı doldunnamış olmalan; 3.17.10.1999 günü ÖSYM tarafından yapılan Devlet Memurlan Sınavında (DMS) 80
ve üzen puan alan; en az dört yıllık lisans eğitimi veren Hukuk, Siyasal Bügiler, îktisat, İşletme, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültelerinden ya da bun-
lara denklığı yetkih makamlarca kabul edilen yurtiçi ve yurtdışı öğrenim kurumlanndan mezun olanlar; 4. Sağlık durumlannın yurdun her yennde gö-
rev ve her türlü taşıtta yolculuk yapmaya elverişli olması; 5. Erkek adaylann askerliğini yapmış, erteletmiş ya da askerlikle ilişkisinin bulunmaması; 6.
Gümriik Müfettış Yardımcılığı özyapı ve niteliklerine sahip bulunmalan; 7. Gümıük Müfettış Yardımcılığı Giriş Sınavına daha önce bir defadan fazla
katılmamış olmalan; gerekmektedir. II- SINAV KONULARI: 11.11.2000 günü Ankara'da başlayacak olan yazıü smavlar; Maliye, Ekonomi, Kamu
ve Özel Hukuk, Muhasebe ve Ticari Hesap ile Yabancı Dil (Ingilizce. Fransızca, Almanca) olmak üzere 6 grupta yapılacaktır. Yaalı sınavı kazananlar
aynca sözlü sınava tabi tutulacaklardır. IstekJiler sınava ilişkin aynntılı bılgıyı kapsar broşür ve müracaat formlannı Başbakanlık Gümriik Müsteşarlı-
ğı Teftiş Kurulu Baskanlığı ile Ankara, Istanbul ve Izmir'dekı Gümrük Müfetöşliklerinden sağlayabihrler. III- SON BAŞVURU GÜNÜ: Sınava kat-
labilmek için isteklilerin; gerekli belgelerle birlikte en geç 16.10.2000 günü çalışma saati bitimıne kadar Başbakanlık Gümrük Müsteşarhğı Teftiş Ku-
rulu Baskanlığı Ulus/Ankara adresine şahsen ya da bu günde Teftiş Kurulu Başkanlığı'na ulaşacak şekilde posta ile başvurmalan gerekmektedir.
16.10.2000 gününden sonra Teftiş Kurulu Başkanlığı'na ulaşan başvurular değerlendirihneyecektir. İlan olunur. Basın: 50047
BURDUR ASLtYE 2. ••..'•',.
HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Sayı: 1998/126 • - -
Davacı Tedaş tarafından davalı Ömer Uslu ve arkadaşlan aleyhme açılan el koyma davasının yapılan duruşmasında;
Burdur Merkez Karasenir Mahallesi cilt 19, sahife 1787, ada 260, parsel 29, pafta 69 sayılı taşınmazın davahlar adına olan tapusu-
nun iptali ile 2942 sayıb yasanın II. maddesi gereğince Tedaş Müessese Müdürlüğü adına tescili istenildiğinden davalının adresi meç-
hul olup duruşma günü olan 22.12.2000 günü saat 9.00'da mahkememizde hazır bulunması, aksi halde HUMK 509 ve 510 maddeleri
gereğince yokluğunda karar verileceği ilan olunur. Basın: 54659
ANKARA ...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Ekrandaİlginç Görüntüler
Önce CHP Kurultayı, sonra Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin açılışı nedeniyle ilginç görüntüler yan-
sıdı ekrana. Şaşırtmaca sahneler. Dost çevremde,
de ilginç, ayrıca karşıt görüşler var. Geçmiş kurul-
tayların kavgalı, gürültülü havasının geride kalma-J
sını "coşkusuz kurultay" diye yorumlmaya katılmı-
yor, coşkuya ortam olmadıgını belirtiyor dostlarımi
Doğru bir yaklaşım bence. Neyin coşkusu? Ay-
rıca bu kurultayın nedenini anlamayanlar var çev-)
remde. önyargılardan kaçınmak gerekiyor galiba.
Olumlu ya da olumsuz yorumlara karşın CHP'lilet
için son uyarı bu kurultay. Karşı karşıya yarışlarj
dahası savaşlarla parti güç yitiriyor, kolu kanadı ki;
nlıyor ancak, tabanı kayıyor, yandaşları umudunıi
yitiriyor. Yan yana gelmek, parti içi kavgalan aşmaki
muhalefet görevini üstlenip iktidara yol almak ge-
rekiyor. i
Her gün neler yaşanıyor ülkemizde! Başbakan v i
bakanlar devleti nasıl yönetiyor? I
TBMM'nin açılış günü de ilginç görüntüler izlen*
di ekranda. Kürsüde Cumhurbaşkanı Sayın Sezer
konuşuyor, bakanlar, milletvekilleri de izliyor, ama
nasıl? Sayın Ecevrt başkanlık kürsüsüne sırtını dö-)
necek nerdeyse! Kimi sıralarda ilgisiz görünmek is:
teği saygı sınırlarını aşacak düzeyde.Boş sıralarda
az değil. Haksız da değiller doğrusu. Önceki döne-
min rahatlığı yok artık. Cumhuriyetimizi oluşturaö
ilkelerden ödün verenlere yol vermeyen bir başkan
var Çankaya'da. Diyalog kopukluğundan yakınan^
lann kopukluğun nedenine egilmesi gerekir her şeyT
den önce. )
• • • |
Gerici politikalar, örgütler, eylemler, eğitim dalınî
daki tehlikeli davranışlara karşı duyarlılığını da açık
seçik belirtti Cumhurbaşkanı Sezer. Ancak siyasaj
kuruluşlann duyarlığı tartışılabilir. Örneğin türban so-
runu çözüme yönelirken yeniden düğümleniyoı
ANAP Genel Başkanı ödün yolunu açıyor, bir süre
önce bir önerge veriliyor Meclis Başkanlığı'na. isl
tanbul Üniversitesi'nin açılış günü de Turizm Baka-
nı Erkan Mumcu çıkıyor kürsüye. İlginç bir konuş-
mayla yeni bir tartışma getiriyor gündeme. Türbaıj
sorununun tehlikeli tırmanışlara yol açtığı bir ünir
versite kürsüsünde beklenmeyen birçıkış bu. Bek|-
lenen tepkiler gecikmiyor ama sorunları böylesine
tırmandırmak kime, ne yarar sağlar! Oy kaygısıylâ
verilen ödünlerin acı faturasını halkımız ödüyorenin-
de sonunda. Çağdışılığı, geri kalmışlığı yaşamaya
zorlanıyor.
Cumhurbaşkanının eğitim dalındaki öneri ve uya-
nlan belli adreslere ulaşamıyor anlaşılan! Aslında bu-
rada bir kopukluk var, burdan kaynaklanıyor geri-
limler, bunalımlar.
• • • j
Kopuk diyaloglara karşın sıcak diyaloglar da olu-
şuyor başkentimizde. Örneğin Dış Politika Enstitü
1
sü belli konularda toplantılar düzenliyor, yabancı dip-
lomatlar, bilim adamları, gazeteciler arasında olum-
lu köprüler kuruyor, en azından belli sorunları açık-
lığa kavuşturuyor, ışık tutuyor. Başkan Seyfi Taş-
han ve arkadaşlarını kutluyorum. Hafta başına Hilr
ton'un Çankaya salonunda "Avrupa Birliği ve Tüı*-
kiye" konulu bir toplantı düzenlendi. Dışişleri MüS'
teşarı Büyükelçi Faruk Loğoğhfnun sözcütügü'rfe
başka bir boyut kattı bu toplantıya. Yabancı büyüv
kelçiler geniş bir katılımla izledi konuşmasını. Yal-
nız Avrupa Birliği üyeleri değil, Afrika, Asya, Latiı*ı
Amerika ülkesi elçileri de sorularına yanıt aldı bel-
li konularda. Ben de ilgiyle izledim baştan sona. Müs-
teşar Loğoğlu'nu içten kutluyorum. Meslek daJın-
daki güzel birikimini sade çizgilerle kanrtladı kür-
süde. Hiçbir soruyu yanıtsız bırakmadı.
Onu dinlerken bir diplomat dostumun sözlerini
anımsadım. Dış politika iç politikanın uzantısıdır,
derdi...
• • •
Hafta başında bir de tiyatro olayı yaşadım. "Molly
S.", "Görmeye Dair" oyunu. Akbank Prodüksiyon
Tiyatrosu'nda. Işıl Kasapoğlu sahneliyor, Duygu
Sağıroğlu dekorluyor, Köksal Engür, Tilbe Saran
ve Cüneyt Türel oynuyor.
Tiyatroyu özlemişim, özlediğım düzeyde bir oyun
izledim, duygulandım, mutlandım. Üç kişinin port-
resini çiziyor yazar. Kör Molly S., kocası ve dokto-
ru. Köıiüğü aşmak, karanlığı delmek için belli bir ça-
ba var ama sonuç hayli bulanık. Işık parlasa da
mutluluk yaşanmıyor.
Oyundan sonra düşündüm, belki de yanlış algı-
lama ama yorumum böyle. Sahnedeki portreleri
çevremizdekiler de çiziyor her gün, her yerde. lyi
niyetlerine karşın mutluluğu yakalamıyorlar neden-
se.
Molly S.'ye selam...
Gözlerini içine çevirerek daha mutluydu belki
de...
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/Çıngenetop-
luluklannın ba-
şı. 2/Avcınınav
beklemek için
taş yığınlann-
dan yaptığı pu- 4
su...Hatay ilin-
de bir ırmak. 3/
Kötü, fena... Tö-
ren ve alaylarda
padişahın, vezi-
rin yanında yü-
rüyen görevli- 9
ler. 4/Aşıngüç-
lük ve sıkıntı... Roman-
ya'nın plaka işareti. 5/
Birnota... Ermenistan'ın 2
başkenti. 6/ Gümüşün 3
simgesi... "Al getır ilk 4
sevgiliyi Beşiktaş'tan '
Yaşamak istiyorum
gençlığimi — baştan"
(C.S. Tarancı). 7/ ye-
rimlı, bereketli. 8/ Ür-
dün'de, dünyadaki ilk 9
sürekli yerleşmelerinden biri olan ünlü antik kent... Pa-
rola. 9/Notada durak işareti... Keçiyolu. patika.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Bodrum ilçesinde. adını bir türküye de vermiş olan
turistik bir yöre ve koy. 2/ Cılız, zayıf... Tanrada kulla-
nılan azotlu gübre. 3/ tskambillerle oynanan bir oyun...
Okyanuslann çok derin kesımlenne verilen ad. 4/ Ni-
şan... Türkmüziğinde bir makam. 5/ "Doymaz — de-
dikleri kuş ıtilalara" (Tevfik Fikret)... Demıryolu. 6/
Büyüğün küçüğe verdiği armağan. 7/ Sığ sularda ağır
yüklen taşımak için kullanılan, altı düz tekne... Bakan.
8/ Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç... Eski
dilde su. 9/ Inceden inceye alay eden, cuıaslı.