27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç # Yayın K d ü H i k t Çetinkaya # Yazıışlen Mudürü Ibra- hi d • S J Müdü Fik Yayın elYa Genel Yayın Yönetme Orhan Erinç # GenelYayın Koordınatorü Hikmet # IÇetinkaya # ş him Yıldız • SorumJu Müdür: Fik- ret llkiz # .Haber Merkezı Müdttrü: HakanKara; Istıhbarat: Cengiz Yıidınm 0 Ekonomı Oziem Yfizak • Külnir Handan Şenköken • Spor Abdölkadir Yacelman • Makaleler Sami Karaörea • Dûzeltme Abdullah Yazıcı • Foloğraf Erdoğan Köseoğln • Bılgı-Belge Edibe Bnğra • Yuıt Haberlen. Mehmet Fanç Yayın Kurolu tUun Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şakran Soner, tbrabim Yıldız, Orhan Bnrsah, Mostafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsılcisı Mustafa Balbay Atatüric Bulvan No 125,Kaf4.Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (7 hal), Faks 4195027 • Izmır Temsücısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S. 2/3 Tel 4411220, Faks. 4419117 •AdanaTemslcısı Çetin Yiğenoglu, Inönü Cd 119 S No.l Kat:l, Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdurt Akmen • Ahmet KorulsJ" * Muhasebe BülenıYener • îdare Hnseyin Gûrer • Saüş F ü M * » MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gâlbin Erdaran 0 Koordınator Reha Işrtman # Genel MüdürYarduncısı Se\daÇobıu Tel 514 07 53 - 5139580-513846M1.Faks 5138463 Yıwmla>an »e Basan: Y enl Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılüc A Ş Türtocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Isüuıbul. PK 246 - Sıritecı 34435 Istanbul Tel (0012)5120505(20hat) Faks (0.212I513 85 95 www.cumhunyet com.tr 4EKÎM2000 lmsak:5.31 Güneş: 6.57 Öğle: 13.00 Ikındi: 16.13 Akşam: 18.49 Yatsı: 20.10 Altı kuafÖP Mr arada • Haber Merkezi- L'Oreal Professionnel Paris, yeni koleksiyonunu Türk kadınına tanıtmak amacıyla Türkiye'nin altı ünlü kuaforünü bir araya getirdi. Bunlar Ali Gür, Paris KuafÖr, Bahçecik Kuaför, Red White Kuafor, Mos Kuafor ve San Kuafor. Color Optic renk koleksiyonu ile kuaförlere yaratıcılıklannı göstermeleri için özgürlük tanıyor. Bu özgürlük, saçlarda yaratılan hacım efektleri ve ışık oyunlanyla illüzyona kadar varabiliyor. Öğretmenlere rehiıeplik dersi • A N K A R A ( A N K A ) - Mılli Eğitım Bakanı Metin Bostancıoğlu, yayımladığı genelgede, öğretmenlerle okul yöneticılennın rehberlik ve psikolojik danışmanlık konulannda eğıtılmesi için 1997yıluıda başlatılan eğitim semmerlerinin 2001 yılı sonuna kadar sürdürüleceğini bildirdi. Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin beklenilen düzeye çıkanlabilmesi için her kademedeki okul yönetici ile öğretmenm bu alanda daha donanımlı hale gelmesınin bir zorunluluk olduğunu kaydeden Bostancıoğlu, 1997 yıhndan bu yana 6 bin 481 hızmetiçı eğitim semineri düzenlendiğini, bu semınerlere 270 bin 779'u öğretmen, 22 bin 895'i okul yöneticisi olmak üzere toplam 293 bin 674 eğıtimcinin katıldığını kaydetti. Öğretmen atamaları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı, bu hafta içinde 11 bin 432 kadroya yeni öğretmen atayacak. Atamalar, her branş için belirlenen Devlet Memurluğu Sınavı (DMS) puanı baz alınarak ve en yüksek puan alan adaydan başlanarak sırayla yapılacak. En fazla öğretmen ihtiyacı Tûrk dilı ve edebiyatı, rehberlik, okul öncesi, iş eğitimi, Ingilizce, bilgisayar, matematik ve müzik branşlannda bulunuyor. Sigara stresi arttırıyor • CHICAGO(AA)- ABD'li araştırmacılar, sigaranın gençlerde strese neden olduğunu saptadı. Pediatrics adlı tıp dergısinın ekim sayısında yer alan araştırma raporunda, yeni araştırmanın daha önce sigaranın stresi azalttığı ile ilgılı görüşü sildiği belirtıldı. Cıncinatti merkezli "Adolescent Medicine and Children's" hastanesi bilim adamlanndan Dr. Elizabeth Goodman, araştırmalarda, depresyon içinde olmayan gençlerin sıgaraya başladıklannda, 4 kez daha fazla depresyon riskine yaklaştıklannın behrlendiğini açıkladı. Dr. Goodman, araştırma raporunda. sigaranın ıçındekı nıkotın ve diğer maddelerin, gençlerde sinir sıstemını etkilediğını kaydetti. Yuva yaşı 18 aydan sonra başlıyor, yuvaya verilmeyen çocuk sosyalleşmekte güçlük çekiyor Haydi çocuklaryuvayaFİGENAIALAY Arük hiç kimse "çocuğu- mu yuvayavermeJi mryim" di- ye sormuyor. Sorulan, "aca- ba en iyisi hangisi" Çocuk için "en uygun" yuvayı seç- mek anne babalann işi. Üste- lik "güvenflir bir bakun" ve "geüstirid bir egram" alaca- ğı yuvayı seçmek çok önem- li. Gazetemiz yazan Dr. Erdal Atabek, ülkemizde çok iyi bi- linmeyen bir gerçek olan, ço- cuğun zekâ, kişilik ve davra- nış gelişimının en önemli bö- lümünün 0-6 yaş arasında ya- şandığına dikkat çekti. Ata- bek'e göre bir yuvarun özel- likleri şöyle: Oncelikle her bakımdan 'güven duyulacak bir yer' olmalı. Temizliğine, eğıtimine, aileye verdiği des- teğe güven duyulmalı. Bu da 'çocuk yuvası'nın ne yaptığı- nı bilen, ne yapması gerektı- ğini bilen bu- kurum olmasıy- la bağlantılı. Bir yuvaya duyulacak güve- nin temelini, çocuğun gelişi- mine temel olan prensipler ve programlar oluşturur. O ba- kımdan, oncelikle bir yuva- nın 'çocuk getişimi'ne nasıl baktığı, neleri amaçladığı ve bunlan gerçekleştirmek için neler yaptığı araştınlmahdır. Çocuğun temel gelişimi, 0- 6 yaş arasındaki altı gelişme alanı içinde sağlanır. Motor gelişim, bilişsel gelişim, du- yusal gelişim, dıl gelişimi, ki- şilik gelişimi ve sosyal geli- şim. Bu alanlardaki gelişim, 'geKşim amaçta programlar' ve çocuğun gelişim gözlem- lerine dayalı değerlendirme- • Çocuklann sosyalleşmesinde yuvalar önemli bir rol oynuyor. Uzmanlar yuvalann iyi seçilmesi konusunda anne babalan uyanyorlar. • îyi bir yuva için en önemli özellikler temizlik, 'ne yaptığını bilen' bir yuva olması ve çocuklann gelişimine önem vermesi olarak sıralanıyor. lerle anlaşılır. Yuvarun prog- ramlan, donanımı ve kadrosu, bu amacı gerçekleştirecek dü- zeyde olmalıdır. Eğitim kadrosu şu özellik- leri taşımalı: • Bu konuda eğitim gör- müşolmalan... • Çocuk sayılanna göre ye- terli sayıda olmalan, (küçük çocuklarda beş, üç yaşından büyük çocuklarda on çocuğa bır grup lıderi oranlanyla)... • Hizmetiçi eğitim görme sisteminin varlığı. Mekân, ilk izlenim alınan yer sayılır. Mekânın rahat, ha- va alma bakımından yeterli, çocuklara uygun döşenmiş, sevımli, kolay temizlenebi- len, temizlığı sağlanmış bir yer olması önemlidir. Bahçe bulunması, çocuklar için çe- Yuvada pahab ve göz aha oyuncaklardan çok, çocuğu eğföri ve zekâsuu geüştinci olanlanna yer veritaneiL şitli oyunlara açık bir alan de- mektir. • Oyun ve eğitim araçlan, çocuklann oyalanmasına ya da veülerin beğenisine göre değil, çocuklann gelişimine yararlı olmalıdır. Doğru oyuncaklar, çocukla- nn kendi istekleriyle oynaya- caklan, kendi becerilerini de- neyebilecekleri, onlan haya- ta hazırlayan, gelişmelerine destek olan tûrde olmalıdır Pahalı ve göz alıcı oyun- caklannı çoğu, eğer bu özel- likleri taşımıyorsa sadece vit- rin süsüdür. • Çocuk eğitiminin teme- li, çocukla kurulacak güven ve sevgi köprüsüdür. Eğiti- min odağında çocuk bulun- malıdır. Çocuklann özellik- leri, farklılıklan dıkkate alın- malı, her çocuğa uygun olan özel yöntemler uygulanmalı- dır. Hiç unutulmaması gere- ken, çocuğun özeüıklerine uy- gun gelişimine katkıda bulu- nulduğudur. Çocuk, üzerine istenen yazının yazılacağı boş bir tahta değildir. • Bir yuvarun ücreti, tek ve ılk kriter olmamalıdır. Ücre- tin yüksek olması, kalite de- mek olmadığı gibi, ücretin dü- şük olması da tek karar ölçü- tü olmamalıdır. Önemli olan, alınan ücretle nelerin yapıl- dığıdır. Anne ve baba, öde- dikleri ücretin yerinde kulla- nıldığına güven duyabilmeli- dir. • Bir yuva için anne-baba- larla iletişim çok önemli olma- lıdır. Çünkü, çocuk hem aile içinde hem de yuvada eğitile- cektir. Bu ıki yerdeki tutum ve davranışlann birbiriyle çeliş- memesi için çok önemlidir. Onun için de yuvanın çalışma ilkeleri içinde 'anne ve baba- larla iletişim' özel bir yer al- malıdır. • Yuva, aileye destek ol- malıdır. Annenin ve babanın sorulan, kaygılan, merak et- tikleri yuva tarafından tatmin edici biçimde karşılanmalı- dn-. Çocuk yuvalan, ailelere destek olma amaçlannı unut- mamahdırlar 'Yuvaya başlama yaşı Kırmızı Balık Çocuk Evi yöneticisi Gûner Büyükbaş, evdekı sevgı ve güvenın çok önemli olduğunu, ancak çocu- ğun zekâsınm, bedeninin ve ki- şilığinin gelişmesi için gerek- li olan "çoklu, çeşnii, pozitif uyanlar ortamı" olarak ye- terli olmadığını söyledi. Ço- cuğun 18. aydan sonra ev or- tamının artık kendisine yet- medığıni gösteren davranış- larda bulunduğuna dikkat çe- ken Büyükbaş şöyle konuş- tu: "Çocuk evde süakbğmı be- Brtir, gezmek istediğinde ısrar eder, yemeğini yemekte huy- suzlaşır \ b. Artık bir yuva or- tamına girmesi ona yeni ar- kadaşlar kazancfaracak, yeni oyunlar tantfacak, yeni yüz- ler, yeni seslerle zenginlikler katacaknr. Onun için de 18 ay- dan sonra çocuğunyuvadöne- mi başbnuş olur.36aydan son- ra yuvaya verilmeyen çocuk- ta sosvalleşme geri kahnaya başlayacaktır." T-FITI cnfrttı* 1 / yfi lrw*t ^ Habtrier Servisi - Orta AmerHca'yı etkisi alüna alan Keith kasırgası, ±1IZI MlUUe 14U lim Mkan^ııa'da§kişminölûmüııeyolaçarl^yaklaşıkl2bink9deev^^ oMu. Belize Ulusal Acil Durumlar Teşkflab'nm açıklamasında, ülkede pek çok yerde firtmayla biriikte şkkktii yağ^dageorenkasırçadaeteknTkferinkesikfiği^tefctohanam hra saatte 120 kflometreye erişen kaarganm şiddetinin azakbğı bfldirildi (Fotoğraf: REUTERS) Anne adayları doğumsal anormallikler konusunda uyarıldı Hamilelikte folik asit kullanınIstanbul Haber Servisi - Hamılelık öncesınde bir çeşitmineral olan fohk asit alınmadığı ıçın ülkemiz- de doğumsal anomalilik- lerin sıklıklayaşandığı be- lirtildi. Türkiye'de en sık görülen doğumsal anoma- lilikolan ^IVBydomeningD- sel"in folik asit alımıyla önlenebileceğini belirten Prof. Dr. Safifet Mutluer, Sağlık Bakanlığı'na ek- meklere foük asit konma- sı konusunda öneri götü- receklennı söyledi. Uluslararası Pediyatrik Nöroşirürji Derneğı'nın 28. ydhk kongresi Istan- bul'dabaşladı. Swissotel'de 6 Ekim'e kadardevam ede- cek olan kongrede beyin cerrahisi konusunda gelış- meler taröşılacak. Her yıl başka birüUcede yapüan ve yapıldığı ülkenin kültürü- nü katılımcılara tanıtma amacını taşıyan kongre çerçevesinde, Türk gece- si, kültür gezıleri gibi et- kinlıkler de yapılacak. Kongre Başkanı ve Ege Tıp Fakültesi öğretim gö- revüsi Prof. Saffet Mutlu- er, beyinde ulaşamadıkla- n bölge kalmadığını söy- ledi. Çocuk cerrahısinin normal bir cerrahının par- çası olmasına karşın tekno- lojik gelişmelerin çok ile- ride olduğunu kaydeden Mutluer, "Anne karnmda beyin ametiyatıyapabfliyo- ruz" dedı. Ülkemızuı be- yin cerrahisinde hem bil- gi hem de teknoloji olarak çok iyi durumda olduğuna dikkat çeken Prof. Mutlu- er, en sık uğraştıklan ko- nunun doğumsal anoma- hlikler olduğunu kaydetti. Ülkemizde kötü beslenme nedeniyle vıtamin ve mi- nerallarin yeterince alına- madığını da ifade eden Mutluer, şu bilgileri ver- di: "Omurfliğm vücudun dışnıa çtkması obn Miye- -Wr "AGL YAŞTA DEĞÎL BAÇTADIR" ÖZDEYfSÎNtN CANLI TANI6I BİR REKTÖR !.. e-posta : tan @ prizma. net tr lomeningosel en sık görü- lenanomaBiktir. Bu hasta- hkfoiikasitahmmmazol- maa nedeniyleBaüûDıefe- rinegöre de daha sık görû- lûyor. Folik asit en çok ette buhınur. Baö'da neredey- se binde OJ'in ahma düş- tü,bizdebinde7-8'tercK«- rrnda.SağhkBakanhğı'na ekmeklere folik asit kon- ması konusunda öneri gö- tûrüyoruz. Hastahkençok EgeBö^eâ'ndegörûUûğü içinburadabirçahşmabaş- latnk.Gerçekdurumorta- ya çıkacak. Bu hastalığa yakahnanldşi ameliyatot- sa da ömûr boyu felçli ka- bbffiyor" İlk beyin ameüyaü Ege Tıp Fakültesi Nö- roşirurji Anabilim Dalı emekli direktörü Prof. Dr. Erdem Tunçbay ise be- yin ameliyatlannın tarihi konusunda bilgi verdi. Tunçbay, "ŞerefeddinSa- buncu'nun 15. yüzyüda bu operasyonlan yapoğı düşüncesivar.Bazdan ilk ametivaünGüneyAmeri- ka'da yapıkuğmı savunu- yor. Bizdeki tarihin far- kma biz ancak 80'B yü- lardan sonra vantak. Şnn- di bulunan kafataslan üzerindeçahşmalaryapt- hyor" diye bilgi verdi. validen suclama 'Deprem için tedbir alınmıyor' Istanbul Haber Servisi- Istanbul Valisi Erol Ça- kır, deprem tartışmalann- da fay hattı konusunda sı- kışıp kalındığını belirte- rek önleyıci ve koruyucu tedbirlerin ahnması gerek- tiğinı vurguladı. Küçükçekmece, Büyük- çekmece ve Terkos gölle- rinin çevresindeki beledi- yeleri kapsayan Üçgöl Havzası BelediyelerBirli- ği tarafından düzenlenen "Olası Marmara Depre- mi, Marmara Denizi'nde- ki Fay lar ve Bölgeye Etld- si" konulu toplanû, Gürpı- nar Belediyesi'nde yapıl- dı. Vali Erol Çakır, top- lantıda, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremde Istanbul'da önemli hasar oluştuğunu söyleyerek hasar gören 821 okuldan 131'inin tahlıye edıldiğini, tüm Yalova'da- ki okul sayısının sadece 64 olduğunu belirtti. 'Kaçak yapdardan belediyeler sorumlu' Istanbul'un bu- deprem tehdidi altmda bulundu- ğunun altını çizen Çakn-, "Istanbul'dayapdann ya- nsı kaçak. Yapı stokunun böyle olmasuıda, beledi- yelerin ve kötü yöneticile- rin büyük öicüdepayıveso- rumhıhığu var" dıye ko- nuştu. Toplanbya, Üçgöl Hav- zası BeledıyelerBirliği'ne üye, toplam 22 ilçe ve bel- denin belediye başkanla- n katıldı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Kimin Davuluna Oynuyorlar? Turkrye, 'büyük güç olmak' çabasında, bir ül- ke; bu, hem onun tarihinden üzerine yıkılmış, büyük bir soaımluluk; hem Kurtuluş ve Kunriuş felsefesinde 'mûndemiç', bir görev: 'Cumhuri- yet', 'Çağdaş Uygarlık Düzeyi' dıyalektiğinı, he- def edinmıştir; bu 'düzey' ister Doğu'da olsun, ıs- ter Bab'da; Türkiye, bu 'düzeyi' tutacak! Kuru- luş yıllannda düzey, 'ekonomik kalkınma' idi, ya- ni 'ağır sanayileşme', dolayısıyla buhar teknoloji- sinden elektrik teknolojisine geçiş; günümüzde 'düzey', 'sanayisonrasıtoplumu'dur, 'elektronikve nükleer teknoloji'; Türkiye, ne yapıp yapıp, elekt- ronik ve nükleer teknolojiye ulaşmak, ona sahip ol- mak zorundadır; kim kı buna karşı çıkar, ülkesinin tarihine de, Cumhuriyet'in temel amaçlanna da, ihanet halindedır. Bunun tartışılması bile abes! Halimize bir bakınız! Bırakın elektronik ya da nükleer teknolojide başa güreşmeyi; elektrik tek- notojisinde geri kalmışız; 'uzmanlar' ne diyor, elekt- rik üretimi yetersiz, darboğazdayız; elektrik olma- yınca, sanayi gelişemiyor; o gelişemeyince, ülke kan kaybediyon o zaman, ne lazım, dışa bağım- sız, ulusal enerji üretim teknolojisi değil mi; Bar- yum'un bot, olanaklann etvenşlı olduğu Anadolu'da, Nükleer Enerji Santralı'nı -başbakan dahıl- 7/e- ric/ter', -bu arada 'Sosyalist Sol'- 'içine sindire- miyor"; o yetmiyormuş gibi, bir de 'asâr-ı âtikay\ tahrip ediyor gerekçesiyle, öteki elektrik düzenimi- zi, elbirliğiyle 'zarariı' addediyor: hidro/ elektrik santrallannı, yani barajlan! Kalkınma projeksiyo- nu, enerji darboğazından aksamış bir ülkede: üsteiik, 'solcu' geçinen aydınlann; enerji üre- timini (yani sanayiteşmeyi, yani işçi sınıfının çoğalıp yoğunlaşmasını) büsbütün daraltacak, bu türden eytemlere kalkışması; acaba, hangi 'Solculuk'la bağdaşır; bilen varsa, AJIah için söylesin! Türkiye'nin yalnız 'kalkınması' bartalanmı- yor; memleketin muhtaç, yoksul ve güçsüz bı- rakılması amaçlanıyon çünkü, Anadolu üze- rinde oynanan oyunlar, ancak bu sayede haki- kate dönuştürülebilir. Cerekçelere bakar mısınız? '' - t doğrudur Bab Türkteri'nin küttür sentezin- de, hem 'Yatay bir Bihkim' rol oynar, hem 'D/- ^eyb/re/ntoVn':UzakAsya'dan,Türk,Çin,Arap, Acem, Hindu kültür katkılannı, topariayıp ge- tnnşizdk; Anadolu'da ise, Hittt, Asur, üdya, Frik- ya, Bizans kültür birikiminin katkılannı özum- semişizdin o yüzden de Orhon Kttâbeleri ka- dar; Hitit ya da lyonya kalıntlan da, bizim için değer taşır. Ama bu başka, 'vay, filan ören yeri su altmda kalıyor" diye, yaygarayı basıp; yapılmış, yapılmakta olan hkJro/elektrik santrallanna, karşı çıkmak başka! Amaç nedir? özgür ve bağımsız Tür- kiye'nin, kendi gücüyte, kendi ayaklan üzenndeyük- selebilmesı değil mı? Elektriksiz, dolayısıyla sana- yisiz, dolayısıyla elektronik ve nükleer teknolojisiz, bunu nasıl başaracaksınız? Önce Nükleer Ener- ji'ye karşı çık, sonra hidro/ elektrik enerjiye karşı çık; ne âlâ memleket! Astında bu, düpe- düz, ülkenin kalkınmasına karşı çıkmak anla- mına gelmiyor mu, Allah aşkına? Gerekçelere bakar mısınız? llkinde nükleer atik- larve radyasyon tehlikesi! (Bat'da ve Doğu'da beş yüz nükleer santral çalışıyor); ikincisinde, tarihi eserierin, yok edilmesı (sanki bu eserierin çoğunu Bat'lılar talan etmemiş!). Etiketi 'Solcu' bir aydın kesiminin, ancak 'safderûn' ve 'uydulaşmış' kim- seteri kandırabitecek, böyle sudan 'gerekçeteri', eli- ne bayrak diye alarak; enerji dariığından 'kısıtlama' zorunluluğuna gelip dayanmış bir ülkede, karşı/ey- leme kalkışması, nereye kadar 'toplumculuk'tur, nereden itıbaren 'Emperyalizm'e devşirilmektir, erbâbı elbette bilır. Sahı, acaba bilıyor mu? Anadolu'daki 'Dikey Kültür'ümüzün variıklannı korumak azmindeki 'zevaf', 'Kültürel Mirasın Ko- runması ve Güneydoğu'da Barajlar* konulu söy- leşiler yapmış; 'mirasın korunmasına', 'barajlan engel' gördükleri, söyleşilerin başlığından belli! Iç- lerinden birisi demiş ki: "...Karkamış ı^e Birecik baraj inşaatlan ile 97 antik alan sulara gömülmüştür. Zeugma, Hilfeti ve Rumkale 'nin su altmda kalmayan kısımlan, sağlamlaştınlarak korunmadıklan için, yok olma- ya terk edilmişlerdir. llısu Barajı projesinin uygu- lanması ile, Hasankeyf dahil215 antik alan sula- ra gömülecektir..." (Cumhuriyet, 24 Temmuz 2000). İyi de, ülkenin kalkınması için, -yalnız kalkınma- sı için mi, elbette savunması için de-, zorunlu gö- rülen çeşitlı santrallann tesbiti; yalnız ekonomik değil, üstelik stratejık bir planlama ve projeksiyon gerektırir; bunu yapacak olan otorite başka; ülke- nin 'Dikey Kü/fürü'neaiteskieserieri koruyacakma- kam başka; ikincisi görevini ihmal etmiş, yete- rince yapmamışsa; birincisine saldırmak, onu töhmet artarta almak niye? Bu da asıl amacın 'mahiyeti' hakkında kuşku uyandırmıyor mu? Sıra llısuBarajındadır... O 0 n j n u n - . T u r i < i y e aleyhinde geliştirilen, ulusla- Orarası bir boyutu olduğu, kesinleşiyor; nitekim refik-i azizim Hasan Pulur, Ankara'da CHP'nin 'Çağdaş Parti Orgütlenmesi' toplantısına katıl- mış, Ingiliz İşçi Parfsi milletvekili Denis Macsh- ne'nin bir konuşmasını sütunlanna aldı ki, anlamı yeterince açıktı ve uyancıydı; ne diyordu, şöyle bir göz atar mısınız? "... Ingirtere'de Kûrt halkı için ayn bir devlet ku- rulmasının Ingiltereteıraftndan desteklenmesi ge- rektiğini savunan muazzam bırkampanya var. 'Si- vil Toplum' örgütlerinin yürüttüğü, Öcalan / des- tekleyen birkampanya, (buraya dikkati) ve Ihsu Ba- rajı 'nın ınşa edilmesıne karşı Friends of The Earth tarafından örgütlenen, bır başka kampanya var. Bir başka kampanya da, Türkiye'n/n Avrupa Birtiği'ne alınmaması konusunda yürüyor..." (Milliyet, 31 Temmuz 2000) Bu arada, IngiKere, llısu Barajı için verdiği kre- diyi kesmiştir. Bu bir. Daha geçen yüzyılın başın- da, Kürdistan Projesi'ni ortaya atan Ingittere'dir. Bu iki. Şeyh Sait Isyanı'nı, 'Şenat ısteriz' sloga- nıyla, Ingıltere kışkırtmıştır. Bu üç. Güneydoğu'da yapılan barajlaria bu eskı hesaplar arasında bağ- lantı kurulmaktadır. Bu dört. Ingirtere'de, sözüm ona 'sivil toplum' kuruluşlan, düpedüz Türkiye Cumhuriyeti aleytimde tavır koyuyoriar, bu beş! O zaman sorulacak soru şu: Türkiye'de, aydın kesiminden olup da, Anadolu'daki eski eser- ler lehinde, buna mukabil inşa halindeki baraj- lar aleyhinde kampanya yürütenler; acaba, ki- min davuluna oynuyorlar? http://www.prizrna.net.tr/AILHAN http-y/www.bilgiyaymevi.com.tryailhan Faks/0-212/2601988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle