Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç
# Yayın K d ü H i k t
Çetinkaya # Yazıışlen Mudürü Ibra-
hi d • S J Müdü Fik
Yayın
elYa
Genel Yayın Yönetme Orhan Erinç
# GenelYayın Koordınatorü Hikmet
# IÇetinkaya # ş
him Yıldız • SorumJu Müdür: Fik-
ret llkiz # .Haber Merkezı Müdttrü:
HakanKara;
Istıhbarat: Cengiz Yıidınm 0 Ekonomı Oziem
Yfizak • Külnir Handan Şenköken • Spor
Abdölkadir Yacelman • Makaleler Sami
Karaörea • Dûzeltme Abdullah Yazıcı •
Foloğraf Erdoğan Köseoğln • Bılgı-Belge
Edibe Bnğra • Yuıt Haberlen. Mehmet Fanç
Yayın Kurolu tUun Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şakran
Soner, tbrabim Yıldız, Orhan
Bnrsah, Mostafa Balbay,
HakanKara.
Ankara Temsılcisı Mustafa Balbay Atatüric Bulvan No
125,Kaf4.Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (7 hal), Faks
4195027 • Izmır Temsücısı Serdar Kızık, H Zıya Blv
1352 S. 2/3 Tel 4411220, Faks. 4419117 •AdanaTemslcısı
Çetin Yiğenoglu, Inönü Cd 119 S No.l Kat:l, Tel: 363
12 11, Faks 363 12 15
Müessese Müdurt
Akmen •
Ahmet KorulsJ" *
Muhasebe BülenıYener
• îdare Hnseyin Gûrer
• Saüş F ü M * »
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gâlbin
Erdaran 0 Koordınator Reha
Işrtman # Genel MüdürYarduncısı
Se\daÇobıu Tel 514 07 53 -
5139580-513846M1.Faks 5138463
Yıwmla>an »e Basan: Y enl Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılüc A Ş
Türtocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Isüuıbul. PK 246 - Sıritecı 34435 Istanbul
Tel (0012)5120505(20hat)
Faks (0.212I513 85 95 www.cumhunyet com.tr 4EKÎM2000 lmsak:5.31 Güneş: 6.57 Öğle: 13.00 Ikındi: 16.13 Akşam: 18.49 Yatsı: 20.10
Altı kuafÖP Mr
arada
• Haber Merkezi-
L'Oreal Professionnel
Paris, yeni koleksiyonunu
Türk kadınına tanıtmak
amacıyla Türkiye'nin altı
ünlü kuaforünü bir araya
getirdi. Bunlar Ali Gür,
Paris KuafÖr, Bahçecik
Kuaför, Red White
Kuafor, Mos Kuafor ve
San Kuafor. Color Optic
renk koleksiyonu ile
kuaförlere
yaratıcılıklannı
göstermeleri için
özgürlük tanıyor. Bu
özgürlük, saçlarda
yaratılan hacım efektleri
ve ışık oyunlanyla
illüzyona kadar
varabiliyor.
Öğretmenlere
rehiıeplik dersi
• A N K A R A ( A N K A ) -
Mılli Eğitım Bakanı
Metin Bostancıoğlu,
yayımladığı genelgede,
öğretmenlerle okul
yöneticılennın rehberlik
ve psikolojik danışmanlık
konulannda eğıtılmesi
için 1997yıluıda
başlatılan eğitim
semmerlerinin 2001 yılı
sonuna kadar
sürdürüleceğini bildirdi.
Rehberlik ve psikolojik
danışma hizmetlerinin
beklenilen düzeye
çıkanlabilmesi için her
kademedeki okul yönetici
ile öğretmenm bu alanda
daha donanımlı hale
gelmesınin bir
zorunluluk olduğunu
kaydeden Bostancıoğlu,
1997 yıhndan bu yana 6
bin 481 hızmetiçı eğitim
semineri düzenlendiğini,
bu semınerlere 270 bin
779'u öğretmen, 22 bin
895'i okul yöneticisi
olmak üzere toplam 293
bin 674 eğıtimcinin
katıldığını kaydetti.
Öğretmen
atamaları
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Eğitim Bakanlığı,
bu hafta içinde 11 bin
432 kadroya yeni
öğretmen atayacak.
Atamalar, her branş için
belirlenen Devlet
Memurluğu Sınavı
(DMS) puanı baz
alınarak ve en yüksek
puan alan adaydan
başlanarak sırayla
yapılacak. En fazla
öğretmen ihtiyacı Tûrk
dilı ve edebiyatı,
rehberlik, okul öncesi, iş
eğitimi, Ingilizce,
bilgisayar, matematik ve
müzik branşlannda
bulunuyor.
Sigara stresi
arttırıyor
• CHICAGO(AA)-
ABD'li araştırmacılar,
sigaranın gençlerde strese
neden olduğunu saptadı.
Pediatrics adlı tıp
dergısinın ekim sayısında
yer alan araştırma
raporunda, yeni
araştırmanın daha önce
sigaranın stresi azalttığı
ile ilgılı görüşü sildiği
belirtıldı. Cıncinatti
merkezli "Adolescent
Medicine and
Children's" hastanesi
bilim adamlanndan
Dr. Elizabeth Goodman,
araştırmalarda, depresyon
içinde olmayan gençlerin
sıgaraya başladıklannda,
4 kez daha fazla
depresyon riskine
yaklaştıklannın
behrlendiğini açıkladı.
Dr. Goodman, araştırma
raporunda. sigaranın
ıçındekı nıkotın ve diğer
maddelerin, gençlerde
sinir sıstemını
etkilediğını kaydetti.
Yuva yaşı 18 aydan sonra başlıyor, yuvaya verilmeyen çocuk sosyalleşmekte güçlük çekiyor
Haydi çocuklaryuvayaFİGENAIALAY
Arük hiç kimse "çocuğu-
mu yuvayavermeJi mryim" di-
ye sormuyor. Sorulan, "aca-
ba en iyisi hangisi" Çocuk
için "en uygun" yuvayı seç-
mek anne babalann işi. Üste-
lik "güvenflir bir bakun" ve
"geüstirid bir egram" alaca-
ğı yuvayı seçmek çok önem-
li. Gazetemiz yazan Dr. Erdal
Atabek, ülkemizde çok iyi bi-
linmeyen bir gerçek olan, ço-
cuğun zekâ, kişilik ve davra-
nış gelişimının en önemli bö-
lümünün 0-6 yaş arasında ya-
şandığına dikkat çekti. Ata-
bek'e göre bir yuvarun özel-
likleri şöyle: Oncelikle her
bakımdan 'güven duyulacak
bir yer' olmalı. Temizliğine,
eğıtimine, aileye verdiği des-
teğe güven duyulmalı. Bu da
'çocuk yuvası'nın ne yaptığı-
nı bilen, ne yapması gerektı-
ğini bilen bu- kurum olmasıy-
la bağlantılı.
Bir yuvaya duyulacak güve-
nin temelini, çocuğun gelişi-
mine temel olan prensipler ve
programlar oluşturur. O ba-
kımdan, oncelikle bir yuva-
nın 'çocuk getişimi'ne nasıl
baktığı, neleri amaçladığı ve
bunlan gerçekleştirmek için
neler yaptığı araştınlmahdır.
Çocuğun temel gelişimi, 0-
6 yaş arasındaki altı gelişme
alanı içinde sağlanır. Motor
gelişim, bilişsel gelişim, du-
yusal gelişim, dıl gelişimi, ki-
şilik gelişimi ve sosyal geli-
şim. Bu alanlardaki gelişim,
'geKşim amaçta programlar'
ve çocuğun gelişim gözlem-
lerine dayalı değerlendirme-
• Çocuklann
sosyalleşmesinde
yuvalar önemli bir
rol oynuyor.
Uzmanlar yuvalann
iyi seçilmesi
konusunda anne
babalan uyanyorlar.
• îyi bir yuva için
en önemli özellikler
temizlik, 'ne
yaptığını bilen' bir
yuva olması ve
çocuklann
gelişimine önem
vermesi olarak
sıralanıyor.
lerle anlaşılır. Yuvarun prog-
ramlan, donanımı ve kadrosu,
bu amacı gerçekleştirecek dü-
zeyde olmalıdır.
Eğitim kadrosu şu özellik-
leri taşımalı:
• Bu konuda eğitim gör-
müşolmalan...
• Çocuk sayılanna göre ye-
terli sayıda olmalan, (küçük
çocuklarda beş, üç yaşından
büyük çocuklarda on çocuğa
bır grup lıderi oranlanyla)...
• Hizmetiçi eğitim görme
sisteminin varlığı.
Mekân, ilk izlenim alınan
yer sayılır. Mekânın rahat, ha-
va alma bakımından yeterli,
çocuklara uygun döşenmiş,
sevımli, kolay temizlenebi-
len, temizlığı sağlanmış bir
yer olması önemlidir. Bahçe
bulunması, çocuklar için çe-
Yuvada pahab ve göz aha oyuncaklardan çok, çocuğu eğföri ve zekâsuu geüştinci olanlanna yer veritaneiL
şitli oyunlara açık bir alan de-
mektir.
• Oyun ve eğitim araçlan,
çocuklann oyalanmasına ya
da veülerin beğenisine göre
değil, çocuklann gelişimine
yararlı olmalıdır.
Doğru oyuncaklar, çocukla-
nn kendi istekleriyle oynaya-
caklan, kendi becerilerini de-
neyebilecekleri, onlan haya-
ta hazırlayan, gelişmelerine
destek olan tûrde olmalıdır
Pahalı ve göz alıcı oyun-
caklannı çoğu, eğer bu özel-
likleri taşımıyorsa sadece vit-
rin süsüdür.
• Çocuk eğitiminin teme-
li, çocukla kurulacak güven
ve sevgi köprüsüdür. Eğiti-
min odağında çocuk bulun-
malıdır. Çocuklann özellik-
leri, farklılıklan dıkkate alın-
malı, her çocuğa uygun olan
özel yöntemler uygulanmalı-
dır. Hiç unutulmaması gere-
ken, çocuğun özeüıklerine uy-
gun gelişimine katkıda bulu-
nulduğudur. Çocuk, üzerine
istenen yazının yazılacağı boş
bir tahta değildir.
• Bir yuvarun ücreti, tek ve
ılk kriter olmamalıdır. Ücre-
tin yüksek olması, kalite de-
mek olmadığı gibi, ücretin dü-
şük olması da tek karar ölçü-
tü olmamalıdır. Önemli olan,
alınan ücretle nelerin yapıl-
dığıdır. Anne ve baba, öde-
dikleri ücretin yerinde kulla-
nıldığına güven duyabilmeli-
dir.
• Bir yuva için anne-baba-
larla iletişim çok önemli olma-
lıdır. Çünkü, çocuk hem aile
içinde hem de yuvada eğitile-
cektir. Bu ıki yerdeki tutum ve
davranışlann birbiriyle çeliş-
memesi için çok önemlidir.
Onun için de yuvanın çalışma
ilkeleri içinde 'anne ve baba-
larla iletişim' özel bir yer al-
malıdır.
• Yuva, aileye destek ol-
malıdır. Annenin ve babanın
sorulan, kaygılan, merak et-
tikleri yuva tarafından tatmin
edici biçimde karşılanmalı-
dn-. Çocuk yuvalan, ailelere
destek olma amaçlannı unut-
mamahdırlar
'Yuvaya başlama yaşı
Kırmızı Balık Çocuk Evi
yöneticisi Gûner Büyükbaş,
evdekı sevgı ve güvenın çok
önemli olduğunu, ancak çocu-
ğun zekâsınm, bedeninin ve ki-
şilığinin gelişmesi için gerek-
li olan "çoklu, çeşnii, pozitif
uyanlar ortamı" olarak ye-
terli olmadığını söyledi. Ço-
cuğun 18. aydan sonra ev or-
tamının artık kendisine yet-
medığıni gösteren davranış-
larda bulunduğuna dikkat çe-
ken Büyükbaş şöyle konuş-
tu:
"Çocuk evde süakbğmı be-
Brtir, gezmek istediğinde ısrar
eder, yemeğini yemekte huy-
suzlaşır \ b. Artık bir yuva or-
tamına girmesi ona yeni ar-
kadaşlar kazancfaracak, yeni
oyunlar tantfacak, yeni yüz-
ler, yeni seslerle zenginlikler
katacaknr. Onun için de 18 ay-
dan sonra çocuğunyuvadöne-
mi başbnuş olur.36aydan son-
ra yuvaya verilmeyen çocuk-
ta sosvalleşme geri kahnaya
başlayacaktır."
T-FITI cnfrttı* 1
/
yfi lrw*t ^ Habtrier Servisi - Orta AmerHca'yı etkisi alüna alan Keith kasırgası,
±1IZI MlUUe 14U lim Mkan^ııa'da§kişminölûmüııeyolaçarl^yaklaşıkl2bink9deev^^
oMu. Belize Ulusal Acil Durumlar Teşkflab'nm açıklamasında, ülkede pek çok yerde firtmayla biriikte şkkktii
yağ^dageorenkasırçadaeteknTkferinkesikfiği^tefctohanam
hra saatte 120 kflometreye erişen kaarganm şiddetinin azakbğı bfldirildi (Fotoğraf: REUTERS)
Anne adayları doğumsal anormallikler konusunda uyarıldı
Hamilelikte folik asit kullanınIstanbul Haber Servisi
- Hamılelık öncesınde bir
çeşitmineral olan fohk asit
alınmadığı ıçın ülkemiz-
de doğumsal anomalilik-
lerin sıklıklayaşandığı be-
lirtildi. Türkiye'de en sık
görülen doğumsal anoma-
lilikolan ^IVBydomeningD-
sel"in folik asit alımıyla
önlenebileceğini belirten
Prof. Dr. Safifet Mutluer,
Sağlık Bakanlığı'na ek-
meklere foük asit konma-
sı konusunda öneri götü-
receklennı söyledi.
Uluslararası Pediyatrik
Nöroşirürji Derneğı'nın
28. ydhk kongresi Istan-
bul'dabaşladı. Swissotel'de
6 Ekim'e kadardevam ede-
cek olan kongrede beyin
cerrahisi konusunda gelış-
meler taröşılacak. Her yıl
başka birüUcede yapüan ve
yapıldığı ülkenin kültürü-
nü katılımcılara tanıtma
amacını taşıyan kongre
çerçevesinde, Türk gece-
si, kültür gezıleri gibi et-
kinlıkler de yapılacak.
Kongre Başkanı ve Ege
Tıp Fakültesi öğretim gö-
revüsi Prof. Saffet Mutlu-
er, beyinde ulaşamadıkla-
n bölge kalmadığını söy-
ledi. Çocuk cerrahısinin
normal bir cerrahının par-
çası olmasına karşın tekno-
lojik gelişmelerin çok ile-
ride olduğunu kaydeden
Mutluer, "Anne karnmda
beyin ametiyatıyapabfliyo-
ruz" dedı. Ülkemızuı be-
yin cerrahisinde hem bil-
gi hem de teknoloji olarak
çok iyi durumda olduğuna
dikkat çeken Prof. Mutlu-
er, en sık uğraştıklan ko-
nunun doğumsal anoma-
hlikler olduğunu kaydetti.
Ülkemizde kötü beslenme
nedeniyle vıtamin ve mi-
nerallarin yeterince alına-
madığını da ifade eden
Mutluer, şu bilgileri ver-
di: "Omurfliğm vücudun
dışnıa çtkması obn Miye-
-Wr
"AGL YAŞTA DEĞÎL BAÇTADIR"
ÖZDEYfSÎNtN CANLI TANI6I
BİR REKTÖR !..
e-posta : tan @ prizma. net tr
lomeningosel en sık görü-
lenanomaBiktir. Bu hasta-
hkfoiikasitahmmmazol-
maa nedeniyleBaüûDıefe-
rinegöre de daha sık görû-
lûyor. Folik asit en çok ette
buhınur. Baö'da neredey-
se binde OJ'in ahma düş-
tü,bizdebinde7-8'tercK«-
rrnda.SağhkBakanhğı'na
ekmeklere folik asit kon-
ması konusunda öneri gö-
tûrüyoruz. Hastahkençok
EgeBö^eâ'ndegörûUûğü
içinburadabirçahşmabaş-
latnk.Gerçekdurumorta-
ya çıkacak. Bu hastalığa
yakahnanldşi ameliyatot-
sa da ömûr boyu felçli ka-
bbffiyor"
İlk beyin ameüyaü
Ege Tıp Fakültesi Nö-
roşirurji Anabilim Dalı
emekli direktörü Prof. Dr.
Erdem Tunçbay ise be-
yin ameliyatlannın tarihi
konusunda bilgi verdi.
Tunçbay, "ŞerefeddinSa-
buncu'nun 15. yüzyüda
bu operasyonlan yapoğı
düşüncesivar.Bazdan ilk
ametivaünGüneyAmeri-
ka'da yapıkuğmı savunu-
yor. Bizdeki tarihin far-
kma biz ancak 80'B yü-
lardan sonra vantak. Şnn-
di bulunan kafataslan
üzerindeçahşmalaryapt-
hyor" diye bilgi verdi.
validen suclama
'Deprem
için tedbir
alınmıyor'
Istanbul Haber Servisi-
Istanbul Valisi Erol Ça-
kır, deprem tartışmalann-
da fay hattı konusunda sı-
kışıp kalındığını belirte-
rek önleyıci ve koruyucu
tedbirlerin ahnması gerek-
tiğinı vurguladı.
Küçükçekmece, Büyük-
çekmece ve Terkos gölle-
rinin çevresindeki beledi-
yeleri kapsayan Üçgöl
Havzası BelediyelerBirli-
ği tarafından düzenlenen
"Olası Marmara Depre-
mi, Marmara Denizi'nde-
ki Fay lar ve Bölgeye Etld-
si" konulu toplanû, Gürpı-
nar Belediyesi'nde yapıl-
dı. Vali Erol Çakır, top-
lantıda, 17 Ağustos
1999'da meydana gelen
depremde Istanbul'da
önemli hasar oluştuğunu
söyleyerek hasar gören 821
okuldan 131'inin tahlıye
edıldiğini, tüm Yalova'da-
ki okul sayısının sadece
64 olduğunu belirtti.
'Kaçak yapdardan
belediyeler sorumlu'
Istanbul'un bu- deprem
tehdidi altmda bulundu-
ğunun altını çizen Çakn-,
"Istanbul'dayapdann ya-
nsı kaçak. Yapı stokunun
böyle olmasuıda, beledi-
yelerin ve kötü yöneticile-
rin büyük öicüdepayıveso-
rumhıhığu var" dıye ko-
nuştu.
Toplanbya, Üçgöl Hav-
zası BeledıyelerBirliği'ne
üye, toplam 22 ilçe ve bel-
denin belediye başkanla-
n katıldı.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Kimin Davuluna Oynuyorlar?
Turkrye, 'büyük güç olmak' çabasında, bir ül-
ke; bu, hem onun tarihinden üzerine yıkılmış,
büyük bir soaımluluk; hem Kurtuluş ve Kunriuş
felsefesinde 'mûndemiç', bir görev: 'Cumhuri-
yet', 'Çağdaş Uygarlık Düzeyi' dıyalektiğinı, he-
def edinmıştir; bu 'düzey' ister Doğu'da olsun, ıs-
ter Bab'da; Türkiye, bu 'düzeyi' tutacak! Kuru-
luş yıllannda düzey, 'ekonomik kalkınma' idi, ya-
ni 'ağır sanayileşme', dolayısıyla buhar teknoloji-
sinden elektrik teknolojisine geçiş; günümüzde
'düzey', 'sanayisonrasıtoplumu'dur, 'elektronikve
nükleer teknoloji'; Türkiye, ne yapıp yapıp, elekt-
ronik ve nükleer teknolojiye ulaşmak, ona sahip ol-
mak zorundadır; kim kı buna karşı çıkar, ülkesinin
tarihine de, Cumhuriyet'in temel amaçlanna da,
ihanet halindedır. Bunun tartışılması bile abes!
Halimize bir bakınız! Bırakın elektronik ya da
nükleer teknolojide başa güreşmeyi; elektrik tek-
notojisinde geri kalmışız; 'uzmanlar' ne diyor, elekt-
rik üretimi yetersiz, darboğazdayız; elektrik olma-
yınca, sanayi gelişemiyor; o gelişemeyince, ülke
kan kaybediyon o zaman, ne lazım, dışa bağım-
sız, ulusal enerji üretim teknolojisi değil mi; Bar-
yum'un bot, olanaklann etvenşlı olduğu Anadolu'da,
Nükleer Enerji Santralı'nı -başbakan dahıl- 7/e-
ric/ter', -bu arada 'Sosyalist Sol'- 'içine sindire-
miyor"; o yetmiyormuş gibi, bir de 'asâr-ı âtikay\
tahrip ediyor gerekçesiyle, öteki elektrik düzenimi-
zi, elbirliğiyle 'zarariı' addediyor: hidro/ elektrik
santrallannı, yani barajlan! Kalkınma projeksiyo-
nu, enerji darboğazından aksamış bir ülkede:
üsteiik, 'solcu' geçinen aydınlann; enerji üre-
timini (yani sanayiteşmeyi, yani işçi sınıfının
çoğalıp yoğunlaşmasını) büsbütün daraltacak,
bu türden eytemlere kalkışması; acaba, hangi
'Solculuk'la bağdaşır; bilen varsa, AJIah için
söylesin!
Türkiye'nin yalnız 'kalkınması' bartalanmı-
yor; memleketin muhtaç, yoksul ve güçsüz bı-
rakılması amaçlanıyon çünkü, Anadolu üze-
rinde oynanan oyunlar, ancak bu sayede haki-
kate dönuştürülebilir.
Cerekçelere bakar mısınız? '' -
t doğrudur Bab Türkteri'nin küttür sentezin-
de, hem 'Yatay bir Bihkim' rol oynar, hem 'D/-
^eyb/re/ntoVn':UzakAsya'dan,Türk,Çin,Arap,
Acem, Hindu kültür katkılannı, topariayıp ge-
tnnşizdk; Anadolu'da ise, Hittt, Asur, üdya, Frik-
ya, Bizans kültür birikiminin katkılannı özum-
semişizdin o yüzden de Orhon Kttâbeleri ka-
dar; Hitit ya da lyonya kalıntlan da, bizim için
değer taşır. Ama bu başka, 'vay, filan ören yeri
su altmda kalıyor" diye, yaygarayı basıp; yapılmış,
yapılmakta olan hkJro/elektrik santrallanna, karşı
çıkmak başka! Amaç nedir? özgür ve bağımsız Tür-
kiye'nin, kendi gücüyte, kendi ayaklan üzenndeyük-
selebilmesı değil mı? Elektriksiz, dolayısıyla sana-
yisiz, dolayısıyla elektronik ve nükleer teknolojisiz,
bunu nasıl başaracaksınız? Önce Nükleer Ener-
ji'ye karşı çık, sonra hidro/ elektrik enerjiye
karşı çık; ne âlâ memleket! Astında bu, düpe-
düz, ülkenin kalkınmasına karşı çıkmak anla-
mına gelmiyor mu, Allah aşkına?
Gerekçelere bakar mısınız? llkinde nükleer atik-
larve radyasyon tehlikesi! (Bat'da ve Doğu'da beş
yüz nükleer santral çalışıyor); ikincisinde, tarihi
eserierin, yok edilmesı (sanki bu eserierin çoğunu
Bat'lılar talan etmemiş!). Etiketi 'Solcu' bir aydın
kesiminin, ancak 'safderûn' ve 'uydulaşmış' kim-
seteri kandırabitecek, böyle sudan 'gerekçeteri', eli-
ne bayrak diye alarak; enerji dariığından 'kısıtlama'
zorunluluğuna gelip dayanmış bir ülkede, karşı/ey-
leme kalkışması, nereye kadar 'toplumculuk'tur,
nereden itıbaren 'Emperyalizm'e devşirilmektir,
erbâbı elbette bilır. Sahı, acaba bilıyor mu?
Anadolu'daki 'Dikey Kültür'ümüzün variıklannı
korumak azmindeki 'zevaf', 'Kültürel Mirasın Ko-
runması ve Güneydoğu'da Barajlar* konulu söy-
leşiler yapmış; 'mirasın korunmasına', 'barajlan
engel' gördükleri, söyleşilerin başlığından belli! Iç-
lerinden birisi demiş ki:
"...Karkamış ı^e Birecik baraj inşaatlan ile 97
antik alan sulara gömülmüştür. Zeugma, Hilfeti
ve Rumkale 'nin su altmda kalmayan kısımlan,
sağlamlaştınlarak korunmadıklan için, yok olma-
ya terk edilmişlerdir. llısu Barajı projesinin uygu-
lanması ile, Hasankeyf dahil215 antik alan sula-
ra gömülecektir..." (Cumhuriyet, 24 Temmuz 2000).
İyi de, ülkenin kalkınması için, -yalnız kalkınma-
sı için mi, elbette savunması için de-, zorunlu gö-
rülen çeşitlı santrallann tesbiti; yalnız ekonomik
değil, üstelik stratejık bir planlama ve projeksiyon
gerektırir; bunu yapacak olan otorite başka; ülke-
nin 'Dikey Kü/fürü'neaiteskieserieri koruyacakma-
kam başka; ikincisi görevini ihmal etmiş, yete-
rince yapmamışsa; birincisine saldırmak, onu
töhmet artarta almak niye?
Bu da asıl amacın 'mahiyeti' hakkında kuşku
uyandırmıyor mu?
Sıra llısuBarajındadır...
O 0 n j n u n
- . T u r i < i
y e aleyhinde geliştirilen, ulusla-
Orarası bir boyutu olduğu, kesinleşiyor; nitekim
refik-i azizim Hasan Pulur, Ankara'da CHP'nin
'Çağdaş Parti Orgütlenmesi' toplantısına katıl-
mış, Ingiliz İşçi Parfsi milletvekili Denis Macsh-
ne'nin bir konuşmasını sütunlanna aldı ki, anlamı
yeterince açıktı ve uyancıydı; ne diyordu, şöyle bir
göz atar mısınız?
"... Ingirtere'de Kûrt halkı için ayn bir devlet ku-
rulmasının Ingiltereteıraftndan desteklenmesi ge-
rektiğini savunan muazzam bırkampanya var. 'Si-
vil Toplum' örgütlerinin yürüttüğü, Öcalan / des-
tekleyen birkampanya, (buraya dikkati) ve Ihsu Ba-
rajı 'nın ınşa edilmesıne karşı Friends of The Earth
tarafından örgütlenen, bır başka kampanya var. Bir
başka kampanya da, Türkiye'n/n Avrupa Birtiği'ne
alınmaması konusunda yürüyor..." (Milliyet, 31
Temmuz 2000)
Bu arada, IngiKere, llısu Barajı için verdiği kre-
diyi kesmiştir. Bu bir. Daha geçen yüzyılın başın-
da, Kürdistan Projesi'ni ortaya atan Ingittere'dir.
Bu iki. Şeyh Sait Isyanı'nı, 'Şenat ısteriz' sloga-
nıyla, Ingıltere kışkırtmıştır. Bu üç. Güneydoğu'da
yapılan barajlaria bu eskı hesaplar arasında bağ-
lantı kurulmaktadır. Bu dört. Ingirtere'de, sözüm
ona 'sivil toplum' kuruluşlan, düpedüz Türkiye
Cumhuriyeti aleytimde tavır koyuyoriar, bu beş!
O zaman sorulacak soru şu: Türkiye'de, aydın
kesiminden olup da, Anadolu'daki eski eser-
ler lehinde, buna mukabil inşa halindeki baraj-
lar aleyhinde kampanya yürütenler; acaba, ki-
min davuluna oynuyorlar?
http://www.prizrna.net.tr/AILHAN
http-y/www.bilgiyaymevi.com.tryailhan
Faks/0-212/2601988