18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
&AYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2000 ÇARŞAMBA iJ. LJİV [email protected] Seyirci bu fîlmlere çok asina Yanşanfilmler arasındagişe açısmdan 'AbuzerKadayıf y açıkfarkla öndegidiyor \Oscar 'a yeni bir kategoriKültür Servisi - Son yıllarda hem çocuk izleyicilerin hem de büyüklenn ilgisini çeken animasyon fılmler, ," Akademı yetkilılennin de bu konuda aynntıh bir ^"bıçımde düşünmesıne neden oldu. Akademı j"Ödüllen'nde (Oscar) bundan sonra animasyon , [w '.filmler de yanşacak. Animasyon fılmleri de 2002 yılından itıbaren aksiyon filmleriyle birlıkte en iyi 'film kategonsınde yer alacak. Bugüne dek en iyi film kategonsınde aday gösterilen tek film, 1992'de , 'Güzel ve Çirkin' olmuştu. Bu kategorinin ödüllennın yaklaşık olarak 2002 yüı ödül törenınde t '.dağıtılmaya başlanacağı açıklanıyor. Animasyon /'film yapımcılan, Akademi yetkililerinın bu karannı „-, sevınçle karşılıyor. Oscarlar, geleneksel olarak ,/yapılmış Disney'ın Aslan Kral, bılgısayar yapımı '_; Toy Story 2 gibı filmler olmak üzere aynlmayacak ; .ve hepsı bir arada değerlendırilecek.Yanşacak '". Yılmlenn en az 70 dakıka uzunluğunda olması "'gerekıyor. Akademi yetkilıleri aynca yeni V kategonnın Oscar'ın sürekli bir parçası olacağını, /., fakat filmlerın sayısı nedeniyle belki her yıl "' verilmeyeceğiru belirtiyor. Yetkililer, bu bölümün "îancak 8 yada daha fazla film olması koşuluylaher ^°yıl açılabileceğini söylüyor. Akademi, 8 ile 15 film .başvurduğu takdirde bunlardan üçünü, 16 ya da daha fazla başvuru olduğu takdirde ise beşini aday 'olarak gösterecek. • 'Abuzer Kadayıf olaylara son derece yüzeysel eğilip tercihini çeşitli skeçlerle 'tribüne oynamaktan' yana koyan bir deneme. 'Filler ve Çimen'in sıkı bir gazete okuruna ya da TV izleyicisine katacağı hiçbir artı bilgi ve açılım yok. CUMHURCANBAZOĞLU ANTALJA-Ulusal film festivalleri arasın- da en uzun ömûrlü olan Antarya AJtın Por- takal, 37. yaşım bildik sahnelerle kutluyor. ıstanbul'dan cumartesi günü özel uçakla kente gelen oyuncular ve yönetmenler, bir gün sonra jipler üzerinde geleneksel açılış kon- tejine kanlarak halkla selamlaştılar. Ye- şilçam'ın dev emektar yıldız- lannı görmek için yol boyun- ca toplanan insanlann ılgısi bu yıl TV ekranından tanıdığı isim- İere yöneldi. Çok eski tiyatro ve sinema geçmişlerine karşın yıl- lar sonra TV dizileriyle ûnlenen Şemsi İnkayave SûmerTümaç, kortejin "başroUerindeydi''... Festival filmlen bu yıl dört si- nema salonunda sinemaseverle- re ulaşıyor; AKM salonunda da yönetmenlerin katılımıyla yapıt- lann galalan gerçekleştirilıyor. Yanşma filmlerinin sayısı da- ha festival başlamadan ondan se- kıze ındi ve Kâmil Renklidere nın Ağaçlar Ayakta Ölflr'ü ıle Nihat Seven'in Göige Asklar'ının teknik nedenler- le hazırlıklan bitmediğinden listede yer al- madığı açıklandı; böylelikie daha önce tica- ri sınemalarda gösterime gırmiş Güle Gûk (Yön: Zeki Ökten) ıle Eylûl Fırünası (Yön: Atıf Yümaz) dışında festivalde altı "yeni fflm" kaldı. Yanşan fılmler arasında gişe açısından, şimdilik. lunçBaşaran'ın AbuzerKadayıf ı açık ara önde gıdıyor. Medyanın gözbebeği tbrabjm Tatbses'in, özyaşam öyküsünün ken- disıne sorulmadan bu fılmde kullamldığını iddia etmesinın Başaran'a müthiş destek sağ- ladığı, medyadan sonra sinema salonunda da belgeleniyor. Filmin bu ilgıyi hak ettiği- ni söylemek zor. Abuzer Kadayıf baştan so- na, Türkiye'nin 30 yılmı şekıllendiren bir- çok sosyolojik, kültürel, politik olguya şöy- le bir değinen, sorun diye getirdiği olaylara son derece yüzeysel eğilip tercihini çeşitli skeçlerle 'tribüne oynamaktan' yana koyan bir deneme. Uzun süre varoşlarda ömür tû- kettikten sonra kente kabul edılmiş büyük bir kitle, zaten yıllardır her gece Abuzer Kada- yıf 'ın anlattıklanna benzer malzemeyı tele- vizyonda izleyip kendileriyle *alay ediyor'. Bu gerçeğe böyle bir vasat bakış ne katacak; meçhul. Nerede MuhsinBey, nerede Abuzer Kadayıf ve nerede Uçurtmayı Vunnasmlar?.. Türkiye'nin güncel fotoğrafını çekmeye uğraşan bir başka film de Derviş Zaim'in ikinci uzun metrajhsı "FillerveÇimen". Tüm zamanlann en fazla ödül kazanmış yerli fil- mi Tabutta Rövaşata'dan sonra ne yapacağı merakla beklenen Zaim, bu kez 15 yıldır ül- ke gündeminden düşmeyen politika, mafya, terör, iş dünyası arasındaki ilişkileri anlatı- yor. Filmdeki tempo, kurgu basanlı; öykü seyirciyi ilk karede yakalayıp sonuna dek bırakmıyor, ama ya anlatılanlar? Zaim, tarihin bu diliminden geleceğe ken- di gözünden bir belge bırakmak istiyorsa mesele yok; ancak sıkı bir gazete okuruna ya da TV izleyicisine, onun belleğine bu yapı- tın katacağı hiçbir artı bilgi ve açılım yok. Filler ve Çimen'in oyunculan, başta AliSür- meii olmak üzere, iyi bir performans sergi- liyor. Sürmeli'nin en iyi erkek oyuncu dahn- da ödül şansı var, en iyi yardımcı erkek oyuncuda da Abuzer Kadayıf.'taki 'Abdo' Talat Bulut' u da unutmamak gcrek; bir de Fil- ler ve Çimen'in müziklerine imza atan Ser- dar Ateşer'in sıradışı düzeyini... ROMAN POLANSKİ'NtN YENİ FİLMİ PAMUKBANI "Görme, sözcüklerden önce gelmiştir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz." John Berger P.ımukKınk.Türk fotoğTaf sanatçılannın sahip olduğu yetenek ve yaratıcıhğa inanıyor ve .; Türk fbroğratinın hakettiği orranıa kavuşabilmesi için çalışıyor. • 2000 yıhnda ilki verilecek olan Pamukbank Fotoğraf Ödülti'nün amacı, \ yaşddıgı catjı yansıtan. totoğrah sorgulayan ve yücelten sanatçılan ödiillendirmek. Pjmukbaıık. bu yılın en iyilerinin belirleneceği foroğrar'yanşm.tsma bütün foroğraf sanatçılannın katılımım bekliyof" 2f»)(ı yıh Pamukbank Fotoğrat Ödiilü'nde konu sınırlaıııası olmay.ıcak. JÜRİ ÜYELERİ Mjrk Ha\vorrh-Boı>th, Vktaıia & Ali'crt Mtıseıım lot^rjj :\ Sanaf Kürjıorü Zelda Chcatlc. Gu!fu Sahibi, Foîoğral Kiıratorü Nıııi Çobkoğlu. Xcir Mcdi.t CempaııyYön. Kur. Bfk. Ara tiülor. l : oıo Muluıbirt R. I'aııi MrMıllen Rekljma, FoıvğraJ Sıinat(i>ı OvaYiiifkli, Pjmukhank Rekl.ım re Hdlkla İlifkilcı Boltim V.'/;< ıın-ı Filmde rol almakisteyen binlerce kisi kuyruk oluşturdu. 'Piyanist' için izdihamyaşandı PAMUKBANK FOTOĞRAF ÖDÜLÜ PHOTOGRA Fw further ınfomMtıon in Engtoh, you a n ıet*hw the brodıur* from Pamukbmk Phatography Gallety. OC Pamukb*nk Fotoğraf OdOKl 6 mılyar TL Tefvik Ödülû (3 adet) 600 mıtyon TL -fiON KATILMA TARIHİ 1 Araiık 2O0O BİLGİ İÇİN Pamukbank Reklam ve Haikla (Itjkiier Bötümu Furya Wah Alı Samı Yen Sok No 5 Mectdıyeköy 80450 Ist (212) 27S 1441/4515 Duygu Birecik.ii VVVAV pamukbank com tr KATILMA KOŞUOAJtl tf Yanjma amatör ve profesyonel bûtûn ttatilımcılara k t l a k rçsn her katılımcmın sıy y lı en az 10 adct fotoörafan otu«an bir olması gertkmekte&t. Katıhmalar l k l 1 dOtei • Yanfmaya katılmakrçsnher katılımcmın sıyah bey« veAreya renklı en az 10 d t f t ö f a t bi portfdyünün olması g 7 AnMcta yapılauk olan 1. O portföytertnden seçtıkterı 3 aöet fotograffa , 11 Aralrkta yaptlacak olftn 2 de^eriendırme ıçm, ılfc <leğer(er>dtrm«öe bafanlı bulunan katılmKilardan portföyiennın tamamı ıstenecektır • Yantma totoğraflan 10Eytül19W 1 Aralık 2000 tanhten arasında ûfetılmtf olan eserter arasmdan seçılerek gOnderıiecektır • Yarışmaya katılan fotograflann ebatı 18x24 on'den kuçOk otmayacaktır • Yanfmaya çöndtfriten fotoğraflınn daha önce h*jb*ı yanşmada dereceye gırmemt; olması gerekmektedtr • Her katılımcı esertenyte birlıkte adı soyadı, adres, telefon numarası ve tefcıh edtlen lad^jekhnın de belırtıtdığı kısa bir özge^mi; gönderecektır • Bûtun eseher en ge^ 1 Aralık 2000 saat 18'00'e tcadar "Pamukbank Foto<jfa1 Odülü/2000" reieramjyta başvuru adrecne gândenlmi} olmaiıdır 8u tanhten sonra gönderıten eserier de^eriendıntmeye alınmayacaktır • Bûtun eserier üzei bır zarf ya oa korunakli btr ambata) »çınde gûnderılecek. eserlenn ladesı yine ayrn zarf ya da ambalajla gerçekfeşeçektır iad« sıra»nda gerçekleşeİMİecefc olan kaybolma ya da hasardan Pamukbank sorumlu değıtdır f l alar eserierin basma. ç ^ . sergtteme kullanım ve telıf hakkı Pamukbank'ta katacaktır I Yanşmada sergılenmeye değ«r bulunan fotoÇraflar, kulianım hakkı, sahıbınfn o4mak ûzere btr sene boyunca Pamukbank'ta kaiacaktft !lk sergı I H Pamukbank Foto^raf Galenv nde açsUcaktır Pa^nukbank. eserlerı bu do$rurtuda sergı, tanıtım ve promosyon malzemelennde kullanabılır I Yanşmada odul alan ve sergıtenmeye deger bulunan «*rlenn d^mdakı foto^raftaf degerlendırmeden sonra 1 ay tçensınoe sahıpfenne lade eddecektır I Yarrçmaya Pamukbank personetı ve jurı uyeJen katılamaz Bûtun katılımcıiaf yukanda bekrtılen koşultan kabul etmtş sayı(»r 1 u TOrkıy* F Kûltûr Servisi -"2001'de Varşova'da çekilecek olan Roman Polanski"nin Piyanist fîlmi için 25-35 yaşlan arasında, ince yapıh, koyu tenü kişüer aramyor. Deneyim gerekli değüdir, ancak duygulu ve karizmatik aday lar tercih nedenidir." Ünlü yönetmen Roman Polanski nın yeni fılmi 'The Pianist' (Piyanist) için verdiği küçük bir ilan Londra'da izdihama yol açtı. Londra'da hemen her oyuncunun uğrak yeri olan 'Oyuncular Merkeri'nin kapı göre\ lısı bugüne dek böyle bir şeyle karşılaşmadığını belirtiyor. Çovent Garden'daki merkezde neredeyse yanm mile uzanan kuyruk görenleri de hayrete düşürdü. Amerika, İsrail, Almanya, Fransa, Polonya ve Portekiz'den yüzlerce hatta bmlerce kişi Roman Polanski'nin yeni fılmi Piyanist'in seçimleri için kıran kırana bir mücadele verdi. Polonyalı bir Yahudi olan ve toplama kampından kaçan piyanist Wladyslaw Szpihnan'ın yaşammdan uyarlanan film, gelecek yıl Varşova ve Berlin'de çekilecek. Oyuncu yönetmeni Celestia Fox, 13 gün önce Guardian'a verdikleri küçük bir ılanla kamuoyuna duyurduklan; 'ince yapılı, koyu tenli oyuncular aranıyor' ılanmın internet aracıhğıyla tüm dünyaya yayıldığmı ve bu yoğunlukta bir katılımın kendilerini de çok şaşırttığını ifade ediyor. Yüzlerce oyuncu adayı günlerdu- aynı yerde sabahlıyor. Geçen akşam Londra'ya gelen Amerikalı piyanist Joseph Verba. 4 saat bekledikten sonra sadece birkaç dakika görüşme irnkâru bulabilmiş. Bu yolculuğun kendisine yaklaşık bin dolara mal olduğunu söylüyor. Joseph Verba da diğer bir çok aday gibı Yahudi. Geçen gün Paris'ten ilk trenle Londra'ya gelen Zohar Wexkr, ilanı mternette gördüğünü söylüyor. Londra'ya gelmeden önce 'Oyuncular Merkezı'nin nerede olduğu konusunda herhangi bir fikri yokmuş. Ama bu rol için en ideal kişinin kendısı olduğunu çünkü Holocaust hakkında çok şey büdığim ifade ediyor Kuyrukta bekleyenlerin çoğu, annesi Auschvvitz'de ölen Roman Polanski hayranı. Bmlerce aday Polanksi'yi görememekten şıkâyetçı ancak ünlü yönetmen Paris'teyaşıyorve 1978'denbuyana Ingıltere'ye gelmiyor. DEFNE GÖLGESt TURGAY FİŞEKÇİ Düşünce ve İnanç Düşüncelenmizin oluşumu ussal bir süreçtir. In- san türtü olaylar ya da olgular karşısındakı algıla- nnı ölçer bıçer ve sonunda kafasında o konuya iliş- kin bir düşünce belirir. Düşünce katı ya da durağan değildir. Türiü et- kiler ya da algılamalar, kimi zaman varolan düşün- celerimizin pekişmesine, kimi zaman da sarsılma- sına neden olur. İnanç kavramı ise yeterii bilgiye sahip olmadan oluşmuş yargılara duyguyla bağlanmayı anlatır. Dolayısıyla düşünce ile inancın birbırinin karşıtı kavramlar olduğunu söyleyebılıriz. Bilincimizde bu iki kavram arasında da sürekli bir mücadelenin sürdüğü de öne sürülebilir. Düşünceler, kayıtsız koşulsuz doğruluğuna gü- venildiğinde inanca dönüşebılir. Inançla bağlı olu- nan düşüncelerin ise boşluklanyla karşılaştığımız- da düşünmeye başlanz. Inanmak, ınsan beyni için düşünmeye göre da- ha rahatlaticı bir eylem olduğundan, kişioğlu da dü- şenmekten çok inanmaya eğilimlidir. Olmadık yer- de düşünce ile inancın yer değiştiriverdiğine tanık oluruz. Nâzım Hikmet, bildiğiniz gibi Marx'çı duşünce- yi benimsemış, dünyayı, olaylan bu gözle irdele- yen bir insandı. Bu tavnnı hem Türkiye'de hem de 1951'den 1963'tekı ölümüne dek on iki yıl geçir- diği Sovyetler Birliği'nde aynı tutarlılıkla sürdürdü. Moskova'yı gördüğümde ilk düşünduğüm Nâ- zım Hikmet oldu. Onun sevebileceği bir kent ola- rak gözükmemişti bana. Oysa Moskova'yı öven şi- irier yazmıştı. Oradaki hayatında kimi anlarda yanılsamalar içi- ne düşmüş olabileceğini düşünmüştüm. Derken bu düşüncemi destekleyen bir yazısına rastladım. Adı: "Bağdat Yo/unda" (Yazılar 5.1937-1962. ss. 134-140). Yazıda Moskova'dan Beyrut'a önce tren, sonra da vapuria süren bir yolculuğunu anlatıyor. Sovyetler Biriiği'nin sınır kentı Brest istasyonu- na ilişkin yazdıklanna bakın: "Giderken son ve ge- lirken ilk gördüğü Sovyet istasyon yapısının daha cana yakın, daha güler yüzlü, kapalı, yağmuriu barakalarda bile güneşliymiş gibi aydınlık olması- nı istiyor insan. Hele bu sefer, bahar başlangıcın- da, bu yapı hantal sütunlan, içindeki mermerlerin soğukluğunu aksettıren kalın duvartanyla öylesı- ne biçimsizdi ki tren hareket edince vagonun kar- şı penceresine gittim. Sınır dışına bu biçimsizli- ğin hayaliyle çıkmak istemedim." Biraz ileride ise Vıyana istasyonuna ilişkin şun- lan yazıyor. "Güzel yeni bir istasyon yapmışlar. Şeytan şu istasyonu şuradan al, layık olduğu baş- ka bir şehre götür diyor insana." Düşünce ile inancın nasıl yer değiştirdiğini gö- rüyor musunuz? Birlikte düşünelim. Yazar, savunduğu sosyalizm- le yönetilen ülkedeki bir istasyon yapısını begen- mtyor, eleştiriyor. Buna karşın, karşı çıktığı kapita- list ülkedeki bir istasyon yapısını ise beğeniyor. Hatta onu alıp sosyalist ülkeye götünmeyi duşü- nüyor. Burada çok tipik bir biçimde düşünce, yerini inanca bırakıyor. Şair, gözlemlediğı olayın neden- lerini sorgulamaya hiç gırışmeden inancına uygun bir kanıya vanyor Güzel yapıyı alıp, sosyalist bir kente götürelim. Peki neden böyle olmuştur? Neden Brest'teki istasyon yapısı şairin içinı ka- rartırken Vıyana'daki istasyon yapısını beğenmiş- tir? Bunun nedenlerini düşünmeye yanaşmaz. Çün- kü inanç öne çıkmıştır. İnanç, sosyalist ülkelerde yapılanlann güzel, kapıtalist ülkelerdekilerın kötü olduğunu söylemektedir. Neden sosyalist ülkelerdeki mimarlar, kapitalist ülkelerdeki mimarlardan daha güzel yapılar yapa- mıyor diye düşünmüyor. Büyük şairimiz, böylesi kimi küçük olaylarda, inancın çıkmaza girdiği yerde, ona teslim olmayı yeğliyor. Düşüncenin, irdelemenin, sorgulamanın yerini inanca bırakması, bütün ınsanlık için ılerlemenin yollannı kapatan bir etken olmaktadır. Günümüzde yüz milyonlarca insanın içine düş- tüğü acıklı durumu başka nasıl açıklayabiliriz? Picasso'nun oglu babasınm yapmanm sergHiyor • BERIİN (AA) -Ünlü Ispanyol ressam Pablo Picasso'nun oğlu Çlaude Picasso, babasına ait yapıtlan Almanya'da açtığı yem bır sergıyle sanatseverlere sunuyor. Claude Picasso. başkent Berlin'de babasınm 130 kadar yapıtırun yann sanatseverlerin beğenisine sunucağmı söyledi. Picasso'nun sergilenecek yapıtlan arasında. kadm-erkek, anne-çocuk arasmdaki ilişkilen betimleyen tablolan, çizımlen, baskı resımlen ve heykelleri bulunuyor. Berlin'in Neue Nationalgalerie sanat galerisindekı sergı 10 Ekim'e kadar devam edecek. K U L T U R ÇİZİK K  M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle