Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM2000 ÇARŞAMBA
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyetcom.tr
îslam Dininde Reform, Ama Nasıl? •*,::'«. - ••İ'1As
P r o f . Dr. M e h m e t D AG Ondokuz Mayıs Üni. tlahıyat Fakültesi
• • nce "Kuran'ı yeniden yo-
O
nımlama"biçiminde baş-
layan, son zarnanlarda ise
"dinde yenileşme" biçi-
minde ortaya sürülen,
özellikle Diyanet kaynak-
lı tartışmalann, başta Saym Başbakaro-
0iız olmak üzere, kimi çevrelerde sıcak
karşılandığı ve laiklik adına desteklen-
diği görülmektedir. Acaba bu tartışma-
lar öyle sıcak karşılanacak ve laiklik
adına desteklenecek denli anlamlı ve
önemli mi? Böyle olduğunu söylemek
son derece güç. Gerek Diyanet çevrele-
rinden kamuya yansıyan söylemler, ge-
rekse "reform" sözcüğünü mahkûm
, edip, yerine "tecdid" (yenilestirme) söz-
, cüğünü yeğleyen itimcilerin açıklama-
lan şeriatçı (toplumsal düzeni dine da-
yandıran) anlayışta bir değişiklik getir-
rmiyor; tersine her yeniliği dinsel bir ek-
fsene oturtma amacı taşıyor.
p* Bu çevrelere göre, " Kuran'daki hiç-
bir yargı bağunlı ve koşullu olamaz; on-
lann deyişiyle rautlakör; bu nedenk her
türiüyonımaaçıktır; herdeğişimiveye-
.niliği bu yargdann kapsamına yerleştir-
jne olanağı vardu-; Kuran gerek nesne-
ler, gerekse insan ilişkileri alanında hiç-
bir şeyi eksik bırakmarruştır; Kuran'da
eksfldikgörenler. Kuran'ı anlayamayan-
lardır: o halde anlavamayanlara yonım
yohıyla anlatmak gereküf Aslında bu
söylem yeni bir söylem değil. tslam Hi-
caz bölgesınden çıkıp, daha kültürlü ve
örgütlü Kuzey bölgelere yayıldığında,
karşılaşılan yeni gerçekler ve değerler
karşıstnda Müslümarüann takındığı bir
tutumdur. O dönemde eski Yunan, tran
ve Hint kökenlı kültür bazüıesi tslarn-
laşontanış; Kuran'daki kimi yargılann bu
kültürlerle ilişkisi, böyle bir gelişmeyi
kolaylaştırmıştır (1). Geçmişte bu yön-
de yapıİanlar Müslûmanın önünü aça-
' mamış; tersine o dönemin var olan bi-
lıminı ve kültürünü kutsaDaşdrarak,her
tûrlü devrimsel gelişmenin önünü tıka-
mıştır. Geçmişte yaşanmış bir deneyimi
yagımiTria yeniden vaşamanın ya da bu
topluma yaşatmanın, bireysel birtakun
lıenrilce doygurUuklan gerçekleştirmek
dışmda, bir anlarru. ülkemize bir yaran
olabiür mi?
Aslında bugün yapılması gereken,
çağdaş bilımsel yöntemleri Kuran yar-
gılanna (ayetlerine) uygulamaktır, bir
başka deyişle, somut gerçeklere dayan-
mayan hiçbir yorum ve açıklamayı, da-
yanaksız kestihmleri (tahminleri) ka-
bul etmemektir. Kuran"a bu açıdan ba-
kıldığında, ortaya çıkabilecek, altı çızıl-
mesi gereken doğrular neler olabılir di-
ye araştınldığında, şu hususlarla karşı-
laşınz:
a) Kuran tarihsel bir geçmişe dayanır;
Babil ve Mısır geleneği, Hellenistik ge-
lenek, Musevi ve Isevi, hatta Maniheist
gelenek bu geçmişte önemli bir yer tu-
tar. Bu nedenle tdamcilann Kuran dışı
hadıs geleneğındekj Musevi öğeleri ça-
ğunıza uymuyor gerekçesıy le israiKvat
diye aşağılamalanrun hiçbiranlanu yok-
tur; çünkü tsndHyatKuran'ın kendi için-
de vardır.
b) Kuran ayetlerinintoplumsal ve kül-
türel bir bağlamı vardır. Kuran'daki yar-
gılann hemenhemen tamamı Hicaz böt-
gesindeyaşanmış ve o sırada yaşanmak-
ta olan bir olguyla ilgilidir. Henüz pey-
gamberi (mûrşidı) olmayan putatapıcı
(müşrik) Araplann peygamber beklen-
tileri (2), kölelik (3), kadınlann durumu
(4), örtûnme (5), yetimlik (6), yoksul-
luk (7) bu konuda hemen sayılabilecek
kimi örneklerdir.
c) Kuran, 40 yaşında peygamber olan
Hz. Muhammed'in yaşam deneyimin-
den, bilgi birikiminden ve ruhsal du-
rumlanndan ayn düşünülemez. Kuran'ın
çoğu çözümleri bu yaşam deneyimi, bil-
gi birikimi ve Hz. Muhammed'in ruh-
sal eğilimlerine (sevgi, istek ve nefret-
lerine) dayanır. Sözgelimi, Kuran'ın kö-
lelik konusundaki çözümleri, hem Ku-
ran' ın o dönemde geçerii olan kölelik ger-
çeğini kabul ettiğini, hem de Hz. Mu-
hammed'in Hicaz dışındakı Ortadoğu
kaynaklı kölelik uygulamastyla ilgili
deneyimlerini anımsatmâTctadır. Bu uy-
gulamaya göre, kölelik bu: kader olma-
yıp değiştirilebilir; sözgelimi köle, tıp-
kı Kuran'da yer aldığı gibi, özgürlüğü-
nüsannalabılır (8). Kuran'ın çokkadın-
la evlılık konusundaki çözümü (9), Hi-
caz toplumunda var olan yoksul ve zen-
gin kadınlarla ilgili evlılık uygulaması-
nın mutlu bir uzlaşımı gıbıdir; çünkü
Hz. Hatke örneğinde olduğu gibi, zen-
gin kadınlar eşlerinin çok kadınla evli-
liğinde önemli bir engel oluşturmakta-
dır ve özellikle Hicaz bölgesindekı Hı-
nstıyan gelenek de Hz. Muhammed'in
bılgıst dışında değildir. Bu nedenle Ku-
ran bir yandan çokeşliliğe izin verirken
bir yandan da tekeşliliği önermektedir.
Kadına son çare olarak "dayak" (10)
(tBmdkrinyaptığı gibi, Arapça "ve 'dri-
buhunne" sözcüğüne işlerine gelen an-
lamı vererek güçlükten kurtulmanın yo-
lu yoktur), kaduüann ikinci dereceden
varlık oluşlan (11), o dönemin insanla-
nnın kadına bakışıyla ilgilidir. Erkeğin
kadına üstünlügü açıkça Kuran'da yer al-
dığı gibi, erkeğin kadına hangı açılar-
dan üstûn olduğunu belirten hadisleri de
(12) dayanaksız birbıçımde uydurma di-
ye yadsımanın bir anlamı yoktur. Bun-
lar o dönemin yaşanan gerçekleridir;
Kuran bu gerçekleri yok saymamıştır.
Hz. Muhammed'in ruhsal durumunu
yansıtan ayetlerden birkaç örnek ver-
mek gerekirse; Hz. Muhammed yetim-
liğin ve yoksulluğun acısını çekmiş olan
biridir; Kuran bu paralelde yetimleri ve
yoksullan korumaya büyük bir önem
verir (13). Yolda kalrnışlara yardım (14),
Hz. Muhammed'inticari gezüerinden so-
yutlanarak ele alınamaz. Hz. Muham-
med'in Ayşe'ye olan sevgısı evliliğini kur-
tardığı gibi, zina olayımn saptanması-
nın neredeyse olanaksız birtakım ko-
şullara bağlanmasını sağlamışür (15). Hz.
Muhammed'in gönlünü kölesi Zeyd'in
karısı Zeynep'e kaptırması, Zeynep'in
kocasındanboşanarakHz. Muhammed'le
evlenmesiyle sonuçlanır (16). Fakat Ku-
ran bu olaylan Hz. Muhammed'in duy-
gusal eğilimlerinden soyutlar ve Tan-
n'nın bilgisi, takdiri ve ulaştırdığı ha-
yırlı bir sonuca bağlar. Hz. Muham-
med 'i korumaya aur (17).
ç) Kuran ayetlerinin içeriği Hz. Mu-
hammed'in peygamberlik yaşamında
geçirdiği değişüne koşut (paralel) bir
değişim göstermiştir. Sözgelimi, hicret
öncesi ayetler hem daha yumuşak ve
hoşgörülü hem de sıyasetten uzaktır;
buna karşüık Hz. Muhammed'in devlet
başkanhğı sûrecinin basladıgı Medine
dönemiyle birlikte ayetler giderek sert-
leşir, hoşgörü ve yumuşaklık ortadan
kalkar; hukuksal düzenlemeler yoğun-
laşır. Kuran sık sık "düşûnmek'Hen (18)
ve
tt
anınısamak"tan (19) söz etse de, dü-
şünmek ve ammsamak tlimcilerin ve
Diyanetpamiagnm sözünü emgı gıbı, ev-
lann yıyecek ve barınma sağlaması için
(23), yıldızlan ve öteki ışıklı gök cisim-
lerini ınsanlann aydınlanmalan ve yol-
lannı bulabümeleri için (24) yaratmış-
tır. tşte insanın bunlan düşünmesi ve
anımsanıag ve sonuçta Tann'ya yönel-
mesi gerekir. Kısaca ifade etmek gere-
kirse, Kuran'da çağdaş bılgıyı kuracak
hiçbir şey bulamayız; ama Tann'ya inan-
ca yönelten pek çok ayetle karşılasabı-
liriz. Kuran bildirisinde dıkkatı çeken ana
amaç, Tann'ya inancı sağlamak; böyle-
ce Kuran'da tannsal kaynaklı olduğu
ileri sürülen yargılan inananlara kolay-
lıkla dayatmaktır.
Görüldüğü gibi, hangı kaynaktan gel-
diği savlarursa savlansın, toplumsal, ah-
laki ve hukuksal yargılan saltık (kayıt-
sız, koşulsuz) yargılar olarak niteleme-
nin olanağı yoktur. Bu türden yargıla-
nn oluşumunu toplumsal ve kültürel ko-
şullar belirler. O halde ne her şeyi din
eksenine oturtmayı amaçlayan Kuran'ı
yeniden yorumlama ne de dinde yeni-
leşme toplumumuzu esenliğe çıkarabi-
lir ve ona huzurgetirebilir. Yapılması ge-
reken, büyük önder Atatürk'ün önder-
liğinde cumhuriyetimizin ilk 23 yıhnda
olduğu gibi, yeni kuşaklara çağdaş bi-
limin ne olduğunu, hangi yöntemleri
kullanarak anlamlı sonuçlara vanlabi-
leceğini iyice öğretmektir. Eğer bu ya-
püabilirse, ınsanımız bınlerinin yorumu-
na ve dını yenileştinnesine gerek kalma-
dan dinini ve inancım pekâla kendisi
kurabilır.
y g g
rendeki nedenselbağlantılan düşünmek
ve anımsamak değildir; çünkü Kuran,
Tann dışında gerçek hiçbirneden kabul
etmez. Kuran'a göre, her olayın ardın-
da Tann vardır. Geleneğimizde takdİF-
i Oahinin önemli bir yerinin bulunması
ve her şeyin Tann'mn iznine bağlan-
ması, Kuran'ın bu bakış açısıyla ilgili-
dir. Tann yaranr, yaranrken özellikle ta-
pınma ve sınav için (20) yaratüğı insa-
nı düşünür; insanın çıkanna, yaranna ve
iyüiğine olan şeyleri yaratır. Örnek ver-
mek gerekirse; Tann gündüzü çalışmak,
geceyi dinlenmek için (21), şimşeği ve
gök gürültüsünü insanlan korkutmak
için (22), yeryüzü ve gökyüzünü insan-
(1) Bu konuda bkz., benim, tslam Fel-
sefesinin Bazı Temel Sorunlan Üzerinde
Düşünceler, OMÜÎF. Dergisi, Sayı 5, Sam-
sun 1991, ss. 9-10,
(2) Kuran 'a göre, Tann her topluluğa
uyancıyollamıştır. Araplara da kendi iç-
lerinden birini elçi olarak beliriemek su-
retiyle bu beklentiyeyanıtvermiftir(bkz.,
Kuran, Fatır (35), 24: "Geçmiş her top-
luluk için bir uyancı bulunagelmiştir ";
Nahl (16), 36: "Andolsun ki, her toplu-
luğa, Allah 'a kulluk edin, azdıncılardan
kaçının, diyen peygamber göndermişiz-
dir "; Ra d (13), 30: "Sana vahyettiğimi-
zi okuman için, seni de onlardan önce ni-
ce topluluklann gelip geçtiği bir toplulu-
ğa gönderdik"; Cum'a (62), 2: "Ümtni
kimselerarasından, kendilerine ayetleri-
ni okuyan, onlan antan, onlara Kitab 'ı
ve hikmeti öğreten birpeygambergönde-
ren O'dur, daha önce, kuşkusuz apaçık
bir sapıklık içinde idiler; onlardan baş-
kalanna da -ki henüzonlara katılmamış-
lardır- Kitap ve hikmeti öğretmek üzere
peygamber gönderen Allah 'tır". Bu son
ayetle, anlasılacağı üzre, okuma-yazma bii-
meyen ya da Kitap 'tan yoksun olan anla-
mınagelen ümmi tophüuktan amaçlanan,
daha önce peygamberi olmamıs putata-
pıcı Araplardır.
(3) Nur (24) 32-33.
(4) Bakara (2), 221 vdd., 282; Nisa (4),
11, 22 vdd, 34, 176: Ahzab (33), 4.
(5) Nur (24), 31; Ahzab (33), 59.
(6) Bakara (2), 220; Nisa (4), 2 vdd.;
En am (6), 152; Isra (17), 34; Fecr (89),
17; Duha (93), 6-9; Maun (107), 2-3.
(7) Fecr (89) 18; Maun (107), 2-3.
(8) R. N. Frye, The Heritage ofPersia,
A Mentor Book, New York 1996, ss. 178-
179.
(9) Nisa (4), 3.
(10) Nisa (4), 34. Amlan sözcükancak
"an " (den, dan) edattyla birlikte kuüanıl-
dığında "den uzaklaşmak " anlamınage-
lir. Ayette böyle bir şey yoktur. Arapça
bilmeyenleri kandırmak için olmadık dil
cambazhklan yapmak gerçek bilim in-
sanlanna yahşmaz.
(11) Bakara (2), 228 .'•
(12) Kuran bu konuda neden olarak ka-
dınlann unutkanhğiM vurgular (bkz. Ba-
kara (2), 282). Hadislere göre, "kadınla-
nn aklı eksiktir; çünkü kadtmn tanıklığı
erkeğin tanıklığımnyansıdır. Dini eksik-
tir; çünkü kadın aybası halinde iken na-
maz küamaz " (bkz., Buhari, Hayz, 6; Müs-
lim, tman, 32). Bu hadisler Kuran 'ın ru-
huna uygundur; uydurma olma olanağı he-
men hemen yok gibidir.
(13) Bakara (2), 220; Nisa (4), 2 vdd;
En 'am (6), 152; tsra (17), 34 vb..
(14) Bakara (2), 177.
(15) Nur (24), 11-17. Ayette zina konu-
sunda 4 tamkşart kosulmustur. Fıkth ki-
taplannda tanıklann zina olayını gözle
görmeleri zorunlu görülmüstür.
(16) Ahzab (33), 37.
(17) Bkz., 15vel6. dipnotlardaki ayet-
ler.
(18) Ta 'kilunya da çesitli türevleri. Bu
sözcükler ayetlerde sık sıkgeçer. Ozellik-
le insanlann iyiliğine veyaranna olarak
Tann 'nmyaratısının dilegetirildiği ayet-
lerin sonuna eklenir. Böylece Tann, insan-
lan yaratılış hikmetleri konusunda dü-
şündürmüf olur. Bkz., sözgelimi, Bakara
(2), 73, 76, 164, 242; Al-i tmran (3). 65;
En am (6) - 32; Uu minun (23), 80 vb.
(19) Yetezekkerun ve türevleri de ayet-
lerde oldukça sık olarak geçer. Bkz., söz-
gelimi, tbrahim (14), 25; Zümer (39), 9,
27;Mu'min(40),13vh.
(20) Zariyat (51), 56; Mülk (67), 2;
Maide (5), 48.
(21) Nebe (78), 9-11; En am (6), 96.
(22) Rad (13), 12-13.
(23) Hicr (15), 19-20: Lukman (31),
10
(24Furkan (25), 61; Mülk (67), 5; Nuh
(71), 16; Hicr (15), 16; En am (6), 97.
^ARADA BİR -
; Ooç. Dr. Yıldız SERTEL
brtiham Seçen Kadmtarıımzı
Kim Kuıtaracak?
- Bir süre önce NTV televizyonunda dinledim: Son
-•bir iki ay içinde, Batman'da 27 genç kız ve kadın in-
tihar etmiş. Buna karşt da Kuranıkerim'in, inrjhan gü-
nah sayan ayetlen basılıp dağrtılmış. Müftülere bu
konuda vaazlar vermeleri önerilmiş. Kimi psikolog-
lara da başvurulması düşünülüyormuş. Intihariann
kadınlar üzerine yapılan baskılardan meydana gel-
diği söyleniyor. Ancak bunlar üzerinde durulmuyor.
Sanki soruna bir ruhsal bunalım olayı gibi egiliniyor.
Oysa, kadınlar üzerindeki baskılann neler olduğu-
nu kestirmek zor değildir
- - Genç kızlann istemedikleri erkeklerie zorla ev-
Jendirilmeleri...
r - Erkeklerin; koca, babayadakardeş.kadmlarüze-
~ rinde fiziksel baskı uygulamalan...
- Birden fazla evlilikle aile yaşamının bir cehenne-
meçevrilmesi...
- Dinci babalann okumak, üflemek bahanesiyte
genç kızlann ırzına geçmeleri...
; - Yoksulluk yüzünden çocuklanna bakamayan
.analar, dağa kaçan gençler...
- Yoksulluk yüzünden bozulan, göçle parçalanan
aileler; fuhuşa sürüklenen kadınlar...
Kısacası yara büyüktür. Batman'da patlak veren
olayın arkasında derin sosyal, ekonomik, kültürel so-
runlaryatıyor. Meydanı boş bulan birtakım cahil kim-
seler: Hacılar, hocalar dinin yanlış tefsirlerine, köh-
ne geleneklere dayanarak kadınlara zulüm yolunu
açfyor. Şeriat kurallan yüzünden genç bacttanmrz can-
lanna kıymakta buluyorlar çıkış yolunu.
'Asiyeyi Kim Kurteracak?' Genç yaşta canlanna
kıyan genç kızlanmızın, kadınlanmızın dertlerine kim
deıman bulacak? LaikTürkiyede güncel, sosyal bir
-sooına Kuran'ın ayetleriyle, müftülerin vaazlanyla mı
"yanıt verilecek?.. Nerede, hangi dönemde yaşıyo-
ruz? Ortaçağda yaşayan bir aşiret miyiz, yoksa
Cumhuriyet Türkiyesi'nde mi?
Bir yörede kısa bir süre içinde 27 kadın canına kı-
yryorsa, orada çok önemli sosyal, ekonomik, küttü-
rel, dinsel sorunlar yaşanıyor demektir? Oraya der-
hai sosyal araştırmalar yapacak ekipler gönderilme-
li; yöre halkıyla kaynaşılıp sorunun ve hatta sorun-
lann temeline inilmeli. Aynı zamanda dinin kadın
üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıldtgı açığa çı-
kanlmalı. Burada devlete, başta kadın örgütleri ol-
mak üzere sivil toplum kuruluşlanna ve de basına
büyük görevler düşüyor.
Sorunun kökleri deşildiğinde elbette karşımıza iki
temel yara çıkacak: Sefalet ve cehalet. Bu iki afe-
te karşı idari, yasal yöntemlerie çıkmakla, baskıyla
karşı konamaz. Şeriatçılar halkın yoksulluğundan fay-
dalanırken devlet halkın karşısına sosyal yardım ye-
rine IMF programlanyla çıkarsa, hükümet sosyal
devleti kuracak yerde, zengini zengin, yoksulu da-
ha yoksul kılan düzene boyun eğer, halkı ezen po-
litikalanyla irticaya avuç açarsa, laik Türkrye Cum-
huriyeti bu sorunun altından nasıl kalkar?
Batman'daki intihar olaylan bir toplumsal sorun
olarak yurt çapında ele alınmalı. Dini kötüye kulla-
nan gericilerin (irticacılann) karanhk yüzü ortaya çı-
kanlmalıdır.
İlgili bakanlıklan, kurumlan ve özellikle kadın ör-
gütlerini göreve çağınyorum. Canına kıyan bacıla-
nmızın yardımına koşalım. Bu tip sorunlann yanıtı-
nın sosyal devlette olduğu gerçeği üzerinde duralım.
SOS\ALSİGOKIALARKIJRUMU *
KKŞEHİR SİGOKIA MÜDÜRLÜĞÜ
GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA
SURETtYLE SATIŞİLANI
DosyaNo: 1999/3
Saolmasuuı karar verilen gayTİmenkulün tapu kaydı, imar duruma,
nitelikleri ve muhammen bedeü: Kırşehir ili Mucur ilçesi Inanç köyü
Köyiçi mevkii pafta 2 parsel 1009'da tapuya kayıtlı 3450 m2 yüzöl-
çümlü arsa niteliğinde gayrimenkul üzerinde idari bina ve lokanta ola-
rak yapümış iki katlı karkas bina ve benzinlik ıstasyonu (pompalan
yok) olarak kullanılmıştır.
Gayrimenkulün kuzeyi Kirşebir-Kayseri karayoluna cepheli, doğu-
su 1056 parsel, güneyi 1008 ve batısı 995 parselle çevrili Kırşehir'e
10 km. uzaklıkta olup, Kırşehir'den Kayseri istikametine göre yolun
sağ tarafında bulunmaktadır. Lokanta olarak kullanılan binarun otu-
rum alam 329.91 m2, idari bina olarak kullanılan yerin ise 183.23 m2
olup, yapı alanı toplam 513.14 m2'dir.
Muhammen bedeli: Arsa bedeli 690.000.000.- TL. yapı ve bina be-
deli ise 53.315.000.000.- olmak üzere toplam 54.005.000.000 TL.'dir.
Saüş. şartlan: 1- Taşuımazm birinci satışı, 21.11.2000 tarihinde
SSK Kırşehır Sigorta Müdürlüğü (4. kattaki lokalınde) Medrese Ma-
hallesi Mermerler Camii Üstü adresinde açık arttırma suTetiyle saat
14.00-14.15 arasmda saOşı yapılacaktır.
2- Birinci artnrmada tayin edilen yer ve zamanda gayrimenkul için
teklif edilen bedel muhammen bedelin yüzde 75'i (+) takip masrafla-
n ve varsa rüçhanlı alacaklılann miktannı geçtiği takdirde en çok art-
tırana ihale edilecektir. Teklif edilen bedel bu miktan bulmaz ise en
çok arturanın taahhüdü baki kalmak kaydıyla 28.11.2000 tarihinde
aynı yer ve saatte ikinci arttırma yapdacaktrr. tkinci artnrmada gayri-
menkule teklif edilen bedel muhammen bedelin yüzde 40'ını (+) ta-
kip masraflannı ve varsa rüçhanlı alacaklann toplamını geçmek kay-
dıyla en çok arttırana ihale edilecektir. Ancak; birinci arthrmaya is-
tekli çıkrnaz veya pey sürülmez ise ikinci arttırmada 6183 sayüı ya-
sanın 94. maddesi gereğince birinci arttırmadaki şartlar aranacaktır.
3- Satışa iştirak edeceklerin, satılacak gayrimenkulün muhammen
bedelinin yüzde 7.5'ikadar 6183 sayıh kanunun 10. maddesinin 1 ile
4. fikrasında belirtilen nitelikteki teminatı (nakit para, süresiz ve ke-
sin banka teminat mektubu, Hazine tahvil ve bonosu, hükümetçe bel-
11 edilen Milli Esham ve Tahvilat) satışından önce müdürlüğümüze
vermeleri mecburidir. Teminat tutan4.050. 375.000 TL. (Dörtmirya-
rellimilyonüçyüzyetmişbeşbin).
4- Satış peşin para ile yapılır. Ancak alıcı talep ettiği takdirde 20
günü geçmemek üzere süre verilebilir.
5- Resmi ihale pulu, damga vergisi % KDV, tapu alım satım
harcı masraflan, tellaliye resmi ve taşınmazın teslim masraflan ahcı-
ya atittir.
6- Taşınmazm aymndan doğan birikmiş vergiler ihale bedelinden
ödenecektir.
7- Pey ipotekler göz önüne ahnmadan sürülür. Ancak gayrimenkul
rehni suretiyle sağlanmış muaccel borçlar alıcıya devredilmez, saüş
bedelinden tercihen ödenir. Muaccel olup, alıcıya intikal eden rehin-
ü borçlar ihale bedelindentenzü edilerek ahcı uhdesinde bırakılır. Ba-
kıyesı kendisinden tahsil olunur.
8- Ipotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin ve intifa hakkı sahip-
lerinin satılacak gayrimenkul üzerindeki haklan, hususi ile faiz ve
masrafa dair iddialann dayanağı belgeler ile 15 gün içerisinde müdür-
lüğümüz tcra Takip Haciz ve Satıs Servisi'ne bildirihneleri lazımdır.
Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan
hariç bırakılacaktır.
9- Gayrimenkulün kendisine ihale olunan kimse ihale bedelini he-
men veya süre verilirse, verilen süre içerisinde ödemekle yükümlü-
dür, aksi takdirde ihale karan fesh ediür. Gayrimenkul satış komisyo-
nunca hemen 7 gün süreyle arttırmaya çıkartılrr. Bu arttırmada ilgili-
lere herhangi bir tebligat yapümaz. Yalnız üanla yetinilir. Gayrimen-
kul en çok arttırana ihale edilir. Birinci kez ihale yapılan kimse iki
ihale arasındaki farktan ve diğer zararlardan mesul olup, ihale farkı
ve geçen günlerin faizi aynca hükme hacet kalmaksızın teminattan
mahsubu yapıldıktan sonra bakiye^i 6183 sayıh kanuna göre Sigorta
Müdürlüğü'nce tahsil olunur. Faiz yüzde 60'tan hesaplanır.
10- Saüş ilanı ilgilının adresine tebliğe gönderilmiş olup, adreste
tebligat yapılamaması durumunda, işbu saüş ilanı ilanen tebligat ye-
rine geçer.
11- Saüşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını
kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1999/3 sa-
yıh dosya numarasıyla Müdürlüğümüz lcra Takip Haciz ve Saüş Ser-
visi'ne başvurmalan ilan olunur.
12- İşbu saüş ilanı, ilgüiler yönünden ilanen tebligat hükmündedir.
Basm: 53725
ADANA SULH HUKUK MAHKEMELERt SAHŞ
MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK
ARTTIRMA ÎLANI
DosyaNo: 2000/31
Adana'nın Reşatbey mahallesinde tapunun sayfa 1804 cüt 11, ada
438 .parsel 15'te kayıtlı 611.50 m2'lik taşınmaz izalei şüyu karanna
istinaden satılacaktır. Parsel üzerinde iki katlı kârgir, her katı ayn ba-
ğımsız bölüm şeklinde mesken ile ayn bir bölümde tek katlı yığma ın-
şaat tarzında depo veya ardiye olarak kullanılan yapı bulunmaktadır.
İki katlı yapının zemın katında 4 oda, 1 salon ve müştemilatından
ibarettir Zemin tabanı eski tip karo mozaik döşelidir. Duvarlan sıva-
h kısmen seramik döşelı kısmen plasük, kısmen yağlı boyalıdır. Mut-
fak tezgâhı mermer, duvarlan seramik kaplamalı mutfak tezgâhının
am ve üstü dolaphdır. Binanın kapı ve pencereleri sökülmüştür.
Birinci katta da 4 oda, 1 salon ve müştemılatı bulunmaktadır. Du-
varlan sıvalı, kısmen seramik, kısmen boyalıdır. Zemını eski tip karo-
mozaik, bu katında tüm kapı ve pencereler ahşaplan sökülmüştür. Bi-
nanın iki katı da mesken olarak yapümış ve amacına uygun olarak
kullanılmıştır
Binanın dış kısmında bahçede ayn bir bölüm şeklinde olan depo bi-
nası bakımsız halde binanın kısmen sıvalan, boyalan dökülmüş bu ya-
pının da kapı ve pencereleri sökülmüş, zemin tabanı beton şapür.
Parsel üzerinde bulunan iki katlı yapının bugünkü mahalli rayiçle-
re göre değerinin 4.000.000.000 lira değerinde olduğu, bahçede depo
olarak kullanılan yapının değeri ise 500.000.000 lira değerinde oldu-
gu,
parsel uzennde incir ağacı, akasya, yenıdünya, Japon gülü, agaçla-
n bulunmaktadır. Bu ağaçlann tamamı 62. 500.000 lira değerinde ol-
duğu,
Zemin değeri: Taşınmaz Adana'nın merkezı yerinde olup tüm im-
kânlar mevcuttur. Taşuımazlann kullanım şekli ve imar durumu göz
önüne ahndığında 1 rn2'sinin 75.000.000 lira değerinde olduğu, taşın-
mazın zemin değerinin tamamı 45.862.500.000 lira değerinde oldu-
gu,
Taşınmazın üzerinde bulunan yapılar, ağaçlar ve zemin değeri
50.425.000.000 lira muhammen bedel üzerinden aşağıdaki şartlarda
satılacaktır.
tmar dununu: D 1 ön bahçeli beş katlı tek ev imar yollan.
Sabş şartlan: 1-Saüş, 13.11.2000 günü saat 11.00'den 11.15'eka-
dar Adana Seyhan Belediyesi Mezat Salonu'nda açık artürma suretiy-
le yapılacak Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve
rüçhanh alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve saüş masraflannı
geçmek sartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle ahcı çıkmazsa en çok
armranın taahhüdü baki kalmak şarüyla 23.11.2000 günü aynı yer ve
aynı saatte ikinci arttırmaya çıkanlacakür. Bu arttırmada da bu mık-
tar elde edılememişse gayrimenkul en çok arturanın taahhüdü saklı
kalmak üzere artürma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok art-
ürana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin
edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına
rüçharu olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka
paraya çevirme ve paylaşürma masraflannı geçmesi Ia7imflır Böyle
fazla bedelle ahcı çıkmazsa saüş talebi düşecektır.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde
20'si nispetınde pey akçesi veya bu miktarkadar milli bir bankanın te-
minat mektubunu vermeleri lazımdır. Saüş, peşin para iledir, ahcı is-
tediginde 20 günû geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, ihale pu-
lu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler saüş bede-
linden ödenir. 2464 SK'nin 68. maddesi gereğince tellaliye harcı saüş
bedelinden ödenir.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul
üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı da-
yanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır.
Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan ha-
riç bırakılacaklardır.
4- Ihaleye katıhp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle
ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettüderi be-
del ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ay-
nca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardu. thale farkı ve
temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olu-
nacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden aunacakür.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için da-
irede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği
gönderilebilir.
6- Saüşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını ka-
bul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2000/31 sa-
yüı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur.
22.09.2000 (*) İlgüiler tabirine ırtıfak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 53336
PENCERE
Umut?..
"Adam Sanat" dergisinde bir soruşturma:
"Yakın yıllara dek devlet şiiri tehlikeli bulur, yar-
gılar, şairieri cezalandırmak, sindirmek için çaba
gösterirdi. Günümüzde ise bu tavnndan uzaklaş-
mış görûnüyor. Bu süre içinde ne değişti? Şairter
artık 'uslu' şiiıier mi yazıyor? Rahatsız eden, 'suç
işleyen' şiire ne oldu?"
Değerii ozanlanmız soruyu yanıtlamışlar; llhan
Berk demişki:
"Uzun süredir parlak, güzel şiihehn yazıldığı bir
gerçek. Ama sarsan, hayır diyen şiirferin yazılma-
dığı da bir gerçek. Hayır diyen şiirter yerine evet-
leyen şiiheryazılıyor. Bir şey daha var: Şiirartık suç
işlemiyor. Asıl da şaşırtmıyor."
•
Dünya sürekli değişim içinde...
Amerika'da ırk aynmı, siyah-beyaz çelişkisinin en
koyusunu yaşarken, karaderili soyunun şiirini ya-
zanlara kaynaklık ediyordu.
O hızı kaldı mı?..
Zencilertüm dünyada spor alanlannın attını üs-
tüne getiriyoriar.
Sanki üstün ıri< oldular.
Burunlan havada!..
196O'lı yıllann ilkyansında, YÖN dergisini çıkar-
dığımız günlerden birinde, Doğan Avcıoğlu herza-
manki gibi sigarası dudaklanndayken konuşmuş-
tu:
-tthan,Nâzım Hikmet'/n şiineriniyayımlasak na-
sıl olur?..
Birden irkilmiştim.
Elle tutulmaz, gözle görülmez bir güç Nâzım'ın
şiirierine aşılamaz bir yasak koymuştu. Bu yasağı
delmenin sonuçlan ne olabilirdi?..
Korku dağlan bekler!..
Bugün Nâzım Hikmet'in şiirierinden kimse kork-
muyor, ürkmüyor.
•
Soğuk Savaş'ta kesin yengiye ulaşan Batı Blo-
ku, Che Guevara'yı süslü madalyonlara işledi, sü-
per marketlerde satışa çıkardı.
Kapitalizmin en azgın egemeni köpeksiz köyde
değneksiz dolaşıyor.
Eskiden Batı Avrupa, Sovyetler'den esen rüzgâr-
lan göğüsleyip kesmek için "sosyal devlet"] icat et-
mişti; artık "sosyal devlet"e sırt çevirmek, hızlı kal-
kınmanın ya da büyümenin gereği sayılıyor.
Çünkü sosyal devlet pahalı!..
Kapitalizmin egemeni korkudan anndı; emekçi
tabanı umuttan soyutlandı.
Umutlan yalazlandıramayan ve olacaklan muş-
tulamayan bir şiirden hangi egemen ürker?..
•
Dünyada artık Batı-Doğu bloklan yok..
Kuzey-Güney çelişkisi var.
Tarih Baba gündemi değiştirdi.
Koskoca "süpergüç Sovyetler"\n Batı Bloku'yla
kaynaşarak yoksul Güney'in karşısına geçmesi,
yalnız ekonomik ya da siyasal bir olay mı?.. Yok-
sullann çaresizliği, düşünen insanın ruhunu ürper-
tecek rüzgâriar estiriyor; yeryüzünün büyük bir
coğrafyasında yenilgiye uğramış Spartaküs'lerin
acılan yaşanıyor.
Şair, yerkürenin ufuklannı tarayıp, insanın derin-
liğine iskandil atan kişi değil mi?..
Nâzım Hikmet'in "kalbinin yansı" Türkrye'de,
öteki yansı da dünya yoksullannın yanındaydı.
Uzağa gitmeye ne hacet, Birleşmiş Milletler ve-
rilerine göre 2000 yılında dünyada yaşayan 5 kişi-
den 1 'i açlıkla pençeleşiyor, 7 kişiden 1 'i besinsiz-
likten kınlıyor.
Egemenlerin kalbi taştan; ama, aydınlann da yü-
rekleri mi nasıriaştı?..
Bereket şair ve şiir var..
Demek ki umut var.
INGILIZCENIZ
sorun yaratıyor ise...
veya...
gefecekte, sevdlhlerlnizln
bu sorunlan yaşamalarını
Istemıyorsanız.
The Cnglish Centre size
akılcı çözümler öneriyor!
Genel tngitizce Programian
Çocuklara Özel Programlar
Ştrket ve Kuruluşlar İçin Özel Programlar
tş tngitizcesi
TOEFL-IELTS-KPDS-ÖSS YDS
Smavtanna Hazırlık Programlan
Bire-bir İngilizce Eğitimteri
Yaz İçin Özel Programlar
Yabancılar için Türkçe Kurelan
Yurt Dtşt Eğitim Danışmanlığt
Mayh Bilgi İçin:
BTANBUL Rurneü Cad. No:92 80220 OSMANBEY
Tel:(0212) 225 91 72 - 247 09 83 - 241 20 34
ANKARA Selan* Cad. No:8 K:5 06240 K1ZIIAY
Tel:(0312) 435 30 94 - 435 25 03
E-mafl englishcenlie@superonline.coni
Intnnat http 'www.angi«hcsntre cofn
ENGLISH CENTRE
KAMUOYUNUN DİKKATİNE;
Son gOnlerde bazj öğrencilerimizin ve okulumuza bilgi
almaya gelen kijilerin bizi uyarmalan Ozerine
yaptığımız araştırmalarda: Kadıköy'de
"Özel Kadıköy Merkez Eğitim
Kuruluştan-İngilizce, Bilgisayar.Muhasebe
ve Daktilo Kurslan" adında bir kunıluşun
"English Center" adını kullandığı, bez afişler
ve gazete ilanlan ile duyuru seferberliğine
glrdiği anlaşılmıştır.
Herhangi bir yanılgıya düşülmemesl
açısından, rstanbul'da bugün itibariyte
Osmanbeydeki merkezimiz
dışında başka bir şubemiz olmadığını ve
konuyla ilgili gerekli yasal işlemleri
başlatmakta olduğumuzu kamuoyunun
dikkatine sunanz.
ENGLISH CENTRE