24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2000 SAU 14 [email protected] SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Deııiz diye bir deükanh...• "Deniz Diye Bir Delikanlı" örneği, vurdumduymazlığın duyarlılığın yerine geçtiği toplumumuzda polıtik tiyatronun gerekliliğini, ancak politik-belgesel oyun yazımında ve sahnelenişinde bilineni aşmanın zorunluluğunu bir kez daha duyumsatıyor. 38. yılına giren Ankara Sanat Tiyatrosu, 2000-2001 üyatro dö- nemini, Metin Balay'ın yazıp sahnelediği "DenizDiyeBir De- likanlı" adlı oyunla açtı. 6 Ma- yıs 1972'de, arkadaşlan Hûseyin Inanve Yusuf Aslanlabirlikte idam edilen, 68 kuşağının efsa- neleşmiş öğrenci lideri ve THKO önderi DenizGezmiş'in yaşama ve ölme serüvenini, zaman akı- şı içinde bir ileriye bir geriye zikzaldar çizerek kısa tablolar- la dile getiren bir çahşma var karşımızda. Neyi amaçlıyorbu oyun? Otuz yıl öncesinin, bugün ellili yaş- lannı süren kuşağın beynini ve yüreğini örselemiş tarihine çö- zümleyici bir bakış açısı getir- meyi mi? Belleksiz toplumu- muzun gündemden çıkanverdi- ği önemli toplumsal-tarihsel olaylan anımsatmayı mı? Otuz yıl öncesine damgasını vuran bir harekete temel olmuş bir ide- olojiyi tartışmayı mı? Bu hare- keti, dünden bugüne uzanan ta- rih dilimi içinde değerlendirip günümüze ilişkin bir ileti kotar- Metin Balay'ın yazıp sahnelediği "Deniz Diye Bir DetikanlTda Deniz'in 'deti-kanlı'hğı tüm yönleriyle dile getirmek amaçlanmış. mayı mı? Kaç yıldır toplumun gündemindeki sıcaklığını koru- yan idam cezasma karşı çıkma- yı mı? Sık sık şu ya da bu biçim- de yaşayageldiğimiz baskı dö- nemlerinde çalıştınlmış çarpık adalet mekanızmasını yermeyi mi? Ya da Deniz Gezmiş efsa- nesini sahnede de efsaneleştir- meyi mi?.. Gezmiş'in, boynuna ilmekge- çirildiği an ile tıbben ölmüş sa- yılacağı an arasındaki müthiş bir duygusal gerilim yaratan uzun sure içinde yer alan oyun- da, "asılnuş" ama "ölememiş" insanın bilincinden boşaldığı duygusunu veren kısa, kopuk anı tablolannı izlerken, bu soru- lardan birinin yanıtını bulmaya çalıştım. Bulamadım. Ne yakın tarihi- mizin sancılı dönemine ışık tu- tacak denli aynntılı bir belgesel çahşma, ne Deniz Gezmiş'in simgelediği eylem bağlamında bir hesaplaşma. ne son otuz yı- lın Türkiye'sindeki sol hareke- te ilişkin toplumsal ya da poli- tik bir yorum, ne de dünü bugü- ne ulaştıran herhangi bir eleşti- rel bakış... Bulduğum, Avukat HaBtÇelenk'in anılanndan, De- niz'in babasının, arkadaşlanmn anlattıklanndan, otuz yıl önce- sinin basınından, bugün de ga- zetelerde çıkanyazılardan bildi- ğimiz, bir bölümü tarih, bir bö- lümü anektod niteliğinde olay- lann oluşturdugu tablolarla De- niz'in anlatılışı... "Hoşça Kal Yann" filmi kı- sa süre önce izlenmemiş olsa, belki unutulanı anımsatma yo- lunda, en azından ölmüş duygu- lanmızı canlandırma adına bir işlev taşıyacak oyun. Ancak kı- sacık yaşamı kalabalık ögrenci kitlelerine liderlık etmekle, top- lu coşku seli yaratmakla, silah- lannpatladığı yoğun bir serüven- ler dizisi içindeki duygusal-şi- irsel anlarla örülmüş bİT genci, içinde varolduğu ve onu yoke- den toplumsal-politik ortamla iç içe dile getirmede kullanılan Eastwood, son filmi 'Uzay Kovboylan 'nda hayatın 70'inden sonra başladığını kanıtlıyor Uzayda dörbıala macera CUMHUR CANBAZOĞLU Sinemada ellinci yılını geride bıra- kan CKnt Eastvtoodbeyazperde de ha- yatın 70'inde başladığma herkesi inan- dırmayı başaracakmış gibi gözüküyor. Eastwood (70 yaşında), bu hafta gös- terime giren Uzay Kovboylan (Space Covvboys) adlı fılminde, yanına Jaroes Garner (72), Donald Sutnerland (66) ve 'ufakhk' Tommy Lee Jones'u (52) alıp uzaya çıkıyor ve ilerlemiş yaşına karşın hem kameranm önünde hem de arkasında ilginç işler kotanyor. Eylül başında Venedik'ten kariyer ödülü alan ve başansı Avrupa sinema- sı tarafından da belgelenen Eastvvood, Lucas'ın Industrial Light & Magic şir- ketinin etiketini taşıyan birkaç özel efekt dışında, NSA'nın arşivinden ya- rarlanarak mutevazı, klasik bir film çekmeyi tercih etmiş. Konu şöyle: îkon, dünyanın tepesin- de dönüp duran bir Sovyet uydusu (han- gi amaca hizmet ettiği karanlık); anza yapıyor ve Ruslann ABD'li dostlanna bildirdiğine göre yörüngeden sapıp dünyanın yanstnı iletişimsiz bırakacak kadar tehlıkelı. Amerikalılara her şeyi yap, televiz- yonlannı ve telefonlannı ellerinden al- ma derler; nitekim onlar da bir yandan bu felaketi yaşamamak, diğer yandan da her zaman olduğu gibi insanlık adı- na bir şeyler yapmak amacıylahareke- te geçiyorlar ve sonmu çözmek için o günün teknolojisini iyi bilen birilerini anyorlar. Akıllara, 40 yıl öncesinin küs- • Eastvvood fılme Uzay Kovboylan ismini verirken bir yanda iyi tanıdığı kovboy dünyasını, diğer yanda da hiç alakası olmadığı uzayı bir araya getiriyor. O, çocuİduğunda uzayla ilgili hiçbir proje başlatıimadığı için uzaya gitmeyi, yıldızlarda neler olduğunu hayal bile etmemiş. kün, astronot adayı pilotlar geliyor. Bunlar, o kadar çalışmalarına ve hazır- lıklara karşın, 1958'de son anda NA- SA'nın karar değiştirmesiyle uzaya ilk giden Amerikalılar olma şerefini bir şempanzeye kaptıran, Hava Kuvvetle- ri'nin Daedalus ekibi Daedalus üyeleri, Ikon'un sistemine çok benzeyen Skylab uydusu için za- manında çok ter akıttığı için Rus uy- dusunu ehlilleştirecek tek çare gibi gö- züküyor. Filmin ilkyansında, ekip genç astronotlardan bu sürpriz uzay mace- rası için egitim abyor. Bu bölüm filmin en komik ve inandıncı kısmı. Gerisi ise yine Ruslarla soğuk savaş dönemi- ni anımsatan ve onlarla dalgageçme he- vesiyle bir dalaş şeklinde gelişiyor... Uzay Kovboylan,birastronotun uza> - daki ağırhğı kadar hafif, eski bir me- lankolik kovboyu, rafıne bir cazcıyı, başanlı bir belediye başkanını, eni ko- nu iyi bir yönetmeni alİaşlamak, onun birikimini hissetmek için de hayli do- yurucu bir yapım... Eastvvood fılme Uzay Kovboylan is- mini verirken biryanda çok çok iyi ta- nıdığı kovboy dünyasını. diğer yanda da hiç alakası olmadığı uzayı bir ara- yagetiriyor. Hatta. kendi anlanmıyla ço- cukluğunda uzayla ilgili daha hiçbir proje başlatıimadığı için ne küçükKiğün- de ne de yetişkin döneminde uzaya git- meyi, yıldızlarda neler olduğunu hayal etmemiş bile. Ashnda Vahşi Batı'dan çok yakından tanıdığı çekişmeyi, mü- cadeleyi uzaya taşırken de amacı, her yaştan seyirciyi çekecek bir ortam ya- ratıp farklı konulan deşmek. örneğin, tüketım toplumlannda, işe yaramadık- lan savıyla tam bir ıskarta muamelesi gören yaşlan ilerlemiş insanlarm özel dünyasını anlatmak. Bunu komediyle sanp sarmalayarak vermeyi tercih edi- yor ve işin içine bol mizah katıyor, ken- diyle alay etmekten de çekinmiyor. Aralannda ünlü Cape Canaveral üs- sünün de bulunduğu NASA'nın otan- tik mekânlannda çekilen film, karele- ri son derece iyi sarmalayan müziğiy- le ve usta oyunculanyla, haftanın en iyi Hollywood seçimlerinden biri; özel- likle Eastvvood hayranlanna ve kome- diyi sevenlere... AYANCIK İCRA DAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA İLANI 2000/102 Es. Saülmasuıa karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi evsafi: 1 - Tapu kaydı: Sinop ili, Ayancık ilçesi, Belediye caddesi mevkii 41 ada, 24 parselde kayıtlı ta- şınmaz üzerindeki kâgir apartmanın 3. katındaki (6) bağımsız bölüm No'lu dubleks daire. Adresi: Ayancık ilçesi, Belediye Caddesi - Sinop. Muhammen kıymeti: Bilir- kişice 21.916.139.500 TL değer takdir edilmiş olup takdir edilen değer üzerinden satışa çıkanlmıştır. 2- Tapu kaydı: Sinop ili, Ayancık ilçesi, Belediye Caddesi mevkii 41 ada, 24 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki kâgir apartmanın zemin katındaki (7) bağımsız bölüm No'lu dükkân. Adresi: Ayancık ilçesi, Belediye Caddesi - Sinop. Muhammen kıymeti: Bilirkişice 8.311.985.100 TL. değer takdir edilmiş olup, takdir edilen değer üzerinden satışa çıkanlmıştır. 3- Tapu kaydı: Sinop ili, Ayancık ilçe- si, Belediye Caddesi mevkii 41 ada, 24 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki kâgir apartmanrn zemin katındaki (8) bağımsız bölüm No'lu dükkân. Adresi: Ayancık ilçe- si, Belediye Caddesi - Sinop. Muhammen kıymeti: Bilirkişice 8.354.488.400 TL. değer takdir edilmiş olup, takdir edilen değer üzerinden satışa çıkanlmıştır. Satış şart- lan: 1-Taşınmazınbirincisatışı 1.12.2000 günü olup, a) (6) bağımsız bölüm No'lu dubleks daire için 10.00-10.15 b) (7) bağımsız bölüm No'lu dükkân için 10.00-10.45 c) (8) bağımsız bölüm No'lu dükkân için 11.00-11.15 saatleri arasında Ayancık Icra Müdürlüğü'nde açık arttınna ile satüacaktır. Bu artürmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacak- lan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artnranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 11.12.2000 günü ay- nı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırma yapılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artnranın taahhüdü saklı kalmak üzere artürma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedeiinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış iste- yenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevüme ve paylaşnrma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri la- zımdır. Satış, peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş ver- giler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan ıddıalannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize büdirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır. 4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasın- daki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerriit faızinden müteselsilen mesul olacaklardır. ihale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2000/102 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 13.10.2000 (*) Ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. • Basın: 59057 tiyatro dili yetersiz kalıyor. Anlaşılan Metin Balay, sergi- lediği olayda odak noktası ola- mamış konular üstünde duşün- meyi seyirciye bırakarak, önce- likle Deniz denen delikanlının "deD-kanü"lığını tüm yönleriy- le dile getirmeyi amaçlamış. (Bu nedenle, oyunun adı ile oyun bi- rebir örtüşüyor.) Che Guevara rüzgârlannın estiği bir gençlik ortamında, şeriata ve bağnaz ulusçuluğa iktidarlarca sunulan açık kart karşısmda, Marksist- Leninist, anti-emperyalist dü- şünceyle yurtseverliğı buluştu- rup devrim bayrağını çekmiş gö- züpek delikanlının pek çok çe- lişkiyi banndıran özelliklerini sıralamış oyun boyunca: şiirsev- gisınden, silaha -öldürmek için olmasa da- kolaylıkla sanlışı- na, ailesine olan bağlıhğından üniversite yetkililerine korku- suzca kafa tutuşuna, çocuksu ve çılgm gençlik şakalanndan ge- ceyansı zorla yabancı evlere gir- meye, silah marifetiyle kaçırdı- ğı yabancı askerlere kardeşçe davranmaya, bir yandan dört ya- nını çevirmiş güvenlik görevli- lerinin ateş çemberindeyken öte yandan istemeden elinden ya- raladığı bir kadın için üzüntü duymasına, su kıyısında türkü çağıran keyifli çocuktan ölüm öncesinde gür sesiyle slogan sa- vuran inançlı militana dek... Ancak, duygu ile usu, sevecen- likle öfkeyi, mizah ile ciddiye- ü yanyana sergilerken algılama- yı ve yorumlamayı zenginleşti- ren ironik biranlanma ulaşama- mış. Bu yüzden karşıtlar, birbi- rini dengelemektense birbirini iter duruma gelmiş. Oyunun tab- lolannı bûtünleyecek, toplu bir anlama yöneltecek denetleyici etmen oluşamayınca da geriye seyircinin ancak parçalardan üre- tebileceği bölük pörçük anlam- larkalmış. Birde "Anayasa\ıteb- dfl, tağyirvçflga eüne"suçundan ipe gitmiş üç ünlü politikacuun öcünün, "misineme'' yoluyla ahn- dığı izlenimini veren bir karar- la üç delikanlının alelacele idam edilişinin onanlmaz acısı... Deniz Gezmiş olayının simge- lediği bu karmaşık, bir anlamda da karmakanşık siyasi döneme, çeşitli bakış açılannın birbiriy- le çeliştirildiği bir tartışma oyu- nu yapısı içinden bakılabılmiş olsaydı, "e6ane"gerçeklerle ör- tüştürülüp, o gerçeklerle otuz yıl sonrası (bugün) arasında ilmek- leratılabilecekti. O zaman da ti- yatro için çarpıcı bir malzeme oluşturan "Deniz Gezmiş olayı" sahnelerimizin sağlam bir poli- tık tartışma oyununa kavuşma- smı sağlayabilirdi. Ne ki Metin Balay kendisine bu şansı tam- mamış... Oyun, çoğu Eskişehir Anado- lu Üniversitesi Devlet Konserva- tuvan mezunu olduğunu öğren- diğim gençlerden oluşmuş taze birkadroyla sergileniyor. Bu aü- lım umut verici, çünİcü son yir- mi yıl içinde oyuncu bakmıından dunnadan kan kaybeden A.S.T.'a omuz verecek hazır kuvvet ge- rekli. Ancak, gençlerin sürekli bir çabayla kendilerini geliştirme- leri gerekecek. Onlan ilk kez iz- lediğim bu oyunda sevindirici olan duygu sömürüsüne gitme- den, rolü büyütmeye çalışma- dan, en önemlisi de bağırmadan kotardıklan yorumlar oldu. Uma- nm, oyunculukiçin "olmazsaol- maz" albeniyi zaman içinde ucuz ve kolay kazanımlarayüz verme- den oluştursunlar sanatçı kişi- liklerinde. Önlerinde ince, uzun ve zorlu bir yol var... Metin Balay, oyununu yalm bir sahne düzenine yerleşrirmiş. Çevre düzenini işlevsel kılmış. Yarattığı görsellüc ise otuz yıl öncesinin yan belgesel polirik oyunlanndan alışageldiklerimi- zi yinelediği için sahneleme ol- gusunu sıradanlaşönyor. Kalaba- lık boykot ya da forum sahnele- rinin alabildiğince cılız kahnası yanında, çok kısa tablolar yete- rince vurucu olamadığı gibi yan duvara yansınJan belgesel-tarih- sel aşamalar, ancak o günlen so- luk soluğa yaşamış olanlann an- layabileceği düzeyde bilgi veri- yor. Sahnede yansıtılan olayla en iyi bütünleşen ise KemalGü- nüç'ün, baştan sona "pathos"a dayalı fonmüziği... "DenizDiyeBirDeükanh" ör- neği, vurdumduymazlığın du- yarlüığın yerine geçtiği toplu- mumuzda politik tiyatronun ge- rekliliğini, ancak politik-belge- sel oyun yazımında ve sahnele- nişinde bilineni aşmanın zorun- luluğunu bir kez daha duyum- satıyor. YAZIODASI SEIİMİLERİ Kitapevleri : , Gerçek kitapsever için kitapevleri çıldırtıcı yer- lerdir. Düşünün, yolda karşınıza bir kitapevi çıkjyor, ace- le işiniz var, vitrindeki kitaplara bakmaktan ken- dinizi yine de alamazsınız. önce vitrindeki kitaplar, sonra içerdekiler, dizi dizi, sıra sıra, raflarda... Ne zaman bir kitapevine girsem, ordaki bütün kitaplan edinmek isterim. Vakit sabahtır, vakit oğ- ledensonra, akşamüzeridir, kitapevindeyseniz za- man unutulur. Kitapevlerinde zamanın nasıl geçtiğini fark et- mem. Hele gençlik yıllanmda, yetişme yıllanmda sabahtan akşama kitapevlerinde yaşardım. O zamanlarTeşvikiye'de otuaıyorduk. Otobüs- le, dolmuşla Beyazıt'a geliyor, doğru Sahaflar'a gidiyordum. Sahaflar'da birbirinden güzel krtapev- leri vardı. O zamanlar yalnızca günün moda ki- taplanyla yetinilmez, her yazann her kitabına raf- larda ulaşılabilirdi. Şurda Salâh Birsel'ler, şurda Samim Kocagöz'ler, şurda Gogol'ler... Çocukluğumdan hatırladığım kitapçı, Ahmet Halit Yaşaroğlu Kitapevi'ydi. Cağaloğlu'nda, An- kara Caddesi'nde. Dişçimiz Macrt Bey'in mu- ayenehanesi de orada. Dişçiden çıkar çıkmaz, ki- tapevine gidiyoruz ve bana bir kitap alınıyor, he- nüz masal kitaplan. Bu masal kitaplannı, bir daha okumam diye el- den çıkarmıştım. Sonra pişman oldum. Hepsi dünyanın en güzel masallanydı... Geçmiş günlerin kitapevlerinde bilgisayartarfi- lanyoktu. Kitapçı, sorduğunuz, aradığınız kitabın künyesini ezbere bilirdi: Ferudun Fazıl'dan Bar- baros Hayrettin Geliyor mu, Inkılâp basmıştı, mevcudu kalmamıştır... Barbaros kardeşlerin ha- yatlannı, zaferierini ve ıstıraplannı anlatır... Bana mı öyle geliyor, kestiremiyorum: Geçmiş günlerin kitapevleri gün ışığına pek açılmayan mekânlardı. Hep elektrik ışıklan hatıriıyorum. Böy- lece gün ışıklı gezip tozmalardan uzak, hep yağ- muriu, eve kapanıp kitap okunacak günlerin çağ- nşımlanyla dolup taşardı kitapevleri. Bu da sizi ye- ni yeni romanlara, hikâye, şiir kitaplanna davet eder- di. Tek başıma gittiğim ilk kitapevi, Beyoğlu'nda- ki Kitap Sarayı'ydı. Şimdi yerinde yeller esiyor. Kitap Sarayı, adı gibi sarayı andınr, büyük kita- peviydi. Oradan Köprûaltı Çocuklann\, Yakup Kadri'nin Hep O Şarkısı'ru, Orhan Kemal'in Ba- ba Evi'ni aldıgımı hatırlıyorum. Üçünü de soluk so- luğa okumuştum. Kitap Sarayı'nın kapıya yakın bir köşesinde edebiyat dergileri dururdu, Variık'lar, Ataç'lar, Ye- ni Ufuklar... Edebiyat dergileriyle ilk karşılaşmam- dı. Kitap Sarayı'nın az ötesinde, Taksim'e doğru, Madam'ın kitapevi vardı. Madam'ı gişeyi andınr küçucük btr pencerenin ardından görebilirdiniz. Içeriye girmek handiyse yasak. Karakuru Madam pencereyi açar, istediğiniz kitabı bir saat işite- mez, bağınr çağırır, ama en bulunmaz kitabı da tılsımlı değneğiyle buluverirdi. Teşvikiye'de de bir iki kitapevimiz vardı. Tam oto- büs durağının arkasındaki Güneş Kitapevi'ydi ga- liba. Belki de Güneşli Kitapevi, Kırtasiye malze- mesi de satardı. Bir uçtan bir uca aşk romanları, Muazzez Tahsin'ler, Küçükhanımefendi'ter... Nişantaşı'na yürüdüğünüzde Deniz Kitapevi: Raflardan aşağıya ağlar sarkıyor, adeta balık ağ- ları. Herhalde kitap hırsızlığına önlem... Ama kitapevlerinden kitap yürütmek de yapıl- mayan şlerden değildi. Galatasaray Lisesi'nde og- renciyken, Tünel'deki Hachette Kitapevi, okula bîr duyuru göndermiş; kitap aşıran öğrencilerin tek tek saptandığını, saptananlann okul yönetimine açıklanacağını duyurmuştu. Bazılanmızın yüzle- ri sararmışsa da, arkası gelmemişti... Koskoca istanbul bir ara neredeyse kitapevsiz kalmıştı. Bugün öyle değil, sığınabilecegimiz bir- çok kitapevi var. Kitapevleri benim için hâlâ çıldırtıcı yerier.. CrayirH yazara barış ödülü • Külrür Servisi -Cezayirli feminist yazar ve fihn yapımcısı Assia Djebar, Frankfurt Kitap Fuan çerçevesinde Alman Kitap Yayımcılan ve Satıcılan Derneği tarafından verilen özel barış ödülü ile onurlandınldı. 1950 yılmdan itibaren geleneksel olarak verilen ödüle Djebar, Cezayir'in demokratikleşmesine ve ulusal banşa yaptığı katkılar nedeniyle değer görüldü. Gerçek adı Fatima-Zohra Imalayane olan Assia Djebar, Arap dünyasmda kadın kimliğinin gelişmesi için yaptığı katkılarla tanmıyor. 1936 yılmda Cezayir'in Cherchell kentinde doğan Djebar, ilk Cezayirli Fransızca öğretmeni unvanmı kazanan bir annenin kızı. Edebiyat kariyerioe 1950'lerde başlayan yazar, 'Les Impatients', 'Les enfants du nouveau Monde' adlı kitaplanyla geniş kitlelere seslendi. 1970'lerde Arapça, film ve tiyatro üzerine çalışmalara başlayan Djebar, edebiyata tekrar 1980'lerde kısa hikâyelerden oluşan 'Femmes d'Alger dans leur appartement' ile döndü. 1997 yılmdan bu yana Louisiana Devlet Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapan yazar, 1992 yılmda başlayan iç savaştan bu yana Cezayir'de bulunmuyor. Andahazrnin İksir'i Türkcede • KiUtür Servisi- 'Anotomıst' adlı kitaoı 32 dile çevrilen Arjantinli yazar Federico Andahazi, • 'tksir' adlı kitabı Güncel Yayıncılık'tan çıktı. Modern bir gotik roman entrikası olarak tanımlanan kitap, 19. yüzyıl Isviçresi'nde Percy ve Mary Shelley, Lord Byron'la birlikte Isviçre'de bir villaya yerleşirler. Öğleden sonralannı edebiyatla uğraşarak geçirirken kendi aralannda bir yazı yanşması düzenlerler. tçlerinden biri Goethe'nin Faust'unkine benzer bir antlaşma yaparak o güne dek yazılmış en kusursuz vampir öyküsünü edinir ve bu öyküyü Mary Shelley'in 'Frankenstein' romanmı okuduğu gece, kendi yazmış gibi çevresindekilere sunar. Urfa müziklepi C0 ohıyor • ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığı, Şanlıurfa ilini ve özgün halk müziğini tamtmak amacıyla CD hazırlayacak. Yerel müziklerden örneklerin yer alacağı albüm, Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği Korosu ve Şanlıurfa Valiliği'nin talebi üzerine hazırlanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle