27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24EKİM2OOOSALI CUMHURtYET SAYFA D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr 11 Bush, Gore'un önünde gitfiyor • WASHEVGTON (AA) - ABD'de 7 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimine çok kısa bir süre kala ülke genelinde yapılan bütün anketlerde, Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı, Texas Valisi George W. Bush, Demokrat Parti başkan adayı Al Gore'un önünde gidiyor. Bush, bütün anketlerde yüzde 3 ile yüzde 11 arasında Gore'a faık atarken REUTERS- MSNBC'nin önceki günkü kamuoyu yoklamasına göre Bush yüzde 45 'e yüzde 41, Gore'un önünde yer aldı. Kaddafrniı kıa Bağdaftaydı • BAĞDAT (AA) - Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin kızı Ayşe'yi önceki gün kabul etti. Irak Haber Ajansı (INA), Ayşe'nin, babası Kaddafi'nin Saddam ve Irak halkına selamlannı getirdiğini, Irak kadınlanyla halkının sebatını ve "Amenkan saldırganlığı" karşısında moralini yüksek tutmasını övdüğünü duyurdu. Saddam da Irak halkının, özellikle kadınlann Amerikan saldırganlığı karşısında dayanıklı oldugunu söyledi. Kostımiça Moskova yofcusu • MOSKOVA (AA)- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Yugoslavyanın yeni Devlet Başkanı Voyislav Kostuniça ile başkent Moskova'da bir araya geleceği bildirildi. Hükümet toplantısından önce Interfaks ajansına demeç veren Putin, "Yugoslavya ile çeşitli alanlarda ilışkilerimizi gehştirmeye yönelik bir programımız bulunuyor" diye konuştu. Interfaks'ın haberinde, iki liderin görüşmesinin cuma günü yapılacağı belirtüdi. Iran'da reformcu dergi kapatıldı • TAHRAN(AA)- Iran'da kapatılan reformcu yayınlar kervanına, iki hafta önce yayımlanmaya başlayan Sobh-u Ümid (Ümidin Sabahı) adlı haftalık dergi de katıldı. Hembestegi gazetesinin haberine göre, derginin yayın müdürü AJi Müsbet, Devlet Memurlan Mahkemesi'nde ifade verdi ve ardından mahkeme, derginin geçici olarak kapatıldığıru açıkladı. IVtercan kayalıklan öliiyor • VUSADUA(AA)- Dünyadaki mercan ka^alıklannın dörtte birinin ha^a larliliği ve küresel ısuma yüzünden öldüğü bildirildi. Etkiü önlemler alıımadıgı takdirde, geriye kahn mercan kajauklannın da 20 yıl içûdeölebileceğı belirtüdi. Hiıt Okyanüsu'ndakı Mddıvler ve Seyşel addamdaki mercan kayalıklannın yüzde 9Oınıı geçen iki yıl içinde suyun ısınması nedeniyle öltiiği kaydedildi. Denizin yapmır ormanlan olan meraı kayalıklan, birçok deıiz ekosistemı için bir g€Jr enkayna|ı olarak okr anjslarda önemlı rol o>3iuy>r. Mercan kaalıdannın kaybı, bilerte balık türü ve d«dzkrdeki diğer bazı csiılinn yok olmasına yol a*;cal. Yunanistan'ın asıl hedefi, katılım ortaklığı belgesinin 8 Kasım'da açıklanmasından önce elini güçlendirmek Atiıuu krizi AB'ye taşıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosn) -An- kara ve Atina arasında son bir yıldır nor- malleşme eğiümı gösteren ilişkiler, Tür- kiye'nin Avrupa Birliği'yle (AB) tam üyelik görüşmelerinin temel belgesi olan katılım ortaklığı belgesinin açıklanması- na az bir süre kala genldi. Yunanistan'ın NATO'nun "Destined Glory" tatbikatın- dan çekilmesınin ardından Türkıye de, Yunanistan'ın Kıbns Rum Kesimi'yle beraberdüzenlediği "Nikübros" tatbika- tına sert tepki gösterdı. Türkiye'nin Av- rupa Güvenlik ve Savunma Kimliği'nde (AGSK)karar mekanizmalanna katılma- smı veto edeceğini açıklayan Yunanis- tan'ın asıl amacının, 8 Kasım'da açıkla- nacak katılım ortaklığı belgesine Kıbns ve Ege ile ilgili bağlayıcı ifadeler koydurt- mak olduğu bildıriliyor. Yunanistan, Türkiye'nin AB sürecin- de Kıbns ve Ege sorunlannın çözümün- de taviz vermesinı sağlamaya yönelik ça- balanhı sürdürüyor. Katılım ortakhğı bel- • Türkiye'nin AGSK karar mekanizmalanna katılmasını veto edeceğini açıklayan Yunanistan'ın, 8 Kasım'da açıklanacak belgeye Kıbns ve Ege ile ilgili bağlayıcı ifadeler koydurtmayı hedeflediği belirtiliyor. gesinde Kıbns ve Ege sorunlanna atıf ya- pılması içın çalışmalannı yoğunlaştıran Atina yönetimi, Ankara ile ilişkılerinde- ki gerginliği bilinçli olarak hrmandırma amacmda. Ege'de yaşanan tatbikat geri- liminı AB üyelerine, "Türidye bu soru- nu çözmezse görüldüğü gibi gerginlikler çıkar. Bu arük Türk-Yunan gerginliğide- ğü, Tûrkiye-AB gerginliğidir" mesajını veriyor. . Sırada Kıbns var Kıbrıs sorununu da AB'ye çekmeye çahşan Yunanistan, Kıbns Rum kesimiy- le ortak düzenledikleri Nikıforos tatbi- katıyla gerginliği bu noktaya da yaymak amacında. Yunanistan'ın, Savunma Ba- kanı Akb Çohacopulos aracılığjyla baş- lattığı gergınlık politikası, NATO'nun dü- zenlediği Destined Glory 2000 tatbikatıy- la başladı. Türkıye, tatbikat planlannda uluslararası anlaşmalarla silahsızlandı- nlmış bazı Doğu Ege adalannın da yer al- ması üzenne NATO"ya itiraz etmiş ve NATO da taraflan tatmin eden bu- çözüm bulmuştu. Ancak Yunanistan, Limnı ve tkeria hava koridorlannın kullanılması isteminden vazgeçmedı. Daha sonra NATO tatbikatmdan çekı- len Yunanistan'ın Kıbns Rum Kesimi ile Nikiforos tatbikatını gerçekleştirmesı ger- ginliği arttıncı bir unsur olarak değerlen- dinldi. Dışişlen Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, 17-21 Ekim'de ger- Yünanistan Savunma Bakanı Akis Çohacopulos'un Baf Üssü'nü resmen açması, tatbikatta TOR M-l Rusfiizelerininkullanılması Ankara'da tepkiyle karşılandı. (Fotoğraflar: AP / REUTERS) çekleşririlentatbikatın saldın senaryola- n temelinde gerçekleştirildiği belirtile- rek şu görüşlere yer verildi: "Yunan savaş uçaklan, bombardunan görevi icra etmiş ve Baf'ta Yunanistan tahsisti olarak kurulan Andreas Papand- reu askeri hava üssüne inis yapmışlardır. Tatbikatın uygulama biçimi, KKTC'nin gfivenliği konusunda duyulan endişelerin ne denU haklı oldugunu bir kez daha gös- termiş, Doğu Akdeniz'de banş ve isrikra- n olumsuz yönde etküeyebilecek birgeMs- me olarak değerlendirilmiştir." AGSK'yeveto Yunanistan'ın AB üyesı olmayan NA- TO üyelerinin AGSK'ye katılmalannı sağlayan belgeyi veto edeceğini açıklama- sı da ilişkilerin gerilmesinde öncmli bir unsur olarak görülüyor. Avrupa'nın yeni güvenlik mimarisın- de etkin bir rol almak isteyen Türkıye, AGSK'nin karar mekanizmalannda da yer almak istıyor. NATO ve AB arasuıda yapılan yoğun görüşme- lerde ulaşılan noktayı Yunanis- tan'ın engellemesi, Türkiye'nin güvenlik çıkarlan açısından da olumsuz bir durum yaratıyor. Dip- lomatık kaynaklar, Yunanistan'ın vetosunun aşılmasına çalışılaca- ğını, ancak bu süreçte başta ABD olmaküzere itnfak üyelerinin dev- reye girmeleri gerektığinı bildiri- yorlar. tlişkilenn gerginleştıği süreç- te Türk ve Yunan dışişleri bakan- lan tsmafl Cem ve YorgoPapand- reu'nun Osküp ya da Budapeşte'de bır araya gelmelen beklenıyor. Bu arada, Millı Savunma Ba- kanı Sabahattin Çakmakoğtu, ga- zetecilenn "Yünanistan-Türkiye ilişkflerinûı zedelenip zedeienme- djğj" yönündekı sorulannı yanıt- larken, "Budeğerlendirroeleriçin henüz erken. Bir iki hareketie he- men, iyi başlayan dostluk iüşkile- rinin yerini karamsarhğa terk et- mesinidoğru bulmuyorum*' dedi. Gergin tatbikat Rum fiizeleri Türk uçağına kilitlendi • TOR-Mrierin iki savaş uçağına kilitlendiğini iddia eden Kıbns Rum tarafı, Baf Üssü'nûn savaşa hazır durumda oldugunu açıkladı. Denktaş, "Dikkatli olunmazsa bu savaş anlamına gelir" diye konuştu. REŞATAKAR Ittifak kaynaklan, ihtilaflı alanlann tatbikatlara dahil edilmediğini vurguladılar ' Yıuıaııistiuı"NATO kurallarını iHal ettf BRÜKSEL (Ajanslar) - NA- TO'nun "DestinedGk>ry(Mut- iak Zafer) 2000" tatbıkatında yaşanan gerginlik ve Yunan bir- lıklerinin tatbikattan çekilmesi- ni değerlendiren NATO kay- naklan, "Yunanistan ileNATO arasında bir meselenin söz ko- nusuolduğumT ifade ettiler ve "Yunanlılar, NATO'nun uçuş planlanna uymadan süahsız- landmlmış adalann üstünden geçmişlerdir. NATO buna engel olmak isteyince tatbikattan çe- kilnıişlerdir" dediler. İki müttefık arasında ihtilaf- lı bir alan sözkonusu olunca, bu alamn NATO tatbikatına da- hil edılmeyeceğini behrten NA- TO kaynaklan. "HiçbirNATO askeri makamı, Limni üzerin- de uçma taümatı vennedL Yu- nanlıiar. kurallan ihlal etti'" ıfa- desını kullandı. Türk yetkililer, Ankara"nın Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliğı (AGSK) konusunda tav- nnın değişmedığmi ve saydam oldugunu ifade ediyorlar. Savunmada Atina pürüzü AB Konseyı, AGSK çerçe- vesinde, "karar mekanizması tamamen AB'nin elindeolacak" bır "acil müdahele gücü" oluş- tunna karan almıştı Buoluşu- mun, "gerektiginde,NATOim- kân ve yeteneklerini kullanma- H" öngörülüyor. Türkıye, baş- tan ben, u karar mekanizmasın- daveplanlamaaşamasındaiçm- de buluıunayacağı biroluşumun, NATO imkân ve yetenekkrini kullanmasına karşı çıkacağt" mesajını verirken AB üyesi ol- mayan Avrupalı müttefiklerin •^jlanlama" aşamasına katılma- sı üzennde çalışıyor. Yunanis- tan dışındaki AB üyeleri bunu kabul ederken, tatbikat krizin- den sonra tavnnı daha da sert- leştiren Atina, buna karşı çıkı- yor. Brüksel'de dün yapılan Gü- venlik Komıtesi toplantısında da, Yunanistan'm, AB üyesi ol- mayan müttefiklerin planlama safhasına katılımına karşı görüş bildirdiği ifade edildi. AB kaynaklan, uzlaşma sağ- lanamamazsa, Türkiye'nin de NATO bünyesindeki veto hak- kmı kullanarak Acil Müdahele Gücü'nün NATO imkân ve ye- teneklerini kullanmasını önleye- bileceğine dikkat çekiyorlar. LEFKOŞA - Güney Kıbns ile Yunanistan ta- rafuıdan gerçekJeştirilen ortak askeri tatbikat sıra- sındaTOR-Ml fuzeleri- nin, Kıbns üzennde uçan iki Türk savaş uçağına ki- litlendiği iddia edildi. Rum askeri yetkililer tarafından ortaya atılan bu iddia dünkü Rum ba- sınında genış yer aldı. Rum basını söz konusu olayın pazar günü mey- dana geldiğini. Rum ha- va sahasını ihlal eden iki Türk savaş uçağına, Yu- nanistan'dan alınan Rus yapımı TOR-M1 fuzele- rinin kilitlendiği ve Türk uçaklannın bölgeden uzaklaştnldığını öne sür- dü. Rum basım konuyla ilgili haberinde, Türk uçaklannın, Baf üssûn- den kalkanfloYunan uça- ğmı rahatsız etme giri- şimlerinin de etlasiz kıhn- dığmı iddia ederek TOR- Ml füzelerinin,büyükgü- rültü sonundaGirit'e yer- leştirilen S-300'lerin ye- rine alındığmı bıldırdi. "Nikiforos 2000" tat- bikatına katılan F-16 ti- pi Yunan savaş uçaklan- nın Baf Askeri Hava Üs- sü'ne indiğini ve geceyi burada geçirdikten son- ra, pazar günü Yunanis- tan'daki üslerine döndü- ğünü yazan Rum basmı, tt Bu uçaklan rahatsu et- meye çahşan Türk uçak- larİTOR-Mlfüzeterin- den kurtulamadı 7 ' dedi. Yunanistan Savunma Bakanı Akis Çohacopu- los ile bırlikte Baf üssü- nü gezen Rum Yönerimi Lideri Glaıkos Klerides ise Rum basımnda yer alan haberleri teyit ede- cek açıklamalarda bulun- du. Klendes, Baf Aske- ri Üssü'nûn her türlü sal- dınya karşı hazır oldu- gunu belirtirken u ancak kuDanıfanasmagerek kal- mamasuu dflerim" dedi. Klendes, "GerekKolma- sı halinde, Baf Üssü'nûn, Rum Kesûni'nin hava sa- vunmasında önemli rol oynayacağmı*' iddia etti. Rum Milli Muhafiz Or- dusu'nun sahip olduğu hava savunma sisteminin gerekli güvenliği sağlaya- cak durumda oldugunu da savunan Rum Lideri Klerides, Baf Üssü'nde- ki yüksek teknolojiden memnun oldugunu ve bu teknolojinin NATO stan- dartlanna uygun oldugu- nu söyledi. 'Savaş anlamına gelir 1 KKTCCumhurbaşka- nı Rauf Denktaş, Rum füzclerinın Türk uçakla- nna kilitlendiği ıddıasıy- la ilgili olarak, "Dikkat- li olurunaması halinde, bunun savaş anlamına geteceği" uyansmda bu- lundu. Denktaş, "Radarlan- nızı Türk uçaklanna ki- Ktfejemezsiniz. Dikkatn* ohınmazsa bu savaş anla- mına gelir. Yenj bir sflah- lanma yanşı baslatmayı- nız. Ne siz kazanırsuuz, ne biz kazanınz. Kıbns kaybeder" diye konuştu. ÖRÜŞ/Prof. Dr. t. Reşat ÖZKAN (E. Müsteşar) Avrupa Birliği'ne Üyelik; Olacak mı? Konuyla uzaktan ya da yakından ilgilenen herkes çoktandır bu so- runun yanıtını arıyor. Neredeyse bir bilmece olup çıktı. Çok sayıda araştırmalar yapıldı, yazıldı çizildi ve de çokça konuşuldu, konuşu- luyor. Konu üzerinde biz de, bir çoklan gibi, yazmaya ve gö- rüşJerimizi zaman zaman dile ge- tirmeye çalışıyoruz (1). Bu kez ya- zacaklanmız bilimsel bir üslup için- de olmayacak. Bazı gerçeklerden yda çıkıpyalın değerlendırmelerya- parak görüşlerimızı daha düz bir bi- çimde aktarmaya çalışacağız. Aslında, denetlemek olanağına sahip olmadığınızdeğişkenleri bu- lunan ve tercihlerle, gerçek niyet- lerin ağırlıklı olarak yer işgal ettiği konularda, gerçek anlamda, bir bi- limsel incelemeyapma olanağının vaıiığı her zaman tartışmaya açık- tır. Eğer somut veriler ve güvenilir ipuçları doğru bir biçimde değer- lendirilebilirse yalnızca, buna da- yanarak yapılacak olan akıl yürüt- meler, sorumuzun yanıtını bulabil- mek yolunda, ilk aşama olarak, çok önemli olabilir, hatta, bilimsel bile sayılabilir. Bu temel, doğru al- gılanamazsa bunun üzerine yapı- lacak olan değerlendirmelerden ve girişimlerden sonuç alma umu- du da pek fazla olmayacaktır. Bu ikinci aşama bir strateji ve bir po- Irükayı oluşturup uygulamanın öte- ki adıdır. Böylesi bir girizgâhtan sonra, sözü daha dafazla uzatma- dan sorumuzu açık olarak, şöyle- ce, sorabilirir İki Temel Soru ve Yanrttar 1- Avrupa Birttği (AB) TürkiyeVi aday yapmak nryetinde mkjir? Biraz daha açabiliriz; AB'nin kendi doğal tercihleri arasında Türk/ye'nin de içinde yer alaca- ğı, bir anlamda, federal bir Av- rupa var mıdır? Bu sorunun yanıtı bize göre ol- dukça açık ve bu yanıt da koca- man bir "Hayır"dan ibaret. Hal böyle olunca da, Türkıye ile ilişki- li bütün plan ve niyet bu doğrultu- da olacaktır. Açıkçası şu: AB Tür- kiye'yi içinealmak istemiyor. Bu ter- cih ve niyet, AB'nin Türkiye iletüm planlannın altında yatan en temel gerçeklerinden birisı, birincısi. Bu gerçeğı göz ardı eden, AB'nin, Türkiye'yi üye yapmak konusun- da, hiçbır önyargısı olmadığını dü- şünen hertürden yaklaşımın, Tür- kiye açısından olumlu sonuçlara yol açabilecek bir ağırlığa sahip ol- masını beklemek, yalnızca, saf ve ham bir hayal olmaktan ileri gide- mez. Geçmiş deneyimler bunun ömekleri ile dolu. Yal- nızca birini söyleye- lim; işte Gümrük Bir- liği (GB). AB'nin Tür- kiye'yi üye yapmak istediğini savunanla- nn ve bunun için de GB'yi, yerine getiril- mesi çok gerekli bir ön aşama olarak al- gılayanların Aralık 1999'da Lüksem- burg'da suratlanna bir şamar -ben buna "Lüksemburg Dış- lanması" diyorum- gibi inen, yalın ve buz gibi soğuk birgerçek, uyanmalarını belki sağladıamaakıllarını başlanna getitmeye yetmedi. Çün- kü, bunlardan bazılan, bu durumu bile çarpıtmaktan geri kalmadılar. Sonrasında ise hem bılıme ve hem de gazetecilığe ıhanet edercesi- ne, eski tezlerıni savunmaya ve savlannı ileri sürmeye devam etti- ler. Bilimselliğin ve gazetecıliğin en temel gerçeklerinden biri olan, al- gılamaların nesnel bir biçimde dil- lendirilmesi zorunluluğunun ge- reklerini bile yerine getiımediler. Soru, kendi içinde, bir ötekini çağnştınyor. Şimdi onu soralım: - Diyelim ki AB'nin tercihi ve niyeti bu kadar açık ve kesindir. ÂB Türkiye'yi içine almak istemiyor. Bu, AB'nin Türkiye planlannın altındaki temel gerçeklerden birincisi. O halde, AB neden bunu açık- ça söyiemiyor da kaçamak yol- lara başvuruyor? AB, aslında, bu tercih ve niyeti- nı, zaman zaman, açıkça dile ge- tiriyor, bunun çok canlı örneklerı- ni veriyor. Bu gerçek, hem bazı sözlerinde ve hem de bazı karar- lannda açıkça görülüyor ancak, sonradan, AB içinde birileri -AB'nin çıkarlannı şovence değil de akıcı- lıkla savunan bazı aklı başında ki- şiler- çıkıyor da yapılan bu gafla- nn üstünü örtmeye çalışıyon "Kül- tür Projesi" bağnazlığını ve de yo- bazlığını bir "değerler" soylemine dönüştüruveriyor. As- lında, tercih ve de ni- yet bakımından her ikisi arasında hiçbir farkyoktur. Fark, yal- nızca, yöntem ve üs- lupta var. Sonuç ola- rak şunu söylemek mümkün. Zaman za- man çıkışlar olması- na ve bazı satır ara- lannda ima edilmesi- ne karşın, AB, Türki- ye'ye, resmi olarak, "Seni AB'ye üye yapmayacağız" de- miyor, diyemiyor. Bu- nu da kimse, Türkiye He olan geçmiş an- laşmalara bağhlığının ya da bugüne kadar yaşananlara duydukları saygının bir sonucu saymasın. AB'nin anlaşmalara bağ- lılık konusunda, hıç deyabana atıl- mayacak bir sabtka dosyası var. Bı- rakınız kendilerinin imzaladıklan anlaşmalan, kendilerinin taraf ol- madığı vetaraflannca onaylandık- tan sonra bir BM belgesi haline gelmiş olan anlaşmalan bite yok sa- yabıliyor bu zihniyet. 1959-1960 ta- rihli Londra ve Zürih antlaşmalan- nın çok açık hükumlerine karşın, Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin (GKRY) üyelik başvurusunu be- nimsiyor, hatta. bunu teşvik ediyor; Türkiye'nin muhalefetine karşın, GKRY'nin üyelığini gerçekleştire- bilmek için türlü tezgâhlann içine giriyor. Şimdı bizdeki bazı aklı ev- vellerin itirazlannı duyargibı oluyo- ruz. Hani o 'Kıbns Türkiye'nin iş- gali altndadır" dıyenlerle bir uyum içinde olup da, Türkiye'yi Kıbns'ın önündeki bir engel olarak gören "ver de kurtulcular" var ya, on- lan kastediyoruz. "Efendim 1974 harekât ile Kıbns Cumhuriyeti Anayasası rafa kalktı; adadaki fîili durum da bunun kanrtıdır. Bu nedenle sözünü ettiğiniz o anlaşmalar da yürürlükte değil. O nedenle söylediklerinizin ge- çerliliği yok" diyeceklerdir. Madem öyledir, pekâlâ, nasıl oluyor da GKRY kendisini Kıbns Cumhuriyeti'nin yasal temsilcisi olarak etrafa kabul ettiriyor ve na- sıl oluyor da AB, GKRY'nin "Kıb- ns Cumhuriyeti" adı altında ve adanın tamamını temsil edercesi- ne yaptığı başvuruyu, sorgusuz ve de sualsiz, işleme alıyor? örnek- lemetere devam edelrn mi? AB, Yu- nanistan'ı üye yaparken "Türki- ye ile arandaki sorunlan bana ta- şımayacaksın" diye bir koşul ile- ri sürmüştü. Bu koşulun da içinde yer aldığı metın AB'nin kayıtları arasına girdi. Peki şimdi nasıl olu- yor da Türkiye ve Yunanistan'ın arasındaki "Ege Denizi" mesele- sini Heteinki Doruk Bıldirgesi'nin içi- ne alabilıyor? Aradan on üçfyıl geç- ti; AB neden hâlâ serbest dolaşım konusunda verdiğı sözü tutmuyor yada en azından, bunun yerine ge- çebilecek bazı ödünler vermeye yanaşmıyor? Neden anlaşmalar- ca öngörülen mali protokollerin gerekleri, uyduruk bir "Yunan ve- tosu" bahane edilerek yerine ge- tirilmiyor? (1) özkan, I. Reşat, "Türkıye, Avru- pa Bıriığı, Yunanistan ve Kıbns; BırSıs- tem Yaklaşımı", Cumhuriyet, 9/10/11 Ağustos 2000. SÜRECEK BM'nin Kıbns Özel Temsilcisi De Soto Kıbns 'ta Cenevre öncesinde yoğun diplomasitraflği LEFKOŞA (Cumhuriyet) - Dolaylı görüşmelenn 1 Kasım'da Cenevre'de başlayacak olan 5. turu öncesinde Kıb- ns'ı ziyaret eden BM Genel Sekrete- ri'nin Kıbns Özel Temsilcisi Alvaro De Soto, görüş aynlığtnı gidermek ve yüz yüze görüşmelere zemin hazırla- mak amacıyla yoğun temaslar yapıyor. Ada'daki resmi temaslanna dün baş- layan De Soto, ilk görüşmesıni sabah 08.00'de Rum Yönetimi Başkanı Glaf- kos Klerides ile yaptı. Yaklaşık 1 saat 35 dakika süren görüşme sonrasında ge- rek De Soto gerekse Klerides görüşme- ye ilişkin herhangi bir açıklama yapma- dı. De Soto'ya BM Genel Sekreteri 'nin Kıbns Özel Temsilcı Yardımcısı Wk> sowkz Zbigniew'in eşlik ettiği görüş- meye Rum heyetinden, Dışişleri Ba- kanı Yannakts Kasufides, Hükümet Söz- cüsü MihaHs Papapetru katıldı. Denktaş uyardı De Soto, Klerides"le görüşmesinin ar- dından Kuzey Kıbns'a geçtı ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş la bir araya geldi. De Soto'yla görüşmesinin ardından Rauf Denktaş, Rum tarafının silahlan- ma yanşına devam ettığini vurgulaya- rak bunun kimseye yarar sağlamayaca- ğı uyansında bulundu. Şimdi otomobi ama zamanı UFİYATyiRLf|\j^J TjjVV^ TÛM SİGORTALAR VE SINlflSIZ KM. DAttlL" mılyon TL Car Rental (0800)211 64 65 |NEf{KEZ (0212) 2% 31 96 • İSTANBUL (0212) 253 92 00 • ANKARA (0312) 417 59 52 IZMIR (0232) 482 05 05 • ADAMA (0322) 459 00 16 • AHTAI.YA (0242) 322 76 86
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle