Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17EKİM2000SAU
HABERLERMAİEİLItL.lliH •
Mahkeme, terör örgütü kurmakla suçlanan Gülen'in tutuklanmasına 'şimdilik' gerek görmedi
Ifadeyi ABD'fi yaranç alacak
DÜNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Vur, Ama Dinle!
Şu günlerde en çok Rauf Tamer'in durumu-
na üzülüyorum. Adamın yazısını kestiler, birde
kamuoyunun önüne attılar.
Neymiş, 1 milyon dolar para almışmış.
Medyanın iç yüzünü bilenler, öyle birinin, öy-
le bir yerde böyle bir şey için başına gelenlere
tabii ki şaşar da, üzülür de.
Gerçekten de, medyamızın bugün içinde bu-
lunduğu durumda, bu tür olaylara gülmemek el-
de değil.
iş takıpçilerinin cirit attığı bu ortamda, o sıra-
da hapiste olan patronlan adına gazete satın
alan, sözde gazeteci yazar yazıişleri müdürle-
rinin oynaştığı bir alanda, şaibeli adamlardan bir
milyon doları aldıktan sonra, "biz onu isteme-
zük" dıye gezınenlerin bulunduğu bir sahnede,
zavallı Rauf Tamer'in başına patladı kabak.
öbürleriyazıyoriar, çiziyorlar, birzamanlarbir-
likte nasiplendikleri aynı sofrada oturduklan es-
ki dostlarını eleştiriyoriar, olan biteni daha ön-
ceden bilmiyormuş gibi.
Şu anda kimilerı de, Rauf Tamer'e kızıyorlar-
dır, dikkatleri buralara çektiğı için.
O artık bir günah keçisidir, ortaya o atılacak,
toplum rahat edip annacak, medyadaki kimile-
n de aklanacaktır.
Ama toplum da kızıyorsa eğer Rauf Tamer'e,
hemen söyleyeyim, buna hiç hakkı yok.
•••
Dikkat edelim, hep suçu başkasının üstüne
atarak kendini kurtarmaya çalışan insanlar top-
luluğu yeni bir canavar buldu: "Medya canava-
n". Şimdi canavann içinde de, öfkeyi haklı gös-
terecek kişiler atılıyor ortaya.
Oysa bu toplumun, medyaya kızmaya, hele
hele "medya canavan!" çığlıklan atmaya hiç
hakkı yok.
Promosyonuyla, sansasyonuyla, atmasyo-
nuyla, yargısız infazı ile bugünkü medya, bu
toplumun istediği medyadır.
Yıllarca önce, bir sendikanın toplantısına ko-
nuşmacı olarakçağrılıydım. Sendikal hareketin
önündeki engellerden söz ediyorlar, toplumda-
ki çarpık düzenden yakınıyoriardı.
Konuşmalann sonunda, salondan biri, bana
şu soruyu yöneltti.
- Bizim işkolumuzda toplusözleşme hakkı-
mız yok, medya bu sorunumuzdan hiç söz et-
miyor, ama kendisiyle ilgili bir sorvn oldu mu
hemen yazıyor ve sonuç da alıyor. Neden?
Cevap versen bir türiüydü, vermesen birtür-
lü.
•••
Sonunda dayanamadım, verilmesi gereken
yanıtı verdim.
- Medya akıllı ama siz değilsiniz de ondan.
Salonda bir anda bir ölüm sessizliği oldu. Ar-
tık ok yaydan çıkmıştı, devam ettim:
"Sizin işkolunuzda yalnız toplusözleşme hak-
kı yok değil, ama aynı zamanda toplu işten çı-
karmalar da oluyor. Ondan da söz edilmiyor
genelde. Bir gazete var, sürekli gündeme ge-
tihyor bu sorunlan, artık orada çalışmadığım
için (o sırada Cumhuhyet'te çalışmıyordum)
adını da vereyim: 'Cumhuriyet'..."
Konuşmanın bu noktasında dönüp salona bir
soru sordum.
- Siz bu işkolunda sendikalı kaç kişisiniz?
Yanıt öndeki yöneticilerden birinden geldi:
-100.000.
Bunun üstüne devam ettim:
"Gördünüz mü? Ama, sizin sorunlannızı dile
getiren gazete yalnızca 50.000 satıyor.
Onun yazan olan, Türkiye 'nin gelmiş geçmiş
et) büyük araştırmacı yazan, cenazesinin ar-
dından yüzbinlerin yûrüdüğü, Türkiye'nin dört
biryanında, bir milyondan fazla kişinin ölûmü
üzerine gösterileryaptığı Uğur Mumcu orada
yazarken de o kadar satıyordu.
Hırsızlan, uğursuzlan sergileyen, dolaplan,
dümenleri gözler önüne seren Mumcu 'nun ga-
zetesi, 50.000satıyordu.
Sizler size sahip çıkana bile sahip çıkamıyor-
sanız, bunu gören akıllı medya neden size ve
sorunlannıza sahip çıksın ki?..
Onlardan biri yann, öbür gün renkli televiz-
yon verir, siz de köşelehnde 'sendikacıttğın dev-
ri geçti, artık globalleşen dünyada....' diyeya-
zılar yayınlanan o gazeteyi alırsınız."
Kimse söylediklerime karşı çıkmadı.
Bir daha da, o sendikanın toplantılanna çağ-
nlmadım.
Ey Türkiye'nin gazete müşterileri, medyaya
vurmadan önce istersen bir dinle!
Çünkü o beğenmediğin, küçümsediğin, ca-
navar diye suçladığın medyayı sen oluşturdun!
Devam edelim mi?
Oral Çalışlar
Mina Urgan'dan Manol Usta'ya
Umut Peşinde
Hepımız bir umudun
peşındeytz. Umut oJ-
madan yaşam ohnaz.
Mina Urgan'dan Manol
Usta'ya kadar bu ki-
tapta size anlatmaya
çalıştıklarım. umudun
peşındekı insanlar.
Onların bir kısmını
ben bir kısmını kendi-
lerı size anlatıyorlar.
Çogunluğunu yakından
canıdıgımız bu ınsanla-
nn umudun peşinde
geçen /asamlarını, ha-
yal kınklıklannı, sevgv
lennı, ısyanlarını sızle-
re aktarmaya çalıstım.
Size bu kıtapta 27 insa-
nın yaşamlanndan ke-
sıtler sunuyonım.
Oral Çalışlar
Çınar Yayınlan; Rıfat llgaz Kültür Merkezi
Sıralselvıler Cad No: 90 / 3 80060 Taksim/lstanbul
ınarTel&Fax. 0 212 293 28 96
e-maıl:cınar@cınaryayın com www.cinaryayin.com
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
"Laik deviet yapısuu değiştirerek ye-
rine dini kurallara dayata bir deviet
kurmak amacıyla yasadışı örgüt ku-
rup bu amaç doğrultusunda faaüyet-
lerde" bulunduğu gerekçesiyle hak-
kında 10 yıla kadar ağır hapis cezası
istemiyle dava açüan FethuHah Gü-
iea'in yargılanmasına başlandı. Mah-
keme, Gülen'in ABD'deki adresinin
diplomatik kanallardan belirlenmesi-
nin ardından ıstinabe (bulunduğu yer-
de) yoluyla buradaki mahkeme yargı-
cınca alınmasuıa karar verdi.
Mahkeme, demokratik kitle örgüt-
lerinin temsilcilerinin doğrudan zarar
görmemeleri gerekçesiyle davaya
NeW Jersey'dekl adresi: Gülen'in avukatlan, 'müvekkillerinin sağlığının seyahat
etmesine engel olduğuna, ilişkin Dr. Patrick Claveland imzasını taşıyan raporu
mahkemeye sundular. Raporda, 'Fethullah Gülen'in kronik atardamar ve şeker hastahğı
nedeniyle tıbbi tedavisinin ABD'de yapıldığının' bildirildiği belirtildi.
müdahil olma başvurulannı reddetti.
Gıyabında yargılanmasına Ankara
2 No'lu DGM'de başlanan Fethullah
Gûlen davasına, Gülen'in 2 avukatı,
müdahil olma isteminde bulunan de-
mokratik kitle örgütlerinin temsilcile-
ri ve avukatlan katıldı.
Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken,
avukat Mustafa Hüseyin Buzoğ-
hı'nun, Çağdaş Eğitim Vakfi Başka-
nı Gübeven Yaşar, Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği (ÇYDD) Başka-
nı Tfirkan Saylan, Gaziantep Daya-
nışma Derneği Istanbul Şubesi Baş-
kanı Gazanfer Uğural ve Eyüp Ka-
yar'uı annesi ArifeKayar adına dava-
ya müdahil olarak katılma dılekçesi
verdiğini bildirdi. Mehmet Emin De-
ğer adına avukatlar Veii Devecioğhı ve
HaKl Sevinç'in müdahil olma dilekçe-
si verdiğini belirten Eken, 68'liler
Vakfı Başkanı Haşmet Atahan'ın da
müdahil olma isteminde bulunduğu-
nu kaydettı.
Gülen'in ABD'deki adresi
Mahkeme Başkanı, müdahil olma is-
teminde bulunanlann dilekçelerini
okudu.
Arife Kayar, başvuru dilekçesinde
Gülen'in okulunda yetişen oğlu Eyüp
Kayar'ın Gülen cemaatinın içinde yer
alması nedeniyle "anne-oğul sKakhğt-
276 ov gerekiyor
Denetçüik
tosarısı
Meclis'e
sunuldu
• Kamu denetçiliği
tasansına göre,
denetçiler siyasi
partilere üye
olamayacak. 89
kişinin istihdam
edileceği kurumun
merkezi Ankara'da
olacak ve gerekli
görülen yerlerde
büro açılacak.
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
kamu denetçiliği
kurumu yasa tasansı
TBMM'ye sunuldu.
Tasanya göre kamu
denetçisi seçilmek için
276 milletvekilinin
oyunualmak
gerekecek. Kamu
denetçisi siyasi partiye
üye olamayacak, siyasi
parti, kişi veya
zümrenin yarar veya
zarannı hedef alan
davranışta
bulunamayacak. Adalet
Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün kurumu
anayasal çatı altına
alrnak amacıyla
düşündüğü "anayasa
değişikliğr için iktidar
gruplannın tavn
bekleniyor.
Adalet Bakanı Türk'ün
"basdenetçiliğine'' eski
Cumhurbaşkanı
Sûleyman DemireTi
getirtmeyi düşündüğu
kamu denetçiliği
kurumunun merkezi
Ankara'da olacak ve
gerekli görüldüğü
yerlerde bürolar
açılacak. Kamu
başdenetçisi ve kamu
denetçileri, "Türkiye
Cumhuriyeti'nin
anayasasuıda befirtOen
nitetilderi çerçevesinde,
idarenin her tüıiü
eyfem ve işkmlerini
insan haktanna saygı,
hukuka ve hakkaaiyete
uygunlukla yerindelik
yönüoden incelenıek ve
araşbnnalda'' görevli
olacaklar. Kurumun
merkez teşkilatmda 89
kişi istihdam edilecek.
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
- , : < • • • • ' " - . • • -
O O€>
TARİHİMIZ
Şirket içinde önemli rol oynayan eski ülkücüler karşı harekete geçtiler
Jet-Pa'da rant kaygası
METİNGÜR
FRANKFURT- "Kâr payı
ortaktağı'' adı altında Almanya
başta obnak üzere Avrupa'nın
çeşiüi kentlerinde yaşayan Tür-
kiye kökenli 18 bin kişiden, di-
ni kullanarak karşıhksız 800
milyon mark toplayan Jet-Pa 'da
rant kavgası başladı.
Frankfurt merkez bürosun-
dan ortaklara gönderilen 14
Temmuz 2000 tarihü mektupta,
"Yılbaşında durdurulan geri
ödemefer, şirketin kendisini to-
partamasına kadar, kiçokuzun
bir süre alabihr, yapümayacak-
ür. Bu şartlar alanda kâr payı
ödemesi de mümkün değfldir"
açıklaması yapıldı. Açıklama
ortaklar arasında şaşkınlığa yol
açtı.
Jet-Pa'nm Almanya'da para
toplama sûrecı içerisinde
önemli rol oynayan eski ülkü-
cülerden tbrahim Görgülü, Fa-
dıl Akgündüz ve ekibine karşı
kampanya başlattı.
Jet-Pa'nın Avrupa Genel Mü-
dürü Naim Demirel'den sonra
teşkilatta ıkınci adam olan ve
merkezdeki görevine izinde ol-
duğu sırada son venlen tbrahim
Görgülü, Almanya'daki Jet-Pa
temsilcilerine ve bölge koordi-
natörlerine yolladığı Berlin, 8
Eylül 2000 tarihli mektupta Fa-
dıl Akgündüz ve Naim Demi-
rel'i hesap vermemekle ve söz-
lennde durmamakla suçladı.
Görgülü, mektupta şu görüşle-
ri kaydetti:
"tzine aynlmamın ve ortakla-
nmıza gerçekleri aniatmakiste-
memin sebebi ise Naim Demi-
rel'in şimdiye kadar olduğu gi-
bi bundan sonra da ortaklar
adına verdiğimiz kararlar ve
sözlerde durmamasmdan dola-
yıdır. Hangi gafktie onbinierce
insanı dolandıranlann yamnda
yer alıyorlarsa, hangi gafleüe
onlann hizmetine devam edi-
yoriarsa bunun hesabmıdûnya-
da yaşadıklan toplumun huku-
ku, masum insanlarm ahı ve du-
alan ile ahirefte de Mahkeme-i
Kübra'da vereceklerdir."
'Hesap verecekler'
Açık itiraflarda bulunduğu
mektubuna Görgülü şöyle de-
vam ediyor:
"Şirketleri boşahmak, kurul-
muş düzenkri dağrtmak, miDe-
tin mahm talan ettirmek, onca
insanı muhatapsız ortada b«-
rakmak, telefonlan ve adresleri
değiştirerek kaçış planlan yap-
mak, butûn bunûuı ortaklann
parasıyla yapmak, giderayak
birkaç çaresizi iki-üç sahtekâ-
nn akimauyarak dolandırmak,
hangi Idtapta yazryorsa sorum-
tulan hesabuu vereceklerdir.
Zubne nza göstermenin, insaf-
sızlara hizmet etmenin, haksız-
hğm karşısmda susmanm ne an-
lanıa geldiğini büiyor olmalan
ve bihŞorolmanızgerekiyor. Siz-
lerle bir yıllık mesaimde halkm
hak davası için nasıl çahştığum
biliyorsunuz ve bundan sonra
da vicdaniveahkki görevlerimi
yerine gerirmeye devam edece-
ğün. Kaçaklar, korkaklar, ince
hesapcılar, aldaücılar, dolandı-
ncılar gibi değil, hakkm ve hal-
kın huzurunda almmr? açık bir
şeküde. Bunlar, ekmeklerini ve
emekierini yedikleri insanlara
dahi tahammül edemeyenler,
kaçarak ortaklanmızla sizleri
şimdiye kadar olduğu gibi yal-
ruz bırakacaklar. Onun için teş-
küatlannıa dağrtmayın, işinize
yetkileri ounadığt halde son ver-
dOer diye görevlerinizi terk et-
meyin."
'Herkesi batınnm'
Jet-Pa'yı içten ele geçirmek,
Fadıl Akgündüz'ü devre dışı bı-
rakarak onun yerine bir ortak
getirmek ve böylece ortaklann
parasını sözde kurtarmak ama-
cıyla başlatılan kampanyanm
giderek sertleştiği gözleniyor.
tbrahim Görgülü, Aknan-
ya'nın çeşitli kentlerinde yan-
daşlanyla birlikte toplantılar
yapıyor. ^. . .
nı yaşa^amadıklannı" vurguladı.
Sanık Fethullah Gülen'in avukatla-
n, "müvekkülerinin sağhğının seyahat
etmesine engel olduğuna ilişkin" Dr.
Patrick Claveland ımzasını taşıyan ra-
poru mahkemeye sundular.
Raporda, "FethuDah Gülen'in kro-
nik atardamar ve şeker hastahğı nede-
niyle bbbi tedavisinin ABD'de yapıkb-
ğuuıT bildınldiğı behrtildi. Avukat-
lar, Gülen'in ABD'deki adresini "C/O
2 Jacop Drive PervineUe New Jersey 0
3835 USA" olarak bildırdiler. Dılek-
çede, Gülen'in ifadesi alınmadan du-
ruşmanrn yapılmaması isteminde bu-
lunuldu.
tkinci dilekçede ise Ceza Muhake-
meleri Usulü Kanunu'na
(CMUK) göre suçtan
doğrudan doğruya zarar
görenlerin müdahil olabi-
leceği belirtildi. Bu ne-
denle müdahil olma tale-
binde bulunanlann, is-
temlerinin reddine karar
veribnesi talep edildi.
Mahkeme Başkanı Hü-
seyin Eken, davada sanık
Gülen'in "gaip" olma du-
rumunun söz konusu ol-
madığını belırterek "sor-
gusunun yapüamanuş ol-
ma<sının1 detillerin toplan-
masma engel olmadığını"
kaydetti. Eken, bu neden-
le saruk avukatlannın du-
ruşmanın devam ettiril-
memesi taleplerirün red-
dine karar verildiğini
açıkladı. Eken, Arife Ka-
yar ile avukatı Hüseyin
Buzoğlu'nun davaya mü-
dahil olarak kabul edildi-
ğini, diğer başvurulann
ise oybirliğiyle reddedil-
diğini bildirdi.
Mahkeme Başkanı Hü-
seyin Eken, Adalet Bakan-
lığı'na Gülen'in adresinin
behrlenmesi için yazılan
müzekkereye yanıt gelme-
diğini, Gülen ve Işıkevle-
nne ilişkin Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden bilgi no-
tu geldiğini bildirdi.
Müdahil avukat Hüse-
yin Buzoğlu, GülenMngı-'
yabi tutuklama kararmırt
kaldınlmasının yeniden
gözden geçirilmesini is-
terken Gülen'in sağhk du-
rumuna ilişkin avukatla-
nnca sunulan raporun res-
mi ohnadığını vurguladı.
Sanık vekilleri ise tutukla-
ma koşulfannın oluşma-
ması nedeniyle istemin
reddini talep ettiler.
Mahkeme Başkanı
Eken, "dava ve zaman
ekonomisi ilkderinin dik-
kate aundtğmı", bu ne-
denle Gülen'in, avukatla-
nnm bildirdiği adreste sa-
vunmasımn alınması için
ABD yetkili ceza mahke-
mesine yazı yazılmasına
yer olmadığına karar ve-
rildiğini bildirdi. Eken,
Gülen'in savunmasının
alınması için Adalet Ba-
kanlığı aracıhgıyla
ABD'ye yazılan müzek-
kere yarutının beklenme-
sine karar verdi. Eken, ha-
zırlık soruşturmasında
isimleri geçen kişilerin
bilgi ve görülerinin sap-
tanması için tstanbul Nö-
betçi DGM'ye talimat ya-
zılmasına karar verdi.
Mahkeme, tedavı gerek-
çesiyle ABD'de bulunan
Gülen'in "şündflik'' gıya-
ben tutuklanmasına gerek
olmadığına karar verdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Çakır gözlü Yeliz yanımda türkü
söylüyor. Remziye ona eşlik ediyor.
Yanık birtürkü bu. Türkünün iki dize-
sini yazmalan istedim. "Agir ketye
dılemin/Xewna kove çavemtn " Türk-
çesi: Ateşi düştü gönlüme/Hayalin
gekji gözüme. Belediye'nin otobü-
süyle Hakkâri'nin göç alan mahalle-
lerinden Merzan'a gidiyoruz.
Karşımızda Sümbül Dağı. Hakkâ-
ri'nin sembolü. Yasak dağ. Eskiden
bu dağda avcılık yapılırmış. 65 yaş-
lanndaki Halime rengarenk elbisele-
riyle gülümsüyor. 5 yıl önce Çukur-
ca'nın boşattılan köylerinden birin-
den gelmiş. İki odalı bir evde 20 kişi
yaştyortar. Haltme'nin iki oğlu var. Iki-
sinin de bu mahallede herkes gibi iş-
leri yok. Buldukca hamallık yapıyor-
lar.
Halime'ye soruyorum. Ne istiyor-
sun? Halime, Türkçe bilmiyor, derdi-
ni Kürtçe anlatıyor "Köyûme dön~
mek istiyorum. Banş istiyorum, öz-
güriükistiyorum. özgûrce dolaşmak
istiyorum. Köyümde ölmek istiyo-
rum. Bütûn yakınlanmın mezan ora-
da. Oraya gömülmek istiyorum." Ko-
Agir Ketye Dılemin
nuştuğumuz bütün yöre insanlan ne-
redeyse aynı şeyieri söylüyor Banş.
Banş burada sihirli bir sözcük. Top-
lantılarda banş dediğiniz an büyük
biralkış kopuyor. İnsanlar, banşa, hu-
zura susamışlar.
Ne acılar yaşadıklannı sormaya
korkuyorum. Anlattıklan heröykü, bir
büyük dram. Bir büyük yürek acısı.
Hakkâri dağlann orta yerinde, tepe-
ler üzerine kurulmuş eski bir kent.
Asurlulardan bu yana çeşitli uygarlık-
lar gelip geçmiş. Çok acılar çekmiş,
çok mutluluklar yaşamış. Şimdi 15
yıllık "düşükyoğunluklu savaşın'oı-
raktjğı yaralan sarmaya çalışıyor.
SOOEV'in (Sosyal Demokrasi \fek-
fı), özellikle Vecdi Sayar'ın özel gay-
retleriyle Istanbul'dan Hakkâri'ye ku-
rulan Kültür Köprüsü, birçok insanı
belki ilk kez bölgenin sorunlanyla bu
kadar etkili bir şekilde yüz yüze ge-
tirdi. Ferhat Tunç'a uygulanan an-
lamsız yasağı, iki gün boyunca uğ-
raştık, kaldıramadık. Binlerce insan,
istediği türkücüyü dinleyememenin
mutsuzluğunu yaşadı.
Biz Istanbul'dan, Ankara'dan ge-
lenler, burada sorunlann hâlâ ne ka-
dar ağır olduğunu yaşayarak gördük.
Ferhat Tunç'un konseri, "nassas/yef-
terneden/yie''yasaklandı. Bu hassa-
siyetlerin buralarda hâlâ özel olarak
üretildiğini, buralann başka anlayış-
laria yönetildiğini yaşayarak öğren-
dik. Burada başka kanunlar, başka
yönetmelikler mi geçerli sözcüğü di-
limizden düşmedi, beynimizin bir kö-
şesine yazıldı. \ . ,"
•••
"Kürt kimliği "nm tanınması, bu
bölge insanın vazgeçilmez bir talebi
olarak hemen her adımda dile geti-
riliyor. Bunu başka talepler izliyor.
Hakkâri Bedensel Engelliler Derneği
destek istiyor. 30 bedensel engelliy-
le iş ve aş yaratan bu kurum, ürettik-
leri tekstil ürünlerinin pazar bulama-
ması yüzünden kapanmak üzere. 50
milyon aylıkla çalışan ve kimseye
muhtaç olmadan bir meslek yoluyla
geçimini sağlama olanağı bulan 30
bedensel engelli 6 aydır maaş alamı-
yor. Ürettikleri mamulleri satacak
yer bulabilseler sorunlannın çözüle-
ceğini söylüyorlar.
Şöyle diyoriar bize ulaştırdıklan bil-
dirilerinde: "Bir gün içinde bulundu-
ğumuz sorunlan asanz düşüncesiy-
le on dört aydır mücadele ediyoruz.
Ancak yetehi desteği alamadığımız
için yorulduk. En kısa zamanda Yö-
netim Kurulu olarak alacağımız ka-
rarla atölyemizi kapatarak bu insan-
lan sokağa, yani eski hallerine ten\
etmekten başka çaremiz yoktur.
Atölyemiz, iş, pazar, ilgiyardım bek-
liyor."
Hakkâri'de uzman doktor bulun-
muyor. Sosyal hizmetler neredeyse
sıfırdüzeyinde. Çocuk Esirgeme Ku-
rumu'nun binası çürümeyeterkedil-
miş. Iran'dan gelen akaryakıtın ya-
saklanması bölge insanı için etkili bir
ekonomik darbe olmuş. Boşaltılan
köylerden gelen köylüler, Belediye
için büyük bir yüke dönüşmüş. Her
gün artan nüfus yetersiz altyapı, ça-
resizliği daha da arttırryor. Hakkârili-
ler, Belediye'nin afet bölgesi kapsa-
mına alınmasını istiyorlar.
Merzan mahallesinden Keklikpına-
n'na geçiyonjz. Aynı manzara. Kış
gelmeden, 20-30 kişi bir arada kal-
dıklan evleri tamir etmeye, deliklerini
onarmaya çabalıyorlar. Odun, kömür
yok. Kapılanna bağladıklan hayvan-
lannın tezekleriyle bir parça ısınacak-
lannı düşünüyorlar. Hakkâri bir dert
yumağı.
Bunca sıkıntıya karşın Hakkârili ne-
şeli ve güleryüzlü. Koca dağlann or-
tasında gerçekten güzel ve heybetli
insanlar Hakkârililer. Onlan görünce
kanınız ısınıyor. Yılmaz Erdoğan'ın,
Ender Özkahraman'ın, Muhsin Kı-
zılkaya nin, Metin Uca'nın neden bu
kadar sempatik ve esprili olduğunu
anlamak burada mümkün. Sevimli in-
sanlar Hakkârililer. İnsanı etkiliyoriar.
Çakır gözlü Yeliz türküsünü keyifle
söylüyor. Onlan unutabileceğimizi
sanmryorum.