Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17EKİM2000SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Kitaplar ve
öğrenciler
Adnan Menderes Üni-
versrtesi Rektörü Prof.
Dr. Cezmi Öncüer, Kuşa-
dası'ndaki Turizm Işlet-
mecüiğiveOteJciikYük-
sekokulu'nda zorunlu
olarak satıldığı için öğ-
rencilerin yakınmasına
neden olan Ingilizce ve
Almanca kitaplan için
diyor ki: "Derslerden is-
tenen verimin alınabil-
mesi için ders araçlan-
nın (kitaplann) zamarun-
da ve eksiksiz sağlan-
ması gerekmekte-
dir. Bundan önce-
ki yıllarda bu
araçların zama-
nında sağlanama-
ması nedeniyle isteni-
len verim alınamamış-
tır. Daha önceki yıllarda
ise ders yılının sonun-
da bile ders araçlannı
sağlayamayan öğrenci-
lerimiz bulunmaktaydı.
Bu yıl, kayıtJar sırasında
ders araçlannın eksiksiz
ve zamanında sağlana-
bilmesi için paralar top-
lanmış ve bu paralarla
piyasadan daha ucuza
kitaplar temin edilerek
öğrencilerimize veril-
miştir. Eğrömimizin ka-
liteli ve verimli olabil-
mesi için bu uygulama-
mız bundan sonra da
ödünsüz olarak sürdü-
rülecektir."
Rektöre teşekkurter, an-
cak kitaplannı ikinci el-
den alan öğrencilere de
gereken anlayış gös-
terilmeli...
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: someposta.cumhuriy8t.coin.tr
- Kişi başına borç
2 bin 436 dolara ulaşmış..
-Yıöitliöimize
toz kondurmuvoruz!"
er ne kadar misafir umduğunu değil buldu-
ğunu yerse de kısmetiyle gelirmiş... Milli
ve manevi değerlerimizden süzülüp gelen
atasözündeki gibi; misafir on kısmetle ge-
lir, birini yer dokuzunu bırakırmış...
Çünkü, habersiz gelen misafir tann misafiri oldu-
ğu için misafirin yediğinden kat kat fazlasını tann,
ev sahibine verirmiş...
Bizim misafir de kısmetiyle gelmiş...
Dolayısıyla kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar!
Biraz da erken saatte gelmiş...
Daha evin beyi gelmedi, akşam yemeğine üç sa-
at var diye geri mi çevirseydi evdeki uşaklar?
Biliyorsunuz, misafirin akılsızı ev sahibini ağırlar-
mış; belki mutfağa girip çoban salata için soğan
dogramaya geldi. Soğan yemedik ki ağzımız kok-
sun!
Gelmiş otunmuş... Gelene git denilmez ki...
Başımızın üstünde yeri var...
Masal
Yanında çantası var...
Yok, çantasıyla gelmemiş, çanta sonradan gelmiş...
Kapı çalmış, o sıra evdeki uşaklar uyuyormuş, ka-
pıyı bizim misafir açmış... Karşısında biradam, ön-
ce misafir sanmış... Ne demiş atalanmız; misafir mi-
safiri sevmez, ev sahibi ikisini de sevmez.
Meğer adam misafir değil, kısmetçiymiş, çantayı
getirmiş...
Adam, çantayı uzatıp "Buyrun bu sizin, misafiri-
niz münasebetiyle sizin kısmetiniz" demiş...
Fakat bizim misafir ev sahibi değil ki, ayağına ka-
dar gelen kısmeti alsın...
Alamam demiş, adam aJacaksın diye diretmiş...
Bakmış ki, adamı kapıdan kovsa, bacadan gire-
cek; bacanın kurumundan üstü başı kirlenecek, evi
de kirietecek...
N'apsın, adamın getirdiği çantayı almış...
Almasa mıydı?
Çantayı kapı önüne bırakıp gitseler, daha mı iyiy-
di? Ayağa kadar gelen kısmet tepilir mi?
Zaten çanta kapıya kadar gelmiş...
Çantada keklik, sofrada bıldırcın...
Sonra çantayı açmış bakmış. Vay canına, demiş...
Çantanın içi paradoluymuş... Kısmet, nakitmiş...
Bakmış, bakmış, "Kime niyet, kime kısmet diye iş-
te buna denir" demiş.
Yediğimiz içtiğimiz ayn gitmez, ev sahibinden ön-
ce eve gefdiğime göre ben bu evde misafir sayılmam
diye düşünmüş, çantayı götürüp arabanın bagajına
koymuş... Ne var bunda, bagaja çanta konmaz mı?
Araba garaja, çanta bagaja konmayacak da nere-
ye konacak!
Efendime söyleyeyim, gökten üç elma daha düş-
tü, kimin ne Murat'ı varsa onun başına...
SESStZSEDASIZ(l) NVKlKVItTCEBE
M
Yüksek Yerilim Hattj
ercKncutfcu(Syahoo.com
Ermeni tasansına maruz kalmamız,
ASALAk polıtıkacılar yüzünden!
Türkiye'nin, Inciriik'i kapatamaması
Ermeni soykınmı iddialannın ABD
Kongresi komisyonlarında ciddiye
alınması üzerine Başbakan Bülent
Ecevit, ABD'ye karşı bir dizi yaptınm
arasında Inciıiik Üssü'nün kapatılabi-
leceği mesajını vermişti.
Haftalık Müdafaa-i Hukuk gazete-
sinin haberinden öğreniyoruz ki,
, bugünden yânna Tncirlik'in ka-
jpatılması Türkiye'nin elinde de-
gilmiş...
Gazete, Türkiye'nin elinin kolu-
nun bağlı olduğunu yazıyor ve man-
şetinde "Halk aldatılıyor" diyor...
12 Eylül öncesi Süleyman Demi-
rel'in son başbakanlığı sırasında Tür-
kiye ileABD arasında 29 Mart 1980'de
imzalanan Savunma ve Ekonomik Iş-
birliği Anlaşması'nı Türkiye tek yanlı
feshetse bile, üs iki yıla yakın açık ka-
lacakmış...
Bir de Türkiye, istediği anda "fes-
hettim" diyemiyor, beşinci yıldan son-
ra her yıl, bir yıllıgına uzayan anlaş-
mayı tek yanlı feshedebilmek için sü-
renin bitiminden üç ay önce ihbarda
bulunmak gerekiyormuş...
Bu durumda Türkiye fesih için ih-
bannı Ocak 2001 'de yapılabilecek,
Mart 2003'e kadar da üs "tasfiye iş-
lemleri" nedeniyle açık kalacak...
Varsayalım iş ciddiye bindi ve Incir-
lik Üssü'nün kapatılma süreci başla-
dı...
Amerika için iki yıl sonra bile deği-
şen birşey olmayacak, çünkü Pirinç-
lik Üssü var; üstelik dilediği gibi kul-
lanma hakkryla...
Vergimin Bir Kısmını
Kullanabilir miyim?
GÜRBÜZ YÖRÜK
Bu sorumun muhatabı Ma-
liye Bakanlığı'mızdır.
Ben bir vergi mükellefıyim.
Yılda yaklaşık 1 milyarvergi-
mi, hem de bordrolu oldu-
ğum için peşin ödemekteyim.
Ben aynı zamanda, çocu-
ğu ilköğretim çağına gelmiş bir
babayım.
Eğer ki çocuğum resmi bir
ilköğretim okulunda okursa
öğretmenlerin maaşlan ve di-
ğer giderler size ödediğim
vergilerle karşılanacaktır. Ya-
ni çocuk benim, vergi benim,
ama giderler tarafınızdan kar-
şılanmaktadır.
Acaba çocuğumun eğitim
ve öğretimi için bu vergile-
rimden hiç olmazsa bir kısmı-
nı ben kullanamaz mıyım?
Kanunlara göre ilköğretim
zorunlu ve resmi okullarda
parasızdır.
Peki, ben çocugumu özel il-
köğretim okullarında okut-
mak istersem ne olacak? Al-
dığım maaşla özel ilköğretim
okuluna ödemem gereken üc-
ret arasında küçük bir fark
olursa ne yapacağım? Ister
istemez çift öğretim yapılan,
sınıf mevcutları 50, hatta 60
kişi olan ve öğretmenlerin ge-
lip gelmeyeceği belli olma-
yan resmi ilköğretim okullan-
na çocugumu vermek zorun-
da kalacağım.
Ben tüm tahsilimi resmi
okullarda yaptım. Hatta yük-
seköğrenimimi bile yatılı ola-
rak devletimizin himayesin-
de tamamladım. Ancak günü-
müz şartlannda çocuğumun
iyi bir eğitim ve öğrenim alma-
sını istiyorum. Fakat maaşım
yeterli gelmiyor.
Sorumu yineliyorum.
Acaba vergimin bir kısmını
kullanabilir miyim?
Devlet benden aldığı ver-
gilerie resmi ilköğretim oku-
lunda okuyacak çocuğumun
maliyetini ödemektedir. Ben
çocugumu özel ilköğretim
okuluna akJığımda bu gider de
yok olacaktır. Acaba devlet
bana, çocuğumun devlete
maliyeti kadar destek vere-
mez mi? Yani verdiğim vergi-
lerin hiç olmazsa bir kısmını
ben kullanamam mı? Kullana-
cağım yer ise zorunlu bir eği-
tim ve öğretim.
Neden olmasın ki, bir ta-
rafta devlet benden aldığı ver-
giyi çocuğum için harcıyor.
Ben de talep ettiğim miktan
yine çocuğumun eğitim ve
öğretimi için kullanacağım.
Btkliğtm kadanyla ömek al-
dığımız Batı ülkelerinde bu
tür uygulamalar yapılmakta-
dır. Acaba bu uygulama ne-
den ömek teşkil etmez? Ben
sadece vergi veren kişilerin
desteklenmesini istiyorum.
Böytece özel okullarda da ye-
ni iş imkânlan doğabilir. Yeni
işe giren kişilerin vereceği ver-
gilerle devletin gelirleri de ar-
tabilir diye düşünüyorum.
Vergimin geri kalanını iste-
diğiniz gibi harcayabilirsiniz.
Benim istediğim sadece ma-
aşımla özel ilköğretim okulla-
nna ödemek zorunda oldu-
ğum ücret arasındaki fark ka-
dardır. Bu miktarı da devlet
tespit edebilir. Devletimiz der
ki "verdiğin verginin %30'unu
aşmamak üzere. ° Tamam. Der
ki: "özel okula ödediğin üc-
retin %30'u kadar," Başımın
üstünde yeri var. Ama bir şey
demesi gereklidir.
Ben elimde avucumda ne
varsa çocuğumun geleceği
için harcamaya hazınm. Aca-
ba devletim de verdiğim ver-
gilerin bir kısmının harcama
yetkisini bana veremez mi?
Zira çocuğumun iyi bir eği-
tim ve öğrenim görmesi be-
nim olduğu kadar ülkemizin
geleceği açısından da önem-
lidir.
Biliyorum ki eğitime önem
vermeyen kişi ve kurumlar
bunun ortaya çıkaracağı prob-
lemlerle uğraşmak zorunda-
dırlar.
Ve inanıyorum ki öncelikle
biz velilerin ve devletimizin
bazı önlemler alması ve fe-
dakâriıklaryapması şarttır. Bir
baba olarak ben buna hazı-
nm.
Acaba ve lütfen,
vergimin bir kısmını kullana-
bilir miyim?
Ne dersiniz?
ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI
»u •
HARBf SEMİH POROY semihporoyfcyahoo.com..
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN UEkirn
4 , ş
ÖKÛZ M£HM£T fiHÇAr* * VEgEteK OMI SACH&ZAM
7AVTN enHîşri. ÖKÜt MGHMEr f*ŞA P*HA ÖNC£ Mt-
Stö VAtİUĞİ VE X&P77**/-I P£BYMCffCrX tUCtM/Afüf
SİX PCtKSrACMM/YC». T. AHMEr'fH /UZt 6£Vff£X~
HAN'LA EVL£Nett£K PAMAV DA OLMUfTV..
f
, SONRA 6BRetU.I
r. EN ÖNPB GEceui
pe,
ç
B/&, AVJftO*
sn/A/ı/uet
SAPRA2AM; , Ş
tZEM-İ HÜMAYUN HAZlU£DA£/YCM. SA&KAZAMA VE£İ
LBN YÜZÜK BtÇİUİNOBKl MİİHÜK, KÛÇÜK BİR K£-
S£PB DCI/SÜR, ZİHCHZLS 8OKMA ASfURDf. SAD&21M-
gM HAIMHOA SilS MÜffRÛ ÇIHARMAPtttAet Brlff/ffit.
•)gir ökûz mıtbmdırttrı ojkı olduğu için bo adk atHİtrd,.
ŞANLIURFA1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN . . . - .
DosyaNo: 1997/1060 Esas
AlacakJı Ismail Soydaş vekili avukat Metin Koyuncu'ya 11.110.000.000- lira ve icra masraflannı ödemeye borçlu müteveffa Mehmet
Uslu mirasçüan Ayşe Uslu ve müşterek evlatlan; Hatice, lsliın, Adile ve Suphi Uslu aleyhlerinde yapılan ıcra takibinde:
Mirasçı Mehmet Ûslu adına kayıtlı, kayden hacizli ve kıymet takdiri yapılan Şanlıurfa ılı Akçakale ilçesınin Pekmezci köyû hudutla-
n içerisinde bulunan 26 parsel sayılı 80625-m2 alanh taşınmaza -12.445.275.000-lira, 27 parsel sayılı 22625-aü alanlı taşınmaza -
3.492.395.000-lira kıymet takdir edildığıne dair müdûrlüğümüzce verilen talimat ûzerine, Akçakale lcra Müdürlüğü'nün 1997-65 tali-
mat sayılı dosyası üzennden 18.2.1999 tanhli kıymet takdir tutanağı ve teknik bilırkişı tarafindan tanzim edilen 22.02.1999 tarihli bi-
lirkişi raporunun mirasçı borçlular Islim Uslu ve Adile Uslu'ya ilanen tebliğine karar verilmiştir.
İş bu kıymet takdir tutanağının ve biiirkişi raporunun gazetede yayınlanma tarihinden itibaren 15 giin ilavesiyle 22 gün içerisinde adı
geçenlerin bir itirazı varsa, ilgilı mercilere başvurmalan ilanen teblig olunur. 4.10.2000
Basın- 57281
ELAZIĞ 3. ASLtYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1999/725
Davacı Hür Sigorta A.Ş. vekili tarafindan, davalılar Gûlseren
Apaydın ve Tunahan Dündar aleyhinde açılan Rücu'en Alacak dava-
sında, davalı Nazım kızı, 1940 dlu, Gülseren Apaydın'ın adresi meç-
hul olduğundan, Gülseren Apaydın'ın duruşma günü olan
14.11.2000 günü saat 9'da mahkememizde hazır bulunması veya ve-
kil göndermesi, HUMK'nun 213 ve 377. maddeleri gereğince belir-
tilen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadığı veya vekil gönder-
mediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam edıleceği ve hûküm
verilecegi, dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu-
nur. Basın: 56906
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ulke sorunlanna ılişkın raporlanyta, araştırmatanyla, köşe yazJİanyla,
tarafsız haberieriyle sivil toplumların ğazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75
DÖRTYOL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 2000/156
Davacı Mehmet Ekici taraından, davalı Filiz Ekici aleyhine boşanma davası açılmış, davahya duruşma günü tebliğ edilemediğinden
ilanen tebbğine karar verilmiştir. Mahkememizdeki duruşma 6.12.2000 tarihıne saat 9.00'a buakılmış olup, Afşin Antaş Pınarbaşı nü-
fusuna kayıtlı, halen Ceyhan ılçesi Büyükmangıt Beldesı Atatürk Caddesi No: 9'da ikamet ettiği bildinlen davalı Filiz Ekici'ye duruş-
ma günü ve dava dilekçesi ilanen tebliğ olunur. Basın: 57650
İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1999/1072
Davacı Sanko Sigorta A.Ş. vekili tarafindan davalılar Ahmet Seçen ve Gülay Şen aleyhine açılan tazminat davasında, 520/1 sokak n:
18 Üçyol/lzmir adresinde oturan davalılardan Gülay Şen'in adresine tebligat yapılamadığmdan ilanen davetiye tebliğine karar verilmiş
olmakla:
Yukanda ad ve adresi yazılı davaJımn îzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yapılacak olan 4.12.2000 günü saat 9.45'deki duruş-
masında hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi halde duruşmalann yokluğunda devam edeceği hususu tebli-
gat yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 29.09.2000 Basın: 58086
KADHCÖY 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo- 2000/431
Davacı Arzu Sanca tarafindan davalı Samim Hakan Sarıca aleyhine açılan boşanma davasında mahkememizce yapılan açık muhake-
me sırasında verilen ara karan gereğince: Fikirtepe, Hızırbey cad. no: 64/a d. 1 Kadıköy/lstanbul adresinde ikamet etmekte iken adresi
meçhul bulunan ve zabıtaca araştınldığı halde adresi tesbit edilemeyen davalı Samim Hakan Sanca'mn duruşma günü olan 01.11.2000
gün ve saat: 9.40'da duruşmaya gelmeniz, gelmediğiniz takdirde kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, ettirmediğinız takdirde duruş-
maya yokluğunuzda devam edıleceği ve karar verilecegi hususu dava dilekçesi ömeği ile duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye
yerine geçerli olmak üzere ilaner. tebliğ olunur. 04.10.2000 Basın: 58010
GÖRÜŞ
Prof. Dr. FATMA ESİN
Kimler Haber Veriyor?
21 Aralık 1999 gecesi gerçekleştirilmesine ve>
güvenlik kameralannca saptanmasına karşın, ne-:
dense 2000 yılının Ekim ayında medyaya ve TVÎ
ekranlarına yansıyan banka soygunu görüntüle-'
rini ibretle seyrediyor kamuoyu. Egebank'ın sa-;
hibi tarafindan içinin nasıl boşaltıldığını gösteren,
görüntüler bunlari
Aslında son yıllarda, banka satın almak, hileli)
yollarla toplanan paraları emin bir yeriere taşıya-,
rak bankanın için boşaltıp batırmak, ardından da \
mudilerin alacaklarını devletin sırtına yükleyip
zengin olmak sıradan bir olay oldu ülkemizde!...
Bu olayda ilginç olan, bir film izlenimi veren gö-
rüntülerie bir banka içinin nasıl boşaltıldığını so-.
mut bir şekilde gözler önüne sermesi.
Olayın bir diğer ilginç yanı da şu: 21 Aralık
1999'da, diğer dört banka ile birlikte Egebank'a
el konulacağına ilişkin Bakanlar Kurulu kararna-
mesinin, o dönemde Cumhurbaşkanı olan Sayın
Süleyman Demirel'e gönderilmesinin ardından
bu soygunun gerçekleştırilmiş olması. Yani, Yah-
ya Murat Demirel'in kulağına bunu kimin fısılda-
dığı? Acaba kimdi?.. Veya kimlerdi?..
Kısa bir süre önce benzer bir boşaltma işlemi-
nin görüntüleri daha sergilenmişti ekranlardan
ama, o bu denli ilgi çekmedi. Milli Görüş Vakfı'nın
Istanbul'daki merkez binasının içinin boşaltılma-
sının görüntüleriydi bunlar...
Hemen hepsi genç erkeklerdi. Üstünde "Milli
Görüş Vakfı" yazan kapıdan kucaklarında ağzı
bağlanmış kocaman torbalar, düzgün paketlen-
miş kutular, paketlenmemiş bilgisayarlar taşıya-
rak birbiri ardına çıkıyorlardı. Kimileri yüzünü gös-
termemeye çalışıyor, kimileri tam aksine gururla
bakıyordu ekrana. Fakat hepsi yüklerini sakin sa-
kin taşıyorlardı. Bu görüntülerin haberi şöyleydi:
"Mahkeme tarafindan kapatılmasına karar ve-
rilen ve birçok şubesi kapatılan Milli Görüş Vak-
fı'nın Istanbul'daki merkez binasına bugün bir
baskın yapılacak, içindekilere el konacak ve bina
mühürienecekti. Fakat görevliler geldiklerinde bi-
nada ne el konacak bir şey ne de herhangi birini
buldular. Çünkü onlar gelmeden önce vakıf ele-
manlan binadaki dosyalan, evraklan, bilgisayar-
lan, kısaca herşeyi bilinmeyen biryere taşımış-
lardı." Ve ardından bir de yorum yapıldı:
"Herhalde baskın haberi vakıftakilere duyurul-
muştu."
Sadece vakıftakilere mi?..
Ya habercilere, kameramanlara?..
Binanın içi çok sayıda kişinin yardımı ve rahat
bir tempo ile boşaltılırken haberciler, kamera-
manlar bir rastlantı olarak mı oradaydılar?.. Yok-
sa, "Tavşana kaç, tazıya tut" yöntemi miydi?
Bir diğer "Tavşana kaç, tazıya tut" yöntemi Sa-
yın Erbakan'ın kesinleşmiş hapis cezasının teb-
liğinde, daha doğrusu tebliğ edilememesinde uy-
gulandı. O gün haber bültenlerinden biri Erbakan'ın
yazlığında da Ankara'daki daimi ikametgâhında
da bulunamadığını, dolayısı ile cezanın kendisi-
ne tebliğ edilemediğini bildiriyordu. Hemen ardın-
dan, yani aynı haber bulteninde Sayın Erbakan'ın
tüm ailesi ile birlikte Istanbul Svvissotel'e yerleş-
tiğini, otelin 8. katındaki kral dairesinde kaldığı-
nı, ailenin diğer bireyleri ve korumaları için aynı
katta daha sekiz daire tuttuğunu haber veriyor-
du!
Birkaç gün sonra, avukatlan aracılığı ile ceza-
sı dört ay ertelendirildi; ardından da hem iktidar
hem muhalefet partileri 312. maddeyi değiştirip
cezanın kaldırılması girişimlerine başladılar. Böy-
lece yöntem başarıyla uygulanmış oldu!
Yukandaki örnekleryasadışı eylem içinde olan
zarariı kişi ve örgütlerin etkin konumda olan kişi
veya kurumlar tarafindan nasıl korunup kollandı-
ğını açık bir şekilde gösteriyor. Buna karşın son
aylarda, şimdiye dek üstüne gidilmeyen veya gi-
diliyormuş gibi gösterilip yarı yoldan geri dönü-
len, hayali ihracat gibi, banka batırma gibi yön-
temlerte yapılan büyük soygunların, laik düzeni
hedef alan dinci terör örgütlerinin üzerine cesa-
retle ve karaıiılıkla gidilmeye başlandı. Paraşüt,
Matador, Balina, Kartal, Kasırga vb. gibi isimler
altında yapılan operasyonlarla sis perdesi altın-
daki soygun ve bölücü örgütlerin boyutları göz-
ler önüne serilmeye başlandı. Fakat bunlann bo-
yutlan, göründüklerinden çok daha büyük. Çün-
kü ortaya çıkanlan bir soygunun veya örgütün mer-
kezi ister Gaziantep'te, ister Adana'da, ister Iz-
mir'de veya herhangi bir şehirde olsun, bir kolu
mutlaka Ankara'ya kadar uzanıyor.
Bu nedenle bu olaylann üzerine cesaret ve ka-
rariılıkla gidenlere içtenlikle başarılar diliyor sıra-
dan vatandaşlar!
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAGA:
1/ Çerkezlerin
kendılenne ver-
dikleri ad. 2/
Kara batma-
makiçin ayağa 3
takılan bir çeşit
örgülüayaklık...
Uyanık, gözü
açık. 3/ Sarkık 6
kulakh bir av 7
köpeği cinsi...
Güzel çiçekli 8
bir süs bitkisi. q
4/"îsmet---":
Oyuncumuz.. Tahtadan
yapılmış alçak iskem- •)
le. 5/ Şenliklerde cadde- 2
lere kurulan süslü ke-
mer... Tanntanımaz. 6/
Saatte binlerce baskı
yapabilenbirtürbasım 5
makınesi. 7/Çiftyönlü 6
geniş yol... Japon lirik 7
dramı. 8/Köstebek.."- 8
- - Oral": Kankatür sa- g
natçımız. 91 Pasıfık Ok-
yanusu'nda bır devlet.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Atlas Okyanusu'nda yaşayan in bir kuş türü. 2/ De-
niz... Jokeylerin giydiği kenarsız başlık. 3/ Yapma, et-
me... Bir konu ya da nesnenin başlıca özelliklerini
yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı. 4/ Iri bir ker-
tenkele cınsi... Gereğınden çok yemek yiyen. 5/ Hay-
vanlara vurulan damga... Az pişmiş et. 6/ Saka kuşu.
7/ Tutsaklık... Tantal elementinin sımgesı. 8/ "
Cabbar": Tiyatro oyuncumuz... Ayak direme. 9/Kimi
sözlerûe çıkaklan yakın seslerin art arda gelmesi so-
nucu söyleyişın kulağı rahatsız etmesı.