19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17EKİM2Û00SALI CUMHURJYET SAYFA, EKONOM / [email protected] 13 Chevron, Texaco'yu satın ahyor • NEWYORK(AA)- ABD'nin en büyük ikinci petrol firması Chevron, üçûncü büyûk firması Texaco'yu satın alıyor. Her iki firma yetkilıleri arasında, Texaco'nun satışı ûzerine yürütülen görûşmeler anlaşma ile sonuçlandı. Taraflar arasında vanlan anlaşmaya göre Chevron, Texaco'yu 35 milyar dolara satın alacaİc. Toplam 57 bin çalışanı bulunan Chevron ve Texaco fırmalannın yetkilileri, Texaco'nun satışı konusunda yorum yapmaktan kaçındılar. SEXA ürünlerine zam • İZMİT(AA) - Tûrkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikalan (SEKA) A.Ş. Genel Müdürlüğü, bazı kâğıt ve karton çeşitlerinin fiyatına yüzde 2.3 oranında zam yaptı. Gazete kâğıdı ise zam kapsamı dışuıda tutuldu. SEKA'dan yapılan açddamada, zammın, elektrik, fuel oil ve odun gibi ana girdilerdeki artışlar dikkate alınarak yapıldığı, zamlı tarifenin 14 Ekim Cumartesi günü uygulanmaya başladığı belirtüdi. hracata faiz desteği • ANKARA (ANKA) - Türk Eximbank, ihracatçıya kullandırdığı kısa vadeli döviz kredılerinin faiz oranını •• 0.75 puan ile 1.25 puan arastnda aşağı çekti. Eximbank'tan yapılan açıkJamada, ihracatçılann, yıl başından bu yana TL'nin döviz sepeti karşısmda değer kazanması ve özellikle Euro'nun dolar karşısmda değer kaybetmesinin ihracat üzerindeki olumsuz etkisini gerekçe göstererek kısa vadeli döviz kredilerinin faiz oranında indirim yapılmasını istedikJeri bildirildi. Yeni tüketici hakları paketi • ANKARA(ANKA)- Sanayi ve Ticaret Bakanı Kenan Tannkulu, tüketicileri korumaya yönelik yeni düzenlemelerin yolda olduğunu açıkladı. Yeni pakette sanayı mallarında garanti süresinin iki yıla çıkanlması, ayıplı mallar içın tüketıcınin tazminat hakkı olması, tüketici kredilerinde 7'nci güne kadar cayma hakkı gibi tüketici lehine düzenJemeler yer alıyor. Tannkulu, tüketicilerin korunmasıyla ilgili olarak yapılacak düzenlemelerin, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş sürecini hızlandıracağını söyledi. Koç yeni kredi arayışında • ANKARA (ANKA) - Koç Holding, 200 milyon dolar tutannda kredi almaya hazırlanıyor. Holdıngden yapılan açıkJamada, Koç Topluluğu şirketlerinin işletme sermayesi ihtıyaçlannda kullanılmak üzere kredi alınacağı belirtildi. Bu amaçla, The Bank of Tokyo Mitsubishi, Barclays Bank, Citibank, Credit Agricole Indosuez, Credit Lyonnais, Deutsche Bank, The Fuji Bank ve tNG Bank'a 200 milyon Jolar tutannda kredi iüzenlemesi için yetki /erildiği bildirildi. El konulan bankalann sahip ve yöneticileri ile ilgili dosyalar bu hafta tamamlanıyor Sıra diğer bankalarda• TMSF'nin, Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner ve şirketlerine açtığı 381 trilyon 385 milyar lira tutanndaki alacak davası cuma günü 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde başlayacak. HAZALATEŞÇAK1R Kasırga operasyonu ile Ege- bank soygununa kanşan ısimler bir bir açıklanırken, devletin el koyduğu diğer banka sahipleri ve yöneticileri için de hareketli gün- ler başlıyor. Egebank'a ilişkin olarak DevletGüvenlik Mahke- mesi'nde (DGM)açılan davalar sürerken, Tasarruf Me\ duatı Si- Ali Balkaner Hayyam Gariboğlu Cavit Çağlar gorta Fonu'nun (TMSF) Yurt- bank'ın eski sahibi AliAvniBal- kaner ve şirketlerine açtığı 381 tnlyon 385 milyar lira tutannda- ki alacak davası cumagünü4. As- liye Tıcaret Mahkemesi'nde baş- layacak. "Bankamn kavnakla- nnı kendi lehine kulianmakia" suçlanan Balkaner'ın. 20 şirke- tine 255 trilyon lira aktardığı öne sürülüyor. Murakıplann tespit- lerine göre gruba doğrudan kul- landınlan kredi tutannın 312 tril- yon liranın üzerinde olduğu kay- dediliyor. Bankacüık Üst Kurulu ve Içiş- leri BakanJığı'nca başlatılan ope- rasyon çerçevesinde fona devre- dilen bankalar hakkında hazırla- nan dosyalar tamamlanmak üze- re. Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nin Egebank'ta olduğu gibi Yabya Murat Detnirel bu bankalara ilişkin olarak dava açıp acmayacagı merakla bekle- niyor. Sümeıbank'ın eski sahibi Hay- yamGariboğlu hakkında ticaret mahkemelerine açümış 7 dava bulunuyor. Fon tarafından Sü- merbank hakkında tstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan 158 trilyon 451 milyar li- ralık alacak davası da aralık ayın- Emlakbank y tagenelmüdüroyıınıı Ekonomi Smisi -Emlak Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Yıkta Kaplan dün itibariyle emekliliğini isterken bunun arkasında bankadan sonımJu Devlet Bakanı Fanık Bal'ın kendine yakın bir ısmi göreve getirme girışiminin yattığı belirtiliyor. Bal'ın isteğı doğrultusunda Emlak Bankası Genel Müdürlüğü'ne Mustafa Sarcöz'iin vekâleten getirildiği öğrenildı. BaPın. daha önce de hemşerisi Rıfat Sedat Doyum'un genel müdür olması için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdec Sezer'e gönderdiği iki kararname geri çevrilnüşti. GeneJ müdürlük görevine 1999 yılının ikinci yansında getirilen Yıldız Kaplan, emekli olmayı istemesinin nedenini açıklamazken yetkililer Kaplan'ın buna zorlandığını öne sürüyorlar. Yetkililer aynca Emlak Bankası ndan sorumlu Devlet Bakanı Bal'ın, hemşerisi ve Ziraat Bankası'nda daire başkanı olarak görev yapan Doyum'u göreve atamak için köşke iki defa kararname gönderdiğini belirtiyorlar. Isimlerinın açıklanmasmı istemeyen yetkililer, "Bakanın bu girişiıni iki aydır sürüyor. Ancak Sezer, böyle bir atamanın dogru otmayacağmı Ueri sfirerek karanuuaderi geri çevirdL Kaphn da böyte bn- ortamda gend müdâıfâk vijpanıayacağmıgörünceefnekîfiğini istedL Ksaca buna zoriandı" değerlendirmesini yapıyorlar. Bal'ın Sezer'in iki kere çevirdiği kararname nedeniyle Doyum'un yerine Sarcöz'ü genel müdürlüğe vekâleten getirdiği belirtildi. Emekliliğini ısteyen Kaplan, göreve başladığı gönlerde bankanın yıllann binkimi sonucu ortaya çıkan yapısal sorunlar nedeniyle mevduat İcabulü dışında. bankacüık işlemi yapamayan bir durumda olduğunu söyledi • Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin Egebank'ta olduğu gibi Fon'a devredilen öteki bankalara da dava açıp açmayacağı merakla bekleniyor. Banka sahipleri hakkında ticaret mahkemelerine açılan davalar ise sürüyor. da görüşülecek. Yeminü mura- kıplann raporuna göre banka sermayesine hâkim olan Gari- boğlu grubunun, finnalanna do- laylı ve dolaysız kredi aktardığı ve bu sırada Demirel, Zeytinoğ- lu ve Ceylan grubu ile karşılık- h kredilendirme ilişkisine gir- diği öne sürülüyor. Raporlarda aynca, Gariboğlu'nun Kıbns'ta- ki Efektifbank ile de usulsüzkre- dilendirme gerçekleştirdiği be- lirtiliyor. Egebankla iltşkiler ~ Bu arada Hazıne murakıplan- run ıncelemelen, fondaki banka- lann karşıhklı kredi ilişkisine gırdiğini ortayakoyuyor. tncele- melere göre Interbank'ın sahibi Cavit Çağlar, Bank Ekspres'in eski sahibi Korkmaz Yiğit ve Sümerbank'ın eski sahibi Hay- yam Ganboğlu'yla aluıan karşı- hkh kredilerintutan 77.6 milyon dolarolarak saptanıyor. Muraİap- lar, Egebank'ın eski sahibi Mu- rat Demirel'le Interbank'ıneski sahibi Çağlar'uı sahibi olduğu Nergis Holding'le de 900 bin dolarJık kredi ilişkisini sapta- mışü. yüzde istihdamda doğu-batı uçurumuANKARA (ANKA) - Yatınmlar ve yaratılan istihdamda doğu-batı dengesizliği giderek büyüyor. En çok göç veren bölgeier olan Doğu ve Güneydoğu'nun yatınmlarla yaratılan istihdamdan aldığı pay ise teşviklere karşın bir türlü artmıyor. Doğu Anadolu, yüzde 3.9'la. yaratılan isdüıdamda en düşük payı ahrken Marmara'da aynı oran yüzde 41 olarak gerçekleşiyor. Ocak-eylül döneminde teşvik kapsamına alınan yatınmlarda toplam 137bin945kişilık istihdam yaratılması öngörüldü. Bunda en büyük payı. 55 bin 965 kişi ile Istanbul, Kocaeli gibi başlıca göç alan i1leri de kapsayan Marmara Bölgesı aldı. Buna göre yeni yatınmlarla iş • yaratılacak her 100 kişiden yakJaşık 41'inin Marmara Bölgesi'nde istihdam edileceği dikkatı çekti. Bu arada lç Anadolu Bölgesi'ne yönelik yatınmlar kapsammda 19 bin 435, Ege Bölgesi yatınmlannda 19 bin 8, Akdeniz yatınmlannda 11 bin 694 ve Karadeniz yatınmlannda 11 bin 628 kişilik istihdam öngörüldü. Yaratılacak istihdamda ^ • lç Aiiadolu yüzde 14, Ege yüzde 13.8. Akdeniz yüzde 8.5, Karadeniz yüzde 8.4 pay aldı. En çok göç veren bölgelerden Güneydoğu'ya yönelik yatmmlar kapsamında öngörülen istihdam 7 bin 260, Doğu Anadolu yatınmlannda ise yalnızca 5 bin 346 kişi düzeyinde kaldı. Yaratılacak yeni istihdamda Güneydoğu'nun payı 5.3, Doğu'nun payı yüzde 3.9 olmak üzere bu iki bölgenin toplam payı yüzde 9.2 düzeyinde gerçekleşti. Birden çok ili Güney Koreü bir firma, internette Idşileri parmak izinden ayırt edebüen son teknoioji ürünü aletini piyasaya tanıtttŞirket.ABD'fi Maırhfirmasıfleşifre abcakpannakizi tanımb güvenfik sistemnrin getişdrflnıea konusunda bir anlaşma imzahdi. kapsadığı için "çok bölgeti" olarak adlandınlan yatınm projelen kapsamında öngörülen istihdam da 7 bin 609 kişi olarak belirlendi. Hizmet sektörü önde Hizmetler, en çok istihdam yaratan sektör olma özelliğini koruyor. Dokuz ayda teşvıke bağlanan hizmetler yatınmlannda 68 bin 945 kişilik istihdam yaratılması öngörülüyor. tmalat sanayii yaönmlannda 62 bin 647, tanm yatınmlannda 4 bin 254, madencilik yatmmlannda 1893, enen'i yatınmlannda ise yalnızca 595 kişilik istihdam yaratılması öngörüldü. Toplam 137 bin 945 kişiye iş yaratacak olan ılk dokuz ayda teşvik belgesine bağlanan yatınm projelerinde yatınm tutan 5 katriryon 266.1 trilyon liraya uiaşıyor. Buna göre yaratılacak her bir kişilik istihdama düşen ortalama yatırım tutan 38.2 milyar liraya geliyor. Yazılımda bir numam olan Irlanda, Türktye için örnek olanıkgösteriliyor Tanm iilkesinden bilgiadasımı NİLÜFERŞENSÖZ Yazılım ihracında dünyada bir numara olan Irlanda'nın Tür- kiye için bir model olabilece- ğine işaret ediliyor 1997 yılın- da Asya mali kıiziyle birlikte tüm dünya ekonomık durgun- lukdönemine girerken Irlanda, yüzde 10'lardaki büyüme ora- nıyladikkatleri üzerine çekti. Ta- nm ülkesinden "bilgi adası" na dönüşen Irlanda'nın başansı- nın altında, ülkede uygulanan eğitim sistenünin yattığı belir- tiliyor. Türk şirketlerle ortaklık ile işbirliğı olanaklannı geliş- tirmek üzere geçen günlerde Türkiye 'ye gelen trlanda heye- tinde bulunan "Enterpriselre- land"(Gtrişimci trlanda) adlı kamu kuruluşunun yöneticısi Alan Dixon, Irlanda'nın yük- sek teknoioji merkezine nasıl dö- nüşrüğünü ve Türkiye'nin de • Yazılım ihracında dünyada bir numara olan Irlanda'nın başarısının altında, ülkede uygulanan eğitim sisteminin yattığı belirtiliyor. öne çıktı. -Irlanda, diinyadaki eğflimle- ri kaçırmadan takip edebümiş. Bu nasıl mumkün oldu? -Eğitim sistemirnizden kay- naklanıyor. Mesela şu dönem- de gençler bilgi teknolojileri konusunda çalışmaya yönlendi- riliyor. trlanda buyüzdenyazı- lım ihractnda dünyada bir nu- mara oldu. trlanda sadece 'bil- gi adası' değil, 'öğrenen ada' olarak da nitelendıriliyor. Yaban- cı sermayeyi adayaçekmek için vergi indirimleri yaptık. Özel- likle ABD'li şirketler için Ir- landa, Avrupa Birliği'ne giriş ka- pısı haline geldi. Yabancı şirket- İerin ilgisiyle Irlanda'da 25 bin kişi sadece yazılım endüstri- yazıhm endüstrisinde ön sıra- lara geçmesi için neleryapabi- leceğini anlattı: -Irlanda 'bilgi adası' olarak adlandmhjor.Tanm ülkesiiken > üksek teknoioji merkea hali- nedönüşmesüredni anlaorm>- sınız? -Tıpkı tanm ülkesi olan Tür- kiye gibi Irlanda da 1950lerde tanm ülkesıydi. Tanma dayalı bir ekonomiyken 1960'larda kimya ve tıpla ilgili sektörlere ağırlık verdık. Ancak tanm sek- töründen hiçbirzaman vazgeç- medik. trlanda'nın ihracatının yansuıı tanm ürünleri oluşturu- yor. 1970'lerde elektronik en- düstrisi, 1980'lerden itibaren de bilgi teknolojileri sektörü sinde çalışmaya basladı. Ya- bancı şirketlerde 12 bin kişi is- tihdam edilirken yerel şirket- lerde 13 bin kişi çahşıyor. -Türkrw'nin bilgiteknoiojOe- rinde treni kacmhgı söyienhvr. Sizce Türkiye gecmikakh? -Bilgi teknolojileri sektörün- de değişim çok hızlı yaşanıyor. Bunu bir avantaj olarak değer- lendirmek gerek. Bir yeniliği yakalayamadığınızda, bir son- raki eğilımi yakalamalısınız. Bu nedenle Türkiye'nin treni kaçırdığını düşünmüyorum. Özellikle Türkiye'nin Avrasya bölgesinde BT sektöründe önemli birpotansiyeli var. Hep bir sonraki eğilimi yakaiamalı- sınız. trlanda şu sıralar biyo- teknolojiye yöneldi. Biyotek- nolojide inanıhnaz gelışmeler yaşanıyor Biz de bu geliş- melerin ılk bölümünü kaçudık, ancak ikinci bölüme yetişeceğız. trlanda, yabancı sermayeyi çekiyor. İŞÇÎNÎN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Bilimle Eylem Toplantının düzenleyicilerinden Uğur Cankoçak'ın vurguladığı gibi "bilimle eylemibuluşturan insan", ba- ğımsız, sorgulayan kimliğiyle örnek aydın Mehmet Ali Aybar, doğum gününde kimliğine yaraşır bir toplantı ile anılmak istendi. Küreselleşmenin gidişi masaya ya- tınldı. Uzmanlar gelişmeler üzennde bilgi verdikten sonra, sol partiler ve aydın temsilciler neler yapılması gerektiği.üzerinde fikir cimnastiği yaptılar. Neşe Özgen küreselleşmenin güçlüyii güçlendiren temel karaktenni özetledıkten sonra, kendimize ait yo- lu s/nrf temelinde çizmek zorunluluğumuza işaret et- ti. Yanşta geride kaimışlar için dünya ekonomisi ile bü- tünleşerek kalkınmanın olanaksızlığı, emek için an- lamlı olmayan bir birikimin sorunlan çözmediği, em- peryalizmin vurgulanmasına gerek duyulmamasının gücünden kaynaklandığı gibi anlamlı gerçekliklerin al- tnı_çizdi. Önder Aker, emeğin örgütteri sendikalann emeği doğrudan hedef alan küresel saldın karşısmda neter yapmaya çalıştıklannı anlatırken, çok güçsüz, yeter- siz kalmanın sonuçlannı verdi. En zenginlerde bile, ama ağırlıklı yoksul ülketerde ucuz emek yanşına gi- rikiiğini, Meksika'dan, Endonezya'dan, Dominik'ten, "sendikasız, en ucuz, şu kadar sent'e, sorvnsuz işçi bizde" ilanlanndan örneklerfe verdi. Yasal, kazanılmış sendikal haklardan, sosyal devlet uygulamalanndan sürekli bir şeyler kaybeden emek hareketinın, üye ve örgütiü gücünü yrtiren sendikalann yeniden toparlan- ma, örgütJenme arayışlannda en alttakileri toparlaya- bilmenin öne çıktığını belirtti. Sendikalann sıcak gün- deminde kazanılmış sendikal haklan geliştirme değil, çocuk, kadın emeği sömürüsünü önteme, kuralsızlaş- ma, kayrt dışı çalıştırmaya karşı önlemlenn olduğunu belirtti. Türk sendikacılığının ise bu arayışfardan bile kopuk, 12 Eylül ile gelişen sendikal değerieri yitimne- nin, yozlaşmanın sancılannı yaşamakta olduğunu söy- ledi. Gaye Yılmaz, Seattle, Prag eylemleri ile dikkat çe- ken küreselleşme karşıtı hareketlerin, örgütlenmenin gelişimini anlattı. Özellikle sendikal hareketı ıçıne alan küreselleşmeye karşı çıkmadan, kapitaJizm, emperya- lizm ilketeri içinde çözüm arayışlanna da değindi. Emek eksenine oturmamış, olumlu gibi gosterılen, özünde emek hareketini gerileten gelişmeler arasında AB'nin Temel Haklar Şartı hazırlıklannı gösterdi. AB'nin yer- teşik Sosyal Şart düzeninden, başta çalışma hakkı, sağ- lık, kamu hizmetlerinden yararianma haklan gibi pek çok konuda geriye gidişfn söz konusu olduğunu açık- ladı. Bu nedenle Seattle ve Prag'da ağırlığı olmayan Avrupa sendikacılık hareketinin önumüzdeki protes- to eylemlerinde var olabileceğine değindi. Ergin Vıfdızoğlu. Prag ve Seattle'da küreselleşme- ye karşı örgütlenmelerin değil, onlan harekete geçiren dünya öjçeğindekı toplumsal binkimin çok önemli oJ- duğuna işaret etti. Küreselleşmenın ezdiği emek ağır- lıklı kitlelenn bütün dünyada düzene karşı tepki içinde oteJuklannı, küreselleşmenin de kendi krizı içinde yavaş- lamakta olduğunu söyledi. Sermayenin, açıkçası küre- selleşme olarak rfade edilen emperyalizmin ebedi im- paratorluğunu korumaya çalıştığını, ama bütün impa- ratorluklann kaderini paylaşmak durumunda olduğunu savundu. Tekel sermayesinin yoksul ülkelere ucuz emek için gitmesi ile, en yoksullann açlık ve işsizlik ne- denleriyle zengin ülkelerin kapısına dayanmasının her iki tarafta yaşanmakta olunan çelışkileri büyüttüğünü anlattı. Hele de çevre tahribatı ile dünyayı yok etmeyi göze almadan, tekeller için daha fazla büyüme yarat- manın maddi koşuHannın kalmadığını belirtti. Metin Aydoğan, zengin - yoksul ülke ve gelir fark- lılaşmalannın böyutlanna verilerle pek çok ömek ver- dikten sonra, emperyaYızmm en ileri, aynı zamanda da en zaytf noktasına ulaşmakta olduğunu söyledi. Bir dö- nemterfaşizrn ile uygulanabilen ekonomık modeller ve yoksullaştınnanın, tekellerve emperyalizmin bugün ulaş- mış olduğu gücün boyutlan, Doğu Bloku'nun da par- çalanması ile, dünya ülkelerinin bütününde demokra- si görünümü altında bile dikte ettirilebildiğine değin- di. Yoksul ülkelerdeki ulusal reflekslerin yok edilişine karşın, zengin kırtuplaşmasının gerek şirket gerekse ülke olarak ulusalcı, tekelcı kimliğini saklandığını be- lirtti. Türkiye ve yoksul bütün dünya için yeniden to- parlanmanın ulusal çıkarlardan geçtiğini söyledi. Bergamalılann sözcüsü Oktay Konyar, kendi özel de- neyimlerinden yola çıkarak emperyalist, emek ve insan haklan karşrtı gidişi anlattı; eylemleriyle her konuda ca- nı yananlann birlikteliği ve karşı duruş çağnsı yaptı. Erneğin Partisi adına söz alan Mustafa Yalçıner, ge- rek dünya, gerek ülke içinde, emek eksenli, anlamlı si- yasal, sendikal ve demokratik örgütlenmelerle, hede- fi emekçiler ve haklan olan küresel saldınya karşı du- rulabileceğini söyledi. Emeği, insanı hedef almış bu bü- yük saldınya karşı ancak emek eksenli sınrf mücade- lesi ile yanıt verilebileceğini savundu. ÖDP adına söz alan Masis Kürkçügil, küreseJ sal- dmnın sonuçlannın bütün olumsuzluklan ile yaşanma- sına karşın, mücadelenin yetersiz kalması gerçeğinin altını çizdi. Dünyada ve ülkemizde etkili karşı müca- dele için inandıncı projeler ve bu projeler çevresinde kenetlenmiş, etkin siyasal partiler, sendikal, demok- ratik örgütlenmeler eksikliğinin yaşanmakta olduğu- nun altını çizdi. Emperyalist ölçekteki saldın karş/sın- da, ulusal refleksle savunmanın, emperyalist gücü temsil eden silahlı gücün karşısında durabilecek ulu- sal güç yaratma gibi bir zoıiuğu da içinde banndırdı- ğınıanımsattı... Aybar'ın doğum günü toplantısı, dünya ve ülkemiz emekten yana örgütlenmeleri, aydınlan için henüz ara- yışlar sayılabilecek tartışmalarla geçti. [email protected] Dünya Cıda Cünü'nde tema Âçbğın olmachğı biııyıl ANKARA(AA)-Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüs- nü YusufGökalp. Dünya Gıda Günü temasının, "Açfağmolmadığı binyıl n olarak belirlendiğini vur- gularken "Açhğuı olma- dığı bin yü, yoksulluk, sa- vaş, çevresel bozulma ve aynmcılıktan annmış binyıl olacaknr" dedi. Ankara'da Dünya Gıda Günü nedeniyle düzen- lenen törene katılan Gö- kalp, özellikle hayvansal protein nıketimi konu- sunda, Türkiye'nin geh'ş- miş ülkelere göre çok ge- rilerde olduğunu vurgu- ladı. Birleşmiş MilletlerGı- da ve Tanm Teşkilatı (FAO) Türkiye Temsilci- si Dr. Maharaj K. Mut- hoo da, "Üketer. silahsız- lannu. ve banş anlaşma- lan yerine, açhğuı gide- ribnesiçincakşmalarvap- sın" dedi. Muthoo, dün- ya nüfusunun beşte biri- ni oluşturan zengin kesi- min, balık ve etin yüzde 45'ini tükettiğini. yoksul- lann bu tüketimdeki pa- yının ise sadece yüzde 5 olduğunu anlattı. Türkiye Tarımcılar Vakfı Onur Kurulu Baş- kanı ve Van il temsilcisi Şcvket Akdemir de "Gü- nümüz dünvasu insanb- ğınyaşadığıÛkkorkuolan açhkkorkusunuhaJenya- şamaktadır" dedi. Akde- mir, insanlann gıdalan- nı çöplüklerden temin et- melerini "utanç verici" olarak niteledi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kuru- lu Başkanı Fanık Yücel de, kadınlann, açhkla sa- vaşta en ön saflarda yeral- dığını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle