Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2000 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
BvedaDünya-2
Amerikan seçimlerinin iki adayı, Al Gore iie
George Bush Jr.'ı kamuoyu oldukça tanıyor.
Bu seçimin en büyük özelliklerinden biri de,
bu kez Bush'un, Cumhuriyetçiler'in pek alışkın
olmadığı, sosyal güvenlik benzeri konulara
kampanyasında yer vermesi.
Seçimin bir başka özelliği ise özellikle bizim
kamuoyunun pek az tanıdığı, seçilme şansı da
bulunmayan aday avukat Ralph Nader.
1970'lerde, ABD'yi, tüketici haklarını savu-
:
narak sarsmış, General Motors ve Chrysler gi-
\ bifirmalarasavaş açmış bulunan Nader, seçim
kampanyasını çevre konusuna dayandınyor.
1
Zaten adaylığını koymaktan amacı da Ame-
rikan kamuoyunun dikkatini bu konunun üzeri-
' neçekmek.
• Nader'in adaylığı, 70'li yıllarda, Fransız Cum-
hurbaşkanlığı seçimlerine kazanamayacağını
: bildiği halde katılan gıda uzmanı Prof. Rene
) Dumand'unkine benziyor.
Açlık, üçüncü dünyanın tarımsal sorunlan ko-
t nusunda çalışmalar yapmış olan Dumand da
seçim kampanyasını, dikkatleri bu konularüze-
- rine çekmek için vesile olarak kullanmıştı.
Doğaısu Ralph Nader'in kampanyasının et-
< kisi ABD'de de, dünya kamuoyunda da büyük
* olmadı.
Eğer adaylar arasındaki TV yanşmasına çıka-
nlmış olsaydı, böyle bir olanağa kavuşacaktı.
Ama yetkililer, Nader'in seçilme şansı olma-
- dığı gerekçesiyle onu yüz yüze programına kat-
madılar.
Oysa, başkan adaylan içinde bir tek o deği-
şik ve de çok önemli şeyler söylüyor, insanlığı
cîddi olarak tehdit eden tehlikeye dikkati çek-
meye çalışıyordu. Ama büyük sermaye, bu ko-
nunun gündeme gelmesini istemiyor.
• • •
Küreselleşen dünyanın egemeni büyük şir-
ketlerin gündeme getirmeyi sürekli reddettikîeri
tehlike, dünyada yaşamın sona eımesi olasılı-
8'-..
Ünlü fizikçi ve uzay bilimcisi Stephan Haw-
king, dünyamızın üç bin yılını göremeyeceğini,
böyle gittiği takdirde 2800'lü yıllara gelmeden
dünyamızın, üzerinde hayat olmayan ölü bir ge-
zegene dönüşeceğini söylüyor.
Ozon tabakasının delinmesi, bu deliğin gide-
rek büyümesi, başta yağmur omnanlan olmak
üzere, dünyada orman örtüsünün yok olması ve
nihayet sera etkisi yüzünden, güzel gezegeni-
miz bir cehennem olmaya aday.
Ozon tabakasındaki deliğin boyu Kuzey
Amerika kıtasına eşit; iklim değişikliği kutuplar-
daki buzulların erimesine yol aç4yor.
Y
" Ve insanlığı, gittikçe cehennerrie dönüşecek
olan ve sonunda üstünde yaşamın yok olaca-
ğı bir dünya bekliyor. • • ••"-••
•••
Fazla ileri gitmeye gerek yok. Şili'nin Punta
Arenas kentinin insanlan, ozon deliği yüzünden
artık, doğrudan ültraviyole ışınlanna maruz du-
rumdalar.
Aslında tehlikeyi herkes biliyor. Ama büyük
şirketlerin sınır tanımaz kâr hırsı ve rekabet çe-
kişmesi, tehlikeye karşı gerekenlerin yapılma-
sını önlüyor.
Küreselleşmenin geri dönülmez birolgu oldu-
ğunu, büyük sermayenin önünde bütün engel-
leri yıkacak güce eriştiğini söyleyenler, aynı gü-
cün yeryüzündeki yaşamı yok etmekte olduğu-
nu söylemiyorlar kamuoyuna.
Ve çok değil, sekiz yüz yıl içinde dünyamız,
üzerinde yaşam olmayan bir gezegene dönü-
şecek.
Evet, küreselleşme bizi bu sona doğru götü-
rüyor.
Bizden söylemesi.
Yeni yönetimin ilk toplantısı
'CHP'ye yönelik
güven ve arayış var
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Sekreteri ÖnderSav, top-
lumda CHP'ye yönelik
güven duygusu ve arayış
olduğunu gözlediklerini
belirterek "Beklentfleri
boşa çıkarmamamız ge-
rektiğine inaıuvorum"
dedi.
CHP'nin yeni Merkez
Yönetim Kurulu (MYK)
ilk toplantısını dün Deniz
Baykal başkanlığında
gerçekleştirdi. Yaklaşık 5
buçuk saat süren toplan-
üda yapılan görev dağılı-
mında önceki dönemde
oluşturulan masalarm ça-
hşmalannı sürdürmeleri-
ne karar verildi. Genel
Başkan Yardımcısı Cev-
det SeJvi'nin tanm, Ge-
nel Sekreter Yardımcısı
Algan Hacaloğhı'nun da
ekonomi masasındaki
görevlerini sürdürmeleri
benimsenirken sosyal
güverdik masasında \zzxt
Çetin, sağlık masasında
HahıkKoç, demokratik-
leşme ve Kürt sorunu
masasında Mesut Değer,
TBMM izleme masasın-
da VfeB Aksoy, parti içi
eğitim konusunda ise
Genel Başkan Yardımcı-
sı OyaArash görevldndi-
rildi.
Genel Sekreter Önder
Sav, MYK'den sonra ga-
zetecilere verdiği bilgi-
de, CHP'nin TBMM'de
olrnamasımn sıkıntısını
yurttaşlann çektiğini
söyledi. Sav, "YaJon ya
da geç bir seçimde CHP
parlamentoda temsil
edilmekk kalmayacak,
güçlü bir biçimde yerini
alacaknr" dedi. Önceki
döneme ilişkin hiçbir
kompleksleri olmadığını
belirten Sav, Altan Oy-
menve eski genel sekre-
ter Tarhan Erdem'in 1.5
yıl boyunca çok yararlı
çalışmalar yapmak için
çırpındıklannı kaydede-
rek, "Siyaset hatasız ol-
maz. Biz doğrulan bö-
lüşme, yanhşlan düzelt-
me anlayışı içindeyiz" di-
ye konuştu.
ÖteyandanCHPFet-
hiye Ilçe Örgütü'ne ka-
yıth 64 üye, "Parti, di-
ğer düzeo partüerine
benzemiş ve halkuı
umudu ohnaktan çık-
mışür" açıklamasıyla
partiden istifa etti.
Kınkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Durlu, dinci kadrolaşmaya ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı
Irtiea kıskacında eğitim savaşımıEBRU TOKTAR
ANKARA - Tarikatçı kadrolaşma-
ya gittiği gerekçesiyle görevinden alı-
nan Prof. BeşirAtaîay'ın ardından gö-
reve getirilen ve daha sonra yapılan
seçimde üniversitenin rektörü olan
Prof. Dr. Tahsin Nuri Durtu, üniver-
sitedeki irticai yapıyı yıkmanın ken-
disi için çok güç olduğunu, sürekli
tehdit altında çalıştığını söyledi.
1997'nin eylül ayında üniversiteye
atandığında mühendislik ile iktisadi
ve idari bilimler fakültelerini gezer-
ken bazı öğretim üyelerinin kapıla-
nnda "Namazdayım, 1 saat sonra ge-
leceğinı''plakalan gördüğünü belirte-
• Kınkkale Üniversitesi Rektörü Durlu şöyle diyor: Bu üniversiteye ilk geldiğimde, bazı
öğretim üyelerinin odasının kapısında, "Şu anda namazdayım, sonra gelin" plakalan vardı... Bu
plakalan kendi elimle söktüm.
• Kaldıklan tarikat yurtlannda türbanını çıkarmaması için baskı gören bir kız öğrenci yanıma
geldi, yardım istedi. "Türbanımı çıkannca onlar gece yurda almıyor, çıkarmayınca gündüz siz
almıyorsunuz. Ben ne yapacağım" diye ağladı.
rek "Bunlan kendi elimle söktüm. O
günden bu yana mücadele bftmedi"
dedi.
Taşra üniversitelerindeki irticacı
kadrolaşmalann ulaştığı boyutlar ve
türbanlı öğrencilerin türbanını çıkar-
maması için şeriatçı çevrelerce yapı-
lan baskılar gün yüzüne çıkarken Kı-
nkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Tahsin Nuri Durlu, üniversitelerdeki
cumhuriyet düşmaru kadrolaşmalara
ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Ox-
ford Üniversitesi'nin fızik mühendis-
liği bölümünde yüksek lisans ve dok-
tora eğitimi yapan Durlu, eski rektör
döneminde oluşan kadrolaşmayı da-
ğıtmak için mücadele verirken sürek-
li tehdit altmda olduğunu söyledi.
Durlu, Sosyoloji Bölümü Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alev Erkilet Ba-
şer'in, tezinde Atatürk ve Cumhuri-
yete açıkça hareket ettigini, Humey-
ni ve Ayetullah Taiegani'nin büyük
boy resmi ile Müslüman Kardeşler ör-
gütü, Hizbu't-tahrir davası ve bu da-
vanm sanıklarından eski Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi Okutmanı Ereû-
BANKEKSPRES'tDOLANDIRMAKTAN YARGILANAN ERKUŞ VE YALÇEV SUÇLAMALARI REDDETTt
Egebank yöneticfleri iııkâr etli
İstanbul Haber Servisi-"Ka-
sn-ga operasyonu" kapsamında
tutuklanan Egebank'm eski sa-
hıbı Yahya Murat Demirelle
birlikte bazı kredi işlemleriyle
Bankekspres'i dolandırdıklan
gerekçesiyle yargılanan banka-
nın 2 eski yöneticisi, haklann-
daki suçlamalan reddetti.
Egebank'ın eski sahibi Yah-
ya Murat Demirel ile bankamn
2 yöneticisi hakkmda, bazı kre-
di işlemleriyle Bankekspres'i
dolandırdıklan ıddiasıyla 4.5
ile 7.5'eryıl arasındaağır hapis
cezası ıstemiyle açılan davanın
görülmesine dün başlandı. Is-
tanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme-
si'ndeki duruşmaya, bu dava-
dan tutuksuz yargılanan sanık
Yahya Murat Demirel Anka-
ra'da tutuklu olduğu için getiril-
medı. Diğer tutuksuz sanıklar
ŞükrüEsatErkuş ve Aü Ertunç
Yalçuı ise duruşmaya katıldı.
Eski Egebank Genel Müdü-
rü Şükrü Esat Erkuş, Korkmaz
Yiğit ve Murat Demirerin ken-
di aralannda yaptığı anlaşma
gereği Egebank'tan Yiğit'in şir-
ketler grubuna, Bankeksp-
res'ten de Demirerin şirketler
grubuna karşılıklı kredi veril-
diğini söyledi. Bunun, tama-
men patronlann anlaşması ile
yapılan bir işlem olduğunu be-
lirten Erkuş, "Bankekspres'in
verdiği krediler konusunda hiç-
bir bilgim yoktur. Kredi verilen
şirketlerin hayati olduğunu ben
daha sonra öğrendim.Zaten öğ-
rendikten sonra da bankadan
istifa ederekaynkfam" dedi. Er-
kuş, Bankekspres tarafından
verilen yaklaşık 8 trilyon liralık
kredinin önce bu şirketlere ve-
rildiğüıi, daha sonra Murat De-
mirerin hesabına aktanldığını
söyledi. Erkuş, bankacılık tabi-
rinde "back to back" adı veri-
len kredilendirme işleminde,
paranın bankalann patronlan-
nın hesabına aktanlmasınm
normal olduğunu da belirtti.
Eski Egebank Genel Müdür
Yardımcısı Ali Ertunç Yalçın
ise kredilerle hiçbir ilgisi ohna-
dığım savunarak "Bu davayla
Ugili sonışturma başladığında
şirketlerin hayah' olarak kurul-
duğunu ve isimlerini duyduk.
Bu nedenle diğer sanıkla birük-
te ayrümaya karar verdik" diye
konuştu.
Yahya Murat Demirel ise Is-
parta Ağır Ceza Mahkemesi ta-
rafından talimatla alınan ifade-
sinde, Bankekspres ile Egebank
arasındaki kredi işlemlerinde
yönetim kurulu başkanı sıfatıy-
la herhangi bir talimaü, imzası
ya da kaydı bulunmadığım öne
sürdü. Demirel, grubunun be-
lirtilen şirketlerle de bir ilgisi-
nin olmadığını savundu.
Bankekspres avukatlan
mfidahiloldu
Duruşmada daha sonra söz
alan sanık Ali Ertunç Yalçın'ın
avukatı NejatFırat, müvekkili-
nin aynı suçlamayla Beyoğlu 2.
Ağır Ceza Mahkemesi 'nde gö-
rülen ve "Bankekspres davası''
olarak bılınen davada da banka-
nın yöneücileriyle birlikte yar-
gılandığını belirterek, görül-
mekte olan dava dosyasının Be-
yoğlu 2. Ağır Ceza Mahkeme-
si'ndeki dava dosyası ile birleş-
tirilmesini istedi. Hazine avu-
katı Meliha Göksu ile Ban-
kekspres'in avukatı Seyit Ah-
met Ersin ise davaya müdahıl
olarak katılmak istediklerini
bildirdiler. Mahkeme heyeti,
olaydan Bankekspres'in tüzel-
kişiliğinin zarar görmüş olma-
sı ihtimaline karşıhk, avukar
Ersin ve Göksu'nun müdahil
olma taleplerini kabul etti. Ha-
zıriık asamasında Adfl Beyde-
mirci ile Ayşenur Esenler hak-
kmda verilen "Takipsizlik ka-
ran''na Hazine avukatlannın
itiraz etriğini belirten mahkeme
heyeti, bu itiraz hakkında bir
karar verilmesi için dosyanın
Beyoğlu Ağır Ceza Mahkeme-
si'ne gönderilmesini kararlaş-
trrdı. Mahkeme heyeti, eksik-
liklerin tamamlanması için du-
ruşmayı erteledi.
ÎĞNELİ FIRÇA
i§t
Pi§
•wa
•
WJEgm
BmSnH
ZAFER TEMOÇtN
ö 1
OvWirj^J^r^Pi
Içişleri Bakanı Tantan, güvenlik kameralarındaki tanınmayan kişiye dikkat çekti
'tlişkUergörünenden dahakarışik'
tstanbul Haber Servisi -
Içişleri Bakanı Sadettin Tan-
tan, Egebank'ın güvenlikka-
merasının çektiği görüntüler-
de dikkat edilmeyen bir kişi-
nin olduğunu, bu kişinin çok
enteresan ilişkiler içinde bu-
lunduğunu, hatta ilişkilerin
Nasrullah Ayan'a kadar gitti-
ğini söyledi. Tantan, "Bu,
NasnıOahAyanileYahya Mu-
rat Demirel arasmda bir flis-
ki olduğu anlamına gelmi-
yor" dedi.
Uyuşturucu ile ilgili bir
toplantıya katılmak üzere
Portekiz'e giden Tantan,
uçakta gazetecilerin Egebank
soruşturması ile ilgili sorula-
nnı yanıtladı. Gazetecilerin,
soruşturmada adı geçtiğı id-
dia edilen gazetecinin kim ol-
duğunu sormalan üzerine
Tantan, "Bir isim var, ancak
bilgi, belge yok" dedi.
Tantan, daha sonra, bir ga-
zetecinin kendisine şu bilgile-
ri aktardığını söyledi :"Gö-
rûntülerde dikkat edilmeyen
birivar. Görüntü üzerindedu-
rulursa bu kişinin itişkOerinin
Nasrullah Ayan'a kadar gitti-
ği görülür. O kişinin orada
otuşu çok Uginç. O çözülürse
çok şey çözülebilir. Görüntü-
deki kişi, Türkiye gerçeğinin
üst seviyedeki, perde arkasm-
daki ilisküerini gösteriyor."
Bu kişinin para hareketle-
rini çok iyi bildiğini belirten
Tantan, söz konusu kişinin
çok geniş ilişkileri bulundu-
ğunu ifade etti. Tantan, bu ki-
şinin para için her türlü iliş-
kiye girebilecek nitelikte bi-
risi olduğunu söyledi. Gaze-
tecilerin bu kişinin kimliğini
sormalan üzerine Tantan, bu
kişinin çok yakından tanınan
birisi olabileceğini söyledi,
ancak isim vermedi.Bu kişi-
nin gazeteci olup olmadığı
yönündeki soru üzerine ise
Tantan, "Zaman zaman ya-
zabüir" karşılığını yerdi.
Öte yandan Istanbul Emnı-
yet Müdürlüğü Genel Denet-
lenıe Disiplin Şube Müdürü
Dursun Yiğit, Egebank ope-
rasyonunu Yahya Murat De-
mirel'e önceden haber verdi-
ği gerekçesiyle açığa alındı.
Aynı olaya kanşüğı iddia edi-
len Sanyer Ilçe Emniyet Mü-
dürü Necdet Kutlutürk'ün ise
4 gün önce Ulaştırma Şube
Müdürlüğü'ne atandığı kay-
dedildi.
mend Özkan'ı övdüğünü belirterek
"Bu da üniversitelerde cumhuriyet
düsmanı kadroların hâlâ bulunduğu-
nu gösteriyor. Üsteük bu kişinin
1996'daki doktora jürisinde eski rek-
tör de varmış" dedi. Tezine Arapça
harflerle "Bismillahirrahmanirra-
him" diye başlayan Başer'in geçen
hafta hem meslekten hem de öğretim
üyeliğinden atıldığını, savcılığa da
suç duyurusunda bulunduklarmı vur-
gulayan Rektör Durlu, şu açıklama-
larda bulundu:
Mesçideri laboratuvara dönüştûr-
dûm: Üniversiteye geldiğimde labo-
ratuvar yoktu. Bir üniversite düşünün
ki bilgisayar yokken 10'dan fazla
mescit var. Yalnızca rektörlük bina-
smda 1 'i kadınlar, 1 'i de erkekler için
olmak üzere 2 mescit vardı. Her bina-
da 2 mescit yapılmıştı, kadın ve erkek-
ler için ayn ayn olmak üzere. Göreve
başlar başlamaz bunlan spor tesisi,
derslik, laboratuvar, öğretim üyesi
odası ve kantinlere dönüştürdüm. Ben
mescitlere karşı değilim, namaz kıl-
mak isteyenler için üniversitenin tam
karşısında koskoca Merkez Camii var.
Öğrencilere "Kusura bakmayın, size
laboratuvar ûnkânlan veremedik, a-
ma süper mescitlerimizvar" diyemez-
dik. Büyük imkânsızlıklar içinde ina-
nılmaz işler yaptık. Şu anda üniversi-
tede X ışınlan, elektronmikroskopisi,
tnalzeme bilimleri, missbauer spekt-
roskopisi laborafuvarlan kuruldu.
Elektronmikroskopisi laboratuvan,
Avrupa'daki en büyük laboratuvarlar-
dan biri şu anda. Tüm öğretim üyele-
rine, üniversitelerdeki tüm öğrencile-
re ve TÜBÎTAK'a açık bu laboratuvar
şimdi.
lnsan altyapısına. araştırma yapma-
sına yönelik yatınmlar yapıyoruz.
Üniversite çok değişti. Açılış törenin-
de bu y11 Yekta Gûngör Özden konuş-
tu. Konuşma, öğretim üyelerince uzun
süre ayakta alkışlandı. Kınkkale Üni-
versitesi artık bu konumda.
Ayağnmzın altmdan halı çeküiyor:
Bir gün bir öğrenci, "Çok zor durum-
dayun. Türbanımı çıkanrsam yurda
almıyorlar, çıkarmazsam siz üniversi-
teye almıyorsunuz. Ben sizin ev ladınız
değil miyim? Ben ne yapacağnrT diye
ağladı. O öğrenciyi hemen deviet yur-
duna aldım. Bu öğrenciler şeriatçı
çevrelerce kullanılıyor. Bunu önlemek
için yurt sorununu çözmek lazım.
1800 kişilik yurdum var, ama yetmi-
yor. 4 bin kapasiteli yurt lazım. Vali ve
belediyenin desteği ile 3 bina ahyoruz,
yurt olarak kullanmak üzere. Yurt so-
runu, bugün üniversitelerin önündeki
en önemli ve ivedi sorun. lrtica ile mü-
cadele sadece başbakan ile olmaz,
topyekûn mücadele gerekiyor. Ayağı-
mızın altmdaki halı çekiliyor, çok en-
dişeliyim. Mücadele beni çok yordu,
sağlığımı kayberme noktasındayım.
Türbanı sryasiler körüklüyor. Tür-
banlı öğrencıleri üniversiteye kesin-
likle almıyoruz. Ama türban mesele-
sini siyasiler körüklüyor. Politikacılar
lütfen üniversiteden ellerini çeksin.
Ama bazı siyasi partilerin sermayesi
bu. Onun için de çocuklan istismar
ediyorlar.
Ânnemin önünü kesmişler: Ben ve
ailem sürekli tehdit ahyoruz. Gece-
gündüz telefonda küfrediliyor, beni ve
çocuklanmı öldürme tehditlerinde bu-
lunuluyor. "Kınkkale'de türban yasa-
ğı sökmez" deniliyor mektuplarda. Hat-
ta bir gün 70 yaşındaki annemin önü-
nü kesmişler. Ama bunlar bizi yıldır-
maz. Cumhuriyet Üniversitesi, cumhu-
riyet kentine uygun eğitim verecek.
Büimsel ölçütler dikkate ahnacak:
Artık doçent adaylan içinjürileri, An-
kara, Istanbul ve Izmir'deki köklü üni-
versitelerden çağınyoruz. Gelişmiş
üniversitelerin anabilim dalı başkan-
lan, bizim tabii jüri üyelerimiz. Kad-
rolaşmayı böyle kesersiniz ancak. Bi-
limsel ölçütleri dikkate almak zorun-
dasınız.
O r a l Ç e l i k d a v a s ı n d a s t a j y e r y a r g ı ç l a r a d e r s
'Devlet görev yapmazsa başkalan işin içine girer5
ANKARA (CumhuriyetBüro-
su) - Gazeteci yazar Abdi Ipekçi
cinayetindendelil yetersizliği ne-
deniyle beraat eden Oral ÇeUk
ile adamlannın korkuya dayah
senet ve para tahsil ettikleri ge-
rekçesiyle yargüandıklan davada
Mahkeme Başkanı, stajyer hâ-
kimleri uyardı. Mahkeme Baş-
kanı Zeki Öztürk. oturumu izle-
yen stajyer hâkimlere toplumun
koşullannı iyi bilmeleri uyansın-
T ü r k i y e İş Kurumu k u r u l d u
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi 'nin
iptal ettiği Yetki Yasası'na dayanılarak çıkânlan 617 sayılı KHK
ile kurulan Türkiye tş Kunımu'nun (İŞKUR) tamtım toplantı-
sı dün yapıldı.
Kurumun, iş ve işçi bukna hizmetlerindeki tekel yetkisi kal-
dınlarak özel istıhdaın bürolanna çalışmalarda bulunma olana-
ğı geörildi.
Kurumım yeni örgütlenme şemasmda bölge müdürlükleri
kaldınlırken daha etkin çahşma yürütülebilmesi amacıyla il
tnüdürlüklen kuruldu.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü Necdet Kenar, yaptığı
açıklamada, kurumun iş ve işçi bulma fonksiyonlannın gide-
rek azalacağını söyleyerek "Biz bunun yerine işgücûnün eğiti-
mi, işgücü piyasasmın izieıunesi ve bunun kamuya açık hale ge-
tirilmesi gibi işlevleri yerine getireceğiz'" dedi.
da bulunarak "Bilmediğiniz za-
man sanık suçlu gelir, suçsuz gi-
der" dedi.
Ankara 6. Ağu" Ceza Mahke-
mesi'nde Oral Çelik ve adamla-
n Ömer Taner ÇeKk, Cahit Şiş-
man, Fatih Öztürk, Ahmet Mu-
rat Temizoğlu ve Faruk Korku-
suz'un, "Korkutarakzorla senet
ve para tahsil ettikleri" gerekçe-
siyle 13 yıl 6'şar aya kadar ağır
hapis cezası istemiyle yargılan-
malanna devam edildi. Oral Çe-
lik'in katılmadığı oturumda sor-
gusu yapılan sanıklardan Fatih
Öztürk, gasp yapmadığını savun-
du.
Türkiye'nin koşullan
Mahkeme Başkanı Zeki Öz-
türk, sanık Öztürk'ün sorgusu-
nun ardından duruşmayı izleyen
stajyer hâkimlere seslene-
rek"Hâkimliğin yanı sıra, Türld-
ye'nin koşullannı da rvi bilmek
gerekir. Bilmediğiniz zaman sa-
nık suçlu gelir, suçsuz gider. Dev-
Iet görev yapmazsa başkalan işin
içine girer" dedi.
Hâkim Öztürk, geçen oturum-
da polis zoruyla getirilmesine
karar vejilen ve bu celse de du-
ruşmaya gelmeyen sanık Ahmet
Murat Temizoğlu'nun ifadesinin
almması için Kırşehir Ağır Ceza
Mahkemesi'ne yazı yazılmasına
karar verildiğini açıkladı.
Sanık Temizoğlu'nun duruş-
maya getirilmemesine kızan Ze-
ki Öztürk, sanık avukatlanna,
"Temizoğlu duruşmaya gelseydi,
bugün karar verecektim
T>
dedi.
Dava, savcınm esas hakkmdaki
görüşünü bildirmesi için ertelen-
di.
Oral Çelik, bu dava dışında ya-
bancı uyruklu bir kadını "zorla
kaçırdığı vetecavüzetmeyeteşeb-
büs ettiği'' gerekçesiyle Ankara
7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de
12 yıla kadar ağır hapis istemiy-
le yargılanıyor.
Oral Çalışlar
Mina Urgan'dan Manol Usta'ya
Umut Peşinde
Hepimiz bir umudun
peşinde/iz. Umut ol-
madan yaşam olmaz.
Mina Urgan'dan Manol
Usta'ya kadar bu ki-
tapta size anlatmaya
çalıştıklanm, umudun
peşindeki insanlar.
Onların bir kısmını
ben bir kısmını kendi-
leri size anlatıyorlar.
Çoğunluğunu yakından
tanıdığımız bu insanla-
rın umudun peşinde
geçen yaşamlarını, ha-
yal kırıklıklannı, sevgi-
lerini, isyanlarını sizle-
re aktarmaya çalıştım.
Size bu kitapta 27 insa-
nın yaşamlanndan ke-
sitler sunuyorum.
Oral Çalışlar
Çınar Yayınları; Rıfet llgaı Kültür Merkezi
Sıralselviler Cad. No: 90 / 3 80060 Taksim/lstanbul
ırTel&Fax: 0 212 293 28 96
e-mail:cinar@cinaryayin.com www.cinaryayin.com