18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKİM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKlNCf 'Metropol' olabilmek için kent kültürünü değiştirmek değil, 'geliştirmek' gerekiyor Antafya'da ^üyükşehirler 9 buluşması Her yıl olduğu gibi, "Alön Pbrtakal Filın FesövaM" bu yıl da medyada ge- niş yer aldı. Sayısız gazetecı, sanatçı ve ^nerakh". ekim ayının ilk günle- rini Antalya'da geçirirken miiyonlar- ca kişi de bu gösterişli buluşmayı ga- zetelerden, ekranlardan izledi, "ödül heyecanına" ortak oldu... Film festivaline böylesi bir ilgi el- bette ki çok "doğal". Ancak festıval- den önce yine Antalya'da gerçekleş- tirilen ve üstelik yine aynı "müyonlar- ca Idşmin" doğrudan yaşamını ilgi- lendiren bir başka "buhışmaya" ıse medyanın hemen hiç yer vermemış olması da acaba "doğal" mıydı?.. Türkiye nüfusunun neredeyse yan- sından çoğunun yaşamaya başladığı "büyûkşehirkrimizde" kente, çevre- ye, kültüre ve topluma sayılı bir "ye- rel yönetim hukukunun" nasıl olma- sı gerektığını tartışmak ûzere, 15 Ey- lûl 2000 günü Antalya'nın ev sahipli- ğınde gerçekleşen toplantı, halkımız, ûlkemiz ve kamuoyu açısından acaba hiç mı önem taşımıyordu?.. Sadece tçişlen Baİcanı Sadettin Tan- tan'ı ve bakanhk uzmanlannı değil, ay- nı toplantıda yıllann binkimini taşı- yan Prof. Hande Suher, Prof. Dr. Ul- kû Azrak, Prof. Dr AK Öztekin, Prof. Dr. Metin Sözen, Av. Derviş Pariak gi- bi bilim ve demokrasi savaşçılannı, va- nı sıra Mimarlar Odası ve ÇEKUL gibi uzman ve gönüllü kuruluşların yöneticilerini, ülke düzeyindeki 11 büyükşehir belediye başkanı ya da temsilcilenyle Antalya yöresinin di- ğer yerel yöneticilerini ve bunlarla birlikte sabahtan akşama dek salondan aynlmayan çok sayıda katılımcıyı ade- ta "yok" sayarak (stanbuL, Ankara, Adapazan, Gaziantep ve Adana baş- kanlannın çeşıtlı nedenlerle katılma- mış olmalannı bahane edıp bu duyar- h buluşmaya "fiyasko" diyebilen ki- mi "yerel basını" bir kenara bırakır- sak, Cumhurryet dışındakı ulusal ba- sın da aynı toplantının "ulusal önemi- ni" bıle pek fark edebilmiş değildi... Katdmayanlann tartişmadıklan' - - - - O kadarkı, izleyen günlerde katmm- cılann imzalanyla yayımlanan "so- • Türkiye'deki 17 Büyükşehir'den Ankara, Istanbul, Gaziantep, Adana ve Adapazan dışındakilerinin başkan ve temsilcileri, 15 Eylül 2000 günü Antalya'da bir araya geldiler ve bu davete 'katılmayanlara' da yol göstermesi gereken bir 'ortak sorumluluklar bildirgesi'ni yerel yönetimler reformu sürecine armağan etriler... Antalya'daki geniş kanhmh toplanbda temsil edilmeyen Adana da tarialannı betonlasnrarak 'büyükşehir' ohnusru (sağda). Oysa ki her büyükşehirin öncefikle yapraaa gereken 'bûyûklûk', yine Adana'daki Tepebağ semti gibi çökmeye terk edilen tarihsel merkederini kurtarmaktL- (sokla) nuç büdirgesindeki" kararlar ve açık- lamalar da aynı medyanın hemen hiç iigisinı çekrnedi, kamuoyuna duyu- rulmadı... Oysa, bildırge sadece bir toplantı tutanağı gıbı değil, aynı zamanda yi- ne o toplantıya gelmeyen büyükşehir başkanlannın "hangitarbşmabn ka- blmadıklannı" da gösteren bir "bd- ge" değerindeydi. örneğın, büyükşehir yönetimleri- nin birer "metropoliten sorumluluk" taşıdıklannın belırlenmesı, bu neden- le de hızmetlerde semtler arasında *si- yasal kayırmacıhğa" karşı çok daha sıkı önlemlenn alınması; aynı bağlam- da da "şeffafhğm, acıkbğuı ve kabbm- cıhğnT her türlü kentsel karar ve pro- jede belırleyici yöntem olarak yaşama geçirilmesi... gibi vurgulamalar, Istan- bul, Ankara, Adapazan, Gaziantep ve Adana'da da yaşanan birçok geriîimi ve çatışmayı ortadan kaldırabilecek çağdaş politikalan tanımlıyordu... Dilerseniz şimdı, Içişleri Bakanı Sa- dettin Tantan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kıunbul ve toplantıya destek veren ÇEKÜL Vik- fi ile Mimarlar Odası'nın da ımzala- nnı taşıyan bu önemli bildirgeye bir göz atalım. Yine Antalya ile birlikte Mersin, Samsun,Erzurum, Konya, Eskişehir, tzmit, Kayseri, tzmir, Bursa ve Di- yarbaku- büyükşehir belediye baş- kanlan ile temsılcilennin katkıiannı da ıçeren "Antalya Büdirgesi" özetle şöyle: •ANTALYA BİLDİRCESİ' 15 Eylül 2000 günü, Antalya AKM'de düzenlenen " YerelYönetim- lerReformu ve Büvûkşehirier" konu- lu sempozyumdaki genel değerlen- dirmelerden seçmeler: Her kent 'büyük' olamaz • Depremden sonra Adapazan'nın da katılmasıyla sayılan 17'ye çıkan "büyûkşehirlere'' bakddığında, bu sta- tünün sorunlan çözme bir yana "yeni sorunlar yaratnğr da açıkça gözleni- yor. Bu nedenle arûk her nüfusu ar- tan kentin büyükşehir olmaması, bu- nun için kentlesme, kültür, ekonomık yaşam ve bölgesel ağırlık gıbı özellık- lerin de gözetıldığı "gerçek bir met- Korcımacılarııı 'eylem raporu' 'Sanatsal Mozaik' dergisinde ÇEKÜL'ün projeleri Büyükşehırlerimizın "Antalya Buluşması'', kentsel kimlik ve çevre değerlerini yitirmeyen bir metropol olabilmek için belediyelerm nasıl yönetibnesi gerek- tiğini irdelerken, "diger kentfcrimiz" arasında tarih- sel ve kültürel dokulannı koruyarak 2000'len jaşa- mayı gündemlerine alanlar da, bir süredir ÇEKUL'ûn sesi olarak yayımlanan "Sanatsal Mozaik" dergisin- de bir araya geldiler. Aynı zamanda 28 Eylül 2000 tarihli Resmi Gaze- te'de yayımlanan Bakanlar Kurulu karanyla da "res- men kurulmuş" olan Tarihi Kentler BirUği'ne geniş olarak yer verilen dergının 35. sayısında. yine ÇE- KÜL'ün "7 Böjge 7 Kent" projesindeki son gelişme- ler sıralanıyor: Aksekt BirgL Kastamonu, Kematiye (Eğin), Midyat, Mudanya ve Talas(Kayseri) olarak be- lirlenen bu 7 kentten ayn olarak Amasya, Be>pazan (Ankara), Gövnük,Mudurnu (Bolu), Edirne.Kars ve Divriğide, Sanatsal Mozaık'ın özenle düzenlenmış say- falannı. "Kendflerini Koruyan Kentler" başlığı altın- da süslüyorlar... Tüm bu kentJerde tarihsel miras için şimdiye dek nelerin ve hangi çahşmalann yapıldığını sergıleyen ya- zı ve fotoğrafîar ise adeta "yurt dözeyinde bir kûltûr seferberBğinin'' sanki eylem raporu gibi. Çahşma raporu yerine "eylenı raporu" deyişinin daha çok yakışmasına neden olan etkinlikler de, yine Sanatsal Mozaik'te değişik "eyienKâer" taraündan herhangi bir tanıtun yaası şeklınde değil, bir "vsufle (görev) dosyası" gibi kaleme alınmış. Çünkü ÇEKÜL'ün hemen tüm çalışmalan da zaten hep "durumdan vazifeçıkarma" anlayışıyla yapıhyor. Tarihi kentlerimizde de durum "vahan" oldugunda, ÇEKÜL'cüler "görevH olduklarmı" anımsayarak he- men kollan sıvıyorlar... Dahası, kendileriyle birlikte "yerel, özel kamu ve avil gûçleri'' de, bulunduklan kentJerde kültüre ve çevreye sahip çıkmalan için ha- rekete geçiriyorlar... Eğer Türkiye'de, özellıkle tarihsel çevrenin ve mi- mari mirasın korunmasmda, sürekli konuşmak yeri- ne süreklı iş yapıhp "örnekler yarankhğıru'' da gör- mekve bundan coşku duymak istiyorsanız, hemen bir Sanatsal Mozaik/ÇEKÜL dergisi edinin. Sonra da ne yapıp edip, derginin sayfalanndaki kentleri ve uygu- lamalan yennde görmek üzere hemen her hafta Ana- dolu'nun değişik bir yöresinden sesleri duyulan ÇE- KÜL'cülerin peşine takılın... Sanatsal MozaOc-ÇEKÜL'ûn kapağmı süsle>en Midyat'taki Hanna Kuyumcuoğhı evi, 'Midyat Çevre ve KûMrEvi' oiarak restore edüiyor. ropol" olma düzeyinin aranması önem kazanıyor. Planlarnada 'bölge* ölçeği • Yine büyükşehirlenmizin hemen tümü, "bölge planı olmadan" düzen- lenen ve bu nedenle de sadece ''kent- sel rant" üzennde odaklanan imar planlanyla yapılaşıyor. Yasa taslağı ise bunun yerine artık "bö^sel ölçek- te" planla hareket etmeyı öngörürken, uygulamada en azından "il düzevinde pîanlamayı" da zorunlu kıidığı için olumlu bir aşamayı başlatıyor... Bilimseüik ve katilımcılık • Aynıplanlamasürecirun ıse "mes- lek odalan ve üniversitelerin'' de tem- sıl edildiğı "ll İmar Planlama Kurul- huTnm" bilımsel denetımı altında sür- mesini düzenleyen yasa taslağı da bu konuda "fleri" bir adım olmakla bir- likte, toplantı katıhmcılan söz konu- sukmıllaniakı'aritmetiğm'cteuzrrıan- lardan yana ohnasuıı öneriyorlar... Tarihset-doğal dokuya önceük • Yasa taslağının "tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin konmmasına ön- ceük verümesini" öngören ımar ve planlama ilkeleri de aynı konuda ar- tık sadece "Konıma Kurullannın" değil, belediyelerin de sorumlu olma- sını ve "kentsel mirasın göz aıtfa edü- diği'' yapılaşmalara son venlmesini sağlayacak bir sürece "geçişi r> tarnm- ladığından, özellıkle tarihsel kentler ıçın özel önem taşıyor... 'Organize imar suçlan'na önlem • Özelhkle unar ve yapılaşma kap- samuıda "kente karşı işlenen suç" ni- tehğindeki kaçak veya ayncalıklı uy- gulamalar, bireysel değil, yapan-yap- nran ve göz yumanlarla birlikte "or- ganize suçlar" şeklinde gerçekleşi- yor... Yasa taslağında bu saptamanın karşılığı olarak yer alan ve kaçak ya- pıya "hizmet götürenler" de dahil ol- mak üzere "tûm sorumlulara" caydı- ncı yaptınm öngörülmesi de en az yüzde 50'si yasadışı yapılaşan büyük- kentlenmizdeki yönetimlere "zorlu bir getecek" tanımhyor... Ferit Öngören'in 'Corne d'Or: Çizgilerle Haliç'te Gezinti' sergisi bugün açılıyor •-.7. IstanbuFa borcunu çizerek ödüyor Öngören'in sergisi oruz yılhk çahşmanın ürünü. Kûltûr Servisi - Ferit Öngören'in Haliç'in iki yakasnıı çizgileyen 26 yapıtının yer aldığı 'Corne d'Or: Çizgüerk Haliç'te Gezinti' adlı sergisi bugün Schneidertempel SanatMerkezi'nde açılıyor. Öngören'in otuz yıldır sürdürdüğü tstanbul çahşması kapsamında bulunan yapıtlar, Haliç'in temizlenmeden önceki göriintüJerini, o yıllardaki yaşam biçimini yansıtıyor. "Istanbul'a çok şe> borçluyum. Bn borcumu İstanbul'u çizerek ödemeye cahşıyorum" dıyen sanatçı, bölümler halinde gerçekleştirdiği îstanbul çizirrJerine Haliç ile başladığını söyledi. "Istanbul çizimleri bu kenti kuşatmak ve tamamlamak amacıyla başladı. Ama yamanın alap ghmesi ve işlerin çokluğu beni uzun bir süre durdurdu. Bedrettin Dalan'uı bu yorgun kryılan temizlemesi beni harekete geciren en önemli etken oldu. Çünkü bu taMolan 50,60 ve 70'ti ydlarda çizdim. Oysa Dalan 80lerde Haliç'in layılannı temizkıneye başlaymca yapıtlanm eski Haliç'in son belgekri olarak kaldılar. Ben de bu yüzden ilk önce Haliç'i bitirdnn. Bu yapıtlar Haiiç'in 50 yıl önceki hah' hakkmda izlenim veriyorsa benim için çok önemlidir.'' öngören'in çizimleri yine ilk kez aynı adla bir kitapta bir araya getirildi ve satışa sunuldu. 19. yy'de, Galata'da Aşkenazı Yahudilerinin kurduğu sinagoglardan biri olan ve geçen yıl Galata Aşkenazı Kültür Derneğı bünyesmde açılan Schneidertempel' m yeni dönem progTamınnı ilk sergisi olan 'Çorne d'Or: ÇizgUerie HaUçte Gezinti' 30 Ekım'e dek devam edecek. Schneidertempel'm bu yılki sergileri arasında ise \feni Yüksektepe Derneği'nin düzenleyeceği 'Doğu ve Baü' temalı Uluslararası Karikatür Sergisi, Osmanlı prensesleri ile ilgili bir gravür sergisi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nin gerçekleştireceği 'Yeni bir yüzydın önfinde eğitim sorunlan' adlı uluslararası düzeyde bir karikatür sergisi yer alacak. Aynca, aralannda AH Uhi'nin de bulunduğu retrospektif sergiler fle Latin Amerika karikatürcüleri sergisi açılacak ODAK NOKTASI AHMETCEMAL Bir Yanda Fikret Kuşkan ve Şahika Tekand, Öte Yanda da... Kanımca yaklaşık son yirmi yılda Türk tiyatrosu- nun ve sinemasının yetiştirdiği en yeteneklı birkaç 'sanatçı-oyuncu'dan biri olan Rkret Kuşkan'a ge-, çenlerde, gecenin bir saatinde birkaç öğrencimle birlikte izlediğimiz, atv yapımı bir filmde rastladım. Başını biraz kaçırdığ/mız film bittikten sonra da, böyle oyuncularla bir filmde karşılaşmayı ne denli özlemiş olduğumun bilincine bir kez daha vardım. Aslında o geceki, biraz da acrtıcı bir karşılaşmay- dı. Acrtıcıydı, çünkü: "Bu çapta bir sanatçı, Türkiz- leyicisinin karşısına neden daha sık çıkamıyor/çı- karılmıyor" sorusunu da beraberinde getiren bir karşılaşmaydı. Çok zor virajlarta dolu bir roldü Fikret Kuşkan'ın o geceki filmde üstlendiği. Ama o, bütün virajlan tam anlamıyla sanatçı olan bir oyuncunun yaratıcılığıy- la almasını bildi. Yakın plan çekimlennde sinema- da erişilmesi en güç ustalıklardan birini, yüzüyle oynamanın ustalığını ne denli özümsemiş olduğu- nu kanrtladı. Zaten ister tiyatroda, ister sinemada olsun, böyle oyuncularla karşılaştığımda, bir süre sonra eserin bütününü onun yüzünde seyretmeye koyulduğumun farkına vannm. Fikret Kuşkan'ın fılmini o gece tiyatro bölümün- deki bazı öğrencilerimle birlikte izliyorduk. Film baş- ladıktan bir süre sonra öğrencilerime baktığımda, onlann da sanatçının sergilediği yaratıcılığın ınce- liklerini olduğu gibi kavradıklannı gördüm. Yani demek istediğim şu ki, ülkemızde sanatın öğ- rencileri de böyle sanatçılarla karşılaşma gereksi- nimi içerisınde; ve karşılaşma fırsatını bulduğunda, etkileniyor! Nicedir sinemada özlemıni çektiğim bir başka usta sanatçı da Şahika Tekand. Onu da görme- yeli epey oldu. Ama gördüğüm zamanlar, belleği- min sinemalanndan hiç silinmedi. Fikret Kuşkan gi- bi, Şahika Tekand da yüzüyle oynayabilen ve yü- züyle istediği gibi oynayabilen ender sanatçılar- dan. Onu da ne zaman izleme fırsatını bulsam, o günümün yaşanmaya değer ve beni zenginleştiren bir gün olduğunu duşundüğümü anımsıyorum. Fikret Kuşkan ve Şahika Tekand gibi sanatçılara ilişkin tek yazgımız, onlan uzun zaman dilimleri bo- yunca özlemek zorunda kalmak mı olmalıydı? Bu soruya ülkemizdeki 'sanaf (!) panayınna' bakarak yanrt aradığımız takdirde, bu yanıt ne yazık ki kar- şımıza 'evet' olarak çıkıyor. Hatta, ben kimi zaman daha da ileri giderek şöyle diyorum kendi kendime: "Evet, iyi ki özlüyonjm onlan ve onlar gibi olanlan! özlediğime göre, demek onlar, ötekıler'cfe/7 değil- ler! Olsalardı sanatlanndan her an herşey uğruna ödün vermeyi sanatçılık diye tanıtsalardı, onlar da çoktan ötekitere kanşmış olurtardı!" Ülkemızın sanat ortamı, artık estetiğin neredey- se hiç tartışılmadığı bir ortama dönüştü. Sinemayı sinema yapan, tiyatroyu tiyatro yapan, oyuncuyu, yönetmeni sanatçı kılan üzerinde durulmuyor. Ay- nı durum, plastik sanatlar alanında da geçerii. Eser- ler, daha çok konulanyla anılryor; konunun hangi es- tetik düzeyde işlenmiş olduğuna ise küçük, çok küçük bir azınlığın dışında değinen, işin bu yönü- nü önemseyen yok. Yönetmenin sahnelediği ile, oyuncunun da oy- nadığı ile estetik düzlemde hesaplaşması diye bir alışkanlığın yerleşmediği bir ortamdan yetişebile- cek gerçek sinema ve tiyatro oyunculannın sayısı- nın kabank olması, beklenemez. Eğer böyfe bir or- tamda Türk sinemasının geçmişine ilişkin değer yargılanna vaımak, sosyete hanımlığından sıkılıp biraz da tiyatroyu ve sinemayı 'deneyen' bir hanı- mefendiye kalmışsa, bunun sorumluluğu yalnızon- da değil, fakat ortamın kalitesızliğındedir. Bu durumda Fikret Kuşkan'a, Şahika Tekand'a ve onlar gibi olan -ama sayılan ne yazık ki çok az!- öteki sanatçılara yalnızca yaptıklanndan ötürü de- ğil, fakat yapmayı ret ettiklerinden, 'ötekiler' gibi ol- madıklanndan ötürü de sanat adına şükran duymak gerekiyor! e-posta: [email protected] acem20('i hotmail.com Terry Gilliam, Don KişoTu bpanya'da çekjyor • SITGES (AFP) - Amerikah film yönetmeni Terry Gilliam, Çervantes'in ünlü romanı 'Don Kişot'u sinemaya uyarladığı yeni fılminin çekimleri için Ispanya'ya gitti. 'The Man Who Killed Don Quijote'(Don Kişot'u öldüren Adam) adnıı taşıyan filmde Johnny Depp Sanço Panço'yu, Fransız oyuncu Jean Rochefort da Don Kişot'u canlandınyor. Çervantes'in bu romanuıı sinemaya uyarlamanın güç olacağını bildiğini belirten Gılham, hayal kurmanın, zorla kabul ettirilen sınırlan reddeden ve acı çekmeye dayanıklı Ispanyollara duyduğu hayranlık yüzünden bu fUmi çekmeye karar verdiğini ifade etti. tspanya'nın büyülü havasını filme yansıtmak istediğini söyleyen Gilliam, hızlı, akıllı ve bir sorun çıktığuıda hemen çözüm üretebilen bir oyuncu olan Johnny Depp'le çahşmaıun kendisine güven verdiğini de sözlerine ekledi. BUGÜN • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Sinema ile 901ı yıllann ftaryası' kuşağında Federico Felnni'mn 'La Voce della Luna' adlı filmi gösterilecek. (293 98 48) • ARTtST 2000'de saat 12.00-13.30'da 'Toprak Adamlan ve Başka Fihnler/ Neşet Günal' adlı film; saat 14.00'te 'Yeni Binyıi'da Eteştirmenin Işlevi' adlı söyleşı; saat 16.00'da 'Neşet Günal ve Sanaö' adlı panel gerçekleşecek. (252 50 70) • BABYLON da saat 21,30'da Sigj Finkel & African Heart grubu sahne alacak. (292 73 68) ESKİŞEHİR FESTİVALİ'NDE BUGÜN • YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 18.45'te Erkan Oğur ve tsmafl Demirrioğtu'nun konseri izlenebilir. • HAYAL KAHVESİ'nde saat 21.15'te Trio Mrio'nun caz konseri gerçekleşecek. (0 222 217 45 67j , ..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle