19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 araştırması Türkiye Ekonomik ve Top- I umsal Tarih Vakfı, 2000 yı- I ında gerçekleştireceği tasa- nmlan içeren bir küçük bro- şür göndermiş. Broşüre göre, vakıf üç bü- yük kent dışında kalan kent- lerte ilgili yerel tarih çalış- rnalarını başlatmış. Rocke- feller Vakfı'nın desteğiyle... Sırada, Cenajans'ın 30 yıl- lık öyküsü, Anadolu'da bi- ranın tarihi ve Efes Pilsen kitapftn varmış. Dahası, va- kıf "Egebank"\n kurum ta- rihini de gün ışığına çıkara- cakmış. Hangi Egebank? Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'in ağabeyi Şevket Demirel'in oğlu Yahya Murat Demirel'in sahibi olduğu banka. Içi bo- şaltıldığı gerekçesiyle dev- let tarafından yönetimine el konulan banka. Özetle, yakın tarihimize damgasını vurmuş banka... Egebank'ın tarihi araştınl- mayacak da ne yapılacak? Hakkıdır. ISIK KA\SU Teslimiyetçi çizginin derinleşmemesi için Bülent Ecevit'in başkanlığındaki ik- tidar ortaklığı, Turgut Ozal ile başlayan süreci tamamlıyor. Uzmanların yorum- lanna bakılırsa son aiınan ekonomik ka- rarlar, dış borca, yabancı sermayeye dayalı bir büyümeyi öngörüyor. Ulusla- rarası tahkim de bunun bir uzantısı. Emekli Danıştay Savcısı Öcal Be- ningtan ile söyleşiyorduk. Beningtan, Cumhuriyet'in ilanından bu yana bü- yük ölçüde terk edilen Osmanlı döne- mindeki "imtiyaz" uygulamalannın, Tur- gut Özal'ın başbakanlığı sırasında or- taya atılan "Yap-lşlet-Devret" (YİD) mo- deli ile yeniden gündeme getirildiğine değindi ve bu sistemi şöyle yorumladı: "Bir kamu hizmetini devletyerine ge- tiremiyor, hizmetin gerçekleştirilmesini özel kuruluşlara devrediyorsa bu birim- tiyazdır. YİD modeli de imtiyazdan baş- ka birşey değildir. YİD modeli ile bir ha- vaalanı yapılacağını varsayalım. Hava- alanını yapacak şirket önde gözükûyor. Birde görünmeyen, bu şirketin arkasın- da yabancı bankalar, finans kuruluşlan var. Havaalanını gerçekleştirecek şirket, gerekli parayı bulmak için bunlara baş- vuruyor. Bu finans kuruluşlan da, verdik- leri parayı getirisiyle birlikte geri alabil- mek için kimi koşullaröne sürüyorlar. Ko- şullardan biri de uzlaşmazlık halinde devreye ulusal yargının değil, uluslara- rası tahkimin girmesi. Kendi paralannın güvence altında olmasını istiyoriaraçık- çası." Beningtan'a göre "uluslararası tah- kim" bir sonuç: "Yabancı sermayeye açılmak, dış borçla büyümek bir siyasi karar. Bu siyasi karan verdikten sonra, girdiğin o kulübün kurallanna uymakzo- rundasın. Aiınan siyasi karann sonucu oynanacak oyunun kuralı bu çünkü..." Ulusal çıkarlar iyi gözden geçirilme- den, gerekli plan-program yapılmadan böyle bir siyasi karar alındığı kanısında olduğumuzu iletiyoruz öcal Bening- tan'a ve soruyoruz: "Peki, şimdine olacak? Birdirbiroyu- nunda hep altta mı kalacağız?" Beningtan, farklı bir açıya yöneliyor: "Birkere, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Batı'ya rağmen Batılı olmak, Batı'ya teslim olmadan Batılı olmak' ilkesini unutmamaya, aklımızın bir kenannda tutmaya devam edeceğiz. Çağdaş hukuk, uyuşmazlık öncesi du- rumu çok iyi belirlemeyi, yani uyuşmaz- lık çıkmamasına yönelik önlemler alın- masını öngörüyor. Ûrneğin, Ingiltere'de ev kiralamaya kalksanız, 20 sayfalık bir kontrat imzalarsmız. Çöp tenekesinin nereye konacağını bile içeren bu kont- rat hem ev sahibi hem de kiracının hak ve yükümlülüklerini beliher. Bu örnekten hareketle, yanlış ya da doğru bir siyasi karar alınmış ve biryo- la gihlmişse eğer, yeni duruma göre ko- numlanmak gerekiyor. Sözgelimi imza- lanacak imtiyaz sözleşmelerinde, an- laşmalannda, şartlaşmalannda ulusal çıkarian, kendi çıkarianmızı gözeten hü- kümlerin yer alması için ısrarla çaba göstereceğiz. Uluslararası arenada ül- ke çıkarlannı korumak için de uluslara- rası hukuk kurallannı kavrayan, en az iki yabancı dil bilen hukukçulann yetişme- si gerekiyor." Türkiye'yi kıyasıya eleştirdiğimiz or- tamla baş başa bırakan teslimiyetçi çiz- ginin derinleşmemesi için yeni ufukla- ra gereksinim olduğu kesin. Kıyamet kopuyor. Eski Cumhur- başkanı Turgut Ozal'ın, 2000 yılın- da torunu küçük Turgut'a verilmek üzere yazdığı mektup kayıpmış. PTT Genel Müdüriüğü, konuya ilişkin aci- len soruşturma açmış. Bundan 5 yıl önce, 23 Ocak 1995 günü, dönemin Türkiye Barolar Bir- liği Başkanı Önder Sav, TBMM Baş- kanlığı'na 1 milyonu aşkın imzalı bir dilekçe vermişti. Dilekçede şöyle deniyordu: Milyonların mektubu dururken "Uğur Mumcu cinayetini işleyen- ler bulunamazsa canilerin cesaret- leri artacak, katiller yeni cinayetler planlayacak, yeni kurbanlar seçe- ceklerdir. Ülkemizin yetişmiş insan- lannın Muammer Aksoy gibi vuru- larak, Uğur Mumcu gibi bombalana- rak, Sıvas 'takigibiyaktlarakyok edil- mesi sürecektir. Terör; korku, yılgın- lık ve umutsuzluğu yaygınlaştırarak ülkemizin en gözde insanlannı ara- mızdan alıp yok ediyor. Teröre ve sergilediği dnayetiere karşı karariı, ka- lıcı ve sonuç alıcı bir mücadele ve- rilemediği kaygısı, toplumumuzda maalesefyaygınlaşıyor. ... Cinayetlereseyircikalanlar, baş- ka cinayetleri önleyemezler. Toplu- mumuz, siyasaliktidarsessizkalma- sın istiyoruz." 1 milyonu aşkın yurttaşın çuvallar dolusu imzasını taşıyan bu mektup nerededir, sonucu nedir, bilen var mı? Unutuldu mu, yitip gitti mi? Ara- yan, merak eden var mı? Küçük Tur- gut'un kayıp mektubu yüzünden ga- riban bir posta memurunun peşine düşenler, faili meçhul cinayetlerin soruşturmalarını da soruşturmayı düşünüyorlar mı? ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Az Sonra!• Ecevit'in sım açığa çıktı! Başbakan'ın niçin Demirel'in görev süresinin uzatılmasm- dan yana olduğu anlaşıldı! Id- dialara göre Ecevit, zamanın- da kitaplanndan kazandığı bir- kaç kuruşunu dövize çevirdi ve Egebank'ayatırdı. Son ban- kalar krizinde paniğe kapıjan Ecevit, Egebank'ın sahibinin Demirel'in yeğeni olması üze- rine cumhurbaşkanına bir jest yaparak bankadaki parasını kurtarmaya çalıştı. Ecevit'in, yakın çevresine, "Meblağ çok az ama n'apiim, parasızlığın gözü kör olsun" dediği öğrenil- di! Az sonra! • "Sokak köpekleri" sorunu- na sonunda çözüm bulundu! Bu köpeklerin hızlı ve sıkı bir eğitimden geçirilerek çete ele- manı haline getirilmesi ve bu çetelerin "devlet yaranna" iş- lerde kullanılması öngörüldü. Adını açıklamayan bir yetkili, "Devlet bunca zaman sayısız çeteciyi, tetikçiyi, mafya ele- manını besledi, bu zavallı kö- pekleri de bir şekilde kazan- mamız gerekiyordu" şeklinde konuştu! Az sonra! • llginç olay! Ikitelli semtin- deki havanın birçok olumlu özelliği olduğu ortaya çıktı! Ko- nu hakkında açıklama yapan meteoroloji uzmanı Bahadır Ergenekon, "Araştırmalanmız sonucunda Ikitelli ve çevresin- deki havanın gençlik kaoslan- na, kimlik arayışlanna, kafa ka- nşıklığına, varoluş bunalımına ve acemilikten kaynaklanan zû- ğürtlüğe iyigeldiği belirlenmiş- tir" dedi ve "ayriyetten agani- gi naganigi" şeklinde espri yap- maya çalıştı! Az sonra! • "Ikinci Cumhuriyetçi" ola- rak bilinen aydınlar ortak bir açıklama yaparak "Atatürk'ün izindeyiz" dediler! Bu açıkla- manın, Ikinci Cumhuriyetçile- rin çok sevdiği ABD Başkanı Clinton'un her fırsatta Ata- türk'ten övgüyle söz etmesin- den kaynaklandığı öğrenildi! Az sonra! • Fadıl Akgündüz'den ye- ni hamle! Jet-Pa'nın patronu Akgündüz'ün bu kez uçak üre- teceği belirtildi. Fakat bu üre- timin seri olmayacağı, Akgün- düz'ün sadece kendisi için "vur- kaç" adında bir adet uçak imal ettireceği ve bu uçağı ülkeden her an kaçabilmek için hazır bulunduracağı ileri sürüldü! • Milenyumun ilk medya ödülleri verildi! "Pes be birader" adını taşıyan ödüllere, sundu- ğu ana haber bülteninde habe- rini yaptığı kişiye bela okuyan spiker Reha Muhtar, idama karşı çıkarak "Apo yaşasın" görüşünü savunanlan "Yaşasın Apo " şeklinde çıkış yapıyor gi- bi gösteren Akit gazetesi ya- zan A. Ihsan Karahasanoğlu ve en geyik medyatik çift da- lında da Esra Ceyhan-Yaşar Nuri Öztürk ikilisi layık görül- dü! Az sonra! • 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 2000 yılında açılmak üzere 1986 yılında yazdığı mek- tubun yanlışlıkla Osmanlı arşi- vine kaldınldığı açıklandı! Mek- tubun Arapça yazıldığı için bu hatanın yapıldığını belirten bir yetkili, "Oysaarkasayfaokun- saydı gerçek anlaşılırdı. Çün- kü rahmetli Özal, arka sayfaya da aynı mektubun Ingilizcesi- niyazmış" dedi. Az sonra! •Türk ineği projesinden vaz- geçildi! Üç cins Anadolu ine- ğinden ortak olarak üretilme- si planlanan özel Türk ineği projesinin, uluslararası baskı- lar nedeniyle durdurulduğu be- lirlendi. Birbilirkişi, "Asla, Tür- kiye'de farklı kimliklerarasında- ki dostiuklara, sentezlere, ya- kınlaşmalara izin verilmez, ak- sine farklılıklarkörüklenir. Inek- ler için de durum değişmedi, onlann şanssızlığı Türkiye'de olmalan" yorumunu yaptı. Duyuru • llhan Nalbant'tan özel gitar dersleri... (Ev: 0 212 624 75 45 - Cep: 0 542 235 80 58) • Şeker Bayramınız kutlu olsun. Püf olan paralar Konut Edindirme Yardımı, 1 Ocak 1987'de yürürtüğe girdi ve sözüm ona "istesin isteme- sin herkesin konut sahibi" ola- cağı muştusuyla kesintiler ça- lışanlar adına fonda birikmeye başladı. Yıllar sonra Yüksek Planlama Kurulu'nun bir karan ile Kamu Ortaklığı Fonu ve Toplu Konut Idaresi'nin çıkardığı döviz cin- sinden tahvillere bağlanmış menkul yatınmlan, geçmişe dö- nük olarak ve yüzde 60 faiz üzerinden Türk ürası'na çev- rilerek fonda biriken para, pul edildi. Yetmedi, 1995 yılı so- nunda sona erdirilen Konut Edindirme Yardımı'nın fonda biriken paralanna 1997 yılında "sıfır" faiz uygulandı. Türk-lş girişimleri sayesinde 1998 ve1999'da faiz yüzügö- ren fonun başına son talih ku- şu 29 Aralık 1999'da Resmi Gazetearacılığıyla kondu. Ko- nut Edindirme Yardımı Kanunu yürürlükten katdırıldı ve denil- diki: "... gerekli düzenlemeleriyap- maya BakanlarKuruluyetkilidir." Konut Edindirme Yardımı fo- nunda, 5 milyon çalışanın top- lam yaklaşık 400 trilyonu yatı- yor. Uzmanların yaptıklan he- saplara göre, fonda adam ba- şına düşen para; bırakın evi, bugün kümes almaya kalksan yetmiyor; fondaki liracıklan çe- kebilirsen tabii. Rantiyeye trilyonlar aktar- makta, bankalar kurtarmakta, kamu tesislerini peşkeş çek- mekte pek becerikti olan ikti- darlar, "el çabukluğu marifet" milyonlann parasını püf etmiş- ler, püf... HAYVANLAR İSMAIL GÜLCEÇ ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl HARBİ SEMİH POROY TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ocak OSMANtYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1999/108 Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından davahlar Emine Velieceoğlu vs. aleyhine açılan tapu iptali ve tescil dava- sının yapılan yargılamasında verilen ara karan gereğince; Davalı Meryem Velieceoğlu'na dava dilekçesi ve duruşma gü- nü tebliğe gönderilmiş, ancak adreste bulunamadığından tebligat yapılamamıştır. Emniyetçe de yapılan adres araştırmasından ad- resi tespit edilemediğrnden ilanen tebligat yapılmasına karar ve- rilmiştir. Davalı Meryem Velieceoğlu davacı tarafından aleyhinize aç> lan mahkememizdeki tapu iptali ve tescil davasının 30.3.2000 günü saat 13.30'da yapılacak olan duruşmasında bizzat hazır bu- lunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz aksi halde yargılamanın HUMK'nun 509. maddesı gereğince yokluğunuz- da yapılıp karar verileceği hususunun dava dilekçesi yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 364 GI0T7ÜNUN ÖNCÜLÜĞÜ.. 1537 'O£ 8UGUN, KÖNESANS'l HAZ/eıAyAH EN ONCM U RBSSAAJLAKCHN, ITALVMi AMSKO6LI0 Pl gONDOHE, ÜMÜJ A0fnA"e/OTTO" ÖLCHJ. ÇASDAf RESİM SAMATt- UIN KUtZUCULARlNDANSAYHAN 6IOTTO, O ÇA&C* YAY6IN OLAN 8İ2AUS RESİU ANLAYIŞlNtM KALIPtA- RfNI KIKMAYAI OOSAYA YAKLAÇAMYA ÇALlŞMIŞrt. Pİ- 6İİBLEH DAHA SA£LA*>(LAŞMlŞ,İÇİHP£ BUUlHU- IAAJ YER(*l£KAN*)BELİf!GİN/-E$MİŞ1 ENC>NEM- LİSİ,R££ME P€RSf>£KTİP &/&U£yE &/*ÇLAA#ŞTt. BÖYLEC1E, IZ£SİM ABTIK YÜZEYSEL OLMAtCmN ÇIHIP PEeİNLİK KA2ANIYORPU. SEN PlEJZJZf'İAI İÇ AVLüCUNOA/a D£y%AVIC£UA"MOZAYİS/,ASSİ- Sİ 'PejCJ "EgMİŞ PgAhlCSSCD 'NUN YAŞAMI*ADU FRESKOLA&CpuVARRE&İMLERİ), 6lOTTZ>'NUN ÛhiLJj YAPtrLAB/NMNPUZ-. SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 998/29 Satış - " Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi. evsafi: Tapu kaydı: Sanyer, Tarabya mahallesi, Nikoli sokağında kain, 73 pafta, 454 ada. 3 parsel sayılı 440 m2 miktarlı arsa. Imar dıırumu: Satışa konu yer 2.12.1991 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar palanında park alanında kalmaktadır. Mevcut durum: Tarabya Deresi Sokağı'nın devamında, bu sokak ile Tarabya deresi arasında, yola yaklaşık 10 metre cepheli, dikdörtgene yakın, yoldan dereye doğru meyilli, her türlü altyapı ve ulaştm olanağına sahip. çevresi konut yerleşimine açılmış, hızla gelişen bir bölge için- de yer almaktadır. Deferi: 37.400.000.000.- TL. Satış şartlan: 1 - Satış, 15.2.2000 günü saat 14.00'den 14.30'a kadar Sanyer Hukuk Mahkemeleri Duruşma Salonu'nda açık arttırma sure- tiyle yapılacak. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75 'ini ve rüçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geç- mek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 25.2.2000 günü aynı yerde ve ay- nı saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki armrma bedelinin malın tahmin edilen kıy- metinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağuıa rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarmı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tah- min edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. %17 KDV alıcıya aittir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildırmeleri lazımdır. Aksi takdir- de haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatımıamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. îhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kahnaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. f 5- Şarmame, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönde- rilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayüacaklan, başkaca bilgi ahnak isteyenlerin 998/29 Satış sa- yılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 4.01.2000 (*) tlgililer tabirine irtifak haÖa sahipleri de dahildir. Basın: 572 GÖRÜŞ Dr. EMİN GURSES Yeni Yiizyılın Kapitalist Demokrasi Vaazı Gabriel Garcia Marquez Nisan 1990'da Mana- gua'da (Nikaragua) verdiği bir mülakatta 20. yüzyı- lın egemen dogmalannın bizlere adaletsizlik, acı ve zaman kaybı getirdiğini ifade etmişti. 20. yüzyıl so- nunda, Batı patentli kapitalist demokrasi dayatma- larının gelişmekte olan çevre ülkelerde yarattığı bu- nalım sonucu büyük çoğunluk demokratik süreç- ten dışlanmış, yaşamak için değişik boyutlardaki et- nik, dinsel vb. çatışmalann içine sürüklenmiştir. Bu bunalımın aslında Batı "uygarlığı"nın, kapitalist de- mokrasi dayatmalarının bir uzantısı olduğu ise giz- lenmek istenmiştir. Günlük yaşamın globalleşmesi iddiasının arkasın- da aslında kapitalist demokrasinin uluslararası dü- zeyde kabul edilmesi gereken altematifsiz yol ola- rak dayatılması hesaplan yatmaktadır. Global eko- nominin kapitalist hegemonya gözetiminde düzen- lenme çabası ve semnayenin belirli merkezlerde ve tekellerde toplanması gelişmekte olan ülkelerde si- yasal, toplumsal sorunlan kronikleştiımektedir. Çevre ülkelerde ulus-devletler ekonomik ve ide- olojik baskı altında zayıflatılmaya çalışıhrken, ulus- lararası tekeller uluslararası ticari faaliyetlerinde kendi ulus- devletlerini bir baskı araa olarak kullan- mak amacıyla güçlendirmektedirler. Ülkelerin işçi sı- nıfına çevre ülkelerdeki sömürüden uluslararası te- kelleri aracılığıyla pay aktaran gelişmiş zengin mer- kezi ülke yönetimleri ise hem kendi ülkelerinin.top- lumsal istikrarına katkı sağlamakta hem de yaban- cı düşmanlığının körüklenmesine yardımcı olmak- tadır. Egemen kapitalist devletlerin aracı kurumlanyta yürüttükleri uluslararası rekabetten çevre ülkelerin üzerine düşen sömürü yükü daha da artmaktadır. "Çevre"yi global kapitalizme, gönüllü ya da gönül- süz dayatmalarla entegre etmeye çalışan merkez, bu pazarlardan aldığı payı arttırmak için kendi te- kellerinin biıieşmelerini teşvik etmektedir. Birbirle- riyle yoğun rekabet içerisine giren merkezi ülkele- rin uluslararası şirketleri kendi aralannda serbest, fakat kendi uluslararası hukuk kurallannı dayattık- ları çevre ülkeler açısından daha adaletsiz olan bir yanşın içerisine girmişlerdir. Üretimde esnek yatı- nm uygulamalanyia merkezi ülkelerin uluslararası şir- ketleri, üretimde Güney Kore, Hindistan gibi ülke- lerde fason iş yaptırmanın daha kârtı olduğunu gö- rerek, üretimlerinin bir kısmını buralara kaydırmış- lar, fakat aslan payı Nevvyork, Londra gibi şehirler- deki stratejistlere, bankertere, hukukçulara, VVashing- ton'daki lobicilere gitmiştir. Orta ve alt düzey kad- rolar için ise, üretimin ve pazann daha verimli kont- rol edilebileceği çevre ülkeler seçilmiştir. Uluslararası rekabetin yanında uluslararası ser- mayenin bir dayanışması da açıktır. Çevre ülkelere uluslararası kapitalist demokrasi sloganıyla daya- tılan uluslararası hukuk düzenlemeleri bu dayanış- manın en açık ömeğidir. Kendi kurallarına karşı çı- kanların cezalandırılması artık gizlenmemektedir. Dünya ekonomisiyle entegrasyonu üst düzeye var- mış olan ülkeler bu cezalandırmaya daha açık ha- le gelmektedir. Çin gibi kontrollü entegrasyonda di- reten ülkeler bu cezalandırmanın olumsuz sonuç- lanndan daha az etkilenmektedir. özellikle mali bor- salar aracılığıyla, spekülasyonlarla ülke ekonomile- ri uluslararası mali çevrelerin müdahalelerine karşı zayıf hale getirilmektedir. Yerli işbirlikçiler aracılı- ğıyla bu tür borsalara yapılan müdahaleler Aralık 1994 Meksika örneğinde görüldüğü gibi, ülke yönetim- lerini uluslararası mali kontrol merkezlerinin talep- lerine boyun eğer duruma getirmektedir. 1983'te Mitterrand yönetimi bile mali sermaye- nin baskısı nedeniyle toplumsal reformlardan taviz vermek zorunda bırakılmıştır. Bu uluslararası mali rekabet ve dayanışma, iş gücü alanında da kendi- sini göstermekte, büyük tekellerde çalışan aynca- lıklı, adeta uluslararası birsınıf yaratılmaktadır. Bun- lar kendilerini, çalıştıkları uluslararası tekellerle öz- deşleştirmekte, bu tekellerin misyonerliğini de yü- rütmektedir. Başka bahçeleri talan etmekte sınır tanımayan ulus- lararası sermaye, kendi arasında yaşadığı sorunla- rı çözmek için birbirlerini boğazını sıkmanın yüksek maliyetini bildiğinden, artık talan edilecek yeni pa- zarların düzenlenmesiyle uğraşmaktadır. Kapitalist demokrasinin erdemleri yerli işbirlikçiler aracılığıy- la vaaz edilirken, aksi tutumlann maliyetinin yüksek- liği konusunda da gözdağı verilmektedir. Yeni yüzyılı geçmişin ve bugünün kuralları üzeri- ne kurarsak başansızlık ve karanlık kaçınılmaz olur, diye uyanyor Prof. Hobbsbavvm. Uluslararası ma- li kapitalizmin kapitalist demokrasi dayatmalarına ve Fukuyama'yı. Huntington'u aratmayacak yerli işbirlikçilerin planlarına direnmenin ulusal ve ulus- lararası düzeydeki yolları aranmalıdır. Aksi takdirde Brezilyalı bir işçi liderinin ifade ettiği gibi savaşlar- da ölen askerlerin yerini artan yoksulluk sonucu ölen çocuklar alacaktır. B U L M A C A SEDATYAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 8 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Urlan ince- leyenöpdalı. 2/ Uyma, boyun eğme... Platinin simgesi. 3/Tar- la, bağ, bahçe gibi yerlerden toplanan ürün- den artakalan- lar... Yapısına girdiği sözcüğe "kendi kendi- ne" anlamı ka- tan yabancı önek. 4/Tann... Halk dilinde negatif fo- toğrafa verilen ad. 5/ 1 Hisse... Rütbesiz asker... Bir nota. 6/ "DeliUğe 2 Övgû"adhyapıtıylaün- 3 lü Hollandalı hümanist. 4 7/ Sığırm altı aylıktan _ bir yaşına kadar olan yavrusu... Doğu ve Gü- 6 neydoğu Anadolu'da ko- 7 nar-göçerlerin kıl çadır- g lanndan oluşan yayla Q yerleşmesi. 8/ Karak- 9 ter... Yön, taraf. 9/ Büyük yankı uyandıran utanç verici olay. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Organ bozukluklannı tedavi eden hekımlık dalı. 2 / Başrolünü Marilyn Monroe'nun oynadığı bir fihn. 3 / Şarbon hastalığına verilen bir başka ad. 4/ Atm başına geçirilendizgin ve süsler... Bir sinir hastahğı. 5/ Kokmuş hayvan ölüsü... llaç... İki tarla arasındaki suıır. 6/ Argo- da esrar... Divan şürinin ölçüsü. 7/ Müstahkem yer... Ya- ğı çıkanlan bir cins fasulye. 8/ Kullamştan kaldırma... "— sahibi, mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi" (Yunus Emre). 9/ Sarı renkli ve güzel kokulu bir cins kavun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle