Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
araştırması
Türkiye Ekonomik ve Top-
I umsal Tarih Vakfı, 2000 yı-
I ında gerçekleştireceği tasa-
nmlan içeren bir küçük bro-
şür göndermiş.
Broşüre göre, vakıf üç bü-
yük kent dışında kalan kent-
lerte ilgili yerel tarih çalış-
rnalarını başlatmış. Rocke-
feller Vakfı'nın desteğiyle...
Sırada, Cenajans'ın 30 yıl-
lık öyküsü, Anadolu'da bi-
ranın tarihi ve Efes Pilsen
kitapftn varmış. Dahası, va-
kıf "Egebank"\n kurum ta-
rihini de gün ışığına çıkara-
cakmış.
Hangi Egebank?
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in ağabeyi
Şevket Demirel'in oğlu
Yahya Murat Demirel'in
sahibi olduğu banka. Içi bo-
şaltıldığı gerekçesiyle dev-
let tarafından yönetimine el
konulan banka.
Özetle, yakın tarihimize
damgasını vurmuş banka...
Egebank'ın tarihi araştınl-
mayacak da ne yapılacak?
Hakkıdır.
ISIK KA\SU
Teslimiyetçi çizginin derinleşmemesi için
Bülent Ecevit'in başkanlığındaki ik-
tidar ortaklığı, Turgut Ozal ile başlayan
süreci tamamlıyor. Uzmanların yorum-
lanna bakılırsa son aiınan ekonomik ka-
rarlar, dış borca, yabancı sermayeye
dayalı bir büyümeyi öngörüyor. Ulusla-
rarası tahkim de bunun bir uzantısı.
Emekli Danıştay Savcısı Öcal Be-
ningtan ile söyleşiyorduk. Beningtan,
Cumhuriyet'in ilanından bu yana bü-
yük ölçüde terk edilen Osmanlı döne-
mindeki "imtiyaz" uygulamalannın, Tur-
gut Özal'ın başbakanlığı sırasında or-
taya atılan "Yap-lşlet-Devret" (YİD) mo-
deli ile yeniden gündeme getirildiğine
değindi ve bu sistemi şöyle yorumladı:
"Bir kamu hizmetini devletyerine ge-
tiremiyor, hizmetin gerçekleştirilmesini
özel kuruluşlara devrediyorsa bu birim-
tiyazdır. YİD modeli de imtiyazdan baş-
ka birşey değildir. YİD modeli ile bir ha-
vaalanı yapılacağını varsayalım. Hava-
alanını yapacak şirket önde gözükûyor.
Birde görünmeyen, bu şirketin arkasın-
da yabancı bankalar, finans kuruluşlan
var. Havaalanını gerçekleştirecek şirket,
gerekli parayı bulmak için bunlara baş-
vuruyor. Bu finans kuruluşlan da, verdik-
leri parayı getirisiyle birlikte geri alabil-
mek için kimi koşullaröne sürüyorlar. Ko-
şullardan biri de uzlaşmazlık halinde
devreye ulusal yargının değil, uluslara-
rası tahkimin girmesi. Kendi paralannın
güvence altında olmasını istiyoriaraçık-
çası."
Beningtan'a göre "uluslararası tah-
kim" bir sonuç: "Yabancı sermayeye
açılmak, dış borçla büyümek bir siyasi
karar. Bu siyasi karan verdikten sonra,
girdiğin o kulübün kurallanna uymakzo-
rundasın. Aiınan siyasi karann sonucu
oynanacak oyunun kuralı bu çünkü..."
Ulusal çıkarlar iyi gözden geçirilme-
den, gerekli plan-program yapılmadan
böyle bir siyasi karar alındığı kanısında
olduğumuzu iletiyoruz öcal Bening-
tan'a ve soruyoruz:
"Peki, şimdine olacak? Birdirbiroyu-
nunda hep altta mı kalacağız?"
Beningtan, farklı bir açıya yöneliyor:
"Birkere, Mustafa Kemal Atatürk'ün
'Batı'ya rağmen Batılı olmak, Batı'ya
teslim olmadan Batılı olmak' ilkesini
unutmamaya, aklımızın bir kenannda
tutmaya devam edeceğiz.
Çağdaş hukuk, uyuşmazlık öncesi du-
rumu çok iyi belirlemeyi, yani uyuşmaz-
lık çıkmamasına yönelik önlemler alın-
masını öngörüyor. Ûrneğin, Ingiltere'de
ev kiralamaya kalksanız, 20 sayfalık bir
kontrat imzalarsmız. Çöp tenekesinin
nereye konacağını bile içeren bu kont-
rat hem ev sahibi hem de kiracının hak
ve yükümlülüklerini beliher.
Bu örnekten hareketle, yanlış ya da
doğru bir siyasi karar alınmış ve biryo-
la gihlmişse eğer, yeni duruma göre ko-
numlanmak gerekiyor. Sözgelimi imza-
lanacak imtiyaz sözleşmelerinde, an-
laşmalannda, şartlaşmalannda ulusal
çıkarian, kendi çıkarianmızı gözeten hü-
kümlerin yer alması için ısrarla çaba
göstereceğiz. Uluslararası arenada ül-
ke çıkarlannı korumak için de uluslara-
rası hukuk kurallannı kavrayan, en az iki
yabancı dil bilen hukukçulann yetişme-
si gerekiyor."
Türkiye'yi kıyasıya eleştirdiğimiz or-
tamla baş başa bırakan teslimiyetçi çiz-
ginin derinleşmemesi için yeni ufukla-
ra gereksinim olduğu kesin.
Kıyamet kopuyor. Eski Cumhur-
başkanı Turgut Ozal'ın, 2000 yılın-
da torunu küçük Turgut'a verilmek
üzere yazdığı mektup kayıpmış. PTT
Genel Müdüriüğü, konuya ilişkin aci-
len soruşturma açmış.
Bundan 5 yıl önce, 23 Ocak 1995
günü, dönemin Türkiye Barolar Bir-
liği Başkanı Önder Sav, TBMM Baş-
kanlığı'na 1 milyonu aşkın imzalı bir
dilekçe vermişti. Dilekçede şöyle
deniyordu:
Milyonların mektubu dururken
"Uğur Mumcu cinayetini işleyen-
ler bulunamazsa canilerin cesaret-
leri artacak, katiller yeni cinayetler
planlayacak, yeni kurbanlar seçe-
ceklerdir. Ülkemizin yetişmiş insan-
lannın Muammer Aksoy gibi vuru-
larak, Uğur Mumcu gibi bombalana-
rak, Sıvas 'takigibiyaktlarakyok edil-
mesi sürecektir. Terör; korku, yılgın-
lık ve umutsuzluğu yaygınlaştırarak
ülkemizin en gözde insanlannı ara-
mızdan alıp yok ediyor. Teröre ve
sergilediği dnayetiere karşı karariı, ka-
lıcı ve sonuç alıcı bir mücadele ve-
rilemediği kaygısı, toplumumuzda
maalesefyaygınlaşıyor.
... Cinayetlereseyircikalanlar, baş-
ka cinayetleri önleyemezler. Toplu-
mumuz, siyasaliktidarsessizkalma-
sın istiyoruz."
1 milyonu aşkın yurttaşın çuvallar
dolusu imzasını taşıyan bu mektup
nerededir, sonucu nedir, bilen var
mı? Unutuldu mu, yitip gitti mi? Ara-
yan, merak eden var mı? Küçük Tur-
gut'un kayıp mektubu yüzünden ga-
riban bir posta memurunun peşine
düşenler, faili meçhul cinayetlerin
soruşturmalarını da soruşturmayı
düşünüyorlar mı?
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Az Sonra!• Ecevit'in sım açığa çıktı!
Başbakan'ın niçin Demirel'in
görev süresinin uzatılmasm-
dan yana olduğu anlaşıldı! Id-
dialara göre Ecevit, zamanın-
da kitaplanndan kazandığı bir-
kaç kuruşunu dövize çevirdi
ve Egebank'ayatırdı. Son ban-
kalar krizinde paniğe kapıjan
Ecevit, Egebank'ın sahibinin
Demirel'in yeğeni olması üze-
rine cumhurbaşkanına bir jest
yaparak bankadaki parasını
kurtarmaya çalıştı. Ecevit'in,
yakın çevresine, "Meblağ çok
az ama n'apiim, parasızlığın
gözü kör olsun" dediği öğrenil-
di! Az sonra!
• "Sokak köpekleri" sorunu-
na sonunda çözüm bulundu!
Bu köpeklerin hızlı ve sıkı bir
eğitimden geçirilerek çete ele-
manı haline getirilmesi ve bu
çetelerin "devlet yaranna" iş-
lerde kullanılması öngörüldü.
Adını açıklamayan bir yetkili,
"Devlet bunca zaman sayısız
çeteciyi, tetikçiyi, mafya ele-
manını besledi, bu zavallı kö-
pekleri de bir şekilde kazan-
mamız gerekiyordu" şeklinde
konuştu! Az sonra!
• llginç olay! Ikitelli semtin-
deki havanın birçok olumlu
özelliği olduğu ortaya çıktı! Ko-
nu hakkında açıklama yapan
meteoroloji uzmanı Bahadır
Ergenekon, "Araştırmalanmız
sonucunda Ikitelli ve çevresin-
deki havanın gençlik kaoslan-
na, kimlik arayışlanna, kafa ka-
nşıklığına, varoluş bunalımına
ve acemilikten kaynaklanan zû-
ğürtlüğe iyigeldiği belirlenmiş-
tir" dedi ve "ayriyetten agani-
gi naganigi" şeklinde espri yap-
maya çalıştı! Az sonra!
• "Ikinci Cumhuriyetçi" ola-
rak bilinen aydınlar ortak bir
açıklama yaparak "Atatürk'ün
izindeyiz" dediler! Bu açıkla-
manın, Ikinci Cumhuriyetçile-
rin çok sevdiği ABD Başkanı
Clinton'un her fırsatta Ata-
türk'ten övgüyle söz etmesin-
den kaynaklandığı öğrenildi!
Az sonra!
• Fadıl Akgündüz'den ye-
ni hamle! Jet-Pa'nın patronu
Akgündüz'ün bu kez uçak üre-
teceği belirtildi. Fakat bu üre-
timin seri olmayacağı, Akgün-
düz'ün sadece kendisi için "vur-
kaç" adında bir adet uçak imal
ettireceği ve bu uçağı ülkeden
her an kaçabilmek için hazır
bulunduracağı ileri sürüldü!
• Milenyumun ilk medya
ödülleri verildi! "Pes be birader"
adını taşıyan ödüllere, sundu-
ğu ana haber bülteninde habe-
rini yaptığı kişiye bela okuyan
spiker Reha Muhtar, idama
karşı çıkarak "Apo yaşasın"
görüşünü savunanlan "Yaşasın
Apo " şeklinde çıkış yapıyor gi-
bi gösteren Akit gazetesi ya-
zan A. Ihsan Karahasanoğlu
ve en geyik medyatik çift da-
lında da Esra Ceyhan-Yaşar
Nuri Öztürk ikilisi layık görül-
dü! Az sonra!
• 8. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın 2000 yılında açılmak
üzere 1986 yılında yazdığı mek-
tubun yanlışlıkla Osmanlı arşi-
vine kaldınldığı açıklandı! Mek-
tubun Arapça yazıldığı için bu
hatanın yapıldığını belirten bir
yetkili, "Oysaarkasayfaokun-
saydı gerçek anlaşılırdı. Çün-
kü rahmetli Özal, arka sayfaya
da aynı mektubun Ingilizcesi-
niyazmış" dedi. Az sonra!
•Türk ineği projesinden vaz-
geçildi! Üç cins Anadolu ine-
ğinden ortak olarak üretilme-
si planlanan özel Türk ineği
projesinin, uluslararası baskı-
lar nedeniyle durdurulduğu be-
lirlendi. Birbilirkişi, "Asla, Tür-
kiye'de farklı kimliklerarasında-
ki dostiuklara, sentezlere, ya-
kınlaşmalara izin verilmez, ak-
sine farklılıklarkörüklenir. Inek-
ler için de durum değişmedi,
onlann şanssızlığı Türkiye'de
olmalan" yorumunu yaptı.
Duyuru
• llhan Nalbant'tan özel gitar dersleri...
(Ev: 0 212 624 75 45 - Cep: 0 542 235 80 58)
• Şeker Bayramınız kutlu olsun.
Püf olan
paralar
Konut Edindirme Yardımı, 1
Ocak 1987'de yürürtüğe girdi
ve sözüm ona "istesin isteme-
sin herkesin konut sahibi" ola-
cağı muştusuyla kesintiler ça-
lışanlar adına fonda birikmeye
başladı.
Yıllar sonra Yüksek Planlama
Kurulu'nun bir karan ile Kamu
Ortaklığı Fonu ve Toplu Konut
Idaresi'nin çıkardığı döviz cin-
sinden tahvillere bağlanmış
menkul yatınmlan, geçmişe dö-
nük olarak ve yüzde 60 faiz
üzerinden Türk ürası'na çev-
rilerek fonda biriken para, pul
edildi. Yetmedi, 1995 yılı so-
nunda sona erdirilen Konut
Edindirme Yardımı'nın fonda
biriken paralanna 1997 yılında
"sıfır" faiz uygulandı.
Türk-lş girişimleri sayesinde
1998 ve1999'da faiz yüzügö-
ren fonun başına son talih ku-
şu 29 Aralık 1999'da Resmi
Gazetearacılığıyla kondu. Ko-
nut Edindirme Yardımı Kanunu
yürürlükten katdırıldı ve denil-
diki:
"... gerekli düzenlemeleriyap-
maya BakanlarKuruluyetkilidir."
Konut Edindirme Yardımı fo-
nunda, 5 milyon çalışanın top-
lam yaklaşık 400 trilyonu yatı-
yor. Uzmanların yaptıklan he-
saplara göre, fonda adam ba-
şına düşen para; bırakın evi,
bugün kümes almaya kalksan
yetmiyor; fondaki liracıklan çe-
kebilirsen tabii.
Rantiyeye trilyonlar aktar-
makta, bankalar kurtarmakta,
kamu tesislerini peşkeş çek-
mekte pek becerikti olan ikti-
darlar, "el çabukluğu marifet"
milyonlann parasını püf etmiş-
ler, püf...
HAYVANLAR İSMAIL GÜLCEÇ
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl
HARBİ SEMİH POROY
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ocak
OSMANtYE ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1999/108
Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından davahlar
Emine Velieceoğlu vs. aleyhine açılan tapu iptali ve tescil dava-
sının yapılan yargılamasında verilen ara karan gereğince;
Davalı Meryem Velieceoğlu'na dava dilekçesi ve duruşma gü-
nü tebliğe gönderilmiş, ancak adreste bulunamadığından tebligat
yapılamamıştır. Emniyetçe de yapılan adres araştırmasından ad-
resi tespit edilemediğrnden ilanen tebligat yapılmasına karar ve-
rilmiştir.
Davalı Meryem Velieceoğlu davacı tarafından aleyhinize aç>
lan mahkememizdeki tapu iptali ve tescil davasının 30.3.2000
günü saat 13.30'da yapılacak olan duruşmasında bizzat hazır bu-
lunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz aksi halde
yargılamanın HUMK'nun 509. maddesı gereğince yokluğunuz-
da yapılıp karar verileceği hususunun dava dilekçesi yerine kaım
olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basm: 364
GI0T7ÜNUN ÖNCÜLÜĞÜ..
1537 'O£ 8UGUN, KÖNESANS'l HAZ/eıAyAH EN ONCM
U RBSSAAJLAKCHN, ITALVMi AMSKO6LI0 Pl gONDOHE,
ÜMÜJ A0fnA"e/OTTO" ÖLCHJ. ÇASDAf RESİM SAMATt-
UIN KUtZUCULARlNDANSAYHAN 6IOTTO, O ÇA&C*
YAY6IN OLAN 8İ2AUS RESİU ANLAYIŞlNtM KALIPtA-
RfNI KIKMAYAI
OOSAYA YAKLAÇAMYA ÇALlŞMIŞrt. Pİ-
6İİBLEH DAHA SA£LA*>(LAŞMlŞ,İÇİHP£ BUUlHU-
IAAJ YER(*l£KAN*)BELİf!GİN/-E$MİŞ1
ENC>NEM-
LİSİ,R££ME P€RSf>£KTİP &/&U£yE &/*ÇLAA#ŞTt.
BÖYLEC1E, IZ£SİM ABTIK YÜZEYSEL OLMAtCmN
ÇIHIP PEeİNLİK KA2ANIYORPU. SEN PlEJZJZf'İAI
İÇ AVLüCUNOA/a D£y%AVIC£UA"MOZAYİS/,ASSİ-
Sİ 'PejCJ "EgMİŞ PgAhlCSSCD 'NUN YAŞAMI*ADU
FRESKOLA&CpuVARRE&İMLERİ), 6lOTTZ>'NUN
ÛhiLJj YAPtrLAB/NMNPUZ-.
SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ
MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 998/29 Satış - "
Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi. evsafi: Tapu kaydı: Sanyer, Tarabya mahallesi, Nikoli sokağında kain, 73
pafta, 454 ada. 3 parsel sayılı 440 m2 miktarlı arsa.
Imar dıırumu: Satışa konu yer 2.12.1991 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar palanında park alanında kalmaktadır.
Mevcut durum: Tarabya Deresi Sokağı'nın devamında, bu sokak ile Tarabya deresi arasında, yola yaklaşık 10 metre cepheli, dikdörtgene
yakın, yoldan dereye doğru meyilli, her türlü altyapı ve ulaştm olanağına sahip. çevresi konut yerleşimine açılmış, hızla gelişen bir bölge için-
de yer almaktadır.
Deferi: 37.400.000.000.- TL.
Satış şartlan: 1 - Satış, 15.2.2000 günü saat 14.00'den 14.30'a kadar Sanyer Hukuk Mahkemeleri Duruşma Salonu'nda açık arttırma sure-
tiyle yapılacak. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75 'ini ve rüçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geç-
mek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 25.2.2000 günü aynı yerde ve ay-
nı saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak
üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki armrma bedelinin malın tahmin edilen kıy-
metinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağuıa rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme
ve paylaştırma masraflarmı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tah-
min edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış,
peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir.
Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. %17 KDV alıcıya aittir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki
haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildırmeleri lazımdır. Aksi takdir-
de haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatımıamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile
son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. îhale farkı ve temerrüt
faizi aynca hükme hacet kahnaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. f
5- Şarmame, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönde-
rilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayüacaklan, başkaca bilgi ahnak isteyenlerin 998/29 Satış sa-
yılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 4.01.2000
(*) tlgililer tabirine irtifak haÖa sahipleri de dahildir. Basın: 572
GÖRÜŞ
Dr. EMİN GURSES
Yeni Yiizyılın Kapitalist
Demokrasi Vaazı
Gabriel Garcia Marquez Nisan 1990'da Mana-
gua'da (Nikaragua) verdiği bir mülakatta 20. yüzyı-
lın egemen dogmalannın bizlere adaletsizlik, acı ve
zaman kaybı getirdiğini ifade etmişti. 20. yüzyıl so-
nunda, Batı patentli kapitalist demokrasi dayatma-
larının gelişmekte olan çevre ülkelerde yarattığı bu-
nalım sonucu büyük çoğunluk demokratik süreç-
ten dışlanmış, yaşamak için değişik boyutlardaki et-
nik, dinsel vb. çatışmalann içine sürüklenmiştir. Bu
bunalımın aslında Batı "uygarlığı"nın, kapitalist de-
mokrasi dayatmalarının bir uzantısı olduğu ise giz-
lenmek istenmiştir.
Günlük yaşamın globalleşmesi iddiasının arkasın-
da aslında kapitalist demokrasinin uluslararası dü-
zeyde kabul edilmesi gereken altematifsiz yol ola-
rak dayatılması hesaplan yatmaktadır. Global eko-
nominin kapitalist hegemonya gözetiminde düzen-
lenme çabası ve semnayenin belirli merkezlerde ve
tekellerde toplanması gelişmekte olan ülkelerde si-
yasal, toplumsal sorunlan kronikleştiımektedir.
Çevre ülkelerde ulus-devletler ekonomik ve ide-
olojik baskı altında zayıflatılmaya çalışıhrken, ulus-
lararası tekeller uluslararası ticari faaliyetlerinde
kendi ulus- devletlerini bir baskı araa olarak kullan-
mak amacıyla güçlendirmektedirler. Ülkelerin işçi sı-
nıfına çevre ülkelerdeki sömürüden uluslararası te-
kelleri aracılığıyla pay aktaran gelişmiş zengin mer-
kezi ülke yönetimleri ise hem kendi ülkelerinin.top-
lumsal istikrarına katkı sağlamakta hem de yaban-
cı düşmanlığının körüklenmesine yardımcı olmak-
tadır.
Egemen kapitalist devletlerin aracı kurumlanyta
yürüttükleri uluslararası rekabetten çevre ülkelerin
üzerine düşen sömürü yükü daha da artmaktadır.
"Çevre"yi global kapitalizme, gönüllü ya da gönül-
süz dayatmalarla entegre etmeye çalışan merkez,
bu pazarlardan aldığı payı arttırmak için kendi te-
kellerinin biıieşmelerini teşvik etmektedir. Birbirle-
riyle yoğun rekabet içerisine giren merkezi ülkele-
rin uluslararası şirketleri kendi aralannda serbest,
fakat kendi uluslararası hukuk kurallannı dayattık-
ları çevre ülkeler açısından daha adaletsiz olan bir
yanşın içerisine girmişlerdir. Üretimde esnek yatı-
nm uygulamalanyia merkezi ülkelerin uluslararası şir-
ketleri, üretimde Güney Kore, Hindistan gibi ülke-
lerde fason iş yaptırmanın daha kârtı olduğunu gö-
rerek, üretimlerinin bir kısmını buralara kaydırmış-
lar, fakat aslan payı Nevvyork, Londra gibi şehirler-
deki stratejistlere, bankertere, hukukçulara, VVashing-
ton'daki lobicilere gitmiştir. Orta ve alt düzey kad-
rolar için ise, üretimin ve pazann daha verimli kont-
rol edilebileceği çevre ülkeler seçilmiştir.
Uluslararası rekabetin yanında uluslararası ser-
mayenin bir dayanışması da açıktır. Çevre ülkelere
uluslararası kapitalist demokrasi sloganıyla daya-
tılan uluslararası hukuk düzenlemeleri bu dayanış-
manın en açık ömeğidir. Kendi kurallarına karşı çı-
kanların cezalandırılması artık gizlenmemektedir.
Dünya ekonomisiyle entegrasyonu üst düzeye var-
mış olan ülkeler bu cezalandırmaya daha açık ha-
le gelmektedir. Çin gibi kontrollü entegrasyonda di-
reten ülkeler bu cezalandırmanın olumsuz sonuç-
lanndan daha az etkilenmektedir. özellikle mali bor-
salar aracılığıyla, spekülasyonlarla ülke ekonomile-
ri uluslararası mali çevrelerin müdahalelerine karşı
zayıf hale getirilmektedir. Yerli işbirlikçiler aracılı-
ğıyla bu tür borsalara yapılan müdahaleler Aralık 1994
Meksika örneğinde görüldüğü gibi, ülke yönetim-
lerini uluslararası mali kontrol merkezlerinin talep-
lerine boyun eğer duruma getirmektedir.
1983'te Mitterrand yönetimi bile mali sermaye-
nin baskısı nedeniyle toplumsal reformlardan taviz
vermek zorunda bırakılmıştır. Bu uluslararası mali
rekabet ve dayanışma, iş gücü alanında da kendi-
sini göstermekte, büyük tekellerde çalışan aynca-
lıklı, adeta uluslararası birsınıf yaratılmaktadır. Bun-
lar kendilerini, çalıştıkları uluslararası tekellerle öz-
deşleştirmekte, bu tekellerin misyonerliğini de yü-
rütmektedir.
Başka bahçeleri talan etmekte sınır tanımayan ulus-
lararası sermaye, kendi arasında yaşadığı sorunla-
rı çözmek için birbirlerini boğazını sıkmanın yüksek
maliyetini bildiğinden, artık talan edilecek yeni pa-
zarların düzenlenmesiyle uğraşmaktadır. Kapitalist
demokrasinin erdemleri yerli işbirlikçiler aracılığıy-
la vaaz edilirken, aksi tutumlann maliyetinin yüksek-
liği konusunda da gözdağı verilmektedir.
Yeni yüzyılı geçmişin ve bugünün kuralları üzeri-
ne kurarsak başansızlık ve karanlık kaçınılmaz olur,
diye uyanyor Prof. Hobbsbavvm. Uluslararası ma-
li kapitalizmin kapitalist demokrasi dayatmalarına
ve Fukuyama'yı. Huntington'u aratmayacak yerli
işbirlikçilerin planlarına direnmenin ulusal ve ulus-
lararası düzeydeki yolları aranmalıdır. Aksi takdirde
Brezilyalı bir işçi liderinin ifade ettiği gibi savaşlar-
da ölen askerlerin yerini artan yoksulluk sonucu
ölen çocuklar alacaktır.
B U L M A C A SEDATYAŞAYAM
1 2 3 4 5 6 7 8
2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Urlan ince-
leyenöpdalı. 2/
Uyma, boyun
eğme... Platinin
simgesi. 3/Tar-
la, bağ, bahçe
gibi yerlerden
toplanan ürün-
den artakalan-
lar... Yapısına
girdiği sözcüğe
"kendi kendi-
ne" anlamı ka-
tan yabancı
önek. 4/Tann...
Halk dilinde negatif fo-
toğrafa verilen ad. 5/ 1
Hisse... Rütbesiz asker...
Bir nota. 6/ "DeliUğe 2
Övgû"adhyapıtıylaün- 3
lü Hollandalı hümanist. 4
7/ Sığırm altı aylıktan _
bir yaşına kadar olan
yavrusu... Doğu ve Gü- 6
neydoğu Anadolu'da ko- 7
nar-göçerlerin kıl çadır- g
lanndan oluşan yayla Q
yerleşmesi. 8/ Karak- 9
ter... Yön, taraf. 9/ Büyük yankı uyandıran utanç verici
olay.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Organ bozukluklannı tedavi eden hekımlık dalı. 2 /
Başrolünü Marilyn Monroe'nun oynadığı bir fihn. 3 /
Şarbon hastalığına verilen bir başka ad. 4/ Atm başına
geçirilendizgin ve süsler... Bir sinir hastahğı. 5/ Kokmuş
hayvan ölüsü... llaç... İki tarla arasındaki suıır. 6/ Argo-
da esrar... Divan şürinin ölçüsü. 7/ Müstahkem yer... Ya-
ğı çıkanlan bir cins fasulye. 8/ Kullamştan kaldırma...
"— sahibi, mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi" (Yunus
Emre). 9/ Sarı renkli ve güzel kokulu bir cins kavun.