Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JvLJJ-iJ. LJJ\ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
Ottokar Runze, 'Volkan'da Hitler dönemini eleştirerek, aydınlann bunalımını yansıtıyor
^Gerçekle yüz yüze gelmeliyiz'
AYŞEKÖKSAL
TÜRSAK tarafindan bu yıl ikmcisi dü-
zenlenen Uluslararası Sinema-Tarih Bu-
luşması birçok ülkeden yönetmem Is-
tanbul ızleyicisi ile buluşturdu. Çeşitli
etkınlıkkrin yapıldığı festıvalde 'Uhıs-
lararası Uzun Metraj Film Yanşmasf
kapsamında, yönetmenlığini Alman yö-
netmen Ottokar Rıınze'nin yapüğı \6\-
kan adlı film gösterildi.
Film, ünlü Alman yazar Thomas
Mann' m oğlu Klaus Mann' ın' Vblkan'
adlı romanından uyarlandı.
Yazann, Hitler döneminde, kız kar-
deşi Erica ile yaşadıklan sürgün haya-
tını anlatan roman, filme iki kız karde-
şm aynı dönemde çektikleri sıkmülar ola-
rakuyarlanmış.
Ünlü şaricıcı Marion von Kammer' ın,
şarkı söylediği tiyatronun Naziler tara-
findan yakılmasından sonra Alman-
ya'yı terk etmesiyle başlayan olaylar, kız
kardeşının Yahudi sevgılisinın akıbeti-
ni öğrenmek içın onun peşıne düşme-
siyle sürer. Biri savaşın ve cesaretin,
öteki ise yıkım ve ümitsizliğin sembo-
lü olan iki kız kardeşin çevresınde ge-
lişen olaylar, bınnin Amerika'ya kaç-
ması, dıgennın de ıntıhan ile sonuçla-
nır.
Sanatçılann trajedisi
Başrolllenni, bu filmle MontrealFDm
Festivali'nde 'en iyi aktris ödülü'alanNi-
na Moss'un yanı sıra Meret Becker,
ChristianNkkd'in paylaşnğı filmin mü-
zikleri ise 30'lu yıllarda Stafin dönemi
baskısı altında yaşayan Dimitri Şostako-
viç'ın o dönemde yazdığı bestelennden
oluşturuldu.
1925 doğumlu yönetmen Ottokar Run-
ze, DeutschesTheatre'dakı oyunculuk de-
neyimınden sonra, bır süre Alman ti-
yatrolannda bağımsız olarak yönetmen-
lik yapn. 1971 yılından beri sinema ve
televizyon fılmleri çeken Runze ile '\fol-
kan' üzerine bır söyleşı yapnk:
-Fttmde 'aslında bütün Almanlar Hit-
ler'i desteklemıyordu' gibi bir mesaj
verme kaygısı sezüiyor...
OTTOKARRUNZE-Asıl anlatmak
istedığım, bir insanın ülkesının dışında
yaşamasının ve o ülkede azınlık konu-
munda kalmasının ne demek olduğunu
ve bu dunımda yaşanan sıkıntılan gös-
termekti. Diğer taraftan Hitler'in Al-
manya'yı diktatörlükle yönettiği za-
manlarda Almanlann çoğunluğu Nazi
değildi, ama aynı çogunluk da onu des-
tekliyordu. Ama bu tüm Almanlara mal
edilemez tabii ki. O dönemde birçok
insan hükümetten korkuyordu. Eğer
herkes gızlıce çevresindekini, yakınını
veya komşusunu kollasa ve yardım et-
seydi Hitler'ın sistemi yıkılıp giderdi.
Ben, o dönemde bunu yapmaya cesa-
ret edebilen bir avuç Almanın, 'iyi' Al-
manlar olduğu mesajmı vermeye çalı-
şıyorum.
- Kitabın yazan Klaus Mann'ı temsfl
eden 'yazar Martın' karakterinin za-
man içinde, ölüme kadar gkkn yılabşı
ile neyi vurgulamaya çahşıyorsunuz?
RUNZE - O dönemde Almanya'dan
kaçan ve başka ülkelere yeTİeşen birçok
yazar ve sanatçı kendi dillerini kullana-
mıyorlardı. Çünkü kendi dillennde ya-
zarlarsa hiç kımse okumuyordu. Mar-
tm'ın 'Artık kendi diürode yazmak isti-
yorum' dıye haykırdığı sahne, fılmin en
can alıcı bÖlûmlerinden biri. Tek söz, o
dönem sanatçılann trajedisıni açıklı-
yor. Huzuru ancak ölümle yakalayan
genç yazann düştüğü durum, o dönem-
de sürgündekı birçok aydının düştüğü
bunalımı sembolize ediyor. Bu dunım-
da bulunan aydınlardan bın de Klaus
Mann'dı aslında. O da aynı acılan ya-
şamış, aynı bunalımlan geçirmiş, ama
savaşmaktan asla vazgeçmemiş. Bu be-
ni çok etkiledi. Belki filmı yapmak is-
"Alman sinemasumı bu
kadar geri olmasının en
önemli nedeni, tarih
saplanümız. Alman
toplumu. 2. Dünya Savaşı
sırasındaki Nazi geçmişini
reddediyor. Hider'ive
soykınmı kabul etmeii ve bu
gerçekle >üz yüze gelerek
onun sorumliıluğu ile
savaşmahyız."
tememin bir diğer nedeni de, her şeyi
açıklıkla gören ve aynı açıklıkla okuyu-
culanna ulaştıran bir yazan anmak ve
onu kendi açımdan onurlandırmaktı.
'Her toplum gflnah keçisi arar'
- Genelükle tarihi konular ağıriıklı
filmler mi yapıyorsunuz?
RUNZE - Filmlenm hakkında 'genel
olarak' söyleyebıleceğım tek şey, seç-
tiğim konular sebebıyle tıcari başan
sağlayamadığımdır. Bunun dışında ta-
rirîın güncelliğı yansıttığına ınandığım-
dan özellikle günûmüzü ilgilendiren
konularla bağdaşabılecek olaylan ter-
cih ediyorum. Mesela bu filmimde söz
konusu olan ezilmeler, soykınm, şu an
hâlâ Bosna'da, Kosova'da da yaşanıyor
Bundan farklı olarak, 'bir toplumda
suçhı olma kavramı'nı incelemeye ça-
lıştığım filmler yaptun. Ben insanlann
toplumdaki aksaklıklar yüzünden suç-
lu konuma düşüp hapse atıldıklanna
inanıyorum. Her toplum, bütün suçlan
yükleyebilecekleri bir günah keçisi arar
ve bulur. Sonra onu yargılar ve sonsu-
za kadar mimler. Ben de bunu eleştiren
filmler çektim. Bunlar, suçlulan savun-
mak değil ama onlan anlamak, dinle-
mek gerektiğini ve izleyicilerin de bu
konuda düşünmelenni sağlamak için
yaptığım filmlerdi.
-Alman sinemasının getişimi hakkın-
da ne düşünüyorsunuz?
RUNZE - Alman sineması için bir
bakıma çok yeni ve genç bir sinema di-
yebilirim. Çünkü aslında gerçek anlam-
da sinemaya çok yeni başladık. Ama
tican piyasada Alman fılmlerine çok
az yer verilmesi ve vizyonu Amerikan
yapımlannın kaplaması bu ilerlemeyi ge-
ciktiren en önemli etkenlerden biri. Fa-
kat bana göre Alman sinemasının bu ka-
dar geri olmasının daha da önemli se-
bebi, tarih saplantımız. Alman toplumu,
2. Dünya Savaşı sırasmdaki Nazi geç-
mişini reddediyor. Bu olay bir tabu gi-
bi, yasak gibı toplumun içinde sıkışu kal-
dı. O dönemde çoğunluğu Yahudi olmak
üzere 5 milyon insan öldürüldü, yakıl-
dı. Korkunç ve trajik bir olay. Ama Al-
man tarihinin de bir parçası. Eğer yap-
tığım kabul edersen bu seni daha güç-
lü kılar. Gerçeği kabullenmezsen bu se-
ni zayıfianr. Hitler'i ve yaptığı soykın-
mı kabul etmelı ve bu gerçekle yüz yü-
ze gelerek onun sorumluluğu ile savaş-
mahyız. Savaştan sonra yapılan ilk 4-5
fihn çok başanlı idi. Ama bundan 2-3
yıl sonra, Alman sineması yüzyılrn en
sıkıcı ve en anlamsız filmlerini çekti. Ye-
ni kuşak ise heT şeyin farkında. Sava-
şın ağırlığından sıynlmış ve bu soykı-
nmı tabu olmaktan çıkartnıış dunımda.
Birçok yetenekli genç yönetmen ve se-
naryo yazan yetişiyor. Bu gençler ge-
lecek 10 yıl içerisinde Alman sınema-
smı ileriye götürecek ve dünyanın ön-
de gelen sinemalanndan biri haline ge-
tirecekler.
'Chiapas Adlı Bir Yer', En îyi Belgesel Film ve Belgesel Jüri'nin Büyük Ödülü'nü aldı
Zapatistahuvıyeni demoknısimücadelesiKlltür Servisi - TÜR-
SAK'ın düzenlediği 2. Ulus-
lararası Sinema-Tarih Bu-
luşması'nm Uluslararası Bel-
gesel Film Yanşması'nda
Kanadalı yönetmen Nettie
Wildm'Chiapas Adlı Bir
Yer"i sinema yazarlan tara-
findan En iyi Belgesel ola-
rak seçildi.
Meksika'daki Zapatista
Ulusal Kurtuluş Hareketi
üzerine çekilen uzun met-
rajh fihn ile yönetmen ayn-
ca Belgesel Jürisı'nin de Bü-
yük Ödülü'nü aldı.
'A Rustling of Leaves: In-
side the PhiüppineRevolution' (1989)
ve 'Blockade' (1993) adlı belgesel
fîlmleriyle tanman Kanadalı yönet-
men Nettie Wild, 'ARustfingofLeavcs'
ile Berlin Füm Festivali'nde Halk Jü-
risi Odülü'ne, Ulusal FUm Kurulu Bel-
gesellere Selam Komitesi'nce ve Ho-
uston Fihn Festivali'nde büyük ödü-
le layık görüldü.
Aynca 'Blockade', Van-
couver Uluslararası Füm Fes-
tivah 'nde En Popüler Kana-
da FUmi seçildi ve Amerika
Fihn ve Video Festivali'nde
"KmnızıKurdele'' üe Hous-
ton Uluslararası Fihn Festi-
vali'nde Gümüş Ödülü ka-
zandı.
1 Ocak 1994'te yerli Za-
patista Ulusal Kurtuluş Or-
dusu'nun Güney Meksi-
ka'daki Chiapas eyaletinde
başlattığı devrimi kendi ba-
kış açısıyla sunan Nettie
Wüd, çekimleri 1996-97 ara-
sında 8 ayda tamamlamış.
Zapatıstalan devrim anla-
yışlan açısından özel buldu-
ğu için seçtiğini belirten yö-
netmen, filmlen içinde en
dramatık sahnelere Chi-
apas'ta tanık olmuş.
Zapatistalann devrim an-
layışlanrun kendisi için öne-
mini vurgulayan Wild, on-
lann mücadeleyi kazanmak
için silahlara değil bilgilen-
ne güvendiklerini söylüyor.
"Kendi yaşamlarmda kont-
rolsahibi ohnakiste>çninsan-
lan her zaman olumlu kar-
şüryonım. Bence değişim di-
nomiginp«ahipnhnlann hiy-
bir zaman nerede olduklan,
nerede yaşadıklan önemli
değüdir. Onlar, kendi hayat-
larmda başanya ulaşmadık-
lan sürece durmayacaklar-
dır.
Fimdeki Zapatistalann
yaşadıklan yer ve kendi ha-
yadan için kontrolü ellerine
geçirmek istemeferi dikkati-
mi çekti. Bu devrimin bir
önemli özelliği de sflahlaıia
deği fıkirlerhie kazanmayı
tercih etmeleridir.
n
Vild, çekimler sırasında
Zapatistalann karsısındaki
NettieWild, fîhnde devrimi kendi bakış açısıyla sunuyor.
^^apatisların
yaşadıldan yer ve
kendi hayatlan için
kontrolü ellerine
geçirmek istemeleri
dikkatimi çekti. Bu
devrimin bir özelliği
de silahlarla değil,
fikirleriyle
kazanmayı tercih
etmeleridir.
'Banşve Adalet' grubu tarafindan hiç-
bir tehdit almamış. Çekim süresince
oradaki insanlarla bırlıkte olup, onla-
nn hayalleri ve istekleri konusunda
konuşan yönetmenin fihnine yerli halk
çok ilgi göstermiş.
"Meksikahlar, 'Chiapas Adlı Bir
Yer' in kendi ülketerinde gösterüroete-
rini arzu ediyorlar. Çünkü Meksika
devietinin Zapatistalara zor kullan-
nmıtıtl«nın ili^kin yalanlannın gÖ7İer
önfine seritanesini istivortar."
tngilizce ve Fransızca olarak hazır-
lanan fihn bugüne dek Kanada'da TV
ve sınemalarda; Fransa, Ahnanya ve
Amerika'run 80 şehrinde göstenldı. VVM, Chiapas'ta ulusal kurtuluş hareketi üzerine çektiği fıhni sekiz ayda tamamlamış-
Peter Bacso, her yönetmenin, çektiği filme inanması gerektiği görüşünde
w
Bazen fihııler de tarihi etküer'
• "Sadece tarih filmleri değil, bazen filmler de
tarihi etkileyebiliyor. Bu açıdan, insanlan
etkileyen fîlmleri çok önemsiyorum.
Macaristan'da dikta rejimini eleştiren filmler
ülkenin politik tarihi için çok önemliydi."
ESRA ALİÇAVTJŞOĞa,U
2. Uluslararası Sinema Ta-
rih Buluşması etkinlikleri
çerçevesüıde dünya sinema-
sının önemli isimleri de bir
araya geldi. Macar sineması-
nın usta ismi Peter Bacso da
Uluslararası Uzun Metraj
FUm Yanşması'nın jüri baş-
kanı olarak istanbuTdaydı.
2. Uluslararası Sinema Ta-
rih Buluşması çerçevesinde
yönetmenin; 1950'lerin si-
yasi yargılamalannm taşlaması
olan ve on yıl boyunca yasakla-
nan 'Tanık*. Tıtania Tttania" ve
'Yeniden Tanık' adlı filmleri gös-
terildi.
Sinemadünyasına senarist ola-
rak giren, fakat bir süre sonra,
kendi deyimiy le 'yönetmenin kö-
fcsf olmaktan sıkıldığı için yönet-
menliğe başlayan Bacso, önce
kısa fihnlerle, sonra uzun metraj-
h fihnlerle Macar sinemasmda
aHinHan SÖZ ettirdi.
Peter Bacso, "Tanık"m Tür-
kiye'de gösterihnesinden son de-
rece hoşnut. "Insanlar fOmin ne
mesaj verdiğini anladılar. Fihn
sadece dikta ağkisini «jdatnayor-
'Tanık'm yaşamın içinden gehnesi benim için en önemli özeüiğrydL'
du. Anlanbn, insanlarla her tür-
lü güç arasmdaki OişkiydL Ta-
mk'myaşammiçmdengefanesiS-
mia beaîm için en önemH özeffi-
ğjydL"
2. Uluslararası Sinema Tarih
Buhışması'nm, sinema ve tarihi
buhışturması bakrmından son de-
rece ilgınç olduğunubelirten Bac-
so, uluslararası yanşmada da son
derece nitelikli fihnlerin yer al-
dığını ifade etö. "Yanşma dü-
şüncesigercelctençokilginç_Ta-
rihselfBmlm bir araya getirerek
feldüfe
datarihksineınayıbaluşturmak,
gerçekten takdir ediknea gere-
ken bir düşüace_"
Peter Bacso, uluslararası ya-
nşmada yanşan filmleri değerlen-
dinrken ilk ölçütlerinin şüphesiz
iyibn-fBm' ohnası gereknğini be-
lirtiyor. "Tdminflgiçekic^çarpı-
a olması aradığuniz nteeiflder ara-
smda. Tarih ve sinema karmaşık
bir iUşkiye sanip. Tarih her geçen
gün değisn-or, her gün farkh bir
tarih yazihyor. FUmlerin hikâje-
si muüaka inandıncı olmak On-
ceUkle yönetmen ve senarist çek-
tikteri filmin hikâyesine gerçek-
ten inanmahlar. Bu ÖzeHÜder iz-
led^im filmler için beüriediğim
ölçütlerdcn bazüan."
Peter Bacso'nun on yıl boyun-
ca yasaklanan, 'kişflik kültü dö-
nemf olarak adlandinlan, 1950'le-
rin başmdaki Macaristan'ı anla-
tan filmı -Tanık", 'inandınah-
ğı' nedeniyle yasaldanmıştı.
Macar sineması krizde
"Tanık'm yasaklanma neden-
lerinden biri,inandıncı olmasın-
dan kaynaklanıyordu kuşkusuz.
Ama bu, nedenJerden sadece bi-
ri. Sadece tarih fümteri değfl, ba-
zen fıhnler de tarihi etkileyebili-
yor. Bu açıdan insanlan etkileyen
filmleri çok önemsryorum.
Sadece benim fılmim değD,ya-
pılan başka ilhnler de Macaris-
tan'dald dikta rejimini eleştiri-
yordu ve bu filmler de yasaklar-
dan nasibini akb, Ancak bn fihn-
lerin Macaristan'm politik tarihi
için çok önemli olduğunu vurgu-
lamak gerekivorf
Peter Bacso'nun Macarsinema-
sı üzenne gönlşleri ise hayli il-
ginç. Komünıst Partı dönemi dik-
tasında smemarun hiç de bağım-
sız olmadığını, ancak iyi filmler
için gereken finansmanın hükü-
met tarafindan karşılandığım be-
lirtiyor usta yönetmen. Bacso,
değişimden sonra ise sinemamn
bağımsızlaşüğının, ancak parasız-
lık nedeniyle çok az sayıda film
yapüdığının altını çiziyor. "Ashn-
da bu, çok büyük bir paradoks.
Geçmistesinema hiç debağunsız
de^kti. Fakat finansal ksynakla-
nmız hep vaıtü. Hükümet yeteri
kadar zekiydi ve yönetmenlere,
prodüktönere fihn yapmalan için
yeterii kaynagı sağhyordu. Ama
bu dönemde çekilen fihnlerin ko-
nusu tamamen hükümetin ön-
gördüğü şekUde oluyordu. Deği-
şimden sonra ülkenin film en-
dmtrisi bağımsızhğını kazandı,
ancak parasız kaldı. Hiç kimse
sinemacılara yanfam etmedi Her
yönetmen kendi çekeceği fihnin
parasını bulmakiçin çababvordu.
Fakat bu da yeterii otmadı. Şün-
dilerde Macar sineması büyük
bir kriz içinde-Yönetmenlerin ço-
ğn özel kanallara yaptıklan çabş-
malardan kazandıklan parayı
kendi fUmlerine aktanyor. Bü-
yük bir savaşım veriyoruz. Bu,
hiç iç açıcı bir durum değfl, an-
cak bu durumun değişmesi için
umutlanmaya devam edeceğiz,
etmemiz gereidyoıi"
Sezen Aksu'dan "Sapı Odalar'
single'ı
• Kültür Servisi-
Sezen Aksu, 'San
Odalar' (Ben seni
çok sevdim oğlum)
adlı single'uıı
yayımlayarak
müzik piyasasında
son üç senedir
basılmayan
single'lar dönemini
tekrar açtı.
Single'tn ekonomik
ohnası bakımrndan
müzikseverlerin
daha fazla yeni
şarkıcı ve şarkıyla
tanışabileceklenni düşünen Sezen Aksu'nun 1993
yılında Avrupa'da çıkan 'Hadi Bakalun' isunli
single'ı müzik listelerine üst sıralardan girmiş ve iyi
bir satış rakamı yakalamıştı. 'San Odalar' single'ı bır
haftada net 100.000 satıs rakamını yakaladı.
başvurıriar başladı
• Kultür Servisi - Ünlü şarr Behçet Necatıgıl anısına
aılesi tarafindan düzenlenen Necatıgil Şıir Odülü, bu
yıl da şainn doğum günü olan 16 Nisan'da venlecek.
1979'da yiurdığımiz Necatıgil anısına venlecek
ödüle, Mart 1999-Şubat 2000 tarihlennde yayımlanan
şiir kıtaplan aday olabilecek, ödül tutan ise 400
milyon TL olarak belirlendı. Seçıci kurulu Adalet
Ağaoğlu, Füsun Akatlı, Prof. Dr Cevat Çapan, Doğan
Hızlan, Fethı Nacı, Hilmı Yavuz ve Prof. Dr. Tahsin
Yücel'den oluşan yanşmaya katıhnak isteyen adaylar,
şubat ayı sonuna kadar 8 kitapla birlikte, Necatigıl
Şıir Ödülü Seçici Kurul Sekreterlığı, P.K. 109,
Beşıktaş 80690-îstanbul adresıne başvurabilecekler.
Arjantjnli tango ustası Eduardo
Aguirre ktanbıd'da
• Kültür Senisi - Pera Güzel Sanatlar Merkezi'nde
17 Ocak'tan itibaren başlayan tango dersleri,
Buenos Aires'te milonguero tarzı tangonun usta
isimlerinden Eduardo Aguirre eşlığinde
yürütülecek. Akademık çerçevede dört yıl olarak
planlanan tango programını tamamlayıp tangoyu
profesyonel boyutlara taşımak isteyenlerin yanı sıra
hobi olarak bu dansı öğrenmek ısteyenler de aylık
bellı bir ücret karşılığında haftada dört saat boyunca
tango derslenne katılabılecekler.
Yrtın Karikatürcüsü
FeıMt Öngören
• Kültür Servisi - Kankatür Vakfı,
gelenekselleştırdıği 'Yılın Karikatürcüsü'
armağamm bu yıl Ferit Öngören'e vermeyi
kararlaştırdı. Ferruh Doğan, Hıfzı Topuz, Tan Oral,
Vecdı Sayar, Önder Şenyapılı, Süleyman Coşkun,
Ömer Tuncer, Haluk Ünsal ve Nezüı Danyal'dan
oluşan Kankatür Vakfı Danışma Kurulu, çağdaş
karikatür anlayışıyla yaptığı başanlı kankatür
çalışmalanndan dolayı Ongören'in ödüle layık
görüldüğünü belirtti. Öngören, 5-9 Mayıs
tarihlerinde yapılacak 6. Uluslararası Ankara "^
Karikatür Festivali'nde bır törenle ödülünü alacak.
Kurul aynca, 50'li yıllardan bu yana kankatür
çalışmalanm başanyla sürdüren Cafer Zorlu ve
Mustafa Eremektar'ı da 'Onur Odülü'ne layık
gördü.
Kurt Cobain'e öykünen Lübnanlı
genç intihar etti
• Kültür Servisi - Lübnan'm Tnpoli şehnnde
yaşayan 16 yaşmdaki hard rock hayranı, polisin
açıklamasına göre 1994'te kendinı \r
uran Kurt
Cobain'in intihanndan etkilenerek kendisini beşinci
kat penceresinden aşağı attı. Cobam'm ölümü
Lübnanlı rockseverler arasında mtihar olaylaruıı
arttmnca Hıristiyan dırune mensup otoriteler, bu
müziğı yasaklamaya çalıştı. Hıristiyan otoriteler,
Beynıt'taki yeni yıl kutlamalannda sahneye çıkacak
olan Danımarkalı sevilen grup 666'nın müzığımn
satanıst müziğı olduğunu öne sürerek grubun konser
vennesim engellemışö.
Kınalı Bler' birinci oldu
• ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği
'Türk Halk Kültürü Fotograf Yanşması'nda binnciliği
'Kınalı Eller' adh çalışmasıyla Bülent Gündoğdu aldı.
Halk Kültürlerinı Araştırma ve Geliştirme
Müdürlüğü'nce açılan yanşmaya 28 kişı, toplam 100
eserie katıldı. Yanşmada ıkincılığe Yüksel Erseltel
Keçeci, üçüncülüğe Ünsal Kınıklı, mansiyona Zafer
Güngüt, Bigay Izci, Muzaffer Sütlüoğlu ve Sıtkı Rıfat
değer görüldüler. Dereceye gırenlere toplam 2 mılyar
100 milyon lira para ödülünün dağıtılacağı
yanşmanın ödül töreni 11 Ocak'ta Kültür Bakanlığı
75. Yıl Sergi Salonu'nda yapılacak. Sergilenmeye
değer bulunan eserler 11-14 Ocak tanhlen arasında
aynı salonda başkentlilerle buluşacak.
Muzaffer Samsözen anıldı
• ANKARA (AA)-
Anadolu'yu köşe bucak
gezerek derlediği on bine
yakm türküyü nota ve taş
plaklara aktararak
ölümsüzleştiren ve
1940'ta Ankara
Radyosu'nda kurduğu
Yurttan Sesler Korosu ile
dünyaya tanıtan Türk
halk müziğı araşnrmacısı
Muzaffer Sansözen,
ölümünün 37. yılında
törenle anıldı. Kültür
Bakanhğı 75. Yıl Tiyatro
Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Kültür
Bakanı Müsteşar Vekili Fikret Üçcan, Muzaffer
Sansözen'in 64 yıllık kısa yaşamına unutulmaz
hizmetler sığdırdığını, halk müziğinin ülkemızde
tanınmasında, geliştirilmesınde ve sevilmesınde
büyük payı olduğunu söyledi.
BUGÜN
• BEKSAVda. saat 15.00'te Thaddeus
O'Suffivan'ın 'Hiçbh- Şey Kişisel Değu" adlı filmi;
18.00'de Jim McBride ın 'Itirafçı' filmi gösteriliyor.
(0216-349 91 55)
• NÂZEVI KÜLTÜREVİ'nde, saat 15.00'te Emin
Sarp'm yönetmenliğini yaptığı 'Ktnlordu Tarihi'
adlı belgesel film izlenebihr. (245 04 81)
• İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSrTESt'nde,
17.00'de Amos Ghai'nın 'Kadosh" (Sacred) adlı
fihni; saat 19.00'da ise Milcho Mancheski'nın
'Before The Rain' (Yağmurdan Önce) filmi yer
alıyor. (216 23 15)