Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-4OCAK2000SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cumhuriyet Mahallesi'ne bir
Cumhuriyet Mahallesi daha ekleniyor:
I
CUMHURİYET
KlNALI MAHALLESİ
(2. BÖLÜM!)
(P'umhuriyet mahallesi I.
Bölüm'deki 565 parsel sahıplerıni
buldu ve proje çalışmaları hızla
ilerliyon Ancak, mahallemize henüz
katılamayan okurlarımızın,
dostlarımızın isteklerı de suruyor.
Şu anda bu istekleri de
karşılayabildiğimiz için mutluyuz. I.
Bölümün yaklaşık 1 km güney
doğusunda, denize yaklaşık 800
metre uzaklıktaki yeni bir arazi
üzerınde Cumhuriyet Kınalı
Mahallesi'ni kurmak için çalışmalara
başladık.
122.450 m
2
büyüklüğünde
olan bu arazideki 140 parselı
okurlanmıza jeolojik zemin raporlan
hazırlanarak düzenlenmiş depreme
dayanıkh proıeleriyle birlikte
sunuyoruz. Ayrıca, ağaçlandırmaya
olabildiğince geniş alan aynlabilmesi
için de parsel sayısı 140'la sınırlanmış
ve parsel büyükliiğü en az 500 m
2
olarak belirlenmiştir. Parsellerdc
ınşaat izni oranı, tabanda %20 olup
projeler tek ve ikiz villa olarak
tasarlanmıştır.
Denize daha yakın olan ve I.
Bölüm'de oturan dostlarımızın da
yararlanacağı sosyal tesislerin de yer
alacağı Cumhuriyet Kınalı
Mahallesi'nde parsellerin metre kare
fıyatı 14 milyon TL'dir. Peşinat 1,5
milyar TL olup kalanı 6 eşit ve sabit
taksitle ödenecektir.
Okurlarımızla, dostlarımızla
birlikte yaşayacağımız Cumhuriyet
Mahallesi adım adım gerçekleşiyor.
Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi
size bildireceğiz.
CumhurİYeİ maha lles i
"Doğayla uygarlık buluşuyor"
YINE
DENİZGORUNUMIU
IMARL1 IFRAZLI
BAĞIMSIZTAPULU
U A R M A R A D £ M / Z I
Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor?
•Cumhuriyet Mahallesi istanbui'un batısmda, Tekırdağ-Çorlu yolu Kınalı kavşağı üçgeninde,
Çanta Koyu betedıye sınırian ıçınde kuruluyor Istanbul'a uzakiığı TEM yolundan 45 dakıka, E5 yolundan
55 dakikadtr «1 Bolumun hemen guneyınde yer alan Kınalı Bolumu arazısının de stabtlıze yollan vardtr.
•Bu arazınin de yalnızca % 14'ü evlere aynldı. Kalan % 86'nın kuçük bir bölümü yol ve otopark,
çok büyuk bir bölümü ıse bahçe ve park olacak.
Başvuru: ÇAĞ PAZARLAMA
Basın Sarayı Kat:4 (Gazetecıler Cemıyetı Ustu) Cağaloğlu - İSTANBUL
Tel. (0212) 520 21 91 - 92, Faks. (0212) 520 50 23
Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulûbü bûrolan:
Ankara: Ataturk Bulvan No: 125 Kat'4 Bakanlıklar - ANKARA
Tel: (0232) 419 50 20 pbx, Faks: (0232) 417 19 57
bmin Halit zıya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Ateancak - İZMİR
Tel: (0312) 441 12 20 pbx, Faks: (0312) 441 91 17
Depremzedeler kar
yağışmdan perişan olduYiırt Habeıieri Servisi -
Marmara depreminin ağır
hasara yol açtığı Yalova'da
depremzedeler, çadırlann
dayanıkh olmasına karşın
özellikle geceleri çok üşü-
düklerini belirtirlerken Bo-
lu'da da 2 gündür devam e-
den kar yağışı depremzede-
leri perişan etti. îstanbul
Teknik Üniversitesı Avras-
ya Yer Bılimleri Enstitüsü
öğretim üyesi Prof. Dr. Ay-
kutBarka, Marmara'nın al-
ûnda önemli bir risk yattığı-
nı söyledi.
Marmara depremmin
ağır hasara yol açtığı Yalo-
va kent merkezinde kurulu
çadırkentlerde barınan dep-
remzedeler, hava sıcakhkla-
rmda önemli derecede dü-
şüş olduğunu belirterek
şunlan söylediler:
"Kış tamamen bastmü.
Hava koşuüannın kötükş-
mesi bizi ciddi anlamda ısın-
ma proMemiyle karşı karşı-
ya bıraku. Ya Krnlay ısınma
amaçh verdiği rüp sayısuu
artürsm ya da çadırlarda
ekktrikB tsrtıa kullanmanu-
za izin verilsin." Hayri Kı-
hnç, Yalova'nın yüksek ke-
simlerinde bulunan Sugö-
rün, Soğucak, Fevziye ve
Sermayecik köylerinde kar
kahnhğının 10 santımetreye
ulaştığını, ancak bu duru-
mun ulaşımı etkılemedığini
söyledi.
Bolu'da 2 gündür devam
eden kar yağışıyla birlikte
çadırkentlerde yaşam güç-
leşirken depremzedeler kar
yağışı altında yemek kuy-
ruklannda beklediler. Kızı-
lay yetkılileri kar nedeniyle
depremzedelerin mağdur
olmamalan için yemeklen
daha erken dağıtmaya baş-
ladıkJannı bıldırdı.
Çocuklar ıse kartopu oy-
nayarak ve kızakla kayarak
kışın keyfım çıkarmaya ça-
lışıyorlar. Birçok depremze-
de, enkazdan topladıkian
ağaç parçalanru balta ve tes-
terelerle keserek sobalarda
kullamma hazııiam*k;*yn. .
kar yağısına aldınş etmeden
çahştı.
KJarayollan ekıplen An-
kara-lstanbul karayolunun
Bolu Dağı kesiminde tuz
dökme çahşmalannı sürdü-
Bolu'da da 2 gündür devam eden kar yağışı depremzedeleri perişan etti.
riirken süriicüler de buzlan-
maya karşı uyanldılar.
TSK'nin lzmıt'te kurdu-
ğu Mehmetçik çadırkentle-
rinde bannan depremzede-
ler. kendılerine prefabrike
konut tahsis edilse bıle bu-
ralardan aynlmak istemi-
yorlar. Mehmetçik çadır-
kentlerinden vazgeçılme-
mesının ana nedeninin, ça-
dırkentlerde görev yapan
askerlerin, depremzedelerin
her türlü gereksinıminı dü-
zenli ve sağlıklı biçunde gi-
dermeleri ve güvenlı bir ya-
şam sunmalan olduğu be-
lirtiliyor.
Marmara'da risk
Îstanbul Teknik Üniversi-
tesı Avrasya Yer Bılimlen
Enstitüsü öğretim üyesi
Prof. Dr. Aykut Barka, 17
Ağustos depremmin Mar-
mara'ya olan uzantısını ın-
ıftçjjerken 1894 depremiıün
yerini belıriemeye çalıştık-
lanm^ıldırdı.
Barka, Marmara'nın içın-
de en son büyuk depremin
1766'da meydana geldiğıne
dıkkatı çekerek "Bu beliıie-
melere göre bu durum dep-
rem risldni ortaya koyuyor"'
dedı. Aradan geçen 234 yıl
içinde aynı noktada 4-5
metrehk bir bınkımin söz
konusu olduğunu ifade e-
den Barka, Marmara'nın al-
ünda önemli bir risk yatnğı-
ru, Istanbul'dakı evler yıkıl-
madan önce mühendislik
çalışmalanyla rıskın azaltıl-
ması gerektığmı bıldirdi.
Prof. Dr. Barka, İstanbui'un
zemininin Adapazan, Düz-
ce ve Bolu'nunkinden çok
daha iyi olduğunu belirte-
rek şunlan söyledi:
"lstanbul'un binalan kö-
tü. Bir sürii bina düşey yük-
ler üzerinde duruyor. Ama
deprem yan olarak bir salla-
dı mı, onlann ne kadar da-
yanacağuu bilmiyoruz. İs-
tanbui'un yûzde 6O'ı kural-
sız yapılnus binalaıia dolu.
İstanbuTda zemin ve bina-
lar açısmdan kurabız o ka-
dar çok şey yapıbnış ki. Me-
sela tek kat olarak yapılan
binanın üzerine sonradan
üç kat daha çıkünuş. 5 katlı
binalar 8 kath hale getiril-
miş. Sürekli olarak bütün
mühendislik kuraOan zor-
lannuş durumda. Her türlü
kuralın kötüye kullanıknğı
Îstanbul için bizinı ryimser
olmamıza bir sebep bulun-
muyor."
26 senedir Kuzey Anado-
lu fayı üzerinde çalıştığını
behrten ve önümüzdeki yı-
lın çok önemli olduğunu
söyleyen Barka şöyle de-
vam etti:
"Bu yıl yapüacak olan
yurtiçi ve uluslararası çahş-
maiarve teşebbüsler son de-
rece önemli. Bizim için
önemli olan bu işin peşini bı-
rakmamak. 17 Ağustos ve
12 Kasun depremleri bize
ders olnıazsa bundan sonra
olacaklara kadanmamızge-
rekir. Yaşamlan bu deprem-
lerden dahaiyi örnekolmaz.
Amerika'dan büe bir sürü
adam gelip bunlardan ders
almaya, kendi ülkelerinde
olacak depremleri daha az
zararla atlatrnaya çahşırken
bizler bu kadar şey olup da
daha hâlâ ders alamazsak
benun düşünceme göre ora-
da ölen 30 bin insana da ya-
zıkolur."
Düzce'de çadıriarda yaşayan depremzedeler, kendflerine yardım eden yurttaşlara minnettar okhıldannı söylüyorlar.
'Dq)mnden değilsoğuktan öleeeğiz'
HATtCETUNCER
DÜZCE - Kış, depremzedelerin
üzerine kar yağdınyor artık. Prefab-
rike evlere yerleşmiş olanlar tüm so-
nınlanna karşın çadırlarda yaşayan-
lara göre daha iyi durumda. Deprem-
zedelerden bazılan soğuğa karşın ça-
dırlarda kahnayı 100 milyon liralık
yardım için sürdürürken kımisi de
kendilerine prefabrike konut verilme-
mesinden yakınıyor.
Şeref Mert ve Türkan Mert, Çay
Mahallesı'ndekı çadırkentte kalıyor.
21, 18, 15, 9 yaşlannda boy boy dört
çocuklan var. Şeref Mert, eskiden
uğraştığı işportacılık işini artık yapa-
mıyor. "Halk getiriyor biz yiyoruz.
Onlara nasıl tesekkür edeceğünizi bi-
temiyoruz" dıye sıkmtıh konuşuyor.
Yine de 2000 ydının Türkiye'ye ha-
yırh uğurlu ohiıasmı dıliyor. Çadırda
kahnaktan yakınıyorlar ama yardım
alabılmek için prefabrike eve geçmek
istemiyorlar. Türkan Hanım'ın, pre-
fabrike eve geçmek ıstemeyişlerini
özetleyen sözleri ınsanı üşütüyor:
"Soğukta da durursun ama bir şey ye-
men lanm. Katalitik sobaya tüp alma-
dan dayanabihriz, aç duramayız. Ço-
cuklar üşüse de dayanır. Ama sabah
kalkmca ekmek yemeden duramaz."
Türkan Hanım,"Yardım parası ke-
• Prefabrike evlere
yerleşmiş depremzedeler,
tüm sorunlanna karşın
çadırdakilere göre daha iyi
durumda.
Depremzedelerden bazılan
soguğa karşın çadırlarda
kalmayı 100 milyon liralık
yardım için sürdürürken
kimisi de kendilerine
prefabrike konut
verilmemesinden yakınıyor.
silse prefabrike gitse ne olacak, nasıl
geçinecek insanlar, işyerieri yıkıhmş,
işlerini kaybetmiş insanlar ne yapa-
cak" sorulannı art arda sıralıyor.
Gülsel Hasan, Çay Mahallesi'nde
hemen yolun kenanna baraka kur-
muş. Başlığmı çıkardığı piknik tüpün
üzerine küçük bir madeni para koya-
rak barakasına ışık sağhyor. Bir kasap
dükkânında asgari ücretle çalışan oğ-
lu şimdi işsiz. 14 yaşmdaki küçük oğ-
lu da okumuyor, dolaşıp duruyor. O
da geçiminı yurttaşlann geördiği yar-
dım malzemelerinden sağhyor. Sıcak
bır yuvada çocuklanyla yeni bir yılı
geçırmek suya düşmüş bir hayal. "İş-
te böyle bir barakada yaşıyoruz. Ara
sıra gelenlerin halimizi hannmızı sor-
malan en büyük eğfencemiz" diyor.
Ahmet ve Meryem Kahved, Anıt-
park'taki çadn-kentte 5 çocuklanyla
birlikte kalıyorlar. Meryem Hanım,
ütü masasını kurmuş eşinin pantolo-
nunu ütülüyor, küçük oğlan, oyuncak
dağıtımı sırasında çocuklarm yarattı-
ğı ızdihamda nasıl baygınhk geçirdi-
ğinı anlatıyor.
Ahmet Mert, ailesiyle yıllar önce
memleketlerindeki bir sorun nedeniy-
le Düzce'ye göç etmış. Depremde ka-
lorifercılik yaptığı ev yılalmca hem
ışsız hem evsiz kahnış. Katalitik so-
bayı yakmaya da korktuklan için so-
ğukta duruyorlar. Ahmet Mert'in mo-
ral derecesı soğukla birlikte daha da
düşmüş: "Hava smnn ahında, moral
de bozuk, smnn altında."
Çadırkentlerde, çadn-lar arasında
yakılmış ateşlerde ısımhyor. Ateş ba-
şındakı sohbette Yüksel Kıhççı yıkı-
lan küçük marketinı anlatıyor. "l^m-
di bir çadınmız bile yok" derken aile-
siyle kaldığı yazlık çadın gösteriyor.
Evi az hasarlı olduğu için prefabrike
ev hakkı olmadığından söz edip si-
tem yağdırmaya devam ediyor: "Sa-
dece kışhk bir çadır istiyorum. Pre-
fabrike bize lüks getir. Yeni yılda yine
yağmurda. karda. fırtınadayız. Pre-
fabrik bile lüks bize. Depremde ölme-
dik, burada öleeeğiz herhalde."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
2000'lerde Türkiye
Son haftalarda yazdığım yazıları gözden geçirdim.
Aman Allahım, neredeyse "ağlama duvan"...
Arada bir; "iyimserim", gibisinden bir şeylerçizik-
tirmişim ama, bunlan okuyanın o lyimserliğime inan-
ması mümkün değil. Anlaşılan, 1999 Sonhabarı'nı iz-
leyen dönemdeki yogun acı ve sıkıntılar, benim "iyim-
sergerçekliğimi", ciddi bir biçimde sarsmış ve "ger-
çek kötümserliğin" sınınna kadar gelmişim. Ve doğ-
msunu isterseniz, yazdıklanmı toplu bir biçimde göz-
den geçirinceye kadar, ben de bunun farkında de-
ğildim. Zaten farkında olmam da mümkün değildi. Zi-
rayazılanma nasıl yansımışolursaolsun, "halet-iru-
hiyem", son derece iyimser ve Türkiye'nin gelecegi
ile ilgili olarak da son derece iyimserim.
• • •
Günümüz dünyasının "halklan" arasında, ciddi
farklar yoktur. Hiçbir halk diğerinden akıllı ya da akıl-
sız değildir. Fakat "yaşanılan ortam"; o halkların "bi-
reylerini", farklı "duygu" ve "düşüncelere" yönlen-
dirir. Aynı ortam, bireylerin "davranış kalıplannı" da
çok önemli ölçüde belirler.
örnegin; halkımızın "tembel" olduğu hakkındaki
tüm düşünceler, aynı halkın bireylerinin Almanya'da
ne denli çalışkan ve başanlı olduğu görüldüğü za-
man, hızla değişmişti. Insanları tembel ya da çalış-
kan yapan şey; onlann biyolojik özellikleri değil, için-
de yetiştikleri ve yaşadıklan ortamdır.
Aynı biçimde; örneğin siyasal tutum ve davranış-
larda "rasyonel" olup olmamak da, insanlann yetiş-
tikleri ve yaşadıklan ortamla ilgili bir konudur. Bu tür-
den örnekleri çoğaltmamız mümkündür.
Ve bu tür örnekleri çoğalttığımız zaman şunu gö-
rürüz ki; "Bizim halkımız şöyle ya da böyle..." demek
fazla anlamlı bir şey değildir. önemli olan, "Bizim
halkımıznedenşöyle, ya da böyle..." sorusununya-
nıtını sağlıklı bir biçimde verebilmektir.
• • •
Halklar arasında biyolojik farklar yoktur ama, o
halklann yaşadıklan coğrafyanın ve tarihsel birikim-
lerinin getirdiği farklılıklar vardır. Coğrafya dediğimiz
zaman; iklimden toprak verimliliğine, doğal zengın-
liklerden bitki örtüsüne kadar her şeyi anlamamız
gerekir.
Ve halklar arasındaki farklılıklan, coğrafyanın da-
yattığı ve tarihsel birikimın ortaya koyduğu farklılık-
lar ortaya çıkartır. Farklı dınler, farklı mezhepler, fark-
lı gelenekler, farklı değer yargılan vb, hep bu tarihsel
bırikimin ortaya çıkarttığı farklılıklardır. Ve bu farklılık-
lar zaman içinde değişse bile, bu değişimin bugun-
den yanna gerçekleşmesini beklemek mümkün de-
ğildir. Kaldı ki; bir halkın değişime açık ya da kapalı
olması da "birikimlerinin" sonucunda ortaya çıkmış
olan bir özelliktir.
•••
Türk halkı, yani bizler; yani Mustafa Kemal'in de-
yişiyle, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran insanlann" to-
runlan; "duygusal", "sevecen", eğerbulursa "boğa-
zına düşkün", "müthiş yurtsever" ve dünya üzerin-
de yalnız bırakıldığımız konusunda, "hafifparanoya-
sı" olan insanlanz. Elbette bunların dışında da özel-
liklerimiz var ama, öyle sanıyorum ki, bunlar temel
özelliklerimiz ve diğer bazı özelliklerimizın kökenin-
de de bunlar var.
Örneğin konukseverliğimiz, duygusal ve sevecen
yapımızdan kaynaklanır. O müthiş zengin mutfağımız
hem boğazımıza düşkünlüğümüzün bir sonucudur
hem de farklı bölgelerimizdeki mutfak zenginlikleri-
nin bir araya gelmeleri sonucunda ortaya çıkmıştır.
Yurtseveriiğimizle, yalnızlık paranoyası birbirini °az-
dınr". Dünya üzerinde bize kimsenin dost olmadığı
hakkındaki düşüncemiz, yurdumuza olan sevgi ve
bağlılığımızı körükler. Bu sevgi ve bağlılık, kimi zaman
ve kimilerini, abartılmış bir ulusçuluğa ve hatta "şo-
venizme" kadar götürür. Ve bir bakanz Gürcü ya da
Kürt kökenli bir vatandaşımız, ırkçı kesilir ve uygun-
suz el işaretine benzeyen işaretlerie meydanlara çı-
kar. Buradaki motif; aslında ırkçılık değil, abartılmış
ve saptırılmış bir yurtseveriiktir.
• • •
Türkiye son 20 yılda, dayanılması güç zoriuklar ve
acılar yaşadı. 1980 öncesinin insafsız terörü, 1980
sonrasının acımasız baskısı, 1983 sonrasının ekono-
mik paylaşım sorunları, kesintisiz enflasyon, tüm
bunlara eklenen yoğun kardeş kavgası ve nihayet
son yılın doğa acılan... Toplumumuz bu son derece
ağırfaturalan, "g/fen/ç//(artmadan"ödediveödeme-
ye devam ediyor.
Kimileri vardır, içinde yaşadığı toplumu sever, ki-
mileri sevmez. Sevenlerin sevgi dereceleri de farklı-
dır, sevmeyenlerin sevmeme dereceleri de. Sevgi ki-
mi zaman "tutkuya", sevmeme kimi zaman "nefre-
te" dönüşür.
Bu duygulann da, açıklanabilir nedenleri vardır. Fa-
kat bunlan irdeleyecek yerim kalmadı.
•••
Türkiye 2000'li yıllara umutla giriyor. İçinde yaşa-
dığı toplumu derin bir tutkuyla seven biri olarak, ya-
şadığımız ve yaşamakta olduğumuz sorunları geri-
de bırakacağımıza ve gelecek kuşaklara, 2000'li yıl-
larda daha mutlu ve huzurlu bir Türkiye bırakacağı-
mıza inanıyorum.
Zaten insanı ayakta tutan ve savaşım azmini güç-
lendiren şey, bu türden inançlar değil mi?
Mü Rektörü ikna oldu
îletişim fakültesi
boşaltılmayacak
5
Îstanbul Haber Servisi-
Marmara Üniversıtesi
(MÜ) Rektörü Prof. Dr.
Turay Yarduncı, öğrenci
ve öğretim üyeleri tarafın-
dan ikna edilerek deprem-
de hasar gördüğü gerek-
çesıyle boşalolması düşü-
nülen iletişim fakültesi bi-
nasının Göztepe Kampu-
su'na taşınmamasına ka-
rar verdi.
Rektörün karan, öğren-
cıler ve öğretim üyeleri ta-
rafından sevinçle karşıla-
nırken gözler, kesin kara-
nn verileceğı bugünkü
üniversite yönetim kurulu
toplanüsına çevnldı.
MÜ Rektörü Prof. Dr.
Turay Yardımcı, öğrenci
ve öğretim üyelennin ko-
nuyla ilgili görüş, ve tepki-
lerini dınledi. DekanProf.
Ünsal Oskay, binanın sağ-
lam olduğunu gösteren
Şişli Belediyesi raporu-
nun dikkate alınmasını ıs-
teyerek Yardımcı'ya fa-
kültenın Göztepe Kampu-
su'nataşınması durumun-
da tekrar gen dönmesinin
zor olacağını söyledi. Öğ-
renciler, teknik uzmanın
binanın boşaltılmadan
onanlabileceği sözlennı
kaydettikleri teyp kasetıni
de rektöre dinlettiler ve
bant çözümünü verdiler.
Yardımcı, "Buraya ön-
yargnla gehnedim. sizleri
çok se\dim, sian can gü-
venliğiniz önemli. Bana
rağmenünhersitemie ilgi-
li karar ahnırsa istifa ede-
rim. Öğrencikrimiz başta-
cunızdır. Elimden geleni
>apacağım" dedı.
Daha sonra, bahçede
eylem yapmaya hazırla-
nan öğrencilenn yanına i-
nen Rektör Yardımcı, öğ-
rencilere binanın taşınma-
yacağını açıkladı.