Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2000 PAZAR
14 KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr
Ölümünün ikinci yıldönümünde andığımız Ali Ulvi Ersoy'un sütunu hâlâ doldurulamadı
iiiTiıi yarabyordu
li Ulvi Ersoy'un 'Karikatürler' başlıklı kitabı Cumhuriyet
Kitaplan'ndan yayımlanacak. Kitapta yer alan Ilhan Selçuk'un
kitapta yer alan yazısını sunuyoruz. Karikatür dergisi yeni
sayısında Ersoy'un çizgilerine yer verdi. Bugün saat 16.00'da
Karikatür ve Mizah Müzesi'nde bir toplantıyla anılacak.
nu karikatürleriyle tanıyanlar kuşkusuz hep takdirle
anacaklardır. Oysa insancıl yanıyla yüz yüze gelenler, onun
felsefesini, olaylan yorumlayışını, ilgi alanlannı doğrudan
kendi ağzından öğrenenler hayranlıklannın ne denli
katmerleştiğini fark edip bir başka türlü anacaklar.
Kum saati
ve zaman...
İLHAN SELÇUK
Ali Ulvi bu dünyaya gözlerini 1926'da açtı, 1998'de ka-
padı.
Çok genç yaşında çizerliğe başladı.
1950 yılında Cumhuriyet'e girdi.
Ölümüne değin Cumhuriyet'in birinci sayfasında ka-
rikatürleri yayımlandı.
Bubirrekor...
Demek ki 20'nci yüzyılın ikinci yansında Cumhuriyet
gazetesiyle özdeşleşmiş birkarikatürcüyle karşı karşıya-
yız.
Elbette bu olgunun bir anlamı olmalı.
Karikatür, daha önceki dönemlerde kimi ressamın ya-
pıtlanna yansıyan mizahın içeriğinde saptansa bile, 'Ay-
dınlantna Çağı'nın ürünü sayılır.
Nedeni var; karikatür akıl, zekâ, nükte, yergi ve espri
sözcüklerinden oluşan bir karmanın sanal dünyasında
tohumlanan kendine özgü sanattır, dinamik bir yapısı
vardır. 'Aydınlanma Çağında, politika, dinsel ideolojile-
rin siyasal iktidarlannı taşlamaya başlayınca, karikatür
birdenbire basındaki tahtına kuruldu.
Çok partili siyasette gazeteler kamuoyunu oluşturmak
yolunda 'Dördüncü Kuvvet' sayılıyorlardı. tnanca ve
ümmet fikine bağlı
kul, akla ve zekâya dö-
nük birey oluyordu.
Her şey "aklın mah-
kemesinde" yargılan-
mayacak mıydı?.. Ka-
rikatürde aklın yıldı-
nmı ya da zekânın
şimşeği panldıyordu;
demokrasiyle birlikte
boy atan karikatür, ga-
zetelerin vazgeçilmez
demirbaşlanndan ol-
du.
İkinci Dünya Sava-
şı'ndan sonra, Türki-
ye,demökrasiarriacıy-
la çok partili rejime
geçince, karikatür sa-
natında bir patlama ya-
şandı.
1950'liyıllardaunu-
tulmaz bir karikatür-
cü kuşağının ortaya
çıkması, rastlantı de-
ğildir.
Ali Ulvi'nin 1950'de 'Cumhuriyet' gazetesinde çalış-
maya başlaması, bu tarihçede yerli yerine oturuyor; ka-
rikatüristimizin kimlik belgesini de oluşturuyor.
Göz kamaştıncı bir mizah yolculuğu başlamıştı; tam
yanm yüzyıl bu serüveni yaşadı ve yaşatrt Ali Ulvi...
Cumhuriyet 'Aydmlanma'nın gazetesi değil miydi?..
Cumhuriyet'in kararlılığı içinde Ali Ulvi'nin de "is-
tikran' içerik kazandı.
Dile kolay, yanm yüzyıl her gün çizmek, ne demek?..
Türkiye'deki çalkantılı ortamın gelgitlerinde karikatür
çizebilmek için siyasal firnnalan göğüsleyebilecekbir mi-
zah felsefesine de yatkın olmak gerekti. Ulvi'yi günlük
karikatürün ötesinde siyasallaşmaya iten ya da insan un-
surunu da hesaba katan birdoğrultuya sahip olan itici gü-
cün Türkiye'nin özel koşullanndan kaynaklandığını sa-
nıyorum.
Kimi karikatürist yalnız kendi zaman diliminde yaşar;
gazetelerde ve dergilerde çizgileri yayımlandıkça o ka-
rikatürist vardır...
Kendinden sonra yoktur.
Kimi karikatürist, gazetede çizdikçe, heryirmi dört sa-
atte bir dolup boşalan kum saatine dönüşür.
Kum saatinin içindeki dar zamana koşullanır.
Ama bu saatin cam kavanozunu aşarak evreni kapsa-
yan zamansal akrep ve yelkovanm göstergelerini yaka-
İayabilen sanatçı kimliğine sahip olabilmek güç iştir.
•
Elinizdeki yapıt, Ali Ulvi'nin anısmı tazelemek için dü-
zenlendi. Yaklaşık yanm yüzyıldan beri Cumhuriyet ga-
zetesiyle özdeşleşmiş Ulvi'yi anmak için sanatçı üç ar-
kadaşunız Ferruh Doğan, Tan Oral ve Behiç Ak, kollan
sıvadılar. özenli bir seçmece sonunda ortaya bu albüm
çıktı.
Yine de Cumhuriyet'te 48 yıl çalışan Ali Ulvi'nin, ga-
zete koleksiyonlan içinde kalan binlerce karikatürünü dü-
zenleyip yayımlamak olanağını ileriki yıllarda değerlen-
dirmek gereğine inanıyoruz; kelebekler gibi 24 saatte
solmayacak karikatürlerin hesabınm dökümünün kısa
sayılabilecek sürede yapılabileceğini elbette düşünmü-
yoruz.
Ali Ulvi yaşadığı zaman diliminin ötesine geçen sa-
natın çizeridir.
Elinizdeki albüm bu gerçeğin kanıtı...
Doç.ATtLAÖZER(*)
»Mizah:C*çmişAgeleceğjile zaman
içindeki halkın ortak sağduyusunun
öncüsü olarak 'gülünç' olmaktan
kurtanr toplumunu. Yönetici ile yö-
netilenin amaçta ve araçta biriik ol-
masını sağiayan çağdaş toplumun ön-
koşullannı hanrlar ve bu işlevini bü-
yük bir alçakgönüUülûkle gülümse-
yerek yerine getirir." (1)
Mizah anlayışını kendi cümlele-
riyle yukanya aldığım, 1950 kuşağı-
nın önde gelen karikatürcüsü AB Ul-
vi Ersoy artık yaşamıyor. 30 Ocak
1998'de aramızdan aynlan Ali Ulvi,
Cumhuriyet gazetesinde çalışıyor-
du. O, Cumhuriyetgazetesinde 1950
yılından beri günlük karikatürler çi-
zerek adeta gazetenin aynlmaz bir
parçası olmuştu. Dünyanın hiçbir ya-
yın organında böyle bir çalışan var
mıdır acaba? Cumhuriyet'teki çalış-
masına sadece 1957-59 arası Ame-
rika'ya gittigi için ara verdi. Ona za-
man zaman bazı büyük gazetelerden
transfer teklifleri de geldi, Cumhu-
riyet'te kazandığından kat kat fazla
paralar teklif edildi. O ise "Cumhu-
riyet dışmdabenim mizah anlayışıma
uyacakgazetegöremiyorum" dıverek
bu teklifleri hep geri çevirdı.
Ali Ulvi Ersoy, her konu ile ciddi
olarak ilgilenen, merak ettiği her ko-
nuyu araştıran ve sürekli kitap oku-
yan bir kişiydi. Moleküler biyoloji,
atom fızigi, felsefe, ekonomi, tarih,
din, sosyoloji, sanat... Tüm bu alan-
lan kapsayan kitaplan okur ve ilgi-
lenen birini bulunca aynntılanyla tar-
tışırdı. O, "Karikatür sanatçrsınınbu
konulan çok iyi bilmesi gerekir" der-
di.
Karikatflrün kahcüığL..
Pek çok kışı egık-bügük çızimle-
ri, anatomisi bozuk tıpleri dergi ve ga-
zetelerde görünce, karikatür çizme-
nin ne kadarbasit olduğunu, bu işi her-
kestn yapabilecegini söylemeye ce-
saret edebilir. Oysa sayfalar dolusu kâ-
gıda binlerce sözcükle yazılan bir
makale vecme «eç«b»lccek cvçizt
her babayigidin harcı değildır. Öyle
olsaydı, bugün dünyada profesyonel
anlamda karikatür çizenlerin sayıst
5 bin civannda kalmazdı.
Ali Ulvi Ersoy'un kum saati ile il-
gili bir karikatürü yayımlanmıştı. Bu
karikatürden yola çıkarak MetihCev-
det Anday, Cumhuriyet gazetesinde
bir yazı yazdı (2). Yazı hem Ali Ul-
vi'nin karikatürünü çözümlemeye
hem de devekuşu ile kum arasındaki
ilişkinin ne anlama geldiğini anlatma-
ya çalışıyordu. "Çölde zamansızlığı
Ersoy'un karikarüre başladığı ilk günden öJümüne dek 50 yülık üretiminden sccmeler kitapta yer alıyor.
Ali Ulvi'nin Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ve MeKh Cev-
det Anday'm "Kum Saati" başnklı yazısına konu olan karikatürü.
simgekyen kum, bir tuhafölçeğin bu> ruğunda za-
manın ta kendisi olup çıkıyor ve şimdiye değin boş
yere ala> ediJen, ne kuş ne deve, bir hayvan, ku-
mun bu baş döndürücü nitclik değistirnıesi kar-
şısında, varhğııun gerçek özünü yitiriyor-.
_ Gözümüzün önünde pek açıkça olanı biteni
göremeyiz biz, çünkü kum firtınası gibidir olay-
lar, yüzümüzü örter. Sanatçı onlan zamanın hu-
nisine koydu mu. gözümüz açüır. Abartma değS,
indirgeme. Karikatür bu indirgemeyi en iyi başa-
ran sanatnr bence."
Kısa bir alınn yapılan bu makalenin tamamı bin
yüz yetmiş sözcükten oluşmaktadır. 12 punto bü-
yüklüğünde bir yazı ile normal kitap boyutunda-
ki bir sayfaya ortalama 250 sözcük sığdığına gö-
re, bu yazı 4.5 sayfa demektir. Ali Ulvi, Melih
Cevdet'in 4.5 sayfada anlattığı konuyu, karika-
türle yanm sayfaya sığdırabilmiştir.
Günümüzde karikatürii ikiye ayırarak değer-
lendirmek doğYu olur. Ilki; yazısı bol, abartılı, eğ-
lenceye yönelik, kalıcılığı olmayan, mizah der-
gilerinde örnekleri çok olan tür, ikincisi; yazısız,
fazla abartmayan, güldürmekten çok düşündür-
meye yönelik çizilen, uzun ömürlü "sanat kari-
katürü" diyebileceğimiz tür. Buna kimılen "hu-
moristikdesen", kımilen de "grafik mizah" adı-
nı vermektedir. Ali Ulvi Ersoy daha jçok ikinci
türden karikatür çizen bir sanatçıydı. Ustelik ga-
zete karikatürcüsü olmanın verdıği dezavantaj-
dan bile fazla etkilenmiyordu. Onun Cumhuri-
yet gazetesinde çizdiklerinin bir bölümünü bile
izleyenler, (elli yıldır çizdiklerinin tümünü izle-
meye gerek olmadan) ne denli derin düşüncele-
re sahip bir kişilik olduğunun farkına varacaklar-
dır.
Ali Ulvi Ersoy, karikatürü diğer sanat kollann-
dan daha ayncalıklı görmüşfü hep. "Sanatta bi-
çim, sadece bir istif. bir \erieştirmedir. Daha sağ-
lam ve kapsamlı dejimle 'kurgu'dur. Sanatta öz
ise konu ya da anlablan şey değiL sadece ve sade-
ce sanatçının konusunu algüa>işıdır. İçerik de sa-
natçnun konusunda aldıklan ile konusuna katnk-
lan. O kadar. Geleüm karikatüre- Karikatürcü
önce konusunu mizah'la biçimlendirir. Sonra da
mizahla biçimlenen konu>ıı ikinci kez çizgiyle bi-
çimlendirir. Birinciye 'iç biçim", ikinciye 'dış bi-
çim' dh eiim. Kahcı anlamdaki i>i karikatürde bu
iki biçim amaçnr. Yani kahcı karikatür kendidört
köşesi içinde, kendi mizah \e çizgi öğeleri arasın-
daki ilişkiden, anlaüş biçiminden alır güzeUiğinL
Bu yüzden kahadır." (3)
Çizgi filmkri önemli belge niteliğinde
Onu kankatürlenyle tanıyanlar kuşkusuz hep
takdirle anacaklardır. Oysa insancıl yanıyla yüz
yüze gelenler, onun felsefesini, olayîan yorum-
layışını, ilgi alanlannı doğrudan kendi ağzından
öğrenenler hayranlıklannın ne denli katmerleş-
tiğini fark edip bir başka türlü anacaklar.
• Ben onu yüz yüze tanıyanlardan biriyün. Bu
biçimiyle tanımanın zevkini, gururunu tattığun
için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Onu ilk
kez Eskişehir'e geldiğınde tanımışüm. Anadolu
Üniversitesi'nin daveti üzerine gelip bir de ko-
nuşma yapmıştı lletişim Fakültesı öğren-
cilenne. Sonra Ankara'da "Yüın Karika-
türcüsü'' seçildiği zaman bir aradaydık.
Dört gün boyunca birçok özelliğini gör-
düm. Evinde yıllarca tuttuğu, bir-iki ar-
kadaşıyla birlikte gerçekleştirdiği çizgi
filmlerini Anadolu Üniversitesi'ne ver-
mek istediğini söylemiştı. Üniversitemi-
zi çok beğendiğıni, karikatür ve çizgi fil-
min ders olarak üniversite öğretim prog-
ramına alınmasından duydugu mutlulu-
ğu belirtmişti. Üniversitemize verdiği
fılmler, ulusal çizgi film tanhimiz için
önemli belge niteliği taşımaktadır.
Ali Ulvi Ersoy, çizginin şairiydi. Çiz-
ginin şiirini yaratıyordu. "Şür, bilinen
sözcüklerle, bttuımeyen sözler yaratma
sanatıdır" demiş Melih Cevdet. Oysa
sözcükler üzerinde c^Tiayarak sanat yap-
tığını belirten çok insan var ortalıkta. Ka-
rikatür de öyle. Kımilen çizgi ile oynU7
yor, Ali Ufvi'ler ise bunun sanabm ya-
pıyor.
Ali Ulvi Ersoy yine de çizdiği karika-
türlerin tamamının sanat eseri olmadığı-
na inanıyordu. Özellikle günlük bir ga-
zetede her gün sanat yapmanın olanak-
sızhğından söz ediyordu. "Karikatür,bir
grafik sanabdır. ttinalı çizgi ister, iyi bir
kurgu istcr" derdi. "Benim yapmakiste-
diğim, karikarüre kahcı bir ^e> yükle-
meL Yani mizah ve resim sanabnın ge-
tirdiği ilkelerle gelecege kalacak bir mi-
zah yapmak.-" O bunlan söylüyordu,
ama gelecek için bir kitap bile yayımla-
yamamıştı. Yaşamı boyunca hiç kişisel sergi aç-
mamıştı. Neredeyse gazete sayfalannda kaybo-
lup gidecekti. 1996 yılında Karikatür Vakfi. onu
"Yıtaı Karikatürcüsü" seçti ve bir kitabını yayım-
ladı. Şimdi elde kalan yalnızca o kitap...
"İyi karikatürlerimi seçipkitap>apmam gerek"
diyordu. "Daha zaman \ar,yaparız" diyerek tüm
teklifte bulunanlan geri çeviri>ordu. Galiba öle-
cegini hiç düşünmüyordu. Çizecekleri bitmemiş-
ti daha...
O arnk yok. Cumhuriyet'teki yeri boş kaldı.
Aradan iki yıl geçtiği halde kimse o yeri doldur-
maya cesaret edemiyor.
(*) Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi.
(l) Ersoy, Ali Ulvi, "Kapalı Devrede Mizah ",
Karikatürler, Ali Ulvi, Karikatür Vakfı Yayını, An-
kara;1996. (2) Anday. Melih Cevdet. "KumSaati",
Cumhuriyet gazetesi, îstanbul; 19.11.1982. (5)
Ersoy, Ali Ulvi, "Gazete Karikatürü, Karikatür ve
Sanat Üstüne Avhrı Düşünceler ", Karikatürler,
Ali Ulvi, Karikatür Vakfi Yayım, Ankara; 1996.
Burhan Öçal'ın albümü dünya listelerinde
'Groove Alla Turca' albümüyle WMCE listesinde iki numara.
KüJtür Servisi- BurhanOçal'ın
'Groove Alla Turca' adlı albümü,
World Music Charts Europe
(WMCE) listesinde dünya müzi-
ği dalında iki numaraya yüksel-
di. Listenin ilk sırasmda Cezayir-
li sanatçı Khaled'in 'Kenza' ad-
lı albümü yer alıyor.
Vurmalı çalgılarustası Öçal ve
bas gıtar virtüözü Jamaaladeen
Tacuma'nın ortak çalışması 'Gro-
ove Alla'Turca'da Türk müziği
motifleri, caz ritmleri ile yoğru-
luyor. Tacuma; daha önce de Ar-
cadia / Duran Duran ile 'Goodb-
ye is Forever' ve Jeff Beck ile
'Flash' gibi popüler isimlerle or-
tak çalışmalar yapmıştı. Doub-
lemoon Records tarafından ya-
yımlanan albüme katkıda bulunan
bir başka ünlü isim de Jean Mic-
hel Jarre'ın Metamorphoses al-
bümünün ilk sıngle çalışması
'C'est La VTe"ye sesiyle katılan
ve bugünlerde yıldızı tekrar par-
layan Natacha Atlas.
WMCE, Avrupa Dünya Mü-
ziği Listesi, profesyonel dünya
müziği DJ'lerinin en iyi on albü-
mü seçmeleri sonucunda oluştu-
rulan aylık bir liste. 1991 'de baş-
latılan bu uygulama EBU (Euro-
pean Broadcasting Union) Avru-
pa Yayuı Birhği adına yönetiliyor.
19 Avrupa ülkesinin dünya mü-
ziği uzmanı DJIerinin, ilk on için
seçtikkri albümleri elektronik
posta yoluyla Berlin'e ulaştırma-
lannın ardından, en çok oy alan
dünya müziği albümleri WMCE
listesine giriyor. Jüri, Avnıpa'nın
tanınmış radyo istasyonlanndan
yaym yapan dünya müziği prog-
ramı yapımcılan ve sunuculann-
dan oluşuyor. WMCE listesinde
yer alan albümler Avrupa müzik
marketlerinde satıhyor ve radyo
ıstasyonlannda sürekli çalınıyor.
Bu listeye girmeye hak kazanan
albümler her ay tnternet'te ya-
yımlanıyor.
Burhan Öçal, Îstanbul Orien-
tal EnsemMe ile birlikte yaptığı
'Gypsy Rum' albümüyle 1995
yılında. 'Sultan'sSecretDoor' ile
1997*de Alman Plak Eleştirmen-
leri Ödülü'nü kazandı. 1996 yı-
lında da 'JardinOttoman' adlı al-
bümüyle Prix Choc'a değer bu-
lunmuştu.
Umberto Eco, 'Süper
,:t
Okul 'un öncüsü
• umberto
ECO geleceğin
sosyaî bilimcilerini
yetiştiriyor. Eco,
Avnıpa'nın en eski
üniversitelerinden
biri olan Bologna
Üniversitesi'nde,
hümanist
çahşmalar
yapılacak bir
'Süper Okul'un
açılmasına öncülük
ediyor. Aynı
üniversitenin
tletişim
Bölümü'nü kuran
ve yıllarca burada
göstergebilim dersleri
veren Eco, okulun
üniversiteden tamamen
bağımsız olmadıgını ve
okulda verilen derslerin
üni\ersitedekileri
tamamlayacak nitelikte
olacagını belirtti.
• Milcho
Manchevski
başrollennde Peter
Mullan ve Joseph
Fiennes'in yer aldığı
'Dust- Kül' adlı fılm
için hazırlık yapıyor.
Çekimleri Nevv York ve
Makedonya'da
gerçekleşecek olan
filmde tngiltere ve
Osmanlı lmparatorluğu
savaşı sırasında
aralannda çıkan
anlaşmazlık sonucu ayn
düşen iki kardeşin
öyküsü anlatılıyor.
boyu başan ödülü'
alacağı açıklandı. 6, '
Şubat'ta Shrine
Auditorium'da
gerçekleşecek olan
törende Martin,
ödülünü meslekta§ı
Goldie Havvn'un • '
elınden alacak. *""'
Martin'in yorumcu,
yazar ve yapımcı olarak
sinema sektöründe
gerçekleştirdiği başanlı
işler dolayısıyla bu
ödüle layık göriildüğü
açıklandı.
• steven seagal
aksiyon fılmi 'Under
Siege-Kuşatma
Altında'nın üçüncü
fılminde yer alacagını
açıkladı. Oyuncu,
Amerikan
Donanmasf nın eski bir
üyesi olan Casey
Ryback'i yeniden
canlandıracak.
• Robert De
Niro ilk kez
göstenmi Italyan
televizyonlannda
yapılacak olan
reklam filminde
enerji tasarrufu
yapan bir ışık
düzenıni tanıtacak.
• Claude
Monet'nin
bazılan daha önce
hiçbir yerde
sunulmamış 50
tablosu Roma'da \
• Hilary Swank
'Boys Don't Cry'
fılmiyle Altın Küre'de
en iyi dramatik oyuncu
ödülünü aldıktan sonra
yeni filmi 'The Gift'in
çekimleri için Georgia,
Savannah'a gidiyor.
Sam Raimi'nin
yönettiği filmde,
doğaüstü bir duyarlılığa
sahip bir kadını
canlandıran Cate
Blanchett'in yani sıra
Keanu Reeves de rol
alıyor.
• David Fincher
'Spider Man - Örümcek
Adam'ın
yönetmenliğini
yapacak. Steve
Dikto'nun çizdiği ve
hikâyelerini Stan
Lee'nin yazdığı
Örümcek Adam'ı
Michael J. Fox
canlandıracak
• Kirk Douglas
Palm Springs
Uluslararası Film
Festivali'nde yeni
fılmi' Diamonds'da
rol almasının
sinema hayatındaki
en büyük başan
olduğunu açıkladı.
Oyuncu, bu filmi
1996'dageçh-diği
kalp krizine karşı bir
zafer olarak niteliyor.
• Bruce
Springsteen
Amerika ve Kanada'da
beş ay sürecek bir
konser dizisi hazırlığı
içerisinde. The E Street
Band adlı grubuyla 28
Şubat'ta Pennsylvania
State College'da
vereceği açılış konseri
ile tura başlayacak olan
Springsteen, aralannda
Toronto, Ontario gibi
şehirlerin de bulunduğu
14 ayn eyalette konser
verecek.
• Steve Martin m
14. Amerikan Komedi
Ödülleri'nde 'ömür
'Claude Monet, Master*
of Light' sergisi,
Fransız empresyonist
ustasının yapıtlannın
üçte ikisi Japonya,
Isviçre ve Amerika'daki
özel koleksiyonlardan
getirilerek oluşturuldu.
Sergi, sanatçının 50
yıllık çalışma dönemini
kapsıyor.
• Star Wars '99
yılının en büyük gişe
hasılatını yapan film
oldu. 'Variety'
dergisinin Amerika ve
Avrupa'daki gişe '
hasılatlannı
birleştirerek
değerlendirdiği listeye
göre Star VVars'ı,
Matrix, Altıncı His,
Mumya ve Tarzan
izliyor.
• Ttteo
Angelopulous
öğretmenliğe geri
döndü, Roma'daki
Sinema Okulu'nda ders
vermeye başladı.
Senaryo, yönermenlik,
montaj, görüntü
yönetmenliği ve ses
teknisyenliği gibi
alanlarda uzman •»
derecesınde derslerin
verildiği okulda
yönetmen, çektiği
fılmler eşliğinde kendi
deneyimlerini
öğrencilere aktaracak.
• Paul MC
Cartney Ingiiiz
besteci John TaveneT'la
birlikte eşi Linda'ya
adayacağı bir albüm
hazırlığı içinde. 'A
Garland For Linda'
admı taşıyan
albümde
kendilerinin yani
sıra 7 çağdaş
bestecinin Linda
anısına yazdığı
besteler yer alıyor.
Albümden elde
edilecek gelir ise
kanser araştırma
merkezine
bağışlanacak.