25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 9 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Prof. Erçıkan tinrversiteye ahnmadı • İstanbul Haber Servişi - IstanbuJ Cniversitesi (10) CSöz Araştırma Merkezi Müdürlüğü'nden geçen yıl emekli olan Prof. Dr. Celal Erçıkan. 1Ü Rektörii Prof. I>r. Kema] AJemdaroğlu'nun emriyle üniversıteye alınmadığını belirtti. Alemdaroğlu'nun kendisi hakkında verdiği disiplin cezasına itiraz etmek amacıyla dün üniversiteye gittiğini, ancak kapıdakı güvenlik görevlilerinin "Rektör'ün emri var" diyerek kendisini üniversiteye sokmadığını belirten Erçıkan, "Bir bilim adamının 50 yıl hizmet verdiği bir bilim kurumuna alınmaması gibi bir durum dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir" dedi. Rusya için vize uyarısı • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Rusya Federasyonu (RF) ûzerinden Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) üyesi ülkelere seyahat edecek yurttaşlar, RF'nin yeni uygulaması gereği bu ülkeden vıze almalan gerektiği konusunda uyanldı. RF hükümetinin yayımladığı kararname ile BDT Üyesi Ülkelerin Vizelerinin Karşıhklı Olarak Tanınması Anlaşması'nın yabancı ülkeierin yurttaşlannın Rusya topraklanndan transit geçişini düzenleyen 1. maddesini, yasadışı göçü engellemek için geçici olarak askıya aldığı bildüildi. Artçı sarsıntdar sünıyor • İstanbul Haber Servisi - Kocaelı \ e Düzce depremlerinin artçı sarsıntılan devam ederken Eskişehir'de hafıf şiddetli bir deprem oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden yapılan açıkJamaya göre, dün Adapazan/Akyazı'da sıgt;ty\9'dn33\ ; bu'yuklüğünde bir artçı' şok kaydedilirken merkez üssü Eskişehir olan saat 09.52'de 2.7büyüklüğündebir deprem meydana geldi. Ömerli Barşfı teHdrt atonda • tstanbul Haber Servisi - Doğal Hayatı Koruma Demeği, Ömerli Barajı Paşaköy kolunun kuzeyindeki 650 hektarlık açık alanda yapılması planlanan Seferusta Çiftlik Evleri'nin barajı ve gelecekte Istanbul'un tüm su havzalannı tehdit edeceğini belirtti. Dernek, Seferusta Çiftlik Evleri'nin, istanbul'un su havzalanna yönelik yapılaşma tehlikesınin en büyük örneği olduğunu kaydederek, bu evlerin, Avrupa'da yüzde 9O'ı yitirilmiş olan ve Türkiye'de bozulmadan kalabilen en iyi fundalıklan da tehdit ettiğıni bildirdi. Çakıcı'nm yarsriama davası • İstanbul Haber Servisi - Ülkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı'mn, eski Emlak Bankası Genel Müdûrü Engin Civan'ın yaralanması olayında azmettirici olduğu gerekçesiyle yargılanmasına istanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edüdi. Mahkeme heyeti, Fransız adli makamlanna 'muvafakat' (uygunluk) alınması için yazılan yazının cevabının beklenmesini öngörerek duruşmayı erteledi. SSK ve sağlıkta I tstanbul Haber Servisi - Türkiye Tabıpler Birliği (TTB) SSK Kol Başkanı Dr. Irfan Gökçe, Petrol-Iş Genel Merkezi'nde Emek Platformu tarafından düzenlenen 'Sağlıkta Özelleştirme ve SSK' konulu toplantıya karıldı. Dr. Gökçe, Türkiye'de de berkesin sağlık hizmetinden eşit olarak. ihtiyacı oramnda yararlanması gerektigini belirtti. Basın kartımı kaybettim Hükümsüzdür. YILDIRIMBORAN Nüfus cûzdanımı kay- bettim Hükümsüzdür. AHMETÇETtN Dünya Ekonomik Forumu'nun Davos'taki toplantılannda yeni dünya düzeni eleştiriliyor Küreselleşme sorgulaııdı EİVftVE KARAKİTAPOĞLU DAVOS - Yoğun eleştirilerin göl- gesinde başlayan Dünya Ekonomi Forumu'nun 30. Davos Yıllık Top- lantısı. Türkiye için umulan gelişme- lere zemin oluşturmaktan uzak bir at- mosferde devam ediyor. Toplantıya ısrarla davet edilen Başbakan Bülent Ecevit, dün gün boyunca ikili temas- larda bulundu. Ecevit. Ingiltere Baş- bakanı Tony Blair ile de görüştü. Dünya Ticaret Örgütü'nün Seattle'da- ki bakanlar toplantısı sırasında sivil toplum kuruluşlan tarafından başla- tılan küreselleşme karşıtı gösterilerin ardından, Davos'ta konuşan ekono- mistler de küreselleşmeye daha şüp- heci yaklaşılması gerektiğine dikkat TMMOB'den 'Halkm geleceği satılıyor' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TM- MOB), Davos'ta temas- larda bulunan Başba- kan Bülent Ecevit'i, Türkiye'nin olanaklan- nı yabancı sermayeye peşkeş çekmekle suçla- dı. Türk halkının 'küre- selleşme masalTyla bir kez daha aldatıldığını ve gelişmiş ülkelere sa- tıldığını kaydeden TM- MOB. "Bunun bedetini Osmanlı imparatoriu- ğu ödemişti. Ikinci be- deli Türki>e Cumhuri- yeti ödenıektedir,ödeye- cektir" uyansında bu- lundu. TMMOB Başkanı Yavuz Önen dün yaptı- ğı yazılı açıklamada, Ecevit hükümetinin Türkiye'nin gücünden umudunukestigini söy- ledi. çekiyorlar. Başbakan BülentEcevit'in Davos'a geldiği günün akşamı düzenlenen ve Türkiye'nin dış yatınmcılara anlatıl- masının planlandığı yemek ilgi gör- medi. 150-200 kişi beldenirken ço- ğunluğu Türk 78 kişinin katıldığı ye- mekte Başbakan Ecevit bir konuşma yaparak Türkiye'yı anlattı. Ecevit, Atatürk'ün kurduğu laik demokratik hukuk devletinin önemini vurgulaya- rak başladığı konuşmasında, pazar ekonomisine geçilen seksenli yıllar- dan beri yeni bir değişim sürecinin hız kazandığını belirtti. Ecev it, bu dö- nemde ekonominin liberalleşmeye başladığını belirterek uygulanan es- nek kur politikasının, liberal ithalat rejiminin, ihracata önem verilmesi- nin, yabancı yatınmcının Türkiye'ye çağnlmasının ve özelleştirmenin olumlu sonuçlar verdiğini belirtti. Başbakan, 1980'den 1998'e, tanm ürünleri ihracatında yüzde 57'den yüzde 10'a düşüş görülürken endüst- ri ürünleri ihracatının yüzde 38'den yüzde 88'e çıkmasını "tanm ekono- misinden sanayi ekonomisine geçtşjn önemli bir göstergesi" olarak adlan- dırdı. Türkiye'de son dönemde enflasyon ve faız oranlarındaki düşüşe dikkat çeken Ecevit, fMF ile yapılan anlaş- maya, Türk şırketlerinin 39 ülkedeki yatmmlanna ve Türk sivil kuruluşla- nnın (Fethullah Gülen'in) 34 ülkede açtığı okullara da değindi. Türki- ye'nin AB üyeliği adaylığı ile peki- şen gücüne dikkat çeken Ecevit, ya- bancı yatınmcılan Türkiye ve Gü- neydoğu'da yatınma çağırdı. Yaban- cı yatınmcılann, Türkiye'den getiri- len rehber niteliğindeki broşür ve ki- tapçıklara ilgi göstermemesi de dik- kat çekti. Rüzgâıiar küresefleşmeye karşı Son on yıldır ağırlıklı olarak küre- selleşmenin tek alternatif olarak su- nulduğu Davos toplantılannda bu yıl bu konuya daha eleştirel yaklaşıldığı gözlenıyor. Başbakan Ecevit, dün sa- bah katıldığı 'Ekonomi Değil Top- lum' başhklı panelde, küreselleşme- nin yarattığı toplumsal ve ekonomik eşitsizliklere değinerek güçlü sıyasi Davos toplanüsına ısraria davet edilen Başbakan Bülent Ecevit, dün gün boyunca ürîH temaslarda bulundu. Başbakan Ecevit, tngütere Başbakaıu Tony Blairflede görüştü. (Fotoğraf: REUTERS) Washington yönetimi Davos'taki tartışmalara damgasmı vuruyor GündemiABD belirliyorERGtN YILDIZOĞLU Davos, Dünya Ekonomik Forumu (DEF), 30 yıl önce, Avrupalı işadamlanna ABD tarzını öğretmek, ABD modelini yaygınlaştırmak üzere bir tür özel okul olarak kurulmuştu. Son yıllarda DEF'in uluslararası önemi artarken, toplantılannda ABD liderliğinin giderek daha çok sergilendiği, vurgulandığı bir platform haline gelmeye başladığı görülüyor. Bu yıl, ABD'nin Davos'taki varlığı, kendini önce Davos'a gelen Amerikalı nüfusla gösteriyor. Aralannda Bfll Gates gibi ünlülenn. Knıggman gibi ekonomistlerin de bulunduğu, çok sayıda ABD şirket yöneticisinin ve yazann katılımının yanı sıra ABD Başkanı Ctinton, Dışişleri Bakanı Albright, Maliye Bakanı Sununersda Davos'a geliyorlar. ABD medya makinesi de Davos'ta çok yüksek bir profil sergiliyor. Toplantılara katılan gazetecilerin içinde ABD'li gazetecilerin oranmın yüzde 30'u aştığı soylenıyor. Davos gündemine ve tartışmalanna ABD'nin damgasmı yurduğunu söylemek mümkün. Örneğin, WaH Street Journai'da toplantı başladığı gün yayımlanan ve DEF'in kurucusu genel direktörü Claus Sdmab'ı, Davos toplantılanndan kişisel çıkar elde ettiği için eleştiren ve şeffaflık isteyen yazı, birçok gözlemciye göre, toplantı aralannda en çok tartışılan konular arasındaydı. Ikinci olarak tümüyle ABD patentli"Yeni Ekonomi" paradigması, ilk gün yapılan "Ekonomide Son Durum'*, "Dünya Ekonomisine Bakış" toplantılannın. Almanya ekonomisindeki yeniden yapılanma ile ilgili tartışmalann teorik arka planını oluşturdu. Yeni ekonomi anlayışı ABD'de ortaya çıktığı ileri süriilen bu "Yeni Ekonomi", Internet teknolojisi kullanımı, serbest piyasa. esnek emek pivasasi temeünde gelişen düşük enflasyonlu, istikrarlı bir büyüme modeti olarak sunuluyor. ABD borsasındaki tırmanışın da bu ekonomik modelin bir sonucu olduğuna inanılıyor. Küresel ekonomik durum üzerine yapılan toplantılarda, bu Yeni Ekonomi adı altında ABD modelinin reklamı yapıldı. ABD'dekı uzun ekonomik toparlanmanın, dünya ekonomisindeki toparlanmanın arkasında hep bu modelin getirdiği olumlu dinamiklerin olduğu vurgulandı. Davos'ta dünya ekonomisine ilişkin yapılan iki toplanhda, ABD etkisini yansıtan diğer bir ilginç gelişme de konunun salt ABD ve Japonya ekonomilerinin geleceği ekseninde konuşulmasıydı. ABD'nin, DEF'e, bu yıl her zarnankinden daha fazla önem verdiği anlaşılıyor. Bunun bir sonucu olarak Davos tartışmalan ve gündeminin ağırlıklı olarak ABD hegemonyasının sürmesiyle ilgili olarak, ABD tarafından sorun edinilen konular etrafmda belirlendığini söylemek mümkün. Stiglitz: Ekonomiye iyimser bakılmamalı Davos toplantılannda yoksullara yer verilmedi OSMANÇUTSAY ' MVDSflFRANKFlîRT-Dünya Bankası'nın kısabirsüreönce, No- el tatilinden hemen sonra, görevin- den aynlan "şcfiknsatçısı'', Joseph S%S6t,Da\os'ayıllar sonra ılk kez kendiolanaklany!a gelirken, göre- ce farklı bir değeriendirme yapü ve dünyaekonomisinepeoıbe göz- lûklerle bakılmaması için uyanlar- da bulundu. Söglitz'in, Davos'ta, özellikle azgeîişmiş ülkelerin, ka- rar masaîanna oturtulmamasına yönelik ele§tiriJeriyle Amerikah bir uluslararası danişmanhk ve de- netim şirketi, Pricewaterhouse- Coopers'ın (PwC), konferans baş- larken yayımladıfı araştırmanm sonuçlan, taban tabana bir zıtlığa dikkat çekti. Davos'ta yoksullara yer verilmedi. Joseph Stiglitz, özeHikle geçen dönemdeAsya'daki ekonomik çö- köntüye ilişkin açıklamalanyla IMF'nin tutumunu yerden yere vunnuştu. IMF ve ABD'nin As- ya'daki krizle ilgili tasarruf önlem- ferinin krizi daha da derinleştirdi- ğim iddia eden 36 yaşmdaki iinlü iktisat profesörü, bu nedenle çalış- öğı kurumun yöneticileriyle catıs- mışö. ABD Mafiye Bakant Sum- mers, James \\olfensohn'dan, bu uzmaru görevden almasmı istemiş- ti. îstifasıyla bu baskıy» da görünûr kıknış olanStiglitz'e göre,tasarruf öniemJeri mılyonlarca msanı daha da yoksuUaşhnnış vepatlayan eko- nomik krizi gereksiz yere ağtrlaş- nrmıştı. Dünya Bankası'nm etkili ismi, Rusya'daki çöküntü çerçeve- stnde, deviet işleönelerinin hızla özelleştirilmesi ve mali piyasalann açılrnası yüzünden, bu ülkeden niiiyarlarca doiann kaçtığını ileri sürmüştü. Stiglitz ısrarla. azgeliş- miş ekonomilerin Davos tipi top- lantılarda çok az temsil edilmesin- den yakınıyor ve "VöksuDara yer veriJmdi, füdrieri ahnmalı, ontera dan Ögffidir bu karariar" di yor. Sti^itz'in medyadaki açıklama- lan, dünya ekonomistndeki geliş- melerin *faû& himser" bir bakış- la değerlendirmesine karşi uyan- laria doiu. Ama bu uyanlann. dün- ya ekonomısinin en büyük 10OO şirketini yöneten isinüerince pay- laşılmadığı Davos arifesinde bir kez daha ortaya çıktı. Calısmalara nisanda baslanacak AB? Türkiye9 yi tanımak için komisyon kuruyor ÖZLEMltZAK BRÜKSEL - Helsinki zin esin- de Türkiye'nin Avrupa Biriiği'ne adaylığının kabulü ilebaşlayan sü- reç, birlik ile ilişkikre yeni bir bo- yut kazandırırken AB yetkilileri "yolun çok uzak ve zorlu olacağı" konusundaki uyarılannı sürekli tekrarJıyorlar. Türk medya veaka- demi çe\Telerinden bir gruba dü- zenlenen '•AvrupaKomisvona'mın İşteyişi" hakkmdaki bilgilendirme topİantılannda yetkililer, Türki- ye'nin üyelige kabulü için gerekîi siyasi ve ekonomik kriterieri yeri- ne getrrmesinin kaçmılmaz oldu- ğunu vurguladılar. Genişiemeden sorumlu AB Ko- miseri Gönter VferheugeB'in kabi- nesinde başkan yardımcıhğj göre- vini yürüten Peter Terapel'e göre •'resmi görûşmelerii] ae zaroas başlmacağını söylemek için heaûz çok erken**. Başlatılan ilk adımın Türk yasalan hakkında biigi sahi- bi ohnak ve tanımak olduğunu be- lirten Tempel. nisan aymda alt ko- mitelerin oluşnırutecağını, çevre, tanm ve tç piyasalar gibi anahtar konularda çalışmalaryapılacağını kaydetti. Komisyon tarafından Türkiye hakkında hazırlanacak dosya, yıl soauna doğru Avrupa Konseyi'ne sunulacak ve Kon- sey'de tartışılacak. Peter Tempel, "Türkiyc'nio ekonomik koşufian, doğu ve batı arasındafd gettr dagı- lınııveözeilikkdenöftKügözönû- ne alındiğHKta. diğer aday ûiketere vapdao yardun miktannın Tûrid- ye için pek bir anlam ifede etmeye- ceğini bilmetiviz" dedi. Adınm açıkîanmasım istBmeyeo üstdüzey bir yetkıli. şunlan söyle- & -Türki>«nüfusu,kişibaşH»ada- ülketeri korkutm-or. Aacak artık TSrld}e'ııin dışlanmaması gerek- tiğini de çok h i aniadılar. Bu yüz- den Türkiye'nin bekkdtği adayiık simali verildi, Ancakflkgenişteroe dalgasına bik rahatstdık duyıılur- ken Türkiyc'nin mdigint 1 o kadar SKak bakacaklannı sövfcjemem." Türkiye'de çok geciken yapısal düzenîemelerin gerçekleşmesi için adayiık sürecinin olumlu bir adım olduğunu sözlerine ekleycn yetki- tı, "fid taraftn da kmiu yok. üste- lik ka«na\ar.Bunaohaataolarak değerfendirebuiriz" dıye kofluştu. yapılann, sosyal gereksinmelerde toplumsal beklentilere öncelık ver- mesi gerektigini vurguladı. Ecevit, iletişim, teknololoji ve da- ha fazJa demokratikleşme sonucun- da, insanlann topluma yön verme ko- nusunda kendisini daha fazla sorum- lu hissettiğini bildirdi. Küreselleşme ve piyasa ekonomisinin yayılmasıy- la, insanlann toplum içinde veya özel hayatlannda kontrollerini kaybettiği hissine kapıldıklannı ifade eden Ece- vit, bunun psikolojik sorunlara ve şid- dete yol açtığını kaydetti. Ecevit, ül- keler arasındaki refah düzeyindeki farklılıklann giderilmesi gerektigini söyledi. Otoriter komünist rejimlerin, kü- reselleşmede piyasa ekonomisine tes- lim olduğunu ifade eden Ecevit, bu ülkelerin yeni bulduklan özgürlük- lerden tatmin olabildiklerini, fakat pi- yasa ekonomisinin bu ülkelerde da- ha da yaygınlaşması ile refah düzeyi- nin artabileceğini bildirdi. Küreselleşmenin çeşitli ülkeler- deki insanlan, ortak kader ve işbir- liğine ittiğini kaydeden Ecevit, bu- nun insanlar için yararlı olduğunu ifade etti. Almanya'nın Saksonya Eyaleri Başbakanı Kurt Biedenkopf da yap- tıfı konuşmada, küreselleşmeden dünya nüfusunun çok az bir kısmının etkilendiğini anımsattı. Küreselleşmenin her alanda olma- dığını, ancak maii alanda yaygınlaş- tığını ifade eden Biendenkopf, küre- selleşmenin yayıldıgı bir ortamda, gelişmiş sanayi ülkelerinin kontrolü kaybetmemek istediklerini bildirdi. 'Darvvinizm ilkeleri geçerti Renault Yönetim Kurulu Başkanı Luis Schweilzer ise ekonomide iş çev- relennın rekabetçi bir ortamda, aza- mı kâr elde etmeye çalıştığını belir- terek. piyasada 'Darwinizm'ilkeleri- nin geçerli olduğunu bildirdi. Soros Fonu Başkanı George Soros da uluslararası piyasada rekabetçi bir ortamda işadamlannın ayakta kalma mücadelesi verdiğini jfade ederken, toplumların, hükümetlerin ortak çı- kariar konusunda düzenlemeler yap- malan gerektigini vurguladı. 'Baü terimi iddialı' Panele çok az sayıda kişinin katıl- ması dikkat çekti. Başbakan Ecevit, dün "Baö Hâlâ Var mı" adlı bir baş- ka panele daha katıldı. Ecevit, 21. yüzyıla girerken Av- rupa ve Atlantik bölgelerini kapsa- yan 'Baö' teriminin, geçmişe oran- la daha iddialı bir terim haline gel- di ğini söyledi. AB ülkelerinin piyasalannı birleş- tirdiklerini anımsatan Ecevit, Avrupa ve Asya'nın entegrasyonu, birleşme- si ile Avrupa'nın fiziksel sınırlann- dan bahsedilemeyeceğini kaydetti. Ecevit, her ne kadar Avrupa'da Türk kimliği konusunda ters düşün- celer olmasına karşın, coğrafi, tarihi ve kültürel gerçeklik açısından Türk- lüğün Avrupa'ya ait olduğunu ifade etti. Ecevit'in temaslan Ecevit, dün ıkıli temaslan çerçeve- sinde ilk olarak Isviçre Konfederas- yonu Başkanı AdotfOgi ife görüştü. Görüşmede, Çeçenıstan konusu, Türkiye'nin AB üyeliği, Irak, Suriye ve tsraü'le ilişkilerin ele alındığı bil- dirildi. Daha sonra Kazakistan Baş- bakanı Kasım CömertTokayev ile gö- rüşen Ecevit, Davos'taki temaslan çerçevesinde Citıbank Grup Başkan Yardımcısı Wifliam Rhodes'i kabul etti. Ecevit, lngiltere Başbakanı Tony Blair ile de öğle yemeği yedi. Ecevit, Blair ile yaptığı görüşme- de Çeçenistan'daki durumdan Türki- ye'nin duyduğu rahatsızlığı dile ge- tirdi ve soruna askeri yöntemlerle çö- züm aranmasmın doğru olmadığını düşündüğünü belirtti. Başbakan Ece- vit aynca Blair'e Cumhurbaşkanı Sü- leynajı Demird'in Kafkas paktı öne- risini de iletti. Gösterüer etkili oldu Bilındiği üzere Dünya Ticaret Ör- gütü'nün Seattle'daki bakanlar top- lantısı sırasında sivil toplum kuruluş- lan tarafından başlatılan küreselleş- me karşıtı gösteriler, BM Kalkınma Ticaret ve Gelişme Konferansı (UNCTAD) Başkanı RubensRıcupe- ro'nun küreselleşme için bir 'dünya parlamentosu" oluşturma önerisi ile devam etmişti. Bangkok'ta 12-19 Şu- bat'ta toplanacak UNCTAD'm 10. Bakanlar Toplantısı'nda bu konuda somut adımlar atılması beklenirken Davos'ta konuşan ekonomistler de küreselleşmeye daha şüpheci yakla- şılması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Seattle'da Dünya Ticaret örgü- tü'nün toplantısına damgasmı vuran si\ il topium örgütleri, çabalannı Da- vos'ta da sürdürüyor. ABD Başkanı Bfll CHnton'ın bu- gün Davos'a gelmesi beklenirken Is- viçre, sivil toplum kuruluşlannın hiç- bir gösterisine izin yerilmeyecegini açıkladı. Ancak DTÖ karşırı grubun bugün saat 15.00'te bir gösteri yapa- cağı öğrenildi. Bugün gösteri yapma- lanna izin verilmeyen grubun Gra- ubünden Yüksek Mahkemesi'ne yap- tıklan karann iptaline ilişkin başvu- ru da reddedildi. Ancak grup, bugün yasadışı da olsa gösteriyi gerçekleş- tırmeye karariı olduklannı açıkladı. ismail Cem Türkiye Kafkasya'da önemli rol oynar5 nAVOS(Cumhuriyet)-Dışışlen Baka- nı İsmail Cem, Türkiye'nin, bağımsızh- ğını yeni kazanan Orta Asya, Kafkasya ve Balkan ülkelerinin ekonomilerinin ge- lişmesinde önemîi rol oynayabileceğini söyledi. İsmail Cem, Dünya Ekonomik Foru- mu toplantılan çerçevesinde Davos'ta düzenlenen,"Kafkasya veOrta Asya'nın Genel Göriinüşü: İpek Ybiu mu. Büyük Oyun mu?" konulu panele katıldı. Bakan Cem, panelde yaptığı konuş- mada, Türkiye'nin, jeopolitik konumu itibanyla Doğu ve Batı'nın uygarlıklan. kültürleri, fikirlen, inançlan veekonomi- leri açısından bir köprü olduğunu. bölge ülkeleriyle tarihsel, kültürel. din ve dil bağlan bulunduğunu anımsattı. Cem, bu yakınlıklar sayesinde dina- mik bir ekonomi ve demokrasiye sahip olan Türkiye'nin. yeni bağımsız ülkeler için bir model oluşturduğunu ve bölgede istikrann sağlanmasında önemliroloy- nayabileceğini belirtti. Teknolojide yaşanan gelışmelere pa- ralel, Avrupa ve Asya'nın birbirine daha çok bağlandığını ve 'AvTasya' tanımının ortaya çıktığını ifade eden Cem, "Türki- ye, stratejik açıdan Avrasya'nuı merke- zindedir" dedi. Dışişleri Bakanı Cem. bir soru üzeri- ne, Türkiye'nin, Çeçenistan'daki aynlık- çı hareketi desteklemediğini, bununla birlikte savaşta sivıllenn öldürülmesine diğer ülkeler gibi karşı olduğunu söyle- di. Cem, ABD Dışişleri Bakanı Madele- üıe Albright ile bir araya geldı. Türk he- yetinin kaldığı SeehofOteli'nde dün ger- çekleşen görüşme Türkiye saati ile 19.45'te başladı. Görüşmede iki ülkenın dışişleri bürokratlarının da hazır bulun- duğu öğrenildi. Panelin diğer katılımcılanndan Azer- baycan Deviet Başkanı HaydarAlrvw ise ülkesiyle Ermenistan arasındaki Kara- bağ sorununun banşçı yollardan çözümü konusunda umutlu olduğunu söyledi. Azerbaycan topraklannın yüzde 20'si- nin Ermeni işgali altında olduğunu, bun- dan dolayı milyonlarca ınsanm göç et- mek zorunda kaldığını anlatan Aliyev, Davos'ta yapılacak görüşmelerde ilerle- menin sağlanması konusunda umudunu dile getirdi. Aynı umudu yineleyen Ermenıstan Deviet Başkanı Robert Koçaryan da, Azerbaycan topraklannın, Ermenistan'ın işgali altında olmadığını, sorunun, Kara- bağ Ermenileriyle Azerbaycan arasmda bulunduğunu iddıa etti. Kırgızistan Cumhurbaşkanı .Askar Akayev de, İpek Yolu kavramınm yeniden doğmasından mutlu olduğunu söyledi. Iran Dışişleri Bakanı KemaJ Harrad ise Iran'ın İpek Yolu bölgesinden ayn tu- tulamayacağını, bölgenin askerileşme ve siyasallaştırmadan kurtanlması ve bölge ülkeleri arasında etkm bir ekonomik iş- birliğinin sağlanmasını istedı. Harrazi, bölgeye, bölge dışı güçlenn nüfuz etmesine izin verilmemesi gerek- tigini de bildirdi. The Economist Thevvorkrsvievvof mulUidüonals 'Çokuluslu şirketler şeytangibi'Ekonomi Servisi- Dün- ya sanayiüre- timinin yüzde 54'ünü ger- çekleştiren dev şirketle- rin hâkimiye- tine dikkat çeken hafta- Iık The Eco- nomist dergisi. dünyanın, çokuluslu şir- ketleri nasıl gördüğünü değerlendirdi. Dergi, kapak konusu yaptığı makale- de birçok insanın çokuluslu şirketleri u- lus-devletlerden daha güçlü bulduğunu belirterek, çokuluslulann "şeytan" ola- rak görüldüğünü kaydetti. Makalede kimilerince, çokuluslu şirketlerin patronlannın "siyahlar giy- miş beyaz adamlar" olarak nitelendi- rildiği belirtilerek Dünya Ekonomik Forumu toplantılannın küresel ekono- mide gizli bir anlaşma yapmak için gerçekleştirildiği kanısının yaygın ol- duğu ifade edildi. Yazıda çokuluslu şirketlerin zarardan çok fayda sağladığı iddia edilirken, bu tür şirketlerin ulusal şirketlerle karşılaştınl- dığında çahşanlara daha fazla ücret öde- diği ve yeni iş alanlan yarattığı ileri sü- rüldü. The Economist dergisinın kapak konusu yaptığı makalede, Türkiye örnek verilerek. "Türkrye'deyabancışirkeuer- de çalışarüann. ortalamanın vüzde 124 üzerinde ücret aldığı" ifade edildi. Bu arada. zengin ülkeler de dahıl ol- mak üzere kimi ulus-devletlerin. çoku- luslu şirketlerin etkinlıklerini 'tehdit edi- d' olarak nitelendirdıklerı vurgulandı. lrlanda'nın ülkedeki işgücünün yansı- nın yabancı şirketlerde çalışmasından ki- mi zaman rahatsızlık duyduğu belınilir- ken, Avustralya'nın da dünyanın en bü- yük 10 çokuluslu şirketinin her bırinın gelirinin, hükümetin \ergi gelirlerinden daha fazla olmasına 'sinirtendiği' kayde- dıldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle