27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 9 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bayındırhk Bakanlığı'nın Yalova'da 13 ayn bölgede başlattığı prefabrike konut yapımı tamamlandı Devletin kira yardımı gecîldyor Deprem paneli 'Sessizfaylar bmkorkutur 9 IstanbuJHaberServisi-JeofizikMühendisleriOdası îs- tanbul Şubesi Başkanı Doç. Dr. OğuzGündoğdu, Marma- ra DenizfndeJa fav hattmın tek parça halmde lanlacağım düşünmedığini söyîedi. Dogu Anadolu'daki fay zonunda 500 yıldır bir hareketlenme olmadığmı belirten Gündoğ- du, "Biz sessiz yerden korkanz" dedi Haci Bektas Veli Kûlrür ve Tamtraa Demeği'nce Kadı- köy Banş Manço Eğitim ve Kühür Merkezi'nde düzenfe- nen 'Deprem' konulu panelde konuşan Gündoğdu. Mar- mara Denizi'nde îstanfaul'a 40 kiJometreuzakbkta bir dep- remolmaolasmğtmammsatarak,MarmaraDenizi'nmor- tasından geçen faym tek parça halinde kjnlacagıni düşün- mediğıni söyledi. Dogu Anadolu'daki fay zonunda 500 yıidır bir deprem akttvitesi olmadığını kaydeden Gündoğ- du. "Burada da bir şey olabilir. Bunu da göz ardı etmeroe- miz gerekiyor'' dıye konuştu. Varto ve Erzincan deprem- lerinin Doğu Anadoiu fayı ile bir ılgisinin bulunmadığını belirten Gûndoğdu, geçmişte meydana gelen depremlcre bakarak KocaelTde deprem otabileceği konusunda yetki- liîeri önceden uyardıklannı da anımsattı. Kadıköy Beledıye Başkanı Selami Oztûrk de. deprem- lerin, 'okullann ve hastanelerin yıkjlmaz' olrtiası gerekfi- ğini gösterdigıni söyledi. Öztürk, •'Onlanyıkılınazhaiege- tirmetniz. Topiumu vekamu kurumlannı bu konudau> ar- maya devam edcüm'" dedi. Kadıköy Kaymakamı Hüseyin Eker de, iiçede kurtar- ma ekiplen oluşturulduğunu, yardım toplama merkezleri kurdukiannı, hastaneleri depreme hazır hale getırdiklen- nı behrtti. MimarlarOdası temsücisi Yüksek Mimar Ser- pil Doğan Kaftanoğlu ise depremde yapılann, imar plant hatalan ve parsellere yanlış oturtulması, uygulamadaki hatalar nedeniyle yıkıldığını söyledi. VeliGöçerüçüncü kez hâkim karşısma çıktı SABtTHORASAN KONYA - Mannara Bölgesi'nde 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremde, müteahhidi oldugu bınalann yı- kılması sonucu çok sayıda kişinin öiümüne yol açtığı ge- rekçesiyle hakkında dava açilan Vefi Göçer, Konya'da dün üçüncü kez hâkim önüne çıktı. Göçer, duruşmadan sonra salondan çıkarken bir grup depremzedenın saldınsına uğ- radı. Çınarcık \e Kocadere'de yaptırdiğı sıteierirı çökmesi sonucu 166 kişinin ölümünden sorumlu tutuian Veli Gö- çer ve Zafer Coşkun'un Konya 6. Asiiye Ceza Mahkerne- si'ndekıduruşmasındadepremzedelervemüdahiîavukat- iarı. mahkeme heyerine bazı yeni deliller sundular. Sanık avukatlan savunmalannda, 7.4 olarakaçıklanandepremın aslında 10.4büyüldüğürufe olduğunu savunarak,birçokbt- nanm yıkılmasma karşın Veli Göçer dışında hiçbir müte- ahhit ve mühendism tutuklanmadığın! söylediler. Göçer de "Mevzuata uygun olarak yapüan binalan pazarfıvo- rum. Ancak depremin büyükiüğünü rürn dünya kabul et- mijtir. On binkrce binanın jikılchgt depremde sadece bir pazarlamaorganizaswncusuiHintutnfclannwsvicdanenve bukoken kabul edflemez, Taşınmaz maBanma tedbir ko- nuldu. 145 gûndürrutuklubuIunuytHTirn. Daha fazlamağ- dur olmanıam için tahüyemi ıstiyorum. Ben kanunsuz iş yapmadım, sadece gfinah keçisi secüdinT dedi. Mabkeroe başkaru, yeni delillerın incelenmesi, mahke- meyeçagnlan bazı kişilerin katıimalannm sağlanması, bi- lırkişi heyetı oluşrurularak inşaatmalzemelerinin incelen- mesi için sanık avukatlannın tahliye isteklerini reddefti. Dunışmaya katılan bir grup depremzede aile, duruşma sa- lonundan çıkan Veli Göçer'e saidırdı. Yiırt Haberieri Servisi - Yalova'da 17 Ağustos depreminin ardından Bayındırhk ve Iskân Bakanlığı'nın 13 ayn bölgede başlattığı prefabri- ke konut yapımı tamamlandı. Koca- eli'nin Karamürsel. Derince ve Kör- fez ilçelennin belediyeleri, olası bir depreme karşı ahnaya çalıştıklan önlemler kapsarrunda, acil kurtar- ma ekipleri oluşturdu. Izmit'te ço- cuklar, öğretim yılının ilk yansını tamamlayarak kamelerini aldı. Yalova'da, depremzedelerin ko- nut ihtiyacınm karşılanması ama- cıyla Bayındırhk ve tskân Bakanlı- ğı ile özel kuruiuşlar tarafından yap- tmlan prefabrike konut inşaatlan- nın tamamlandığı bildirildi. Bayın- dırhk ve tskân Bakanhğı, yapımına başladığı 5 bin 216 konutu tamam- ladı. Bu konutlardan 4 bin 426'sı depremzedelere dağıtıldı, 790'mın ise halen boş olduğu bildirildi. Ya- lova'da özel kişi ve kuruluşlar ise toplam 448 adet prefabrike konut yaptrrdı. Özel sektör tarafından yap- tırılan konutlardan ilk etapta 234'ünün dağıtılacağı bildirildi. Bayındırhk ve tskân Bakanhğı ta- rafından yaptınlan konutlann dağı- tımında kriter olarak, depremzede- lerin depremden zarar görme dere- celeri esas alınıyor. Özel kuruluşla- nn ise konut dağıtımında, önceliği kendi çalışanlan arasında yer alan deprenizedelere vereceği ifade edı- lıyor. Hava sıcaklıklannın düşmesi ve kar yağışı ile prefabnke konuüa- ra taşınmayı teşvik için alınan ön- lemlenn, bu konutlara olan talebi ar- tırdığı gözleniyor Öte yandan, Ya- lova'da çadırkentlerde kalan ve kira yardımı alan depremzedelere, ocak ayma ilişkin kira yardımının henüz ödenmediğı bildirildi. Depremzede- Deprem bölgesinde çadıriarda yaşanan güç koşullar, çocuklann neşesini engellemiyor. (Fotoğraf: AA) ler, kira yardımlannın ödenmesinde sıkıntı yaşadıklannı ıfade ederek "Ödemek istemiyorlarsa ödemesin- ler. Bu soğukta banka örüerinde sa- atkrce, günlerce bekliyonız" dıye konuştular. Depremzedeler, aylık 100 milyon lirahk kira yardımının yanı sıra 600 milyon lira olan ona- nm yardımını da alamadıklannı söylediler. Yalova'da, evleri az ha- sarh olanlardan yaklaşık 550 kişiye, 600'er milyon lira onanm yardımı hakkı tanındığı, ancak bu paranın da henüz ödenmediği ilerı sürüldü. Kocaeli'nin Karamürsel Beledi- yesı'nden yapılan açıklamada, acıl kurtarma ekibinin. deprem ve afet- lerde müdahale edebilecek hale ge- tırihnesı için, eğitim çahşmalanna başlandığı bildirildi. Açıklamada, 17 Ağustos'taki depremin ardından kurtarma ve enkaz kaldırma çahş- malanna geç başlanması ve yeterli araç gereç desteği bulunmamasının, bölgedeki ölü sayısının arrmasına neden olduğu ifade edilerek şu gö- rüşlereyer verildi: "Kurtarma çahşmalanna kaülan srvil kişilerin yeterli bilgiye sahip ol- mamalan nedeniyle birçok \atanda- şımız enkaz aJündan kurtanlamadı >« hayaOnı kay berti. Bu nederdc. böy- le bir ekip ohışrurma zorunluluğu duyuidu. 20 kişilik uzman ekip. her rürlü araç gereç ve donanımına sa- hip olacak." Derince'de de doğal afetler sonra- sı acıl müdahaleyi sağlayacak kur- tarma ekıbi oluşturuldu. Derince Kurtarma Ekibi'nin (DEKUR) öne- mınin, 17 Ağustos'ta yaşanan dep- rem felaketinın ardından bir kat da- ha arttığını bildiren Belediye Baş- kanvekili Nihat Deniz, kurtarma ekıplennin özellikle belediyeler için gerekli olduğunu ifade ederek, bu amaçla oluşturduklan ekipte 25 ki- şinin bulunduğunu söyledi. Körfez ılçesinde de 17 Ağus- tos'taki depremin ardından kurulan "Körfez'i Sevenler Kurtarma ve Yarduniaşma'' ekiplerine de ilçe Si- vil Savunma Müdürlüğü tarafından eğitim verilmeye başlandı. Sivil Sa- vunma Müdürü Kazun Eser. eğiti- me tabi tutulacak olan ekibe, yurt- dışmdan 4 jeneratör, işçı tulumlan ve tıbbi malzeme yardımı geldiğini bildirdı. Kocaeh'ndekı çocuklar, eğitim ve öğretim yılının ilk yansını tamam- layarak kamelerini aldı. tzmit'teki Mehmetçik Çadırkentı 'nde kurulan prefabrike ilköğretim okulunda okuyan 330 öğrenciden 45'ı, yanyı- lı takdirname alarak tamamladı. Fatoş Giiney, eşi Yılmaz Gıiney'e hakaret ettikleri gerekçesiyle 3 yazar hakkında dava açıyor Hakaret ve iftirâ davasıtstanbul Haber Servisi - Yılmaz Güney'ın eşı Fatoş Güney, yazıla- nnda Yılmaz Güney'e "hakaret ve iftira" ettikleri gerekçesiyle Hürri- yet gazetesi yazarlan Fatih Altayt ve Serdar Turgut ile Star gazetesi yazan Engin Ardıç hakkında 5'er milyar lirahk manev i tazminat ve ce- za davası acacağını belirtti. Altaylı, Güney ile ilgili olarak, "Benimiçin Yılmaz Güney Türkrye'nln Avru- pa'daki imajını yerle bir eden, bunu da kendi menfaatleri için yapan bir katüdir" di) e y azarken, Ardıç,"Apo ne kadar devrünciyse Yılmaz da o lutdar devTİmcidir'" demişti. Turgut ise Güney"ı "hımpen" olarak nıtele- mişti. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Fatoş Güney, dün Va- kıf merkezi'nde düzenlediği basın toplantısmda söz konusu yazarlann ıddialanna yanıt verdı. Çağdaş Sine- ma Oyunculan Derneği (ÇASOD) Başkanı Rutkay Aziz ve Yazar İnci Aral'ın da katıldığı toplantıda konu- şan Fatoş Güney. "Yılmaz Güney'in tarihinde belirri bir dönemi ve özel hayaOnın belirli aynnölan öne çıka- nlarak yapüan Mümpen, katil' gibi nitEtemeJerin,yazüannın. filmierinin Fatoş Güney'in düzenlediği basın toplanrısına ÇASOD Başkaru Rutkaj Aziz ve yazar İnci Arai da kabldı. hatta fotoğraflannın bile uzun yillar yasaklı kalmasından dolayı Güney'i tanımayan genç kuşaklara 12 Eyiül generallerinin manüğı ve dili doğnıl- tusunda bir imaj empoze etmeyi amaçladığı ortadadır" dedi. Yılmaz Güney'ın, eserlerinde daima insan sevgisinı yansıttığını, Türkıye top- raklannda yaşanan gerçekleri vur- gulayarak, yoksul ve ezilen kesimle- nn yanında tavır aldığını vurgulayan Fatoş Güney, "SetişçfliğL,senaryoya- zarlıgı.oyuıîculuk w yönetmeniikya- parak geçirdiği 25 yıflık sinema emekçiliği, yapışünlJmak istenen 'lümpen' suçtarnasına en büyOkya- FARKLI BİR YAKLAŞIM Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Bayanlar Komisyonu Deprem bölgesinde yaşayan çocuklarımızın spor yoluyla rehabilitasyonu amacına yönelik olarak beş bölgede Ücretsiz Spor Okulları (ÜSO) Projesini başlatmaktadır. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Fikret Ünlü'nün katılımları ile30 Ocak2000 Pazar günü Saat 11.00de , ^ ^ Kocaeli Atatürk Spor Salonunda ÜSO'nun açılışı % >T yapılacaktır. usoHerşeye rağmen sağlıklı yaşamak zorundalar ve gördük ki onların şimdi eskisinden daha da çok desteğe ihtiyaçları var. Açılış törenine katılmanız bizlere onur, çocuklarımıza cesaret verecektir. Bu projenin hayata geçmesinde maddi desteği esirgemeyen İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık Düzenleme Kurulu'na şükranlarımızı sunarız. ' İletlşim Adreai Olimpiyatevi 34740 Ataköy-lstanbul Tel: (0212) 560 07 07 Faks: (0212) 560 00 55 TMOK Bayanlar Komisyonu bu ilanı ücretsiz yaymlayan Cumhuriyet gazetesıne teşekkür eder Köy Eırstitiileı*iııiıı kapatdışının 46. yılı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - "Kemalist Ulusal- Haİkçı-Laik"' eğitimin simgelen Köy Enstıtülennın kapatılma- suıı ızleyen "Türk-tsJam Sentezd" eğitim polıtikalan sonucunda Türkiye'nin etnik ve dinsel terör ortamına sürüklendiği be- lirtildi. ADD tzmir Merkez Şube Gençlik Ko- misyonu'nca Köy Enstitülerinin kapatılı- şrnın 46. yılı nedeniyle yapılan açıklama- da, bu aydmlanma kurumlannın, özgür düşünebilen ve sorgulayan, demokratik anlayışa dayalı, ulusal kültür değerlerini özümseyen bireyler yetiştirdiği anımsatıl- dı. Açıklamada. Türk ulusunu çağdaş uy- garlık düzevine ulaştıracak "Kemafist Eği- tim " modelinin oluşturulması ıstemınde bulunularak şu görüşlere yer \enldı "1937'ye dek i/lenen eğitim program- lan her ne kadar Millet Mektepîeri Halk Odalan >e Halkevleri aracılığıy la bir eği- tim seferberfiği başlatmışsa da Türk de\- rim Ukeierini köylüye benimseten. kapah köy ekonomisinin parçafanması \v köy de- ki halkın aydınlanması hedefkrine ulaşa- mamıştır. Bu amaçla Köy Öğretmen Okullan ve Eğitmen Kurslan açıldı. 17 Nisan 1940 tarih ve 3803 sayıh yasayla da dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âti Yücel ve MilB Eğitim Müdürü t. Hakkı Tonguç'un öncülüğünde Köy Enstitüleri kuruidu. Ancak, çok partili yaşama geçiş- le birlikte bu kurumiara bakış açısı değiş- ti. Çıkarlan zedelenen toprak ağalan. din tacirkri ve onlann uzandlan. egemenlik- lerini sürdürmelerini engelleyecek en önemli unsur olarak Köy Ensirülerini gö- rüyoriardı. Bu nedenle İ946'da önce eği- tim programının içeriği değisririldi. 28 O- cak 1954'te ise çıkanlan bir yasayla ku- rumlar kapatdarak öğretmen okullanna dönüştürüldü." Kışlah koiLserle aıulacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bombah bir saldın sonucu yaşamını yi- tiren eski Kültür Bakanı ve gazetemız ya- zan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah, Dev- let Opera ve Balesi'nde 5 Şubat'ta düzen- lenecek özel bır konserle anılacak. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür- lüğü ile gazetemizin ortaklaşa düzenledi- ği konserde seçkin eserler sunulacak. Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Ko- rosu'nu şef Naci Özgüç'ün yöneteceği konsere, soprano Ehira Fatihova. mez- zosoprano FerdaYetişer, tenor Ömer Yıl- maz, Ayhan Uştuk, bariton Eralp Kıyicı ve bas Tuncay Kurtoğlu solist olarak ka- tılacaklar. Konserde G. Verdi, Massenet, Donizetti, Seünan Ada ve Ahmet Adnan Saygun'un yapıtlan seslendirilecek. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Hüseyin Akbulut, çizgismi hiçbir zaman değıştırmeyen Kışlah'nın Atatürkçü ve Türkıye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkele- rinı özümsediğıni ve o ilkelere sonsuz ınancı olduğunu anımsattı. Kışlah'nın bu ılkelerin savaşımını konuşmalan, konfe- ranslan ve yazılanyla yaptığına işaret e- den Akbulut. "Kuşkusu/ bizler sanat ku- rumlaru devlet opera ve baleleri bu Ata- rürkçü düşüncenin sonuçlan ve öriinleri- ytz" dedi. Ahmet Taner Kışlah'nın çok başanlı bır kültür bakanhğı yaptığını be- lirten Akbulut, "Belki bizünicinen önem- lisi kültür bakanhğı birdkten sonra da kül- türel konular. sanatsal olaylaıia ilgiknen ve Devlet Opera ve Balesi'ni yazdanyla sürekli destekleyen ve bize güç veren bir sanat adamı. en iyi dinleyicimiz \« izleyi- cimizdi" dıye konuştu. mtnr" dedi. Yılmaz Güney'in sade- ce sanatçı olmadığını, aynı zaman- da bir entelektüel kimlığının de bu- lunduğunu belirten Fatoş Güney, -ulusaJdan evrensele ulaşan" bir sa- natçı olmasınuı bunun açık bir gös- tergesi olduğunu kaydetti. Geri kal- mış bir toplumun brreylerinin kendi içlerinde yanlışlıklan banndırabile- ceğini vurgulayan Fatoş Güney, Yıl- maz Güney'in de geçmişte hata yap- üğını, ama onun her zaman hatala- nndan ders çıkaran bir kişi olduğu- nu anlattı. Yılmaz Güney'in "\to- murtahk Olayı" nedeniyle yurtdışı- na çıkmadıgını ve düşüncelennden dolayı aldığı 100 yılhk ceza yüzün- den Türkiye'yi terketmek zorunda kaldığını anlatan Güney konuşması- nı şöyle sürdürdü: "SÖz konusu köşe yazarlan, Yıl- maz Güney'in daha 18 yaşmda yaz- dığı bir öyküden dolayı komünizm propagandası yapmak 'suçu'yla ce- zaevine anJdığını, 1981 yıhnda 12 Ey- lül Cuntası'nın en karanlık dönem- lerinde yazılanndan dolayı onkrca yıl ceza aldığı için yurtdışma çıkmak zorunda kaJdığını. bütün bu hapts- lerde. sürgünlerde geçen ydlara rağ- men sinemacı kimliğirti sürekli geDş- tirerek. bugün tüm dünyada tanınan ve kabul gören sanatçı olmaya ulaş- tığnu görmezden gefiyorlar. Yumur- tahk Olayi'nın nasü bir komplo, kış- kırtma ve talihsizttk olarak getistiği üzerine askn var olan bilgilerini sak- hyorlar. Kurulan tuzak ve inanılmaz tahrik ortamında gelişen kaza, onun kamuoy una mal olmuş sanatçıve po- litikkimliğinivegercekliğiniortadan kaJdırmayacaktır*' "Lümpen" ve "katil" gibi yapılan nitelemelerin sol geleneğe ve değer- lere karşı hep var olan infazcı anla- yışm uzantısı olduğunu ifade eden Fatoş Güney, Yılmaz Güney'in ce- vap verebilecek bir durumunun ol- madığına dıkkat çekti. ÇASOD Başkanı Rutkay Aziz de, Yılmaz Güney'in Türkiye'ye getir- diği katkılann tarnşılmaz olduğunu ve Güney'in 17 yıl sonra yeniden öl- dürülmeye çahşıldığun belirtti. ÇA- SOD olarak söz konusu köşe yazar- lannın değerlendirmelerini talihsiz- lik olarak nitelendirdiklerini kayde- den Aziz. "O köşe yazartannın gele- cekte esamesi okunmayacak. ama dünyanın her bir köşesinde, dünya insamyla tartışmasız Yılmaz Gü- ney'in sineması buluşacak" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Anlayın Artık Bu yazı; son birkaç yılda, aynı baştıklayazdığım üçüncü yazı oluyor. Ama ülkemizde "birileri", "ba- zı şeyleri" anlamama konusunda müthiş bir inat içindeler. Demokrasryi, "sınırsız" bir özgürlük ve "çoğunluk yönetimi" olarak yorumlayan bu çev- reler, yaşamın gerçeklerini bir türlü anlamıyorlar. Avrupa Birtiği'nin Türkiye'yi "aday" olarak kabul etmesini birliğe girme olarak yorumlayan iyi niyet- li kimi kalemler, AB üyesi ülkelerin yöneticilerinin büyük birçoğunluğunun, "Türkiye'nin AB'yealın- ması söz konusu değıldir" gibisinden ifadelerini görmezden gelmek istiyorlar. Onlann bu "iyiniyet- li" yorumlannı kabul etsek bile, acaba hangi Av- rupa ülkesi, "demokrasi adına" ülkesinin parça- lanmasını kabul edebilir?.. AB'ye aday olununca; "Artık kimse müdahale edemez" gibisinden bir anlayışla yola çıkarak, cumhuriyetimizin temel ilkelerine saldınlar başla- tılmak istendi, hatta bu türden saldınlar başladı. Oysaki biraz yukarda da değindiğim gibi, demok- rasi sınırsız biryönetim biçimi değildir. Belli kural- larta ve belirli sınırlar çerçevesinde işler. Bu sınır- lar, "başkalannın özgürlüğü" noktasında biter. De- mokrasi içinde "çoğunluk olmak"; başkalannın, yani karşılanndaki azınlığın özgürlüklerinetecavüz hak ve yetkisi vermez. Dünyanın en özgürlükçü ve deneyimli demok- ratik ülkelerine baktığımız zaman, ulusal sınırlan için bir tehdit ve tehlike gördüklerinde, ne derece sert olabileceklerini de görürüz. "Kendini farklı ve azınlık olarak gören her etnik grup, kendi ulus-f devletini kurabilir" gibisinden bir iddia ile ortaya çıkarsanız, kargalan bile güldürürsünüz. AmaTür- kiye'de böyle düşünmek ve bunlan dile getirmek, demokrat olmanın birinci koşulu olarak değerlen- dirilhyor!.. • • • Türk Hizbullahı'nın vahşet ve pervasızlığı, ger- çekten insanın tüylerini ürpertiyor. Bu "pervasız- lığı" yaratan gelişmeleri, geçenlerde ana hatlany- la dile getirmeye çalıştım. Gerçekten, bu konuda kimi devlet görevlilerinin ciddi hatalan var. ("Dev- let"\e, kimi "devlet görevlileri"n\r\ farklı şeyler ol- duğunun da altını çizmemiz gerekir.) Fakat bizim Islamcı basın, neredeyse Hizbullah'ı ve inanılmaz vahşetini ve özellikle "ideolojisini" bı- raktı; devleti suçlama ya da devlet sorumluluğu- nu ön plana çıkarma gayretine girişti. Fazilet Partisi Genel Başkanı Sayın Kutan; Hiz- bullahçılaıia partisi arasında olabilecek kimi yakın- lıklan unutturmaya çalışırken, "fırsat bu fırsattır" diyerek, 28 Şubat'a "vurmaktan" geri kalmadı. Öyle ya, artık AB adayı olmuştuk ve kimse tepki gösteremezdi... Sayın Kutan fena yanıldı ve hak ettiği yanıtı al- dı. Kutan gibi deneyimli birsiyasetçinin; tam, par- tisi hakkında kararverileceği günlerde böyte bir çı- kış yapmasını anlamak çok güç. Ama benim bu tutumu anlayamam bir yana, Türkiye'deki Islam- cı güçlerin ya da Islamiyeti ön plana çıkartmak is- teyen siyasetçilerin anlamadıklan bir şey var. Q da Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin, hiç- bir biçimde değiştirilemeyeceği... Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini, "Halk egemenliğine dayanan laik ve çağdaş bir cumhuriyet" olarak özetleyebiliriz. Bu felsefenin tanımladığı düzeni oluşturamadığımız çok açık. Ama çabalarımız bunu değiştirmeye değil, ger- çekten bu ilkeleri yaşama geçirmeye yönelik ol- malı. Zaten bu ilkelerden herhangi birini değiştir- diğimiz zaman, demokrasinin de dışına düşmüş oluruz ki milyonlarca kez yinelediğim üzere, °De- mokrasilerde, demokrasinin kurallanndan yarar- lanarak, demokrasiyi ortadan kaldırma özgürlüğü yoktur". Böyle bir özgürlüğün var olduğunu sa- nanlar, fena yanılıyoriar... • • • Y Istanbul'da 13 Kasım 1918 ile 6 Ekim 1923 ara- sında geçen, yaklaşık beş yıllık süre "Mütareke Is- tanbulu" olarak isimlendirilir. Bu dönemin; özellik- le ilk iki yıhnda, İstanbul basını ve aydın çevrele- rinde, "hatın sayılır" bazı gruplar "ABD mandası" istiyor, bazı gruplar da Ingiltere'nin insafına ve iyi niyetine sığınarak "onurtu bir banş" imzalanabi- leceğini sanryorlardı. Her iki grubun ortak umudu ve "yanılgısı", ABD ve Ingiltere'nin "uygardünya- yı" temsil ettikleri ve buna göre davranacaklan i- di... Geçenlerde; kendini "2. Cumhuriyetçi" olarak tanımlayan bir "muhterem", Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ve gelişmiş kapitalist ülkelerin, Türkiye'ye "yardım edeceklerini" dile getiriyordu. Eğer biz de liberal demokrasi olma niyetimizi gösterirsek, aynı ideolojiye sahip olan devletlerin yardımcı ola- caklannı sanıyordu... Tannm ne kafa... Aradan 80 yıl geçti. Damat Fe- rrt'ler, Ali Kemal'ler hortladılari Galiba tarih "tekerrür ediyor". Ama Allah'tan işin sonunu da biliyoruz. Ve bu millet, o zor gün* lerinde Sevr paçavrasını tarihin çöplüğüne atabil- diyse, bugün koşullanmız çok daha umut verici. Kimileri ruhumuzu karartsa da... „ . _ DAHA ETKİN-DAHA ÜRETKEN MESLEK ÇIKARLARINI KORUYAN MESLEKTE YETKİNLEŞMEYİSAVUNAN ÇAĞDAŞ YAPI DÜZENİNDEN YANA OLAN BİR ODA İÇİN... İNŞAAT MÜHENDİSLERİNE ÇAĞRI ^ 29-30 Ocak 2000 tanhlennde yapıtacak olan TM- MOB Inşaat Mühendislen Odası İstanbul Şubesi 37. Genel Kurulu ve seçimlerıne tüm meslektaştanmızı ça- ğınyoruz. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI CEMAL GÖKÇE GENEL KURUL ' ? - » > . . , Tanh: 29 Ocak 2000, Cumartesi Saat: 09.00-17.00 Yer : Yıldız Teknık Üniversıtesi Odıtoryumu Beşiktaş/İSTANBUL SEÇİMLER: Tarih : 30 Ocak 2000, Pazar Saat : 09.00-17.00 Yer : Karagözyan llkokulu Abide-i Hürriyet Cad. (Şişli Adlıyesi karşısı), Şışli/İSTANBUL -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle