Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Özürtii
çafcfürrfmssı
• ANKARA (AA)-
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'nca
Resmi Gazete'de
yayımlanan tebliğde,
işverenlerin, 50 ve daha
fazla sayıda işçi
çalıştırdıklan işyerlerinde
yüzde 3 oranında özüriüyü,
50 ve daha fazla sayıda
dairrıi işçi çalıştırdıklan
işyerlerinde de yüzde 3
oranında eski hükümlüyü
istihdam etmeleri gerektigi
hattrlatıldı. Eski
Hûkümlülerin Istıhdamı
Hakkında Tüzük
hükümlerine göre yurt
güvenliği ile ilgili maJ ve
hizmet üreten işyerleri ile
öğrenci yurtlan ve eğirim
kurumlannın eski hükümlü
çahştırmakla yükümlü
olmadıklanna işaret edilen
tebliğde, söz konusu
işyerlerinin Milli Savunma,
Içişleri, Milli Eğitim
bakanlıklarının görüşü
alınarak Iş ve İşçi Bulma
Kurumu'nca belirlendiği
belirtildi.
Göğüs
kansert riski
• CHICAGO(AA)-
Menopoz dönemi sonrası
progestorone horraonunun
sentetik cinsi progestin ile
östrojeni birlikte kullanan
kadınlann, hiç kullanmayan
kadınlara kıyasla yüzde 40
daha fazla göğüs kansenne
yakalanma riski taşıdıklan
saptandı. Amerikan Tıp
Birliği'nin yayın organında
yer alan araştmna
raporunda, hiç hormon
kullanmayan kadınlara
göre, sadece östrojen
hormonu kullanan
kadınlann ise yüzde 20
daha fazla göğüs kanseri
riski altında olduklan
belirtildi.
Abheimer
hastatağı
• WASHINGTON(AA)-
Kalabalık aılelerden
gelenlerin alzheimer
hastalığına yakalanma
olasılığının daha fazla
olduğu ortaya çıktı.
Washington
Üniversitesi'nden bir ekip
taranndan yapılan
araştırmada, 5 ya da daha
fazla kardeşi olan kişilehn
bu hastalığa yakalanma
risklerinin, kardeş sayısı az
olanlara oranla yüzde 39
daha fazla olduğu ortaya
çıktı. Ekibin başkanı
Victoria Moceri,
"Çocukluktaki ortam ve
bunun çocuğun gelişimi
üzerindeki etkisi, kalp ve
şeker gibi yetişkinlikte
ortaya çıkan pek çok
hastalıkla baglantıhdır"
dedi.
Çanakkale'ye
köprii haorhğı
• ANKARA (AA)-
Karayollan Genel
Müdürlüğü tarafindan,
Çanakkale Boğazı'na inşa
edilmesi öngörülen
köprünün, 3. Boğaziçi
köprüsü gibi YtD modeline
göre inşa edilmesi
konusunda, çeşitli yerli ve
yabancı fınna gruplan ile
yeniden görüşmelere
başiandı. Bayındırkk ve
tskân Bakanlığı yetkilileri,
başta Ispanya, Ingiltere ve
Japonya firrnalan olmak
üzere çeşitli fırma
gruplannın köprü yapımına
ilgi duyduğunu belirttiler.
Artçı
sünuyop
• Istanbul Haber Servia-
Aydın, Adana, Muş,
Kuşadası ile dün Bingöl'de
hafif şiddette depremler
meydana geldi. Dün ve
öncekı gün meydana gelen
deprem ve artçıların merkez
üssö, saat ve büyüklükleri
şöyle: Yalova: 02.35-3.0,
Kûcaeü-Gölcük: 08.05-3.3,
Aydın-Germencik: 10.59-
3.0, Adana-Osmaniye:
11.51-3.8, Yalova-Çınarcık:
14.20-2.5, Muş-Malazgirt:
20.13-3.9, Kuşadası: 22.30-
3.7 ile 22.45-3.1, Bingöl-
Karüova: 13.45-2.6, Bingöl-
Genç: 15.29-3.1 ve
Adapazan: 16.00-2.7.
Deprem panei
• İstanbul Haber Servisi-
Hacı Bektaş Veli Kültür ve
Tanıtma Derneği, bugün
saat 14.00'te Banş Manço
Kültür Merkezi'nde
'Deprem' konulu panel
düzenliyor. Panele,
Kadıköy Kaymakamı
Hüseyin Peker, Kadıköy
Belediye Başkanı Selami
Öztürk, Jeofizik
Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Başkanı
Oğuz Gündoğdu,
AKUT'un 2. Başkanı Dr.
Feridun Çelikmen
konuşmacı olarak katılacak.
miar
Umut Köyü, çocukların ihtiyaçlanndan doğdu
BİR TUĞLA DA
SİZ EKLEYÎNSAADETUSLU
Kendi böbreğiyle yaşayamayan
binlerce çocuğa yaşam sunmayj he-
defleyen UmutKöyü, adım adım iler-
liyor. Haftanuı üç günü diyalize gir-
dikleri için eğitimleri aksayan ço-
cuklara Umut Köyü'nde hem eği-
tim hizmeti verilecek hem de anne-
leri ve kendilerine meslek edindirile-
cek. Çocuk Böbrek Vakfı Başkam
Prof. Dr. Faik Tanman, köy için Ça-
talca'dakı araziyle ilgıli aksaklıklann
giderilmeye başladığmı, 29 Ekim'de
hiç değılse temel atmak istediklerini
söyledi.
Böbrek yetmezliği olan çocuklann
büyük bir kısmı ya okuluna gidemi-
yor ya da eğitimi aksıyor. Hemodi-
yalız tedavısindeki çocuklar hafta-
da 3 gün 4-5 saat diyalize giriyor-
lar ve üretkenlikten uzaklaşıyorlar.
Prof. Faik Tanman, ailelerin dar
olan bütçelerinin hasta çocuklara
gıttığını. bunun da çocuklar arasın-
da kıskançlığa neden olabildiğini
ifade etti.
Tanman, "Çocukta ve ailede pa-
kolojiksorunlar başbyor. 1 hafta sü-
ren bir hastahğın insanlan ne hale
getirdiğini düşünün, bu insanlar yıl-
larca bu sonınla yaşıyor. Bunlar de-
vamlı tüketen çocuklar. Biz nasıl
üretken hale getirebfleceğiınizi düşündûk" di-
ye konuştu.
Çocuk Böbrek Vakfrmn kuruluşunun ar-
dından böbrek hastası çocukJann hem eğitim
alabilecekleri hem de rehabili-
tasyonun sağlanacağı bir yerin
hayalini kurduğunu söyleyen
Tanman şöyle devam etti:
"Kunılus yazunız maliyeden 8 ay soo-
ra geldL Çataka'daki arazi belli olduktan
sonra ise İSKİ ile probiem yaşadık. Bir
yıkia 3 kez başvuru yapuk. Su havza-
sına uzak olmasına karşın projenin
tedavi niteliği kaldırüdı. \akıf ku-
rulmadan önce cumhurbaşkam
tam desrek venüğini söyiemişti.
Hatta 12 Haziran'da İstanbul'a
temel atmak için geleceği bildi- t
rfldL Ancak biz İSKİ'deki soru-
nu ve projeyi halledemediğiıniz
için olmadı. Şûndi proje için uğ-
raşıyoruz. 150 bin dolarİık bir
rakam karşunıza çıkü. Bazı yer-
lerden daha uygun teklifler bekliyonız. Proje-
yi parça parça tamamlayıp hiç değilse 29
Ekim'de temeli atmak istiyoruz."
Umut Köyü projesini ılk ortaya attıklannda
5 milyon dolar gibi bir maliyet ortaya çıkuğı-
nı ıfade eden Prof. Tanman, temel atıldıktan
sonra çeşitli kuruluşlara giderek yardun iste-
yeceklerini söyledi.
Tanman, "Biz kampanyaya başlarken önce
sıcak yüreklere, beyinlere, arkasından cepiere
uzanacağız dedik. Şimdi cepiere
vakti geldi" diye konuştu. Devletin yerine bu
çocuklar için bir şeyler yapmaya çalıştıklannı
da vurgulayan Faik Tanman sadece destek
bekliyor.
Tanman, 150 dönüm arazi üzerinde kurulan
Umut Köyü'nde kütüphaneden resim atöl-
yelerine kadar her şeyin olacağını, bu neden-
le her meslek grubundan gönüllülerin yardım-
lannı beklediklerini de ekledi.
îstanbul'da bulunan binin üzerindeki makinenin yalnızca 273'ü devlet hastanelerinde
EHyaliz özel sektöre emanet• Devlet, SSK ve
üniversite
hastanelerinde
yeterli diyaliz
makinesi olmadığı
için özel
merkezlerin sayısı
hızla artıyor.
Uzmanlar bu
merkezlerin
denetiminin yeterli
olmadığına dikkat
çekiyorlar.
tstanbul Haber Senisi -
Böbrek yetmezliği olan
hastaların yaşamlannı
devam ettirebümeleri için
gerekli olan diyaliz
makinelerinin yansı özel
sektörde bulunuyor. SSK,
devlet, üniversite ve
kurum hastanelerinde
sadece 273 tane diyaliz
makinesi bulunurken bir
hastanın aylık masrafi 500 miryon lirayı
geçiyor. Devlet, SSK ve üniversite
hastanelerinde yeterli diyaliz makinesi
olmadığı için özel merkezlerin sayısı
hızla artıyor. Uzmanlar bu merkezlerin
denetıminin yeterli olmadığına dikkat
B ö b r e k h a s t a l ı k l a r ı n ı n b e l i r t i l e r i
Erken tanı sağaltınıın yansı
Prof. Dr. Faik Tanman, çocuk
böbrek hastalannm oranının 15-20
yaşlar arasında arttığını söyledi.
Tanman, kesin rakam oJmaınakla
birlikte şu anda Türkiye'de 1
milyon 300 bin çocuk böbrek
hastasının olduğunu tahmin
ettiklerıni söyledi.
Böbreğin vücutta süzgeç görevini
üstlendiğini belirten Faik Tanman,
"Böbrek yararh maddeyi tutar,
zararhsını atar. Böbrek
çahşmayınca kalpte, beyinde,
karaciğerde sonuüar çıkar. Bu
Idrietihniş havada yaşamak
jjbidir~ diye konuştu.
Ulkemizde diyaliz merkezlerinin
çok fazla olduğunu da söyleyen
Tanman, denetimin çok iyi
yapılmasını istedi.
Böbrek yetmezliğinin erken
dönemde teşhis edilmesi
durumunda tedavisinin mümkün
olabileceğini de vurgulayan Prof.
Tanman, ailelerin dikkat etmesi
gereken noktalan şöyle sıraladı:
• Çocuğun davranışında sapma
olduğu zaman, yorgunluk,
uykusuzluk, okulda başansızlık,
arkadaşlan gibi koşamama, sık ya
da seyrek idrara çıkma, sık sık
ateşlenme, solukluk, büyüyememe,
iştahsızlık. çok su içme,
tansiyonun yükselmesi aile için
uyan niteliği taşımalı.
• Ailede böbrek hastası olanlar,
böbrek yolu bozukluklan
olanlar dikkat etmeli.
• Bebek anne karnmdayken
üJtrasonda amniyon sıvısı normal
değilse, böbrek görünmüyorsa iyi
bir tetkik yapılmalı.
• Doğumdan sonra çocuğun iyi
emmemesi, ateşlenmesi,
kasılmalar olması, ilk 24-48
saatler arasında idrar
yapmaması, erkekse çatallı ya da
damia damla yapması, koku
olması, rnvalette zorlanoıası
böbrek sorununun belirtisi
olabilir.
çekiyorlar. Böbrek yetmezliği olan
hastalar organ nakli yapılana kadar
diyaliz makinelerine girerek hayatlannı
sürdürüyorlar. Hastalann haftada en az
3 kez diyaliz makinesine girmeleri
gerekirken sosyal güvenlik şemsiyesi
altında olmayan hastalar için maliyeti
çok ağn. Istanbul'daki diyaliz
makinelerinin çoğu özel sektörde .
bulunuyor. 1.027 tane diyaliz
makinesinın sadece 273 tanesi devlet
hastanelerinde bulunurken 520 tanesi
özel merkezlerde yer
alıyor.
Makinelerin 123
tanesi özel
hastanelerde, 111
tanesi ise vakıf
hastânetçrinde -
bulunuyor..
Türk Böbrek Vakfı
Ahmet Ermiş
Hastanesi Başhekimi
Opr. Dr. Osman
Akahn da devletin
hemodiyaliz
hizmetinin azlığına
dikkat çekiyor.
Hastalannm yüzde
80'inin SSK, yüzde
6'sının Emekli
Sandığı ve yüzde
5'ininde Bağ-
Kur'dan sevkli
hastalar olduğunu
belirten Akalm
şunlan söylüyor:
"Biz burada devletin
henıodiyaliz alanında
verdiği hizmet açjğuu
kapabyonız. Çünkü devlet
hastanelerinde bulunan diyaliz
maJvineteri daha çok eğitim ve acfl vaka
amaçlı kuUanıhyor. Hizmet verdikkri
kronik böbrek yetmeztiği h»»tglarmın
adediçokdüşûk."
Alkol ve uyuşturucu tedavisi görenler, en büyük zorluğun insanlarca dışlanmak olduğunu söylediler
'Bağımlılığın hastalık olduğu anlatılmalı'
İstanbul Haber Servisi - Yıl-
larca alkol kullandıktan sonra
kurtulan bağımlılar, insanlann
bağımlılığı hastalık olarak ka-
bul etmesini istediler. Toplumun
birçok kesiminde hâlâ bağunlı-
bgnı ne demek olduğunun bilin-
mediğini söyleyen bağımlılar,
"Kimse bağnrüı olacağım diye
başlamaz. Bunun bir hastahk ol-
duğu insanlara anlaulsm" çağ-
nsında bulundular.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta-
lıklan Hastanesi bünyesinde ku-
rulan AMATEM tarafından dü-
zenlenen 17 'nci Bağnnlüık Da-
yanışma Toplantısı dün gerçek-
leştirildi.
AMATEM'de grup terapileri-
ni başlatan Prof. Dr. Dka\ Kasa-
tura, klinikte sadece bağımlının
tedavisini değil, çevresindeki in-
sanlann bakış açısının değişti-
rilmeye çalışıldığmı söyledi.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta-
lıklan Hastanesi Başhekimi
Doç. Dr. ArifVerimli ise bağım-
ü sayısmm ulkemizde arttığma
dikkat çekerek bunun için ulus-
lararası bir çözüm bulunmasını
istedi. Verimh' aynca, bağımhla-
nn ailelerine bir dernek kurma-
lannı önerdi.
Alkol kullanmayı lOyıl önce
bırakan Turgut Ceiayak, devam-
lı ayık kalmak için bazı kuralla-
nn konulması gerektiğini belir-
terek şu önerilerde bulundu:
"Ayıkhğunızın Uk yülannda
mümkün olduğu kadar alkoDü
ortamlardan uzak durmahyız.
Alkolbağunhhğuu bilmeyen çok
insan var. Size "Sen iradelisin,
bir bardaktan hiçbir şey olmaz'
diyenler var. Bu bizim içinen bü-
yük tuzak."
22 yıl eroin kullandıktan son-
ra 2.5 yıl önce eroin kullanma-
yı bırakan Mehmet Zeki İris de
temiz olmaya duyduğu inançla
bıraktığını söyledi. Insanlara
bunun bir hastalık olduğunun
anlatıknasmı isteyen İris, "Bu-
Fizik tedavi uzmanıDr.Ah
Şahabettinoğlu, elk tedavi
yöntemiyle ylzde 95 başan
sağlandığuu söykdi
Bel ve boyunfıtıklarına elle tedavi
Istaabal Haber Servia - Fizik tedavi ozmanı Dr.
AM Şababettinoğhı, bel ve boyun ağnlannda
kullanılan manıpulasyon (elle tedavi)
yöntemiyle yüzde 95 başan sağlandığmı
söyledi. Elle teda^ konusunda Türkiye'de ilk
ihtisas tezini hazırlayan Dr. Şahabettinoğlu,
yöntemın yüzyıllardır uygulandığıru söyledi.
Şahabettinoğlu, ülkemizde sadece birkaç
uzmanın bu konuda çalışmasına karştn ABD,
Japonya, Kanada, Çin, Rusya, tngiltere gibi
ülkelerde çok sajada kliniğin bulunduğunu
belirtti. Şahabettinoğlu, diğer hastalıkJan
"Omuriar arası darahna. bel kiütfcnmeleıi
sfaıüztt, bazı raigrenler ve iç organ tembeBflderi"
olarak sıraladı. Şahabettinoğlu, felçli olmayan
ve kas gücünü yitirmemiş bütün bel ve boyun
fttıklannda kullanılan tedavinin başan oranının
ise yüzde 95 olduğunu söyledi.
raya 11 yaşındaki oğlum da ge-
Mp konuşacakn. Ancak bu sabah
bana' Ben bunun hastalık oldu-
ğunu büiyorum, annem de bili-
yor. Ama okuldaki arkadaşlanm
bilmiyor. Bana eroinmanm oğ-
lu derlerse ne derim' deyince bo-
ğazun düğümkndi" diye ko-
nuştu.
32 yıl kullandıgı alkolü bir yıl
önce bırakan Mehmet Ali Ata-
man da "Şu anda 1 yaşında bi-
ri olarak konuşuyonım" dedi.
Öğretmen olan Ataman, tedavi
görmeye başladıktan sonra "al-
koük öğretmen" diye adı çıktı-
ğmı belirterek "Ama tedavi so-
nucu hayat yaşanıhr oMu. CMe-
ne kadar bu hastahğı taşıyaca-
ğn" diye konuştu.
Tedavi sonrasında çevresini
tamamen değiştirdiğini söyle-
yen Kerim Kıhç ise 2 yıldn- iç-
memesine karşm 9 yaşındaki
kızmuı hâlâ kendisinden kork-
tuğunu söyledi.
Babası 27 yıl alkol kullan-
dıktan sonra bırakan Esra Ka-
vııklu, "Babam 27 yıl kuOandı-
ğı alkolü ben 15 yaşmdayken bı-
raktı. Bu zamana kadar baba-
mı alkolik olarak tanımadım.
Bu hastalıkla burada tamşüm
ve alkol havarmuzdan hâlâ çık-
madı" diye konuştu.
Toplantı sonunda AMA-
TEM'in doğum günü pastası da
kesildi.
AMATEM'e başvurmak is-
teyenler, 0212 660 00 26 nu-
maralı telefonu arayabilirler.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Hizbullah, Terör
ve İnanç
Hizbullah olayında, bilim ve akıl değil de inanç
üzerine kurulu "düşünce!" sistemlerinin kaçınıl-
maz olarak varacaklan noktayı yaşıyoruz.
Gücünü "Tann"dan alan sosyal ve düşünce sis-
temlerinde "yanlış" yoktur. Toplumsal tarihiyle ve
bugünkü uygulamalanyla (Iran - Afganistan, Su-
dan) birlikte incelendiğinde, Kutsal Kitap ve ona
eşlik eden yonjmlann, ülkemizde vahşi örnekleri-
ni yaşadığımız Hizbullah, İBDA-C ve benzeri inanç
örgütlenmelerine ve eylemlerine "izin verdiğini"
görürsünüz.
Dini inançlar, normal seyreden sosyal düzenler-
de ortalama ve ılımlı yorumlaria yaşanır. Büyük
çoğunluğun tercihi, aslında, dini çağa uygun ko-
şullaria uyumlu yaşamaktan yanadır, yani ılımlıdır.
Yeni kuşaklann toplumsal degişime doğal olarak
açık olması da din konusunun toplumsal sorun
olarak ortaya çıkmasını engeller.
Ancak, kendilerine Tann'nın elçileri, dinin bek-
çileri vb. gibi özellikleratfederek, dini inançların ti-
caretini yapan ve bundan ekonomik kazanç, sos-
yal itibar ve iktidar gücü elde edenlerin kurdukla-
n referans sistemleri, ekonomik ve sosyal çökün-
tü dönemterinde çok etkili kurumlar olarak ortaya
çıkıyorlar.
özellikle ülkede iktidan ellerinde bulunduran si-
yasi parti ve liderlerin oy hesaplan nedeniyle bu
dini örgütlenmelere açtıklan kredilerde sosyal çö-
küntü zamanlannda büyük ölçüde artıyor ve din,
sosyal yönüyle büyüyerek pahalı bir sorun haline
geliyor.
•••
Içinde yaşadığımız siyasal, sosyal ve ekonomik
krizler, uç noktalardaki dini yorumlann yelkenleri-
ni şişiriyor. Eğeroluruna bırakırsanız, dinin ılımlı yo-
rumlan giderek zemin yitirecektir ve Hizbullah vb.
gibi odaklann iktidarlan genışleyecek, büyüyecek-
tir.
Bunun sonu, kaçınılmaz olarak, toplumda nor-
mal ile uçtaki dini yorumlann yer değiştirmesidir.
Yani dini çoğunluğun, Hizbullah vb. gibi, "Tannsal
buyruklan" sosyal hayata egemen kılmak isteyen
şeriatçı güruhun etkisi altına gimnesi ve bunlann
ülkeyi yönetmeye başlamasıdır.
Az gelişmişliğin, yanm demokrasinin, ülkenin
doğru düzgün ve çağdaş yönetilemezliğinin bu-
nalttığı bazı aydınlar da yükselen dini örgütlenme-
leri, ülke yönetiminde dikkate alınması gereken
bir sosyal olgu (dahası, demokratik birgörüş) ola-
rak kabul ederek din tüccarlanna yol açıcı olurlar.
•••
Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin ve devletin
"ustalaştoklan" konu, bir noktadan sonra "terörist"
kişi ve örgütlerie uğraşmaktfr. Bu örgütleri gelişti-
ren sosyal ortam ve yapıyla hiçbiri ilgili değildir.
Bu, hep böyle oldu. Dahası, şimdi HizbulJeh,
daha önce de eski dönemin ülkücüleri örnekleein- i
de gördüğümüz gibi, bunlar devletin koruması al-
tında büyütülüyoriar. Zamanı gelince de bu örgüt-
ler "büyük sosyal tehlike" oluyor ve "kafalan" ke-
siliyor!
Ama, bedenlerini besleyen toplumsal koşullar
değişmediği için, durmadan yeni başlar çıkıyor.
Binlerce, on binlerce genç-yetişkin, nasıl kısa
sürede bu örgütlerin militanı-taraftan oluyor? Ör-
gütler her yerde dal budak salıyor?
Bu sorunun yanıtını biliyoruz.
Birincisi, bu toplumun, -siyasal iktidarfann- ye-
ni nesillerine onuıiu, tatmin edici iş bulamaması,
gençlerinin insanca koşullar içinde yaşamasını
sağlayamamasıdır.
Ikincisi, ekonomik, sosyal, siyasal, ahlâki çö-
küntüdür.
Üçüncüsü, çağdaş eğrtim koşullannın yaratıl-
mamasıdır. 5 yıllık zorunlu eğrtimin 8 yıla çıkması-
nı engellemek isteyen güçler, aynı zamanda, top-
lumu eğitimsizliğin batağında tutmak ve Hizbul-
lahlan beslemek isteyen güçlerdir. Bunlar aynı za-
manda, "dinini öğrenecek" siyasal palavrasj altın-
da, çocuklan, hiçbir şey anlamadıklan Kuran kurs-
lanna göndertenlerdir.
Dördüncüsü, özellikle sağcı siyasal partilerin,
oy hesaplan içine her zaman dini duygulan gıdık-
lamayı katmalan ve dini, sosyal ve siyasal düze-
nin içine çekmeleridir.
Bu listeyi aşağı doğru uzatmak mümkün.
•••
Hizbullah vahşetini yaşıyoruz. Ama bunu yaşa-
mak zorunda değildik.
Akıl ve bilimle yönetilemeyen toplumlar, kaçınıl-
maz olarak, durmadan, Hizbullah gibi ve Hizbul-
lahlann daha ılımlısı örgütler tarafından yönetilme-
mek için savaşıp dururiar.
Ve toplumsal enerjilerini de heba eder dururiar.
Tıpkı Türkiye'de uzun bir süredir yaşadığımız
gibi.
Klasik müziğin hocası
Fuat Türkay
toprağa veriliyor
Haber Merkea - Ulke-
mizde klasik Batı nıüzığı-
nin gelişmesinde büyük
katkılan olan ve tstanbul
Devlet Konservatuvan'nı
kuran Fuat Türkay, 93 ya-
şında Yeniköy'deki evinde
yaşamını yitirdi. Türkay'ın
cenazesi bugün Teşvüaye
Camii'nde kıhnacak öğle
namazından sonra Zincir-
likuyu Mezarhğı'ndaki ai-
le kabristanında toprağa
verilecek.
Birçok piyanist yetişti-
ren Fuat Türkay, 193O'lı
yıllarda Cumhuriyetgaze-
tesinde mahabir olarak gö-
rev yapü. Küçük yaşlarda
piyano çahnaya başlayan
Türkay'ın kendisini yetiş-
tırenltalyan hocasının ıs-
ranyla Roma'ya giderek
dünyaca ünlü Santa Ceci-
lia Konservatuvan'nda Pi-
yano Bölümü'nü binnci-
likle bitirdi. 1939 yılında
Ankara Devlet Konserva-
tuvan'nda piyano hocası
olarakgöreve başlayan Fu-
at Türkay, 1952'den
1962'ye kadar on yıl bo-
yuncaAnkara Devlet Kon-
servatuvan'nın müdürlü-
ğünü yaptı. Türkay, o de-
virde müzisyen arkadaşla-
n olan Adnân Saygun, Ne-
cil Kâznn Akses, Ulvi Ce-
mal ve Ferhunde Erkin,
Mithat Fenroen, Cemal
Reşit Rev, ve Ferit Ahıar
ile birlikte, klasikBatı mü-
ziğinin gelişmesine büyük
katkılarda bulundu. Tür-
kay, 197l'de istanbul'a ge-
lerek Türkiye'nin ikmci
devlet konsenatuvan olan
tstanbul Devlet Konserva-
tuvan'nı kurdu.
Türkay. Italyan hükü-
metinin Legione d'onore
nişanına sahipti