Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Z 7 OCAK 2O0O PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Türtana
emekli
maaşı Hektronık posta: som@postacumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Bülent Ecevit, Davos'ta
kredi arayacakmış...
"Arayan bulur!"
Giresun NAIayet
Protokol Müdürü Cahft
Aydoğan'ın Namık
Kemal llköğretmen
Okulu'nda öğretmen
olan eşi Ayset
Aydoğan, başındaki
türbanı çıkartmamak
için iki yıldır evinde
oturup raporia idare
ediyor ve tam iki yıldır
okula gitmeden bir
yandan devletten
maaş alıyor öte
yandan ernekliliğini
bekliyordu. Son
aldığımız bir habere
göre Milli Eğitim
Bakanhğı konuyu
soruşturması için bir
müfettişi muhakkik
olarak görevlendirmiş.
Fakat, Giresun
Valiliği'nce müfettişe
öylesine engeller
çıkartılmış ki, sonunda
müfettiş görevden
affını istemiş. Milli
Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu, konuyu
ciddiye alıyorsa,
Giresun'da
ulaşılamayan
belgeleri, Ankara'daki
Sağlık Dairesi'nde
bulabilir! Aksi halde
Vilayetten
desteklenen "Giresun
Direnişi" başanyla
sonuçlanacak ve
Türkiye Cumpuriyeti
Devleti, Türban"a
emekli maaşı
bağlayacak!
ğer Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti'ne başkal-
dırıp Güneydoğu'da Marksist bir devlet
kurmaya kalkışıyorsa bu devlet Kürtler ara-
sındaki bir mücadele ile neden bir Islam dev-
leti olmasın? Bu bağlamda, Güneydoğu'da Hizbul-
lah'ın ortaya çıkışına "komünistler"e karşı "şeriat-
çılar"ın direnişi diye bakılabilir mi?
Başlangıçta "komünist" Kürtler'le çatıştığı bilinen
ve dahi devletin içindeki kimi çevrelerce en azından
görmezden gelinerek desteklendiği öne sürülen Hiz-
bullah'ın, ayrılıkçı terörörgütü PKK'nin çökertilme-
si üzerine Saidi Kürdi'nin öğretileri çevresinde top-
lanan "şeriatçı" Kürtler'le hesaplaşması olarak açık-
lanabilir mi?
Hizbullah, örnegin Zehra Vakfı'na neden savaş
açtı? Hizbullah'ın katliamlanndan nasibini alan Zeh-
ra Vakfı, Nurcular'ın Fethullahçı kanadını oluşturan
Zaman gazetesinde Ali Bulaç'ın yazdığı gibi "Gü-
neydoğu meselesine karşı ilgisiz ve duyarsız değil-
Hizbul-Zehra
se bile, asıl kimliği ile siyasi bir misyon teşkil etmi-
yor" mu?
Zehra Vakfı'nın gerçek misyonu nedir? Kürtçeya-
yımlanan Nubihar dergisi, siyasi önder kabul ettiği
Saidi Kürdi'den yola çıkarak "Kurtuluş Islamdadır"
temasını işlemiyor mu? PKK de bir dönem din mo-
tifini kullanmadı mı? PKK terörünün doruğa çıktığı
dönemde Istanbul'da düzenlenen "Kürt Sorunu Na-
sıl Çözülür" konferansında, Güneydoğu'nun ötesi-
ne çıkan ve Ortadoğu'yu kapsayan bir Kürt Islam
Federe Devleti'nin fikir jimnastiği yapılmadı mı?
Zehra Vakfı'nın kanatları altındaki konferansta
Kürtler'in "ulusal haklan" tartışılmadı mı?
"Bir Türk, bir Arap, bir Çerkez kendisi için hangi
haklan istiyorsa; sosyal, siyasal, kültürel, ulusal,
hangi haklan istiyorsa, bir Kürt de istemek zorun-
dadır" denmedi mi?
"Eğer birlikte bir arada yaşamanın imkânı yoksa
ve haJklar birbirlerinden boşanmak istiyorsa boşan-
mak da son derece insanı bir haktır" görüşü gün-
deme gelmedi mi?
Konferansta, "ceberrut", "jakoben", "Kemalist" dev-
let yerden yere vurulup, 1970'li yıllardan sonra Is-
lam'dan uzaklaşan Kürtler de eleştirilip Ortadoğu'da
referansları tarihten alınan yeni bir devlet modeli
öngörülmedi mi?
Yine tarihe gönderme yapılıp "ulus devlet" anla-
yışının artık devrini tamamladığı, etnik aynlıklann
"Islam kardeşliği" altında birleşebileceği söylenme-
di mi?
Hizbullah da bir Kürt Islam Devleti'nin peşinde de-
ğil miydi ve Zehra Vakfı gibi Islamcı Kürt çevreler-
deyapılan "fikirjimnastikleri"ni bileyoluna çıkan bir
engel olarak değerlendirmiyor muydu?
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Bu köşe Atatürk köşesi, bu köşe..
Türbanlı doktor Huriye Kızıl-
tan'a görev vermeyen klinikşe-
fini cezalandırmaya kalkışan
Vakıf Gureba Hastanesi Başhe-
kimi Rıza Kutaniş, gerçekleştir-
diği bir "operasyon'la Kızıltan'ı Refah-
yol döneminin başhekimi Şaban Oda-
başı'nın şeflik yaptığı klınikte görev-
lendirerek türbanla çalışma olanağı
sağladı. Vakıflardaki irticanın kökünü
kazımaya kararlı Devlet Bakanı Yük-
sel Yalova'nın kulaklan çınlasın!
Ve... Gureba'nın "türban hamisi"
başhekimi Rıza Kutaniş, ne kadar Ata-
türkçü olduğunu göstermek için 7.5
milyar liraya hastanede bir "Atatürk Kö-
şesi" yaptırmaya başladı.
Türbancılar, zevkten dört köşe...
Denizyolları'mn biletsizleri ne oldu?
Denizyollan Işletmesi'nin merkez
acentesi Vakur Bayraktar'ın geçen
Şeker Bayramı'nda eşini, kızını ve kı-
zının arkadaşını alarak otomobiliyle
ücretsiz Istanbul-lzmir-lstanbul sefe-
rine çıktığını yazmıştık...
Aradan tam bir hafta geçti, Türkiye I
Denizcilik Işletmeleri Genel Müdürü
Muzaffer Akkaya, permisiz ve bilet-
siz yolcular konusuna yanıt vermedi.
Bu arada, Bayraktar'ın akrabası ga-
zeteci bir arkadaşımız ile komşusu
eski milletvekili bir dostumuz telefon-
la arayıp, "Vakur Bey'in böyle şeyler
yapmayacağını" bildirdi; Vakur Bay-
raktar da "Once bana sor, genel mü-
dür bu konuları bilmez" diyerek te-
lefonu yüzümüze kapattı. Biz yine
de genel müdürden bildiği kadany-
la yanıt bekliyoruz.
Olaylara Yaklaşmak
TANJUERDEM Amiral (E)
21 'incı yüzyıla girerken Büyük
Atatürk'ün kurduğu bağımsız,
aydınlık, taassuptan arınmış, il-
mi rehber alan, banşçı, ulusal
ekonomik ve sosyal atılımlara
hazır, ulusal kültürü devrimci bir
görüşle çağdaş evrensel uygar-
lık değerlerine uyarlanmış, fikri
hür, vicdanı hür vatandaşlann
sosyal ve hukuki güvence altın-
da yaşatılmak istendiği Türkiye
Cumhuriyeti'nin güvenliğini teh-
dit eden, geleceğini karartmak
isteyen tehlikeleri eylemli olarak
görmekteyiz.
Medya organlan olaylan kamu-
oyuna gereğınce yansrtıyor. Za-
man zaman bu olaylann ve et-
rafındakı kışilerin, iyi niyetle, far-
kında olunmaksızın, abartılı yer
vermelerte propagandalan ya-
pılabilıyor. Arzulanan dehşet or-
tamına korku yaratılarak katkı-
da bulunuluyor. Bazen aynı doğ-
rultuda, daha ılımlı yaklaşımlar
adeta kutsanıyor. Ama bu olay-
lar, bızim 20'nci yüzyılın ilk yan-
sında bir uçurumun eşiğinde Bü-
yük Atatürk'ün önderliğinde bir
ölüm-kaJım savaşımı vererek kur-
duğumuz yepyeni çağdaş bir
devletin, cumhuriyetimizin te-
mel ilkeleri ve fikir yapısı etrafın-
daözdedeğeriendirilmiyor. Ulus
bu yönde yeterince bilinçlendi-
rilmiyor. Bu, çağdaş Türkiye'yi yü-
rekten benimsemiş, onun insan-
lıkailesi içindesaygın, onuriu, uy-
gar ve gönenç dolu bir ulus dev-
let olarak yücelmesi gereğine
inanmış yurtsever aydınlann kay-
gısıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin var-
Itğını ve geleceğini tehdit eden
bu örgütlenmeler, bu eylemler
birgündeoluşmadı. Bunlann al-
tında çeşitli nedenleryatıyor. Bu
nedenlen birölçüde sayabilme-
miz olanaklıdır. Ama bu günah çı-
kartma bugün neyi düzettebilir ki.
Asıl olan bu denli ilkellikten, vah-
şetten toplumumuzu gelecekte
anndırabilmenin yollannı arayıp
bulmamızdır. Bugün için ise ive-
dilikle olaylann ve yaratıcılannın
kökenlerine inilip cumhuriyetin
kanunlarının gereği yapılmalıdır.
Kanımızca cumhuriyete yö-
nelik irtica tehdidine karşı birin-
ci öncelikle siyasi partilerin lider
ve yönetim kadrolarının kesin
tavıralması gerekmektedir. Ka-
bul etmek gerekir ki irtica örgüt-
leri ve tarikatların oluşması ve
bunlann mensuplannın devlete
sızması, özellikle merkez sağ-
dan aşın sağa uzanan yelpaze-
deki siyasi partilerin önder kad-
rolannın oy kaygılanyla, ideolo-
jik eğilimleriyle sağlandı ve bes-
lendi. Şimdi gözler gerçekleri
görmelidir. Muhafazakârolabilir-
siniz. Yaşamınızda dine, inanç-
lannıza ağıriık verebihrsiniz. Ama
oyun kurallanna göre oynanma-
hdır. Demokrasinin olanaklann-
dan yararianarak onu tahribe yö-
nelinmemelidir. Demokrat, libe-
ral, hoşgörülü olmak lazımdır.
Cumhuriyetin anayasasında te-
celli eden, tarihsel süreçte olu-
şan temel ilke ve fikir yapısına
uyulmalı, davranışlar buna göre
olmalıdır.
Saptanan ikinci önemli husus,
laik Türkiye Cumhuriyeti'nde Di-
yanet Işleri Başkanlığı'nın işlevi-
niyerine getiımedeTürkiye Cum-
huriyeti'ne hayat veren ilkelere
ve fikir yapısına uygun hareket
etmesıdir. Diyanet Işleri Başkan-
lığı fetva veren, gerici örgütlen-
melere hoşgörü gösteren ya da
olanları sessizce seyreden bir
müessese olamaz. Diyanet Işle-
ri Başkanlığı, TC Devleti'nin em-
rinde, onun parçası olarak inanç
özgürlüğü ortamında din hiz-
metlerini tanzimle görevlidir. Din
müesseselerini, camileri denet-
leme ve kontrol etme durumun-
dadır. Bu yerlerde genç kuşak-
lan ve cemaati cumhuriyete ve
Atatürkcülüğe karşı eğitici, yön-
lendiricı hiçbır faaliyetin olma-
masını sağlamak bu teşkilatın
görevidir. Türkiya gemisi çağ-
daş uygarlığa yelken açıp git-
mek isterken, bu geminin için-
dekileri tersine yönlendirenleri
kontrol ve bu işlerin olmaması-
nı temin hususunda bu Başkan-
lığın aktif sorumluluğu olduğu
kanısındayım.
Üçüncü en önemli husus eği-
tim sistemimizdir. Eğitim Birti-
ği'nin sağlanması, inançlara say-
gılı olarak, dünya ışlerinde ilmin,
aklın rehberliğinde, özgür dü-
şünceli, araştıran, tartışan, ulu-
sal kültürel ve evrensel uygarlık
değerleriyle beslenen, yurtse-
ver, vatandaşlık bilgilerine sa-
hip, özellikle yakın tarihimizi bi-
linçli algılamış, hoşgörülü de-
mokrat kuşaklar yetiştirilmesi,
cumhuriyetimizin geleceğinin te-
minatıdır.
Din adamlarının da aynı nite-
liklerie yetiştirilmeleri, dinin si-
yasallaştırılmasının önlenmesi,
saygınlığı, bir korku unsuru de-
ğıl, tüm insanlığı kapsayan bir
sevgi unsuru haline getirilmesi
demokratik topluma katkı sağ-
layacaktır.
Dördüncü önemli husus, irti-
canın anayasal düzene karşı fa-
aliyetlerini, başkaldırma hazır-
lıklarını, caydırıcı eylemlerini ce-
zalandına hukuki önlemlerin alın-
masıdır.
Bu arada kadınla erkeğin top-
lumda eşrt haklara sahip konum-
da olmasını fiilen engelleyenle-
re karşı toplumun ve devletin
duyarlı olması üzerinde durmak
gerekmektedir.
Türk ulusunun çekirdek gü-
cü, cumhuriyetin önder kurucu
kadrosu TSK'nin, ulusal güven-
lik tehditlerini sayarken öngör-
düğü tehlikelenn boyutu ve bun-
lara karşı alınmasızorunlu önlem-
leri anayasal zeminlerde ısrarla
dile getirmelerindeki haklılığı
umanm, şimdi Türkiye Cumhu-
riyeti'ni sürekli eleştiren odaklar
dahil, herkesçe anlaşılmışür. Ata-
türk ve arkadaşlanntn kurucu il-
ke ve fikirlerine sadık kalarak
onların özlediği çağdaş uygariık
değerlerine ulaşıp aşmak isteyen
ve bu yönde 1961 'de örnek de-
mokratik bir anayasayı bu ülke-
ye kazandıranlann TSK ve onlar-
la beraber ülkemiz yurtsever ay-
dınlan olduğunu unutmayalım.
Tüm bu gelişen olaylann asıl
uyarması, uyandırması gereken
ise bizim haikımızdır. Demokra-
tik, laik, sosyal bir hukuk devle-
ti olan Türkiye Cumhuriyeti an-
cak ona sadık, onun kıymetini bi-
len, sahip çıkan evlatlannın el-
lerinde sonsuza değin yaşatıla-
bilir. AB'ye giriş için gayretleri-
mizi yoğunlaştırdığımız bir aşa-
mada ülkemizin üstünde dola-
şan karanlık, uğursuz, bulutlar
arasında Türt<iye dışardan aca-
ba nasıl görüimektedir?..
Bugünlerde Atatürkçü düşün-
ce sıstemine, başta yönetenler,
ulusça sahip çıkmamızın tam
zamanıdır.
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ
ÇİZGtLtK KÎMİL MASARACI
H A R B l SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com
BULUT BEBEK NURAYçiFTÇt
injanın insana
ttikJ«r/
izleâim
Artık oJrr»afc-t»an
ot\ur duyuyorurn!
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 27Ocak
GÖKTEN NAZ/RtVNDİ SİHAM-/ KAZAS/NA..
I6SS "TE gl/GÜM, ÛNLÜ DİM4AI f/4/»/ VE HİCİV USTASI NEF't ÖL&ÜRÜLMÜŞTV.
OSMAULl PADİŞAHLARINDAN I. AHMET, 1T.OSMAN VE lp. MURAT'A KASİDELER
YAZARAK KORUMALAgl ALTfNA SİREN NEP'İ, BU TÜK ŞİİRCE SÜYÜK BA-
ŞARl SAĞLAMlŞn. AAJCAK, ÖI/6ÜYLE YETjMMEYt'P YEJŞ6İ Şır&LEIZİ OE
YAZMtŞ, 8İKÇOK. £>£VC£T yETHfi./Sf/V/A/ ÖAAS£SW£- HeOEF OLMUÇTU.8A-
ZEN, SÖV6ÛYe VAGAfJ StNIGSrZ Ei£ÇTfHiL£R, 7*ÇLsVM/tLA& YAZAAAtttN
KENOİMI AU4MAMIŞ, SZ.MÜKAr'fN UYAGfSI BİLB ONU EHGELLeMEMiÇTİ.
SÖYLEAJrtYE GÖ&E, ŞA/gİU *S/HAM-/ KAZA~QeA2A OXC4£f) ADt ALT1NPA
TDPLANMlŞ ÇİİeLEfZİNİ OtCUKKBN, YtLD//ZtM DÜŞTÜĞÜNÜ <SÖ£EN TV. MU-
GAT, O*JDAN,HtCİI/(y£&£0 YAZMAMASt İÇifJ £02 ALM(ÇTr.'söKTSN
NAZME M£>f S/HAM-/ XAZ/)£/A//ıt ", r
W£P'/'üti.f'rc£ US&4Pf W/1KXW
SELASrNA." S£Xfrf SUfl/EDEA/LEK/İKtPLERt TTVeAFrHPAN SĞY
LENMİÇTİ. SÖZÜA/Û TVTAMAytP SAMGEr l&IYM/IICAMt 8AY-
RAM PAÇA'Yt HİClsErMESİ CANWA~ M/UOLMUŞ, &OĞULA
K O i ATTLMfÇrtf. CpAynı ölçü ve uyakHt
BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1992/723
Davacı Botaş Genel Müdürlüğü vekili tarafından davablar Orhan Yükseloğlu vs. aleyhine açılan tescil davasının yapılan yargılaması
sonunda, davalılar Orhan Yükseloğlu. Üısan Yûkseloğlu, Salim Yükseloğlu, Kazım Yükseloğlu, Halim Yükseloğlu, Sahure Aktaş, Ha-
fize Birecikli, Selma Şengüder. Fatma Duriç, Aynişah Yükseloğlu, Sabahat Şen, Gülizar Yükseloğlu, Ismet Yükseloğlu, Necmettin Yük-
seloğlu, Muradiye Aydın, Yadiye Hacıoğlu, Türkan Özcan, Şadan Yükseloğlu, Hayriye Yükseloğlu, Oktay Yükseloğlu, Koray Yüksel,
Şennur Yüksel, Mehmet Salih Tatlıcı yönünden davanın kabulüne, Büyükçekmece Yakuplu köyü 220 parsel sayılı taşınmazın kamulaş-
tnrna kararına ekli krokide belirtilen 1931 m2'lik kısnunın bu davalılar adina olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, di-
ğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı vekili tarafından temyiz edUmiş olup, karann ve temyiz dilekçe-
sinin davalılar Mustafa Ezber, Hüseyin Ezber, Ahmet Ezber'e ilanen tebliği gerekmekle, karann gazetede ilanından 7 gün sonra tebliğ
edilmiş sayılacağı ve 15 günlük temyiz süresinin bulunduğu ilanen olunur. 16.12.1999 Basın: 1414
DÜZ ÇİZGİ
UMİT ZİLELİ
Yobazın Çirkin Yüzü!
Neredeyse iki haftadır bir kâbusun içinde
çırpınıyoruz...
Akıl almaz bir vahşetin, hiçbir inanç ya da ide-
oloji ile açıklanamayacak birsapıklığın görün-
tüleri karşısında dehşete düşüyoruz.
Gerici yobazın Allah adına, din adına, Müs-
lümanlık adına gerçekleştirdiği işkencelere,
katliamlara bir bir tanık oluyoruz...
Yurdun dört biryanından çıkanlan kadın, er-
kek onlarca insanın iç paralayan cesetlerini
gördükçe '28 Şubat'm değerini ve "irticanın bi-
rinci öncelikli tehdit" olarak ilan edilmesinin
önemini bir kez daha anlıyoruz.
- Işte şeriat bu!.
- Işte ilkel, yobaz kafanın düşlediği rejimin
özü bu!.
• • •
Hizbullah vahşeti, aynı zamanda, halkın di-
ni değerlerini acımasızca sömüren, dini siya-
si ve ticari rant için utanmazca kullanan geri-
ci yobazların ne denli yalancı, ikiyüzlü ve sah-
tekâr olduklannı da gösterdü.
Güvenlik güçlerinin ilk operasyonunu haber
olarak bile vermeyen, dindar kitleden sakJama-
ya çalışan dinci basın, cesetler üçer beşer or-
taya çıkmaya başlayınca paniğe kapıldı. Yıl-
lardır her türiü desteği verdiği katiller için ön-
ce, "bunlar Hizbullah değil, bunlar Müslüman
olamaz" yalanına sarılmaya çalıştı.
- Mumlan yatsıya kadar bile yanmadı!..
Şeriatçı katillerin kimlikleri, işledikleri cina-
yetler hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekil-
de ortaya konulunca süratle taktik değiştiril-
di. Dinci basın, Faziletli siyasetçiler, ikinci cum-
huriyetçi-mandacı kesim ve bunlann medya-
daki uzantıları yeni 'konsept' üzerinde anlaş-
tı.
- Bu defa 'derin devlet' ve tabii ki ordu he-
def alınacaktı!.
öyle de oldu. Hizbullah'ın devlet tarafından.
PKK'ye karşı kullanıldığını, 1990'lann başlann-
da özellikle Güneydoğu'da güvenlik güçleri
tarafından desteklendiğini, bugün artık işi bit-
tiği için 'imha edilmeye' çalışıldığını yazdılar.
- Doğru!.
Gerçekten de Hizbullah'ın PKK'ye karşı kul-
lanıldıgına dair güçlü bulgular mevcut. Zaten
böyle bir örgütün, o yörede bu denli rahat bir
şekilde gelişip serpilmesinin pek mümkün ola-
mayacağı da ortada. Ancak 'şer korosu' iki
yaşamsal noktayı atladı!..
Hizbullah'ın Güneydoğu'daki rolü neredey-
se on yıldır yurtsever aydınlar tarafından bin-
lerce kez yazıldı!.. Cumhuriyet gazetesi arşiv-
leri, bu konuda yazılmış yüzlerce haber ve di-
zi yazılaria dolu. Sevgili Uğur Mumcu'nun kat-
ledilmeden ktsa bir süre önce yazdiği'Hizöüi-
kontra' başlıklı yazısı daha birkaç gün Önce,
ölüm yıldönümünde yayımlandı. Ama bu yıllar
içinde ne şeriatçı yobazlardan ne de onlann müt-
tefiklerinden tık çıkmadı!.. Ta ki Hizbullah de-
şifre olana dek!..
- Bu biir!..
• • •
Ikincisi çok daha vahim, çok daha mide bu-
landıncı..
Hizbullahçı katillerin PKK'ye karşı kullanılma-
sı, rahatça örgütlenmesine göz yumulması bir
gerçeği değiştirmiyor,
- Hizbullah bir şeriatçı terör örgütüdür!..
Bütün cinayetlerini din adına, darülharp ola-
rak gördükleri Türkiye topraklan üzerinde bir
Islam devleti kurmak adına işlemiştir.
Şeriatçı yobazlar günlerdir bu gerçeği göz-
lerden saklayabilmek için her türiü yalana baş-
vuruyor. Olmadık senaryolan gündeme getiri-
yor. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırıyor. Bu
operasyonlann Abdullah Öcalan'ın gündem-
den düşmesi için yapıldığını ileri sürecek ka-
dar bayağılaşıyor.
- Ne yaparsa yapsın, mızrak çuvala sığmı-
yor!..
Eposta:zileli@ garanti.net.tr. • ''
Faks ve mesaj: (0212) 287 42 41
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLDAÎN SAĞA:
1/ Yöneönenli-
ğinı Metin
Erksan'ınyap-
üğı,1963Berlin
Film Şenli-
ği'nde "Altın
Ayı" ödülünü
kazanan fîlm. 2/
Ürenin kanda
birikmesı sonu-
cu ortaya çıkan
hastahk... Yapı-
sına girdigi söz-
cüğe "yeni" an-
lamı katan yabancı
önek. 3/ Eski Mısır'da ^
güneş tannsı... tran'da _
bir kent. 4/ "Mecliste -
— ol kelamı dinle/ El ^
iki söylerse sen birin 4
söyle" (Karacaoğlan)... 5
Eski dilde su. 5/ Ulus- Q
lararası Para Fonu'nun j
simgesi... Belli bir böl-
gede yaşayan hayvanla-
nn tümü. 6/ Mis keçisi- 9
ne benzer biı hayvan... Bir gıda maddesi. 7/ Tutsak... Bir
soru eki. 8/ Katılmış, ulanmış parça... Hıristiyanlarda,
Isa'nın vücudunu ekmek ve kanını şarap olarak simge-
leyen tören. 91 Bir olayın anısına ya da bir başan nede-
nıyle bir kimseye verilen küçük metal levha... Koûut.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Kesilen kumaşın kenanna, ipliklerin atmaması için ya-
pılan çapraz ve seyrek dikış. 2/ Içel'in Silifke ilçesinde-
ki antik kent... Örnek alınacak söz. 3/ Tavlada üç sayı-
sı... Bir kıta. 4/Çıkaryol, çare... Kromunsimgesi. 5/ Yer-
siz ve zamansLZ davranışlarda bulunan kımse... Kuzu
sesi. 6/ Gösteriş, caka... Tarih öncesıne dayanan söylen-
ce. 7/ Güney Amerika'daki dağ sırası... Küçük tekne
kaptanı. 8/Osmanlıtopraksistemindebüyüktımar... Se-
lenyum elementinin simgesi. 9/ Uygun bufana, tasdik...
Şarap mahzenı.