Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2T7 OCAK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
JVLJJLiJ. U K . kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Ferruh Başağa'nın resimleri Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde sergileniyor
Geometrik arLdıklar...ESRA A1İÇAVUŞOĞLÜ
'Benkooıi4arakdeğfl.düşüoerekurâenbirki-
Ş y ' dıyor Ferruh Başağa... O, soyut resme yıl-
lannı veren. 4
Bu yola başkoydum, asla vazgeçme-
yi düşünmedim' dıyebılen 80'lık bır çınar. Bugûn
Türk sanatrnda soyut resmın en önemlı savunucu-
su olarak görülmesi kuşkusuz sanatçının bu ka-
rarlılığına bağlı.
Ferruh Başağa'nın son dönem çalışmalanru gör-
nıe olanağı bulacagunız YapıKrediKazımTaşkent
Saaut Galerisi'ndekı sergı, sanatçının geçmişinin
de bir özeti sayılabilir...
1922'de Yugoslavya'ya giden ve Saraybosna'da
teknik okulun elektro mekanik bölümünü bitıren
Ferruh Başağa, 1935 yılındals-
tanbul'a gelerek Beşıktaş'takı
uçak fabnkasında çalışmaya
başlar. Uçağın tek bır kanadı
için bir yıl boyunca çizim yap-
ması onun Akademi'ye yazıla-
cağının ilk göstergelerinden bı-
ri olarak söylenebilir. Tam o
günlerde Güzel Sanatlar Akade-
misı'ne kayduu yaptınr.
Akademıde önce, Nazmi Zi-
y> ve Zdd Kocameıni atölyele-
rinde desen, renk ve kompozis-
yoa, akşamlan ise Coursdeso-
ir'de modelden desen çalışma-
lan yapar. 0 dönenun sanatçı-
lannın yetışmesınde bıiyük rol
oynayan Leopold Levy'nın atöl-
yesinde çalışmaya başlar. Levy,
Ferruh Başağa'nın resımlennı
şöyle tanımlıyor 1949'da: "Fer-
ruh'un bugûn gergin ofauı ipin
ûzerinde kendisini bu ipin niha-
yetinekadar götürebflecek cam-
baz değneğini buhnuş hali var."
1940'ta Akademı "den bınncı-
likle mezun olur. O yıla kadar
Akademi'den bınncilıkle me-
zun olanlann Avrupa'ya gön-
derilmesine karşın, Ikinci Dün-
ya Savaşı çıkınca gitmesi erte-
lenir sanatçırun.
Ferruh Başağa resim serûve-
nini üç döneme ayınyor ve eklıyor: "Asbnda bu
yeüniyor beşe ayırmam gerek_"
Oto-portre etiketi 'armut'la değjşince^.
Bırıncı dönemıni 1935 ile 1945 yıllanarası ola-
rak smırlıyor: Akademi atöryelerinde teorik uygu-
lama ve araşOrma... Bu dönemde doğadan peyzaj-
lar, natürmortlar, nüler yapar. Sanatçı, ikıncı dö-
ncmmi ılk kişisel sergisiai açtığı 1945 yıhyia baş*
laöyor.
Bu yıllar kavram değışıklığı, doğal ve yapay
dûşünceyı kavramak, doğadan arınmak ıçın çalış-
makla geçer. 1947'den başlayarak soyut lırik an-
latnnı, 1960'larda taşizmi deneyerek geometrik
soyut aramalan sûrdürûr Ferruh Başağa.
Sanatçmmücüncüve son dönemi 1970'lerdebaş-
hyor. Sanatsal geometn estetiği resme başladığı dö-
nemde de vardır, çünkü daha önce edmdıgi meka-
nik çiziın öğrenimi, uçak kanat tasanmlan ve çi-
zimler onu geometriye götürmüştü. Sanatçnun
Heybeliada'da yaptığı mozaik duvar resmi de bu-
nu gösteren örneklerden.
Ferruh Başağa ıçın Cezanne'ın çok önemli bir
yeri var. "Cezanne için soyut resmin peygamberi
diyortar. Kübizm,soyut resim onunla başhyor. On-
dan sonra birçok isimvar.Ama Cezanne'myeri baş-
ka. Boşluk içinde formu korumuş o. Bu fonnda da
kübizmin temeDeri yatıyor. Bu nedenle Pıcasso,
Matısse ve Braque'dan fazla Cezanne'ayÖDektim."
Ferruh Başağa'nın resımlennın en önemlı özel-
liği geometrik form üzenne kurgulanmış ohnası.
portre' diye vaahnış. Sabri Berkel getip; "Sen ne
zaman armut oldun" deyince, bu olaydan etkilen-
dhn. \t arük rcsunlerime isim vermemeye başla-
dnn."
'Çağdaş sanat soyutresimleyansır'
1949'a kadar çeşitlı aramalar yapar Ferruh Ba-
şağa ancak 50'li yülardan sonra tamamen soyuta
yönehr. 60'h yıllardan sonra ıse geometrik form
arayışlannı gelışünr ve tamamen geometnyı be-
nimser.
Ferruh Başağa'nın karakteristik özelliklerinden
birinin, soyutu benımserken organık formlara hıç
yüz vermemış olması söylenebilir. Geçen yıla ka-
dar kompozısyonlanndakı üçgenlere kontras ola-
rak sadece bir yuvarlak koyan
sanatçı, aruk bunu da çıkanruş
görünüyor resimlerinde. Ge-
ometrik ve soyut resmi ikiye
ayınyor. Onun doğa ile hiçbir
ilgisi yok. Doğa hiç bir biçim-
de gırrruyor resımlenne. Orga-
nik formlardan kaçıyor Ferruh
Başağa.
"Bu yuvarlak kontras, re-
simleri görenlerde kayık izfc-
nimi verdL Bu 'kayıklara' ar-
ük son verdim. 1999'da çahşn-
ğun resimlerde artık bunlar
yok, Daha da geometrik oUna
USon dönem kompozisyonlarımda çokça form üzerine
çalışıyorum. Renkte nasıl armoni varsa formda da
armoni olması gerekiyor. Her ikisini de azaltmaya
çalışıyorum şimdi. Daha sade, minimalist, iki-üç üçgenle
kompozisyonlar yaratmayı dûşünüyorum. Bence A A
resim sanatı ne kadar sade olursa o kadar etkili olur. / /
Resımlenndekı yatay ve dikey çizgiler ve bunla-
nn kesışmesiyle oluşan üçgenler sanatçırun aldı-
ğı eğitımden ızler taşıyor. Ferruh Başağa'nın çız-
gısel kompozisyonlannın elle tutulurcasma dına-
mık ruhu, renklerle birleştiğınde soyut inanzara-
lar' haline gehnesi şaşırbcı değil. Çünkü onun üç-
genlen, yatay-dikey çizgileri ızleyicinin hayal gü-
cünu sonuna dek kullanmasına olanak veriyor.
- Fwroh BaşagVmn Tesinrienıe i$kn vermerne-
si 'hoş' bir anıya denk düşüyor. "lnsan,
na isim verdigi zaman bir eşyaya dönüşüyor. Bun-
brdanannmakiçinkompadsyomıyöoeldHn. 1945te
açügmıilkkiş^elsergideresirnkrirneisimvermiş-
tim. Bu sergide yer alan ikiresim;armutve bir oto-
portreydiFakatetiketleryap^ânkrkenkanşbgıiçm
oto-portrenin amna 'armut', armutun altma 'oto-
re. Çünkü en esld geometrik
formlardan biripiramit Sanat
tarihine geçmemiş ama bana
göre Kâbe de geometrik; dik-
dörtgen içinde bir küp_ Tama-
men geometrik bir konstrüksi-
yoniçindeyapdmış. Son dönem
kompozisyonlanmda çokça
fcrm üzerineçahşıyorum.Renk-
te nasdarmonivarsaformdada
armoni olması gerekiyor. Her
ikisini de azaltmaya çahşıyo-
rum şimdi. Daha sade, mini-
maKst, iki-üç üçgenlekompoas-
yonlar yaratmayı dûşünûyo-
rum. Resim sanaa ne kadar sa-
de ohırsao kadar etkili olur di-
ye dûşünüyorum."
Çağdaş sanatm ancak soyut resimle dıle geldi-
ğini düşünüyorFerruh Başağa. 1970 yılına dek ser-
best resim çalışmalannı sürdüren sanatçı, 1971 'de
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde mozaik ve
vitray atölyelerini kurmak ve yönetmekle görev-
lendinlır. Ferruh Başağa'nın geniş kitleler tara-
fından tanınmasında kuşkusuz vitray ve mozaik-
lerutin önetnli Ml$ayı Var SafıatçfbırbSkımaf^flf*
ray ve mozaikleri üe sanatm toplumsal yanını des-
tekledi.
"Sanat doğrudan halkla kuruhnuş bir yöntem-
dir. Sanatm hangi dah olursa olsun tophıma yöne-
üktir. 1950'lerde, beş liraya resim verirdikyine de
ahnazlardL 1970'lere kadar vitray ve mozaUde ge-
çmebOdim.'' 'Ben konuşarakdeğü, düşünereküreten bir kişiyim.'
Pıerce
Brosnan,
James
Bond'da
insani
duygulan
yok olmamış
bir karakter
çizdiğini
belirtiyor.
Sinema
yaşamında
yepyeni
dönem açan
duygulu
* Bond ile
kendini
gençleşmiş
hissediyor.
YeniBond bir kadın olmalı'
Knttnr Servisi - Ülkemizde şu anda göste-
rilen 'Dünya Yetmez 007' filmınin James
Bond'u Pierce Brosnan, "Enryi 007 ofanCon-
nery, esprfli ve sadist Bond tiplemesiyle çok
büyük başan kazandL Ama ben rolü kabul et-
tiğimdekadmlar,en yeniteknik aletler ve uçan
arabalarlaçevrflı ama insaniduygulan yokol-
manuş bir karakter çizmeye karar verdim"
diyor.
MartinScorsese'tn fUmlennde oynamak ve
Amerika'yı fethetmek ıçın doğduğu ülke lr-
landa'yıterkeden Brosnan. 'TheWorldisNot
Enough' (Dünya Yetmez)'tn tüm dünyada bır
rekora ulaşan gişe başansını, yönetmen Mic-
hael Apted'in Bond karakterinı soğuk savaş-
ta düşrnanladakarşıkarşıyagehp onlan alt eden
bir 'savaşçı'dan insani duygulan ön plana çık-
mış bir doğa bilimciye dönüştürmesine bağ-
lıyor: "Son fümde James Bond bütün duygu-
larmdan arnmnş ve göreve hazır bir ajandan
çokdtıygulanyla,dûşânceleriyle 'normal' bir
insan gObi görevini yapmaya çabşıyor. Hatta
neredey'sebirkadınaâşıkohıponukıskanıpaa
büeçekiyor."
Bond serismın 2002 yılmda çekilecek 20.
bölümünde de rol alacağını acıklayan Brosnan;
" Bana kaba yeniJames Bond'u bir kadın can-
hndırmalı. Meseb Sophie Marceau'nun can-
hmbrdığı Elektra karakteri sadece yarabn-
nuşohıp veiyfleşince *ıyı tarafa' kanlabflir ya
da sempatik, tutkulu ve esprfli Mana Grazıa
Cuccıonetta yeni bir 'fertan' ajan olabiür" di-
ye belirtiyor.
Müzik dinlemenin yaşamında özel bir yeri
olduğunu söyleyen Brosnan, yönetmenin ye-
rinde olsa Bond'u bır pop müzik sanatçısına
dönüştüreceğıni ifade ediyor: "EBndesilahry-
la uçaldan havaya uçnran ajan yerine mfizik
aleti çabm bir Bond karakterini tercih ede-
rim." Bond'un ashnda bir playboy olmadığı-
nı sadece 'yahuz kahnayı seven bfa" erkek' ol-
duğunu ifade eden Brosnan'a göre onun eşi ol-
rnaya uygun tek kadın, 'Lkence To KiD'de
(Ölûm Emri) oynayan Ursub Andress. "As-
hnda'Octopussy'deoynayan MaudAdams'ı
da büyüleyid ve dayanümaz buhıyorum. Ama
benceBondvanında hiçbir kadmofanadanyaş-
bnmah" dıye eklıyor.
Goidfinger'ı seruıin en iyi fimü olarak ni-
teleyen Brosnan, Londra'ya ilk geldiğinde bu
fümde Sean Connery'i ve ardından Arabistan-
h Lawrence'da PeterOTook'u ızledikten son-
raaksıyon ve macera fılmlennde oynamaya ka-
rar verdiğini belirtiyor "Aynca Clint Eastwo-
od ve Steve Mc Queen gibi aktörieri seyrede-
rekHolh^ood'ukafamdacanlandmvordum.
Diğer taraftan ise tiyatroda Tennessee Wil-
lams'ı oynamak g3)i bir idealim de vardL"
Son olarak Jonn Le Carre'nin romanından
uyarlanan ve yönetmenlığuu John Boorman'm
yapüğı 'Taflor of Panama'da rol alan Bros-
nan, son Bond filminde oynamasının ona çok
şey kattığını ifade ediyor: "Bu fflmle kendimi
gençleşmiş hissedryorum. Sinema hayaumda
yepyeni bir dönem açdnnşgfiMgefiyor. Duygu-
hı vedeğJşken karakteriüeJamesBond her yaş-
taki Hİeyiciye Iritap ettiğiiçin bu başan her za-
man kendini yenflevecek."
Kraliyet Opera Evi kapanıyor mu?
Gösterilerde ortaya çıkan teknikproblemler,
tngilizler arasında tartışmalara neden oluyor
KültürServisi-îngiltere'nmye- IKüttür Servisi- îngütere'nin ye-
nılenen Kraliyet Opera Evi (Royal
Opera House), aralık ayında sezc-
nu, yeni biryapnnla, ^ni'nin'Fab-
tafT adlı komik operasıyla açmış-
u.
ingUizler, şu günlerde Kraliyet
Opera Evi'nın teknik problemler
nedeniyle kapatüıp kapatılmayaca-
ğını tartışıyor. Geçen yıl, Kraliyet
Opera Evi'ndeki aksaklıklann gi-
derilmesi için 218 mılyon pound
harcanmıştı. Açılışından bu yana
Kraliyet Opera Evi çeşitlı gösteri-
lerdeki on iki alreaklilr nedeniyle
suçlandı. Opera Evi'nin açılışın-
dan bu yana dokuz gösterinın iptal
edilmesıyle birlikte 243.115 po-
undluk zaran bulunuyor.
Teknik problemler ilk olarak yö-
netmenlığını PeterSeuars'ın yaptı-
ğı Ligeti'nin 'Le Grand Macabre'
operasınm sahnelenmesı sırasında
yaşanmış, hatta bu nedenle göste-
ri son dakıkada iptal edilmiştı. Kra-
liyet Opera Evi'nın Amerikalı yö-
neticisi Mkhael Kaiser'in ve Ope-
ra Evi'nin bu son dakıka ıptali ile
ünü zedelenmeye başladı. Ancak
tüm ohıp bitene karşm Kaiser, ken-
dini savunmaya devam ediyor. Sir
ad-
Opera Evi'ndeki proMemlerin giderflmesi amaayla gösterikre ara verfldL
BarrisonBirtmsDe'ı
lı yapıtı da yine teknik bir
problem nedeniyle yirmi da-
kikalık bır gecikmeyle sah-
nelenebilmişti, ancak bu olay-
dan sonra îngilız basınının
eleştirilerine hedef olmuştu
Kraliyet Opera Evi yetkilile-
ri. Halk da eleştirileri köriik-
ledi ve gösterilerin iptaünden
duyduğu rahatsızlığı basma
yansıttı.
Kraliyet Opera Evi'nde ya-
şanan aksaklîklar bununla da
kalmadı ve Fmdıkkmuı ba-
lesinin son sahnesi, gösteri sı-
rasmda sahneye bır noel ağa-
cmm düşmesi nedeniyle iptal
edildi. Bu 'sıradışı' olay bar-
dağı taşıran son Hamla oldu ve
yeâdliler teknik ekibi suçla-
maya başladı. Teknik ekip,
Ligeti'nin 'LeGrandMacab-
re"m, Graham Vıck'in sah-
nelediği Verdi'nin 'FabtafiT
operasının ve bale prograrru-
nm sahne akışının gerçekleş-
tirümesinde yetersiz kaimakJa suç-
lanıyor. Müzısyenler, Opera Evi'nın
problemler gıdenlene kadar kapa-
tılması gerektiği sssgörüşünde...
Teknisyen Birliği BECTU, Kraliyet
Opera Evi'nin bir süreliğine de ol-
sa kapatılmasından başka çare ol-
madığını belntıyor ve eklıyor "Ope-
ra Evi'ndeki probiemlerin giderfl-
mesi için zamana ihtiyacumz var.
Bunun için degösterflere birsöre ara
vermemiz gerekiyor.'' Müzısyenle-
rin sözcüsü, artık yapacak bir
şeylerinin kalmadığmı ve
Kraliyet Opera Evi'nın bir
süreliğıne de olsa kapatılma-
sı gerektığinı söylüyor. Kra-
hyet Opera Evi'nın sözcüsü
ise BECTU'nun aksıne kapa-
tılma olasılığının mümkün
olmadığını dile getiriyor.
"Kraliyet OperaEvisezonun
başmdan itibaren, tüm ak-
sakkklara karşuı başanh pro-
düksiyonlaria gûndemegekü
Bûtfin görevhierbuaksakhk-
lann olmaması için eDerin-
den gefeni yapo. Butnr prob-
kmlerinvaşanmasıgayetnor-
Gösterisn-asuKİa sahneye bir noel ağacıdüşünce
Fmdıkkıran balesi de iptal edOmişti
Kraliyet Opera Evi'ne ya-
pılan harcamalar, Kamuoyu
Harcama Komitesi tarafın-
dan çokça eleştiri ahnışn. Bu
nedenle olsa gerek bazı gö-
revliler evin kapatümasuun
mümkün olmadığını belirti-
yor
ODAK NOKTASI
AHMETCEMAL
Sanat
'Sanat Uzerîne
Düşünme'nin Yeri (M)
Geçen haftaki yazıyı şu soaıyta noktalamıştılc
Günümüzde, sanat eğitimi veren kurumlann prog:
ramlannda yer alan "kuramsal" dersler, bir düşün-
me ve tartışma ortamını hazırlayıcı nitelikte midir7
Kuramsal diye nitelendirilen derslenn "kurami
sal" varlık gerekçeleri, hiç kuşkusuz sanatın öği
rencisine olası yeteneğini, becerisi ve esinlenme-
lerini üstüne oturtabileceği bir temel, bir arka plan
kazandıımaktır. örneğin "Temel Sanat Kavramla-
n" dersinde gelenek kavramıyla tanışacak olan
öğrenci, bu kavramın yardımıyla her yeni girişi-
minde kendi sanatının neresinde olduğu, sanatı-
nın geçmişten bugüne uzanan zincirinin nasıl bif
yönetim sergilediği gibi hesaplaşmalan yapabite-,
cektir. Estetik derslerinin temel amacı, en kısa ta-i
nımıyla, sanatın ögrencisinin her şeyden önce ken%
diyamblannayönetikestetiksorgulamalaryapma-
sını, başka deyişle sanattaki güzel'tn ölçütlerini
uygulamayı öğrenmesinı sağlayacaktır. "Sanat Ta-
rihi" ve "Sanatın Toplumbılımi" (Sanat Sosyoloji-
sı") dersleri ise sanatın öğrencısıne tanh boyunca
sanat-birey-toplum ilişkisini, sanatın toplumsal te4
mellerini ve toplumsal dalgalanmalardan etkileni^
biçimlerini gösterecektir. *
Yukanda bazılan sayılan kuramsal derslenn sa-
nat eğitimi bağlamındaki başan şansı, bu dersler-
le öğrencilenn uygulamalan arasında kurulacak/ku-
rulması gereken ılışkının yoğunluğu ile doğru oran-
tılıdır. Başka deyişle, kuramsal derslen vermekle
yükümlü olan öğretim elemanı, oğrencide hiçbir za-
man bu derslere salt "programda yeraldığı" için
devam ettiği sınavlannı geçtikten sonra bu ders-
lenn de dosyalannın bir daha açılmamak üzere
kapatlacağı gibi bir izlenim yaratmamalıdır. Kuram-
sal derslere ılışkın doğru yöntem, ancak öğrenci-
de bu derslerde ışlenen konulann ona uygulama-
lannda bütün sanat yaşamı boyunca eşlik edecek,
uygulamalanna sağlam zeminteroluşturacak ve ba-
şanya götürecek konular olduğu bilincini uyandh
rabilen yöntemdir. Z
örneğin sanat eğitimi veriten bir kurumdaki sa-
nat tarihi derslerinde Rönesans dönemi inceleni-
yorsa eğer, öğrenciye yalnızca Rönesans'taki üs-
luplann ve sanatçılann tanrtılması, kesinlikle yeter-
li olmayacaktır. Çünkü Rönesans ile tanışan öğ-
renci, bu büyük Yenıden Doğuş'tan onu yalnızca
sanat tarihinin bir dönemi sayarak değil, fakat ge-
rek koyduğu ölçütlerte, gerekse bunlara yönelik ve
Rönesans'tan günümüze değin sünmüş hesap-
laşmalarla bugün ile kenetlenen bir olgu niteliğiy-
le görerek yararlanabilir. Bu bağlamda, örneğin
Michelangeto'nun ve Leonardo'nun "büyüklük-
lerinden" ve "dehalanndan" bol bol söz etmek, bu-
na karşılık aynı ustalann geç dönemlerinde özel-
likle kendı bıçımledikleri yüz ifadelerinı o günün ya-.
şayan insanlanrun yüzterindeki çizgilere yabancı bu-
larak üslup değişikliklerinı denemeterini, böylece
de maniyerizm'in başlangıçlannı oluşturmalannı
yeterince vurgulamamak, maniyerizm'den ta na-
tûralizm'e, oradan da günümüze uzatılabılecek bir
sanatsal düşünce temelinden öğrenciyi yoksun
bırakmakla eşanlamlıdır.
Aynı durum, "kuramsal" derslerden biri olan es-
tetik dersleri için de geçerlidir. Bu derslerde tarih
boyunca sanattaki güzel üzerine geliştirilmiş ku-
ramlan öğrenen, ama kendisine bu kuramlarta
başkalannın ve kendisinin uygulamada ortaya koy-
duklan arasındaki bağı kurabilecek düşünsel yol-
lann gösterilmediği öğrenci, ezbertediklerine çok
kısa sürede yabancılaşacaktır. "Güzel'ianlatırken..
yalnızca ressamlann neyı resmettıklenne, bırya da
iki kişinin güzelliklerine veya onlar hakkında söy-t
lenenlere bakmakla yetinmemeliyiz; yapmamız'
gereken, bu bağlamda insanlann gerçekleneyap-
mış olduklanna bakmaktır." Zamanımızın en bü-'
yük tarihçilerinden biri sayılan Prof. Dr. Arthur
Maıvrick, "Beauty in History" ("Tarih Boyunca.
Gûzellik") adlı eserindeki bu cümleterle çok önem-!
li bir konuya, sanatta gerçekte yapılan'm düşün-;
ce düzleminde degertendırilmesi, başka deyişle sa-,
natta sanat üzerine düşünmenin önemine parmalti
basmaktadır. ]
Konuyu sürdüreceğiz. )
e-posta: ahmetcemal(g superonline.com
Acem20@hotmail.com
1
Özden Ankan ve Farsakoğlu'nun>
yapgdanmasına başlandı
İKûltür Servisi - Amenkalı>azarPhılipRoth'un >
Pulitzer ödüllü kitabı 'Portnog'un Feryadı'm I
dilimize çevu-en Özden Ankan ile kitabm yayıncısı 3
Aynntı Yayınlan Koordinatörü Ömer Faruk jl
Farsakoğlu, "halkın ar ve haya duygulannı inciten |
nitelikte genel ahlaka aykın yayın yapmak" n
suçundan yargılanmaya başlandı. Kitabm bütün <j
Avrupa'da serbestçe okunduğuna dikkat çeken j
Farsakoğlu, "Avrupa Birliği'ne girmeye çalıştjğımız*
bu günlerde kitabm yasaklanmasının hata olduğu
kanısmdayun" dedı. Aynntı Yayınlan tarafindan
1999 yılı haziran ayı içinde piyasaya sürülen kitap,
tstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin karan
üzerine Aralık ayında toplanlmıştı. 3
BUGÜN
• SABANCI CENTER'da saat 19.30'da j
gerçekleşecek şefCemMansuryönetimindeki ',
Akbank Oda Orkestrası'mn konserine solist olarak -i
Katya Apekişeva katılacak. (264 20 45) J
• DULC1NEA da, Mustafa Kaplan'm 'Uyumhma'
gösterisı saat 20.00'de gerçekleşecek. (24510 39)
• AKSANAT'ta, Prof. Dr. Mehmet AH Kıhçbay'm y
'Osmanlı Dünyasma Yeniden Bakiş' konulu söyleşisi-^
saat 18.00'de izlenebılir. (252 35 00) ^
• BEVOĞLUADAKÜLTÜR'de, 'DüşSokağı '"•
Sakmteri' konseri saat 20.30'da gerçekleşecek.
(2514728)
• FRANS1Z KÜLTÜR MERKEZİ nde, Jules i
Verne Derneği Genel Sekreteri PhiMppe Burgaud ile 9
Naşit Refik Hansoy'un katılacaklan 'Jules Verne'in 2*
Güncelngı' konulu panel ve 'Jules Verne ve Deniz: 7f
1000 Ydhk Tarih' başlıklı video gösterimi saat *
19.00'da izlenebilir. (252 6155) • İ
• tFSAK'ta, Melda Keskin üe Ayşe Gûl'ün $
katılacağı 'Nükleer Santrabr' başlıklı söyleşi, dialar'i
eşliğinde saatl9.30'da gerçekleşecek. (24314 01)