Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK2000PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Genelkurmay, açıklamalannda orduyu hedef alan RecaiKutan'a sert yanıt verdi
'İrtioaıuıı kaynağı FP'UBaştarafi 1. Saydafa
n i unutmuş göıündükleıi kaydedilerek şu gö-
rüşlere yer verildi:
«Yüce Türk miDeti bümebdir ki; TSK yüce
ctinirnizin ve ulusumuzun kutsal inançlarmm
siyasi ve ekonomik çıkarlar için sömürülmesi-
ne, istismanna ve bötücülük aracı olarak kul-
fauuhnasma karşıdır. Bu nedenledirki, dmimi-
nbyıkokhığu kutsal çercevedetutmayıgaran-
ti altına alan ve onu her türiü istismardan ko-
ruyan laiktik ilkesine bağhhktan taviz verme-
Kutan cark etti
4
Benim
düşüncelerim
değildT
ANKARA (Cnmhoriyet Bürosu) -Parti-
sinin grup toplantısındaki konuşması ne-
denîyle Genelkunnay Başkanlığı 'ndan sert
bir yanıt alan FP Genel Başkanı Recai Ku-
ten, geri adım atarak sözlenn kendı görüş-
leri olmadığı, bazı gazetecilerin yazılann-
dan alıntıladığı ifadeleri okuduğu savun-
masını yapü. Kutan'm açıklamalannı hazır-
layan FP kurmaylannın son konuşmadan
haberdar olmadıklan ögrenildi. Genellıkle
kendisine sunulan konuşma metnine bağlı
kalan Kutan'ın önceki günkü toplantıda bü-
tunüyle farklı bir metnı okuması dikkat çe-
kerken metnın hazırlanmasında kapanlan
RP'nin siyasi yasakh genel başkanı Nec-
mettmErbakan'ın yönlendirmesinin etki-
li oldugu yorumlan yapüdı.
Kutan'ın önceki gün yaptığı grupkonuş-
masında TSK'yi ve 28 Şubat sürecini he-
def alan sözlerine Genelkurmay'dan gelen
tepki, FP'nin alarma gecmesine neden ol-
du. Genelkunnay açıklamasından 15 daki-
ka önce sona eren başkanlık divanı toplan-
üsı. açıklamanın FP Genel Merkezi'ne u-
laşmasından sonra Kutan'ın odasında de-
vam etti. Toplanaya parti yönetiminde yer
almayan bazı millerveküerinin ve FP dava-
sında parti adına sözlü savunma yapan An-
kara milfctveküi CeraHÇiçek'in de kaülma-
sı dikkat çekti. tki saat süren toplantının ar-
dından genel merkezden aynlan Kutan, ha-
zırlanan yazıij açıklamayı okumakia yeün-
fl( ,J di. Tepkilere neden olan konuşmasında, 2'4
Ocak'ta bir büyük gazetede yayımlanan kö-
şe yazısından alıntılar yapüpnı belırten Ku-
tan, "Bu fildrkrin payiaşıkhğına dair bir
söz de söyienmeden, yapdan bir ahnbdan
bafkabB-şeydeğiL Bir açıklama yapıUcak-
trysa bu «çrittamanm o yazıya yöneük yıapıl-
ması gerekirdi Gendknrraay Gend Sekre-
dedi. FP'nin bütün terör örgütlerinin karşı-
sında olduğunu ve devletın teröre yönelen
her örgûte karşı etkin mücadele yürütmesi-
ni istediklerini kaydeden Kutan, "Ancakbtt
mâcadek hukuk kuraflan içmde y&pthna-
Mr. Söz koausu gnıp koDuşnıası (fikkatfc
a d t o
de edSen, basmda ve köşe yazarlarmm Ha-
dckriain yanı sra bazı siyasi parti beyanla-
ıvm yansrtrimasmdaıı ibaret O konoşma-
da FP olarak Hizbuüah'm devkt tarafm-
dao destekfendiği ihtimafiffl aktamza bfle
getirmek tsteroediğimizi de beHrtnriştirn''
diye koDuştu. Kutan, daha sonra yöneltüen
bütün sonilan yanıtsız bırakırken bir gaze-
tecinin gelişmelenn partisiyle ılgili kapat-
ma davasını nasıl etkileyeceğine ilişkin so-
rusuna sinirlenerek "Ne atekası \
ı
ar, o ayn,
o ayn koau" karşılığını verdi.
FP'defarkhsesler
Kutan'm önceki gûn grup toplantısı için
hazırlanan metnın de değıştığı öğrenüdi.
Kutan'a toplantıdan bir gün önce sunulan
metinde ağıruklı olarak FP'yle ilgili kapat-
ma davasına yer verildiği ve AB üyeliği sû-
recine değinildiği, Hizbullah operasyonla-
nyla ilgili olarak da ümüı bir değerlendir-
me yaptldığı belirtiMi.
Kutan'ın son andayaptığı bu değişiklik-
te Erbakan yönlendirmesinin etkili olduğu
yorumlan yapıürken bir mılletvekili, "BJ-
rierieMiKvennjş, genel başkandaokamaş.
Ontarkendisözleridepdi'' değerlendırme-
ssnyapa.
TBMM kulıslerinde, Genelkunnay açık-
lâmasıyla parti hakkmdaki kapatma davası
arasında bağlantı kuran FP'lıler, "28 Şabat
sirocmde dafci ta kadar sert bir açıklama
yapAnaAgı'' görüşünde birleştiler. Ku-
tan'ın çıkışını savunmaya çalışan FP'liler,
"GendbaşkanTSK'yisBçlamadLYabıızaı
tngıkğy yazariannm ortaya koydnğu soru
işaretieriaiakiardr dıyerek Hûrnyetgaze-
tesi yazan Cüneyt ÜİK*w'in yazısmm fo-
tokopisini gazeteciler ve miUetvekülerme
gösterdıler.
FP Kayseri Milletvekili SaBh Kaposoz,
"Bir siyasi partinin muhatat)irun hukömet-
fer, başbabadar, sfyaa partier dttağnan"
belirterek "GeDeikaniMV o FP'nin nwha-
taİMofanad^B9
savundu. Kapusuz, "Ge-
nel başkan, HizbuBah ofaymm vakameti
fcuiHmda toptaman bütfin keamiemde
«SegetMeolenlenfarkBşeviersöyiememiî-
tir.Vk kunıımın hedef ahnmaa söz konusu
değ*hT" dedi. Kapusuz, FP'nin, nticanm
destekçisi olduğu ve suçluluk telaşı içinde
hareket ettiği yönündeki savlann hiçbirinin
dogru olmadığuu savundu..
FP Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğ-
hı ise Kutan'ın doğrudan TSK'yi hedef al-
maHıgım, ancak konuşmasında u
balans
ayanveTSKbrinn0erigİHsembolhabıe
mektedir.Örtûlû gayesişeriat esaslanna daya-
Iı bir devlet kunnak olan malum zümiyet,
amaçlanna ulaşmada TSK'yi en büyük engel
olarak görmektedir. Türk Silahh Kuvvederi,
yiicemillerinindedesteğiilebuzihnivetinama-
cına ulaşmasına asla izin vermeyecektir."
Üç günde ikinci açıklama
Genelkurmay dünkü açıklamasıyla, üç gün
içinde Hizbullah konusunda yaşanan tartış-
malar nedeniyle ikinci kez açıklama yapmış
oldu. Genelkurmay Başkanlığı 24 Ocak'ta
yapüğı yazılı açıklamada, Hizbullah operas-
yonu sonrasında ortaya çıkan gerçeklerin Türk
Süahlı Kuvvetleri'nin irticayla mücadelede
hassasiyetinde haklılığım ortaya koyduğunu
vurgulayarak şu görüşleri dile getirmişti:
"Amact, TOrkiye Cumhuriyeti Devteti'ni
yıkarak, yerine şeriat esaslanna dayab bir
devlet kurmak olan irtica yannlan ve irtkai
terör örgütieri ile ilgili tehdidi birçok kez dile
getiren TSK; UizbuOah terör örgütüne karşı
yûrütûlen operasyonlan yakından idemekte
ve ortaya çıkan vabim taMo karşısında sagdu-
yu sahibi kamuoyunun hakh endişelerini pay-
İaşmaktadır. Dinin siyasaJlaştınlmasımn
nelere sebep olabileceği, Hizbullah terör ör-
gütünün son eylemleri ile bir kere daha ortaya
çıkmıştır. Acunasız bir cinayet sebekesi olan
Hizbullah terör örgütünün TSK ile dolayh
veya dolaysız olarak irtibatlandınlmaya
çalışıhnasL, akıl ve manükla bağdaşmayan
büyük bir irtiradır."
Türk Silahh Kuvvetleri, îslami terör konusunda uyarmıştı
BİR AYDA İKİ BRİFİNGANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Genel-
kurmay Başkanlığı, Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun 28 Şubat 1997'de yapüğı toplantının
ardından irticayla mücadelesini kamuoyuna
duyurmak üzere 29 Nisan 1997 ve 11 Haziran
1997'de iş ve üniversite çevreleri ile basına ve
yargı mensuplanna verdiği brifinglerde, ara-
lannda Hizbullah'rn da bulunduğu şeriatçı te-
rör örgütieri konusunda uyanlarda bulunmuş-
tu. "Cumhurtyeti gerekirse sflahla konınız"
diye biten 11 Haziran günlü brifingin şeriatçı
terör örgütlerine ilişkin bölümü şöyle:
İran
Şeriat esaslanna dayalı bir rejimın Türkı-
ye'de kurulması için planlı olarak maddi ve
manevi her türlü desteği sağlamaktadır. Bu
çerçevede, terör eylemleri de icra eden radikal
fslamcı gruplardan Hızbullah, Selam ve Isla-
mi Hareket örgütlerinin tran taranndan yön-
lendirildiği ve üst düzey yöneticüerinin tran'da
eğitildiğine dair tespitler mevcuttur. tran, Tür-
kiye'de eylemlerde bulunan tslami terör örgü-
tü militanlanna maddi destek, pasaport ve
tran'da bannma ımkânı vermektedir. Yakala-
nan bir Hizbullah terör örgütü militanı açıkla-
masında, 'Tahran'a dönen Ankara Büyükelçi-
sAliRjzaBaghen'ın^Türkiyeiktranarasın-
datümbağlantryisağladığL,elcininayTdışından
sonra Ankara'daki bu görevi ıstanbul'da bulu-
nan İran Başkonsoloso'nun üstkndigini, ka-
çaklara para ve pasaport «»glnrtıgıııı, tran'da
bannma ve ihriyaçlaruı karşılanması için
görevlilere tanmat verdiğini' ifade etmiştir.
sudan
Türkiye'deki irticai kesimle yakın ilişki içe-
risinde bulunduğu bilinmektedir. Yakalanan
Hizbullah örgütü mensubu bir şahıs verdiği
ifadede, 'Sudan makamlannın kendikrine her
tûrlü lojistik ve para yardımı yapüklaruu,
kamp kurmalan için başkent yaknüannda y-
er tahsis ettiklerini ve askeri eğrtim kampuun
kurulma ayımaanria olduğunu' ıfade etmiştir.
Llbya
lrtıcaı kesimle yakın ilişki içerisinde bulun-
makta ve başta maddi destek ormak üzere her
türlü yardımı yapmaktadır. Son olarak 14 Ni-
san 1997 tarihinde Libya'da düzenlenen bir
festivale Libya lideri Kaddafî'nin özel davet-
lisi olarak Türkiye'den irtica yanlısı 3 millet-
vekilinin kaölması fevkalade dikkat çekicidir.
Libya, aynca Îslami Selamet Cephesi vasıta-
sıyla Türkiye'deki irticai unsurlarla yakın iş-
birliği ve desteğini sürdürmektedir.
Suudl Arablstan
trtica eğilimi olan milletvekili ve bürokrat-
lara ek hac ımkânı sağlayarak sempati kazan-
makta ve irticai unsurlara maddi destek ver-
mektedir. Hac sezonunda S. Arabistan'da işçi
olarak çalıştınlmak üzere Türkiye'ye 5 bin ki-
şilik kontenjan verildiği, işçilerin vize işlem-
lerinin S. Arabistanlı bir fırma tarafından ya-
pıldığı tespit edilmişrir. S. Arabistan aynca,
Müslüman Kardeşler ve Rabıta örgütü vasıta-
sıyla Türkiye'de faaliyet gösteren bankacılık
ve fınans sektörleriyle temasta bulunarak irti-
cai kesime yüksek düzeyde maddi destek sağ-
lamaktadır.
RP'M Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıkiız, düzenkdiği "Kudüs gecesi"nde Türiaye için de geçerfi olacak "şeriat çağnsı" yapmışü.
Etkinüğrn ertesi günü Etimesguttaki Zahh Krfikler Tömeni'nden tank ve zniüı araçlar, Sincan'm içinden geçerek Mûrted'e gitmişti.
Sincan, 28Şubat'agidenyolda küometvetaşı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-FP
Genel Başkanı Recai Kntan'ın Türkiye
genelinde süren Hizbullah
operasyonlarmı değerlendirirken
"Kudüs gecesi" ve "tanklann
Sincan'dan yürümesi"ne atıfta
bulunması, 28 Şubat sürecine giden
yolda önemli aşama olan bu olaylan
yeniden gündeme getirdi. Dönemin
RP'li Sincan Belediye Başkanı Bekir
Yıkfaz'm düzenlediği
u
Kudüs gecesi''ne
tran'ın Ankara Büyükelçısı Muhammed
Bagheri katümış ve Türkiye için de
geçerli olacak "şeriat çağnsı'' yapmıştı.
Toplantıda, bir konuşma yapan Belediye
Başkanı Bekir Yüdız, şeriatın zamanla
bütün laiklere şınnga edileceğini
savunarak Türkiye'ye kısa zaman içinde
şeriat geleceğini ilan etmişti. Gecede
Milli Gençlik Vakfı (MGV) üyesi
gençlerin sergüediği piyeste Füistin'deki
terörist örgütler Hamas, tslami Cihad ve
Hizbullah övülmüştü.
Etkinlikler gerçekleştirilirken sahnede
lslamcı terör örgütü lıderlerinın
resımleri yer almıştı.
Etkinliğin basına yansımasuun ardından
ertesi gün Etimesgut'taki ZırhJı Birlikler
Tümeni'nden çok sayıda tank ve zarblı
araç, Sincan'm içinden geçerek Mürted
HavaÜssü'ne gitmişti. Dönemin
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral
Çevik Bir, gazetecilerin sorulan üzerine
"Demokrasiye balans ayan yaptak"
değerlendirmesinde bulunmuş,
Bagheri'nin ülkesine döndüğünü
belirterek tran'la Türkiye arasında
bunalıma neden olan olaya son noktayı
koymuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin hazırlayacağı raporun tamamlanması bekleniyor
FP
9
yi kapatma davasında sona doğru
rn ohruHnğmt" söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cısı \ural Sav^as'tn 'laÜdik karşrtı
eylemJerin odağj haline gektiğj' ge-
rekçesiyle FP'nin kapatılması is-
temiyle açtığı davada karar aşa-
masına gelindi.
Vural Savaş'm geçen hafta
Anayasa Mahkemesi'ndeki sözlü
açıklamalannm ardından önceki
gün FP'li Cemil Çiçek de partisi
adrna yüksek mahkemede sözlü
savunma yaptı.
Savaş, sözlü açıklamasında
FP'nin halkı devlete karşı kışkrrt-
tığını söyledi. FP'nin Anayasa
Mahkemesi'nin kapatma gerek-
çeleri arasında yer alan türban is-
tisman eylemini RP'den daha faz-
la gerçekleştirdiğini vurgulayan
Savaş, RP'nin devamı olan FP'nin
rejime meydan okuduğunu savun-
du. Savaş, FP Genel Başkanı Re-
cai Kutan dahil partinin tüm yö-
neticilerinin yurttaşlann dinsel
inançlarrnı sömürdüklerini, 'hal-
krmızrn bir bölümünü devietimize
karşı kışkırtmayı ahşkanhk haline
getinnldermi' vurguladı.
'Iddialar gerçekçi değil'
FP'li Cemil Çiçek, önceki gün
de partisi adrna Anayasa Mahke-
mesi'nde sözlü savunma yaptı.
Davanm, FP'nin 'laikükkarşıöey-
lemlerin odağı haline geldiği' ve
'kapanlan RP'nin devamı olduğu'
gerekçesiyle açıldığını anımsatan
Çiçek, mahkemede bu iddialann
gerçekçi olmadığını, ortaya konu-
lan delillenn bJ ıddıalan doğrula-
yacak derecede hukuki niteüğe
sahip olmadığı görüşünü dile ge-
tirdiklerini, bu nedenle davanm
reddedilmesinı istediklerini be-
lirtti.
Savaş'm, 7 Mayıs 1999 tarihin-
de FP'nin laikük karşrtı eyiemle-
rin odağı haline gekUği' gerekçe-
siyle bu partinin kapatılması iste-
miyle açtığı davada, FP'nin sözlü
savunmasmı yapmasıyla karar
aşamasına girildi.
Anayasa Mahkemesi raportö-
v-*
rünün raporunu tamamlamasmrn
ardından Anayasa Mahkemesi he-
yeti, Başkan Ahmet Necdet Sez-
er'in behrleyeceği bir tarihte top-
lanarak davayı görüşmeye baş-
layacak.
103. madde sıkmtısı
Anayasa Mahkemesi'nin,
kapatma istemini karara bağ-
lamadan önce Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı Savaş'ın,
Siyasi Partiler Yasası'mn değiş-
tirilen ve 'parti kapatmayızorlaş-
bran' 103. maddesinın 2. fık-
rasrmn anayasaya aykın olduğu
gerekçesiyle iptali istemini sonuç-
landırrnası bekleniyor.
Tam metin
Gendhurmay
açddaıııası
Bir siyasi parti genel baskanınm 25 Ocak 2000
tarihinde, Hizbullah terör örgütü ile ilgili yapüğı
konuşmada, "Sincan'da 7 kisiyi potansiyel suçlu
gören demokrasinin balans ayarcüan. tanklan
Sincan yerine Hizbullah katillerinin üzerine neden
sürnjedüer?" ve "İrtica brifingierinde neden
HizbuBah'tan söz edilmedi?" sözleriyle, Türk
Sılahlı Kuvvetleri'ni haksız ve yakışıksız bir
üshıpla suçlama gayreti içinde olduğu esefle
görülmüştür. Yüce Türk milletinin çok yakından
izlediği ve bildığı gibi irtica, halen cumhuriyetin
temel niteliklerini ortadan kaldırarak şeriat
esaslanna dayalı bir devlet kurmaya yönelik birinci
öncelikli tehdit konumunu sürdürmektedir.
Meydana gelen son olaylar, bu değerlendirmenin ne
kadar gerçekçi olduğunu bir kere daha ortaya
koymuştur. Türk Silahh Kuvvetieri, siyasetm
dışında kalmaya büyük özea göstermesine rağmeu,
maalesef bazı kişi ve kurumlar, onu siyasetin içine
çekme gayretlerini ülke çıkarlannnı aleyhıne olarak
sürdürmektedirler.
Bu tür açıklamalarda bulunan zümıyetin
temsilcileri, Türkiye'deki irticanın kaynağı ve bu
seviyeye ulaşmasında en büyük pay sahibi
olanlardır. Bu zıhnıyete sahip kurum ve kışüenn
Hizbullah olayını saptırmaya ve bundan rant elde
etmeye haklannın olmadığı hususu da tüm
vatandaşlanmrz tarafmdan çok iyi bilinmektedir.
Nitekim, bu zihniyeti temsil eden siyasi partiler,
bugüne kadar Anayasa Mahkemesi tarafmdan 3
defa kapaülmıştır.
Böylece, bu siyasi zihniyetin; irticaya destek
sağladığı, onun yeşermesıne ve gelişmesine imkân
verdiği Anayasa Mahkemesi tarafından da tescil
edilmiştir.
Bu zmîuyeti temsil edenlerin, Hizbullah olayını
istismar etmelerinde ve sapürmalannda hiçbir
haklılıkJannın buhınmadığı, bu nedenle suçluluk
telaşı içinde olduklan açıkça görülmektedir.
TSK, Atatürk'ün kurduğu Tüıkiye Cumhuriyeü'nin
ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda ifadesini
bulan 'Cumhuriyetin; demokratik, iaflc ve sosyal bir
hukuk devkti ohna' niteliklerinin teminatıdır.
Bu nedenle; Türk Süahlı Kuvvetieri, 28 Şubat
sürecinde, laik cumhuriyete karşı irticai tehdidin
ulaşüğı tehlikeli boyutlan, kamuoyıınun da desteği
iie verdiği brifinglerle ortaya koymuştur. Bu
brifmglerde, tüm irticai odâklarla birlikte Hizbullah
ve tBDA-C terör örgütieri hakkında da gerekli
uyancı bilgiler verilmiştir. Aynca bu konu Türk
Silahlı Kuvvetieri tarafından anayasal zeminlerde
de birçok kez dile getirilmiştir.
Hal böyle iken, suçluluğun telaşı içerisinde olanlar,
kendiierini savunabılmek için Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne karşı hasmane bir tavır sergileynrek
gerçekleri saptırma gayreti içine girmişlerdir.
Mtekim, bu zihniyetin sahipleri, 1997 yılında,
Sincan Belediye Başkanı "nın tertiplediği *Kudüs
Gecesi'ndeki Hizbullah gösterisüıi unutmuş
görünmektedirîer.
Kamuoyunun gözü önünde cereyan eden son
olaylar 28 Şubat sürecinin hakiılığını ve irtica
tehdidinin devam ettiğini bir kez daha gözler önüne
sermıştir.
Yüce Türk milleti bihnelidir ki; Türk Silahlı
Kuvvetieri yüce dinimizin ve ulusumuzun kutsal
inançlarmm siyasi ve ekonomik çıkarlar için
sömürülmesine, isüsmanna ve bölücülük aracı
olarak kullanılmasına karşıdır.
Bu nedenledir ki, dinimizi layık olduğu kutsal
çerçevede tutmayı garanti alüna alan ve onu her
türlü istismardan koruyan laiklik ilkesine
bağlılıktan taviz vermemektedir.
Ortülü gayesi şeriat esaslanna dayalı bir devlet
kurmak olan malum zihniyet, amaçlanna ulaşmada
Türk Silahlı Kuvvetieri'ni en büyük engel olarak
görmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetieri, yüce milletinm de desteği
ile bu zihniyetin amacına ulaşmasına asla izin
vermeyecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TSK'yi hedef alan konuşma
Tankları HızbuDah^a
ınye sürmedmiz?
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı
Recai Kntao. önceki gün partısınin grup
toplantısında yapüğı, Türkiye çapında süren
Hizbullah operasyonuna ilişkin değerlendirmede
isim vermeden Türk Süahlı Kuvvetleri'ni (TSK)
suçlamıstı. Hizbullah'a yönelik operasyonu gerçekçi
buİmadığını ima eden Kutan, konuşmasında
Hizbullah kurulduğunda Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde OHAL'in uygulandığını, bölgede
güvenlik kuYvederinin haberi olmadan bir kuş
uçmasmm bile mümkün olmadığını, o dönemde
örgütün üzerine neden gidilmediğini herkesin
sorduğunu söylemişti. Devleti çirkin şaibelerden
kurtarmanın iktidanyla, muhalefetiyle herkesin
görevi olduğunu belırten Kutan
şöyle devam etmişti: "Başta Güneydoğu bölgesi
otmafc üzere, 10 yüdan bu yana işienen fafli meçhul
cinayetkrûı SB- perdesi nedir? Bn ülkede 28 Şnbat
süred dediğimiz. bir siyasete müdahaie dönemi
yaşandL Bu dönemde bir sürü irtica brifuıgi verildL
Bu brifingde böyle bir örgütten bahsedfldi mi? Bazı
gazetecikr böyle bir örgütten hiç bahsedilmediğini
söylüyor. Bazı siyasiler ve yazarlar 28 Şubat'ı
aldamaom gayreti içindeler. Nitekim çok satan
gazetenin önde gelen yazan 'Hizbullah vanşeti 28
Şubat'ın ne kadar gerekli olduğunun göstergesidir'
diyor. \atandaşlanmız da hakh olarak bu khnseye
soruyor, '28 Şubat'rn ardından Hizbullah ve benzeri
örgütlerle ciddi bir mücadeleye neden grrihnedi?
Neden 28 Şubat sürecinde ekranlarda Fadime şovlan
yapılırken Sincan'da 7 kişiyi potansiyel suçlu gören
demokrasinin balans ayarcılan. tanklan Sincan
yerine Hizbullah katillerinin üzerine sürmediler?" *
Kutan, "Devfet mi Hizbullah'a, Hizbullah mı devlete
stzdı? Bu sorurum cevabı verihnezse, bu kanh terör
örgötünün arkasmdaki esas gûç tespit ediMp ortaya
çıkanrma7^p<>femşimdryekadarkibaşanlanyanm
kahr diye ertdîşe ediyonız" demışti.
j