Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24- OCAK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
Ne oldu da?..
TBMM Faili Meçhul Cinayetler
Komisyonu, 1993 yılında
oluşturulmuş, raporunu da
1995'te tamamlamıştı.
Komisyon üyelerinden eski
Malatya Ivtilletvekili Mustafa
Yılmaz, raporun içeriğini
özetlerken şunları söyledi:
"Hizbullah'ın nasıl
kurulduğu, camilerde
örgütlendiği, silahla-satıria
adam öldürdüğü, Iran ile
bağlantıları bulunduğu,
amacının laik Türkiye
Cumhuriyeti'ni yıkarak
yerine bir dinsel devlet
kurmak istediği, kimi
olaylarda devlet
görevlilerince korunduğu,
kamptannın hangi
bölgelerde oluşturulduğu
raporda aynntılanyla yer
almıştı."
Mustafa Yılmaz, ekledi:
"Devletin kuşatıldığını
raporla kanıtlamıştk.
Raporu TBMM'ye
sunduktan hemen sonra
seçimler yapıldı. Açık
söyleyeyim.. hiçbir parti,
hiçbir siyasi hareket rafa
kaldınlan bu rapora
gereğince sahip çıkmadı,
saptamalanmızın izini
sürmedi."
1995'ten bu yana, aradan
geçen 5 yıl içinde ne değişti
de; kollandığı, korunduğu
söylenen Hizbullah örgütü
açığa çıkarıldı ve irtica
tehlikesinin "laikçilerin
paranoyası" olmadığı
kanıtlandı?
Genelde ortak kanı şu:
"Türkiye'nin yakrn geçmişte
28 Şubat sürecini yaşadığı
unutulmasın."
17
Uluslararası tahkimin geriye dö-
nük işletilmesine ilişkin yasa
TBMM'den çıktı. Enerji sektörü iha-
lelerine giren holdinglere, aile fotoğ-
raflannın vazgeçilmezlerine, iktida-
ra yakın yüklenicilere hayırlı ve uğur-
lu olsun...
Enerji-Yapı Yol Sendikası Genel
Başkanı Cengiz Faydalı, geçen haf-
ta uluslararası tahkimin geriye dö-
nük işletilmesini öngören tasan Mec-
lis'te görüşülürken üç sayfalık bir
açıklama yaptı. Tasarının kapsama
alanı nedeniyle, kamuoyu, Fayda-
lı'nın açıklamasının tek satınndan bi-
le haberdar olamadı.
Faydalı şu konulara dikkat çeki-
yordu:
- Yılda 750 milyon dolar, 20 yıl-
da 15 milyar doiar kâr getirecek
olan 10 elektrik santralı 1.4 milyar
Geriye döniik tahkim çıkıncadolara; yılda 1.3 milyar dolar, 30
yılda 40 milyar dolar kâr getirecek
olan elektrik dağıtam bölgeleri 2.6
milyar dolara devredilmiştr.
- Yaklaşık yüzde 80-85'i kamu fi-
nansmanının olanaklanyla tamam-
lanmış olan hidroelektrik santralı,
yap-işlet-devret modeliyle yabancı
şirketlere devredılmiştir.
- Yap-işlet-devret modeliyle şim-
dilik 7 adet, sonra sayısı 11 'e çıkar-
tlacak dogalgaz çevrimli elektrik
santrallannın yapım işi yine ya-
bancı şirketlere verilmiştir. Bu söz-
leşmelerde alım garantisi madde-
si bulunduğundan, şirketlere üret-
mediği elektriğin karşılığında TE-
AŞ'ça milyarlarca dolar fazla öde-
me yapılacaktır.
- Anayasa Mahkemesi kararlarına
aykın düşülerek, elektrik hizmetteri ka-
mu hizmeti kapsamı dışına çıkartı-
larak, piyasa malına dönüştürülmüş-
tür.
- Uluslararası tahkimin geriye
doğru uygulanmasından, enerji
sözleşmeleri, otoyol sözleşmele-
ri, kimya ve maden sektörûndeki
sözleşmeler yarariandınlacaktır.
- Işletme hakkı devredilen şirket-
ler, daha önce Hazine Müsteşarlı-
ğı'na başvurarak Hazinegarantili kre-
di temin edilmesini talep etmişlerdir.
Bu olmayınca, ihaleleri kazanan fir-
malann yabancı ortak bulmalannın yc-
lu geriye dönük tahkim yasası ile açı-
larak, zaten son derece düşük olan
işletme hakkı devri bedelleri bu yön-
temle tedarik edilmiş olacaktır. Işlet-
me hakkı devir bedelleri sonradan
fiyata yansıtılarak tüketicilerden tah-
sil edilecektir.
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz, partisinin Baş-
kanlık Divanı'nda uygula-
dıklan politikalann halkın ya-
rarınaolmadığını kanıtlayan
şu sözleri etmiş:
"Tanm reformu gelince
sokağa çıkamayacak du-
ruma geleceğiz."
Yılmaz'ın tanm reformu
dediği olgu, Dünya Tlcaret
Örgütü (DTO) Bakanlar Kon-
feransı'nın geçen yıl sonun-
da geniş tepkiler üzerine ala-
madığı kararlann IMF aracı-
lığıyla Türkıye'ye uygulatıl-
ması özetle.
Tarıma verilen destekle-
rin ve korumacı önlemlerin
Sokağa çıkamamanın nedeni
azaltılrnasına dönük istem-
ler yani.
Mesut Yılmaz'ın belirle-
mesinden de anlaşılacağı
üzere, DTÖ'de karara bağ-
lanamayan, ancak Türki-
ye'deki iktidann canı gönül-
den uygulamaya hazırlan-
dığı "tanm reformu" köy-
lümüze ve çiftçimize yara-
mayacak. Peki kimin işine
yarayacak?
Geçen günlerde CBS te-
levizyonunun sorulannı ya-
nıtlayan ABD Ticaret Sekre-
teri WHIiam Daley bakın ne-
ler söylemiş:
"Başkammız Clinton'ın
Amerikan tanm ve sanayi
ürünlerinin dünya piyasa-
lanna açılması için ısrar-
cı olmasının sebebi, Ame-
rikan köylü, işçi ve çiftç»-
lerinin kendi ürünlerini
dûnyaya satarak gelir ve
refah düzeyterini yükseite-
bilmeleri ve serbest tica-
retin yarariannı anlayabil-
meleri içindi. Buradan da
anlaşılacağı üzere DTÖ 3.
Bakanlar Konferansı so-
nuçlanabilmiş olsaydı or-
taya kötü değil, tersine iyi
bir anlaşma çıkmış ola-
caktı."
Tüm bu gelişmelerden
şöyle bir sonuç çıkıyor:
Türkiye gibi ülkeler uygu-
ladıkları tanmsal destekleri
kaldınnca, tanmda gelişmiş
ülkelerin ürünleri dünyada
daha kolay pazar bulabile-
cek ye onlann köylüsü, çift-
çisi, işçisi refah düzeyini yük-
seltecek. Türkiye gibi ülke-
lerin köylüsünün, çrftçisintn,
işçisinin refah düzeyi ise dü-
şeceğinden, o ülkeleri yönet-
tiklerini savlayan sıyasetçi-
ler de "sokağa çıkamaz"
haJe gelecekler.
Partizanlık
yapılmamış
Başbakan Bülent Ecevrt,
iktidara geldikten sonra
bürokratlann görevden
alınmamasını, yeni atamalar
gerçekleştirilmemesini, var
olan kadrolarla çalışılmasını
"partizanlık yapmamak"
olarak değerlendirmişti.
Hatta bu tutumu dürüstlükle
ilişkilendirilerek kendisi pek
de övülmüştü.
Günler günleri, aylar aylan
kovaladı. Geçen hafta Bülent
Ecevit'in bir alt katında,
Başbakanlığın beyninde
çalışan bilgisayar teknisyeni
Abdulsamet Yıldız Hizbullah
örgütüyle bağlantısı olduğu
gerekçesiyle gözaltına alındı.
Yıldız, bu göreve Necmettin
Erbakan'ın başbakanlığı
döneminde getirilmiş.
Açıklanan bilgilere bakılırsa,
Yıldız'ın örtülü görevi,
"Beyaz Masa" diye anılan
ve RP yandaşlannı devletin
kilit noktalanna yerleştirmeyi
amaçlayan grubu
yönlendirmekmiş. Yani, bir
başka deyimle "partizaniık"
yapmak, daha da ötesi
devlet içinde köktendinci
örgütlenmeyi sağlamakmış.
Anlayacağınız; Sayın Bülent
Ecevit, 1998 yılının yaz
aylanndan bu yana
Başbakan Yardımcılığı ve
Başbakanlık görevlerini
üstlenirken, RP döneminde
Başbakanlığa niye atandığı
bilinen Hizbullah örgütü
sanığı Abdulsamet Yıldız da
devletin bilgisayariarının
önünde "partizanlık
yapmama hassasiyeti"
adına oturmaya devam
etmiş...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Malul Ayhğı Alarak
Çalışanlar
Soru: Bedensel sakatım. Bu nedenle Sosyal Sigortalar
Kurumu'ndan malulen emekli oldum ve malul ayhğı
almaktayım. Sakathğım beürli ölçüde bedensel işleri
yapmama engel değil. Eski işyerim zihinsel ağırükh bir
işte çalışmamı istiyor. Ancak, yeniden çalışmaya
başlarsam malul aylığımın kesileceğini söylediler.
Çevremde, Emekli Sandığı'ndan, Sosyal Sigortalar
Kurumu'ndan ve Bağ-Kur'dan emekli ayhğı alıp,
destekleme primi ödeyerek çahşanlar var. Ancak onlar
emekli ayhklan kesilnıeden çahşmalanna devam ediyor.
Biz, SSK'den malul aylığı alanların bu ayhklan
kesilmeden çahşma hakları yok mu? Bunun yasal
daynağı nedir? (Ç.L.)
YANIT: Sorunuzun yanıtı 506 sayıh Sosyal Sigortalar Yasası'nın
"Ayhğın kesilmesi ve yeniden başlaması" başlıklı 58. maddesinde
verilmıştır
"Malullük ayhğı almakta iken sigortah olarak çahşmaya
başlayanlann malullük ayhklan, çahşmaya başladıklan tarihten
başlayarak kesilir."
Yargıtay 10. Hukuk Daıresinin konuyla ilgili karannda, malullük
ayhklannın kesilmesuıın yasa gereği olduğu vurgulanmaktadır.
%_) 3279 sayıh Kanunla. 506 sayıh Sosyal Sigortalar Kanunu'nun
63. maddesi değiştirihniş, anılan kanun hükümlerine göre yaşhhk
aybğı almakta iken sigortah olarak bir işte çalışmaya başlayanlara
yazılı talepte bulunmak ve destek primi ödemek kaydı ile yaşhhk
ayhğının kesilmemesi olanağı getirilmiş, maluliyet ayhğının
kesilmesi ve yeniden başlamasına dair 58. maddede herhangi bir
değişiklik yapılmamış, maluliyet ayhğı almakta iken sigortah
olarak çahşmaya başlayanlara destek primi ödeme koşulu ile
benzer bir iınkân öngörülmemiştir. Aynı yasa ile 506 sayıh Sosyal
Sigortalar Kanunu'nun 3/TI-C maddesi dahi değiştirihniş, Kanunla
kurulu Sosyal Güvenhk Kurumlanndan malullük veya emekli ayhğı
almakta iken bu Kanuna tabi sigortah bir işte çahşanların 78.
maddeye göre tesbit edilen prime esas kazançlan üzerinden 63.
madde hükümlerine göre Sosyal Güvenlik destek primi kesilir
hükmü getirilmiş ise de, bu hüküm, 506 sayıh Kanun dışında
diğer kanunla kurulu Sosyal Güvenlik Kurumlannda malullük
veya emekli ayhğı almakta iken sigortah bir işe girip çahşanlarla
ilgilidir. Bu husus, hükümet gerekçesinde yazılı "II. bendio (C)
fıkrasında yapılan değişiklik ile kanunla kurulu diğer Sosyal
GüvenlikKunıluşlanndan (T.C. EmekJi Sandığı, Bağ-Kur ve506
sayıh Kanunun geçici 20. maddesine tabi banka \e sigorta şirketleri
Emekli Sandıklan) malullük veya emeklilik (yaşhhk) ayhğı almakta
iken 506 sa>ıh Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi bir işte çahşanların
şartları düzenlenmiştir", şeklmdekı açıklamadan, 3/II-C maddenin
2. fıkrasındakı düzenleme biçıminden açıkça anlaşılmaktadır. Bu
maddenin 506 sayıh Sosyal Sıgortalar Kanunu'na göre yaşhhk ve
malullük aylığı alanlan dahı kapsadığının düşünühnesi halinde 63.
maddenin değişik şekli ile çelişki meydana geleceği aynca ortadadn".
Bu nedenlerle, yasa koyucunun, 506 sayıh Sosyal Sigortalar Kanunu'na
göre maluliyet aylığı alanların sigortah bir işte çalışmalan halinde
kendilerinden destek primi alınması koşulu ile maluliyet ayhğının
kesümemesüıi amaçladığı söylenemez. Sosyal Sigortalar Kanunu'nun
1. maddesi hükümlerine göre iş kazalan ile meslek hastalıklan,
hastalık, analık, malullük. yaşhhk ve ölüm hallerinde anılan kanunda
yazılı şartlarla Sosyal Sigortayanhmlan sağlanır. Malullükayhğı almakta
iken sigortalı olarak çahşmaya başlayanlann malullük ayhklannın
çahşmaya başladıklan tarihten başlayarak kesilmesi 58. maddenin âmir
hükmü gereğidır. Yasa koyucu 63. maddeye paralel bir olanak
getirmemıştır. Burada yasa boşluğu değil, yasa koyucunun bilinçli
susması söz konusu olduğundan 1. maddenin açıklığı karşısında 63.
maddenin kıyas yolu ile uygulanması da mümkün değildir. (...)"
Özet olarak, Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'dan emekli ya da
yaşhlık aylığı alanlar, SSK sigortalısı olarak bir işte çalıştıklannda
aylıklan Sosyal Güvenhk Destek Primi ödemek koşuluyla kesihnez.
Ancak, maluUük ayhğı alanlann ise ayhklan kesilmektedir. Buda sosyal
güvenlik sistemindekı haksızlıklardan biridir.
Kaynak: Yaıgıtay Kararlan Dergisi Eylül 1988, sayfa: 1240
HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net *
HARBt SEMİH POROY semihpomy@yahoo.com
MIRMIRLAR VĞUR DURAK
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Ocak
EYÜP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
BİLDİRİLMİŞTİR
Esas No: 1999/46 Es. Karar No: 1999/708 Kr.
Davacı Isa Şahin tarafından Reyhan Şahin aleyhine açılan mahke-
memizin 1999/46 Esas, 1999'708 karar sayıh 16.12.1999 tarihli ka-
rannın, duruşma günû ve dava dilekçesinin davahya daha önce gaze-
te ile ılan edihniş ohnası nedeni ile bu kerre mahkeme karannın da
ilanen tebligine karar verilmiş olup aşağıda yazıh mahkememiz hük-
münün ilanen tebliği gerektığinden, Tokat, Reşadiye ılçesı, Bereket-
li köyü cilt no: 102, Kütük no: 31 'de nüfusa kayıth Isa Şahin ile Rey-
han Şahin'in boşanmalanna karar verilmiştir.
Uan olunur. 20.01.2000. Basnı: 2706
ÛNLÜ CBRRAH VE B£LEDİr£CI CEMİL TOPUZLU. Cemılfhça(or+acîa) tur Mr&ryolcv/ısg<jidaf
arjcodaflartyta PSmmıt-ler'ırı önünde
İ9S8'D£ SuSuAJ, UNLÜ TrP AOAME ISTAN&UfuN
REMrM-EK/MDEM CEMlL T&PCIZt-U, 82 y/if/MDA ÖUHUJÇ
TU. HEKİMLİĞE tS86'PA O&&U MEMSuSU Oİj4A4K
CElU/L SEY, &AHA SOA/&A PAKİS 'r£ CE/e-
DA ÇJÇH: BAŞA/SI fCAZAMAeAn: p/>ÇAi./&4 YÜKSEL
; ÇAĞDAÇ 8/e TlP FAKLÜL.TES/ KU-
ÇıfJ Ç/)UÇMlÇn. CE/Ut/L P4fA, 19İ2.
VE 19f9 'OA, IICİ kLEZ lS7y)N8ÜL ÇEHeeMİ- js
Nl OLMUf, ALry^PtY/ &UZEMLEMEİC f'çifJ
S/)fAG/Lf ÇALfÇMı^LAe yAPMfÇrt. Tl/ieKı-
YE 'DE r/P /4U4NIN&A BlRÇOK "lUC"E
İMZ4S/A// /innff OLAM CEMIL ropuzuj,
Yc/er PıÇIMDA OA
GÖRÜS
TAHSİN M. HOŞATAR
Eski lETTDaire Başkan_ W
Kısa Vadede Kent
Trafiğine Çözüm
Kentte yaşamanın. kentli olmanın sorumlulu-
ğu yanında, bir dönei" kent içi toplu taşımacılık-
ta görev yapmış olm;»™ verdiği yükümlülük ne-
deniyle yapıyorum bu öneriyi. Önerim, kent içi top-
lu taşımacılık ve kenJ trafiğiyle ilgili olarak yapı-
lan çoğu panel veya kongrelerde, tarafımdan tar-
tışmaya taşınmış ve taraftar da bulmuştur. Iste-
dim ki; tüm büyük kentlerde yaşayanlarla dü-
şüncemi paylaşayım, mesailerle oynayarak çö-,
züm arayan kent yetkilılerinin de önü açılsın!
Sevgili Haidun Taner bir gezi yazısında, saba-
ha karşı trenle bir Batı kentini boydan boya ge-
çerken evlerin ışık ışık olmasını anlatır ve Batılı-
lann gün ışımadan işbaşı yaptığını söyler. Sonuç
tümcesi çarpıcıdır: "Bunca zenginlik yan gelip
yatmakla kazanılmamıştır."
Batı'da çalışan her kimle görüştüysem, hele he-
le sanayi sektörunde işt>aşı yapmanın mutlaka gün
ışımadan önce gerçekleştiğini söyledi. Daha son-
ra ben de tanık oldum-
Gezince, soruştururica ve inceleyince anladım
ki Batılı kentlerin trafik akışını sağlayan salt met-
ro değil. Çünkü Batr kentlerinde heryüz kişiye dü-
şen araç sayısı Istanbul'a göre üç misli fazla ve
trafik akıyor. Bu akış salt metronun variığına bağ-
lanabilir mi? Sözgelimi, Londra'da motorlu araç
sayısı Istanbul'dan kat kat fazla ve kent içi cad-
deleri Istanbul'dan geniş değil.
Sıkça verdiğim bir örneği yineleyeyim; bir stad-
yum düşünelim; maç başlamadan üç saat önce
kapılan açılıyor, otuz bin kişi giriyor stada, stat
dolarken çevre trafikten etkilenmiyor. Ama aynı
stat 15 dakikada boşalıyor ve trafik iki saat du-
ruyor. Bu örneğe benziyor Türkiye trafiği...
Sabah aynı saat çevresinde işbaşı yapıyor her-
kes ve aynı saat çevresinde paydos...
Trafik felç, herkes isyanda. Bu olumsuzluk sa-
dece yollann, otoparkların yetersizliğine veya
metrosuzluğa bağlanabilir mi? Berlin'de her ça-
lışan aynı saatte paydos yaparsa trafik ne halle-
re düşer?
Büyük kentlerimizin büyümesine paralel olarak
metroyu, otoparkı, geniş kent içi yolları yetiştir-
me olanağı var mı? 7 km uzunluğundaki metro-
yu yedi yılda tamamlayamayan kent yöneticile-
ri, bu göç kentinin trafiğini nasıl çözecek? Bu ne-
denle çözüm, stadyumun dolduğu süre kadar
zaman içinde boşaltılmasıdır. Yani, dururken bi-
le üç yüz kilometre yol işgal eden otuz bin ser-
vis aracıyla taşınan sanayi sektörü çalışanları
mutlaka gün ışımadan işbaşı yaptırılmalıdır. Gün
ışımasıyla birlikte hizmet sektörü (kamu çalışan-
ları, bankalar, büro elemanları ve esnaf) görevi-
ne başlamalı ve eğitim sektörüne (okullar, üniver-
siteler, dershaneler vb.) en son işbaşı verilmeti-
dir.
özetlersek, 06.00'dan önce sanayi sektörü^
07.30'a kadar hizmet sektörü ve 08.30^30,800-
ra eğitim sektörü işbaşı yaparsa kentlerimizdetran)
fik akışı sağlanır.
Bu uygulamanın sosyal kazanımlan da vardır.
Çalışanlann işleri saat 14.00'ten sonra bitme-
ye başlayacak, daha önce yollarda kaybettiği za-'
manı kültürel ve sosyal etkinliğe ayırabilecek, ca-
feler, sinemalar, tiyatrolar dolacak, insanlann sos-
yalleşmesi hızlanacak, kültürel tüketim artacak,
soğuyan insan ilişkileri ısınacak.
Ve insanlar akan bir trafikte işe gitmenin ve
böyle bir kentte yaşamanın keyfine ulaşacak.
önerdiğim bu uygulama elbetteki uzun vadeli»
bir çözüm değil. Ancak raylı sistem yatınmlan
için, yeni ulaşım çözümleri için kent yönetici--
lerine zaman kazandınr. - . <
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLD\> SAGA:
1/Köksaplanba-
harat olarak kul- '
lanılan ıtırlı bir p
bitki. 2/ Eski
Türk güreşlerin- 3
denbiri...Birşe-
yin olmasına az
kaldığını belirten
deyım sözü. 3/
Denizcihkte, ya-
tayserenlerinher
ikı başına veri-
len ad... "
Güler":Fotoğraf g
sanatçımız. 4/
Askeri donanımın metal
bölümlerini temizleme-
de kullanılan üstübeç, al-
kol ve sabun kanşınu 2
madde .. Bir akademık 3
unvanın kısa yazılışı. 5/ 4
Radon elementinin sim-
gesi... Değerli bir süs ta-
şı. 6/ Spor yanşmalann-
da seyircileri coşturan
kimse... Valıde. II Kimı g
gemılerde baş bodosla-
madan omurgaya kadar
uzanan ek yapı ögesı. 8/ Japon lırik dramı... Ünsüzle biten
bır sozcüğün, ünlüyle başlayan sözcüge bağlanarak okun-
ması. 9/ Osmanh devletinde iskelelerde alınan bir verei
YUKARIDANAŞAĞİYA: "nvergı
1/ Vücudun herhangi bu yerini hafıfçe çizip üzerine boy-
nuz, bardak ya da şişe oturtarak kan alma. 2/ Asık surat-
h... Animıst dinlerdeki doğaüstü güç. 3/ Kamından konuş-
ma becerisı olan kimse. 4/ Bir çifte küreklı küçûk patalya
5/ Uzak.. Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri 6/
Kalsıyum elementinin simgesi... Bir haber ajansunn lasa
yaahşı. DörtHaüfe'niı, sonuncusu. 7/Gözlen görmeyen...R e f
t Ş
a l l t
—
:
Yazanmız. 8/ Hayvanlara yedırilen bir
çayır bıtkısı... Kuzu sesı. 9/ Soıguç tüyleri süs olarak kul-
lanılan turna türü.
OSMANCIK ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1987/221
Osmancık ilçesi, Kanp köyünden Kemal Can miras-
çısı Atılla Can tarafindjm aynı köyden Mustafa Ak ve
35 arkadaşı aleyhine açmış olduğu tapu iptali tescil da-
vası sırasında Kargı köyünden Emrullah oğlu Hikmet
Emrullah oğlu Tevfık, Emrullah oğlu Hüseyin Hav-
rullah zevcesı Fatma ve \hmet oğhı Ali aramala^a raö-
men bulunamamış olduğundan duruşmanın ve davanuı
ne\ıın ılan yolu ile bıldjrilmesine karar verünüş oldu-
ğundan Davahlar aleyhine Kargı köyü 3534 ve 3535
parsellerin ıptalı ıle da^cı adnıa tescilme dair açılan
davanın duruşmasının 10/02/2000 günü saaf 10 15'de
yapılacağı, adı geçen djvahlara tebh| yerine eeçmek
üzere ılan olunur. 2.11.:999 Basın 65654