23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET EKONOMÎ / SAYFA ^ •MJjj.v\J ri ı V ^ I V J X I eKonomi(gcumnunyet.com.ır Ihale süreci 1 Şubat'ta sona erecek nükleer santral projesinin 'Çevre Etki Değerlendirmesi' yapılmadı AkkııyuVla yeııiskandal 13 • Çevre Bakanlığı ÇED raporu hazırlanması için TEAŞ Genel Müdürlüğü'nü 3 kez uyardı. Ancak TEAŞ Genel Müdürlüğü'nün, ihale süreci işletilen nükleer santral için başvuruda bulunmadığı öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu}- Akkuyu'da yapılması planlanan nük- leer enerji santralmın ihale sürecinin 1 Şubat'ta sona erecek olmasına kar- şın, ÇED Yönetmeliği 'ne göre nükle- er santral için zorunlu tutulan ÇED incelemesi sürecinin işletilmediği or- taya açıkü. ÇevTe Bakanlığı 'nın ÇED incelemesi yapılması gerektiğini, 14 Şubat 1997 tarihve919; 14Mart 1997 tarih ve 1655; 05 Aralık 1998 tarih ve 8146 sayılı yazılarla TEAŞ'a bildırdi- ği, ancak TEAŞ'ın "ihale süreci işle- tflen santral içm" ÇED başvurusun- da bulunmadığı öğrenildi. Çevre Bakanlığı yetkilileri, TE- AŞ'm yer seçimi ve ÇED incelemesi için başvuruda bulunmadığını doğru- larken. "ÇED raporunun TEAŞ Ge- nd Müdurtüğü taranndanyer uygun- hık karannm hakanhgımi7a gıraıhna- smm artnndan, bakanhğunız tarafin- dan verilecek format doğmltusunda 'yeterlik belgesi almış' kurum ve ku- ruhışlarca hazırlaülması zorunhıdur. Ancak TEAŞ Genel Müdfiriûğö'nfin bu konuda başvurusu ohnadıgrodan ÇED raporu incekme-değeriendiril- roesiyapdnıamtştır" açıklamasmıyap- nlar. TEAŞ Genel Müdürfüğü ise ÇED Büyük projelerde gerisayım ANKARA (AA) - Bakû-Ceyhan petrol boru hattı, Akkuyu nükleer santralı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonuna büyük katkı sağlayacak 250adetmodem tank üretim projelerine üişkin çakşmaiann ay sonunda tamamlanması bekleniyor. Geçen ay yapılan liderler zirvesinde de ele ahnan Akkuyu nükleer santralı için Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı'nın üçfirmagru- buna verdıği opsiyon bu ay sona eriyor. Böykce Türkrye, nükfcerteknoloji konusun- daki firma seçımini 1 Şubat'a kadar sonuç- landıracak. Aksi bir gelişmenin olması ha- lınde, Akkuyu için bugüne kadar üç kez açılan uluslararası ihale ya iptal edilecek veya firmalardan yeni bir opsiyon talebin- de bulunulacak. Santralın en geç 7yıl için- de hizmete alınması öngörülüyor. AGlT'te üç ülke arasında inizalanan Ba- kû-Tıflis-Ceyhan'a ıslerlik kazandıracakni- hai görüşmelerin de yine bu ay ıçinde ya- pılarak sonuçlandınlması bekleniyor. An- kara'da cuma günü başlayan toplantıiarda, Gürcıstan ile Azerbaycan arasındakı ihtila- fin giderilmesirıe çahşıhyor. Ikj ülkearasın- daki sonmlann aşılması halinde şubat ayı içtnde üç ülke parlamentosuna onay için sunuiacak. Bu arada, Türk Silahlı Kuvvet- leri'ninyeni yüzyıldakı tank ihtiyacınm kar- şılanması amacıyla Savunma Sanayıı Mus- teşarhğı'nca son aşamaya getirilen 1000 adetlik "moderntank" projesinde de düğüm bu ay içinde çözülecek. Bu öyle bir "güç" ki; yaşadığımız depremler sonrasında, çok kısa sürede yaklaşık 400 TRİLYON Türk Lirası 750.000.000 Dolar gibi büyük bir tutarı sigortalılarına ödemiştir. Bu başarının arkasında Türkiye'deki tüm seçkin sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri ile dünyanın büyük sigorta şirketlerinin oluşturduğu, risklerin paylaşımı esasına dayanan güç birliği vardır. Bu gücün oluşumunu sağlayan sigorta ve reasürans şirketlerine, çağdaş ve bilinçli tüm sigortalılarımıza teşekkür ediyoruz. Geleceği yitirmemek için her alanda sigortanın gerekliliğine olan inancın dalga dalga artmasını diliyoruz. Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesın- den önce yer seçimi başvurusu yapıl- dığını öne sürdü. Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) - Başkanı Ethem Torunoğlu, nükleer santral yanlılannm Akkuyu Nükleer Santralı için 1976 yılında Dünya Atom Enerjisi Kıırumu'ndan lısans aldığını gerekçe göstererek, ÇED Raporu'nu uymadıklannı söyledi. "Butabfikige- çerfibirgerekçedeği" diyen Torunoğ- lu, 1976'dan bu yana nükleer enerji teknolojisinde pek çok şeyin değişti- ği uyansında bulundu. Torunoğlu, ÇED incelemesinin mutlaka yapılma- sı gerektiğini vurgulayarak, ÇMO ola- rak konuyu hukuksal zemıne taşıya- caklannı. ancak bunun ıçın ıhalenın ne olacagının netleşmesı gerektiğini bil- dirdi. ÇED raporunun bir "can snni- di" olmadığı çekıncesini de koyan To- runoğlu, bugüne kadar pek çok yerde «mmareyelakP olacak biçimde ÇED yapıldığına dikkat çekti. Kredi cıkmazı TOKİ'nin açıklaması tepki gördü YUSUFÖZKAN tZMtR- Toplu konut ko- operatifleri, Toplu Konut Idaresi'nin (TOKİ) 2000 yı- lında deprem bölgesi dışın- daki bölgelerden gelen kre- dı taleplennuı karşılanma- yacağı yönündeki karanna tepki gösterdi. Konut sektö- rünün Türkiye'nin öncelik- li sorunlanmn başmda gel- diğinı belırten kooperanfyö- neticileri, yetkililerin konut yapımmda sosyal boyutugöz ardı etmemesi gerektiğini vurguladılar. TOKl'nin, 2000 yılında deprem bölgesi dışında ye- ni kredı başvurusu kabul et- meyeceğı, eğer kaynak bu- lunabilırse deprem bölge- sinde 46 bın konuta kredi açılacağına Uişkinkaran sa- lancalı bulundu. Konuylail- gili olarak TOKİ yöneticile- riyle önümüzdekı günlerde bir görüşme yapacağını be- lirten Türkkent Genel Baş- kanı Oğuz Soydan, "Tûrki- ye'de, böyle bir karan doğ- ru bulmuyorum. Fon, im- kânlan doğruhusunda böy- le bir açıklama yapmak zo- rnnda kaku. Çünkü bütçesi hökûmet tarafindan lasrt- bndT dedi. Soydan, ekonomik sıkm- tılara karşın Avrupa Konse- yi Kalkmma Bankası'nnı 17 Ağustos 'ta yaşanan deprem felaketının ardından deprem bölgeleri başta olmak üzere özel olarak 300 mılyon do- lar kredi açtığını banka yö- neticilerinden öğrendiğini vurgulayarak "Bence TO- Kİ, bu konuda kooperatif- ler işbirüğiyie ortak bir pro- je hazniayabair. Türkiye'nin konutaihtiyaa var" dıye ko- nuştu. Milli Kooperatifler Birli- ği Başkanı Muammer Nîk- sarh da, TOKTnın kredi ta- leplenni "karşüayacağun" demesının, "karşılayamava- cağım" demesinden daha kötü olduğunu söyledi. Ege-Koop Genel Başka- nı Hüseyin Aslan da, TO- Kİ'nin aldığı karan, konut kooperatiflen açısından son derece tehlikeli, konut so- rununu daha da ağu"laştincı birgirişim olarak gördükle- rini söyledi. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği AIG Sigorta A.Ş. • Akdeniz Anadolu Hayat Sigorta A.Ş Başak Sigorta A.Ş. • Başak Hayat Sigorta A.Ş. Commercial Union Sigorta A.Ş. • Commefciai liz Sigorta A.Ş. • Aksigorta A.Ş. • Akhayat Sigorta A.Ş. » American Life Hayat Sigorta A.Ş. • Anadolu Anonim • Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi • Assitalra Le Assicuraıioni D'ltalia SPA İst. Şb. • Axa Oyak Sigorta A.Ş. • Axa Oyo : Hayat Sigorta A.Ş. • Bati Sigorta A.Ş. • Bayındır Sigorta A.Ş. • Bayındır Hayat Sigorta A.Ş. • Birlık Sigorta A.Ş. • Birli Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi Axa Oyak Hoyat Sigorta A.Ş. * Biıiik Hayat Sigorta A.Ş. Union Hayat Sigorta A.Ş. • Demir Sigorta A.Ş. • Demir Hayat Sigorta A.Ş. • Destei Reasürans TAŞ.» Doğan Hayat Sigorta A.Ş. c Sigorta A.Ş. • Emek Hayat Sigorta A.Ş. • Garanti Sigorta A.Ş. • Garanti Hayat Sigorta A.Ş. • Genel Yasam Sigorta A.Ş. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Bugiin ?4 Ocak' Bugün 24 Ocak; ünlü kararlann 20. yıldönümüdür. 24 Ocak 1980'de başlayan uygulamalarla Türkiye, ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak çok büyük bir degişiklığe sürüklendi; yepyeni bir yola sokuldu. 24 Ocak sürecini nesnel bir biçimde değerlendir- me olanağı var mı? Kanımızca olmalı. • • • 24 Ocak; ekonomide, özetle, piyasa serbestisinin egemen olmasını öngörüyordu. Devlet, üretim sek- törlerine yatınm yapmamalı; elindeki sanayi girişim- lerini özelleştirme ile elden çıkaımalı; ekonomi dış rekabete açılmalı ve yatınmlan özel sektör yapma- lıydı. 24 Ocak, özellikle ıkı konuda, döviz kuru ve fa- iz oranı konulannda fiyatlann serbest piyasa koşul- lannda oluşmasını arnaçlıyordu. 24 Ocak'ın hemen öncesinde 1979 sonunda dö- viz kuruna göre bir dolann fiyatı 35 liraydı; yıllık enf- lasyon oranı yüzde 65.5'ti ve dış borçlar 16 milyar dolar dolayındaydı. Dolaşımdaki paramiktan da200 milyar lira dolayındaydı. Bu sayilar, yirmi yıl sonra ya- ni bugün sırasıyla şöyledir: Bir dolar 550 bin TL, enf- lasyon oranı yıllık yüzde 68.8 ve dış borçlar 100 mil- yar dolar. Dolaşımdaki para da iki katrilyon lira do- layındadır. Parasal açıdan 24 Ocak'ın sağladığı olumlu so- nuç, ekonominin en azından şimdilik döviz sıkıntısı çekmemesidir. Bunu sağlayan da öncelen hayali ağır- lıklı dışsatıma verilen olağanüstü parasal destekler- di; sonralan da yüzde 40'lara ulaşan neel faiz için ül- keye gelen yabancı sıcak paradır. Ekonominin yö- netimi tümüyle IMF'ye bırakılmıştır. 1980 öncesinin tersine ekonominin büyümesinden korkan bir anla- yış egemen olmuştur. Ekonomik büyüme oranının aşın inişli-çıkışlı eğilimlerinden de kolayca görü- lebileceği gibi, ekonominin temeli olan tanm, maden- cilik ve sanayi gibi üretim kimi hizmet sektörieri, istikrarlı ya da kararlı bir gelişmeden çok uzaktır. Ulusal gelırden tasarruflara ve buradan sabrt serma- ye yatınmlanna aynlan pay artmamaktadır. Toplam vergilerin içinde en haksız vergi türü olan dolaylı ver- gilerin payı arttınlmış, bütçenin yanya yakınt faz öde- melerine aynlır olmuştur; tanm sahipsiz bırakılmış; kamu ekonomik kuruluşlan çökertilmiş ve özel- leştirme yağmalamaya dönüştürülmüştür. Yoksul- luk ve işsizlik artmıştır. En yüksek ve duşük gelir- ler arasındakı açıklık uçuruma dönüşmüştür. • • • 24 Ocak'ın bir de siyasal boyutu var. 24 Ocak'ın siyasal tamamlayıcısı 12 Eylül 1980 sonrasının bas- kıcı karanlığıdır. Baskıcı anayasası ve öbür yasala- n; zorunlu din dersleri; dinci ve ırkçı terörü besleme- si; düşünceleri nedeniyle insanlan öldürmelerı ve hapisleri; siyasal partiler, sendikalar ve dernekler üzerindeki yumruğu ve nedensiz işten çıkarmalany- la 12 Eyiül karanlığı, 24 Ocak'ın bağlı siyasal ikizi- din 12 Eylül olmasaydı 24 Ocak bu ölçüde yıkıcı ol- mazdı. ••• Bunlar da 24 Ocak sonrasını açıklamada yetersiz kalıyor. 24 Ocak asıl yıkımını, ekonomi ve siyaset dı- şı alanlarda yaptı; topfumsal dokuyu parçaladı. Bu dönemle biriikte, toplumsal değer ölçüleri olan, doğ- ruluk, dürüstlük ve ahlak lyıce çöktü; tüm bu kav- ramlar parasallaşt. Eğitim, sağlık, sanatsal ve kül- türel etkinlikler paraya dönüştürülmekte ve yalnız- ca parası olanlann erişebildikleri bir duruma getiril- miş bulunmaktadır. Daha da kötüsü, parasallaşma- nın azgelişmiş beyinlere iyice kazınmasıdır.Toplu- mu oluşturan bireylerin birbirine güveni kalmamış, yardımlaşma ve dayanışma duygulan yok edilmiş- tir. Toplumsal dokunun parçaJanması bunlarla sınırlı kalmıyor; 1980 sonrasında kamu bürokrasisi dar- madağın edilmiş, rüşvet, yolsuzluk ve giderek hır- sızlık olağan karşılanır olmuş; Türkiye'yi düzeltmek üzere yurtdışından devşirilen prensler ya da dün- yadaki yaygın adlanyla Şikago çocuklan bu süre- ci daha da hızlandırmışlar ve boyutlannı büyütmüş- lerdir. Anayasa daha demokratik bir yapıya kavuşturu- labilir, devlet yapısına etkınlik kazandınlabilir; ancak toplumsal değerlerin yeniden egemen kılınması- nın hiç de kolay olmayacağı bilinmelidir. ••• 24 Ocak bu köşeye sığdınlamayacak ölçüde yı- kımla uygulandı. Bu derece yıkjmayol açmadan uy- gulanamaz mıydı? Bu soruya olumlu yanrt verilebi- lir. Yıllar sonra bu noktalann anımsanması ise özel- likle gerekıyor. Çünkü, toplumsal gelişme yalnız ve ancak birikimle, bellekle ve gerektiğinde geçmiş- ie soğukkanlı bir hesaplaşma ile sağlıklı bir çizgide sürdürülebilinir. ••• İçinde bulunduğumuz günler, her türiü sömürü- ye karşı çıkan ya da aydınlanmacı kimi düşünürle- rin doğum ya da ölüm günlenydi. Nâzım Hikmet'in 98. doğum günüydü; Abdi Ipekçi, Muammer Ak- soy, Uğur Mumcu ve Rosa Luxemburg'un da öl- dürüldükieri günlerdı. Insanlığın onuru, 24 Ocak'ın küçüklerinin ve onlann sadık izleyicilerinln yap- tıklanyla değil, burada adı yazılanlann ve benzeri in- sanlann büyük katkılanyla yükseliyor. e-mail: yakup@metu.edu.tr Tüketici ürünleri ile biriikte en büyükşirket olacak tlaçta bir dev evUlikdahaEkonomi Servisi - Pek çok devletin bile ekonomik büyüklüğünü geride bırakan dev çokuluslu şirketler, evlilik ve satın almalar yoluyla "daha da* büyüme stratejilerini son hızla sürdürüyorlar. Geçen hafta başmda ilaç sektörünün en büyük şirketmi oluşturacak SmitiıKline Beecham ile Gteso birleşmesinin dzıvurulmasının ardından dahaMRâ bitmeden gelen bir haber bu evliliği de gölgede bıraktı. Procter and Gamble Yönetim Kurulu, cuma günü iki ilaç devi ile birleşme konusunu tarüştı. Söz konusu iki ilaç şirketi, yine sektörün en büyükJen arasında yer alan American Home Products ve Wamer- Lambert. Bu üçlü birleşmenin gerçekleşmesi durumunda dünyanın en büyük tüketici ürünleri ve ilaç üretıcısı firması ortaya çıkacak. Glaxo SmithKline birleşmesi göriişmelennın bir yıldan fazla zaman aldığı göz önüne alınarak bu üç şirketin de "nişanhhk* süresinin uzun süreceği tahmın edılı> or ve evlilik garantisi de verilemiyor. Procter and Gamble, halen ülkenin en büyük tüketici ürünleri üreticisi dnrumunda. Aynı zamanda ilaç endüstrisinde de faaliyet gösteren bu şirketin birleşme sonrası bu alanı dığer iki şirkete bırakması bekleniyor. Procter and Gamble'ın da pazarlama ve dağıüm yöntemleri açısından diğer iki şirkete avantaj sağlayacağı belirriliyor. Wamer-Lambert s dünyamn en çok satan koksterol düşûrücü hapı olan Lipitor'a da kapsayan genış bir üriin yelpazesine sanıp. Amencan Home ve Warner-Lambert, hisse değeri 78 milyar dolar olan birleşme kararlarıru geçen kasun ayında açıklamışlardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle