25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 14 OCAK 2000 CUMA DIZIY4ZI 23 lisan şenüği taşmyor • ANKARA (AA)- TRT'nin 22'nci Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, bu yü Kuşadası'nda yapüacak. 60 ûlkeden yaklaşık 1500 çocuğun katılacağı şenliğin galası, 23 Nisan'da Efes Antik Tiyatro'da gerçekleştirilecek. Uluslararası 23 Nisan Çc~uk Şenliği'nin -jgramı, buyılda Anıtkabir ziyaretiyle başlayacak. Konuk çocuklann temsılcilerinden oluşan yaklaşık 300 kişilik grup, 17 Nisan'da Izmır'den Ankara'ya gelerek Anıtkabir'ı zıyaret edecek. Türk/ye'deki dernekter • ANKARA (AA) - Içişleri Bakanlığı kayıtlanna göre, Türkiye genelinde 72 bin 387 dernek faaliyet gösteriyor. Jçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın, ANAP Bursa MilJetvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın sorulanna verdiğı yazılı cevaplara göre, Türkiye genelinde 72 buı387'siaktif,49bin418'i feshi olmak ûzere toplam 121 bin 805 dernek bulunuyor. Bunlann dışında, bazı derneklerin ûst örgütü durumundaki 89 federasyon ve 2 konfederasyon da faaliyetini sürdürüyor. Tdvpıkoğlu'nun sağbğıiyr • ANKARA (Cıunhuriyet Bürosu) - Resmı bir zıyaret için Fransa'ya gıden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyın Kjvnkoğlu'nun sağlık durumunun "gayet ıyı" olduğu bıldınldj. Genelkurmay Başkanlıgı üenei Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Fransa Genelkurmay Başkanı 'nın davethsı olarak Paris'te bulunan Orgeneral Kjvnkoğlu'nun ateşinin yükselmesi üzerine sağlık kontrolünden geçtığı kaydedildi. Kortanaz'ıı sorgusu sürüyor • Istanbui Haber Servisi - Ukrayna'dan Türkiye'ye getinlen organize suç örgütünün başı Ay vaz Korkmaz'ın polısteki sorgusu sûrüyor. Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Korkmaz'ın sorgusunun tamamlanması için polise 4 gûn gözaltı süresı verdı. Ayvaz Korkmaz'ın avukatı Ekrem Marakoğlu da, müvekkilinin can güvenliğinin sağlanması ve gözetim izninin kaidınlması amacıyla Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. MÜSburdan suç duyımsu • İstanbul Haber Servisi - Müstakil Sanayici ve Işadamlan Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, Bankalar Kanunu amaç ve kapsamı dışında faaliyetleri olduğu gerekçesiyle Tasarruf Mevduatı Sıgorta Fonu'na devredilen 5 bankamn yöneticileri ile gerekli denetimleri uygulamadığı öne süriilen Başbakanlık Hazine Müsteşarhğı görevlıleri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bektrik kesintisi • İstanbul Haber Servisi - Avcılar'dakı trafo merkezınde yapılacak yenileme çalışmalan nedeniyle yann ve pazar günü bazı semtlere 9 saat süreyle elektnk verilemeyecek. Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre, 08.00-17.00 saatleri arasında elektrik verilmeyecek yerier şöyle: Esenyurt Merİcez Mahallesi (Dikilitaş Mevkii), Örnek Mahallesi, Hisar Fabrikası, Tut Yapıştıncı, PCK Raf, Yeni llaç, Birollar Otomonv Fabrikalan, Milangaz tesisleri ve Karayollan Avcılar gişeleri. Ulaşnn sonmu • İstanbul Haber Servisi - istanbul Otomobılcıler Esnaf Odası Başkanı Semih Kaçanoğlu, yaptığı açıklamada, yaşanan ulaşım ve trafık sıkışıklığı sorununun, denizyolu ve demiryoluna ağırlık verilmesiyle çözûlebileceğini belütti. Insan hakkı ihlali olarak kabul edilen olumsuz uygulamalar engellenmeli Açbkgrevlerinin çözümü çare olamaz G revlerin yaşamsal tehlike oluşturduğu dönemJerde sivil kunıluşlardan yar- dım alınmaktadır. 1992 yılında Eskişehır Cezaevi sorunlannın çözümü için dönemın Adalet Ba- kam Sayın Seyfi Oktay dönemin- de başlayan bu uygulama, Agar dönemi dışında sürdürülmüştür. Insan Haklan Derneği, ÇHD, Ba- ro ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü temsilcilerinden olu- şan bu heyetlerin müdahalesi ile sorunlara geçici çözümler geti- rilmiştir. Bu çözümlerin kâğıt üs- tünde kalışı, uyulması etik ola- rak zorunlu bır deklarasyona da- hi dönüşmemış oluşu sorunlann ağırlaşmasuıa neden olmuştur. Aynca yinelenen olumsuzluk- lar, bu gruplann müdahalesini de etkısız hale getirmıştır. Oysa, ınsan hakkı ıhlalı olarak kabul edilen olumsuz uygulama- lann engellenmesi için bu çö- zümlerde anlaşma sağlanan ko- nulann, kural haline dönüştürü- lerek bu konuda genelgelenn dü- zenlenmesi son derece olumlu olacaktır. Hukuksal yollara başvurulnnıyor T ürkiye pratiğınde, açlık grevlerinin çok denilebi- lecek sıkhkla yinelendiği- ni görüyoruz. Bu durum, Türki- ye'de cezaevlenndeki hak gasp- lannın yoğunluğunu göstermesi yönünden ilginçtır. Ancak bu du- rum, Türkiye'de infaz hukukuna ilişkin sorunlann çözümünde hu- kuksal yollann denenmediğini, böyle bir geleneğin ohnadığuu da göstermektedir. Dünyada infaz hukukunun ge- lişimi, tutuklu ve hükümlülerin açtığı davalarla olmuştur. Bizde ise 1 Ağustos Genelgesi'nin ip- tah de içinde olmak üzere, birkaç genelge iptali davası ile sınırlı pratik mevcuttur. Ne yazıkki Da- mştay, bu davalardaki aciliyeti ve yaratacağı tnağduriyetı dikkate almamakta, davalara, sıradan iş- ler gibi yaklaşmaktadır. Ağar ve Kazan genelgelerinin iptaJi için açüğımız davalardaki tutum, tu- tuklu ve hükümlüleri, hukuk yol- lanna başvurmaya özendinne- mektedır. Bir atama işlemini üç günde yürütmeyi durdurma ka- ranna bağlayan Danıştay'ın, açıkça hukuka aykın olan 9-10 Mayıs Genelgeleri'nin iptali amacıyla acılan davada hareket- siz kalması, yaratılan sonuç yö- nünden tüyler ürperticidir. İstan- bul'da yargüanan tutuklulann Es- kişehir'e getirilmeleri, açıkça mevcut yasalara aykındır. Aynca bugün geri alınmış oluşlan da bu gerçeğın bır ifadesidir. Böylesi bir yargılama süreci karşısında, tutuklu ve hükümlülere "Yargı yohınun sonunu bekleyiniz" de- mek, ne denli yararlı olabilir? 647 Sayılı Yasa yeterslz B ugün 647 Sayılı Yasa, esas olarak uygulanmamakta- dır. Aynca da 1965 yılın- dan bu yana infaz hukukunda ye- nihkler ohnuştur. Bu yeniliklerin en önemlisi, "infaz"ın ıslah ola- rak tammlanmasından vazgeçil- meye başlanmış oluşudur. Bugün ABD'de dahi, "Btah" ınsani bir bakış açısı olmaktan çıkmıştır. "Yeni jenerasyon" adıyla anılan cezaevlerinde, bireyin kimliği ve kişiliğinin silinemezliği gerçek- liğinden yola çıkıhnakta, ınsan onuruna saygılı ve insanın bede- nen ve ruhen gelişimini özgür kı- lan, hatta özel hayatlannın doku- nulmazhğı hakkını tanıyan bir in- faz anlayışı egemen olmaktadır. Adil bir infaz rejimı uygulanma- ya çalışdmaktadır Şurası muhak- kaktır kı cezaevlerindeki "adil- Hk" .dışandaki adaletle doğru oranühdır. Ülkemizde de durum budur. Sistem, cezaevleri olma- yan bir toplumu yaratabilecek koşullardan uzaktır. Özlemimiz cezaevleri olmayan bir toplum- dur. Ancak bugün, var olan yapı- nın iyileştirilmesi ıçın mücadele etmek zonındayız tnsanhaklan- na dayalı hukuk için mücadele, cezaevlerinde uygulanan huku- kun ınsanıleştinlmesi için yoğun mücadeleyı emrediyor. Türkiye'de infaz sısteminin if- las halinde olduğu saJt bızim sa- vımız değildir. Bizzat Bakanhk görevlileri, sisteme toplumsal güvenin kalmadığını, Avrupa ve BM Cezaevi Standart Kuralla- n'nm hayata geçirilmediğini, idari ve hukuki altyapının iflas halinde olduğunu, fızıki koşulla- nn, teknik konumlanmanın çağ- dışı kaldığmı, personelin eğitim- siz olduğunu behrtmektedirler. Bu saptamalara karşın idare, bugüne dek sorunu çözücü adım- lar atmayı başaramamıştır. Za- man zaman fiilen gerçekleşen olumluluklar, mevzuata yansıü- lamamıştır. Cezaevi gerçeğine duyarh olmayan parlamento, so- runu çözmek bir yana, daha da kanştıran ve içinden çıkıhnaz ye- ni düzenlemelere yönelmıştir. T- MY'nin aşagıda irdeleyeceğimiz maddeleriyle 647 Sayılı Yasa da çignenmiştir. TMY, 647 Sayılı Yasa'yı yok sayıyor T erörle Mücadele Yasası, diğer hükümlerinde oldu- ğu gibi, infazla ilgili hü- kümlerde de kazanıhnış tüm hak- lan ortadan kaldıran, hatta mev- cut 647 Sayılı Cezalann Infaznıa İlişkin Yasa'yı da geride bırakan bir uygulamaya temel ohnuştur. Yasanın 16 ve 17 maddelerin- de bu yasa kapsamına alınmış olan hükümlülenn ve tutuklula- nn tek ya da üç kişüik oda siste- mindeki cezaevlerinde banndın- lacağı, bu kişilerin birbirleriyle irtibat ve haberleşmelerinin en- gelleneceğı, cezalannın en az üç- te birini iyi halle geçirmek koşu- luyla şartla salınmalanna 3 yıl kalanlann başka cezaevlerine nakledılebıleceklen, şartla salın- mak hakkmın, ölüm cezalannın yerine getirilmemesine karar ve- rilenlerde 36, müebbet hapis ce- zası hükümlerinde 30, diğer hür- nyeti bağlayıcı cezalara mahkûm olanlarda, hükümlülük süresınin 3/4'ünü çekmeleri halinde ger- çekleştinleceğı hükümlerini ge- tirmiştır. Aynca şartla sahverüme hakkı, özel ağırlaştıncı yaptınm- larla kısıtlanmıştır. Görüldüğü gibi 16. madde, yargı karan ile mahkûm olan ki- şilerin cezalannın infazında çok açık bir biçimde iküi bir ölçüt ge- tirmekte ve terör suçlanndan mahkûm olan kişilerin hücrelere kapatılmasım öngörmektedir. Nasıl bir suç işlendiği zaman suçun türüne ve işleyenine bakıl- maksızın yargılama süreçleri tüm kışiler için aynı ise benzer şekil- de yargılama bitip yargı hükmü kesinleştikten sonraki süreçte de aynılık, eşitiik gereklidir. Klasik ceza infaz hukuku an- layışına göre hüküm kesinleştik- ten sonra dönüp geriye bakarak infaz uygulamasına gidilmesi olanaklı değildir. İnfaz anınHa mahkûmun hangi suçtan hüküm giydiğıne bakılmaz. tnfaz, bütün kişiler için bir örnek uygulanır. Bu durum "infazda eşiüik" ola- rak adlandınlır. Işlenen suçun türüne göre özel bir infaz uygulamasına gidilme- si açık bir siyasal tercihrir. Dev- let, hukukun genel ilkelerine rağ- men, anayasasına rağmen eşitiik ilkesini bir kenara atabılıyorsa ve özel bir davranışa yöneliyorsa bu suçlardan mahkûm olanlara kar- şı siyasi bir şekilde hareket ettı- ğini ve bu kışilerin siyasal suçlu- lar olduğunu da kabul etmek zo- rundadır. Terör suçlannın cezalannın hücrelerde çekileceği hükmü Amerikan modelınden ithaldir. Mahkûmlan demir kafeslere ka- patan, onlan insanlıktan çıkar- mayı hedefleyen, ebJileştirilecek varhklar olarak gören ve bu ha- üyle bir melodram olarak filmle- re de yansıyan tamdık bir manza- radır. Fakat bütünüyle de bize ya- bancı bir sistemdir. "Tecrit" yo- luyla ıslahın var olan infaz huku- ku anlayışıyla, toplumsal gele- nekle ihşkisini kurmak mümkün değildir. Klasik cezahukukunda cezala- nn ınfazıuzun bır zaman sürecın- de, uygulana uygulana birtakım ilke ve ölçütlere ulaşmıştu. Ceza- lann infazının insancıllaşmasın- da gerek tutuklu ve hükümlülenn cezaevlerindeki mücadelelerinın, gerekse demokrası mücadelesi- nin önemli bir payı ohnuştur. Şu- rası açıktır ki cezalann infazına ilişkin düzenlemelerle, ülkenin demokrasi düzeyi arasmda doğ- rudan bir ilışki vardır. Klasik infaz hukuku neyi amaçlar? Hükümlülerin özgürlü- ğünü kısıtlamanm sının nasıl çi- zilecektır? Terörle Mücadele Ya- sası'nın cezalann infazına ilişkin hükümleri bu sorulan anlamsız bulup yok sayıyor. Çunkü infaz- daki amacuu, "hükümlûJerin ki- şiliğinin yok edilmesi" olarak özethyor. Dönemin Adalet Bakanı Sayın Sungurlu, Terörle Mücadele Ya- sası'na yerleştırdiği "yeni infaz anlaytşını" Avrupa ve Ameri- ka'da uygulanan, aynca Birleş- miş Milletler standartlanna da hâkım olan görüşle düzenledikle- rini ifade etmiştir. Oysa bugün bütün ülkelerdekı infaz siyaseti- nin asgan kurallannı beUrleyen "Birkşıniş Mületkr Tutuklu ve Hükûmlûlere Karşı Uyulması Gerekli Asgari Standart Kunü- hr" incelendığinde, bu savın ke- sinlikle gerçeği yansıtmadığı gö- rülecekrir. Birleşmiş Milletler Standart Kurallan'nın ana ilkesınde bu kurallann tarafsız olarak uygula- nacağı beürtilerek; tutuklu ve hü- kümlüler arasmda; "Irk, renk, cinsiyet,dfl, din, po- Ktikyada di§Ergörûşjer, uhısalya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum yada diğer sosyal statûfer baknnmdan hernangi bir ayınm gözetinneyecektir'' denilmekte- dir. Terörle Mücadele Yasa- sı'ndaki düzenleme, tutuklu ve hükümlülerin politik görüşlerine göre ayınma tâbi tutulduklannın açık kanıOdrr. Bir yanda adli tu- tuklulara ve siyasi tutuklulann bir bölümüne uygulanacak 647 Sayılı Yasa durmaktadır. Diğer yanda 3713 Sayılı Yasa ile yeni düzenlemelere gidilmektedir. SÜRECEK Diğer infaz kurumlanna nakil Y asa diğer infaz kurumlanna nakılde de farkhhklar ve eşitsizlikler yaratmakta- dır. 647 Sayıh Yasa'da nakille ilgili özel bir hüküm yoktur. Tüzükte ise 238-244. maddeler arasında bu konuya ilişkin düzenleme- ler yer almaktadır. Ancak nakil istegmnı gerçek- leşmesine Uişkm bir süre şartı yoktur. Yasanın 16. maddesi bu yasa kapsamındaki tutuklular için, kapalı cezaevine nakillerinde dahi süre koşulu getirmektedir. Bu süre, tüzüğün 116. maddesi koşullannca yararlarulan yan açık ve açık ceza- evlerine nakil olanağını da ortadan kaldırmakta- dır. Şarttı salıvermede doğan huioıfcsuzluk C eza türü ve süresi bakımından aynı du- rumda bulunan hükümlülerin eşit ko- şullarda salıverümesı, şartlı sahverme- nin temel kurahdır. Yasanın 17. maddesi; "Bu kanuB kapsamma giren suçlardan mah- kûm ofaudardan TBMM taranndan ölüm cezala- nnın yerine getirilmemesine karar verüenler 36 yıflannz, müebbet ağır hapis ce/asına hükumlû- kr 30 yıDanıu, diğer şansi hflrriyeti bağlayıa ce- zalara mahkiim edihniş oianlar hükümhihık sü- resinin 3/4'ünü çekmiş olup da iyi haii hükümlü niteliğiiKkbuhuıdaklantakdBtletalepferiobnak- sjzın şartia saflverffirier. Buniardan, tutuklu veya hfikûmlfi iken firar edenkr veya firara tesebbüs suçundan veya ceza- eviidaresine karşı ayaldanmasuçundan mahknm edilmiş bulunanlariledisçıfin cezasıolaraküç de- fa höcre oapsi afam; oianlar, bu disipfin cezaian kakhrünuş oba bfle şartb sabverimeden yarar- lanamazbr" hükmü getırerek, şartlı salıverme kurumu ile tamamen çehşen bir uygulama yaratmaktady. Hükümlülerde "yasakairşısmdaeşitrir"ler Fakat bu madde, diğer maddelerde de sıkça yinelediği "eşitsiz'' durumu sürdürmekte ve anayasaya ay- kın bir düzeıüemeyi yasaya yerleştirmektedir. Aynca 3. fıkrada bu hükümlüler hakkında 647 Saydı Yasa'nın 19. maddesinin 1 ve 2. fikralan- nın uygulanmayacağı belirtihnektedir. Uygulanmayacak olan 1. maddede: 4 kez hücre cezası alanlar, şartlı salıverme hak- kındanyararianmaktadır. 3713 Sayılı Yasa ise üç kez hücre cezası ahnayı (bu disiplin cezası kal- dmhnış olsa dahi) şartlı saliverüme hakkmı ya- kan bir durum olarak görmektedır. Şartü sahver- meden yararlanma süresi, 19. maddede 30,20 ve 1/2 oranlanndadır. Yasa, ölüm cezalannın yeri- ne geürilmemesine karar verilenlere 6, müebbet ağır hapis cezası hükümlülerine 10, diğer şahsi hürnyeü bağlayıcı cezalara mahkûm edilmiş olanlara ise 1/2 oranında "zam" getirmektedir. Bu durum şarth sahvermenin, cezanm "törü" ve süresi yönünden eşit durumda olanlara eşit bir biçimde uygulanmasını zorunlu kılan, genel ku- rak da aykındır. Kaldı ki yasanm 19. maddesin- deki son düzenleme, 6.6.1990 tarihlidir. Bu dü- zenleme, uygulamalann çıkardığı sonınlarve in- fazdaki yumuşama siyaseunin bir devamı olarak gündeme gehniştir. Bir yü sonra Terörle Müca- dele Yasası kapsamına alınanlar yönünden yara- tılan bu eşitsizlik, anayasaya aykmdır. BİRBAK1MA SERVER TANİLLİ Kadınların Mücadelesi Sünecek... Bu yazj, her zaman yaptığım gibi, çarşamba gü- nü noktalanmıştır. Böylece, Apo ile ilgili toplantının sonucu hakkında bir bilgim yoktu. Asıl açıklayama- dığım ise şu oldu: Niçin Avrupa Insan Haklan Mah- kemesi'nin vereceği karar beklenmez de, hemen birşeyler yapmak istenir. Içimizdeki acılar, tamam; ama onun yanı sıra yurdumuz ve insanlanmız için acısız bir gelecek kaygısı hiç mi çekilmez? Üstelik, ucuna "aday" olarak iliştiğimiz bir dünyanın değer- leri ve gerekleri. Bunlan düşünürken daha da irkiltici olan, 12 O- cak günlü Hürriyet'in "Fazilet Çomaüı" başlığı ile verdiği şu haber oldu: Fazilet Partisi, Öcalan'ın ida- mından yana olan MHP'ye, "öcalan la ilgiliyasalsû- recin tamamlanması için her türiü desteğı sağlanz. Gerekirse hükümeti de boz. DYP'yle bîhikte arkan- dayız" diye mesaj göndermiş. Nelerin çiğnendiğinin farkındasınız değil mi? Yeni bir yüzyılın ta başında elimizdeki siyaset mal- zemesinde bunlar da var. Kokan ve çürütücü bir ortam... Bu haftaki yazımın konusuna geleyim. Masamda bır dergi ve bir de kitap. Dergi, Fransız Komünıst Partisi'nin Bakış adlı ay- lık dergisi: Son derece ağırbaşlı ve fikir ağııiıklı bir yayın organı. "Kadınlann haber verdiği dûnya " baş- lığıyfa, kadın sorunlanna aynlmış. "2000 yılının şa- fağında, toplumda, herkes için özgürlüğûn ve uy- gahıkta ilerlemenin taşıyıcısını araştırdığtmızda, bir kez daha kadınlann kurtuluşlan için verdikleh mü- cadeleyı buluyoruz" diyor ve sorunlan sergiliyor. Önde gelen bir Avrupa ülkesi de olsa, Fransa'da ka- dınlann sıkıntılan var. 80'li yıllann sosyalist yöneti- minin kazandırdıklannı, sonra gelen sağcı yönetim- ler kırkıp geri almışlar. Çeşitli konularda aynmcılık ve eşrtsizlikle karşı karşıya Fransız kadını. Onlan gi- dermenin yanı sıra, siyasal temsilde eşitiik gibi ye- ni fetihlerin arkasında. Kimle başaracak bunlan? Kadın-erkek beraber! öyle olduğu için de, dergi, kadınlarta erkeklen beraberce 15 Ocak'ta Paris'te Bastılle'deki göstenye çağınyor. Kavganın yüreği bu pazar Bastille'de atacak... Kitap da, Arslan Kaynardağ'ın en son yayımla- dığı bir inceleme ve antoloji: Adı da, Kadın Felsefe- cilerimiz. Türkiye Feteefe Kurumu'nun yayını eser. Arslan Kaynardağ'ı okuriara uzun uzadıya tanıt- manın anlamı yok. Araştırmalannı daha çok Türk dü- şünce tarihi ile Türkiye'de felsefe ve Türk felsefeci- leri üzerinde yoğunlaştıran bu değerii kalemin, bu konulara getirdiği aydınlık ve katkı tartışma dışı. Zik- rettiğimız son çalışma ise, çağdaş tarihimizde ge- cikmeli de ortaya çıkmış olsa, "aydın kadın'm bir öyküsü. O öykünün felsefeci olarak ilk temsilcisi de Fat- ma Âliye. Ünlü Cevdet Paşa'nın kızını, romanla- rmdan, bu arada Muhadarat'uvian tanıyorduk. Ya- zanmızın bir de felsefeci yant var ki, Kaynardağ'dan öğrenıyoruz. Kavgasının başına kadınla erkeğin eşit- liğini ve bu yokJa mücadeteyi koyan Fatma Âliye Ha- nım'ın anısı önünde nasıl eğilmez oluruz? Ne var ki, Cumhuriyet öncesinde kadın yazaria- nmız varlıklannı ispatlasalar da, kadın felsefecileri- mizin asıl ortaya çıkmalan Cumhuriyet'le gerçekle- şiyor. Sayın Kaynardağ, onlar arasında liselerde ilk kadın felsefe öğretmenlennin bir listesinı veriyor Semiha Cemal, Şaziye Berin Kurt, Tezer Ağaoğ- lu (Taşkıran), Keyise Idalı, Faika Isameddin, Ney- yire Baysal. Onlan, üniversitede felsefe bölümünde ööretim üyesi olarak görev alan kadınlanmız izliyor: İlk ka- dın felsefe profesörümüz Kâmuran Birand'dan başlayan daha da uzun bir liste... Kitabın sonunda, bütün bu kadın felsefecilerimiz- den titizlikle seçilmış usta işi yazılar. Eser, Necla Arat'ın, 1998'de Cumhuriyet Yayın- lan'nda çıkan Aydınlanmanın Kadınlan'ndan son- ra, alanında yazılmış daha da özgün ve topartayıcı bir çalışmadır. Cumhuriyet kültürümüzün pek göz doldurucu biryanını önümüze sergilemiş bulunuyor ki.eliöpülesi biriştiryaptığı Kaynardağ'ın... Yazar, kitabının bir yennde haklı olarak şunlan söyiüyor: "özgür düşünce ve laiklik ortamı bûtûn insanlar için gereklidir; feisefecileriçin, özellikle ka- dın felsefeciler için daha çok gereklidir. Felsefeci- lerimiz böyle bir ortamda seslehni daha çok duyu- racaklar, aydınlanmaya, düşünce ve eğitim alanına daha çok katkıda bulunacaklardır" (s. 52). Söz konusu laik örtamın karşısına ne türiü düş- manlann dıkildiğini hatıriatmaya gerek var mı? Bu saldınnın önüne dikilecek en sağlam kale de, hiç kuşkusuzfelsefenin kalesi olacaktır. Onun muhafız- lan arasında kadınlara daha çok ış düşüyon çünkü saldınnın en başta gelen hedefı, kadınlardır. Kadınlann amansız mücadelesi ise sürecek... OzdenrirYararvefatetti • İstanbul Haber Servisi - Ankara Sanayı Odası kuruculanndan, uzun süre TÜSİAD Yüksek Istişare Konseyi üyelıği yapan Özdemir Yarar, kronik astım nedeniyle, bır süredır tedavı gördüğü Amenkan Hastanesi'nde vefat etti. Yarar'ın cenazesi, bugün Süleymaniye Camısi'nde kıhnacak cenaze namazmdan sonra Zeytinburnu Kozlu Mezarhğı'nda toprağa verilecek. Tarihi eser operasyonu • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy'de İstanbul Mali Şube ekiplerince gerçekleştırilen operasyonda, piyasa değeri yaklaşık 200 milyar hra olan Urartu ve Roma dönemine aıt 60 parça eser ele geçirildi. Olayla ilgili Ahmet Kunt gözaltına alındı. EğmiîhBip-Sen'den açHdama • İstanbul Haber Servisi - Eğitim Bırlığı Sendikası İstanbul 1 No'lu Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada, çalışanlann vergi iadesi oranlarmm 1998'de 8.4 iken 1999 için yüzde 4'e indirihnesi kınandı. Düzeltme • Haber Merkezi - Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelık taranndan yapılan yazılı açıklamada, 11 Ocak 2000 tanhınde gazetemızde yayımlanan Kanal 7 ile ılgilı habenn yanlış bılgiye dayandığı öne sürüldü. Açıklamada, "Gazetede ıddıa edıldıği gibi habere konu olan Jet-Pa ile ilgili Kanal 7, hiçbir program yapmamıştır. Söz konusu yayınlar ATV'nin Avrupa yayuıı olan ATV-ÎNT'te her gün prime-time'da sürekli olarak yayınlanmıştır. Kanal 7, Jet-Pa ile ilgili sadece diğer televizyon kanallan gibi ücretli reklam yayınlamıştır" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle